Examination of the Responsibility and Tolerance of Students Raised in Families with Different Cultural Structures (original) (raw)
Related papers
Examining ADOLESCENTS' Resilience Levels with Respect to Their Family Structures
2018
Öz Bu araştırmada geniş, çekirdek ve parçalanmış aileye sahip ergenlerin psikolojik dayanıklılık düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu araştırmanın evren ve örneklemini, Karabük ilinde 2015-2016 eğitim-öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ortaokul ve lise düzeyinde öğrenim gören 13-16 yaş aralığında olan 352 ergen oluşturmaktadır. Bu araştırmada verileri toplamak amacıyla "Ergen Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği (EPDÖ)" kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, aile yapılarının ergen psikolojik dayanıklılık düzeylerinde anlamlı bir farklılığa yol açmadığını göstermektedir. Elde edilen bulgular; cinsiyet değişkeninde, çekirdek aile yapısına sahip kız ergenlerin, yaş değişkeninde, çekirdek ve parçalanmış aile yapısına sahip 13-14 yaş grubu ergenlerin, öğrenim durumu değişkenin de ise geniş aile yapısına sahip babası lise ve üstü mezunu olan ergenlerin psikolojik dayanıklılık düzeylerinin lehine anlamlı farklılıklar olduğunu göstermektedir.
Educational Sciences: Theory and Practice
The purpose of this study is to develop the Tendency to Tolerance Scale and to analyze the tendencies of primary school students to tolerance through certain variables. The population of the study was comprised of 899 students who studied at five different primary schools located in Sakarya. The exploratory factor analysis yielded an 18-item measurement tool with 3 sub-factors, which accounted for 47.97% of the total variance. The sub-dimensions were “value”, “acceptance” and “empathy”. It was discovered that the internal consistency coefficient for the whole scale, the first factor, the second factor and the third factor are 0.89, 0.86, 0.70 and 0.63 respectively. The test-retest coefficient for the whole scale, the first factor, the second factor and the third factor are 0.84, 0.83, 0.73 and 0.82 respectively. The study found that the item-total correlationvaried between 0.43 and 0.63 and all the differences between the 27% upper group and 27% lower group were significant. Further...
Analysis of Tolerance Tendencies of Generations
Sosyoloji Dergisi
Öz Aile, bir toplumun içinde barınan en küçük birimdir. Bu nedenle ailede kazanılmış olan değerler esasında silsile yoluyla yaşam sürülen toplumu da şekillendirir. Ailede kazanılan ve kuşakların birbirini etkilemesi neticesinde aktarılan hoşgörü değeri, yaşanılan toplumun refah düzeyini yükseltmesi ve özellikle insanların huzur içinde, mutlu bir yaşam sürdürebilmelerini sağlaması nedeniyle önem arz eden bir değerdir. Bu konunun önemi nedeniyle araştırma; BB, X, Y ve Z kuşaklarından bireylerin hoşgörü eğilimi düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini ortaya çıkarmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma grubunu Sakarya ilinde yaşayan 1477 katılımcı oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak Çalışkan ve Çavuş (2020) tarafından geliştirilmiş “Hoşgörü Eğilim Ölçeği-Yetişkin Formu” kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, katılımcıların hoşgörü eğilimlerinin yüksek düzeyde olduğu bulunmuştur. Ayrıca katılımcıların hoşgörü eğilimleri kuşaklar bazında incelen...
Kastamonu Eğitim Dergisi, 2020
Bu araştırmanın amacı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriye-ti’nde bulunan çok kültürlü bir ortama sahip devlet kolejin-de öğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin, okul orta-mında yaşadıkları sorunları yabancı uyruklu öğrenciler ve öğretmenler gözünden ortaya koymak ve çözüm önerileri geliştirmektir. Araştırma, göç etmiş çocukların uyum süre-cinde sorumluluk sahibi olan öğretmenlerin ve bizzat uyum sürecinin başrolünde olan öğrencilerin gözünden yabancı uyruklu öğrencilerin yaşadıkları sorunları belirlemesi ve çözüm önerileri sunması bakımından önemli görülmekte ve hem uygulamaya hem de çok kültürlü programlan gelişti-rilmesine yönelik yapılacak çalışmalarda katkı sağlayıcı olacağı düşünülmektedir. Araştırmanın çalışma grubu, 2017-2018 eğitim-öğretim yılında KKTC’de bir devlet kole-jinde görev yapan 15 yabancı uyruklu öğrenci ve 15 öğret-mendir. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması olarak tasarlanmıştır. Araştırmada veriler, araş-tırmacılar tarafından geliştirilen açı...
ÖZ Tolerans bireyler arası ilişkilerde, genel olarak diğerlerini olduğu gibi kabul edebilmeyi, onlara saygı duymayı; inancı, yaşantısı, kimliği veya aidiyeti her ne olursa olsun özgürlük alanına müdahale etmemeyi ifade etmektedir. Kavram bu çerçevesi ile eşitlik, özgürlük gibi liberal değerlere atıf yapan önemli bir tarihsel arka plana sahiptir. Günümüzde farklılıklar konusu, tarihsel sürecin ve sosyolojik dinamiklerin etkisi ile çok daha görünürleşerek sosyal bilimlerin önemli tartışma çerçevelerinden birisi haline gelmiştir. Bu bağlamda tolerans kavramı ve sosyal ilişkilerdeki yeri, bu ilişkilerin niteliği, sınırı ve düzeyi konusunda fikir veren, modern dünyada sosyal etkileşimin potansiyeli ve sorun alanları üzerinde düşünülmesini sağlayan önemli anahtar kavramlardan birisidir. Bu çalışma ise tolerans olgusunun sosyal düzeydeki yerini ampirik olarak görebilmek amacı ile üniversite gençliğinin bireylerarası toleransı ifade eden bazı yargılar konusunda verdikleri cevaplara ilişkin istatistiksel anlamlılık ilişkilerini test etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada konu ile ilgili bazı teorik yaklaşımlar ve ilgili literatüre değinilmiştir. Yurtdışında konu ile ilgili çalışmaların genellikle politik tolerans alanında gerçekleştirildiği görülmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda çoğunlukla toleransın eğitim ile ilişkisi ve kavramsal analizlere değinilmiştir. Bu çalışmada farklı fakülte ve sınıflarda öğrenim gören 452 üniversite öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilen alan araştırmasından elde edilen veriler analiz edilerek bazı sonuçlara ulaşılmıştır. Çalışmada Bireyler Arası Tolerans Ölçeği (BATÖ) Türkçeye ilk kez uyarlanarak uygulandığı için saha araştırmasından elde edilen veriler yapı geçerliliğini tespit etmek amacı ile doğrulayıcı faktör analizi (CFA) sonuçları üzerinden değerlendirilmiştir. Ölçeğin orjinalinde tolerans düzeyleri, soğuk, sıcak ve tolerans limiti olmak üzere üç farklı faktöre ayrımlaşmıştır. Üniversite gençliğinin tolerans tutumları, bireyler arası tolerans ölçeğine verilen cevaplar doğrultusunda, aslı ile aynı biçimde ayrımlaşan sıcak, soğuk ve tolerans limitleri faktörleri üzerinden değerlendirilerek bir takım istatistiksel bulgulara ulaşılmıştır. Verilere göre cinsiyet, dindarlık ve eğitim görülen fakülte değişkenleri ile sıcak tolerans arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Bu çerçevede bireylerarası toleransın ölçüldüğü üniversite öğrencileri örnekleminde, kadınlar ve edebiyat fakültesinde okuyan kişilerin sıcak tolerans düzeyi yüksek iken aynı durumun dindar olmayanlar için de geçerli olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. ABSTRACT Tolerance in relations between individuals, generally refers to accept others and respecting them and not interfering their free realm regardless of their belief, experience, identity and belonging. The concept with this meaning has an important historical background that refers to liberal values such as equality and freedom. In contempoarary world, with the influence of the historical process and sociological dynamics, the issue of differences has become more and more visible and be one of the important areas of discussion in the social sciences. In this context, the concept of tolerance and its position in social relations is one of the important key concepts that forms an idea about the nature, limit and level of these relations, and enables thinking the potential and problem areas of social interaction in the modern World. This study aims to test whether there is statistically significant relationships regarding university youth's some judgments that express interpersonal tolerance in order to see empirically the position of tolerance at social level. Some theoretical approaches and related literature are mentioned in the study. While the subject is generally related to political tolerance in international studies it is mostly associated with education and conceptual analysis in Turkey. In this study the data of the field research conducted with the participation of 452 university students from different faculties and classes were analyzed and some results were obtained. Since the Interpersonal Tolerance Scale (IPTS) was adopted and applied in the Turkish case for the first time, the data obtained from the field research were evaluated on the results of the confirmatory factor analysis (CFA) in order to determine the structure validity. In the original scale, three factors of warm, cold and limits of tolerance were differentiated. The responses given to the interpersonal tolerance scale show that the warm, cold and limits of tolerance could be differentiated as in the original measures. In accordance with this, in this study, the tolerance attitudes of the university youth were evaluated and some statistical findings were obtained. In this respect it is found that there is a statistically significant relationship between sex, religiosity, faculty and warm tolerance. According to this data of university students, the level of warm tolerance of the women and faculty of letters students was found to be high and also it is high for non-religious students.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2020
Bu araştırma, üniversite öğrencilerinin demokratik tutum ve tolerans düzeylerini belirlemek amacını taşımaktadır. Bu nedenle öncelikle alanyazın incelemesi yapılarak araştırmanın kavramsal ve teorik çerçevesi oluşturulmuştur. Kavramsal ve teorik çerçeveye dayanarak yapılan alan araştırması ile üniversite öğrencilerinin demokratik tutum ve toleransa ne ölçüde sahip oldukları belirlenmeye çalışılmıştır. Alan araştırması bölümünde, 2016-2017 yılında Orta Karadeniz'de bir ilde, farklı fakülte ve bölümlerde öğrenim gören 694 öğrenci üzerinde ölçek uygulaması yapılmıştır. Veri toplama araçları olarak, Gözütok (1995) tarafından uyarlanan "Demokratik Tutum Ölçeği" ve Ersanlı (2014) tarafından geliştirilen "Tolerans Ölçeği" ve kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Ölçek yoluyla elde edilen veriler, SPSS kullanılarak analiz edilmiş ve tablolaştırılarak yorumlanmıştır. Sonuç olarak, üniversite öğrencilerinin cinsiyetlerine, oturulan evin durumuna, öğrenim gördükleri fakülte ve sınıf düzeyine, aylık gelirine ve yaşamlarını geçirdikleri yere göre demokratik tutumları ve tolerans düzeyleri ile ilgili farklılık olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırma bulgularına baktığımızda cinsiyet olarak kadınlarda, fakülte olarak Eğitim Fakültesi'nde, sınıf düzeyine göre üçüncü ve dördüncü sınıflarda demokratik tutumların daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Tolerans düzeylerine baktığımızda ise cinsiyet olarak erkeklerin, fakülte olarak İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin, sınıf düzeyine göre de dördüncü sınıf öğrencilerinin daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın dayanağını oluşturan, üniversite öğrencilerinin demokratik tutum ve tolerans düzeylerinin eğitim, temel bilim alanları, cinsiyet, aile, yerleşim yeri gibi pek çok ekonomik, toplumsal değişkenin etkisine bağlı olarak değiştiği ve hiçbir değişkenin tek başına etkili olmadığı varsayımı araştırma bulgularına göre doğrulanmıştır.
Journal of Qualitative Research in Education, 2016
Öz. Bu vaka incelemesinin amacı sosyoekonomik dezavantaja sahip bir ailede yetişen kardeşlerin akademik başarıları ve yılmazlıkları arasındaki ilişkinin kardeşlerin görüşleri doğrultusunda incelenmesidir. Bir ailenin sahip olduğu çok düşük gelir, köyün dışında izole bir hayat, elektrik, su, ulaşım gibi temel ihtiyaçlardan yoksunluk gibi ciddi risk faktörlerine rağmen kardeşlerin okulda çok başarılı olması bu araştırmayı özel kılan en önemli sebeptir. Veriler üç kız kardeşten ikisi ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edilmiştir. Görüşme verileri, yılmazlık kuramı çerçevesinde, bireysel özellikler, aile ve çevre boyutları dikkate alınarak analiz edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre risk altında olan kardeşler başarılarının altında daha çok bireysel ve aile ile ilgili etmenlerin yattığını düşünmektedirler. Kardeşlerin yaşadığı çevrenin, okula karşı olan tutumlarının ve öğretmenlerinin bazı özelliklerinin de okulda başarılı olmalarını olumlu etkilediği söylenebilir.
Investigation of Teachers’ Tolerance Levels According to Various Variables
The aim of this study is to investigate teachers’ tolerance levels according to gender, marital status, age, and period of service variables. The study group consists of 299 secondary school teachers, 196 teachers are males, and 103 teachers are females from Samsun and Elazığ provinces. Data collection tools of the study are Tolerance Scale and Personal Information Form. The analysis of the study was made with SPSS packet proram, and T-test and Anova were used in the analysis of the data. To determine which group has the difference among the other groups, Scheffe Test was made. According to the findings from the study, the tolerance levels of teachers did not become different in terms of gender and marital status. However, tolerance levels of teachers in the analysis became different in terms of age and years of seniority. It was reached the end that the teachers who had 1-5 years of seniority had the highest tolerance levels, but the teachers who had 21 years or more years of seniority had the lowest tolerance levels. Besides, it was reached the end that the teachers who were older than 50 had lower tolerance levels than the teachers who were between 20 and 29 years old in significant level. The results were discussed according to the literature and some suggestions were given. Keywords: Tolerance Level, Teacher, Age, Marital Status, School
Examinations of Perceived Family Functions, Resilience and Substance Abuse of University Students
International Online Journal of Educational Sciences, 2017
Smoking, alcohol consumption and misusing substances begins at childhood and is becoming more common day-by-day. The basis of acquiring these habits or taking protective measures rests within the family. Negative habits are obtained during childhood and are sustained throughout the period until adulthood. Thus, the attitudes of the family and the positive or negative assessments of adolescents about family functions are crucial. Individuals who consider family functions in a sound way are expected to display resilience and keep away from misusing cigarettes, alcohol and drug substances. The relationship between psychological resilience levels of university students and their assessments about family functions was examined in this study with respect to various variables that affect substance use. 220 university students answered the Psychological Resilience Scale and the Family Assessment Scale in the study. The study group consisted of students studying in Yıldız Technical University, Muğla Sıtkı Koçman University and Süleyman Demirel University during the 2014-2015 academic years. According to the analyses, a significant difference was observed between smoking and the sub-dimensions of family functions. Smoking and alcohol consumption was observed to differ according to gender. The ANOVA statistical analysis indicated that there is a significant difference between the faculties that the students study in and family functions. However, study results showed that there are no significant differences between substance abuse and psychological resilience.