Nitel Araştırma Örneği Olarak İzmir Duvarı (original) (raw)

Halka En Yakın Birim Olan Muhtarlık Müessesesi: İzmir Karşıyaka İlçesinde Nitel Bir Araştırma

Yerel yönetimler sahasında gerçekleşen reformlar çerçevesinde bir dizi yeni kanuni düzenlemeler ile mahalle yönetimi önem kazanmıştır. Bu hukuksal düzenlemelerden biri şüphesiz 6360 sayılı kanundur. 6360 sayılı kanun sadece büyükşehir sayısını artırmakla kalmamış, bir bütün olarak kamu yönetimi sistemini doğrudan etkilemiştir. Kanunun etkilediği alanlardan biri de mahalle ölçeği olmuştur. Bu kanun öncesinde mahalle sayısı 19.122 iken kanun sonrasında bugün bu sayı 32.044 olmuştur. Ayrıca, ülkemizin sosyo-ekonomik açıdan hızlı gelişmiş/gelişen bir ülke olduğunu düşündüğümüzde, halihazırdaki mahalle yönetiminin temel yasal dayanağı olan 1944 yılında yayımlanmış 4541 sayılı kanunun ihtiyaçlara cevap veremeyeceği çok açıktır. Tüm bu gelişmelere karşın mahalle yönetimi ile ilgili kapsamlı bir hukuki çalışmanın henüz mevcut olmadığı hatta akademik çalışmaların da çok kıt olduğunu görüyoruz. İşte bu çalışmada; Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi gibi ulusüstü kurumların temel değeri olan hizmette halka yakınlık ilkesinin en somut tezahürlerinden biri olmuş mahalle yönetiminin problemleri üzerine odaklanılmış olup; sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışmadan çıkan bulguların ileride siyasa belirleyicilere yön göstermesi amaç edinilmiştir.

Farklı Kentsel Dokuların Toplanma Alanı Olanağı Açısından Değerlendirilmesi: İzmir Narlıdere Örneği

Çukurova Araştırmaları Dergisi, 2019

Ülkemiz kentleşme deneyimi farklı etkiler ortaya çıkaran dönemsel gelişmelerin ürünüdür. 1950'li yıllardan itibaren güçlü bir kentleşme baskısı altında ve ağırlıkla göç ve gecekondulaşmanın etkisi ile gelişim göstermiş kentler, sermaye birikim süreçlerindeki değişim ve bu bağlamda değişen kentsel politikalara bağlı olarak her dönem farklı bir mekânsal üretim biçimi aracılığıyla yapılanmışlardır. Yaklaşık 60 yıllık süreçte kentlerin gündemine taşıdığı yeni sorunlarla birlikte, kentleri afet riskleri bağlamında ele alan yaklaşımlar ve kentlerin kırılganlığını ortaya koyan çalışmalar da yaygınlık kazanmıştır. ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI CİLT 5, SAYI 2, KIŞ 2019 FARKLI KENTSEL DOKULARIN TOPLANMA ALANI OLANAĞI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ: İZMİR-NARLIDERE İLÇESİ ÖRNEĞİ özellik gösteren bölgelerinde, kentsel doku niteliği ve yapılaşma biçimi, toplanma alanları açısından önemli bir potansiyel yaratan sosyal altyapı olanakları ile ilişkilendirilerek ele alınmıştır. Toplanma alanlarının belirlenmesine yönelik çalışmalarda alan büyüklüğü ve kapasite üzerinden yapılacak hesaplamalar ve belirlemelerin tek başına yeterli olmadığı, farklı kentsel dokularda kullanılabilirlik, erişilebilirlik ve güvenlik temelinde değerlendirmelerin yapılması gerektiği bulgulanmıştır.

Koruma Amaçlı Analiz ve Değerlendirmelerin Gösterimine Yönelik Bir Yöntem: İzmir, Necatibey Bulvarı Doğu Cephesi Örneği

Restorasyon ve Konservasyon Çalışmaları Dergisi, 2014

Recently, many municipalities of historic cities in Turkey are working to preserve and revitalize their downtowns as they are significant touristic magnets. The city of Izmir also provides many attractions for both the citizens and the locals within its historical city center. Documenting the historical buildings in these areas is a prerequisite for taking the preservation decisions. In this study, we focus on the historic street façades in the city center prior to conservation decisions of street rehabilitation projects and we selected Necatibey Boulevard in Izmir in Turkey, which is situated in the urban retail core of the city, as the case study. We are all aware of the fact that façade intervention decisions taken independent from the building itself are inappropriate. In addition, ICOMOS underlines the importance of evaluating the historic buildings not only with their own style, scale and ornamentation, but also within their environmental context. It also emphasizes the importance of historical research in the conservation planning of a historic city. In other words, deciphering the timeline of a historical area has a priority in taking conservation decisions. In this frame, we proposed a methodological way of producing rectified image mosaic of a historic streetscape for visual analysis and deciphering its timeline in the context of close range digital photogrammetry. Amount of control points, light conditions of the photographs, planes at different depths, curvilinear surfaces and hidden areas are the critical points to be considered while producing rectified image mosaic of a historic streetscape with conservation aim. After the production of the rectified image mosaic, one should use mapping technique for visual analysis as rectified image mosaic is a sufficient underlay for it. Then, he/she should produce the historical timeline of the streetscape within the light of archive and historical research. The result descriptions give way for the better perception of architectural details, colors, textures and changes in time to the architectural restorers. Moreover, the production of digital image mosaics of the historic street façades are also important inputs for street rehabilitation projects, research studies on urban history and virtual environments in the context of cultural tourism.

İzmir Atatürk Müzesi’ndeki Mobilya Aksesuarı Olarak Figürlü Çiniler ve Bir Şömine

2005

Bu arastirmaya izin veren Izmir Arkeoloji Muzesi eski mudurlerinden sayin Dr. Mehmet Taslialan ile Izmir Ataturk Muzesi uzmanlarina tesekkuru borc biliriz. Bu ciniler, siralti tekniginde yapilmis olup krem renk astar uzerine kahverengi ile islenmis ve seffaf sirla kaplanmistir. Bes sandalye uzerindeki cinide, William Shakespeare’in oyunlarindan sahneler; diger bes sandalyedeki benzer usluplu cinilerde ise cesitli meslekler yer almaktadir

Farklı Kentsel Dokuların Toplanma Alanı Olanağı Açısından Değerlendirilmesi: İzmir-Narlıdere İlçesi Örneği

Çukurova Araştırmaları Dergisi, 2019

Ülkemiz kentleşme deneyimi farklı etkiler ortaya çıkaran dönemsel gelişmelerin ürünüdür. 1950’liyıllardan itibaren güçlü bir kentleşme baskısı altında ve ağırlıkla göç ve gecekondulaşmanın etkisi ile gelişim göstermiş kentler, sermaye birikim süreçlerindeki değişim ve bu bağlamda değişen kentsel politikalara bağlı olarak her dönem farklı bir mekânsal üretim biçimi aracılığıyla yapılanmışlardır. Yaklaşık 60 yıllık süreçte kentlerin gündemine taşıdığı yeni sorunlarla birlikte, kentleri afet riskleri bağlamında ele alan yaklaşımlar ve kentlerin kırılganlığını ortaya koyan çalışmalar da yaygınlık kazanmıştır. Bu çalışma, kentlerin bugün karşı karşıya bulundukları sorunları afet riskleri bağlamında ele almayı ve farklı kentsel doku özellikleri temelinde tartışmayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, kaçak yapılaşmalarla ortaya çıkan plansız kentsel doku ile planlı olarak gelişmiş kent dokusunun karşılaştırmalı olarak ele alındığı çalışmada, olası bir deprem durumunda önemli bir araç olan toplanma alanlarının varlığı ve gereksinmeler temelinde değerlendirmeler yapılmıştır. Doku çeşitliliği açısından çoklu seçenekler sunan Narlıdere İlçesi’nin çalışma alanı olarak seçilmiştir. İlçenin farklı özellik gösteren bölgelerinde, kentsel doku niteliği ve yapılaşma biçimi, toplanma alanları açısından önemli bir potansiyel yaratan sosyal altyapı olanakları ile ilişkilendirilerek ele alınmıştır. Toplanma alanlarının belirlenmesine yönelik çalışmalarda alan büyüklüğü ve kapasite üzerinden yapılacak hesaplamalar ve belirlemelerin tek başına yeterli olmadığı, farklı kentsel dokularda kullanılabilirlik, erişilebilirlik ve güvenlik temelinde değerlendirmelerin yapılması gerektiği bulgulanmıştır.

İz Öğesi Üzerinden Kentsel İmge Çözümlemesi: Gazi Mustafa Kemal Bulvarı Örneği, Mersin

“DeğişKent” Değişen Kent, Mekân ve Biçim Türkiye Kentsel Morfoloji Araştırma Ağı II. Kentsel Morfoloji Sempozyumu, 2019

Özet: Kentsel mekânın birçok tanımı yapılabilir fakat en genel anlamıyla farklı yaşam çevrelerini ve yaşam tarzlarını sunan, insanların yaşadıkları, çalıştıkları ve sosyal ve kültürel ilişkiler içerisinde dinlendikleri ve eğlendikleri alandır (Eisner ve Gallion, 1980). Fiziksel yapılar olan kentsel mekânın tanımının, morfolojik, algısal, sosyal, görsel, işlevsel ve zamansal boyutları vardır (Carmona, 2003). Bu çalışmada, kentsel mekânın algısal boyutu, kentsel yapılı çevre ve kullanıcı arasındaki iki yönlü ilişki üzerinden ele alınarak, kentsel yapılı çevrenin kullanıcı imgesine nasıl yansıdığı araştırılmıştır. Kentsel mekâna müdahale süreçlerinde geliştirilecek imgeye dayalı tasarım ilkeleri iki temel kategoride toplanabilir; bunlardan birincisi var olan imgenin güçlendirilmesi ve varsa sorunlarının çözülmesi, diğeri ise dönüşecek alanlara müdahale ederken yeni bir imge yaratılmasıdır. Lynch'in beş kent öğesi üzerinden yürütülen alan çalışması, üzerindeki diğer öğeleri taşıyıcı özelliğe sahip olan iz öğesi üzerine yoğunlaşmıştır. Bu çalışmada, Mersin kentinin omurgası ve en önemli iz öğesi olan Gazi Mustafa Kemal (GMK) Bulvarı sunduğu sorunlar ve olanaklar sebebiyle çalışma alanı olarak seçilmiştir. Kentin ve kent parçalarının algılanmasında zorluklar yaratan ve tekdüze bir sürekliliğe sahip olan GMK Bulvarı kentin birçok bölgesinin içinden geçmektedir fakat benzer fiziksel özellikler, benzer yapılaşma ve benzer işlevlerin bulvar boyunca sürekli yer alması sebebiyle bulvarın hangi bölümünde olduğunu anlamak oldukça zorlaşmaktadır. Bu zorluklar sebebiyle okunaksız bir yapıya sahip bulvarda kullanıcıların alana ilişkin imgesini destekleyen kentsel tasarım ve şehircilik stratejilerinin tartışılması olanaklı olmuştur. Kullanıcıların kentsel imgesinin tespiti için anket ve bilişsel harita çizim çalışmaları yapılmıştır. Sonuç olarak, kullanıcıların imgesi herhangi bir bölge, sınır, odak noktası, işaret veya iz öğesi gibi imgesel öğeler yerine birbiriyle bağlantısız noktasal öğelerden oluşmaktadır. Kullanıcıların bulvara ilişkin genel imgelerinin ise alandaki fiziksel sorunların etkisi altında kaldığı gözlemlenmiştir. Alan çalışmasından elde edilen temel sonuç ise, kentsel yapılı çevrelere müdahale aşamasında kullanıcıların algısına dikkat edilmesi ve algıyı daha da güçlendiren bağlamsal tasarım ilkelerinin üretilmesi gerekliliğidir. Bu çalışma, alana yönelik bu tür stratejileri üretmiş olsa da, her kentsel çevrenin kendine özgü nitelikleri, sorunları ve olanakları olmasından dolayı bu ilkeler mekâna özgü değerlendirmenin ve çözümlemenin yapılmasının ardından alana uygun hale getirilerek kullanılabilecek stratejilerdir. Anahtar Kelimeler: kentsel algı, kentsel imge, kent öğeleri, iz öğesi, kentsel tasarım

İnşaat Sektöründe Örgütsel Bağlılık: Bir Örnek Olay Çalışması

2010

06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Örgütsel bağlılık ülkemiz davranış bilimleri literatüründe görece yeni bir konu olmasına rağmen son yıllarda yönetici ve araştırmacıların büyük ilgisini çekmektedir. Turizm, eğitim ve sağlık sektöründe çalışanların örgütsel bağlılık düzeylerine ilişkin literatürde çeşitli çalışmalar bulunmaktadır. Ancak inşaat sektöründe çalışanların örgütsel bağlılık düzeylerine ilişkin yayın bulunmamaktadır. Çalışma, bu kapsamda ülkemiz davranış bilimleri literatüründe yapılan ilk çalışma olması nedeniyle literatüre katkı sağlamayı hedeflemektedir.Çalışmanın amacı Allen ve Meyer'in üç boyutlu örgütsel bağlılık modelini oluşturan ?duygusal, devamlılık ve normatif bağ...