Muhammet Enes Kala | Ankara Yildirim Beyazit University (original) (raw)
Uploads
Papers by Muhammet Enes Kala
Karşımızda öyle bir varlık duruyor ki adeta çelişkiler yumağı, çözebilene aşk olsun. İnsan diyoru... more Karşımızda öyle bir varlık duruyor ki adeta çelişkiler yumağı, çözebilene aşk olsun. İnsan diyorum… Ey İnsan, akıllısın, hürsün, evrendeki varlıkların en
İyilik yapmak elinden gelmiyorsa, kötülük bari yapma. 2 Öz Ali Şir Nevâî, 1441-1501 yılları arası... more İyilik yapmak elinden gelmiyorsa, kötülük bari yapma. 2 Öz Ali Şir Nevâî, 1441-1501 yılları arasında yaşamış, kültür, sanat, edebiyat, fikir ve siyaset alanlarında oldukça önemli izler bırakmış mütefekkir ediplerimizdendir. Yaşamış olduğu çağ, Türk-İslam düşüncesinin farklı tezahürlerinin neşvünema bulduğu bir zaman dilimini ihata ederken, eserlerinin uzanımlarının edebiyat, kültür, sosyoloji, ahlak ve siyaset alanlarına doğrudan ve dolaylı olarak temas etmesi, düşüncesinin ve verimlerinin de kapsayıcı olduğuna işaret eder. Çalışmamız, çoğunlukla sözlü hitabın etkisine atıfla anlaşılan hitabet/retorik sanatını, beş sanatın orta gücü olarak konumlandırmasının yanında, onun sözlü olduğu kadar yazılı eserlerde de aranabileceğine ilişkin bir farkındalığa işaret etmek istemektedir. Her bir eser, muhatabıyla bir konuşma olmasının yanında çağlara ulaştırılan bir çağrı olması hasebiyle aslına bakılırsa bir hitaptır. Her hitabın, idrak, vicdan ve his yetilerinden müteşekkil olan muhatabını etkileme ve ikna etme gibi bir iddiası söz konusudur. Bu etkileyicilik iddiası kendisini sadece duygu üzerinden kurarsa, o etkinin kısa süreli, rasyonel olmayan ve anlamı sorgulanmamış olarak kalan bir zeminde inşa olunduğunu ifade etmek mümkün görünür. O halde hitabet/retorik sanatı, Aristoteles'in işaret ettiği bağlamda, içerisinde 'logos', 'ethos' ve 'pathos' unsurlarını barındırmalı, dahası bu unsurlara dengeli bir şekilde yer verip, onları esaslı şekilde tatmin etmenin yollarını aramalıdır. Çalışmada kurgulanan zeminde Ali Şir Nevai'nin son eseri olan Mahbûbu'l Kulûb'un bu çerçevede insanlara hitap etmede ve onları ikna etmedeki gücü değerlendirilecektir.
Kitapta yayımlanan bildiri metinlerinde ileri sürülen görüşlerin ilmî ve hukukî sorumluluğu bildi... more Kitapta yayımlanan bildiri metinlerinde ileri sürülen görüşlerin ilmî ve hukukî sorumluluğu bildiri sahiplerine aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Her hakkı mahfuzdur.
Makalemiz kendi içinde üç bölüme ayrılmıştır. İlk kısımda Necati Öner’in düşüncelerinden hareketl... more Makalemiz kendi içinde üç bölüme ayrılmıştır. İlk kısımda Necati Öner’in düşüncelerinden hareketle zihin kavramı değerlendirilip, zihnin yapısı ve işleyişine ilişkin bir tez öne sürülmüş ve gerekçelendirilmeye çalışılmıştır. Makalenin ikinci kısmında düşünce, idrak, inanç, duygu, duyum, algı, hafıza ve hayal kavramları olarak karşılık bulan zihnin unsurlarının işlem tarz ve hakimiyetlerine göre inşa edilmiş üç temel zihniyet üzerinde durulmuştur. Son bölümde ise gerek zihniyet yapısı gerekse onun en merkezi unsuru olan dil yapısının bütüncül bir “ben” yapısını teşkil ettiği öne sürülüp, özellikle dil çerçevesinde bu bütüncül yapının muhafazası veya tahribinin ahlaki sorgulanması yapılmıştır. Çalışmada ayrıca, zihniyet bağımlı dil ve zihin bağımlı zihniyetin birbirinden ayrılmayan yapısı da tanıtılmıştır. Canlı ve bütüncül çerçevede dilin ve zihniyetin ferdi şuur ve toplumsal şuuru birleştiren güce sahip olduğu, bu hususun gözden kaçırılmasıyla hem ferdi zihin işleyişinin hem de toplumsal zihniyetin zarar göreceği vurgulanmıştır.
Talim ve terbiyenin insan için ömür boyu olduğunu söyleyebiliriz. Bu süreç kendi içinde bir çatı ... more Talim ve terbiyenin insan için ömür boyu olduğunu söyleyebiliriz. Bu süreç kendi içinde bir çatı altında olan ve olmayan şeklinde ikiye ayrılabilir. Şayet talim ve terbiye süreci bir çatı altında ise burada en önemli unsur konumları ve vazifeleri açıkça belirlenmiş olan hoca ve talebedir. Bu çalışmada hoca ve talebenin münasebeti ve bu münasebeti belirleyen hoca ve talebenin vasıflarına ilişkin teorik bir çerçeve oluşturma gayreti güdülecektir. Söz konusu teorik zeminden hareketle de Prof. Dr. Murtaza Korlaelçi'nin hocalık ve talebeliğine sarfınazar edilecektir.
Felsefe tarihi bir bakıma insanı yakalamaya ve anlamaya çalışan tanımların, bu tanımlara istinade... more Felsefe tarihi bir bakıma insanı yakalamaya ve anlamaya çalışan tanımların, bu tanımlara istinaden insana açılan varlık, bilgi ve değer alanlarının değerlendirildi-ği, yorumlandığı beşerî bir hafızadır. Kuşkusuz yol, devam etmekte ve o yola revan olan insanlığın tecrübesi her dem birikerek yarınlara taşınmaktadır. İnsanın çıktığı yolculuk bir açıdan rahimler arası yolculuktur. İnsanoğlu dünyaya gelmeden önce Bezm-i Elest'teydi, burası belki de onun ilk rahmiydi, oradan ana rahmine düştü, oradan kültür-medeniyet diye de ifade olunan yaşam dünyası rahmine geldi, en son nasibinde varsa bir kabre girecektir. Kabir de onun dünyadaki son rahmi olacaktır. Söz konusu yolculukta, bilim, sanat, felsefe, ahlak ve din insanın yaşamını anlam-landıran, kolaylaştıran ve hatta mümkün kılan asli enstrümanlara tekabül eder. Bu çalışmada Murtaza Korlaelçi'nin düşüncesinde din ve felsefe alanlarının birbiriyle ilişkisini değerlendirmeye çalışacağız.
TYB Akademi, 2019
Cengiz Aymatov, Kırgızca düşünen, Rusça yazan ama her şeyden öte insan gibi yaşayan Kırgız bilges... more Cengiz Aymatov, Kırgızca düşünen, Rusça yazan ama her şeyden öte insan gibi yaşayan Kırgız bilgesidir. Tüm dünyayı etkileyen çok sayıda hikaye ve roman yazmıştır. Eserleri bugün dünya insanlarının sorunlara cevap arayabileceği kaynak görevini görebilmektedir. Onun eserleri ilk elden edebiyat alanı içinde değerlendirilse de eserlerindeki anlam sürece felsefeyi de davet eder. Her bir eseri ahlak ve siyaset felsefeleri bakımından önemli bir değeri haizdir. Bu değer ve önem, eserlerindeki kalıcılık ve etkileyicilikle birleştiğinde çok daha güçlenir. Makalemizde Cengiz Aytmatov'u tüm dünya için önemli kılan hususiyetleri ifade etmeye ve değerlendirmeye çalışacağız. Özellikle çalışmamız kalıcı ve etkileyici olma özelliklerinin sanat ve ahlaka dayanan taraflarına odaklanacaktır. Çalışmada Aytmatov'un çalışmalarının etkileyicilik ve kalıcılık çerçevesinde değerlendirebileceği bir zemin de inşa edilecektir. Bu zemin mitos, epos ve logos kavramlarını içerecektir. Bu kavramlar kendi düşünce geleneğimizde önemli yer işgal eden masal, mesel ve misal ile de karşılanacaktır.
eskiyeni 29, 2014
Editörden From the Editor Eskiyeni’ye bu sayıdaki İslam ve Felsefe dosyasına dahil yazıların iki... more Editörden
From the Editor
Eskiyeni’ye bu sayıdaki İslam ve Felsefe dosyasına dahil yazıların ikinci kısmı ile devam ediyoruz. Bir önceki sayıda olduğu gibi İslam felsefesinin ve İslam ve felsefe ilişkisinin çeşitli yönleri bu ikinci dosya içerisinde okuyucunun dikkat ve ilgilerine sunuluyor.
Bilindiği üzere başından beri derginin belli bir plan ve program dahilinde yayınlanması hedeflendi ve sanıyoruz bu ilkeyi yeterince ortaya koyabildik. Akademik çerçevedeki bu dördüncü sayımızda da, bunu takip edecek diğer sayılarda da bu özelliği sürdürmeye devam edeceğiz. Eskiyeni’nin eski formatı ulaşabildiği kesimler yoluyla büyük ilgi görmüştü. Bu ilginin ardındaki faktörlerden biri de işte bu dosya niteliği olmalıdır. Diğer taraftan adıyla koşut bir halde yeni haliyle derginin dosya özelliğini muhafaza etmesi bizim için gözetilmesi gereken bir husus teşkil etmektedir. Çünkü normal halleriyle akademik dergiler, belli bir plan program kaygısı taşımadan çeşitli bilimsel makale ve benzer türden diğer yazılar yayınlamak durumundadırlar. Üstelik bunlar kahir ekseriyetle son derece spesifik, dolayısıyla sadece küçük bir kesime hitap eden metinlerdir. Oysa Eskiyeni’nin çıkış gayesi, çerçevesine bakmaksızın her türden özel konuya dair yazı ya da araştırmaları mekanik bir şekilde yayınlamak olmamıştır. Bunun sakıncaları açıktır; her şeyden önce uzmanca yazılan yazıların rastgele bir şekilde sayfalara serpiştirilmesi, modern zihnin zaten parçalayıcı yönünü teyid ve tekrar etmekten başka bir şeye yaramayacaktır. Moderniteyi eleştirenlerin çoğunun müşteki olduğu bu durum karşısında az veya çok bütünleştirici bir kaygının devamında büyük gereklilik ve yararlar bulunmaktadır. Bunun karşısında bu türden kaygılara eşlik etmesi gereken bir durum, yazılı haldeki çalışmaların belli bir niteliklilik kazanması yolundaki amaçlılık olmalıdır.
İÇİNDEKİLER/CONTENTS
Editörden
From the Editor 5
Dosya Yazıları/Dossier Articles
Metin ÖZDEMİR
Kelam Felsefe İlişkisi
Kalam and Philosophy 7
Hasan TÜRKMEN
Kelam Kavramı ve Bu Kavrama İlişkin Teolojik Yaklaşım
Kalam as a Concept and Theological Approaches to The Concept 27
İlyas YILDIRIM
Fıkıh Usûlü Mantık İlişkisinin Anatomisi
An essay on the relationship between usul al-fiqh and the logic. 49
Mehmet Ata AZ
İbn Sina’nın Varlık-Mâhiyet Ayniliği/Ayırımının Aquinas’ın Eleştirileri Bağlamında De-ğerlendirilmesi
Revisiting the Essence-Existence Distinction in Ibn Sina in the Critiques of Aquinas 75
Gürbüz DENİZ
İbn Sina’da Ruhsal Diriliş ve Bazı İtirazlar
Some Critiques to Avicenna’s Thoughts on Spiritual Resurrection 103
Muhammet Enes KALA
İbn Sina ve Felix Ravaisson’da Alışkanlık ve Ahlâk İlişkisi Üzerine
On Relation between Habit and Morality in the Thoughts of Ibn Sina (Avicenna) and Felix Ravaisson 121
Anadolu İlahiyat Konuşmaları/Anatolian Theological Adressing
Ali BARDAKOĞLU
Fıkıh Çözüm mü Üretir, Sorun mu?
Fiqh: Solution or Problem? 147
Genel Yazılar/Miscellaneous Articles
Hasan AKREŞ
تطور اللغة وأثره في القرآن الكريم
Language Development and it’s Effects on the Qoran 179
Deneme/Essays
Ayşe ÇİL
Felsefe, Demokrasi ve İslam
Philosophy, Democracy and Islam 195
Kitap Değerlendirme/Book Reviews
Caner TASLAMAN
Küreselleşme Sürecinde Türkiye’de İslam 201
Mehmet Hakkı SUÇİN
Arapça-Türkçe/Türkçe-Arapça Haber Çevirisi 205
Bu kitaptaki yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
Bu kitaptaki yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
Kişinin şahsiyet varlığı olabilmesinin onun iç tutarlılık ve bütünlükle birlikte dış tutarlılık v... more Kişinin şahsiyet varlığı olabilmesinin onun iç tutarlılık ve bütünlükle birlikte dış tutarlılık ve bütünlüğe sahip olmasından geçtiğini düşünebiliriz. Bu uğraşının değerler yardımıyla yani doğru, iyi ve güzel değerleriyle anlaşılabileceği söylenebilir. Zira şahsiyet, kişinin merkeze aldığı değerlerin dışarı taşınması ve somutlaşmasına işaret eder. Değerlerin isabetle keşfedilip inşa edilmesinin yolunun da içkin ve aşkın ögeleri birlikte düşünmekle mümkün olduğu savunulabilir.
Karşımızda öyle bir varlık duruyor ki adeta çelişkiler yumağı, çözebilene aşk olsun. İnsan diyoru... more Karşımızda öyle bir varlık duruyor ki adeta çelişkiler yumağı, çözebilene aşk olsun. İnsan diyorum… Ey İnsan, akıllısın, hürsün, evrendeki varlıkların en
İyilik yapmak elinden gelmiyorsa, kötülük bari yapma. 2 Öz Ali Şir Nevâî, 1441-1501 yılları arası... more İyilik yapmak elinden gelmiyorsa, kötülük bari yapma. 2 Öz Ali Şir Nevâî, 1441-1501 yılları arasında yaşamış, kültür, sanat, edebiyat, fikir ve siyaset alanlarında oldukça önemli izler bırakmış mütefekkir ediplerimizdendir. Yaşamış olduğu çağ, Türk-İslam düşüncesinin farklı tezahürlerinin neşvünema bulduğu bir zaman dilimini ihata ederken, eserlerinin uzanımlarının edebiyat, kültür, sosyoloji, ahlak ve siyaset alanlarına doğrudan ve dolaylı olarak temas etmesi, düşüncesinin ve verimlerinin de kapsayıcı olduğuna işaret eder. Çalışmamız, çoğunlukla sözlü hitabın etkisine atıfla anlaşılan hitabet/retorik sanatını, beş sanatın orta gücü olarak konumlandırmasının yanında, onun sözlü olduğu kadar yazılı eserlerde de aranabileceğine ilişkin bir farkındalığa işaret etmek istemektedir. Her bir eser, muhatabıyla bir konuşma olmasının yanında çağlara ulaştırılan bir çağrı olması hasebiyle aslına bakılırsa bir hitaptır. Her hitabın, idrak, vicdan ve his yetilerinden müteşekkil olan muhatabını etkileme ve ikna etme gibi bir iddiası söz konusudur. Bu etkileyicilik iddiası kendisini sadece duygu üzerinden kurarsa, o etkinin kısa süreli, rasyonel olmayan ve anlamı sorgulanmamış olarak kalan bir zeminde inşa olunduğunu ifade etmek mümkün görünür. O halde hitabet/retorik sanatı, Aristoteles'in işaret ettiği bağlamda, içerisinde 'logos', 'ethos' ve 'pathos' unsurlarını barındırmalı, dahası bu unsurlara dengeli bir şekilde yer verip, onları esaslı şekilde tatmin etmenin yollarını aramalıdır. Çalışmada kurgulanan zeminde Ali Şir Nevai'nin son eseri olan Mahbûbu'l Kulûb'un bu çerçevede insanlara hitap etmede ve onları ikna etmedeki gücü değerlendirilecektir.
Kitapta yayımlanan bildiri metinlerinde ileri sürülen görüşlerin ilmî ve hukukî sorumluluğu bildi... more Kitapta yayımlanan bildiri metinlerinde ileri sürülen görüşlerin ilmî ve hukukî sorumluluğu bildiri sahiplerine aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Her hakkı mahfuzdur.
Makalemiz kendi içinde üç bölüme ayrılmıştır. İlk kısımda Necati Öner’in düşüncelerinden hareketl... more Makalemiz kendi içinde üç bölüme ayrılmıştır. İlk kısımda Necati Öner’in düşüncelerinden hareketle zihin kavramı değerlendirilip, zihnin yapısı ve işleyişine ilişkin bir tez öne sürülmüş ve gerekçelendirilmeye çalışılmıştır. Makalenin ikinci kısmında düşünce, idrak, inanç, duygu, duyum, algı, hafıza ve hayal kavramları olarak karşılık bulan zihnin unsurlarının işlem tarz ve hakimiyetlerine göre inşa edilmiş üç temel zihniyet üzerinde durulmuştur. Son bölümde ise gerek zihniyet yapısı gerekse onun en merkezi unsuru olan dil yapısının bütüncül bir “ben” yapısını teşkil ettiği öne sürülüp, özellikle dil çerçevesinde bu bütüncül yapının muhafazası veya tahribinin ahlaki sorgulanması yapılmıştır. Çalışmada ayrıca, zihniyet bağımlı dil ve zihin bağımlı zihniyetin birbirinden ayrılmayan yapısı da tanıtılmıştır. Canlı ve bütüncül çerçevede dilin ve zihniyetin ferdi şuur ve toplumsal şuuru birleştiren güce sahip olduğu, bu hususun gözden kaçırılmasıyla hem ferdi zihin işleyişinin hem de toplumsal zihniyetin zarar göreceği vurgulanmıştır.
Talim ve terbiyenin insan için ömür boyu olduğunu söyleyebiliriz. Bu süreç kendi içinde bir çatı ... more Talim ve terbiyenin insan için ömür boyu olduğunu söyleyebiliriz. Bu süreç kendi içinde bir çatı altında olan ve olmayan şeklinde ikiye ayrılabilir. Şayet talim ve terbiye süreci bir çatı altında ise burada en önemli unsur konumları ve vazifeleri açıkça belirlenmiş olan hoca ve talebedir. Bu çalışmada hoca ve talebenin münasebeti ve bu münasebeti belirleyen hoca ve talebenin vasıflarına ilişkin teorik bir çerçeve oluşturma gayreti güdülecektir. Söz konusu teorik zeminden hareketle de Prof. Dr. Murtaza Korlaelçi'nin hocalık ve talebeliğine sarfınazar edilecektir.
Felsefe tarihi bir bakıma insanı yakalamaya ve anlamaya çalışan tanımların, bu tanımlara istinade... more Felsefe tarihi bir bakıma insanı yakalamaya ve anlamaya çalışan tanımların, bu tanımlara istinaden insana açılan varlık, bilgi ve değer alanlarının değerlendirildi-ği, yorumlandığı beşerî bir hafızadır. Kuşkusuz yol, devam etmekte ve o yola revan olan insanlığın tecrübesi her dem birikerek yarınlara taşınmaktadır. İnsanın çıktığı yolculuk bir açıdan rahimler arası yolculuktur. İnsanoğlu dünyaya gelmeden önce Bezm-i Elest'teydi, burası belki de onun ilk rahmiydi, oradan ana rahmine düştü, oradan kültür-medeniyet diye de ifade olunan yaşam dünyası rahmine geldi, en son nasibinde varsa bir kabre girecektir. Kabir de onun dünyadaki son rahmi olacaktır. Söz konusu yolculukta, bilim, sanat, felsefe, ahlak ve din insanın yaşamını anlam-landıran, kolaylaştıran ve hatta mümkün kılan asli enstrümanlara tekabül eder. Bu çalışmada Murtaza Korlaelçi'nin düşüncesinde din ve felsefe alanlarının birbiriyle ilişkisini değerlendirmeye çalışacağız.
TYB Akademi, 2019
Cengiz Aymatov, Kırgızca düşünen, Rusça yazan ama her şeyden öte insan gibi yaşayan Kırgız bilges... more Cengiz Aymatov, Kırgızca düşünen, Rusça yazan ama her şeyden öte insan gibi yaşayan Kırgız bilgesidir. Tüm dünyayı etkileyen çok sayıda hikaye ve roman yazmıştır. Eserleri bugün dünya insanlarının sorunlara cevap arayabileceği kaynak görevini görebilmektedir. Onun eserleri ilk elden edebiyat alanı içinde değerlendirilse de eserlerindeki anlam sürece felsefeyi de davet eder. Her bir eseri ahlak ve siyaset felsefeleri bakımından önemli bir değeri haizdir. Bu değer ve önem, eserlerindeki kalıcılık ve etkileyicilikle birleştiğinde çok daha güçlenir. Makalemizde Cengiz Aytmatov'u tüm dünya için önemli kılan hususiyetleri ifade etmeye ve değerlendirmeye çalışacağız. Özellikle çalışmamız kalıcı ve etkileyici olma özelliklerinin sanat ve ahlaka dayanan taraflarına odaklanacaktır. Çalışmada Aytmatov'un çalışmalarının etkileyicilik ve kalıcılık çerçevesinde değerlendirebileceği bir zemin de inşa edilecektir. Bu zemin mitos, epos ve logos kavramlarını içerecektir. Bu kavramlar kendi düşünce geleneğimizde önemli yer işgal eden masal, mesel ve misal ile de karşılanacaktır.
eskiyeni 29, 2014
Editörden From the Editor Eskiyeni’ye bu sayıdaki İslam ve Felsefe dosyasına dahil yazıların iki... more Editörden
From the Editor
Eskiyeni’ye bu sayıdaki İslam ve Felsefe dosyasına dahil yazıların ikinci kısmı ile devam ediyoruz. Bir önceki sayıda olduğu gibi İslam felsefesinin ve İslam ve felsefe ilişkisinin çeşitli yönleri bu ikinci dosya içerisinde okuyucunun dikkat ve ilgilerine sunuluyor.
Bilindiği üzere başından beri derginin belli bir plan ve program dahilinde yayınlanması hedeflendi ve sanıyoruz bu ilkeyi yeterince ortaya koyabildik. Akademik çerçevedeki bu dördüncü sayımızda da, bunu takip edecek diğer sayılarda da bu özelliği sürdürmeye devam edeceğiz. Eskiyeni’nin eski formatı ulaşabildiği kesimler yoluyla büyük ilgi görmüştü. Bu ilginin ardındaki faktörlerden biri de işte bu dosya niteliği olmalıdır. Diğer taraftan adıyla koşut bir halde yeni haliyle derginin dosya özelliğini muhafaza etmesi bizim için gözetilmesi gereken bir husus teşkil etmektedir. Çünkü normal halleriyle akademik dergiler, belli bir plan program kaygısı taşımadan çeşitli bilimsel makale ve benzer türden diğer yazılar yayınlamak durumundadırlar. Üstelik bunlar kahir ekseriyetle son derece spesifik, dolayısıyla sadece küçük bir kesime hitap eden metinlerdir. Oysa Eskiyeni’nin çıkış gayesi, çerçevesine bakmaksızın her türden özel konuya dair yazı ya da araştırmaları mekanik bir şekilde yayınlamak olmamıştır. Bunun sakıncaları açıktır; her şeyden önce uzmanca yazılan yazıların rastgele bir şekilde sayfalara serpiştirilmesi, modern zihnin zaten parçalayıcı yönünü teyid ve tekrar etmekten başka bir şeye yaramayacaktır. Moderniteyi eleştirenlerin çoğunun müşteki olduğu bu durum karşısında az veya çok bütünleştirici bir kaygının devamında büyük gereklilik ve yararlar bulunmaktadır. Bunun karşısında bu türden kaygılara eşlik etmesi gereken bir durum, yazılı haldeki çalışmaların belli bir niteliklilik kazanması yolundaki amaçlılık olmalıdır.
İÇİNDEKİLER/CONTENTS
Editörden
From the Editor 5
Dosya Yazıları/Dossier Articles
Metin ÖZDEMİR
Kelam Felsefe İlişkisi
Kalam and Philosophy 7
Hasan TÜRKMEN
Kelam Kavramı ve Bu Kavrama İlişkin Teolojik Yaklaşım
Kalam as a Concept and Theological Approaches to The Concept 27
İlyas YILDIRIM
Fıkıh Usûlü Mantık İlişkisinin Anatomisi
An essay on the relationship between usul al-fiqh and the logic. 49
Mehmet Ata AZ
İbn Sina’nın Varlık-Mâhiyet Ayniliği/Ayırımının Aquinas’ın Eleştirileri Bağlamında De-ğerlendirilmesi
Revisiting the Essence-Existence Distinction in Ibn Sina in the Critiques of Aquinas 75
Gürbüz DENİZ
İbn Sina’da Ruhsal Diriliş ve Bazı İtirazlar
Some Critiques to Avicenna’s Thoughts on Spiritual Resurrection 103
Muhammet Enes KALA
İbn Sina ve Felix Ravaisson’da Alışkanlık ve Ahlâk İlişkisi Üzerine
On Relation between Habit and Morality in the Thoughts of Ibn Sina (Avicenna) and Felix Ravaisson 121
Anadolu İlahiyat Konuşmaları/Anatolian Theological Adressing
Ali BARDAKOĞLU
Fıkıh Çözüm mü Üretir, Sorun mu?
Fiqh: Solution or Problem? 147
Genel Yazılar/Miscellaneous Articles
Hasan AKREŞ
تطور اللغة وأثره في القرآن الكريم
Language Development and it’s Effects on the Qoran 179
Deneme/Essays
Ayşe ÇİL
Felsefe, Demokrasi ve İslam
Philosophy, Democracy and Islam 195
Kitap Değerlendirme/Book Reviews
Caner TASLAMAN
Küreselleşme Sürecinde Türkiye’de İslam 201
Mehmet Hakkı SUÇİN
Arapça-Türkçe/Türkçe-Arapça Haber Çevirisi 205
Bu kitaptaki yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
Bu kitaptaki yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
Kişinin şahsiyet varlığı olabilmesinin onun iç tutarlılık ve bütünlükle birlikte dış tutarlılık v... more Kişinin şahsiyet varlığı olabilmesinin onun iç tutarlılık ve bütünlükle birlikte dış tutarlılık ve bütünlüğe sahip olmasından geçtiğini düşünebiliriz. Bu uğraşının değerler yardımıyla yani doğru, iyi ve güzel değerleriyle anlaşılabileceği söylenebilir. Zira şahsiyet, kişinin merkeze aldığı değerlerin dışarı taşınması ve somutlaşmasına işaret eder. Değerlerin isabetle keşfedilip inşa edilmesinin yolunun da içkin ve aşkın ögeleri birlikte düşünmekle mümkün olduğu savunulabilir.
Üstatlarımız ve Karantina Günlükleri (Hatıra Kitabı), 2022
Peki kıymetli Hocam, bu zamanlarda neleri niçin yapmamızı tavsiye edersiniz? Bu noktada bilhassa ... more Peki kıymetli Hocam, bu zamanlarda neleri niçin yapmamızı tavsiye edersiniz? Bu noktada bilhassa biz gençlere neler söylemek istersiniz? Genellikle "Oturun evde kitap okuyun" gibi tavsiyelerde bulunuluyor. Kitap okumak ne kadar kolay bir iş olarak görülüyor. Oysa kitap okumak bir ruh işidir. O ruhu yakalayamadıktan sonra satırlar arasında göz gezdirmenin bir anlamı yok. Gençlere Üstatlarımız ve Karantina Günlükleri "İdeolojik virüsler, ırkçı virüsler, koronavirüs bütün sınırları aşarken, mülteciler, muhacirler, madunlar, mahrumlar sınırları aşamıyor, bütün sınırlarda durduruluyor…" Atasoy MÜFTÜOĞLU Yazar 25 Mayıs 2020 Mülâkatı gerçekleştiren: Rumeysa Hazel PEKACAR Değerli Hocam, mülâkat teklifimizi kabul edip, bize zaman ayırdığınız için öncelikle teşekkür ediyor ve ilk sorumu yöneltiyorum. Salgın için çok neden sayılabilir, büyük resme baktığınızda bu salgın insanlığın başına neden gelmiş olabilir sizce? Bu salgını imtihan, imkân ve tehdit arasında nasıl değerlendirirsiniz? Koronavirüs ağırlık krizi yerel bir olay olarak başladı. Ancak küreselleşme yoluyla bütün dünyayı, toplumları derinden etkiledi. Yerel bir olay ve olgu olarak salgın, Çin'in yaban hayvanların tüketimi ile ilgili bağnazca geleneklerini sürdürüyor
İnsanın ve toplumun varoluşunu gerçekleştirme zemini mekânda, zamanı tarihte tecelli eder. Mekân ... more İnsanın ve toplumun varoluşunu gerçekleştirme zemini mekânda, zamanı tarihte tecelli eder. Mekân (place) mahaldedir (space) ama saf mahal değildir. Tarih ise sadece geçmişe indirgenemez. Mekân, varoluşun ufuk çizgisine işaret eder, insan ve toplumun tezahür imkânlarını kuşatır. Tarih ise daha ziyade geçmişten süzülen geleceğe atılan ânın kurulması, yaşanması ve idrak edilmesidir. Mesele ânı diriltmek, onun sürekliliğini bir nizam içinde tecrübe edebilmektir. Bu da geçmiş, şimdi ve geleceği bir araya getirebilmekle mümkün görünür. 1 Hayat küre bir koordinat sistemine oturuyorsa onun dikey tarafı tarih, yatay tarafı mekândır. Mekân, mahallin, tarih ise zamanın şuur ve irade ile imar ve inşa edilmesidir. Bu, en güzel şekilde şehirde temsil edilebilir. Bir medeniyet kendi mekânını ve tarihini ortaya koyar. Kurulan mekân ve tarihle zihniyeti, zihniyetle insanı inşa eder. Ancak bu ilişki dairevidir, inşa olunan insan tarihi yapar, mekânı imar ve inşa faaliyetini bir özne olarak devam ettirir. O halde şehir; medeniyet, zihniyet, insan, tarih ve mekân arasındaki dairevi, canlı sürecin hayat bulduğu bir hayat küresi olarak da çıkar karşımıza. Şehir, kendisinde medeniyetin, tarihin, mekânın ve insanın izlerini taşır. Ne kadar muhafaza edilmiş iz varsa, o şehrin tarihte ve mekânda
Üstatlar ve Karantina Günlükleri, 2020
Salgından belki de en çok onlar etkilendi. Ama ruhları o kadar dingindi ki, başa gelen her ne ol... more Salgından belki de en çok onlar etkilendi. Ama ruhları o kadar dingindi ki, başa gelen her ne olursa onu hayatlarını zenginleştiren bir unsur olarak görebildiler. Salgın sürecinde yaşadıklarıyla ömürleri boyunca biriktirdikleri zengin tecrübelerinin arasına yenisini dahil ettiler. Kovid-19 salgını tüm dünyayı derinden etkilerken onlar küresel salgını teenni, metanet ve sabırla karşıladılar. Sürece ilişkin duygu ve düşünceleri bizler için o kadar önemliydi ki, her sözlerinden yerine göre neşe, yerine göre hüzün, yerine göre umut ama her daim hikmetin süzülmesine şahitlik ettik. Tevazuun, nezaketin, letafetin ve adabın süreçte kendileriyle bir
araya geldiğimizde ete kemiğe nasıl bürünebileceğini gördük. Farklı fikirlere ve dünyalara sahip olsalar da onlar bu ülkenin büyük değerleri olmak bakımından ortak paydada buluştu. Değerlilerimiz ve üstatlarımızdan Kovid-19 sürecine ilişkin tecrübelerini öğrenme imkanına sahip olduk. Değerli duygu ve düşüncelerinden istifade etme bahtiyarlığını yaşadık. Kimisi aramızdan o süreçte göçünü toplayıp
ayrıldı. Listede yer alan değerli büyüklerimizden Adalet Ağaoğlu, Oruç Aruoba ve Sabri Orman’ı bu süreçte kaybettik. Kıymetli büyüğümüz Osman Akkuşak’ı ise mülâkatı gerçekleştirdikten çok kısa süre sonra kaybettik. Bu proje aynı zamanda böylesi acıları da üzerimize bırakmış oldu. Vefat edenlere rahmet diliyoruz. Listede ismi yer alan bazı üstatlarımız ise teklifimizi bir takım gerekçelerle oldukça nazik şekilde reddetti. Projemiz elli iki ismin mülâkatını muhtevi kılmaktadır.
Sultan 2. Abdülhamid Dönemi, 2019
IX lerin ortaya çıkması ve berrak hakikatin tüm gençliğimizce bilinmesi için gayret göstereceğiz.... more IX lerin ortaya çıkması ve berrak hakikatin tüm gençliğimizce bilinmesi için gayret göstereceğiz. Tüm çabamız hafızamıza sahip çıkarak hakikatin izini sürmektir. İnancımız odur ki tarih bir milletin hafızası ise, esasen hafıza sadece dünü bilmek için değil bugünü ve yarını inşa etmek için gereklidir.
Tashih Hıdır Yıldırım tasarım / selim aytekin baskı / hermes ofset baskı adeti / 3000 baskı tarih... more Tashih Hıdır Yıldırım tasarım / selim aytekin baskı / hermes ofset baskı adeti / 3000 baskı tarihi / temmuz 2015 ISBN: 978-975-6153-61-1 Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi Oğuzlar Mahallesi Av. Özdemir Özok Sokak No: 5 Balgat/ANKARA Tel: (0312) 231 23 06 -Faks: (0312) 230 65 28 www.egitimbirsen.org.tr
İnsan, bir taraftan sorunların kaynağıyken diğer taraftan neden olduğu sorunların çözüm imkânıdır... more İnsan, bir taraftan sorunların kaynağıyken diğer taraftan neden olduğu sorunların çözüm imkânıdır. Karşılaşılan tüm sorunların kaynağı ve çözüm önerisini içerisinde barındıran bir hususiyeti nazar-ı dikkate almak bu bağlamda oldukça önemlidir. İnsanın tüm yaşamı iki ana hat üzerinde cereyan eder. Hudûd'ullah ve hudûdu'l-ibâd arasında yaşaması gereken insan, bu sınırlara riayet etmediğinde sorunların kaynağı, bu hudutlar arasında samimiyetle yekdiğerine ufuk olarak bireysel ve toplumsal yaşamını kurguladığında ise sorunların çözüm imkânı haline gelmektedir. Ahlâk dediğimiz alanın bu sınırlar arasında yaşama şuuruna işaret ettiğini düşünebiliriz. Günümüz modern iktisat anlayışının pratikte kendisini açtığı veçheyi göz önünde tutarak duruma baktığımızda, tüm sistemin hiçbir sınır tanımayan, sınırlandırılması kötü kabul edilen bir özgürlük anlayışı ekseninde kurulmuş olduğunu görürüz. Böylesi bir anlayış insana, gayesinin hazlarını en üst düzeye çıkarması olduğunu telkin eder. Zira dayandığı kabul, yeryüzü kaynaklarının sınırlı, insanın ihtiyaçlarının ise sınırsız olacağına ilişkindir. Hâlbuki kendisini iradi olarak sınırlandırması ve ifade ettiğimiz ahlâkî şuuru canlı tutması gereken insan, her istediğini yapmayı değil, her istediğini yapmamayı tercih etmeyi gerçekleştirdiğinde özgürlüğünü yaşadığını idrak eder. İnsana değerini kazandıran, onu yekdiğeri ile bir arada hakkaniyet ve adaletle yaşamasına olanak tanıyan husus da zikrettiğimiz ahlâkî şuurdur. Türkiye Yazaralar Birliği bu düşüncenin önemine binaen ahlâkîliği her türlü gündem ve güncelin önüne alarak, ahlâkın her alana sirayet etmesini, etkisini her alanda artırmasını ve hatta her alanı belirlemesini murat etmektedir. Bu isteğini ise iki yılda bir gerçekleştirdiği Ahlâk Şûraları ile tecessüm ettirmektedir. Elinizdeki bu kitap "Ahlâk ve İktisat" temalı 4. Ahlâk Şûrasının kisve-i tab'a bürünmüş halidir.
Tarihten Romana Malazgirt, 2020
Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da f... more Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Akademik Yayıncılık, 2011 yılından beri "tanınmış uluslararası yayınevi" statüsündedir.