Kayseri Arkeoloji Müzesinde Bulunan Hititçe Tablet Parçaları I Hittite Cuneiform Fragments from Kayseri Archaeological Museum I (original) (raw)

Kayseri Arkeoloji Müzesinde Bulunan Hititçe Tablet Parçaları II

ARCHIVUM ANATOLICUM (ArAn) 16/1, 2022

The five (fragmentary) cuneiform tablets from the Hittite (Imperial) Period unearthed in Boğazköy have been kept at Kayseri Archaeology Museum since 1932. Of these (Kayseri 285-ABoT 63=ABoT 1.63 belongs to “Muršili II Annals” and was published in 1948. The other two of them Celebration/Festival Ritual (Kayseri 286, Kayseri 287) texts and have published in 2021. In this study, the tablets with inventory numbers of Kayseri 289 and Kayseri 290 are discussed and their philological analysis are presented.

A.S. Güneri, "New Archaeological Exploration of the Hittite Empire Period in Kayseri"

The surface surveys of the Konya, Ankara and Kayseri provinces, which was carried out as part of the Mounds in Central Anatolia Project since 1985 was mainly oriented towards the discovery of the second millennium BC sites. The number of the second millennium BC sites appeared to be less than we expected to find. Most of these sites yielded material remains dating to the first half of the second millennium BC. The objective was to determine whether or not any karum apart of the Kültepe-Kaniş Karum of the Assyrian Trade Colonies Period existed along the trade route between Mesopotamia and Central Anatolia. Gömürgen Küllü Tepe and Yeşilhisar Küçüktepe discovered in 1989 and 1998 may be examples for such sites. These are large and well-preserved höyüks. Gömürgen Küllü Tepe yields each pottery type that is common at the Kültepe Kaniş Karum Ib and II. Yeşilhisar Küçüktepe is in approximately one-day walking distance from the Kültepe-Kaniş and is better represented in terms of pottery comparable to that of the levels Ib ve II. The analysis of the surface pottery obtained in the region comprising the Konya, Ankara, and Kayseri provinces show that the trade route of the Assyrian Trade colonies period stopped at the Yeşilhisar Küçüktepe and then moved west before it reached to Acemhöyük and Karahöyük. Karahöyük was an important center occupied at the western end of the Assyrian Trading network, which probably moved northwards through the eastern part of the Tuz Gölü. The investigations in the Konya region point to the presence of another route involving the Niğde, Ereğli, Karaman, Çumra, and Konya regions to the south of this route running westwards. The type and quality of the sherds found in the Ereğli region, in particular at Zencirli, indicates that this route must seriously be considered. A group of utilitarian pots (coarse ware) recovered from Yeşilhisar Küçüktepe with no apparent parallels among the repertoires of the Assyrian Trade Colonies period and that of Kültepe-Kaniş Karum and Gömürgen Küllü Tepe also remain important. They probably date to the second half of the second millennium BC, since close parallels for this coarse ware are known to us from the höyüks located in the Tuz Gölü district of the Konya Plain, the areas leading towards the Ankara Plain, and the Şereflikoçhisar area. The finds from Porsuk, Alişar, Boğazköy, Alaca Höyük, and Kuşaklı also support this inference. Apart from those ceramic assemblages of Küçüktepe, one of the most important exploration of the 1998 surveys in Kayseri were the rock hollows and the other archaeological materials in Emiruşağı dated to the second half of the second millennium BC. The results show that the finds of the Kayseri region display close similarities with those of the Konya Region. If the proposed relative dating is right, this utilitarian ware can be accepted as an evidence that the Kayseri region was also settled during the Hittite Empire Period.

Boğazköy’de Bulunan Yayımlanmamış Hititçe Tablet Parçaları

Tarih incelemeleri dergisi, 2022

Öz Çalışmanın konusunu, 1987 yılında Almanya'dan Türkiye'ye getirilen ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde korunan, Boğazköy'de yapılan ilk kazılarda bulunmuş, yayımlanmamış altı adet Hititçe tablet parçası oluşturmaktadır. Makale, bu çiviyazılı fragmanların paleografik yönden tarihlendirilmeleri ve dört adedinin Boğazköy'de bulunan yayımlanmış Hititçe metinler ile birleşme/bağlanma bilgilerini içermektedir. Ayrıca diğer iki fragman için bir duplikat ve bir paralel olabilecek metinler tespit edilmiştir. Bu tablet parçalarının fotoğrafları, kopyaları ile çevriyazıları da sunulmuştur.

Güray Müze'de Bulunan Eski Asurca İki Tablet / Two Old Assyrian texts in the Güray Museum

Archivum Anatolicum, 2017

Güray Tüysüz Bey'in girişimleriyle 2015 yılında hizmete açılan Güray Müze, Dünya'nın ilk yer altı müzesi olma özelliğine sahiptir. Yerin yaklaşık 20 m. altında kayalar oyularak inşa edilen bu ünik yapı 1600 m 2 .'lik bir alanda hizmet vermekte olup yıl boyunca yerli ve yabancı pek çok ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Anadolu arkeolojisine ait önemli eserlerin sergilendiği müzede Eski Asurca çivi yazılı iki tablet de bulunmaktadır. Satın alma yoluyla müze koleksiyonuna kazandırılan bu belgelerden ilki (G.M. 301) M.Ö. 1809 tarihli olup, yapılan bir ödeme ile ilgilidir. Kültepe Ib tabakası ile çağdaş olan bu tablette yerli ve Asurlu şahıs isimleri kayıtlıdır. Diğer tablette ise (G.M. 330) bir hayvanın bazı kısımları (boyun, deri, göğüs, omuz) için farklı şahısların yaptıkları ödemeler listelenmektedir. Belge, hem Eski Asurca metinlerde ilk defa veya nadir geçen kelimeleri ihtiva etmesi hem de içeriği sebebiyle dikkat çekicidir.

Eski Asurca Metinlerde Tablet Kapları ve Kültepe’den Arkeolojik Örnekler, Tablet Containers in Old Assyrian Texts And Archaeological Examples From Kültepe

M.Ö. ± 1974-1719 yılları Asur Ticaret Kolonileri Devri olarak bilinir ve Asurlu tüccarlar bu dönemde Anadolu şehirlerinde yerel idarecilerin izni ve Asur Devleti'nin desteğiyle kārum ve wabartum adı verilen önemli ticaret merkezleri kurmuşlardır. Asur'dan Anadolu'ya ticarî maksatlarla gelen tüccarlar bu faaliyetlerinin sonucu olarak büyük kazançlar elde etmişler, ticarî girişimlerini güvence altına almak maksadıyla da ticarî ve hukukî belgeler düzenlemişlerdir. Günümüzdeki iktisat literatüründe değerli kâğıt olarak ifade edilen belgelerle karşılaştırabileceğimiz bu tür kayıtların korunması veya bir yerden başka bir yere nakillerinde zarar görmemesi tüccarlar açısından önemli bir husustu. Bugün çelik kasalarda saklanan bu özel ve değerli belgeler, o dönemde nerelerde saklanıyordu ve nasıl taşınıyordu? Biz bu çalışmamızda tabletlerden elde edilen bilgileri, arkeolojik buluntularla birlikte ele alarak, bu konuya yeni katkılarda bulunmaya çalışacağız.

Salih Çeçen, L. Gürkan Gökçek, Koray Toptaş, “1949 Yılı (Kt.b/k) Kültepe Kazısından Asurlu Tüccarlara Ait Bir Grup Tablet / A Group of Tablets Belonging to The Assyrian Merchants From The Kültepe Excavation in 1949 (Kt. b/k)”, History Studies, 13/4, Ağustos 2021, ss.1079-1105

History Studies - International Journal of History, 2021

Kültepe’de 1948 yılından itibaren yürütülen sistematik kazılarda büyük bir bölümü Asurlu tüccarlara ait çivi yazılı tablet arşivleri ortaya çıkarılmıştır. Bu belgeler Anadolu’nun Eskiçağ Tarihi hakkında bilgi veren en eski yazılı kaynaklardır. Bu tabletlerin hemen hepsi ticari ve hukuki konuları ihtiva etmektedir. Kültepe’de bulunan Eski Asurca tabletlerin büyük çoğunluğunun ticari belgeler olması, bu dönemde Anadolu’daki ticari hayatın detaylı bir şekilde öğrenilmesini mümkün kılmaktadır. Bu çalışmada 1949 yılı kazılarında ele geçirilen 13 tablet ve bunların bazılarına ait zarflar ele alınmıştır. Bu kapsamda çalışmamız, ekonomik, coğrafi, sosyo-kültürel ve prosopografik odaklıdır. / In the systematic excavations carried out in Kültepe since 1948, cuneiform tablet archives, most of which belonged to the Assyrian merchants, were unearthed. These documents are the oldest written sources that give information about the Ancient History of Anatolia. Almost all of these tablets contain commercial and legal issues. The fact that the majority of the Old Assyrian tablets found in Kültepe are commercial documents makes it possible to learn in detail the commercial life in Anatolia during this period. In this study, thirteen tablets and envelopes belonging to some of the documents found in the 1949 excavations are discussed. In this context, our work has an economic, geographical, sociocultural and prosopographic focus.

Louvre Müzesinde Bulunan Gaziantep Yöresine Ait Hitit-Geç Hitit Eserleri

Hittite and Late Hittite Products from Gaziantep Disctrict in Louvre Museum Abstract: Gaziantep has been one of the most significant centres in the world since antiquity and it is an important region with regard to ancient history. Islahiye Plain located at the foot of Amanos Mountains is a substantial part of this region. The Sedir Mountains (Hamanu) are known to have existed even in the Sumerian era, partially falls on this territory. Akkad kings Sargon of Akkad and Naram-Sin also took an interest in the Sedir Mountains; not only a vital passage to Çukurova and Central Anatolia but also rich in resources. Located in the mountain chain, Islahiye Plain is part of an important and fertile geography reaching to Egypt. This plain, still a valuable agriculture and stock-breeding resource, has been selected as a settlement by peoples throughout history, often resulting in conflict. Karasu River (Saluara/Saluwara) in the plain, springing from the land around Tilmen Mound, and lush forests of Amanos and Kurt Mountains have attracted peoples from past to present. Surface explorations and archaeological excavations have been held in Gaziantep and its vicinity since 1878. Islahiye caught France's attention in early 20th century, during occupation with archaeological artworks. Three sculptures subject to this study which were discovered in Zincirli were unfortunately taken to France. These sculptures can still be seen in Louvre Museum. Keywords: Louvre Museum, Islahiye Plain, Sam’al, Yesemek, Sphinx