XVII. Yüzyılda Trabzon Şehri (original) (raw)

Bir Osmanlı Şehrinde Yönetenler (XVII. Yüzyıl Trabzon’u Örneğinde)

Abay Kunanbayev Anısına Türkiye ve Türk Dünyası Araştırmaları-III, 2020

Osmanlı toplumu daha kolay incelebilmesi için farklı kriterlere göre birçok farklı şekillerde tasnife tabii tutulmuştur. Bu tasniflerden en bilinenleri dini ve yönetsel açıdan yapılanlardır. Bu çerçevede dini olarak Müslim-Gayrimüslim yönetsel olarak yönetenler yani askeri ile yönetilenler yani reaya olarak yapılan tasnif en bilenenleridir. Yine yaşam birimine göre şehirli-köylü gibi veya icra edilen mesleklere göre de bir çok tasnif yapılmıştır. Yöneten-yönetilenler olarak yapılan tasnif yapılan çalışmalarda en çok kullanılan tasniftir. Belki de devlet yönetim erkinde yer alan yöneticilerin yönettikleri ile olan ilişkileri sosyal tarihin en önemli problemlerinden biri olduğu için bu nokta vurgulanmıştır. Nihayetinde Osmanlı yönetim sistemi monarşi ile yönetilen bir devlet yönetimi öngörse de olsa da devlet aygıtının işlerliği için mutlaka bir yönetici zümreye ihtiyaç olacağı tabiidir. Yani karar alan tek de olsa uygulayan bir zümre olacaktır. Osmanlı devletinde bu ayrımı tanımlayan en net belirleyici unsur yönetenlerin maaş almaları yönetilenlerin vergi vermeleridir. Yani devlet aygıtının işlemesini sağlayan yönetenler başta güvenlik ve adalet gibi yaptıkları temel hizmetler karşılığında maaş almakta -ki bu sebeple taşrada yöneten denildiğinde ilk akla geleneler doğal olarak bey ve kadı olmakta- bu aygıtın işlemesinden istifade eden reaya ise ürettiğinden bir kısmını devlete vergi olarak vermektedir. Aslında burada ürettiği derken sahip olduğu anlamını kullanmak da ayrı bir problem oluşturacaktır. Nihayetinde Osmanlı Devletinde reaya ve ülke sultanındır. Ancak her ne olursa oldun toplumda bazı kimseler doğrudan O sultan adına hareket ediyor, adalet dağıtıyorken bazı kimseler ise O sultanın malını tasarruf ediyor ve katma değer ortaya koyuyorlardı. İşte bunların yerelde birbiri ile ve merkez ile ilişkileri her zaman ilginç bir araştırma konusu olmuştur. Bu çerçevede makalede, dönemsel olarak çok da dikkati çekmeyen XVII. yüzyılda bir Osmanlı şehrinin yöneticileri ele alınmış, onların gerek birbirleriyle gerek yönettikleri halk ile gerekse de merkez ile ilişkilerine taşradaki olaylar hakkında en doğru bilgilere ulaştığımız şer’iye sicilleri başta olmak üzere arşiv kaynaklarından istifade edilerek bir ışık tutulmaya çalışılmıştır. Bu çalışma 2016 yılında Selçuk Üniversitesinde tamamlanan doktora tezinde kullanılmak üzere temin edilmiş, üzerinde çalışılmış ancak bir tez hacmini çok da artırmaması için çoğu tezde kullanılamamış materyali istifadeye sunmayı amaçlamıştır. Anahtar Kelimeler: Bey, Kadı, Şer’iye Sicilleri, Trabzon, Yönetenler

XVII. Yüzyılda Sivas’tan Sinop’a Göç

Geçmişten Günümüze GÖÇ-I, 2017

" konulu uluslararası sempozyumumuzda değerli bilim insanlarımızı şehrimizde buluşturduk. Tüm sempozyumlarımızın ardından olduğu gibi bu önemli sempozyumumuzu kitaplaştırarak, değerli bilgileri hem kalıcı hale getirdik hem de insanlığın istifadesine sunduk. Değerli Dostlar; Göç, insan tarihinin başlangıcından beri var olan bir gerçektir. Özellikle 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren ön plana çıkarak dünyanın en önemli sorunlarından birisi haline gelmiştir. Dolayısıyla göç meselesi sadece şehrimizi veya ülkemizi değil, tüm dünyayı ilgilendiren bir konudur. İlçemizde kayıtlı 3 bin muhacir kardeşimizi ağırladığımız göz önüne alındığında, Canik Belediyesi olarak bu önemli konuya duyarsız kalmamız düşünülemezdi. Canik Belediyesi olarak zaten ilçemizde toplumsal entegrasyonu sağlama, suç oranını düşürme noktasında çalışmalar yapıyoruz.

XVII. Yüzyılın İkinci Yarısında Ayntab Şehri Esnafı

2019

Osmanli sehirlerinde esnaf, XIII. yuzyilda ortaya cikan ahiligin bir uzantisi olarak loncalar seklinde orgutlenmisti. Ancak merkeziyetciligin artmasiyla devlet denetimi loncalar uzerinde yogun sekilde hissedilmeye baslamisti. Ayni is sahasinda, belirlenen sayida esnaf, ayni carsida ve devletin koydugu kalite standartlarina ve fiyata gore birbirine rakip olmadan uretim yapiyordu. Kendi aralarinda basta esnaf seyhi olmak uzere sirasiyla kethuda, yigit basi, usta, kalfa ve cirak seklinde orgutlenmislerdi. Gida maddeleri satanlar, dokumacilar ve deri esya ureticileri sehirlerin onde gelen esnaf gruplariydi. Bu calismada, XVII. yuzyilin ikinci yarisinda Ayntab sehrinde mevcut esnaf gruplari ve faaliyetleri ele alinmistir.

Fetihten 19. Yüzyıla Kadar Trabzon Şehri'nin Mahalleleri

Öz: Şehirlerin damarları mesabesindeki mahallelerin tarihini yazmak bir şehrin özüne nüfuz edebilmek açısından mühimdir. Anadolu'da tarihi en iyi incelenen şehirlerden olan Trabzon'un mahallelerine dair de kısmî bazı çalışmalar kaleme alınmış; fakat derli toplu olarak Osmanlı dönemi Trabzon'unun mahallelerini ele alan bir çalışma henüz kaleme alınmamıştır. Bu istikamette Trabzon'un Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethinden 19. yüzyıla kadar olan mahallelerinin yüzyıl yüzyıl cereyan eden değişimler ve süreklilikler gözetilerek tespit edilmesi bir noktada şehrin tarih içerisindeki muhtevasının da belli bir kısmının ortaya çıkarılması demektir. Dolayısıyla bu yazıda gerek daha önce yapılan çalışmaların bir araya getirilmesi gerekse arşiv belgelerinin taranması ile elde edilen veriler, yüzyıllar itibariyle tablolar halinde sunularak derli toplu bir mahalleler envanteri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu tespit işlemine 15. ve 16. yüzyıllar için tahrir defterleri, 17. ve 18. yüzyıllar için ise avarız defterleri ile şer'iye sicilleri ve hurufat defterleri kaynaklık etmektedir. Abstract: Writing the history of neighborhoods, function as the veins of cities is crucial in penetrating the essence of a city. Some partial studies have been done on the neighborhoods of the city of Trabzon, which is one of the best historically examined cities in Anatolia, however an extensive study that deals with the neighborhoods of Trabzon in the Ottoman period has not been written yet. In this respect, determination of the neighborhoods of Trabzon century by century, from the conquest by the Ottoman Empire to the XIXth century by observing the changes and continuities, in a sense means revealing the meaning of a great deal of the city in history. Hence, in this paper, both previous studies have been brought together and the obtained data by scannings of archival documents are presented in tabular forms by centuries and attempted to reveal a comprehensive inventory of neighborhoods. This identification process is based on the tahrir registers for the XVth and XVIth centuries, and avarız registers, sharia court records and hurufat registers for the XVIIth and XVIIIth centuries.

Gelenek ve Modernlik Arasında Bir Osmanlı Şehri: 17. Yüzyılın İlk Yarısında Trabzon'da Siyaset

2012

Osmanlı İmparatorluğunun 17. yüzyıldan itibaren "gerileme" sürecine girdiği tespiti uzun yıllar Osmanlı tarihçiliğinin ana eksenlerinden birini teşkil etmiştir. Bununla birlikte, son zamanlarda, bu kadar uzun süren bir "gerileme"nin yaşanıp yaşanamayacağı noktasında bir kısım soru işaretlerinin baş göstermesi, imparatorluğun gerek "Klasik Çağ" olarak nitelenen dönemine gerekse bu dönem sonrası "gerileme" olarak adlandırdığımız döneme dair yeni bakış açılarını beraberinde getirmiştir. Karşılaştırmalı Osmanlı tarih yazımında yaşanan gelişmelerle desteklenen bu bakış açısı, Avrupa'da hemen hemen aynı yüzyıllarda yaşanan "kriz" döneminin modernizmle sonuçlanmasına rağmen, Osmanlılar'da neden gerilemenin başlangıcı olarak görüldüğü noktasında ciddi şüpheler uyandırmıştır. Bu nedenle 17. ve 18. yüzyılların daha önceki "ihmal" edilmiş halleri kısmen ortadan kalkarak bu yüzyıllara dair ciddi çalışmalar kaleme alınmıştır. 19. ve 20. yüzyıllarda yaşanan "uluslaşma" sürecinin kökenlerinin 17. yüzyılda aranması gerektiğine dair bulunan izler, Osmanlı tarihinin bu ihmal edilmiş yüzyıllarının "kıymeti"ni daha da arttırmıştır. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki sürekliliklerin ve kopuklukların daha iyi anlaşılmasını sağlarken, aynı zamanda İmparatorluk ve Cumhuriyet hakkındaki entelektüel mesafemizi daraltmıştır. 17. yüzyılda yaşanan değişimlerin şehir tarihi perspektifinden de değerlendirilmesi gerektiği kanısından hareket eden bu tezde de, Trabzon gibi önemli bir eyâlet merkezi konu edinilerek şehrin sosyo-politik tarihinin elden geldiğince ortaya konulmasının, sosyo-ekonomik tarih yazımındaki gelişmeleri tamamlayacağı düşünülmüştür. Böyle bir tez konusu ile tarihçiliğe adım atmamı temin eden danışman hocam Prof. Dr. Kenan İnan'a müteşekkirim. Onun, beni sürekli Tursun Bey ve Kınalızâde Ali Çelebi okumalarına yönlendirmesi, şer'iye sicillerinin nasıl işlevsel kullanılabileceğini öğretmesi teşekkürden fazlasını hak etmektedir. Karşılaştığım hemen her problemde yardımlarını esirgememesi ise bu tezin sonlanabilmesini sağlamıştır. Yine tezimi okuyarak görüşlerini paylaşan hocalarım Prof. Dr. M. Alaaddin Yalçınkaya, Prof. Dr. M. Yavuz Erler, Doç. Dr. Temel Öztürk, Doç. Dr. Rahmi Çiçek ve arkadaşlarım Miraç Tosun, Mücahit Kaçar, H. İbrahim Düzenli ve M. Fatih Kılıç'a ne kadar teşekkür etsem azdır.

17. Yüzyılın İlk Yarısında Trabzon'da Muhtedi Yeniçeriler.pdf

Osmanlı İmparatorluğu'nun "klasik" yapısını kazanmasında büyük rolleri olan yeniçeriler, 17. yüzyıla gelindiğinde devşirme sisteminin bozulması ile birlikte sosyo-ekonomik bir taban elde etmişlerdi. Taşraya da yayıldığını bildiğimiz yeniçeriler arasına artan sayılarda yerli halk dâhil olmaya başlamıştı. Yeniçerileşme temâyülünün gittikçe arttığı bu dönemde, gayr-i Müslim halk da devlet iktidarından nasiplenmek için ihtida ederek yeniçeri olmaya başlamıştı. Fakat, söz konusu "alacakaranlık" dönemden faydalanan bazı gayr-i Müslimler, gizli din taşıyarak bu süreci idare etmeye çalışıyorlardı. Hizip çekişmeleri ve bireysel çıkarlar ile müşahhas bu dönemde bir kısım yeniçeri grupları meclis-i şer'i tanımadıklarını duyurmuşlardı. Yine yeniçerilik iddiasındaki bazı gayri Müslimlerin öldükten sonra terekeleri müsadere edilmek istendiğinde kendilerinin Müslim mi gayr-i Müslim mi oldukları hakkında bazı şüpheler hâsıl olmakta idi. Bu bildiride söz konusu şüphelerin ne kadar yerinde olduğu incelenmeye çalışılmıştır.

XIX. Yüzyılda Trabzon Eyâleti’nin İdarî Birimi Olarak Atina/Pazar Kazâsı

2012

Bu calismada “XIX. Yuzyilda Trabzon Eyâleti’nin Idari Birimi Olarak Atina/Pazar Kazâsi” basligi adi altinda, adi gecen kazânin idari statusundeki degismeleri incelenecektir. Atina kazâsi, 1800’lerin baslarinda Trabzon Eyâleti’ne bagli Gonye sancagi’nin bir kazâsi konumunda idi. 1800-1900 yillari arasinda Osmanli Devleti, cephelerde yenilgilerin ardindan toprak kayiplari yasarken, devlet, caga ayak uydurmaya yonelik bircok alanda yeniden yapilanma surecini de yasiyordu. Atina kazâsi’nin bu surec icindeki idari statusu bu gelismelere bagli olarak degisimlere ugramistir. Donusumunu zorlayan bu gerekcelerden dolayi Atina, verilen tarih araliginda kazâ statusunu korurken kazânin bagli bulundugu idari birimler ve kazâya bagli idari birimlerin degisimine sahne olmustur. Surec icinde yasanan bu gelismeler incelenip degerlendirilecektir. Bu surec degerlendirilirken Basbakanlik Osmanli Arsivi’ndeki ilgili defter serilerinin yaninda, Trabzon Vilâyet Salnameleri’ndeki bilgiler de goz onune alip...

XVII. Yüzyılın İkinci Yarısında Trabzon'da Görülen Asayiş Sorunları ve Bunlar İçin Alınan Tedbirler

Uluslararası Osmanlı Öncesi ve Osmanlı Çalışmaları Komitesi CIÉPO 22 Tam Metin Kitabı, 2016

Osmanlı Devleti’nin yönetim anlayışının temeli adaleti tesis etmektir. Bu anlayış hukuken şer’i hükümler, padişah fermanları ve örfi kuralların sentezine dayanmaktadır. içtimai, iktisadi tarihinin önemli kaynaklarından olan şer’iyye sicilleri incelendiğinde “zulüm ve teaddi” kavramı ile verilen; idareciler veya eşkıya tarafından pek çok haksız davranış ve cürümler işlendiği ve bunların giderilmesi için tedbirler alınması yönünde iradeler yayınlandığı görülmektedir. Bu çalışmada 34 adet Trabzon Şer’iye sicil defterlerinin sunduğu bilgiler ışığında Osmanlı Devleti’nin önemli bir liman bölgesi olan Trabzon Eyaleti’nin XVII. yüzyılın ikinci yarısındaki asayiş durumunun ortaya çıkarılması hedeflenmektedir. Bölgenin siyasi tarihi dönemin siyasi olayları ile örtüşmektedir. Bu dönemde Trabzon Eyaleti; Anadolu’da Celali isyanları ile başlayan eşkıyalık hareketlerinin en yaygın olduğu bölgelerden biri haline gelmiş, merkezi ve yerel idareciler bir taraftan eşkıyalık hareketleri ile boğuşurken diğer taraftan yüzyılın başında Don Kazakları ile başlayıp XVII. yüzyılın ikinci yarısında Rus saldırıları ile iyice şiddetlenen dış saldırılara göğüs germekle meşgul olmuşlardır. Bu problemler bölgede yoğun bir asayiş problemini de beraberinde getirmiş, bu problemlerle başa çıkmak isteyen merkezi idare; yerel idarecilere gönderdikleri emir ve fermanlarla reayaya karşı “zulüm ve teaddi” nin önlenmesini; asayiş ve adaletin tesisine çalışılmasını emretmiştir. Bu çalışmada söz konusu dönemde şer’iye sicil kayıtlarına işlenen, Trabzon ve çevresinde asayişi ihlal eden olaylar tesbit edilmiş, bu olayların önlenmesine yönelik olarak alınan tedbirler ortaya çıkarılmıştır. Çalışmada baskın, yağma, tasallut, tahakküm, katl, gasp gibi eşkıyalık ve yol kesme faaliyetleri, idarecilerin vergi tahsilindeki usulsüzlük ve yolsuzlukları ile halka yüklenen angarya ve gadr gibi haksızlıkları dış saldırılar, eşkıyalık faaliyetleri ve idari zulümler şeklinde sınıflandırılarak değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Trabzon, Şer’iye Sicilleri, Adalet, Asayiş, Zulüm

Trabzon İmparatorluğu’Nun Kuruluşu (1204-1222)

Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2018

1204'te Konstantinopolis'in Düşüşünden Sonra Yakın Doğu'daki Genel Durum Trabzon İmparatorluğu'nun kuruluşu, IV. Haçlı Seferi ve 1204'te Konstantinopolis'te Latin İmparatorluğu'nun kuruluşuyla yakından ilgilidir. O dönemlerde Bizans İmparatorluğu'nun toprakları, bir kısmı Rum,  bir kısmı da Frank olan birçok eyalete bölünmüştü; üç Rum eyaleti 1204'den sonra Yakındoğu tarihinde önemli bir rol oynama mukadderatına sahipti. Bu üç Rum merkezi, Konstantinopolis başkentliğinde Bizans İmparatorluğu'nun, yeniden kurulması fikrinin kaynağını oluşturmaktaydı ve onlerdan birisi bu çabayı başarılı bir biçimde gerçekleştirdi. Kendisini 1222'de Thessalonica (Saloniki) İmparatorluğu olarak deklare eden Epiros Despotluğu veya Prensliği, Balkanlardaki kısa süren geçici siyasî başarısından hemen sonra 1230'da Bulgar Kralı John Asen tarafından ve Konstantinopolis'i ele geçirmek için yaptığı iddialı planından vazgeçmeye zorlanmıştı. Böylece bu Prenslik bir daha yükselmemek üzere toprağa gömülmüştür. (Bu Prenslik bir daha asla doğmamak üzere tarihe karışmıştır) Diğer iki Rum merkezi, Theodoros Laskaris tarafından yönetilen Nicaea [İznik] İmparatorluğu ve Aleksios Kommenos'un yönettiği Trabzon İmparatorluğu'ydu. Bunların her ikisi de Küçük Asya'da kurulmuştu; ancak Konstantinopolis'e coğrafî açıdan yakın olan Nicaea, çok uzakta olan Trabzon'a göre, *

XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon'da Sosyal ve İktisadi Yapı

Karadeni̇z araştırmaları, 2008

Özet: Genelde tarımsal faaliyetlerin vergilendirmesini esas alan "öşür defterleri" iktisadi göstergeleri ihtiva etseler de defterlerin tutulmasına kaynaklık eden coğrafyanın yeniden gezilip görülmesiyle ilgili coğrafyanın sosyal ve kültürel dokusunu çözümlemek mümkün olacaktır.