Ercan Uyanık | Dokuz Eylül University (original) (raw)
Papers by Ercan Uyanık
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KURTULUŞUN 100. YILINDA İZMİR: TARİH, 2023
Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, 2023
Bu çalışmada özgün fikirleri ve titiz çalışmaları ile Türk Edebiyatı’nda önemli bir yere sahip ol... more Bu çalışmada özgün fikirleri ve titiz çalışmaları ile Türk Edebiyatı’nda önemli bir yere sahip olan Kemal Tahir’in, eşkıyalık olgusu hakkındaki düşünceleri ele alınmıştır. Yazarın “Yorgun Savaşçı” ve “Rahmet Yolları Kesti” adlı romanlarındaki “eşkıyalık teması” incelenmiştir. Edebi anlamda köy romanının ayrılmaz bir parçası olarak ele alınan eşkıyalık olgusu, pek çok romancı tarafından “sosyal eşkıyalık” çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bu hususta Kemal Tahir, aykırı bir fikir benimsemesi sebebiyle farklı bir yere sahiptir. Yazar, köyü ele aldığı tüm romanlarında eşkıyalık olgusu üzerinde durmakla birlikte, “Rahmet Yolları Kesti” adlı romanı bu bakımdan en çok tartışılan eseri olmuştur. Benzer bir durum eşkıyalık bağlamında olmasa da “Yorgun Savaşçı” romanı için de yaşanmış, o dönemde büyük tartışma konusu haline gelmiştir. Söz konusu bu iki roman yayımlandıkları ilk zamanlarda ideolojik çerçevede ele alınmışlardır. Bu sebeple ne yazar ne de eserlerinin günümüze değin hak ettiği değeri bulamadıkları gözlenmiştir.
Türkiye Turizm Ansiklopedisi, 2020
"On İki Yıllık Gezilerde Türkiye İzlenimleri (Impressions of Turkey During Twelve Year’s Wanderin... more "On İki Yıllık Gezilerde Türkiye İzlenimleri (Impressions of Turkey During Twelve Year’s Wanderings)" adlı kitabın yazarı.
Türkiye Turizm Ansiklopedisi, 2020
İskoçyalı coğrafyacı, arkeolog ve seyyah.
Türkiye Turizm Ansiklopedisi, 2020
"Türkiye Günlüğü" kitabının yazarı.
Türkiye Turizm Ansiklopedisi, 2020
"Kırım’dan İstanbul’a Seyahat (A Journey through the Crimea to Constantinople)" kitabının yazarı.
Türkiye Turizm Ansiklopedisi, 2023
Joseph Grelot (1630-1680),"İstanbul Seyahatnamesi" (Relation Nouvelle d'un Voyage á Constantinople)
150. Yılında İzmir Belediyesi Tarihi (1867-2017) Cilt II, 2018
2004 ile 2019 yılları arasında 15 yıl boyunca İzmir Büyükşehir Belediye başkanlığında bulunan Azi... more 2004 ile 2019 yılları arasında 15 yıl boyunca İzmir Büyükşehir Belediye başkanlığında bulunan Aziz Kocaoğlu’nun 2017 yılına kadarki dönemini ele almaktadır.
150. Yılında İzmir Belediyesi Tarihi (1867-2017) Cilt II, 2018
1980 askeri darbesinden başlayan kitap bölümü, 1984 yılında 3030 sayılı Büyükşehir Yasasının çıka... more 1980 askeri darbesinden başlayan kitap bölümü, 1984 yılında 3030 sayılı Büyükşehir Yasasının çıkarılmasıyla Türkiye’de iki kademeli bir yerel yönetim sistemine geçişi ele almakta ve 2004 yılında çıkartılan 5216 sayılı yasayla yetki alanı genişleyen İzmir’deki 24 yıllık belediyecilik deneyiminin tarihini anlatmaktadır.
Sosyal ve Beşerî Bilimlerde Teori ve Araştırmalar, 2020
Tarih Çevresi, 2022
2. Abdülhamit, 1876 yılında Osmanlı tahtına çıkmasının üzerinden dokuz ay bile geçmeden kendisini... more 2. Abdülhamit, 1876 yılında Osmanlı tahtına çıkmasının üzerinden dokuz ay bile geçmeden kendisini 93 Harbi olarak bilinen, imparatorluk açısından çok tehlikeli bir olayla karşı karşıya bulmuştu. Savaşın ciddiyeti, beraberinde Batı Anadolu’da çözülmesi gereken eşkıyalık sorununu da gündeme getirmişti. Bölgedeki eşkıyalık faaliyetleri, savaşlar sırasında devleti iki açıdan olumsuz etkiliyordu. Hem çetelerle mücadele için takip kollarında görev almak üzere sürekli asker görevlendirilmekte, hem de savaşa katılmak istemeyen asker kaçaklarının dağa çıkıp çetelere katılması nedeniyle bölgeden beklenilen asker ihtiyacı karşılanamamaktaydı. Devlet, daha önce Kırım Savaşı’nda da denenmiş olan bir yönteme başvurmuştu. Eşkıyalık sorununu en azından savaş süresince bitirerek iç huzuru dengelemek amacıyla Ege bölgesindeki çeteleri dağdan indirip Osmanlı ordusu saflarında Ruslarla savaşmak için ikna etmeye çalışacaktı. 2. Abdülhamit bu planı hayata geçirmek için 1877 yılında savaşa katılmayı kabul edecek olan zeybekler için genel af ilan etti. Savaş devam ederken Çakırcalı Ahmet, Bakırlı Mehmet gibi yüze çıkan efeler zeybekleriyle birlikte silâhaltına alındı ve bir müddet talim yaptırıldıktan sonra cepheye gönderilmek üzere Aydın’dan İstanbul’a sevk edildiler. Zeybek Asakir-i Muavenesi olarak anılan birlikler, buradan da Rumeli’deki ve Kafkasya’daki cephelere gönderildiler. Kimi zaman cephelerde gösterdikleri başarılar nedeniyle ödüllendirilen kimi zaman ise köy bastıkları için divan-ı harpte cezalandırılan zeybeklerin silâhaltındaki yaşamları savaşın başlamasından sonra yaklaşık on ay sürdü. Bu bildiride; 93 Harbi’nde görev alan Ödemiş Zeybek Taburları devlet-eşkıya ilişkisi bağlamında ele alınacaktır.
İZMİR BELEDİYESİ'NİN 150. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNDE ULUSLARARASI YEREL YÖNETİMLER DEMOKRASİ ve İZMİR SEMPOZYUMU BİLDİRİLER, 2019
12 Eylül 1980 Darbesi’nden sonra yerel yönetimlere ilişkin yapılan düzenlemelerle birlikte, beled... more 12 Eylül 1980 Darbesi’nden sonra yerel yönetimlere ilişkin yapılan düzenlemelerle birlikte, belediyelerde 1984 yılının Mart ayı yerel seçimlerine kadar sürecek olan yeni bir dönem başlamıştır. Söz konusu dönemde, öncelikle belediyeler ivedilikle siyasetten arındırılmış sonrasında ise hizmetlerini daha etkili yürütebilmek amacıyla gelirleri arttırılmıştır. Yaklaşık üç buçuk yıl süren bu dönem, Türkiye’nin en eski belediyelerinden biri olan İzmir Belediyesi tarihinde önemli bir sürece tekabül etmektedir. Bu çalışmada, İzmir Belediye düzeninde değişime neden olan Eylül 1980 ile Mart 1984 arasındaki dönem ele alınmaktadır. Çalışma, 1980 Darbesi’nden sonra askeri yönetim tarafından belediyeler ile ilgili yapılan düzenlemeler çerçevesinde İzmir Belediyesi’nin yaşadığı değişim-dönüşüm sürecinin genel bir tahlili niteliğinde olup ilgili literatür açısından katkı olarak değerlendirilebilir.
Tarihsel Süreçte Anadolu’da Sıtma, 2017
Tarih içinde İzmir’in kent sağlığını etkileyen en önemli etkenlerden biri, kenti çevreleyen batak... more Tarih içinde İzmir’in kent sağlığını etkileyen en önemli etkenlerden biri, kenti çevreleyen bataklıklardır. İzmir, bataklıkların sebep olduğu sıtma hastalığının büyük tahribatlar yaptığı şehirlerden biri olmuştur. Bu nedenle bataklıkların kurutulması meselesi, uzun yıllar boyunca kent sağlığı gündemini en fazla meşgul eden konulardan biridir. Bu çalışmada; İzmir’de bataklıkların kent ve kent sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için bataklıklar konusunda şehrin belediyesi, il özel idaresi ile merkezi yönetimin yürüttüğü mücadele ele alınacaktır.
Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Dergisi, 2022
Din ve mezheplerini yayma amacıyla yola koyulan Hristiyan misyonerler, bu amaçlarını daha verimli... more Din ve mezheplerini yayma amacıyla yola koyulan Hristiyan misyonerler, bu amaçlarını daha verimli bir şekilde gerçekleştirebilmek için gittikleri yerlerde çeşitli faaliyetler de bulunmuşlardır. Eğitim bu faaliyetlerin içinde misyonerlerin hedefledikleri amaçlara ulaşmaları için onlara en çok yardım eden ve en önemli uygulama alanı olmuştur. Osmanlı genelinde bunu deneyen ve başarılı olan Hristiyan misyonerler Suriye ve Lübnan özelinde giriştikleri eğitim faaliyetlerinden de pozitif bir geri dönüş aldıkları vakit bu sefer birbirleriyle rekabete tutuşmuşlardır. Bu rekabetin taraflarını oluşturan Katolik Cizvitler ve Protestan misyonerler eğitim alanında birbirlerine üstünlük kurmak için hamileri olan Avrupalı devletler ve Amerika’dan yardım almışlardır. Yerli işbirlikçiler bulmak, okullar açmak, ücretsiz eğitim kitapları dağıtmak, kız çocuklarının eğitimine eğilmek, bölge halkının eğitimle ilgili isteklerine kulak vermek gibi birçok hamleler yapmışlardır. Bu rekabetin kızıştığı 19.yüzyıl ikinci yarısından itibaren Osmanlı da üçüncü bir etken olarak olaya müdahil olmak istese de geç harekete geçmiştir. Bu çalışmada bütün bunlar tafsilatıyla ele alınarak, rekabetin nedenleri ve sonuçlarına, bölge halkı üzerindeki etkisine ışık tutulmaya çalışılacaktır.
Malaysian Online Journal of Educational Technology, 2022
This study aimed to discuss the online/e- assessment methods applied in the education faculties o... more This study aimed to discuss the online/e- assessment methods applied in the education
faculties of state universities during the Covid-19 pandemic and to reveal student
satisfaction and achievement in such methods. Accordingly, the relationships between
student grades, the preferred method, and student satisfaction levels were examined by
residential region and gender. The study was conducted on 371 university students from
seven universities in different geographical regions of Turkey. A survey design, one of the
quantitative research methods, was preferred in the study. The analysis results showed
that the most preferred online assessment methods by the academics during the Covid-19
pandemic included homework (93%), timed online examinations (92%), and online
presentation (76%). When students’ attitudes towards those assessment methods were
examined, we found that students’ favorite online assessment method was homework
(71%), and timed online examinations (46%) and online presentations (31%) were the least
preferred methods. Besides, the students received the highest grades (76 and above) by
doing online homework (72%), online presentations (69%), and projects (62%). They
received the lowest scores in online examinations (50%). The findings revealed a positive
and significant relationship between students' satisfaction with online assessment
methods and their grades, but there was no significant difference between student
satisfaction and gender variable. The university's region was also an influential factor in
determining student satisfaction. In conclusion, both faculty members/academics and
students predominantly preferred the homework method, and the students received the
highest grades with this method. Although the most preferred assessment method in faceto-face and online education is testing, most academics did not prefer e-tests, mainly
stemming from their lack of experience in administering online tests and managing the
potential problems of online assessment methods.
Kocaeli Üniversitesi Eğitim Dergisi, May 31, 2021
Gelecek kuşakların yetiştirilmesinde belirleyici olan eğitim, devletlerin istikbali bakımından ge... more Gelecek kuşakların yetiştirilmesinde belirleyici olan eğitim, devletlerin istikbali bakımından geçmişten bugüne önemli bir unsur olagelmiştir. Osmanlı Devleti’nde de eğitim gelecek kuşakların yetiştirilmesinde etkili olmuştur. II. Meşrutiyet döneminde ise eğitim felsefeleri ve eğitime ilişkin strateji sorunları toplumsal gündemin tartışma konuları arasında yer almıştır. Ancak bu dönemde eğitimin mevcut yapısı, Osmanlının geleceğini kurtarmayı sağlayacak bir durumda değildi. Bu nedenle Meşrutiyetin başında, Müslüman Türk unsurun eğitimini yürüten kurumların ıslah edilmesi gündeme gelmiş ve yapılan tartışmalar sonucunda ıslahata ilkokullardan başlanması yönünde bir görüş birliğine varılmıştır. İlköğretim kapsamında 6 Ekim 1913’te Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-ı Muvakkati uygulamaya konulmuştur. Bu kanun eğitim tarihimiz açısından son derece öneme sahiptir. Kanun ilk olma niteliğini taşımakla birlikte Cumhuriyet dönemi de dâhil uzun bir müddet yürürlükte kalmış, eğitim öğretim faaliyetlerine birçok yenilik ve çözüm getirmiştir. Kanun çıktığı döneme kadar iller bazında birtakım düzenlemeler ile yürütülen eğitim öğretim faaliyetleri ülkede tek bir kanunla bir çatı altında toplanmıştır. Bu yönüyle Tedrisat-ı İptidaiye Kanunu eğitim öğretim faaliyetlerini yerel boyuttan ulusal boyuta taşımıştır. Kanunun çıkarılma amacı, ilköğretimin genel yapısını belirleyip bir düzene kavuşturmak ve eğitimdeki finansal sorunlara çözüm üretmektir. Bu kanunla; o zamana kadar iptidai ve rüştiye olarak ikiye ayrılmış olan ilköğretim “mekatib-i iptidaiye-i umumiye” adı altında birleştirilerek altı yıllık iptidai okullar açılmaya başlanmıştır. Bu okulların yönetimleri ve masraflarının karşılanması vilayetlerde kurulan hususi idareye bırakılmıştı. Bu araştırmanın amacı II. Meşrutiyet döneminde Türk eğitim sistemindeki tartışmaları ele almak ve Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-ı Muvakkati’nin ilköğretime getirdiği yenilikleri saptamaktır. Nitel araştırma deseninde tasarlanan çalışmada veri toplama aracı olarak doküman incelemesi tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda Tedrisatı İptidaiye Kanun-ı Muvakkati’nin orijinali Türkçeye transkripsiyon edilmiş ve elde edilen bulgular betimsel analiz yöntemiyle incelenerek raporlaştırılmıştır.
Diyalektolog - Ulusal Hakemlin Sosyal Arastirmalar Dergisi, 2017
Yabancı okullar, Osmanlı eğitim modernizasyonu kapsamında gündeme gelen konuların başında gelmekt... more Yabancı okullar, Osmanlı eğitim modernizasyonu kapsamında gündeme gelen konuların başında gelmektedir. Bu okullara ilişkin hayli zengin bir literatür oluşmasına rağmen buralarda okuyan Müslüman çocuklara dair müstakil çalışma pek yoktur. Söz konusu boşluğu doldurmak amacıyla yapılan bu araştırma için Başbakanlık Osmanlı Arşivi özet katalogları taranarak yabancı okullarda tahsil gören Müslüman talebelerle ilgili belgeler temin edilmiştir. Bu belgelerden elde edilen bulgulara göre, Osmanlı vilayetlerindeki Müslüman çocukların eğitim imkânının hiç olmadığı ya da çok az olduğu yerlerde bu okullara gittikleri anlaşılmaktadır. Liman kentlerindeki çocukların ise resmî okullardan daha kaliteli eğitim verildiğine inandıkları için bu okullara yöneldikleri görülmektedir. Bunun gelecek açısından sakıncalı olabileceğini düşünen Osmanlı bürokratları, aldıkları tedbirlerle buna engel olamayacaklarını anlamış ve yabancı okullarla rekabet edebilecek eğitim kurumları kurmaya çalışmışlardır. Bu çalışmada, 19. yüzyılın ikinci yarısında yabancı okullarda eğitim gören Müslüman çocuklarının sayısı tespit edilerek, bu okulların Osmanlı eğitim modernleşmesine katkısı değerlendirilmiştir. Bu yönüyle çalışma, Müslüman çocukların yabancı okullara ne ölçüde ve niçin rağbet gösterdiklerinin tespitine katkıda bulunacak özelliğe sahiptir.
Halil Dural’ın Kaleminden ÖDEMİŞLİ EFE ve ZEYBEKLER (Ödemiş’in İlk Zeybeği Gereli Efe, Çakırcalı Ahmet Efe ve Hayatı, Osman Zeybek), 2013
Kitap, Duralıoğlu Halil Bey’in emekliye ayrılmasından sonra Bozdağ’da görüştüğü Kara Süleyman’dan... more Kitap, Duralıoğlu Halil Bey’in emekliye ayrılmasından sonra Bozdağ’da görüştüğü Kara Süleyman’dan, Ödemişli efe ve zeybeklerden Gereli Efe, Çakırcalı Ahmet Efe ve Osman Zeybek hakkında dinlediklerinin anlatımıdır. Ödemiş’in yetiştirdiği bir değer: Öğretmen ve halkbilimci Halil Dural’ın daha önce hiç yayımlanmamış bu çalışması, biyografik bir çalışma olması yanı sıra zeybekliğin kökeni ve zeybek kültürü üzerine önemli bilgiler içeriyor.
Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, 2014
II. Abdülhamit, imparatorluğun doğu ve Arap vilayetlerindeki Aleviler, Yezidiler, Dürzîler ve Nus... more II. Abdülhamit, imparatorluğun doğu ve Arap vilayetlerindeki Aleviler, Yezidiler, Dürzîler ve Nusayriler gibi Sünni İslam’ın dışındaki Müslüman topluluklarını siyasal ve sosyal müdahalelerle ümmet çatısı altında toplamayı hedeflemiştir. Abdülhamit bu amaçla okullar açmak, dini eserler ve Kuran dağıtmak gibi yollara başvurmuştur. Protestan misyoner okullarının heteredoks gruplar üzerindeki olası etkilerini en aza indirmek için Sünnilik propagandası yapan gezici nasihat heyetleri görevlendirmiştir. Bu çalışmada, 1882’de açılan Mersin Amerikan Protestan Kız Mektebi’nde okuyan Osmanlı tebaasından Nusayri kızların, okulun kurucusu Dr. David Metheny tarafından Amerika’ya kaçırılma hikâyesi üzerinden tarafların bu mücadeleye bakışı ele alınmaktadır.
Acta Turcica Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi, 2014
In Werstern Anatolia zeybeks were considered heroes and fighters for justice by those who came to... more In Werstern Anatolia zeybeks were considered heroes and fighters for justice by those who came to no harm from them. On the other hand, Ottoman administrators considered zeybeks a nuisance and a harmful element. The Ottoman state tried to disband zeybek gangs and prevent the emergence of new zeybek bands. When this was not possible, the state pardoned the gangs and ensured that the gangs came down from the mountains. This study examines the processs of amnesty for zeybeks and the post of kır serdarlığı, a post which endowed an official position zeybeks. The study reviews this process by examining the case of individual zeybeks. The policy of endowing an official post to zeybeks was a strategy employed by the Ottoman State to instate rebels and draw them to its service.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KURTULUŞUN 100. YILINDA İZMİR: TARİH, 2023
Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, 2023
Bu çalışmada özgün fikirleri ve titiz çalışmaları ile Türk Edebiyatı’nda önemli bir yere sahip ol... more Bu çalışmada özgün fikirleri ve titiz çalışmaları ile Türk Edebiyatı’nda önemli bir yere sahip olan Kemal Tahir’in, eşkıyalık olgusu hakkındaki düşünceleri ele alınmıştır. Yazarın “Yorgun Savaşçı” ve “Rahmet Yolları Kesti” adlı romanlarındaki “eşkıyalık teması” incelenmiştir. Edebi anlamda köy romanının ayrılmaz bir parçası olarak ele alınan eşkıyalık olgusu, pek çok romancı tarafından “sosyal eşkıyalık” çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bu hususta Kemal Tahir, aykırı bir fikir benimsemesi sebebiyle farklı bir yere sahiptir. Yazar, köyü ele aldığı tüm romanlarında eşkıyalık olgusu üzerinde durmakla birlikte, “Rahmet Yolları Kesti” adlı romanı bu bakımdan en çok tartışılan eseri olmuştur. Benzer bir durum eşkıyalık bağlamında olmasa da “Yorgun Savaşçı” romanı için de yaşanmış, o dönemde büyük tartışma konusu haline gelmiştir. Söz konusu bu iki roman yayımlandıkları ilk zamanlarda ideolojik çerçevede ele alınmışlardır. Bu sebeple ne yazar ne de eserlerinin günümüze değin hak ettiği değeri bulamadıkları gözlenmiştir.
Türkiye Turizm Ansiklopedisi, 2020
"On İki Yıllık Gezilerde Türkiye İzlenimleri (Impressions of Turkey During Twelve Year’s Wanderin... more "On İki Yıllık Gezilerde Türkiye İzlenimleri (Impressions of Turkey During Twelve Year’s Wanderings)" adlı kitabın yazarı.
Türkiye Turizm Ansiklopedisi, 2020
İskoçyalı coğrafyacı, arkeolog ve seyyah.
Türkiye Turizm Ansiklopedisi, 2020
"Türkiye Günlüğü" kitabının yazarı.
Türkiye Turizm Ansiklopedisi, 2020
"Kırım’dan İstanbul’a Seyahat (A Journey through the Crimea to Constantinople)" kitabının yazarı.
Türkiye Turizm Ansiklopedisi, 2023
Joseph Grelot (1630-1680),"İstanbul Seyahatnamesi" (Relation Nouvelle d'un Voyage á Constantinople)
150. Yılında İzmir Belediyesi Tarihi (1867-2017) Cilt II, 2018
2004 ile 2019 yılları arasında 15 yıl boyunca İzmir Büyükşehir Belediye başkanlığında bulunan Azi... more 2004 ile 2019 yılları arasında 15 yıl boyunca İzmir Büyükşehir Belediye başkanlığında bulunan Aziz Kocaoğlu’nun 2017 yılına kadarki dönemini ele almaktadır.
150. Yılında İzmir Belediyesi Tarihi (1867-2017) Cilt II, 2018
1980 askeri darbesinden başlayan kitap bölümü, 1984 yılında 3030 sayılı Büyükşehir Yasasının çıka... more 1980 askeri darbesinden başlayan kitap bölümü, 1984 yılında 3030 sayılı Büyükşehir Yasasının çıkarılmasıyla Türkiye’de iki kademeli bir yerel yönetim sistemine geçişi ele almakta ve 2004 yılında çıkartılan 5216 sayılı yasayla yetki alanı genişleyen İzmir’deki 24 yıllık belediyecilik deneyiminin tarihini anlatmaktadır.
Sosyal ve Beşerî Bilimlerde Teori ve Araştırmalar, 2020
Tarih Çevresi, 2022
2. Abdülhamit, 1876 yılında Osmanlı tahtına çıkmasının üzerinden dokuz ay bile geçmeden kendisini... more 2. Abdülhamit, 1876 yılında Osmanlı tahtına çıkmasının üzerinden dokuz ay bile geçmeden kendisini 93 Harbi olarak bilinen, imparatorluk açısından çok tehlikeli bir olayla karşı karşıya bulmuştu. Savaşın ciddiyeti, beraberinde Batı Anadolu’da çözülmesi gereken eşkıyalık sorununu da gündeme getirmişti. Bölgedeki eşkıyalık faaliyetleri, savaşlar sırasında devleti iki açıdan olumsuz etkiliyordu. Hem çetelerle mücadele için takip kollarında görev almak üzere sürekli asker görevlendirilmekte, hem de savaşa katılmak istemeyen asker kaçaklarının dağa çıkıp çetelere katılması nedeniyle bölgeden beklenilen asker ihtiyacı karşılanamamaktaydı. Devlet, daha önce Kırım Savaşı’nda da denenmiş olan bir yönteme başvurmuştu. Eşkıyalık sorununu en azından savaş süresince bitirerek iç huzuru dengelemek amacıyla Ege bölgesindeki çeteleri dağdan indirip Osmanlı ordusu saflarında Ruslarla savaşmak için ikna etmeye çalışacaktı. 2. Abdülhamit bu planı hayata geçirmek için 1877 yılında savaşa katılmayı kabul edecek olan zeybekler için genel af ilan etti. Savaş devam ederken Çakırcalı Ahmet, Bakırlı Mehmet gibi yüze çıkan efeler zeybekleriyle birlikte silâhaltına alındı ve bir müddet talim yaptırıldıktan sonra cepheye gönderilmek üzere Aydın’dan İstanbul’a sevk edildiler. Zeybek Asakir-i Muavenesi olarak anılan birlikler, buradan da Rumeli’deki ve Kafkasya’daki cephelere gönderildiler. Kimi zaman cephelerde gösterdikleri başarılar nedeniyle ödüllendirilen kimi zaman ise köy bastıkları için divan-ı harpte cezalandırılan zeybeklerin silâhaltındaki yaşamları savaşın başlamasından sonra yaklaşık on ay sürdü. Bu bildiride; 93 Harbi’nde görev alan Ödemiş Zeybek Taburları devlet-eşkıya ilişkisi bağlamında ele alınacaktır.
İZMİR BELEDİYESİ'NİN 150. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNDE ULUSLARARASI YEREL YÖNETİMLER DEMOKRASİ ve İZMİR SEMPOZYUMU BİLDİRİLER, 2019
12 Eylül 1980 Darbesi’nden sonra yerel yönetimlere ilişkin yapılan düzenlemelerle birlikte, beled... more 12 Eylül 1980 Darbesi’nden sonra yerel yönetimlere ilişkin yapılan düzenlemelerle birlikte, belediyelerde 1984 yılının Mart ayı yerel seçimlerine kadar sürecek olan yeni bir dönem başlamıştır. Söz konusu dönemde, öncelikle belediyeler ivedilikle siyasetten arındırılmış sonrasında ise hizmetlerini daha etkili yürütebilmek amacıyla gelirleri arttırılmıştır. Yaklaşık üç buçuk yıl süren bu dönem, Türkiye’nin en eski belediyelerinden biri olan İzmir Belediyesi tarihinde önemli bir sürece tekabül etmektedir. Bu çalışmada, İzmir Belediye düzeninde değişime neden olan Eylül 1980 ile Mart 1984 arasındaki dönem ele alınmaktadır. Çalışma, 1980 Darbesi’nden sonra askeri yönetim tarafından belediyeler ile ilgili yapılan düzenlemeler çerçevesinde İzmir Belediyesi’nin yaşadığı değişim-dönüşüm sürecinin genel bir tahlili niteliğinde olup ilgili literatür açısından katkı olarak değerlendirilebilir.
Tarihsel Süreçte Anadolu’da Sıtma, 2017
Tarih içinde İzmir’in kent sağlığını etkileyen en önemli etkenlerden biri, kenti çevreleyen batak... more Tarih içinde İzmir’in kent sağlığını etkileyen en önemli etkenlerden biri, kenti çevreleyen bataklıklardır. İzmir, bataklıkların sebep olduğu sıtma hastalığının büyük tahribatlar yaptığı şehirlerden biri olmuştur. Bu nedenle bataklıkların kurutulması meselesi, uzun yıllar boyunca kent sağlığı gündemini en fazla meşgul eden konulardan biridir. Bu çalışmada; İzmir’de bataklıkların kent ve kent sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için bataklıklar konusunda şehrin belediyesi, il özel idaresi ile merkezi yönetimin yürüttüğü mücadele ele alınacaktır.
Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Dergisi, 2022
Din ve mezheplerini yayma amacıyla yola koyulan Hristiyan misyonerler, bu amaçlarını daha verimli... more Din ve mezheplerini yayma amacıyla yola koyulan Hristiyan misyonerler, bu amaçlarını daha verimli bir şekilde gerçekleştirebilmek için gittikleri yerlerde çeşitli faaliyetler de bulunmuşlardır. Eğitim bu faaliyetlerin içinde misyonerlerin hedefledikleri amaçlara ulaşmaları için onlara en çok yardım eden ve en önemli uygulama alanı olmuştur. Osmanlı genelinde bunu deneyen ve başarılı olan Hristiyan misyonerler Suriye ve Lübnan özelinde giriştikleri eğitim faaliyetlerinden de pozitif bir geri dönüş aldıkları vakit bu sefer birbirleriyle rekabete tutuşmuşlardır. Bu rekabetin taraflarını oluşturan Katolik Cizvitler ve Protestan misyonerler eğitim alanında birbirlerine üstünlük kurmak için hamileri olan Avrupalı devletler ve Amerika’dan yardım almışlardır. Yerli işbirlikçiler bulmak, okullar açmak, ücretsiz eğitim kitapları dağıtmak, kız çocuklarının eğitimine eğilmek, bölge halkının eğitimle ilgili isteklerine kulak vermek gibi birçok hamleler yapmışlardır. Bu rekabetin kızıştığı 19.yüzyıl ikinci yarısından itibaren Osmanlı da üçüncü bir etken olarak olaya müdahil olmak istese de geç harekete geçmiştir. Bu çalışmada bütün bunlar tafsilatıyla ele alınarak, rekabetin nedenleri ve sonuçlarına, bölge halkı üzerindeki etkisine ışık tutulmaya çalışılacaktır.
Malaysian Online Journal of Educational Technology, 2022
This study aimed to discuss the online/e- assessment methods applied in the education faculties o... more This study aimed to discuss the online/e- assessment methods applied in the education
faculties of state universities during the Covid-19 pandemic and to reveal student
satisfaction and achievement in such methods. Accordingly, the relationships between
student grades, the preferred method, and student satisfaction levels were examined by
residential region and gender. The study was conducted on 371 university students from
seven universities in different geographical regions of Turkey. A survey design, one of the
quantitative research methods, was preferred in the study. The analysis results showed
that the most preferred online assessment methods by the academics during the Covid-19
pandemic included homework (93%), timed online examinations (92%), and online
presentation (76%). When students’ attitudes towards those assessment methods were
examined, we found that students’ favorite online assessment method was homework
(71%), and timed online examinations (46%) and online presentations (31%) were the least
preferred methods. Besides, the students received the highest grades (76 and above) by
doing online homework (72%), online presentations (69%), and projects (62%). They
received the lowest scores in online examinations (50%). The findings revealed a positive
and significant relationship between students' satisfaction with online assessment
methods and their grades, but there was no significant difference between student
satisfaction and gender variable. The university's region was also an influential factor in
determining student satisfaction. In conclusion, both faculty members/academics and
students predominantly preferred the homework method, and the students received the
highest grades with this method. Although the most preferred assessment method in faceto-face and online education is testing, most academics did not prefer e-tests, mainly
stemming from their lack of experience in administering online tests and managing the
potential problems of online assessment methods.
Kocaeli Üniversitesi Eğitim Dergisi, May 31, 2021
Gelecek kuşakların yetiştirilmesinde belirleyici olan eğitim, devletlerin istikbali bakımından ge... more Gelecek kuşakların yetiştirilmesinde belirleyici olan eğitim, devletlerin istikbali bakımından geçmişten bugüne önemli bir unsur olagelmiştir. Osmanlı Devleti’nde de eğitim gelecek kuşakların yetiştirilmesinde etkili olmuştur. II. Meşrutiyet döneminde ise eğitim felsefeleri ve eğitime ilişkin strateji sorunları toplumsal gündemin tartışma konuları arasında yer almıştır. Ancak bu dönemde eğitimin mevcut yapısı, Osmanlının geleceğini kurtarmayı sağlayacak bir durumda değildi. Bu nedenle Meşrutiyetin başında, Müslüman Türk unsurun eğitimini yürüten kurumların ıslah edilmesi gündeme gelmiş ve yapılan tartışmalar sonucunda ıslahata ilkokullardan başlanması yönünde bir görüş birliğine varılmıştır. İlköğretim kapsamında 6 Ekim 1913’te Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-ı Muvakkati uygulamaya konulmuştur. Bu kanun eğitim tarihimiz açısından son derece öneme sahiptir. Kanun ilk olma niteliğini taşımakla birlikte Cumhuriyet dönemi de dâhil uzun bir müddet yürürlükte kalmış, eğitim öğretim faaliyetlerine birçok yenilik ve çözüm getirmiştir. Kanun çıktığı döneme kadar iller bazında birtakım düzenlemeler ile yürütülen eğitim öğretim faaliyetleri ülkede tek bir kanunla bir çatı altında toplanmıştır. Bu yönüyle Tedrisat-ı İptidaiye Kanunu eğitim öğretim faaliyetlerini yerel boyuttan ulusal boyuta taşımıştır. Kanunun çıkarılma amacı, ilköğretimin genel yapısını belirleyip bir düzene kavuşturmak ve eğitimdeki finansal sorunlara çözüm üretmektir. Bu kanunla; o zamana kadar iptidai ve rüştiye olarak ikiye ayrılmış olan ilköğretim “mekatib-i iptidaiye-i umumiye” adı altında birleştirilerek altı yıllık iptidai okullar açılmaya başlanmıştır. Bu okulların yönetimleri ve masraflarının karşılanması vilayetlerde kurulan hususi idareye bırakılmıştı. Bu araştırmanın amacı II. Meşrutiyet döneminde Türk eğitim sistemindeki tartışmaları ele almak ve Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-ı Muvakkati’nin ilköğretime getirdiği yenilikleri saptamaktır. Nitel araştırma deseninde tasarlanan çalışmada veri toplama aracı olarak doküman incelemesi tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda Tedrisatı İptidaiye Kanun-ı Muvakkati’nin orijinali Türkçeye transkripsiyon edilmiş ve elde edilen bulgular betimsel analiz yöntemiyle incelenerek raporlaştırılmıştır.
Diyalektolog - Ulusal Hakemlin Sosyal Arastirmalar Dergisi, 2017
Yabancı okullar, Osmanlı eğitim modernizasyonu kapsamında gündeme gelen konuların başında gelmekt... more Yabancı okullar, Osmanlı eğitim modernizasyonu kapsamında gündeme gelen konuların başında gelmektedir. Bu okullara ilişkin hayli zengin bir literatür oluşmasına rağmen buralarda okuyan Müslüman çocuklara dair müstakil çalışma pek yoktur. Söz konusu boşluğu doldurmak amacıyla yapılan bu araştırma için Başbakanlık Osmanlı Arşivi özet katalogları taranarak yabancı okullarda tahsil gören Müslüman talebelerle ilgili belgeler temin edilmiştir. Bu belgelerden elde edilen bulgulara göre, Osmanlı vilayetlerindeki Müslüman çocukların eğitim imkânının hiç olmadığı ya da çok az olduğu yerlerde bu okullara gittikleri anlaşılmaktadır. Liman kentlerindeki çocukların ise resmî okullardan daha kaliteli eğitim verildiğine inandıkları için bu okullara yöneldikleri görülmektedir. Bunun gelecek açısından sakıncalı olabileceğini düşünen Osmanlı bürokratları, aldıkları tedbirlerle buna engel olamayacaklarını anlamış ve yabancı okullarla rekabet edebilecek eğitim kurumları kurmaya çalışmışlardır. Bu çalışmada, 19. yüzyılın ikinci yarısında yabancı okullarda eğitim gören Müslüman çocuklarının sayısı tespit edilerek, bu okulların Osmanlı eğitim modernleşmesine katkısı değerlendirilmiştir. Bu yönüyle çalışma, Müslüman çocukların yabancı okullara ne ölçüde ve niçin rağbet gösterdiklerinin tespitine katkıda bulunacak özelliğe sahiptir.
Halil Dural’ın Kaleminden ÖDEMİŞLİ EFE ve ZEYBEKLER (Ödemiş’in İlk Zeybeği Gereli Efe, Çakırcalı Ahmet Efe ve Hayatı, Osman Zeybek), 2013
Kitap, Duralıoğlu Halil Bey’in emekliye ayrılmasından sonra Bozdağ’da görüştüğü Kara Süleyman’dan... more Kitap, Duralıoğlu Halil Bey’in emekliye ayrılmasından sonra Bozdağ’da görüştüğü Kara Süleyman’dan, Ödemişli efe ve zeybeklerden Gereli Efe, Çakırcalı Ahmet Efe ve Osman Zeybek hakkında dinlediklerinin anlatımıdır. Ödemiş’in yetiştirdiği bir değer: Öğretmen ve halkbilimci Halil Dural’ın daha önce hiç yayımlanmamış bu çalışması, biyografik bir çalışma olması yanı sıra zeybekliğin kökeni ve zeybek kültürü üzerine önemli bilgiler içeriyor.
Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, 2014
II. Abdülhamit, imparatorluğun doğu ve Arap vilayetlerindeki Aleviler, Yezidiler, Dürzîler ve Nus... more II. Abdülhamit, imparatorluğun doğu ve Arap vilayetlerindeki Aleviler, Yezidiler, Dürzîler ve Nusayriler gibi Sünni İslam’ın dışındaki Müslüman topluluklarını siyasal ve sosyal müdahalelerle ümmet çatısı altında toplamayı hedeflemiştir. Abdülhamit bu amaçla okullar açmak, dini eserler ve Kuran dağıtmak gibi yollara başvurmuştur. Protestan misyoner okullarının heteredoks gruplar üzerindeki olası etkilerini en aza indirmek için Sünnilik propagandası yapan gezici nasihat heyetleri görevlendirmiştir. Bu çalışmada, 1882’de açılan Mersin Amerikan Protestan Kız Mektebi’nde okuyan Osmanlı tebaasından Nusayri kızların, okulun kurucusu Dr. David Metheny tarafından Amerika’ya kaçırılma hikâyesi üzerinden tarafların bu mücadeleye bakışı ele alınmaktadır.
Acta Turcica Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi, 2014
In Werstern Anatolia zeybeks were considered heroes and fighters for justice by those who came to... more In Werstern Anatolia zeybeks were considered heroes and fighters for justice by those who came to no harm from them. On the other hand, Ottoman administrators considered zeybeks a nuisance and a harmful element. The Ottoman state tried to disband zeybek gangs and prevent the emergence of new zeybek bands. When this was not possible, the state pardoned the gangs and ensured that the gangs came down from the mountains. This study examines the processs of amnesty for zeybeks and the post of kır serdarlığı, a post which endowed an official position zeybeks. The study reviews this process by examining the case of individual zeybeks. The policy of endowing an official post to zeybeks was a strategy employed by the Ottoman State to instate rebels and draw them to its service.
ULUSLARARASI BALKAN SEMPOZYUMU BİLDİRİLERİ, 2013
Çok uluslu bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti, 19. yüzyılın sonlarında milliyetçilik akımının ... more Çok uluslu bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti, 19. yüzyılın sonlarında milliyetçilik akımının etkisiyle dağılma sürecine girmiştir. Devleti çöküşten kurtarmak amacıyla 23 Temmuz 1908 tarihinde meşrutiyet yeniden ilan edilmesine rağmen, 1912-13 Balkan Savaşları devletin büyük kayıplara uğramasına neden olmuştur. Dönemin sivil, asker, aydın ve bürokratları tarafından bu kayıpların nedenlerine ilişkin çok sayıda makale ve kitap kaleme alınmıştır. “Bin nasihate nispetle bir felâket evlâdır” diyen Tüccarzâde İbrahim Hilmi [Çığıraçan] bu aydınlardan birisidir. On beş yaşında iken İkdam gazetesinde yayın hayatına başlayan Tüccarzâde, 1896’da Kitabhane-i İslam’ adlı yayınevini kurarak çeşitli fikir eserleri kaleme almıştır. Kitabhane-i İslam adlı yayınevinin ismini “Kitabhane-i İslam ve Askeri” olarak değiştirip, bazı askeri kitaplar da yayınlamıştır. Bu süreçte kaleme aldığı eserlerinde, Osmanlı Devleti'nin yaşadığı problemleri; siyasi, askeri, ekonomik ve toplumsal temellerden hareketle değerlendirmiş ve çeşitli çözüm yolları sunmuştur. Özellikle Balkan Savaşları sürecinde, Osmanlı toplumunun içinde bulunduğu durumu değerlendirerek, yaşanan felaketlerden ders almak gerektiğinin altını çizmiştir. Bu çalışmada da, Tüccarzâde İbrahim Hilmi'nin I. Balkan Savaşı'nın akabinde yazdığı ve Osmanlı Devleti'nin bu savaşlardaki yenilgi nedenlerini değerlendiren “Balkan Harbi’de Neden Münhezim Olduk?” adlı eseri, tahlil edilecektir.
5th International Balkan Annual Conference (IBAC), “The Balkans-Past and Present: Mutual Influences and Interactions” , 2017
A successful example of pan-Ottomanist bureaucrat model, Midhat Pasha was appointed to Danube pro... more A successful example of pan-Ottomanist bureaucrat model, Midhat Pasha was appointed to Danube province, which was the pilot region of the Provincial Regulation. Once he was appointed, the governor led the implementation of Provincial Regulation which re-determined Ottoman administrative order. He showed a successful performance in the fields of public works, local administration, safety, education and culture. Midhat Pasha established reformatories in Niš, Ruse and Sofia by arousing humanitarian feelings of Muslims and Christians. He enabled to the abandoned children who were trained in the reformatories in Niš, Ruse and Sofia to master at a branch of art. Midhat Pasha used co-education as a precaution to prevent Bulgarians from going to the schools in Russia and stop nationalism spreading over Bulgarians. Midhat Pasha’s successful performance on co-education implementation, which enabled widespread use of modern schools, set a model for the development of public schools in other provinces. The study mainly focuses on Midhat Pasha’s implementations in Danube Province which can be seen as a "laboratory" of the Ottomanism after 1856 and the reformatory that had a profound impact on the Ottoman’s central policy with regard to the ideology of education and financing of schools.
II. Uluslararası Tarih Sempozyumu, İzmir,, 2014
Birinci Dünya Savaşı’nda seferberliğin ilanından sonra yüzde sekseni tarımla uğraşan genç nüfusun... more Birinci Dünya Savaşı’nda seferberliğin ilanından sonra yüzde sekseni tarımla uğraşan genç nüfusun silah altına alınması ve çift hayvanı sayısındaki azalma tarımda üretimin düşmesine neden olmuştur. Savaşla birlikte diğer devletlerin temel besin maddelerini ihraç etmeyi yasaklamaları, denizlerden de ablukaya alınmış olan Osmanlı Devleti’nin sivil halkını ve ordusunu besleyebilmesini gün geçtikçe zorlaştırmıştır. 1915’teki Ermeni tehciri, Doğu cephesinde yiyecek eksikliğini daha da ağırlaştırırken Rumların sahil ovalarından sürülmesi, Batı Anadolu’da iaşe sorununu olumsuz yönde etkilemiştir. Ulaşım araçları ve ikmal yollarının yetersizliği de göz önüne alındığında nüfusun beslenmesi başlı başına bir sorun haline gelmiştir. Bütün cephelerde süren yoğun savaş ortamında ordunun ve halkın iaşesinin temeli olan ziraatın aksatılmadan sürdürülmesi hayati bir öneme sahipti. Temel besin maddelerini kendi topraklarından sağlamak için çeşitli yöntemlere başvuran devlet, tarımsal üretime gittikçe artan oranda müdahil olmuştur. Savaş öncesinde yaklaşık 75 milyon dönüm toprağın işlendiği Osmanlı İmparatorluğu’nda bu miktar savaşın ilk yıllarında neredeyse yarıya düşmüştü. Başta İstanbul olmak üzere şehirlerin iaşe darlığı yaşamaya başlamasıyla Harbiye Nezareti’nin tarımsal ekim ve hasada destek vermesi bir zorunluluk halini almıştır. Bu yüzden I. Dünya Savaşı’nda, cephe gerisinde istihdam edilen Amele Taburları’ndan çiftçilikten anlayan askerler seçilerek oluşturulan ziraat müfrezeleri, hem arazilerin ekilmesinde hem de hasat ve harman işlerinde çiftçilere yardım etmişlerdir. Böylece tarımsal üretim bölgelerinden cepheye giden çiftçilerin yerini alan Ziraat Taburları, insan eksikliği nedeniyle üçte iki oranında düşen üretim düzeyinin yükseltilmesinde önemli rol oynamışlardır. Bu çalışmada; I. Dünya Savaşı’nda tarımsal üretimin devam ettirilebilmesi için Osmanlı Ordusu tarafından oluşturulan Ziraat Taburları’nın rolü ele alınmaktadır.
III. Uluslararası Balkanlarda Türk Varlığı Sempozyumu, Manisa, , 2012
Eğitim sahasında modern düşünce ve çalışmaların gerisinde kalmış olan Osmanlı Devleti, her yenilg... more Eğitim sahasında modern düşünce ve çalışmaların gerisinde kalmış olan Osmanlı Devleti, her yenilginin ardından olduğu gibi Balkan hezimetinden sonra da bu konudaki eksikliğinin ve geri kalmışlığının acısını derinden hissetmiştir. Bu hissiyat, devleti bu hususta köklü ve ivedi değişiklikler yapmaya sevk etmiştir. Küçük Balkan Devlet'lerini başarıya götüren şeyler aslında askeri olmaktan ziyade gelişmiş eğitim sistemi ve öğretmenlerdi. Öğretmenlerin eğitim sistemindeki ve toplumsal dönüşümdeki önemli rolleri, Balkan yenilgisinden sonra iyice anlaşılmış "Yarınki Osmanlılık mekteplerde yetişecektir!" ve "Devleti yıkılıştan ancak eğitim ve öğretmenler kurtarır!" gibi sloganlar sık sık kullanılır olmuştur. Ayrıca " Yenilen ve tılsımını kaybeden devlet varlığımızı ve yaralı milletimizi ancak ilk mektep hocaları kurtaracaktır" diyen Şevket Süreyya Aydemir memlekette temel eğitim sisteminin ne kadar önemli olduğunun da altını çizmiştir. Balkan hezimetinden sonra, geleneksel Osmanlıcılık anlayışı yerine Türkçülük fikri benimsenmiş ve bu çerçevede geleneksel değerler dışında çocuğu bir "Birey" ve bir "Vatandaş" olarak algılayan yeni bir nesil yetiştirme fikri doğmuştur. Dolayısıyla Osmanlı kamu vicdanında derin bir etki uyandıran Balkan savaşları, eğitim sisteminin ve öğretmenlerin toplumsal ve düşünsel dönüşümde ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu göstermiş ve eğitimin artık devlet için memur yetiştirmekten ziyade bilim, sanat, teknoloji ve çeşitli alanlara yönelerek nitelikli insanlar yetiştirmesi gerektiğini de ortaya koymuştur. Bu çalışmada, Balkan savaşlarının Türk eğitim düşüncesinin dönüşümüne etkileri değerlendirilecektir.
Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler Sempozyumu Bildiri Kitabı, Cilt 1, 2013
II. Meşrutiyet’in ilanından sonra medreseleri ıslah etme konusunda yaşanan tartışmalar, tartışanl... more II. Meşrutiyet’in ilanından sonra medreseleri ıslah etme konusunda yaşanan tartışmalar, tartışanların siyasi-ideolojik tavırlarına göre şekillenmekteydi. Bu noktada, dini açık bir şekilde tenkid eden yazılarıyla ön plana çıkan Batıcılar; İçtihat’ta yayınladıkları yazılarında medreselerin tamamen lağvedilmesi gerektiğini savunurken, Türkçüler medreselerin, içinde sadece din görevlilerinin yetiştirildiği dini-ruhânî bir eğitim kurumu haline dönüştürülmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. İslamcılar ise medreselerin özgün yapısının korunarak ihya edilmesi ve modern bir eğitim kurumu haline getirilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Dolayısıyla Meşrutiyet’in ilanı, ulema tarafından hem imparatorluğun yeniden diriltilmesi hem de İslam yüksek okulları olan medreselerin iyileştirilmesi ve ıslahı için bir fırsat olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle, bu hürriyet ortamının oluşmasını olanaklı kılan İttihat ve Terakki Cemiyeti ulema tarafından “Cemiyet-i Mübareke” olarak addedilmiştir. Sebil’ür Reşad, Beyân-ül Hak ve Sırât-ı Müstakim gibi İslamcıların çıkardığı yayın organlarında medreselerin işlevleri ve önemi dile getirilmiş, geleneksel ve modern eğitimin uzlaştırılarak bir ıslahat hareketine girişilmesinin elzem olduğu ifade edilmiştir. Bu çalışmada da, söz konusu dergilerde yaşanan medreseleri ıslah tartışmaları değerlendirilmektedir.
100. Yılında Balkan Savaşları (1912-1913): İhtilaflı Duruşlar, 2015
Osmanlı ordusu ve toplumu üzerinde derin izler bırakan Balkan Savaşları'ndan sonra Osmanlı aydınl... more Osmanlı ordusu ve toplumu üzerinde derin izler bırakan Balkan Savaşları'ndan sonra Osmanlı aydınları, düşmanın başarı ve kendi yenilgi nedenlerini araştırmaya başlamıştır. Bu bağlamda, Osmanlı basınında “Niçin Mağlup Olduk?” başlığı altında yerli, yabancı, sivil ve asker yazarlar tarafından Balkan Savaşlarında Osmanlı Devleti’nin yenilgi nedenlerini irdeleyen çok sayıda makale kaleme alınmıştır. Bu çalışmada, Balkan Savaşları’nda Osmanlı Devleti’nin bozguna uğrama nedenlerinin dönemin basınındaki yansımaları değerlendirilecektir. Osmanlı basınındaki yansımalara göre; Balkan uluslarının başarıları, askeri etmenlerden ziyade eğitim sistemlerinin üstünlüğü ve öğretmenlerinden kaynaklanırken, Osmanlıların yenilgisi de eğitim sisteminin geriliği ve öğretmenlerinin yetersizliğinden ileri gelmektedir. Bununla birlikte, dönemin basınında yenilgi nedenleri olarak Osmanlı ordusunun siyasete karışması, donanmaya önem verilmemesi ve askeri talimlerdeki yetersizlikler de yansıtılmış ve çözüm yolları aranmıştır.
150. Yılında İzmir Belediyesi Tarihi (1867-2017) Cilt II, 2018
1980 askeri darbesinden başlayan kitap, 2017 yılına kadar İzmir’deki 37 yıllık belediyecilik dene... more 1980 askeri darbesinden başlayan kitap, 2017 yılına kadar İzmir’deki 37 yıllık belediyecilik deneyiminin tarihini anlatmaktadır.
Halil Dural'ın Kaleminden Ödemişli Efe ve Zeybekler (Ödemiş’in İlk Zeybeği Gereli Efe, Çakırcalı Ahmet Efe ve Hayatı, Osman Zeybek), Jan 1, 2013
Duralıoğlu Halil Bey’in emekliye ayrılmasından sonra Bozdağ’da görüştüğü Kara Süleyman’dan Ödemiş... more Duralıoğlu Halil Bey’in emekliye ayrılmasından sonra Bozdağ’da görüştüğü Kara Süleyman’dan Ödemişli efe ve zeybeklerden Gereli Efe, Çakırçalı Ahmet Efe ve Osman Zeybek hakkında dinlediklerinin anlatımıdır.
19. Yüzyıl Sonlarında Türkiye'de Günlük Yaşam, Jan 1, 2015
"İstanbul, İzmir, Mersin ve Selanik gibi şehirlerin sakinlerinin üzerine konuşmayacağım. Çünkü bü... more "İstanbul, İzmir, Mersin ve Selanik gibi şehirlerin sakinlerinin üzerine konuşmayacağım. Çünkü büyük liman kentlerindeki hemen tüm halkın yaşamı az ya da çok Batı uygarlığı etkisindedir. Niyetim, ülkenin iç kısımlarındaki şehir, köy ve denizden uzak beldelerde yaşayan insanlar hakkında konuşmaktır."
Agnes Dick Ramsay'in Türkiye'de Günlük Yaşam adlı kitabı, eşi William Mitchell Ramsay'ın yine aynı gezilere ait izlenimlerini içeren Impressions of Turkey (Türkiye İzlenimleri) adlı kitabıyla aynı yıl yayımlandı. William Mitchell Ramsay tutkulu bir arkeolog olarak Türkiye'nin görünür tarihsel zenginliklerine odaklanırken, Agnes Dick Ramsay Türkiye insanlarının arasındaki ilişkileri ve onların gündelik hayatlarını anlatmayı tercih etti. 118 yıl önce yayımlanmış, Anadolu izlenimlerini içeren bu iki kitabı bir arada okumak sizce de ilginç bir deneyim olmaz mı?
20. Yüzyılın Başlarında Batı Anadolu’da Eşkıyalık ve Çakırcalı Mehmet Efe, 2017
Zeybeklik ve eşkıyalık, Batı Anadolu’nun toplumsal tarihinde önemli bir olgudur. Hiç kuşkusuz 183... more Zeybeklik ve eşkıyalık, Batı Anadolu’nun toplumsal tarihinde önemli bir olgudur. Hiç kuşkusuz 1830’larda Atçalı Kel Mehmet ve 1850’lerde Katırcı Yani gibi örneklerden sonra 19. yüzyılın 20. yüzyıla kavuştuğu süreçte Çakırcalı Mehmet Efe yüzlerce zeybek arasından sıyrılarak geleceğe kalıcı bir iz bırakmıştır. Hiç kuşkusuz Çakırcalı Mehmet Efe, Batı Anadolu’nun hakkında en çok yazılan ve üzerinde konuşulan, en namlı eşkıyasıdır. Kitapta, dönemin toplumsal, ekonomik ve siyasal şartları göz önünde tutularak Çakırcalı Mehmet Efe’nin biyografisi anlatılmaktadır.
Tarih Çevresi Aylık Tarih ve Kültür Dergisi (=Arkeolojik ve Tarihi Yönleri İle Bir Ege Kasabası: Birgi Sempozyumu Sunumları Özel Sayısı), 2022
This is an unpublished draft of the Izmir conferences for public archaeology 1 which is written m... more This is an unpublished draft of the Izmir conferences for public archaeology 1 which is written mainly in Turkish language. The first of this conference series was held on Birgi, a Turkish Aegean township in the province of Izmir that is discussed through its archaeological and historical features. This conference was held on December 12-13, 2013 in Birgi. Most of the papers are devoted to the Ottoman history.