Türk Dergiciliğinde Kadın İmgesi (original) (raw)

TÜRK ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİNDE KADIN İMGESİ

Özet: Atasözleri ve deyimler yaşayan bir kültürün atalarından günümüze mirasıdır. Atasözleri ve deyimler toplumun ve bireyin davranış kodlarını belirleyen birer nirengi noktası olarak, genel kabul gören, olumlanan davranışlar ve düşünce biçimlerinin yanısıra kabul görmeyen ve reddedilen davranış ve düşünce biçimlerini de anlamlarında barındırırlar. Bu bağlamda Türk Atasözleri ve Deyimleri ışığında Türk toplumunda kadın imgesi araştırılmıştır. Bu araştırmada Türk atasözleri ve deyimlerinde kadın imgesinin nasıl sunulduğunu incelemek amacıyla içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Türk kültürü içerisinde kadın imgesinin bir kahramandan değersiz bir varlığa kadar geniş bir perspektifte tanımlandığı tesbit edilmiştir. Yapılan içerik analizi sonucunda kadınların olumlu ve istenilen özelliklerinin yanısıra kadına ve kadın imgesine olumsuz özellikler de atfedilmiştir. Anahtar Kelimeler: atasözleri, deyimler, Türk kültürü, kadın, kadın imgesi WOMAN IMAGE IN TURKISH PROVERBS AND IDIOMS Abstract: Proverbs and idioms are the heritages of a living culture from the ancestors to today. Proverbs and idoms are the reference points of the society and individuals behavioral patterns and they not only represents the general acceptable and valued behavioralpatterns and thought processes but also unacceptable and rejected behavioral patterns and thought processes. In this context image of women in Turhish society was explored from the Turkish Proverbs and Idıoms. In this research in order to explore the woman image in Turhish proverbs and Idioms the content anaylsis method was used. As a result Turkish women described in a wide range of perspective from a hero to a unvaluable object, not only the precious and wanted characteristics but also unacceptable and rejected characteristics are the part of woman image.

TÜRKİYE'DE TARIMDA KADIN EMEĞİ

Yerleşik hayata geçişten bu yana var olan tarımsal faaliyetler hem üretim hem de tüketim biçimlerinde coğrafyaya, kültüre ve ürünün özelliklerine göre farklılık gösterseler de günümüzde "tarımın feminizasyonu" olarak kavramlaştırılan kadının tarımdaki emeğinin yoğunluğu neredeyse hiç değişmeden artarak süregelmektedir.

Batı Trakya Türklerince Söylenen Türkülerde Kadın İmgesi

ÖZET: Tarih boyunca geniş bir coğrafyada yurt tutan Türk toplum ve topluluklarına dair unsurları günümüze yansıtan halk edebiyatı metinlerinden olan türküler, ezgilerinin yanında konuları ve anlatım zenginlikleri bakımından farklı disiplinlerin çalışma konusu olmaktadır. Türkü sözleri üzerinden yapılan pek çok araştırmada türkünün yakıldığı döneme ve toplum yapısına ışık tutulmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmada, büyük Türk dünyası içinde yer alan Batı Trakya Türklerinin halk edebiyatı ürünlerinden olan türkü metinleri, kadına yüklenilen toplumsal cinsiyet rolleri bakımından incelenmiştir. Batı Trakya Türklerince söylenen türkülerdeki kadın imgesi sınıflandırılmış, buna göre Batı Trakya’daki Türk kadının yâr/sevgili, eş, anne, genç kız, gelin rolleriyle ön plana çıktığı tespit edilmiştir. Gerek kendisi gerekse toplumdaki diğer aktörler tarafından bu rollerle şekillendirilen kadının, genellikle aşk ve sevda, ayrılık ve ölüm, sitem ve övgü içeren anlatımlarla hikayeleştirildiği görülmüştür. Ayrıca türkülerdeki zaman ve mekânda kadın olgusuna bakılmıştır. Elde edilen verilerden hareketle Batı Trakya’daki Türk toplumunda kadının rolü, genel olarak Türk dünyasındaki kadının rolü ile müştereklikleri bakımından yorumlanmaya çalışılmıştır. Anahtar kelimeler: Batı Trakya Türkleri, türkü, kadın, halk bilimi. The Woman Imagery in Folk Songs Sung By Western Thrace Turks ABSTRACT: Folk songs are among the folk literature texts reflecting the elements of the Turkish communities who have lived in a wide geographical region throughout history. Because of their richness in terms of narratives, folk songs have been working subjects to different disciplines. In many researches focusing on the words of folk songs, it is tried to shed light on the burn of the folk song and the society structure. In this study, the texts of folk songs from the folk literature of the Western Thrace Turks as part of the great Turkish world are examined in terms of their gender roles imputed to woman. The image of women in the folk song sung by Western Thrace Turks is classified and accordingly it is found that the Turkish women in Western Thrace are brought to the forefront with their role as beloved / lover, spouse, mother, young girl and bride. It has been shown that the woman, who is shaped by these roles by itself or by other actors in the society, is often narrated by expressions including love, separation and death, reproach and praise. In addition, women phenomenon has been looked within the time and place in the folk song. The role of women in the Turkish society in Western Thrace has been tried to be interpreted in terms of the role of women in the Turkish world and their commonalities from the obtained data. Key Words: Western Thrace Turks, Folk Song, Woman, Folklore.

Özbek Türklerine Ait Destanlarda Kadın İmgeleri Üzerine Değerlendirmeler

IBAD Journal of Social Sciences , 2020

* Sorumlu yazar ÖZ Destanlar, her milletin kendi geçmişini bulduğu ilk epik verimleridir. Geçmiş ve gelecek kuşak arasında bilgi aktarımından oluşan köprü görevini üstlenen destanlarda sosyal, siyasi, dinî ve ekonomik hayata dair bilgilerin olması da elbette muhakkaktır. Toplumların medeniyet tarihindeki yerini belirlemede kadının yerinin ne olduğu konusu ise belirleyici ve önemli bir ölçüttür. Bu bağlamda çalışmada sözlü kültürün zengin ve önemli metinlerinden olan Özbekistan sahası destanları çerçevesinde kadına biçilen farklı roller ve destani dönemde kadınlara bakış irdelenmiştir. Söz konusu destanlarda kadın kahramanların toplumsal rolleri, karakter ve fiziksel özellikleri irdelenmiş; diğer Türk boylarının destanlarındaki kadın kahramanlar ile ortak ve farklı yönlerini tespit etmek amaçlanmıştır. Çalışmada halkbilimi araştırma metotları içerisinde yer alan ve antropologlar tarafından geliştirilen işlevsel yöntem esas alınmıştır.

Türk Si̇nemasinda Di̇n Adami Ti̇plemesi̇

DergiPark (Istanbul University), 2018

As one of the most important communication channels of social life, cinema is attracting attention from every segment of the society. All over the world, cinema has emerged and developed as an art branch that provides the visibility of changing lifestyles. The cinema, which constitutes one of the most important change tools of the Turkish society before and after the Republic, has revealed works that find its counterpart in almost every area of our socio-cultural life. In this context, it can be defined as an area where role models are formed at the point of settlement of the Republican ideology and western type modernization. On the one hand, the tools of modernization and the lifestyles that these tools form are standing in this direction while the Chef of soil-village headman and the Clergyman are defined as a resistance point on the other side. In this process, the clergy in the Turkish cinema are presented as negative characters. The subject of this research is the analysis of the character of the cleric, one of the negative characters of the Turkish films. Among these films, as examples, the most typical examples of the types of religious manuscripts are Vurun Kahpeye, Kibar Feyzo, Zügürt Ağa, Üçkağıtçı, Kuma, Tenant, Yoksul and Sakar Şakir. Our aim in this study is to reveal the ideological, political and socio-cultural background of the clerical typology presented in Turkish cinema.Research is a qualitative study. In this study interview, observation and document review techniques were used together.

Türk Sinemasında Kadının Temsili

2019

Edebiyat ve sinema gibi sanat dalları ötekileştirmenin çok açık bir biçimde görüldüğü alanlardır. Özellikle sinemada, popülerliği arttırmak için yaratılan klişeler sonucu birtakım ayrımcılıklar üretilir. Bu klişeler çoğu zaman cinsiyetçi ve önyargılarla doludur (Yüksel, 2012:85). Her dönemin sanatsal yaratılışı, içinde bulunduğu toplumsal ve kültürel yapılarla doğrudan bağlantılıdır. Bu bakımdan sinemanın izleyicilerden ve onların toplumsal olaylara bakış açılarından uzakta olduğu söylenemez. Sinema sektörü dünya çapında erkek egemenliğinde olan bir sektördür. Hatta bu durumdan dolayı oluşan rahatsızlıkla kadının sinemadaki temsili ve erkek egemenliğine yönelik ilk eleştiriler, Amerika'da Hollywood Sineması'na karşı başlamış ve ilk incelenen filmler de Hollywood filmleri olmuştur (Uğuz, 2013:39). Yapımcılardan, yönetmenlere; senaristlerden, oyunculara ve set işçilere varana kadar sinema sektörünün çoğunlukla erkeklerden oluştuğu gözlemlenmektedir. Hal böyle olunca sinemada görülen bu erkek egemen dünya, sinemanın hayatı daha etkileyici ve büyüleyici kılan araçlarından faydalanarak, insanların bazı yaşamsal rolleri benimsemelerine sebep olmuştur. Benimsetilen bu roller içerisinde kadınlar için çizilen resim genellikle çaresiz, kendine güveni olmayan, korunmaya muhtaç ve erkek himayesinde yaşayan kadın figürleridir (Zaman, 2015:32). Türk sineması da tıpkı dünyadaki örnekleri gibi ataerkil değerlerin hakim olduğu bir sektördür. Türk toplumunun erkek egemen toplumsal düzenini süren bir yapıda olması bu durumun en önemli sebebidir. Ataerkil düzenin tesis ettiği iktidar ve ideolojiler doğrultusunda Türk sinemasında da kadınlar için belli roller çizilmiştir. Kadın genellikle toplumsal yapıyı yansıtacak biçimde aile içinde ikincil rolleri benimseyen ve kendisi için belirlenen kıstasların dışına çıkması halinde her türlü cezaya razı olan bir figür olarak yansıtılmıştır (Altındal, 1985:152). Ayrıca kadınlar yıllarca, ''faziletli anne'' ve ''dokunulmamış sevgili'' gibi iyi kadınlar ya da ''kötü kadın, seks bombası, erkekleşmiş kadın, isterik kadın, gizemli cinsellik'' örnekleri gibi kötü kadınlar olarak kategorize edilmişlerdir (Kalkan, 1988:42). Yıllara göre dönemsel olarak da kadının sahnedeki temsili değişmiştir.

Toplumcu Gerçekçi̇ Türk Şi̇i̇ri̇nde Geleneksel Algıda Kadın

Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020

Toplumcu gerçekçi şairler, toplumda kadına yönelik geleneksel algıyı eleştirmişlerdir. Dünya görüşleri ekseninde kadının toplumsal mücadeledeki önemini irdeleyen bu şairler kadını, çağdaşlaşma yolunun en önemli rol oynayıcısı olarak görmüşlerdir. Toplumcu gerçekçi şairlerin, kadına yönelik geleneksel algıda eleştirileri, kadının nesneleştirilmesi, cinsel bir objeye dönüştürülmesi, küçük yaşta evlendirilmesi, ev içi işlerle sınırlandırılması ve eve hapsedilmesi, feodal zihniyete mahkum edilmesi, namus cinayetlerine kurban edilmesi yönündedir. Bu eleştirilerde kadın, sinik ve çaresiz çizilirken geleneksel bakışın yanlışlığı da göz önüne serilir. Kadına yönelik geleneksel algıyı eleştiren şairler;

Klasi̇k Türk Şi̇i̇ri̇nde Süpürge İmgesi̇

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2016

Klasik şiirimizde Farsça'dan dilimize geçmiş olan "carub" kelimesi ile ifade edilen süpürge, şairlerimiz tarafından çeşitli tasawurlar içinde ele alınır. Süpürge imgesi, beyitlerde bazen aşığın durumunu dile getiımek, bazen de sevgilinin veya övülenin bir vasfını anlatmak üzere kullanılır. Bu çalışmada çeşitli divanların taranmasıyla elde edilen "carub" (süpürge} kelimesi ve imgesi ile ilgili dil malzemesi hakkında bilgi verilerek söz konusu unsurun klasik Türk şiirinde kullanılış biçimleri üzerinde durulacaktır.

Kadınların “Kadın” İmgeleri

Yaratıcı Drama Dergisi, 2014

Yaşamın var olmasından bu yana kadın kendini var etme mücadelesi vermektedir. Kadın, toplumsal yaşamda ve "ben" olarak nesne olmaktan çıkıp özne olmaya çalışmakta, kişiliğini değiştirmeye, geliştirmeye çalışırken yeniden nesneleşmektedir. Kadını yeniden nesneleştiren, toplum tarafından üretilen "kadın" imgeleridir ve bu imgeler erkekler ve kadınlar tarafından üretilmekte, daha doğrusu yaratılan imgelere kadınlar tabi olmaktadır. Kadınların bu bağlamda, kendilerini tanımaları için öncelikle kendi bilinçlerinde olan "kadın" imgelerini bulmaları, sorgulamaları ve değiştirmeleri gerekmektedir. Cinsler arasındaki ayrımın derinleşmesinde ve sürdürülmesinde, dayatılan imgelerin önemli bir payı vardır ve dünyanın olduğu kadar ülkemizin de gelişmesinde kadınların toplumda var olmaları kaçınılmazdır. Toplumumuzda giderek iç mekânlara geriletilen, ikinci plana itilen kadınların kendileri ve yarattıkları imgeler konusunda, var olanı ortaya koymak ve bu noktada kadınların içinde bulundukları durumlara ilişkin farkındalık yaratmak amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Bu araştırmanın amacı, "Kadınların 'Kadın' İmgeleri" konulu yaratıcı drama ve sanat terapi tekniklerinin kullanıldığı atölyeye katılan kadınların, kadına bakışlarını imgeler aracılığıyla ortaya çıkarmak ve onlarda bu konuya ilişkin farkındalık yaratmaktır. Bu amaçla gönüllü 7 çalışan 6 ev hanımı 13 kişiyle 10 saat yaratıcı drama ve sanat terapi tekniklerinin kullanıldığı bir atölye yapılmıştır. Kadınların "kadın" imgelerinin süreç içerisinde gözlem, görüşme ve sürece dayalı günlük yoluyla derinlemesine belirlenmesi ve çıkan ürünler üzerinde değerlendirmeler yapılması amacıyla nitel araştırma yöntemi tercih edilmiştir. Araştırma süresince toplanan görüşme verileri ve ürüne dayalı veriler ile yarı yapılandırılmış görüşme tekniğiyle gerçekleştirilmiş veriler bildirinin bulgularını oluşturmaktadır. Bu bildiride 3 kadının nitel verileri üzerinde yapılan betimsel analiz ve içerik analizi sonuçları yer almaktadır. Analizler sonunda; kadınların kadın imgelerinin toplumsal cinsiyet rollerine uyduğu, kadınların var olan durumlarını değiştirmek için eşlerinin ve devletin onlara destek olması gerektiği, kadınların ayrıştığını ve birleşmeleri gerektiği ve kadınların her koşulda ezildikleri ancak çok güçlü oldukları ortaya çıkmıştır.