YENİ KAMU İŞLETMECİLİĞİ’NİN ORTAYA ÇIKIŞI VE TÜRKİYE’DE UYGULAMALARI (original) (raw)

YENİ KAMU İŞLETMECİLİĞİ YAKLAŞIMI

Kamu Yönetimi Teorileri: Geleneksel Teorilerden Yeni Yaklaşımlara, 2020

‘Devlet kurumları ölümsüz müdür?’ ya da ‘Devlet iflas edebilir mi?’ İşte bu sorulara verilen cevaplar, genelde devlet özelde ise kamu yönetiminde bir zihniyet dönüşümüne vurgu yapmaktaydı. Bu kapsamda kamu yönetiminde bir paradigma değişimine yol açan ‘Yeni Kamu İşletmeciliği’, akademik dünyada ve siyasa yapıcılar arasında önemsenmektedir. Çünkü devlet olgusu, yaklaşımı karakterize eden serbest piyasa sistemi içerisinde düzenleyici ve denetleyici bir yapıya kavuşturulmak istenmektedir. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımından sonra benimsenen Keynesyen politikalar ve II. Dünya Savaşı sonrasında refah devletinin yüklendiği roller, kamu harcamalarının artmasına neden olmuştur. Weberyen bürokratik yapıya dayalı geleneksel yönetim anlayışı da ekonomik, sosyal ve siyasal krizlere yol açmıştır. Devletin işlevleri ile örgütsel yapısının sorgulanmasına neden olan bu krizler ise kamu yönetiminden işletme yönetimine geçiş lehinde bir kopuşa neden olmuştur. Maliyet etkinliğine ve verimliliğe odaklanan bu süreç, özel sektöre ait işletme tekniklerinin kamu sektöründe de uygulanmasını sağlamıştır. Kamu yönetiminde yeni arayışlar sonucunda ortaya çıkan ve “Kürek çeken değil dümen tutan” felsefesi ile ifade edilen bu yaklaşım ‘Yeni Kamu İşletmeciliği’ olarak tanımlanmıştır.

TÜRKİYE’DE CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÜST DÜZEY KAMU YÖNETİCİLERİNİN YETİŞTİRİLME UYGULAMALARI, SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

23. Uluslararası Kamu Yönetimi Forumu (KAYFOR23) Bildiri Özetleri Kitabı (Kırıkkale), 2023

Türk yönetim tarihi, yazılı tarihin sayfalarına sığmayacak kadar uzak bir geçmişe dayanmaktadır. Bu köklü tarihe kıyasla, modern kamu yönetimi geleneğimiz elbette daha kısa bir periyoda karşılık gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde gelişmeye başlayan modern kamu yönetimi, Cumhuriyet idaresi ile birlikte taçlandırılmış ve bir asır içerisinde gelişerek, evrilerek ve dönüşerek yolculuğuna devam etmiştir. Türk kamu yönetimi, gerek Türkiye Cumhuriyeti'nin toplumsal, kültürel ve ekonomik dinamikleri, gerekse ülkenin bulunduğu coğrafyanın ve paydaşı olduğu uluslararası platformların etkisiyle farklı dönemlerde farklı fonksiyonlar kazanmış, kimi uygulamaları gelenekselleşirken kimileri tamamen yok olmuştur. Tüm bu bağlamları sebebiyle siyaset biliminden tarihe, uluslararası ilişkilerden ekonomiye kadar tüm sosyal bilimlerin merkezinde yer alan Türk kamu yönetimi için Cumhuriyet'in 100. yılında düzenlenecek olan KAYFOR 23, içinde yaşadığımız çağın siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarda tüm temel dinamiklerini belirleyen yeni sorunları ve tartışma alanlarını, bunların kamu yönetimine ve kamu politikalarına doğrudan ve dolaylı etkilerini, politika üretme süreçlerinin doğal sonucu olarak ortaya çıkan kurumsal yapıları ve bu yapıların kamu yönetimine getirdiği yeni yaklaşımları, yeni bakış açılarını, özgürleştirici ve kısıtlayıcı yönlerini, yeni kamu politikalarının üretim süreçlerini, sistem performansı, performans ölçümleri ve geri besleme gibi konularda uygulanan yöntemleri, bunların yeni toplumsal hareketler üzerindeki etkileri ve sonuçlarını interdisipliner bir bakış açısıyla incelemek, tartışmak, paylaşmak, yeni yol ve yöntemler keşfetmeye çabalamak ve bu amaçlar doğrultusunda oluşmakta olan literatüre katkıda bulunmak açısından önemli bir fırsat sunmaktadır. Farklı ülkelerden katılımcıların yer aldığı KAYFOR23, "Doçentlik Başvuru ve Akademik Atama-Yükselme Kriterleri" kapsamında uluslararası niteliğe sahip bulunmaktadır. KAYFOR 23, Cumhuriyet'in 100. yılında Türk Kamu Yönetimi'nin bir haritasını çıkarmak amacıyla siyaset bilimi, kamu yönetimi, uluslararası ilişkiler, ekonomi vb. disiplinler üzerine çalışan akademisyenlerin, araştırmacıların, doktora ve yüksek lisans öğrencilerinin, yerel ve merkezi yönetimlerde görevli uzmanlar ve iş dünyası temsilcilerinin kendi disiplinleri üzerinden geliştirdikleri fikir ve çalışmaları ile katılımlarına açıktır.

TÜRKİYE’DE ÇAĞDAŞ CAMİ MİMARİSİ TASARIMINDA YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR

İÇİNDEKİLER ÇALIŞAN MOTİVASYONU İÇİN ETKİLİ BİR METOT OLARAK PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ Pınar KARAHAN, Bekir Emre KURTULMUŞ MARKANIN TÜKETİCİ DAVRANIŞLARINA ETKİSİ: DİŞ MACUNU SEKTÖRÜ ÜZERİNE BİR İNCELEME Arvin DERAKHSHİ TÜRKİYE'DE ÇAĞDAŞ CAMİ MİMARİSİ TASARIMINDA YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR Nesibe AKBULUT, Alev ERARSLAN ORTAOKULLARDA OKUL KÜLTÜRÜNÜN İNCELENMESİ Haşim IŞIK İstanbul Aydın Üniversitesi Dergisi, özgün bilimsel araştırmalar ile uygulama çalışmalarına yer veren ve bu niteliği ile hem araştırmacılara hem de uygulamadaki akademisyenlere seslenmeyi amaçlayan hakem sistemini kullanan bir dergidir. EBSCO ve DOAJ Tarafından Uluslararası Taranmaktadır.

GİRİŞİMCİ ÜNİVERSİTEYİ YENİ KAMU YÖNETİŞİMİ UYGULAMALARI ÇERÇEVESİNDE ANLAMAK: İTALYA CAMPANIA BÖLGESİ ÖRNEĞİ

Karma yöntem araştırma deseniyle tasarlanmış bu keşfedici araştırmada, ilk olarak, üzerinde görüş birliği bulunmadığı ifade edilen ve 'her bedene uyan bir ölçüsünün' olmadığı öne sürülen girişimci üniversite paradigmasının temel kategorileri ve kavramları sistematik literatür taraması yoluyla ortaya çıkarılmıştır. Daha sonra, bu kavram ve temaların birlikte oluşma yöntemiyle ağ ve yoğunluk analizleri yapılmıştır. Bu analizlerden elde edilen bulgular ışığında yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme soruları hazırlanmış ve İtalya Campania bölgesindeki üniversitelerde görev yapan hizmet baskın mantık, hizmet bilimi ve hizmet yeniliği profesyonelleriyle derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Sonuç olarak girişimci üniversite paradigmasının, Campania bölgesindeki İtalyan uygulamaları üç farklı kurumda çalışan akademisyenlerden elde edilen nitel verilerle değerlendirilmiş ve girişimci üniversite kavramları kamu hizmet baskın mantık ve yeni kamu yönetişimi kavramsal çerçeveleriyle yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: girişimci üniversite, kamu hizmet baskın mantık, yeni kamu yönetişimi, hizmet bilimi, hizmet yeniliği

TÜRKİYE’DE KAMU HARCAMALARININ EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ve YENİ KAMU MALİ YÖNETİMİNİN ROLÜ

2016

Calismanin amaci Turkiye’de, kamu cari ve yatirim harcamalarinin ekonomik buyume uzerindeki etkisi ve bu baglamda yeni kamu mali yonetiminin rolunu analiz etmektir. 1980-2013 donemi verilerinin kullanildigi bu calismada FMOLS yonteminin kullanilmasi benimsenmistir. Yapilan analizlerden elde edilen ampirik sonuclar, cari harcamalarin ekonomik buyume uzerinde olumlu etkide bulundugu ve 5018 sayili kamu mali yonetimi ve kontrol kanunu ile uygulamaya konulan yeni kamu mali yonetiminin bu olumlu etkiyi artirdigini gostermektedir. Yatirim harcamalarinin ise buyume uzerinde olumlu bir etkisinin oldugu ancak bunun istatistiki olarak anlamli olmadigi belirlenmistir. Yeni kamu mali yonetiminin ic kontrol uygulamalari ile desteklenmesi durumunda, kaynaklarin kullaniminda daha yuksek bir verimliligin saglanabilecegi ve dolayisiyla harcamalarin buyume uzerindeki etkisinin artabilecegi dusunulmektedir

YENİ KAMU YÖNETİMİ ANLAYIŞININ SOSYOLOJİK ETKİLERİ

Conference: 3. Uluslararası Sosyoloji ve Ekonomi KongresiAt: Malatya, 2019

Yeni Kamu Yönetimi (YKY) anlayışı kamu yönetiminin geleneksel yönetim anlayışına bir tepki olarak ve ondan farklı daha çok toplumu ön plana çıkaran, aynı zamanda işletmecilik yönetim tarzını benimseyen bir yönetim biçimi ve tarzıdır. Dünyada 1980'li yıllarla başlayan bu anlayış, Türkiye'de özellikle 2000'li yılların başından itibaren uygulanmaya başlamıştır. 2003 yılında yayınlanan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu bu konuda öncü rol üstlenerek kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına anahtar bir rol oynamıştır. 5018 sayılı Kanun ile kamu yönetiminde ilk defa açıklık, katılımcılık ve hesap verebilirlik gibi yeni ilke ve değerler gündeme gelmiş ve ön plana çıkmıştır. Bu ilke ve değerlerin günümüzde kuşkusuz birtakım sosyolojik etkileri bulunmaktadır. Önceden devlet ve toplum yapısında hakim olan Geleneksel Kamu Yönetimi (GKY) anlayışında gizlilik ve kapalılık ile yönetimde merkeziyetçiliğin ağır bastığı ve dolayısıyla halkın yönetime katılımının sınırlı olduğu bir yönetim anlayışı söz konusu iken; buna karşılık günümüzde YKY anlayışı ile toplumun yönetime daha çok katılması ve kararların alım sürecine dahil olması söz konusu olmuştur. GKY'nin entelektüel öncü düşünürlerinden olan Max Weber'e göre yönetimde karar verme yetkisi sadece merkezi yönetime ait olmakta ve merkez de katı hiyerarşik yapılanma içerisinde bu yetkilerini tek başına kullanmak zorundaydı. Geleneksel yönetim anlayışında kamu hizmetleri aynı zamanda sadece devlete bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından yerine getirilmesi savunulmaktaydı. Oysa YKY anlayışına bağlı olarak devlete bağlı birçok yetkinin bireylere dolayısıyla topluma aktarılması mümkün hale gelmiştir. Toplum destekli bir yönetim anlayışı sayesinde bireyler; daha çok devlet yönetiminde söz sahibi olmakta, kendi beklenti ve isteklerini kamu politikalarının oluşum ve uygulanma süreçlerine daha çok katabilme imkanını bulabilmektedirler. Bu çalışmanın esas amacı, YKY anlayışının temel felsefe ve ilkeleri ile sosyolojiye etkilerini YKY anlayışının özellikleri açısından incelemektir. YKY anlayışı düşüncesinin temel öngörüleri ortaya konurken; çalışmada önce GKY'nin özellikleri üzerinde durulmuş, ardından ise YKY'nin özellikle sosyolojik etkileri tartışılmıştır.

YENİ KAMU İŞLETİMİ VE PERFORMANS YÖNETİMİ

AHMET APAN YENİ KAMU İŞLETİMİ VE PERFORMANS YÖNETİMİ TİD 448 57 - 86, 2008

1. GİRİŞ Vatandaş olarak kamunun ürettiği mal ve hizmetlerden, doğumdan ölüme kadar her gün yararlanmaktayız. Eski zamanlarda ismi bilinmeyen birçok faaliyet bugün kamunun uğraş alanı haline gelmiştir. Buna karşın, kamunun verdiği hizmetten memnuniyet derecesinin arttığını söylemek olanaklı değildir. Kamu yönetimlerine duyulan güven ve sağladıkları hizmetlerden duyulan mem-nuniyet oldukça düşük bulunmaktadır. 1 Bu nedenle kamu yönetimi alanında gerçekleştirilen ya da girişilen reform çalışmaları, son otuz yıl içerisinde etkisini en çok hissettiğimiz gelişmelerden biri olmakta ve temelinde ekonomik sorunların yattığı gözlenmektedir. 1970'lerde önceki dönemin tekelci kapitalist düzenleme tarzının yol açtığı krizin ardından yükselen neoliberal ideoloji, krizin faturasını devlete çıkar-mıştır. Krize karşı "küçük devlet, güçlü piyasa" formülasyonu önerilmiş ve bu söyleme uygun olarak devletin rolünün yeniden tanımlanması gerekmiştir. 2 Bu durum, Kapitalizmin 1970'lere egemen evrensel krize karşı yeniden yapılan-ması olarak nitelenmektedir. Çünkü kısaca sermayenin, mal ve hizmetlerin, fikirlerin, bulguların ve insan kaynaklarının işletme ve üretim anlamında ulusal sınırları aşması anlamına gelen küreselleşme olgusu, pek çok ulusal ekonomiye olan olumsuz etkilerine bakıldığında uyum sağlamak veya yeniden yapılanmak gereğini ortaya çıkarmıştır. 3 Nitekim başta Dünya Bankası olmak üzere, ulus-devlet üstü kuruluşlar adeta zorunlu bir çerçevede bu paradigmalara dünya

KAMU TAŞINIRLARININ YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ ÇERÇEVESİNDE BİR İYİ UYGULAMA ÖRNEĞİ

ÖZ Kamu yönetimi paradigmalarındaki değişime bağlı olarak kamusal nitelikli kaynakların daha etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılması gerekmiştir. Bu anlamda hızlı, kalıcı ve yenilikçi çözümler üretmek adına kamu kaynaklarının yeniden değerlendirilmesinde bir takım modern uygulamaların da hayata geçirilmesi ve kaynakların dönüşümünde kamu yararının göz önünde bulundurulması temel ilke haline gelmiştir. Her ne kadar mevzuat, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılmasını öngörse de bu amacın lafzi boyutta kaldığı, değişen mevzuatın uygulamalara yeterince yansıtılamadığı, kamu mallarının yeniden değerlendirilmesinde hassas davranılmadığı gözlemlenmektedir. Öte yandan kamu mali yönetiminin temel ilkesi haline gelen " kaynakların etkili, ekonomik ve verimli kullanılması " prensibinin yeterince anlamlandırılamadığı ve içselleştirilemediği de görülmektedir. Bu makalede yerel mahiyette hizmet veren özel amaçlı bir metropoliten yönetim kuruluşunun kamu taşınırları özelinde gerçekleştirdiği iyi uygulama örneğine yer verilecek, kamusal nitelikli taşınırların yeniden değerlendirilmesinde kaynakları koruyan, kamu yararını esas alan bu ve benzer uygulamaların yaygınlaştırılmasının önemine değinilecek, kaynakların daha etkili, ekonomik ve verimli kullanılması perspektifinde değerlendirmelerde bulunulacaktır. ABSTRACT In parallel with the transformation in public administration paradigms, it has been necessary to utilize the public resources in a more effective, economical and efficient manner. In this sense, it has become a fundamental principle to actualize a number of modern practices in the revaluation of public resources in order to generate rapid, permanent and innovative solutions, and to take public interest into account in the transformation of the resources. Although the legislation foresees an effective, economical and efficient use of public resources, it has been observed that the purpose has remained unfulfilled, that the amended legislation has not been adequately implemented, and that the revaluation