Genç Bir Osmanlı Aydını Abdülhak Hâmid Tarhan’ın Paris Tutulması: Belde yahut Divaneliklerim (original) (raw)
Related papers
Öz Abdülhak Hâmid Tarhan, Tanzimat'ın ikinci kuşağı adlandırılan sanatçılar içerisinde biyografisi, eserleri, yaşantısı ve kendine has mizacıyla bu kuşaktaki en farklı sanatçıların başında gelmektedir. Şiir, tiyatro, manzum piyes, mektup gibi birçok türde eser vermiş olan Hâmid'in hayatı ile eserleri arasında sıkı bir bağ olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle şiirlerinde yaşadığı şehirleri, gördüğü manzaraları şiirleştirme çabasında olan Hâmid'in Belde yahut Divaneliklerim (1885) adlı şiir kitabı bunun en tipik örneklerindendir. Genç yaşlarda Paris'e gitme imkânı bulan bir Hariciye memurunun yaşadığı şaşkınlığı ve hayranlığı içeren manzumelerden oluşan bu eser, birçok yönüyle 19. Yüzyılın en önemli kültür merkezi olan Paris'in genç bir Osmanlı aydınında yarattığı tesiri göstermesi açısından önemlidir. Hâmid, Paris'in sadece mekânsal olarak etkisinde kalmamış, o şehri oluşturan bütün unsurları bir hayret ve şaşkınlıkla karşılamış, gördüğü birçok unsuru şiirleştirme çabası içerisine girişmiştir. Bu çalışma; Abdulhak Hâmid Tarhan'ın Belde ve Divaneliklerim adlı eserini merkeze alarak 19. yüzyılda Paris'e giden genç bir Osmanlı aydınının bu şehirde yaşadıklarının şiirlerindeki yansımalarını tespit etme çabasıdır. Abstract With his works, his life style and his distinct temperament, Abdülhak Hamid Tarhan is one of the most peculiar ones among the artists called as the second generation of the Tanzimat. It may be said that there is a close link between his life and his works, which include various genres such as poetry, drama and letter. Belde Yahut Divaneliklerim (1885), a poetry book of Tarhan, who tried to poetize cities he visited and scenes he seen is one of the most typical examples of this. Consisting of poems depicting the amazement and admiration experienced by an foreign service officer who had the opportunity to visit Paris at his youth, this book is important in terms of showing the effect created by Paris, a major cultural hub in the 19th century, on a young Ottoman intellectual. Focusing on Belde Yahut Divaneliklerim, this study endeavors to ascertain the poetic reflections of the experiences of a young Ottoman intellectual visiting Paris in the 19th century.
Abdülhak Hâmid Tarhan’ın Paris Yaşamının Divâneliklerim Yahut Belde Adlı Eserine Yansımaları
Yenileşme devri Türk edebiyatı, kökü XVIII. yüzyıla uzanan ve edebiyat sahasındaki olgun meyvalarını XIX. yüzyılda vermeye başlayan bir yönelişin sonucudur. Avrupa düşünce dünyasına ve estetik değerlerine doğru bir dikkatin gün geçtikçe güçlenmesiyle birlikte, Osmanlı sanatkârı da çeviri faaliyetleriyle ve taklitle başlayan yenileşme denemelerini edebî eserlerin muhteva ve biçim özelliklerinde yenilikler aramak suretiyle tatbik etmeye çalışmıştır.Tanzimat sonrasında edebiyat sahasında temayüz eden sanatkârlardan Abdülhak Hâmid Tarhan, tiyatro eserleri ve şiirleri ile Batı etkisinde gelişmekte olan Türk edebiyatının velut isimleri arasında yer alır. Bu çalışmada Abdülhak Hâmid Tarhan’ın Divâneliklerim Yahut Belde adlı eserindeki şiirleri incelenmiştir. Sefahatlerle dolu bir yaşam tarzına sahip olan ve resmî görevi icabı Paris’te bulunduğu yıllardaki hatıralarından oluşan şiirleri, mizacına ve hayatına ışık tutan diğer eserleri ekseninde değerlendirilmiştir. Irsiyetten, yetiştiği çevreden ve okuma kültüründen beslenen ihtirasların yönlendirdiği muhteris şairin ilgili şiirlerinde Paris’te yaşanan zevk ve sefa dolu hatıraların izleri görülür. Bu çalışmayla, şairin mizacını şekillendiren kaynaklar ve şahsına münhasır duyuş özellikleri ile nazmedilen şiirlerinde, Paris hayatının yansımaları değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Bir Anlatı Kişisi Olarak Abdülhak Hamit Tarhan
Uluslararası Kongre Tam Metin Kitabı, 2018
Selim İleri’nin 2018 yılının Ekim ayında yayımlanan Kumkuma adlı eseri, eserin kapağında “anlatı” olarak tanıtılmaktadır. Aynı ay içerisinde yayımlanan bir de romanı olan Selim İleri’nin daha önce anlatı olarak yayımlanan bir eseri bulunmamaktadır. Kumkuma bu yönüyle de yazar için bir ilk olma özelliği arz etmektedir. Selim İleri’nin Kumkuma adlı eserini bilinçli bir şekilde anlatı olarak tanımladığı aynı anda bir de romanının yayımlanmasından anlaşılmaktadır. Elli bir sene önce ilk yayımlanan hikâyesinden bugüne yazarın sadece roman, anı, hikâye, şiir yazmakla kalmayıp edebiyat özellikle de roman üzerine gerek eserler ve eserlerin sahipleri hakkında müstakil olarak kaleme aldığı gerekse genel olarak edebiyat çevrelerini ve edebiyat kuramlarını ele aldığı çok sayıda çalışması bulunmaktadır. Roman yazmakla kalmayıp roman üzerine de düşünen, romanı ve roman tekniklerini çok iyi bilen ve tartışan Selim İleri’nin pek çok biçimsel denemeye de romanlarında yer verdiği görülmektedir. Bu sebeple Kumkuma’nın bir anlatı olarak nitelendirilmesi bilinçli bir tercihin göstergesi olması sebebiyle kıymetlidir. Biyografik bir metin özelliği taşıyan eser biyografi, roman ve Türk edebiyatı için Selim İleri’nin kullandığı şekliyle oldukça yeni olan anlatı kavramlarını beraberce ele alarak değerlendirme şansı vermesi dolayısıyla da önemlidir.
ABDÜLHAK HAMİD TARHAN’IN TİYATROLARINDA ENDÜLÜS, 2015
Özet: Abdülhak Hâmid Tarhan’ın yazdığı çok sayıda piyes, onun sanat eserleri arasında önemli bir yer tutar. Bu eserlerden beşi; Tarık, İbn Musa, Tezer, Nazife ve Abdullahü’s Sagîr’in konusunu Endülüs tarihinden alır. Hâmid’in, Endülüs tarihine ilgi duymasının iki sebebi vardır. Birincisi, Hâmid’in, romantik bir mizaca sahip olmasıdır. O, sadece Endülüs tarihi ile ilgilenmemiş, ilk çağ ve Eski Türk tarihi ile ilgili çok sayıda eser de yazmıştır. İkinci sebep ise onun düşünce dünyasıdır. Hâmid, Namık Kemal’in “Panislâmcı” fikirlerinden etkilenmiş; Devletin kurtuluşunu, İslam birliğinin sağlanmasında görmüştür. Hâmid, Endülüs problemini, tiyatro eserinin en elverişli olduğu öğe olan “karakterler” üzerinden tartışmıştır. Karşılaştırmalı Edebiyat Biliminde Fransız ekolü, bir edebî metinde başka bir topluma ait kültürel durumların araştırılmasını da çalışma alanına dâhil eder. Bu yazıda, bir Türk yazarı olan Hâmid’in eserlerinde Arap tarihinin önemli bir parçası olan Endülüs konusu, karakterler üzerinden tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Abdülhak Hâmid Tarhan, Tiyatro, Endülüs, Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi.
Ordu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2023
Zâhid, Klasik Türk edebiyatında özellikle de klasik şiirde yer etmiş önemli tiplerden biridir. Şairlerin çoğu, divanlarında bilhassa aşkın ön planda olduğu gazellerinde zâhid tipine muhakkak yer vermişlerdir. Bu çalışmada 16.yüzyıl Klasik Türk şiiri şairlerinden önemli bir isim olan Şah İsmail Hatâyî’nin divanında zâhid tipinin nasıl işlendiği ele alınmaktadır. Klasik şiirde şair, kendisini âşık tipiyle özdeşleştirerek zâhidin karşısında yer almaktadır. Zâhid tipi aşka ve âşıklara karşı katı tavrı ve şiddetli düşmanlığıyla şiirlerde yer almaktadır. Çalışma Hatâyî Divanı’nda mezkûr çatışmaların hangi yönleriyle ele alındığını ve zahidin olumsuz niteliklerinin neler olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaçla zâhidin aşka ve aşığa bakışının nasıl olduğu sorusundan hareket ederek çalışmanın çerçevesi oluşturulmuştur. Hatâyî Divanı’nın dört nüshası incelenerek zâhid ve âşık dikotomisinin yer aldığı beyitler derinlemesine tetkik edilerek analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda zâhid tipinin Hatâyî Divanı’nda da Klasik Türk edebiyatındaki yaygın kullanımına paralel bir şekilde ele alındığı görülmektedir.
Paris’in Budistleri ve Ahmet Mithat: Paris’te Otuz Bin Bûdî’ye bir bakış
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2021
Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Ahmet Mithat birçok alanda eser vermiş, eser çeşitliliği bakımından döneminde ve edebiyat tarihi incelemelerinde eleştirilere uğramıştır. Kurmacadan dinler tarihine kadar geniş bir yelpazede eserler veren yazarın yeni edebiyatın kurucu isimlerinden biri olması, okuyucusunu kendisinin oluşturma zorunluluğu bu durumu anlamayı kolaylaştırmaktadır. Yazarın aynı zamanda Türk basınının önemli gazetelerinden birini de yıllarca çıkardığı düşünüldüğünde bu husus biraz daha anlaşılır hâle gelmektedir. Özellikle tefrika geleneğinin kuvvetli olduğu bu dönemde yazar da gazetesinde parçalar halinde telif ettiği kimi çalışmaları daha sonra kitap biçiminde yayımlamıştır. Bu eserlerden biri de Paris’te Otuz Bin Bûdî adıyla 1890 yılında yayımladığı eserdir. Paris gazetelerinde Budizm'le ilgili haberlerden yola çıkılarak yazılan eser, temelde dinler tarihiyle ilgili olsa da yazara Doğu-Batı, İslamiyet-Hristiyanlık ve gündemin sorunları hakkında cevaplar vermede önemli bir fırsat sunmuştur. Eserin “medhal” bölümünde okuyucusuna ilginç bilgiler sunan sanatçı, eserin ilerleyen bölümlerinde Budizm ve Doğu dinleriyle ilgili bilgi verdikten sonra İslam dininin bu konuya bakışını ortaya koymaya çalışır. Yazar, bu eserini özellikle Batılı bilim adamlarının Uzak Doğu dinleri hakkında ortaya koyduğu bilgileri kullanarak kaleme alır. On üç bölümden meydana gelen eserde yazar, Uzak Doğu dinleriyle ilgili bilgiler verdikten sonra bu dinleri Hristiyanlık ve İslamiyet’le karşılaştırır. Bu çalışmada yazarın adı geçen eseri ve ileri sürdüğü fikirler değişik yönlerden incelenmeye, eser tanıtılmaya çalışılacaktır. Anahtar kelimeler: Ahmet Mithat, dinler tarihi, Budizm, İslam, Hristiyanlık, Oryantalizm
“Pozitivizm Gölgesinde Metafizik Algının Dönüşümüne Bir Örnek: Abdülhak Hâmid Tarhan”
An Exam ple for the Transformation of Metaphysic Perception under the Shadow of Positivism: Abdülhak Hâmid Tarhan Positivism follows a paradoxical method by craving an alternative method which will satisfy psychic, spiritual, and emotional features as well as being eager to feel physically real and concrete ones. This philosophy or the new religion of humanity which is fed on from long and complicated methods, social and poli- tical adventures, scientific and hypothetical dominations reaches into the higher ranks of the Ottoman Empire since early times. Because of his official duty in and travels to different regions, such as from Iran to Paris, Berlin to London, Poti to Istanbul (Asitane), Abdülhak Hâmid Tarhan is a figure who had a possibility to get familiar with and particularly was affected by the effects of Westernization beginning with military failures and rising over bureaucratic sanctions in time, and the philosophical transformations in that period. Key terms: Positivism, Metaphysics, Literature, Divinity