KORE YÖNETİM KÜLTÜRÜ (original) (raw)

KAMU YÖNETİM SİSTEMİNDE KÖY KORUCULUĞU VE KIRSAL ALAN GÜVENLİĞİ

Köy korucuları, köy idari alanında bütün kamu güvenlik hizmetleri ve köy çevresi güvenliği ile sorumludurlar. Köy Kanunu ile köy koruculuk sistemi 1924 yılından beri ülkemizde uygulanmaktadır. Kanun yolu ile köylünün mecbur yapacağı işler arasında sayılan korucu tutma köy muhtarının sorumluluğunda köyün dirlik, düzen ve güvenliğinin sağlanabilmesini amaç edinmiştir. Güvenlik hizmeti kavramı içerisinde kent, kasaba, kırsal alan polislik faaliyet alanları bulunmaktadır, her birinin durumu ile ilgili ayrı ayrı düşünülerek çalışma yapılmalıdır. Kırsal alan polisliği dar alanda idare edilen bir kolluk faaliyetini ifade etmektedir. Bu gün Avrupa, Amerika, Kanada gibi gelişmiş ülkelerde uygulanan kırsal polislik alanında ciddi faydalar sağlayan örnek uygulamalara sahiptir. Kırsal polis topumdaki küçük olayları sosyal ilişkiler kullanarak çözebilme başarısını gösteren ve halka yakın, halktan biri olarak davranabilen kolluk görevlilerini ifade etmektedir. Çalışmada ortaya konan kırsal alan polisliği kavramı, çalışma yapılan alandaki ulusal ve uluslararası kaynakların yetersizliğine rağmen kent polisliği kavramı ve teorik yapısı ile ele alınarak kırsal alan, koruculuk gibi ilgili bazı teorik gerçekliklerle geniş bir bakış açısı ile ele alınmıştır.

KARAYOLU TAŞIMA YÖNETMELİĞİ

08.01.2018 tarih ve 30295 sayılı Resmi Gazete (KTY Asıl) 25.05.2018 tarih ve 30431 sayılı Resmi Gazete (1. Değişiklik)

YÖNETİŞİM PERSPEKTİFİNDEN KENT KONSEYLERİNİN KENT YÖNETİMİNDEKİ ROLÜ VE İŞLEVSELLİĞİ

Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2018

Küreselleşmenin getirdiği sosyoekonomik değişim-dönüşüm süreci özellikle 1970’li yılların sonundan itibaren yönetim paradigmasında önemli değişiklikler yaratmış, geleneksel yönetim anlayışından yeni yönetim anlayışına hızlı bir geçiş süreci yaşanmıştır. Kavramsal karşılığı olarak “yönetişim” şeklinde adlandırılan söz konusu bu yeni yönetim anlayışı zamanla yerel yönetimler düzeyinde de uygulama alanı bulmuştur. Bu çalışmada bir yerel yönetişim örneği veya mekanizması olarak sunulan Kent Konseylerinin, kent yönetimindeki etkinliği ve rolü, yönetişim anlayışının özünü oluşturan, meşruiyet, şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılım gibi ilkeler üzerinden sorgulanmıştır. Bu bağlamda yönetişimin kavramsal açılımı ve temel dayanakları ortaya konmuş, kent konseylerinin kent yönetimine ilişkin alınan kararlarda, en etkin yerel yönetim birimi olan belediye yönetimi ile ilişkisi ele alınarak, kentsel politikaların üretilmesindeki belirleyiciliği değerlendirilmiştir. Çalışma argümantatif bir çalışma olup, literatür taraması yapılarak yönetişim kavramın ön kabulleri ışığında değerlendirmelerde bulunulmuştur.

YEREL YÖNETİMLERDE KENT ARŞİVİ ÇALIŞMALARI BAĞLAMINDA KOCAELİ KENT KÜLTÜRÜ VE ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME MERKEZİ(KÜGEM) KURULUŞ ÇALIŞMALARI

YEREL YÖNETİMLERDE KENT ARŞİVİ ÇALIŞMALARI BAĞLAMINDA KOCAELİ KENT KÜLTÜRÜ VE ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME MERKEZİ(KÜGEM) KURULUŞ ÇALIŞMALARI, 2010

Küreselleşmenin etkisiyle kentler çok daha geniş ve yoğun ilişkilerin odağı haline gelmekte ve önemleri artmaktadır. Giderek büyüyen ve karmaşıklaşan kent yerleşimleri, kuşkusuz büyüyen pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Buna rağmen kentler özellikle de metropoller, küreselleşmeyle başlayan liderlik yarışında ülkelerin rekabet kozları haline gelmektedir. Pek çoğu, ekonomik, coğrafi ve kültürel zenginlikleri ile bulundukları konumun önemi ölçeğinde dünya kenti olma çabasındadırlar. Coğrafi konumu ve sahip olduğu doğal kaynakları ile milattan önce kurulan önemli antik kentlerden günümüze gözde yerleşim alanı olmuş bir kent olan Kocaeli, 19. yüzyılda(1843) Hereke Halı Fabrikası’nın, 20. yüzyılda(1936) Seka Kâğıt Fabrikası’nın ve devam eden süreçte İPRAŞ, PETKİM, İGSAŞ gibi bek çok endüstri kuruluşunun kurulmasıyla ülke sanayinin atılım merkezi haline gelmiştir. Bir sanayi kenti olarak büyüyen ve genişleyen Kocaeli'de, farklı kültürel ortamlardan göç etmiş on binlerce kişinin kent yaşamına uyum sağlaması, ancak kentlerini tanımaları ile mümkündür. Tanımaya başladıkça geliştireceği bilinçle kentine sahip çıkmaya başlayacak olan bireyler, dün -bugün -yarın bağlantısını ve sürekliliğini kurabileceklerdir. Bu bağlamda kentlilik bilincini oluşturmak, geliştirmek ve korumak adına yerel yönetimlere önemli görevler düşmektedir. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli'de zengin fakat dağınık durumdaki tüm tarihsel verilerin, yazılı ve görsel materyalin, tarihsel öneme haiz nitelikte olanlarının araştırılması, derlenmesi ve arşivlenmesi ve böylece oluşacak birikimin araştırmacıların, ilgililerin ve kent halkının hizmetine sunulması, Kocaeli kenti ve çevresinde kent sorunlarını, kentin tarihi ve sosyolojik yapısını, bu yapıya ilişkin problemlerin tespiti ve çözüm yollarını araştırmak, kente yönelik sosyolojik ve kültürel alanlarda çalışmalar yapmak, yapılan çalışmaları desteklemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda Kocaeli Kent Kültürünü Araştırma ve Geliştirme Merkezi'ni kurmak için oluşturulan proje doğrultusunda hazırlık çalışmalarını sürdürülmektedir. Kısa adı KÜGEM olan merkez, kent kültürünü, bu kültürel birikimi oluşturan tarihi nesnel ve objektif olarak incelenmek, değerlendirilmek ve belgeleyerek gelecek kuşaklara aktarmak adına yürüteceği ve destekleyeceği çalışmalarda, kent yönetiminin paydaşları olan sivil toplum kuruluşları ve üniversitesinin de desteğini alarak, iş birliği ve eş güdümü sağlamayı amaçlamaktadır. Kocaeli kentinin kültürel gelişimi ve bu gelişimin yaratacağı değişimin, kentin planlı ve kontrollü bir şekilde büyümesi ve gelişmesine belirleyici seviyede etki edeceği gerçeği göz önünde bulundurulursa KÜGEM, kentin sosyal, kültürel ve bilimsel gelişimine önemli ölçüde katkı sunacak, kurulması planlanan Kocaeli Kent Müzesi'nin hazırlık çalışmalarının da ana eksenini oluşturacaktır.

KARİYER-YETENEK YÖNETİMİ VE GELİŞİMİ

2020

‘‘İnsan Kaynakları Yönetimi’’ çalışma hayatında gün geçtikçe daha geniş alanda etkili olan bir yaklaşım olarak, tarihsel açıdan bakıldığında ‘‘Bilimsel Yönetim’’ yaklaşımından, ‘‘Personel Yönetimi’’ yaklaşımı ile devam eden süreç ile günümüzde de ‘‘İnsan Kaynakları Yönetimi’’ yaklaşımına evrildiği bir süreç olarak gözlemlenmektedir. İnsan kaynakları yönetimi yaklaşımına geçiş uzun bir sürecin sonucu olarak ortaya çıkan bir yaklaşım olup, günümüzde örgüt yapısı içinde yer alan insan, sürekli gelişen ve değişen çevresel etmenlerin etkisiyle uyum açısından en önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır (Doğan ve Demiral, 2008:147). Ortaya çıkan bu tablo ile örgütler çalışanlarının eğitimi, gelişimi ve yeteneklerin keşfedilmesi açısından insan kaynakları yönetimi yaklaşımı ile kariyer yönetimi ve gelişimi kavramlarına daha çok önem verilmesine neden olmaktadır.

KORE KOLEKTİVİZMİNİN TARİHSEL VE DÜŞÜNSEL KÖKENLERİ ÜZERİNE

Sosyal psikoloji alanında yapılmış çeşitli çalışmaların ortaya koyduğu verilere dayanılarak Kore, birçok Uzak Asya ülkesi gibi dünyanın en kolektivist toplumlarından biri olarak kabul edilmektedir. Hollandalı sosyal psikolog Hofstede tarafından farklı ulusal kültürleri anlamak için ortaya konmuş modelin verileri de Kore’nin kolektivist bir toplum olduğu görüşünü destekler niteliktedir. Kore toplumunu kolektivizme alternatif olarak ‘ilişkililik’ bağlamında değerlendiren görüşler de vardır. Bu çalışmada Kore’nin hangi değerlendirmeye daha uygun düştüğü tartışması bir kenara bırakılarak Kore insanının bireyci özellikler taşımaktan uzak olan davranış eğilimlerinin tarihsel temelleri iki düzlemde irdelenecektir. İlk olarak Kore kolektivizmini doğuran faktörlerin toplumun ekolojik ve coğrafi yapısı ile idari teşkilatlanmasında yattığı görüşünü benimseyen yaklaşımlardan yola çıkarak tarihsel deliller sunulacaktır. İkinci olarak Kore topraklarında hem kültürel hem siyasal olarak uzun yıllar etkin olmuş Konfüçyanist düşünce sisteminin Kore kolektivizmini nasıl pekiştirdiği ve olgunlaştırdığı tartışılacak ve Konfüçyüsçü değer yargılarının günümüz Kore kolektivizmine yansımaları örneklendirilecektir. Bu şekilde çağdaş Kore toplumunu daha iyi anlamak için toplumsal kökenlerine ışık tutulması amaçlanmaktadır.

KUR'AN'DA YÖNETİM AHLAKI

The addressee of the Qur’an as composition of divine revelation, is the human being. Human being, in order to survive, has needed throughout history to be in communication and interaction with the environment in which he lived; thus, societies have been formed. The fact of living in a form of society necessitated the establishment of small, medium and large-scale organizations from family to state. Each of these structures which express different projections of the administrative field are organizations established for the benefit of humanity but at the same time there has been a confrontation with the corruption over the time and therefore the divine revelation was revealed by God through prophets to protect people and society from moral deterioration and to show the way that leads to absolute truth. Administration, which is indispensable for social life, directly affects the relationship of society with moral values. Likewise, the moral structure of the society shapes the character of the administration. For this reason, it must be that the issue of administrative principles and the qualifications of administrators has been among the issues that the Qur'an focuses on. The prophets, who were obliged to convey the revelation to people, also tried to establish a reform order in the society and struggled against all kinds of corruption. It is possible to frequently coincide examples of these struggles in the verses of the Qur'an. Throughout history, the relationship between administration and morality has been the subject of discussion, and each of the developed theories aimed to strengthen the relationship of administration with morality. Today, the issue of administrative ethics continues to be the controversial subject. In this respect, it is an important need to carry out scientific studies that will shed light on today's discussions, based on the Quranic approaches to administrative ethics. In this direction, within this thesis, the relationship between administration and morality in the Qur'an is being discussed under two chapters. In the first chapter, after analyzing the semantic framework of the Quranic concepts related to administration and morality, also the semantic relationship between the Quranic concepts and today's approaches was evaluated by comparing the ethical concepts and morality. In the second part, the subject of the relationship between administration and morality is evaluated within the framework of the Quranic concepts, examples from the lives of the prophets and hadiths. In this section, after discussing the principles that reveal the morality of an administration, the situations that eliminate the morality of the administration are also mentioned, hence, both normative situations are compared. Thus, it has been concluded that a perspective of an administrative ethics can be formed today, based on the verses of the Qur'an. Keywords: Tafsir (Interpretation), Qur'an, Administration and Ethics, Administrative Ethics,