METİNLERARASILIK VE ŞİİRDE GELENEK AÇISINDAN FUZÛLİ İLE ŞÜKÛFE NİHAL ÜZERİNE BİR İNCELEME - A REVIEW OF FUZÛLI AND ŞÜKÛFE NIHAL WITH REGARD TO THE CUSTOMS IN POETRY AND INTERTEXTUALITY (original) (raw)

Meti̇nlerarasilik Ve Şi̇i̇rde Gelenek Açisindan Fuzûli̇ İle Şükûfe Ni̇hal Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme

Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2016

Edebiyat ve sanatta geleneğin mirasından faydalanmak sanatçılar için bir gereklilik olarak düşünülebilir. Aynı kültür içindeki şairlerin karşılaştırılması edebiyat geleneğinin oluşum aşamalarını takip ve tespit etmeye katkı sağlar. Şiir türü diğer sanatlarda olduğu gibi birikimlerle günümüze kadar gelmiştir. Şiirde önemli bir geleneği ve birikimi oluşturmuş klasik Türk şairlerinin Tanzimat ile birlikte sesi kısılmış ve yerini yeni şiire bırakmıştır. Tanzimat edebiyatıyla başlayan ve "Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı" olarak tanımlanan süreçte yeni şiir daha çok Batı edebiyatı tesirinde gelişmiştir. Fakat bu, Klasik Türk edebiyatının etkisinin tamamen silinmesi anlamına gelmemektedir. Her ne kadar uzun yıllar değersizleştirmeye maruz kalsa da klasik Türk edebiyatı yeni şiir üzerinde tesirlerini sürdürmeyi devam ettirmiştir. Divan edebiyatının önemli bir siması olması açısından kendisinden çok söz ettiren, yeni dönemde etkisini sürdüren şairlerden biri Fuzûli'dir. Fuzûli'nin, yeni dönem şairleri içerisinde üzerinde tesirinden söz edebileceğimiz bir Cumhuriyet dönemi şairi Şükûfe Nihal'dir. Bu çalışma Fuzûli ile Şükûfe Nihal'in seçilmiş şiirleri üzerinden karşılaştırmalı bir çözümlemeyi içermektedir.

KLASİK TÜRK ŞİİRİNDE SENKRONİK SÖYLEYİŞ ÖRNEĞİ OLARAK FUZÛLÎ’NİN BAZI GAZEL MATLA’LARI (AS AN EXAMPLE OF SYNCHRONIC SPEAKING IN CLASSICAL TURKISH POETRY SOME GAZEL MATLA'S OF FUZÛLÎ)

Divan Toplantıları -III, 2021

Fuzuli ve pek çok klasik Türk şairi, gazellerinin ilk beyitlerinde geometrik bir cümle kurgulaması yaparlar. Senkronik veya paralel/simetrik olarak adlandırılan bu geometrik beyit kurgulamasına, teknik olarak leff ü neşr'in de eşlik ettiği açıktır. Klasik belagat bilgisinde "tarsi'" olarak adlandırılan bu kurgulama tekniğinde beyitlerde kelimelerin pek çok açıdan mısralar arasında dikey veya mısra içinde yatay ilişkisinin kurgulanması, daha ilk beyitte, okuyucuyu bir "kurgu farklılığı"na sevk eder. Öncelikle kelimelerin mısralar arasında dikey ilişkileri, kurgunun ilk fark edilen boyutunu teşkil eder. İkinci aşamada, kelimelerin yatay ilişkisi göze çarpar. Bazı beyitlerde kelimelerin dikey ve yatay ilişkileri dairevî bir döngü sağlayarak anlamda da bir dairevî hareketlilik sağlar. *** Fuzuli and many classical Turkish poets construct a geometric sentence in the first couplets of their ghazals. It is clear that technically leff üneşr accompanies this geometric couplet construction, which is called synchronous or parallel/symmetrical. In this editing technique, which is called "tarsi" in classical rhetoric, the fictionalization of the vertical or horizontal relationship between the verses in many aspects of the words in the couplets or the horizontal within the verse leads the reader to a "fictional difference" even in the first couplet. First of all, the vertical relations of words between verses constitute the first noticed dimension of fiction. In the second stage, the horizontal relationship of the words stands out. In some couplets, the vertical and horizontal relations of the words provide a circular cycle and provide a circular movement in meaning.

FARUK NAFİZ'İN FİRARİ ŞİİRİYLE NECİP FAZIL'IN BEKLEYEN ŞİİRİNİN METİNLERARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ -A COMMENTARY WITH FARUK NAFİZ'S FİRARİ POEM AND NECİP FAZIL'S BEKLEYEN POEM IN THE CONTEXT OF INTERTEXTUALITY

Özet Yazılan her yeni yazı, daha önce yazılmış yazılardan hareketle ortaya konulur. Bir metin; dil, biçim, içerik, söylem, imge vb. yönlerinden, başka metinlerin üzerinde yükselir. Buna göre, metinler bir başka metnin anlam ve ifadesini içinde barındırır. Sanatkârlar kendilerinden daha önce oluşturulan metinlerden faydalanırken yazdıkları ürünlerle bu yazılar arasında bir köprü kurarlar. Bunun yanı sıra, aynı dönemde yaşayan şair ve yazarların da kimi zaman birbirlerinin duyuş, düşünüş ve eserlerinden etkilendiği görülür. Bu noktada, ortaya konan ürünlerle, bir diğer eserin etkisi ya da bir diğer eserle olan benzerliği göze çarpar. Başka bir metinle bilinçli bir şekilde kurulan bu bağ, yeni bağlamların oluşmasını, dolayısıyla metinler arası düzlemin başlayışını gösterir. 20. yüzyıl Türk şiirinin öne çıkan şairlerinden Faruk Nafiz'in Firari adlı şiiriyle yine 20. yüzyılın öne çıkan şairlerinden Necip Fazıl'ın Bekleyen şiiri arasında böyle bir ilişkiden söz etmek mümkündür. Bu yazıda söz konusu şairlerin belirtilen kalem ürünlerindeki benzerlik, bilinçaltı anımsama da göz önünde bulundurularak, metinlerarası ilişkiler bağlamında değerlendirilecek, benzerlikler ve ayrışan noktalar ortaya konmaya çalışılacaktır. Abstract Each text is influenced by its predecessors. The text is built upon the qualities of previous texts in terms of language, format, content, discourse, image, etc. Accordingly, an artwork contains the meaning and expression of previous artworks. While the artists make use of previous texts, they correlate between their text and the previous ones. Besides, contemporary artists influenced by each other's thoughts, perception and texts. Sometimes, similarities between thoughts and work become visible. When it is the case, the effect of another contemporary text or similarities between them draws attention. This bond, which established deliberately with an another text, indicates new contexts are being born and therefore intertextulaty is generated. It is possible that there is suchlike connection between Faruk Nafiz's poem Firari, and Necip Fazıl's poem Bekleyen, who are the two leading poets of Turkish poetry in 20th century. In this work, similarities between two poems will be evaluated in intertextual relations context, and also similarities and differences between two poems will be will be shown, having regard to subliminal perception.

FUZÛLÎ'NİN ŞİİR ESTETİĞİNDE GÜZELLİĞİN PROTOTİPLERİ PROTOTYPES OF FUZULİ'S BEAUTY IN POETRY ESTHETICS

Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2018

Öz Fuzûlî'nin estetiğinde güzelliğin ne olduğu hususu, doğrudan ele alınıp işlenmediği gibi güzelliğin bizzat kendisi anlatılmaz. Şâir, güzelliği en yetkin örnekleri üzerinden hareketle anlatma yoluna gider ki bunlar, genelde güzelliği kâmil bir şekilde ortaya koyacak görsel varlıklar, güzelliğiyle dillere destan olmuş şahıslar, soyut ya da sanatsal yönü olan varlıklardır. Güzelliği karşılamak için şâirin kullandığı prototipler, insan zihninde anlamlanan, farklı obje ve olguların değişebilen ortak özelliklerini yansıtan temsil objesine dönüşür. Böylece güzelliği temsil eden prototip, zihin ve dil arasındaki ilişkinin en önemli unsuru olur. Hatta prototip, güzelliğin yerini alacak bir temsiliyet kazanır. Fuzûlî'nin güzellik için kullandığı benzetilen unsur ile güzellik arasında kurduğu özdeşlik, parçanın bütüne ait tüm anlamsal içerimleri kapsadığından güzelliğin kemâlini anlatacak sıfatlara gerek duyulmaksızın prototip üzerinden güzellik, kâmil bir şekilde anlatılmış olur. Şâirin başvurduğu bu anlatım yolu, prototipler üzerinden hareketle güzelliği anlatmaktır. Bu çalışmamızda Fuzûlî'nin şiir estetiğinde güzelliğin ifade aracı olan prototipleri ve bu prototiplerin işlevi, türleri ve nasıl oluşturulduğu üzerinde duracağız. • Abstract In the aesthetics of Fuzuli, the beauty itself is not explained as in the issue of what the beauty means, which is not directly handled and discussed. The poet employs the ways of telling the beauty through the most authentic examples, which are generally visual objects that absolutely reveal the beauty or those who are legendary in beauty with their beauty, the intangibles and artistic entities. The prototypes that the poet uses to bring honor to the beauty turn into the objects of representation that reflect the common characteristics of different objects and phenomena that gain meaning in the human mind. Therefore, the prototypes that represent the beauty become the most significant means of the relationship between mind and language. As a matter of fact, prototype gets a representation that will take the place of object beauty.Since the identification between the beauty and the analogy of the beauty that Fuzuli employs for the beauty harbouring all of the semantic inclusions belonging to the whole, the beauty is absolutely expressed through the object without the need of adjectives to  Öğr. Gör., Batman Üniversitesi, kenan.bozkurt@batman.edu.tr.

Turkish Studies FUZÛLÎ'NİN LEYLÂ VE MECNÛN MESNEVİSİ'NDE METİN- MİNYATÜR İLİŞKİSİ

Turkish Studies, 2018

ÖZET Dilimizde el yazması kitaplarda yer alan küçük boyutlu renkli resim anlamına gelen minyatürler, Türk ve dünya kültür tarihinde önemli bir geçmişe sahiptir. Nakkaşın ya da musavvirin gördüğünü, duyduğunu, tahayyül ettiğini ve hissettiğini estetik bir biçimde kağıt üzerine renklerle aktardığı zihinsel, duygusal ve sanatsal bir biçimlendirme eylemi olan kitap resimleri (minyatürler) İslam sanatında 12 ve 13. yüzyıldan itibaren kabul görmeye başlamış ve özellikle Fatih devrinden itibaren bir gelenek hâline dönüşerek yüzyıllar boyunca görsel kültürün en yaygın ve en bilinen ürünleri olmuştur. İslam sanatının mimarî yapıtlar dışında hemen hemen bütün dallarının yer aldığı tek kaynak el yazması kitaplardır. Edebî metin, hüsn-i hatt, minyatür, tezhip ve cilt kapaklarıyla ilgili çalışmaların her biri, tek başına İslam sanatının birer bölümünü oluşturur, ancak bunlar ayrı ayrı ele alınıp incelendiğinde yazmanın gerçek değeri tam olarak anlaşılamaz. Özellikle metnin ve minyatürün farklı sahalarda ele alınması, her iki konuda yapılan çalışmaları eksik bırakmaktadır, çünkü metin ve minyatür içinde yer aldıkları yazmanın birbirlerini tamamlayan unsurlarıdır. Asla birbirinden bağımsız ve ayrı değildirler. Bu yazının amacı, el yazması metinlerdeki öykü, olay ya da bilgiyi, resim diline aktaran minyatürlerin, metni görsel açıdan nasıl zenginleştirdiğini gözler önüne sermektir. Aynı zamanda çalışmada şu soruların da cevabı aranacaktır: Şairin kelimelerle anlattığı olay ya da durum, musavvirin elinde nasıl resmedilmiştir? Musavvirin tasvir ettiği olay ya da durum şairin metninde kelimelerle nasıl dile getirilmiştir? Bu çalışmada metin olarak Muhammet Nur Doğan tarafından hazırlanan

METİNLERARASILIK BAĞLAMINDA " LÂ: SONSUZLUK HECESİ " ROMANININ GELENEKSEL ANLATI TÜRLERİYLE İLİŞKİSİ THE RELATIONSHIP BETWEEN NOVEL " LÂ: SONSUZLUK HECESİ " AND TRADITIONAL NARRATIVE STYLES IN TERMS OF INTERTEXTUALITY

Bu makalede metinlerarasılık tekniği yolu ile Nazan BEKĠROĞLU'nun " Lâ: Sonsuzluk Hecesi " romanını besleyen kaynaklar üzerinde durularak, bu durumun sebep ve sonuçları açıklanmaya çalışılacaktır. Her metnin bir yeniden yazma olduğu kabul edilen metinlerarasılık kuramına göre geleneksel metinlerin bu roman üzerindeki etkileri açıklanarak kurulan bu metinlerarası ilişkilerin romanda çoksesliliğin oluşmasına ve çeşitli söylemlerin çarpışmasına katkıda bulunup bulunmadığı sorusuna cevaplar aranacaktır. ABSTRACT In this article, with the help of intertextuality technique, the sources of Nazan BEKĠROĞLU'S novel " Lâ: Sonsuzluk Hecesi " will be mentioned and the causes and the effects of this situation will be expressed. By clarifying the effects of traditional narrative styles on this novel with the help of intertextuality, which assumes that each text is a rewriting product, the fact that these intertextuality relationships will create polyphony in a novel and if these relationships contribute to the heteroglossia of different statements will be questioned.

İSTEM.14.2009_ENDÜLÜS EDEBİYATI ELEŞTİRMENLERİNE GÖRE ŞİİR İLE NESİR ARASINDA ÜSTÜNLÜK MESELESİ - The Supremacy Issue between Poetry and Prose According to the Andalusian Literature Critics - Doç.Dr. Şerîf Râgıb ‘ALÂVİNE, Çev.:Dr. Murat SULA -(S.435-448)

Bu makale, eski Arap tenkîdinin konularından Endülüs edebiyatı eleştirisine göre şiir ile nesir arasındaki üstünlük meselesini konu edinmektedir. Bir taraftan Endülüs eleştirmenlerinin görüşlerine açıklık getirmek diğer yandan bunların seleflerinden ne derece etkilendiklerini açıkça ortaya koyabilmek amacıyla bazı doğulu tenkidçilerin görüşlerine özet olarak yer verilmiştir. Hicrî beşinci mîlâdî on birinci asrın başlarından Müslümanların Endülüs’teki hâkimiyet sürecinin sonuna kadarki zaman diliminde yaşamış olan Endülüslü eleştirmen ve edebiyatçıların görüşleri kronolojik sıraya göre verilmiştir. Çalışmada sadece konuyla ilgili görüşlerin aktarılmasına değil, aynı zamanda bu görüşlerin tahlîline, açıklanmasına dikkat edilmesinin yanında sebeplerin irdelenmesine de önem verilmiştir. This paper deals with the issue of supremacy between poetry and prose in Andalusian reprehensible culture, which is one of the old Arabian criticism problems. In this article, in order to clarify the views of the critics of Andalusia and show in which degree they were affected from their predecessors there were briefly mentioned the views of some critics from the East. In addition, the views of critics and writers of Andalusia have been presented according to the sequence of their times, from the beginning of the fifth century of the Hegira up to period of Arab-Muslim in Andalusia. Not only were presented the views of critics and writers of Andalusia in this matter, but rather were dealt with analysis, commentaries and reasons about these subjects.

FUZÛLÎ'NİN "ETMEDİ" REDİFLİ GAZELİNİN KLASİK ŞERHİ VE GAZELİ YAPISALCI METOTLA ÇÖZÜMLEME DENEMESİ  THE CLASSIC COMMENTARY OF FUZÛLI'S GHAZEL WITH RHYME "ETMEDİ" AND THE ATTEMPT TO ANALYSIS WITH THE STRUCTURALIST METHODS

Avrasya Beşeri Bilim Araştırmaları Dergisi, 2023

Bu çalışma, Türk edebiyatının 16. yüzyıl klasik dönem üstat şairlerinden Fuzûlî'nin, "Etmedi" redifli gazelinin klasik anlayışa göre şerhini ve yapısalcı metotla çözümleme denemesini kapsamaktadır. Yapısalcılık, ilk kez 20. yüzyılda dilbilim çalışmaları çerçevesinde ortaya koyulmuş ve sonraki yıllarda ise edebiyatın metin şerhi alanında modern çözümleme yöntemlerinden biri olarak uygulanmıştır. Şiirin, klasik şerhle birlikte modern yöntemlerden de istifade etmesine fırsat tanınması, onun biçim-öz ilişkisi bakımından edebî değerinin ortaya koyulmasına yardımcı olmaktadır. Bu amaçla çalışmada, Fuzûlî'nin sözü edilen gazeli üzerinde önce klasik yöntem, ardından da gazelin biçim-öz ilişkisini belirleme gayesiyle yapısalcı yöntem uygulanmıştır. Gazel yapısalcı yöntemle incelendiğinde, nazım şeklinin ve aruz vezninin şiirin manasıyla uyumlu olduğu görülmüştür. "Etmedi" redifinin kullanılmasıyla şairin, sürekli bir ıstırap halinde olduğuna ve yakınarak içinde bulunduğu hüzünlü ruh halini arz ettiğine dikkat çekilmiştir. Ayrıca şiire yumuşak ünsüzlerin ve ince ünlülerin hâkim oluşu, şiirde sakin, monoton ve ince bir atmosferin oluşmasını sağlamış ve bu durum şairin iç monolog halinde ruh halini yansıtmasına olanak tanımıştır. Buna göre de şiirde geçen kelimelerin, şiirin manasını yansıtacak ve ahengini güçlendirecek şekilde özenle seçildiği görülmüştür. İncelenen 

ŞAİR VE MÜNŞİDEN HAREKETLE FARKLI İKİ POETİK TAVIR: OSMANLI DÖNEMİ ESERLERİNDE ŞİİR VE İNŞA

Osmanlı dönemi edebiyatının manzum ve mensur eserleri; dönemin şair ve yazarlarını, devrin edebî, tarihî, sosyal ve siyasal görünümünü tespite medar olacak pek çok malzemeden terekküp etmektedir. Edebiyat tarihi incelemeleri için kaynak malzemeleri muhtevi bu eserler arasında özellikle bazı örnekler devrin sanat telakkisine işaret eden bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Bu yaklaşım içerisinde Osmanlı sahasında nesir ve nazım denilince dönemin şair, yazar ve aydınlarının zihinlerinde nelerin canlandığı, edebiyatta esas olanın nazım mı yoksa nesir mi olduğu, hangisinin diğerinden daha öncelikli olduğu birtakım tespit ve değerlendirmeler ile dile getirilmektedir. Çeşitli başlıklar altında ele aldığımız inşa sahasındaki yazı dizimizin bir numunesini tekvin eden mevcut çalışma, konu üzerinde yapılan değerlendirmelerden hareketle devrin sanatkârının nesre ve nazma bakışını, şair, yazar ve aydınlarının zihninde bu konunun nasıl yer edindiğini ortaya koyan bir yaklaşım temelinde teşekkül etmektedir.