Kore Sehidi Yuzbasi Halit Kaya ALDOGAN (original) (raw)

Kutadgu Bi̇li̇g’De Kadin

DergiPark (Istanbul University), 2016

Yusuf Has Hacip tarafından XI.yüzyılda Karahanlı Türkçesiyle yazılmış Kutadgu Bilig, kültür ve edebiyat tarihimizde önemli bir yer tutar. Türk-İslam sentezinin en eski örneklerinden olan bu eser didaktik bir eserdir. Her iki dünyada da mutlu olmanın yollarını gösterir. Bu çalışmada Kutadgu Bilig'de ve dolayısıyla Karahanlı Türkçesinde kadın kavramını karşılayan sözcük ve sözcük grupları kullanım sıklığı ve bağlam açısından ele alındı. Böylelikle dönemin zihniyetinin, kadına yüklenen rolün daha iyi anlaşılması hedeflendi.

BEDEN ALGISININ GEBELIKTE KILO ALIMI UZERINE ETKISI

BEDEN ALGISININ GEBELİKTE KİLO ALIMI ÜZERİNE ETKİSİ: ANALİTİK KESİTSEL ARAŞTIRMA Effect of Body Perception on Weight Gain in Pregnancy: A Cross-Sectional Analytical Study, 2021

Araştırma; beden algısının gebelikte kilo alımı üzerine etkisini belirlemek amacıyla analitik-kesitsel olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini; Aydın ilinde bir devlet hastanesine izlem için başvuran gebeler oluşturmuştur. Örneklemi gelişigüzel örnekleme yöntemi ve güç analizi ile belirlenen 223 gebe oluşturmuştur. Araştırmacılar tarafından gebelerin kiloları ölçülmüş, “Kişisel Bilgi Formu” ve “Beden Algısı Ölçeği (BAÖ)” uygulanmıştır. Verilerin analizinde “Tanımlayıcı”, “Mann-Whitney U” ve “Kruskal-Wallis” testleri kullanılmıştır. Gebelerin %92,8’i isteyerek gebe kaldığını bildirmiştir. Gebeliği isteme durumu ile beden algısı düzeyi arasında istatistiksel açıdan ilişki olduğu belirlenmiştir (p<0,05). Gebelerin %47,1’i mevcut kilolarından memnun olduğunu, %35,4’ü ise gebelikte aldığı kilolardan olumsuz etkilendiğini bildirmiştir. Gebelik süresince gebelerin %27,8’inin gereksiniminden fazla kilo alırken, gebelerin %35,9’unun gerekenden daha az kilo aldığı tespit edilmiştir. Gebelikte kilo almanın ve gebelerin kilo artışından etkilenme durumunun beden imajı düzeyleri üzerinde istatistiksel açıdan anlamlılık oluşturduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Sonuç olarak, gebelerin çoğunun isteyerek gebe kalmış olsa da; yarıya yakınının mevcut kilolarından memnun olduğu, gebelerin gebelikleri süresince aldıkları kilolardan olumsuz etkilendikleri ve gebelerin beden algılarının bu nedenle olumsuz olduğu değerlendirilmiştir

ALİ ŞERİATİ’NİN KUR'AN ALGISI

2008

"Iranian Muslim intellectual Ali Shariati (1933-1977) tried to find solutions to Muslim societies’ problems considering Islamic principles without disregarding some data of modern sociology and philosophy. After graduation from Sorbonne University, he returned to Iran but he was put into prison based upon a claim that he was involved in anti-governmental activities while in France. He was released in 1965. Afterwards, he gave influential conferences addressing a great number of devout listeners. As in the period before the Islamic Revolution in Iran, Shariati’s views are still current in Iran and in the world. In this study, we will try to show how he understands and comments verses (آيات), (sometimes partly) Surahs (chapters) and parables of the Quran. As this study proceeds, first we will mention his views in general and then interpret them by focusing on the Quran’s integrity and especially its classical exegesis. Keywords: scientific exegesis, miracle, symbolism, angel, human.xxxx xxxx İranlı Müslüman bir entelektüel olan Ali Şeriati (1933-1977), Müslüman toplumların sorunlarına İslâmî prensipler doğrultusunda çözümler aradı. Bunu yaparken de modern sosyoloji ve felsefenin verilerini de dikkate aldı. Fransa’nın Sorbonne Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra İran’a döndü ama “Fransa’dayken devleti yıkıcı faaliyetlerde bulunduğu” iddiasıyla hapse atıldı. 1965’te serbest bırakıldı ve çok sayıda dinleyici çeken etkili konferanslar verdi. İran İslâm Devrimi öncesinde olduğu gibi, Şeriati’nin görüşleri günümüzde İran’da ve hatta tüm dünyada güncelliğini korumaktadır. Bu çalışmada onun ayetleri, (bazıları kısmen olmak üzere) sureleri ve kıssaları nasıl yorumladığını ortaya koymaya çalışacağız. Bunu yaparken de önce genel olarak onun görüşlerini belirtip ardından da özellikle klasik tefsirleri de göz ardı etmeksizin Kur'an bütünlüğünü dikkate alarak bu görüşlerini değerlendirmeye gayret edeceğiz. Anahtar kelimeler: Bilimsel tefsir, mucize, sembolizm, melek, insan. "

KUTADGU BILIG'TEN DEVLET AKLINA

ABSTRACT From the Kutadgu Bilig to Raison d’État The thought of administration is an area of investigation setting forth analysis of history both from the economic and social aspects. In the course of history the administrative methods that had been developed by various states have been analyzed mostly by use of cultural aspects; thus the economic and social aspects have been neglected. From the 10th-11th century AD on, the inception of Islam’s spread among the people of West Turkistan influenced significantly the process of becoming state for the nomads and the settlers of this region. The thought of administration roughly tries to map the administrative mentality of the social groups in question. Especially the works that were written in the 11th century AD are essential for understanding the administrative mentality of the period with its economic and social roots. From this point of view the period in question can be analyzed both by the investigation of the work and author of work. The most common example of this is the Kutadgu Bilig written by the Yusuf of Balasagun (Yusuf Has Hajib) in the 11th century AD. Being a book of advices to sovereign (Nasihatname, Pendname), ages in advance the work constitutes a paradigm of modern administration mentality. One of the questions that are pursued by this paper is in the very this debate: Are there any traces of a reason d’état (the reason of state) corresponding to the requirement of centralization of administration in the modern ages in the Kutadgu Bilig, on the one hand, and rule of law conceptualization for securing the justice on the other? In this paper it is acknowledged that both the qualities of administrator/sovereign and the establishment of justice by the cause and effect relationship (daire-i adalet/the circle of justice) were determined roughly by the economic and social conditions of that period. The segments of social structure in the Karakhanids period are analyzed in detail throughout the book. It can be said that the determination of wealth rank of different segments of the society, from the methodological point of view, may ease to understand the administration mentality. Whether the concept of governmentality of the classical works of modern thought of administration can be traced back to the Kutadgu Bilig, which is a pre-modern treatise, or not is another question to reply. Grounding on the Kutadgu Bilig, the Karakhanids’ social structure, the author himself, the period in which the treatise was written will be analyzed. In this way, by the analysis of many treatise, a discipline of the thought of administration can be constituted that makes possible for arguing different various period and conditions Key Words: the Kutadgu Bilig, the Karakhanids, the thought of administration, raison d’état (the reason of state), governmentality, the circle of justice. ÖZET Yönetim düşünü, tarihin iktisadi ve toplumsal yönleriyle incelenmesini öngören bir araştırma alanıdır. Tarihte farklı devletlerin yaratmış olduğu yönetim usulleri, genellikle kültürel boyutlarda incelenmiş, bu da iktisadi ve toplumsal unsurların ihmal edilmesine neden olmuştur. X.-XI. yüzyıldan itibaren özellikle batı Türkistan’da yaşayan halklar arasında İslam’ın yayılmaya başlaması, yerleşik ve göçebe unsurların devletleşme sürecini önemli ölçüde etkilemiştir. Yönetim düşünü kabaca, söz konusu toplumsal unsurların yönetim zihniyetlerinin haritasını çıkarmaya çalışmaktadır. Özellikle XI. yüzyıl civarında yazılmış olan eserler, dönemin yönetim zihniyetini, iktisadi ve toplumsal kökenleriyle anlamamızda anahtar olma özelliğine sahiptir. Bu açıdan bakıldığında ilgili dönem, hem eser hem de eseri yazan kişinin araştırılması yoluyla incelenebilir. Bunun en bilinen örneği, XI. yüzyılda Balasagunlu Yusuf (Yusuf Has Hacip) tarafından yazılan Kutadgu Bilig’tir. Hükümdara öğütler (Nasihatname, Pendname) türündeki bu eser, modern yönetim zihniyetinin yüzyıllar öncesindeki örneklerinden biri olarak kabul edilebilir. Bu bildirinin peşinde olduğu sorulardan biri tam da bu tartışma içinde yer almaktadır: Bir yandan modern dönemde yönetimin merkezileşme ihtiyacını karşılayan bir devlet aklının (raison d’état), öte yandan da adaletin sağlanması için hukuk devleti kavramsallaştırmasının izleri Kutadgu Bilig’te var mıdır? Bu çalışmada yöntem olarak hem yöneticinin/hükümdarın niteliklerinin hem de adaletin neden-sonuç ilişkisi ile sağlanmasının (daire-i adalet), kabaca o dönemin iktisadi ve toplumsal koşulları tarafından belirlendiği kabul edilmektedir. Karahanlılar dönemindeki toplumsal yapının içinde yer alan kesimler eserde ayrıntılı olarak incelenmiştir. Yöntem açısından toplumun farklı kesimlerinin maddi konumlarını belirlemenin, yönetim zihniyetinin anlaşılmasını kolaylaştırdığını söyleyebiliriz. Modern yönetim düşünü klasiklerindeki “yönetimsellik” kavramının, modern öncesi döneme ait bir yapıt olan Kutadgu Bilig’te aranıp aranmayacağı bir başka soru olarak karşımıza çıkmaktadır. Kutadgu Bilig özelinde Karahanlıların toplumsal yapısı, eseri yazan kişi, eserin yazıldığı dönem amaçlanan yöntem çerçevesinde incelenecektir. Bu yolla birçok eserin incelenmesi sayesinde farklı dönem ve koşulların tartışılmasını mümkün kılacak bir yönetim düşünü alanı yaratılabilir. Anahtar Sözcükler: Kutadgu Bilig, Karahanlılar, Yönetim Düşünü, Devlet Aklı, Yönetimsellik, Daire-i Adalet

Umbilikal Kordon Kisti ile Birlikte Akardiyak ‹kiz Efli

A Am ma aç ç: : Nadir görülen akardiyak ikiz ve birlikte bulunan kordon kisti olgusunu de¤erlendirmektir. O Ol lg gu u: : Onsekiz yafl›nda, primigravid olgu, üçüncü trimesterin bafl›nda anomalili ikiz efli olarak refere edildi. Ultrasonografik incelemede; monokoryonik-monoamniyotik ikiz gebelik saptand›. Amniyon s›v›s› normal idi. Normal fetüs 29±2 hafta ile uyumlu bulunurken, dolafl›m› normal fetüs taraf›ndan sa¤lanan 120x80x60 mm ölçülerinde, içinde yo¤un damar, kemik ve yumuflak doku ekojenitesi gösteren amorf yap› izlendi. Ayr›ca umbilikal kordonun serbest bölümünde, 84x64x62 mm boyutlar›nda kistik oluflum tespit edildi. Normal fetüsün umbilikal arter Doppler ölçüm de¤erleri amorf yap›daki Doppler de¤erleri ile ayn› özellikte idi. Ultrasonografik takipte iki hafta sonra kistin kayboldu¤u gözlendi, amniyon s›v›s›nda daha önce görülmeyen yo¤un partiküller izlendi. Gebeli¤in 34. haftas›nda normal do¤um ile 1400 g, 41 cm, 6/7 Apgar'l› erkek fetüs ile birlikte 100x70x50 mm ölçülerinde, 450 g a¤›rl›-¤›nda, d›fl yüzeyi düzgün, yumuflak k›vamda, do¤um travmas›na ba¤l› k›smen parçalanm›fl, 25 cm uzunlu¤unda umbilikal kordonu olan amorf fetüs do¤urtuldu. Her iki fetüsün kordonlar›, plasental insersiyon yerinde birbiriyle anastomoz yapm›flt›. Plasental insersiyona yak›n bölgede, akardiyak fetüsün kordon duvar›nda, rüptüre olmufl kiste ait, ekimotik ve nekrotik zar kal›nt›lar› izlendi. Amorf fetüsün patolojik incelenmesinde immatür dokular, kalsifiye alanlar ve yo¤un damarl› yap›lar tespit edildi. Yenido¤an postpartum 21. ayda sa¤l›kl› idi. S So on nu uç ç: : Akardiyak ikiz ile kordon kisti birlikteli¤i nadir görülen bir durumdur. Spontan kist rüptürü, olgumuzda oldu-¤u gibi k›sa dönem süresinde komplikasyona yol açmam›flt›r. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : ‹kiz, Akardiyak, Umbilikal kordon kisti

FRİEDRİCH ENGELS KUDWİG FEUERBACH VE KLASİK ALMAN FELSEFESİNİN SONU

10 .riedrich Engels Ludwig .euerbach ve Klasik Alman .elsefesinin Son 13 .riedrich Engels Ludwig .euerbach ve Klasik Alman .elsefesinin Sonu bilime karþý, Kiliseye karþý, hatta sýk sýk devlete karþý, açýk savaþým halindeydiler, yapýtlarý sýnýrlarýn ötesinde, Hollandada, Ýngilterede basýlýyor, kendileri ikide-bir Bastillei ziyaret edecek durumda bulunuyorlardý. Almanlarda ise, tersine, devlet tarafýndan atanan profesörler, gençliðin hocalarýydý, yapýtlarý öðretim elkitaplarý olarak tanýnýyor, ve bütün geliþmeyi taçlandýran sistem, Hegelin sistemi, þu ya da bu biçimde Prusya krallýðýnýn devlet felsefesi katýna yükselmiþti! Ya devrim, profesörlerin ardýna, onlarýn ukalâca ve karanlýk sözlerinin ardýna, onlarýn aðýr ve sýkýcý uzun uzun tümcelerinin içine mi gizleneydi? O sýralar devrimin temsilcileri olarak görülen adamlar, liberaller, insanlarýn kafalarýna kargaþalýk yaðdýran bu felsefenin en amansýz düþmanlarý deðiller miydi? Ama ne hükümetin, ne liberallerin göremediðini, bir adam, en azýndan daha 1833te gördü. Henri Heine [3] idi bu adamýn adý. Bir örnek alalým. Hiçbir felsefi sav, Hegelin ünlü Gerçek olan her þey ussaldýr, ussal (rationnel) olan her þey gerçektir* savý kadar, yeteneksiz hükümetlerde bu denli þükran duygularý ve onlardan daha az yeteneksiz olmayan liberallerde de bu denli öfke uyandýrmamýþtý. Bu, açýkça, var olan her þeyin kutlulaþtýrýlmasý, despotluðun, polis devletinin, keyfi adaletin, sansürün onaylanmasý deðil miydi? Ýþte böyle yorumladý bunu .riedrich Wilhelm III, onunla birlikte de uyruklarý. Oysa, Hegelde var olan her þey, hiç de öyle birdenbire gerçek deðildir. Gerçeklik saný, Hegelde, ancak, ayný zamanda zorunlu olana uygulanýr, gerçeklik açýlýp ortaya çýkýþýnda zorunluluk olarak kendini ortaya koyar; onun için Hegel, ne olursa olsun her türlü hükümet önlemini gerçek [sayfa 13] saymaz bizzat Hegel belli bir hazinesel kurum** örneðinden sözeder. Ama zorunlu olan, son aþamada, ayný þekilde ussal olduðuna da gösterir, ve o zamanýn Prusya devletine uygulanýnca, Hegelin savý, bu devlet ussaldýr, zorunlu olduðu ölçüde de ussaldýr anlamýndan baþka bir anlama gelmez; bununla birlikte, bu devlet bize kötü görünüyorsa ve kötü olduðu halde gene de var olmakta devam ediyorsa, bu hükümetin kötü niteliðinin kanýtýný ve açýklamasýný, uyruklarýn buna uygun düþen kötü niteliðinde bulur. O zamanýn Prusyalýlarý lâyýk

ANADOLU KARD‹ YOLOJ‹ DERG‹ S‹

anakarder.com

Kardiyoloji eğitiminde e-öğrenme ve probleme dayalı öğrenme entegrasyonu E-learning and problem based learning integration in cardiology education Erol Gürpınar et al.; Antalya, Türkiye Heart murmurs auscultation as professional learning problems Profesyonel öğrenme problemi olarak kalp üfürümlerinin oskültasyonu Leonid B. Naumov; Beer-Sheva, Israel Effects of proadrenomedullin N-terminal 20 peptide and calcitonin on rat heart Proadrenomedullin N-terminal 20 peptit ve kalsitoninin sıçan kalbine etkisi Ziya Kaygısız et al.; Eskişehir, Türkiye Effect of the content of knowledge on adherence to medication in hypertensive patients Hipertansiyonlu hastalarda bilgi içeriğinin ilaç tedavisi uyumuna etkisi Hayrettin Karaeren et al.; Ankara, İstanbul, Türkiye Usefulness of automatic QT dispersion measurement for detecting exercise-induced myocardial ischemia Egzersizle oluşan miyokard iskemisini göstermede otomatik QT dağılımının ölçümü Bonpei Takase et al.; Saitama, Japan Papillary muscle dyssynchrony as a cause of functional mitral regurgitation in dilated cardiomyopathy Dilate kardiyomiyopatili hastalarda fonksiyonel mitral yetersizliği ve papiller kas dissenkronisi Kürşat Tigen et al.; Lubbock, USA Kalp yetersizliğinde servo-ventilasyonun nörohormonlar ve Cheyne-Stokes'a etkisi Effects of servo-ventilation therapy on neurohormones and Cheyne-Stokes in heart failure Şükrü Gür ve ark.; Denizli, Türkiye Pulmoner arter bant ameliyatı ile biventriküler ve üniventriküler tamir sonuçları Pulmonary artery banding operation and biventricular or univentricular repair Ersin Erek ve ark.; İstanbul, Türkiye Timing of levosimendan in cardiac surgery Kardiyak cerrahide levosimendan kullanımı zamanlaması Murat Aksun et al.; Ankara, İzmir, Türkiye Derleme / Review Klopidogrel direnci Clopidogrel resistance Yeşim Güray ve ark.; Ankara, Türkiye Kalp hastalıklarında diyabet yönetimi Management of diabetes in cardiac disease Serhat Işık ve ark.; Ankara, Türkiye