MESLEKİ EĞİTİM ALAN ÖĞRENCİLERİN, UYGULAMALI EĞİTİME BAKIŞ AÇILARINA YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA: HAMZAKOY UYGULAMA OTELİ ÖRNEĞİ (original) (raw)

MESLEK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN MUHASEBE DERSİNE YÖNELİK TUTUMLARININ TESPİT EDİLMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

Bu çalışma ile Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinin muhasebe dersine yönelik tutumlarının tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada veri toplamak için 5’li likert ölçeğiyle tasarlanmış anket metodolojisi kullanılmış ve toplamda 51 sorudan oluşmaktadır. Araştırmanın evreni 201 5-2016 Eğitim – Öğretim döneminde Kafkas Üniversitesi Meslek Yüksekokullarında (MYO) muhasebe dersi alan öğrenci kütlesi oluşturmaktadır. Çalışmada yer alan analizlerin geçerlilik ve güvenilirliğini sağlamak için 241 anket değerlendirmeye alınmıştır. Bu anketlerden elde edilen verilere SPSS programı yardımıyla öncelikle verilerin normal dağılım gösterip göstermediğine bakılmıştır. Daha sonra öğrencilerin demografik özellikleri ile verilerin geçerlilik ve güvenilirliğine bakılmış, ankette yer alan boyutları belirlemek için faktör analizi yapılmış ve öğrencilerin demografik özelliklerine göre bağımsız iki örneklem t-testi ile tek yönlü anova analizi uygulayarak elde edilen bulgular detaylı bir şekilde yorumlanmıştır.

HEMŞİRELİK LİSANS ÖĞRENCİLERİNİN KLİNİK UYGULAMA ORTAMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Ulusal Hemşirelik Öğrencileri Kongresi Bildiri Kitabı, Afyonkarahisar, 2019

Amaç: Çalışma ortamlarının ergonomik tasarımı ve düzenlenmesi, çalışma şartlarının uygun düzenlenmesi iş memnuniyeti ve verimliliği üzerinde etkilidir. Bu bilginin ışığında çalışma, klinik uygulamaya çıkan hemşirelik öğrencilerinin çalışma ortam ve koşullarına ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amacıyla yapıldı. Gereç Yöntem: Çalışma Mayıs- Haziran 2016 tarihleri arasında katılmaya istekli 86 öğrenci ile yapıldı. Veriler Hemşirelik İş İndeksi- Hemşirelik Çalışma Ortamını Değerlendirme Ölçeği ile toplandı. Bilgisayar ortamında yüzdelik, aritmetik ortalama ve non-parametrik testler kullanılarak veriler analiz edildi. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20.15±1.475 (min-max:18-24) olup, öğrencilerin %32.6’sı 1. sınıf ve %77.9’u da haftada bir gün staja çıkmaktaydı. Öğrencilerin %59.3’ü uygulama merkezinin fiziki koşullarından, %61.6’sı uygulama merkezinin rutin uygulamalarından genel olarak memnun olduklarını ifade etti. Öğrencilerin %48.8’ i ise bugüne dek çalıştığınız yönetici hemşireniz/servis sorumlu hemşiresinden mesleki eğitiminize katkı bakımından destek aldığını fakat yeterli olmadığını belirtti. Öğrencilerin sadece %32.6’sı klinikte mesleki yeterliliğine yönelik kendisini yeterince geliştirdiğini ifade etti. Öğrencilerin ölçekten aldıkları toplam puan ortalaması 2.66±0,329’du. Ölçeğin alt boyut puan ortalamaları ise; “Hemşirelerin yönetime katılması ve temsil gücü” 2.68±0,388, “Kaliteli bakım için gerekli hemşirelik kaynakları” 2.79±0,375, “Yönetici hemşirelerin tutumu ve liderlik özellikleri” 2.55±0,439, “İnsan gücü ve diğer kaynakların yeterliliği” 2.45±0,454, “Hekim-hemşire- meslektaş iletişimi” 2.82±0,433 idi. Toplam ölçek puanı ve alt boyutlar ile öğrencilerin yaş, cinsiyet, sınıf, fiziki koşullardan memnuniyetle ile ilgili aralarında anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). Öğrencilerin kliniklerin rutin eğitim uygulamalarından memnun olanlarının, klinik/yönetici hemşirelerden yeterli düzeyde eğitim aldıklarını ifade edenlerin ve klinikte mesleki yeterliliğe yönelik kendini geliştirdiğini düşünenlerin toplam ölçek puanı ve alt boyut puanlarının anlamlı derecede yüksek olduğu görüldü (p<0,05). Sonuç: Klinik uygulamaya çıkan hemşirelik öğrencilerinin iş ortamına yönelik tutumlarının orta düzeyde olduğu belirlendi. Öğrencilerin bu tutumlarını daha da artırabilmek için çalıştıkları ortam koşullarının fiziki anlamda daha iyi düzeye getirilmesi ve uygulama ortamlarında hemşirelerin de eğitimlerine destek vermeleri konusunda farkındalığın arttırılması gerekmektedir ANAHTAR KELİMELER: hemşire, öğrenci, iş ortamı, uygulama, tutum

ŞARKI ÖĞRETİMİNDE POPÜLER MÜZİK EŞLİKLERİNİN KULLANIMINA YÖNELİK ÖĞRETMEN ADAYLARININ GÖRÜŞLERİ

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2017

Ortaöğretim müzik derslerinde şarkı öğretimi esnasında ders kitaplarında kullanılan dağarcık, ağırlıklı olarak makamsal çocuk şarkılarından oluşmaktadır. Ancak öğrencilerin gerek yaşam biçimleri gerekse etkileşim içinde oldukları popüler kültür nedeniyle halk müziği kültüründen ve dolayısıyla halk müziklerinden uzaklaşmış olmaları motivasyon düzeyinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu bağlamda araştırmanın amacı, ortaokullarda müzik eğitiminin şarkı öğretimi boyutunda popüler müzik formlarının ve eşliklerinin kullanılmasının müzik derslerine olumlu veya olumsuz etkilerini, müzik öğretmeni adaylarının görüşlerine dayalı olarak tespit etmektir. Araştırma durum tespitine yönelik betimsel bir çalışmadır. Ayrıca verilerin toplanması ve elde edilen verilerin yorumlanması bakımından nitel bir çalışmadır. Çalışma grubunu 2015-2016 eğitim öğretim yılında Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Müzik Eğitimi ABD Okul Deneyimi dersine devam eden son sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına yönelik olarak öncelikle ortaokullarda uygulanmak üzere araştırmacılar tarafından seçilen, popüler müzik formlarında bestelenmiş dört çocuk şarkısına popüler müzik armonisi ve enstrümanları kullanılarak eşlikler hazırlanmıştır. Daha sonra Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Müzik Eğitimi ABD’da lisans öğrenimi gören dördüncü sınıf öğrencilerine Öğretmenlik Uygulaması derslerinde, hem bu eşlikler ve şarkılarla hem de öğretmen kılavuz kitabında yer alan çocuk şarkıları ile şarkı öğretimi yaptırılmıştır. Uygulama sonunda sözlü mülakat yoluyla müzik öğretmeni adaylarının görüşleri alınmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin şarkı söyleme becerilerinde olumlu yönde değişimler gözlenmiştir.

KİTLESEL ÇEVRİMİÇİ ÖĞRENME PLATFORMLARINDA HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİNE YÖNELİK KURSLAR: UDEMY ÖRNEĞİ

KİTLESEL ÇEVRİMİÇİ ÖĞRENME PLATFORMLARINDA HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİNE YÖNELİK KURSLAR: UDEMY ÖRNEĞİ, 2023

ÖZET 21. Yüzyılda bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan ilerlemelerle birlikte birçok faaliyet alanı dijital bir dönüşüm sürecine girmiştir. Zaman ve mekân sınırı olmaksızın kullanıcılarına dünyanın herhangi bir yerinden erişim imkânı sunan dijital platformlar farklı amaçlar doğrultusunda kullanılabildiği gibi eğitim amaçlı da kullanılabilmektedir. Covid-19 pandemisi başta olmak üzere fiziksel olarak bir arada bulunmanın imkânsız olduğu dönemlerde dijital platformların öneminin daha da arttığını söylemek mümkündür. Bu çalışmada farklı uzmanlık alanlarına yönelik olarak kullanıcılarına çeşitli eğitimler sunan Udemy kitlesel çevrimi öğrenme platformu ele alınmıştır. Çalışmanın en temel amacı söz konusu platformda halkla ilişkiler alanına yönelik olarak sunulan kursları ele almak ve bunları günümüzde yürütülen halkla ilişkiler faaliyetleri bakımından incelemektir. Araştırmanın amacı doğrultusunda içerik analizi yapılarak Udemy web sitesinde yer alan veriler analiz edilmiştir. Bu bağlamda sunulan eğitimlerin hedef kitlesi, türü, niteliği ve içeriği gibi boyutlar açığa çıkarılmıştır. Elde edilen bulgulara bağlı olarak 17 kategoride 65 adet farklı eğitim içeriğinin yer aldığı tespit edilmiştir. Söz konusu eğitimlerin, daha çok dijital halkla ilişkiler odaklı içerikler içeren ve bu alanda uzmanlaşmayı amaçlayan bireylere yönelik olarak hazırlanan pratik ve ulaşılabilir yapıda olduğu sonucuna varılmıştır.

MÜZİK ÖĞRETMENLERİNİN ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÖĞRENCİLERLE MÜZİK UYGULAMALARINA İLİŞKİN ÖZYETERLİK ALGISI ÖLÇEĞİ: GÜVENİRLİK ve GEÇERLİK ÇALIŞMASI

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2018

Çeşitli yetersizlikleri nedeniyle özel gereksinimli öğrenci-ÖGÖ olarak isimlendirilen öğrenciler öğretmenlerinden farklı alanlarda dersler almaktadırlar. ÖGÖ' lerin genel eğitim ortamlarında aldıkları derslerden birisi de müzik dersidir ve müzik öğretmenleri ÖGÖ' lere sahip oldukları özyeterlik algıları ile eğitim vermekte, öğrencileri müzik alanında geliştirmeyi hedeflemektedirler. Bu çalışmada müzik öğretmenlerinin ÖGÖ' lerle müzik uygulamalarına ilişkin özyeterlik algılarının tespitinde kullanılmak üzere "Müzik Öğretmenlerinin Özel Gereksinimli Öğrencilerle Müzik Uygulamalarına İlişkin Özyeterlik Algısı Ölçeği"-ÖYAÖ geliştirilmesi amaçlanmıştır. ÖYAÖ' nin geliştirilme aşamasında 253 ve asıl uygulamasında ise 227 müzik öğretmeni ile çalışılmıştır. Likert tipli hazırlanmış olan ölçeğin faktör analizi işlemi sonucunda altı boyuttan oluştuğu ortaya çıkarılmış, geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. Yapılan istatistiki hesaplamalar sonunda KMO değeri 0.9 ve Cronbach's Alpha Katsayısı 0.9 olarak bulunmuştur. Bu değerler ÖYAÖ' nin müzik öğretmenlerinin ÖGÖ' lerin müzik eğitimlerine ilişkin özyeterlik durumlarını ölçmede kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermiştir.

MESLEK YÜKSEKOKULU (MYO) ÖĞRENCİLERİNİN İNGİLİZCE HAZIRLIK EĞİTİMİNE YÖNELİK TUTUMLARI: ISPARTA MYO TURİZM VE OTEL İŞLETMECİLİĞİ ÖRNEĞİ

ÖZET: Ülkemizde mesleki ve teknik eğitimin en önemli kolu MYO'dır. Bu okullarda iş dünyasının beklentilerine cevap verebilecek, öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarını karşılayacak bir eğitimin verilmesi esastır. Yabancı dil eğitimi bu sürecin bir parçasıdır. Gelişen ve değişen iş dünyasının her aşamasında yabancı dil bir zorunluluk halini gelmiştir. Bu ihtiyacı karşılamak için MYO'larında zorunlu İngilizce hazırlık sınıfları hayata geçirilmiştir. Bu çalışmada zorunlu yabancı dil eğitiminin öğrenciler üzerindeki öneminin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda öğrencilerin yabancı dil eğitimine bakış açılarına yönelik anket hazırlanmış ve uygulanmıştır. Analiz sonucunda öğrencilerin yabancı dil Hazırlık Sınıfı eğitiminin gerekliliğini kavradıkları anlaşılmıştır. Ancak öğrencilerin yabancı dil eğitiminde konuşma becerisi kazandırılması konusunda eksiklikleri olduğu saptanmıştır. ABSTRACT: In our country the most important branch of vocational and technical education is vocational schools. In these schools, it is essential to give an education which can respond to the expectations of the business community and meet the interests and needs of students. Foreign language education is part of this process. Foreign language has become compulsory at every stage of developing and changing business world. To meet this need, compulsory English preparatory classes in vocational schools have been implemented. In this study, it has been aimed to emphasize the importance of compulsory foreign language education upon students. In this respect, a questionnaire aimed at students' perspectives on foreign language education has been prepared and implemented. As a result of analysis, it has been understood that students have comprehended the necessity of education in foreign language preparatory class. However, it has been determined that students have deficiencies in acquiring speaking skills within foreign language education.

MÜZİK ÖĞRETMENİ, MÜZİK ÖĞRETİM MATERYALİ VE UYGULAMA AÇISINDAN KÖY ORTAOKULLARINDA MÜZİK EĞİTİMİNİN DURUMU

Bu çalışmanın yapılmasına, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında, Sivas merkeze bağlı yirmi dört köy ortaokulunu gezerken gözlemlenen önemli sorunlar sebep olmuştur. Söz konusu yirmi dört okuldan sadece iki tanesinde müzik öğretmeni bulunması, hemen hiçbirinde müzik eğitimi için gerekli materyalin olmaması, bazılarında müzik ders saatlerinde farklı dersler işlenmesi gibi sorunlar gözlenmiştir. Bu durum “ilköğretim okullarımız hâlâ bu durumda mı?” sorusunu akla getirmiştir. Ortaokullara müzik öğretmeni atanması için haftalık asgari ders saatinin altı saat olması gerekmektedir. Müzik dersi için, ortaokullarda, haftada bir saat ayrıldığı da hesaba katılırsa, haftalık ders kotasını doldurmak için okulda en az altı şube olması gerekmektedir. Şube sayısının altıya çıkarılması köy ortaokullarında pek mümkün olmadığından, birçok öğrenci müzik öğretmeninden mahrum bırakılmaktadır. Bunun yanı sıra söz konusu köy ortaokullarının birçoğunda, müzik derslerinin boş geçtiği gözlenmiş, öğretmenlerin herhangi bir plana uyup uymadıkları konusu da önem kazanmıştır. Bu bağlamda, Milli Eğitim Bakanlığı müzik ders müfredatı incelenmiş ve sorunun kaynağının müfredat olmadığı kanısına varılmış, problemin uygulamada olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, uygulamadaki eksikliklerin dile getirilmesi gerektiği düşünülmüştür. Çalışmaya konu olan söz konusu yirmi dört okul örneklem kabul edilmiş, çalışmanın verilerinin toplanmasında gözlemler ve yüz yüze görüşmelerin yanı sıra kaynak taramasından da yararlanılmıştır. Toplanan veriler analiz edilmiş ve sonuç bölümünde konuyla ilgili fikirler sunulmuştur.

MUHASEBE EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN MUHASEBE MESLEĞİNE BAKIŞ AÇILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ: MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

The main objective of this study is evaluation of the students ' viewpoints to the accounting profession in graduate, undergraduate, distance education undergraduate and distance education graduate programs at business administration department of Muğla Sıtkı Koçman University. In this study, the questionnaire technique was used to collect data. The population of the research is 938 students at business administration department of Muğla Sıtkı Koçman University in 2014-2015 academic year. 360 valid questionnaires were evaluated. According to the results, affecting factors and lessons front to the accounting profession of business administration students was evaluated according to students' demographic characteristics. It is observed that factors and accounting lessons affect front to the profession vary dependent on students' demographic characteristics.

YÖNETİCİ ASİSTANI MESLEĞİNİN EĞİTİM VE ÖĞRETİMİNDE BİR UYGULAMA DENEMESİ: HARMANLAMA EĞİTİMİ YAKLAŞIMI(Bildiri olarak yayınlanan çalışmanın Makale olarak yeniden yayınlanmasıdır))

Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 2013/1, Büro Yönetimi Özel Sayısı Journal of Süleyman Demirel University Institute of Social Sciences Year: 2013/1, Special Volume on Office Management, 2013

A PRACTICE STUDY IN EXECUTIVE ASSISTANT PROFESSION’S EDUCATION AND TEACHING: THE BLENDED EDUCATION APPROACH ABSTRACT As in all areas experiencing rapid change in the field of executive assistant. Anticipate change in organizations, profession, institution and management relations, exchange academic staff and the colleges of vocational education in managing the efficient and effective implementation is of increasing importance. The Executive Assistant’s at the university with sufficiency of the theoretical knowledge and skills without internship to measure the adequacy of a working model prior to working life debated even today continues to be debated. In this study, an application to reduce the cost of living learning approach to how the blending of the educational process can be done with limited resources are discussed. Blending education can be defined as learning by doing. Suleyman Demirel University, Gonen Vocational School in the Executive assistants since 2007, Executive Assistant and Professional Correspondence courses are blending approach (mix) to education. Business life before (the pre-work life) named as the implementation process of this application, students studies, evaluation of students' internship after the files related to the application by considering reflections and explained. As a result, executive assistant has give self confidence of the approach of blending education in felt every segment of society and effective successful of the professional.