“ANKARA ÇEVRESİ”NİN “ÖTEKİLEŞTİRİLME” SÜRECİ VE DİL-TARİH TASFİYESİ'NİN İDEOLOJİK-DÜŞÜNSEL ARKA PLANI (original) (raw)
Related papers
SÖZLÜ TARİH KURAMI BAĞLAMINDA ANKARA-KILIÇLAR KÖYÜNÜN KURULUŞU VE KILIÇ DEDE’NİN EFSANEVİ KİŞİLİĞİ
SÖZLÜ TARİH KURAMI BAĞLAMINDA ANKARA-KILIÇLAR KÖYÜNÜN KURULUŞU VE KILIÇ DEDE’NİN EFSANEVİ KİŞİLİĞİ, 2013
Tarih, yaşanılan anın gerisinde kalan dönemin bilgisidir. İnsanoğlu bu bilgiye ulaşmak ve anın bilgisini gelecek kuşaklara ulaştırmak için yaşanılan dönemin imkânları ölçüsünde çeşitli yöntemler denemiştir. Yazının 6.000 yıl öncesinde bulunduğu iddiasına dayanarak, yazının bulunmadığı/yazısız tarihi bilme imkânını ancak nesiller arası sözlü aktarımda bulmaktayız. Yazının icadı ile kayda geçen tarih, girilen savaşlardaki kahramanlıkların, yöneticilerin etkili ve güçlü tavrının, toplumların yaşamlarında derin izler bırakan etkili olayların ve daha ziyade siyasi kişilerin ve devletlerin tarihidir. Büyük ve sarsıcı olaylardan arta kalan ve onlarla mukayese edildiğinde daha az tesirli olaylar sözlü tarihin hafızaya dayalı belleğinde muhafaza edilmiştir. Yerel tarih bilgisinin büyük çoğunluğu yazıya geçmemiş/geçememiş ve halkın hafızasına emanet edilmiştir. Bu bağlamda, Ankara Çubuk ovasında vuku bulan Ankara Savaşı(1402) sırasında Çubuk’a bağlı olan(daha sonra ayrılıp Kazan ilçesine bağlanan) Çelençler Köyü’nde(daha sonra adı Kılıçlar olarak değiştirilmiştir) yaşanan, Yıldırım Bayezid’in esir edilmesinin, halk üzerinde yarattığı derin teessürün etkisiyle gölgelenen bir hadisenin yöre halkı tarafından sözlü hafızada saklanarak ve dilden dile aktarılarak korunmuş hikâyesi üzerinde durulacaktır. Yıldırım Bayezid’in ordusunda yer alan ve şehit düşen Kılıç Dede’nin köy kuruculuğu ve etrafında gelişen anlatmaların köyün tarihini yeniden kurmasındaki rolü tartışılacaktır. Gerçekten yaşayan sıradan bir askerin kahramanı olduğu hadisenin ve bu hadise içinde şehit düşmesinin köylü üzerinde yarattığı etkiler neticesinde efsaneleşmesi, kişiliği etrafında oluşan anlatmalarla bir köyün tarihinin yeniden nasıl inşa edildiği mütalaa edilecektir.
ANKARA TARİHİ KENT MERKEZİ YENİLEME ALANI KORUMA PLANI, NİTELİĞİ ve İPTALİNE İLİŞKİN GEREKÇELER
Tunçer, M., 2013, “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı Koruma Planı, Niteliği Ve İptaline İlişkin Gerekçeler”, VEKAM Ankara Araştırmaları Dergisi (Journal of Ankara Studies), Cilt 1, Sayı 2, Aralık 2013, s. 10-34., 2013
Bu yazıda; çeşitli sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, TMMOB’a bağlı meslek odaları, kamu kurum ve kuruluşları tarafından (Sosyal Güvenlik Kurumu, Vakıflar Gn. Md. Vd.) Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na karşı açılan davalarda uyuşmazlık konusu edilen “Ankara Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları” nın ve planlanan yörenin tümünün çevre, ulaşım, trafik gibi ilişkilerinin kapsamlı bir biçimde Plan bütünlüğü bağlamında ele alınarak, koruma-ıslah planlaması esasları ve kamu yararı açısından değerlendirilmiştir. Bu bağlamda; Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Koruma Kurulu kararıyla onaylanan “Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planı ve Plan Notları”; “Yenileme Alanı”, “Sit Alanı”, Koruma Alanı”, “Etkileşim ve Geçiş Alanı” ve “Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkları” gibi hususlar açısından irdelenmiştir. In this paper, "Ankara Historical City Centre Renewal Area 1/5000 Scale Conservation Master Plan”, and “1/1000 Scale for the Conservation Implementation Plans" which was taken to the court against Ankara Metropolitan Municipality. Who was planned the whole region, environment, transport, traffic as well as the integrity of relations in the context of a comprehensive plan based on the principles of urban planning principles and is not considered appropriate in the public interest. In this paper, Ankara Metropolitan Municipality and the Conservation Coincil decision and the decision of the Board approved "for the Protection of the Nation Historic City Centre Master Plan and Implementation Plan and the Plan Notes", "Renewal Area", "Protected Area", Conservation Area ", “Interaction and Transition Areas" and "Historical and Cultural Heritage " will be discussed.
İdil, 2021
Bilgi, insanlık için en önemli yapı taşı olmuştur. Çeşitli yöntemler ile elde edilen bilgi, zaman içerisinde kişiden kişiye aktarılmış, saklanmış ve geliştirilmiştir. Teknolojinin gelişimi ile bilginin aktarılma ve saklanma yöntemleri de değişim göstermiştir. Başlangıçta kil tabletlere yazılan bilgi, matbaanın keşfi ile kitap ve dergi formuna bürünmüştür. Sayısal sistemlerin gelişimi ile bilgi bilgisayar ve mobil ortama aktarılmış ve bir dönüşüm yaşamıştır. Bu araştırmada bilginin aktarılma kaynağı olarak dijital yayıncılık konu alınmıştır. Yayıncılık tarihi irdelenerek, günümüz yayın yöntemleri ve araçları değerlendirilmiştir. Son dönemde geliştirilen DPS teknoloji ve avantajları bu araştırmanın üzerinde durduğu bir konudur. Araştırma sonucunda elde edilen bilgiler ışığında Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat ve Tasarım Dijital Dergisi örneği hazırlanmış ve sunulmuştur.
KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİNDE SOYLULAŞTIRICI OLARAK TOKİ’NİN ROLÜ: ANKARA İLİ, AKTAŞ MAHALLESİ ÖRNEĞİ
2019
Tarihsel süreç içerisinde dünya çapında değişen ve benimsenen bir takım politikaların kentlerin gelişim ve değişim süreçlerine de etkisi olduğu bilinmektedir. Bunlardan belki de en önemlisi neoliberal politikalar ve küreselleşmedir. Bu çalışma kapsamında neoliberal politikalar ve küreselleşmenin mekana yansıması olarak karşımıza çıkan kentsel dönüşüm projeleri ve kentsel dönüşüm projelerinin bir sonucu olarak kentsel mekanda alt gelir grubunun yaşam alanının orta veya üst gelir grubu tarafından tercih edilmesiyle yaşanan soylulaştırma kavramı ele alınmıştır. Bu kavramlar tanımlanırken ve incelenirken Türkiye’deki uygulamalarda baş aktör olan Toplu Konut İdaresi (TOKİ)’nin kuruluş amacından uzaklaşarak kentsel dönüşüm projelerinin vazgeçilmez aktörleri haline gelmesi ve bu projelerde soylulaştırıcı role bürünmesi üzerinde durulmuştur. Bahsi geçen kavramlara dair ilgili literatür taranmış ve literatüre dayandırılmak üzere TOKİ ve Altındağ Belediyesi işbirliğinde gerçekleşen kentsel dönüşüm süreci ile birlike soylulaştırma sürecini yaşayan Ankara İli, Altındağ İlçesine bağlı Aktaş Mahallesi’nde hem kentsel dönüşüm öncesinde hem de kentsel dönüşüm sonrasında alanda yaşayan 100 kişi ve kentsel dönüşüm sonrasında alana taşınan 100 kişi olmak üzere 200 kişi ile rastgele seçim yöntemi ve kar topu örneklem yöntemi birlikte kullanılarak yüz yüze hanehalkı anket görüşmeleri yapılmıştır. Yapılan görüşmelerde Aktaş Mahallesinin geçirdiği fiziki değişimin yanı sıra ekonomik ve sosyokültürel değişimlerin soylulaştırma sürecine nasıl etki ettiği üzerinde durulmuştur.
ANKARA VE ÇEVRESİNİN SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASI VE KÜLTÜREL DEĞİŞİM
GÖNÜL SULTANLARI ŞAHSİYETLERİ VE DEĞERLERİ İLE ANKARA, 2018
Kültür, çok geniş kapsamlı bir kavramdır. Kültürün farklı açılardan pek çok tanımı yapılmıştır. Sosyal miras ve gelenekler birliği olarak kültür; varlığımızın yapısını belirleyen, sosyal bir süreçle öğrendiğimiz uygulama ve inançların, maddi ve manevi öğelerin birliğidir. Yaşam biçimi olarak kültür; bir toplumun tüm hayat biçimidir veya bir gurubun yaşama biçimidir. Değerler, idealler ve davranışlar olarak kültür; sosyal-kültürel çevredeki eylemlerin ve araçların ortaya koyduğu ve nesnelleştirdiği anlamlar, değerler ve kurallar, bunların etkileşim ve ilişkilerinin oluşturduğu guruplardır. Ancak kültür için kapsayıcı bir tanım belki de "insanoğlunun ürettiği her şeydir" şeklindeki tanımdır. Genel olarak bir toplumun ya da bir milletin ürettiği maddi ve manevi değerlerin bütünü olarak tanımlanan "kültür" terimi, somut ve somut olmayan kültür olarak ayrılır. Somut ve somut olmayan kültürel varlıkların birbirleriyle etkileşim içinde oldukları ve aynı derecede önem taşıdıkları burada vurgulanmalıdır. Kültür bir toplumun ortak değerleridir. Kültür saklanan, öğrenilen ve öğretilen; eğitimle yeni kuşaklara aktarılan, aşılanan bir içeriğe sahiptir. Bu bağlamda kazandığı alışkanlıkları, sahip olduğu yeni bilgi ve değerleri yavrusuna öğretebilen tek varlığın insan olduğuna vurgu yapmak yerinde olacaktır. Bu da kültürün ve kültürel değerlerin eğitim yoluyla yeni kuşaklara aktarılması ile mümkün olmaktadır. Kültürün bütünleştirici bir yönü de vardır. Geçmişi olmayanın geleceği de olmaz. Her toplumun bir dünü, önceki günü, kısacası bir tarihi vardır. Bir topluma ait kültür bu tarihi süreçte var olagelmiştir. Çoğu zaman yazılı bir tarihi olmamakla birlikte, kültürel kaynaklarımızın, gelenek ve göreneklerimizin de bir tarihi vardır.
TARİHİ ÇEVRELERDE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM PLANLAMASI: DİYARBAKIR TARİHİ SUR İÇİ BÖLGESİ ÖRNEĞİ
Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2014
Dünya üzerinde yaşanan nüfus artışı, tüketim değerlerinin de bu doğrultuda yükseliş göstermesine neden olmaktadır. Bu durum, çevremizin sürekli zarar görmesine ya da yok olma sürecine girmesine yol açmaktadır. Uzun zamanlardan beri devam eden bu yok etme kültürü, yakın zamandan itibaren teknolojik gelişmelerin artması ve sanayileşmenin de dev bir sektör haline gelmesi ile ciddi boyutlara ulaşmıştır. Bu yıkım sadece doğal çevreye zarar vermekle yetinmeyip, tarihi çevreleri de etkilemiş, ekonomik ve sosyo-kültürel değerler gibi pek çok mirası da kapsamıştır. Meydana gelen bu yıkımı tetikleyen güçlerden biri de turizm olmuştur. Turizm, günümüzde büyük bir sektör haline gelerek önemli bir ekonomik güç durumundadır. Ancak izlenen yanlış turizm politikaları ve bu durumun meydana getirdiği kullanım hataları, hem doğal hem de tarihi çevrelerin yıpranma sürecinde etkili olmuştur. Oluşan yıkım doğrultusunda sahip olunan değerlerin korunmasının gerekliliği zamanla daha iyi anlaşılmış ve bu yöndeki bilinçlenme gün geçtikçe artmıştır. Koruma hakkındaki bilinçlenmenin artması bir süre sonra; sahip olunan değerlerin zarar görmeden kuşaklar boyunca sürekliliğinin sağlanabilmesi esasına dayalı “sürdürülebilirlik” kavramının doğmasını da beraberinde getirmiştir. Günümüzde bu kavram birçok sektörde uygulanabilme fırsatı yakalayarak kullanım alanını sürekli arttırmaktadır. Ancak bu yöndeki bilinçlenmenin hız kesmeden daha da artması gerekmektedir. Bu bilinçlenmenin oluşmasının önem taşıdığı sektörlerden biri de turizmdir. Turizm planlama çalışmalarının uygulama alanlarından biri sürdürülebilirlik olmalıdır. Turizmin sebep olduğu yıkımın, ancak sürdürülebilir bir anlayış içerisinde düzenlenen planlanma çalışmalarıyla engellenebileceği pek çok çevrede kabul görmeye başlayan bir anlayış olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle, tarihi çevrelerdeki yanlış turizm politikalarıyla turizmin zararlı etkisi yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Bu bölgeler için yapılacak sürdürülebilir turizm planlaması ile hem bu çevrelerin zarar görmeden kuşaktan kuşağa aktarılabilmesi için korunması sağlanacak hem de tarihi çevrelerin turizm aracılığıyla daha iyi değerlendirilmesiyle ekonomik anlamda önemli bir girdiye sahip olması sağlanabilecektir. Çalışmanın ilk bölümünde, çalışmanın amacı ile kapsamı ve yönteminin neler olduğu açıklanmıştır. Genel olarak sürdürülebilirlik kavramının yön verdiği çalışmanın bir sonraki bölümünde; sürdürülebilirlik, turizm ve sürdürülebilir turizm konuları araştırılmış, daha sonra da tarihi çevrelerde sürdürülebilir turizm planlaması bölümü incelenmiştir. Çalışmanın alan çalışmasının da yer aldığı bir sonraki bölümünde de Diyarbakır Sur içi bölgesi incelenerek, bu bölge için sürdürülebilir turizm planlaması çalışmasına esas olabilecek öneriler belirlenmeye çalışılmıştır. Köklü bir tarihi geçmişe sahip olan Sur içi bölgesi, günümüzde hak ettiği turistik ilgiden yoksun bir durumdadır. Ayrıca bölge uzun zamanlar, yoğun olarak aldığı göçün de büyük etkisiyle önemli derecede kaçak ve çarpık yapılaşmaya maruz kalmıştır. İzlenen yanlış turizm ve koruma politikaları, bölgede yaşanan ekonomik ve siyasi sorunlar gibi birçok sebep, tarihi Sur içi bölgesinin kent ve bölge için büyük bir ekonomik ve kültürel güç olmasını engellemiş, buranın turizm pazarından yeteri kadar faydalanamamasına yol açmıştır. Bu durum çalışma alanı olarak bu bölgenin seçilmesinde etkili olmuştur. Bu kapsamda ilk olarak Diyarbakır kenti ve tarihi Sur içi bölgesi incelenmiştir. Bölgenin öncelikle hakkındaki genel bilgileri, sonrasında da turizm bilgileri araştırılmıştır. Bölgenin tanımlanmasının ardından da, uygulanabilecek eylemler oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu çalışma ile Diyarbakır Sur içi bölgesi için sürdürülebilir turizm planlamalarının yapılmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Aynı zamanda da tarihi çevrelerde doğru turizm politikaları üretilmesine yönelik çalışmalara yardımcı olması amacıyla çeşitli önerilerin sunulması hedeflenmiştir.