MEHMET KARANFİLOĞLU | İbn Haldun Üniversitesi (original) (raw)

Articles by MEHMET KARANFİLOĞLU

Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 2023

The acceleration of digitalization and post-truth debates due to the pandemic process focuses on ... more The acceleration of digitalization and post-truth debates due to the pandemic process focuses on technology and its effects. As the order evolves from the known universe to the Metaverse, individuals are also in the middle of a centralization where one single instrument controls everything with technological proximity. Centralization forces everyone into a more accessible and efficient communication process by consolidating many possibilities into a single device, but it also makes the spread of information faster and more uncontrolled than ever, diminishing the importance of truth. This post-truth world creates individuals who create their reality, impacting the growth of individuals the most. Cyberbullying emerges at this point, endangering children and teenagers' development and mental health. From a media perspective, technological advancements do not guarantee correct information dissemination. As the spread rate and opportunities increase, so do false information and news. It triggers the spread of false information, fake news, and cyberbullying when the truth is irrelevant. Therefore, the need for verifying information arises. Fact-checking methods are directly related to digital literacy and media literacy problems. Understanding how to verify the information and protect against false, deceptive, and fake news is crucial. The study examines two information verification platforms. Research findings reveal that news is verified by various methods and techniques using numerous tools by platforms, primarily by photo or video content, resulting in the detection of information distortions such as false connection and fabricated-manipulated content. The study also found that various photo/video verification tools and anonymous websites were frequently used.

Türkiye Medya Akademisi Dergisi, 2022

The Ukraine-Russia crisis, which recrudesced suddenly and affected the world agenda, started with... more The Ukraine-Russia crisis, which recrudesced suddenly and affected the world agenda, started with the occupation of Ukraine by Russian military units on 24 February. This situation spread rapidly through new media opportunities, and many true or false news was made about it. While discussing whether this situation can be defined as a war, thousands of messages and news have spread daily through the new media. The accuracy of most of the information posted on social media platforms is controversial. Verification/fact-checking platforms began to work from the first day to check the accuracy of this critical information posted and transmitted new media opportunities. As in other examples, much fake and additional information that needs verification is shared regarding the Ukraine-Russia crisis. teyit.org and dogrulukpayi.com, the two fact-checking platforms, cope with verifying the information on this subject. Thus, it is possible to query, research and verify the remarkable information posted/circulated on new media platforms. Combating the processes defined as misinformation has become essential in realizing the dissemination of accurate information. In this context, this study focuses on misinformation activities and new media literacy. In addition, the findings obtained because of the research on fact-checking platforms, which are an effective counter-fight to the spread of false/fake news, are included. In this context, comparatively examined the posts on teyit.org and dogrulukpayi.com websites (on 24 February and 24 March 2022), which are the two most active fact-checking organizations.

İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 2021

Türk Biyokimya Dergisi, 2019

In the digitalized world, digitization of "everything” enables numerous new possibilities to deve... more In the digitalized world, digitization of "everything” enables numerous new possibilities to develop. For this reason, the production of a new application or opportunity can be seen in every single day. Social networks are a new form of communication that brings people closer than ever before and enables the exchange of services in many different sectors, moreover may be seen as the new equivalents of old trade routes. Social networking applications, especially in the field of health, are becoming more widespread and even become a part of the health policies of the countries. In this context, health-themed applications is now an urgent subject that both countries and individuals shall consider thoroughly. As the amount of information shared in social networks increases, the limit of what can be done with this information is expanding. However, it is inevitable to increase the sensitivity towards the negative consequences that may arise due to the sharing of this information. Hence, health-themed applications and privacy are becoming increasingly critical, especially due to the direct use of personal data. Within this study, health-themed applications and privacy issues such as the dimensions of privacy, the perception of society, the legal situation in Turkey regarding the protection of personal data, together with the differences between generations, state of awareness are addressed. Furthermore, by the study, the results of the the health-themed applications are given within the scope of the confidentiality of the personal information. According to the study results, legal protection of the information of the health-themed applications that specifically asked for personal data is existing. However, most of the personal information is used to improve the services by the developers although many debates occurred about the state of art of circumstances.

AJIT-e: Bilişim Teknolojileri Online Dergisi, 2020

Dünyada bilginin üretimi ve tüketimi konusunda tartışmalar artarak ileri bir noktaya doğru gitmek... more Dünyada bilginin üretimi ve tüketimi konusunda tartışmalar artarak ileri bir noktaya doğru gitmektedir. Bilginin üretiminde kullanılan enformasyon teknolojileri de gün be gün daha çok gelişmekte ve çeşitlenmektedir. Enformasyon teknolojileri günümüz yaşam koşullarının oluşmasında önemli bir role sahiptir. Bu teknolojilerin giderek yaygınlaşması pek çok işin ve yaşamsal sürecin iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Bu sayede birçok iş sürecinin hız, zaman ve mekansal bağlamda daha iyiye doğru gittiği görülmektedir. Öte yandan yeni tip koronavirüs (COVID-19) Çin’den tüm dünyaya yayılarak küresel çapta bir pandemiye dönüşmüştür. Aralık ayından günümüze halen devam etmekte olan pandemi süreci pek çok olumsuz durumu da beraberinde getirmiştir. İlk vakanın ortaya çıktığı Çin’de ise vaka artış hızı durma noktasına gelmiş, normalleşme sürecine girilmiş ve bu süreç devam etmektedir. Çin’de bu durumun yaşanmasında kuşkusuz ki enformasyon teknolojilerinin katkısı yadsınamaz bir gerçektir. Telefon uygulamaları, 5G teknolojisi, bulut bilişim, algoritmalar, yapay zeka, büyük veri, nesnelerin interneti gibi teknolojiler pandemi sürecinde sıkça kullanılan enformasyon teknolojileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma ile Çin örneğinde bu durumun incelemesi yapılarak enformasyon teknolojilerinin pandemi sürecindeki önemi yapılan literatür ve çeşitli kaynak taraması ile ortaya konmaya çalışılmaktadır.

Muhakeme Dergisi, 2019

Suriye’deki iç savaş, 2011 yılından beri ülkemizin ve dünya gündeminin en önemli sorunlarından bi... more Suriye’deki iç savaş, 2011 yılından beri ülkemizin ve dünya gündeminin en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Muhalif güçlerin protestoları ile başlayan süreç yaklaşık 7-8 yıldır birçok insan hayatına mal olmuş, şehirleri viran hale getirmiştir. Bu süreçte birçok Suriyeli zorunlu olarak göç etmeye mahkûm edilmiştir. Yaşanan bu zorunlu göç sırasında kadın-erkek, genç-yaşlı, zengin-fakir birçok kesimin hayatı tamamıyla değişmiştir. Öte yandan savaş ve göç olgusu insanlık tarihi kadar eskilere dayanmakta, ilk olarak ne zaman başladığı bilinmemektedir. Zaten hem akademik alanda hem siyasi alanda hem de toplum nezdinde yüzyıllardır tartışılmakta olan bu iki önemli konu, Suriye iç savaşı ile birlikte birçok ülkenin ana gündem maddelerinden biri haline dönüşmüştür. Bugünlerde Suriye ile ilgili herhangi bir konuda haber yapılmayan, gelişmelerin medyaya yansımadığı bir gün bile geçmemektedir. Özellikle kadın ve çocukların yaşadıkları ve maruz kaldıkları olumsuz hatta insani olmayan olaylar ve durumlar bilhassa Türkiye’nin en önemli sorunu olarak görülmektedir. Milyonlarca göçmen Suriyeli kadın ve çocuk, kayıtlı veya kayıtsız olarak Türkiye’ye sığınmış ve bu durum birçok sorunu hem Türkiye vatandaşları hem de Suriye vatandaşları perspektifinde ele alınmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu çalışma ile amaçlanan göç ve savaş konuları kapsamında Suriyeli göçmen kadın ve çocuklara yönelik yapılan araştırma bulgularının ortaya konulması ve tartışılmasıdır. Bu bağlamda yapılan bu çalışmada önce literatür taraması ile kavram ve konulara yer verilmiş sonra da tamamlanan araştırma sonucu ile elde edilen bulgular tartışılarak konu ele alınmıştır.

Uluslararası Türkbilim Dergisi, 2018

Dördüncü endüstriyel devrimin beraberinde getireceği kaçınılmaz değişim ve dönüşüm birçok iş kolu... more Dördüncü endüstriyel devrimin beraberinde getireceği kaçınılmaz değişim ve dönüşüm birçok iş kolunu ve sektörü derinden etkileyecek sonuçlar ortaya koymaktadır. Sağlık sektörü de bu değişimden yakın zamanda etkilenecek sektörlerin başında gelmektedir. Bu çalışmanın amacı sağlık sektöründe yaşanan ve yaşanacak olan dijital dönüşüm sürecinin çerçevesini ortaya koymak ve bu bağlamda gerçekleştirilen uygulamaları sunmaktadır. Yapılan tarama sonucunda elde edilen bulgulara göre sağlık sektörünü sağlık 4.0 sürecine götürecek olan çeşitli uygulamalara rastlanmıştır. Hastalara, sağlık çalışanlarına, eczacılara, tedavi yöntemlerine ve sağlık alanında yapılan üretim çalışmalarına yönelik birçok farklı uygulama örneği çalışmamızda yer almaktadır.

EUSER, 2018

The future of jobs has been a popular issue in the industry 4.0 process and digitization. Many of... more The future of jobs has been a popular issue in the industry 4.0 process and digitization. Many of today's profession groups are at risk with automation in the digitalization process and most will be replaced to computer-based software and robots. By this concept, with Industry 4.0, we come up with whether the jobs are susceptible or non-susceptible to automation. According to researchers, jobs, where more routine and labor-intensive work is done, are categorized as group of jobs prone to automation, on the other hand jobs requiring human skills in which intellectual skills are used intensively, especially those that cannot be done through machines yet are categorized as group of jobs non-susceptible to automation. A recent Forrester Report predicts that by 2021, 6% of jobs in the US will be automated. In another study, it is predicted that 47% of the professions in the US will be unmanned during the automation process. By this study, a review of the literature on the susceptibility of the various professions to automation will be made and self-assessment of the automotive sector managers in İzmir and the surrounding areas regarding their future professions will be studied through a descriptive study.

Uluslararası Türkbilim Dergisi, 2018

Since Industry 4.0 was introduced at the fair held in Hannover, Germany, in 2011, it has become p... more Since Industry 4.0 was introduced at the fair held in Hannover, Germany, in 2011, it has become prominent around the world. The notion of Industry 4.0; has gained merit in Turkey in corporate and political discourse. This study aims to show how industry 4.0 is represented in Turkish firms at different levels and sizes and estimate the usage level to delineate how beneficial these studies are. The result of the self-assessment study in Industry 4.0 of local companies in Izmir, Turkey, was evaluated, and the findings were obtained through interviews with employees, managers, and owners of the companies. Further research on the issue has been offered to extend the data used in the scope of the analysis.

Books by MEHMET KARANFİLOĞLU

Dijital Dönüşüm Çağinda Yeni Nesil Reklamcilik ve Marka İletişimi, 2024

Bu kitap bölümü, büyük veri teknolojilerinin reklamcılık sektöründe yarattığı dönüşümü ve gelecek... more Bu kitap bölümü, büyük veri teknolojilerinin reklamcılık sektöründe yarattığı dönüşümü ve gelecekteki etkilerini incelemektedir. Dijital dö- nüşümle birlikte, büyük veri analizi, yapay zekâ, robotik sistemler ve metaverse gibi teknolojiler, markaların tüketici davranışlarını anlama- larını ve etkileşim stratejilerini kişiselleştirmelerini sağlamaktadır. Bu durum geçmişe göre pek çok yeni imkânı beraberinde getirmektedir. Büyük veri, reklamcılıkta daha etkili ve hedefe yönelik kampanyalar ge- liştirilmesine olanak tanırken, veri gizliliği ve güvenliği konularında yeni sorumluluklar doğurmaktadır. Yapay zekâ ve robotik sistemler, müşteri hizmetleri ve pazarlama stratejilerinde iyileştirmeler sağlarken, meta- verse gibi yenilikçi platformlar, benzersiz tüketici deneyimleri sunmak- tadır. Ancak, bu teknolojilerin etik ve sürdürülebilir kullanımı, marka itibarının korunması ve tüketici güveninin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir. Bölümümüz, büyük verinin reklamcılık stratejilerinin geliştirilmesinde nasıl merkezi bir rol oynadığını, veri güvenliği ve giz- lilikle ilgili etik tartışmaları ve bu teknolojilerin gelecekteki rolünü kap- samlı bir şekilde ele almaktadır. Dijital çağda, büyük veri ve ilgili tekno- lojiler, markaların rekabet avantajını korumaları ve tüketici deneyimini geliştirmeleri için vazgeçilmez araçlar olarak ortaya çıkmaktadır.

Media literacy plays a pivotal role in countering the spread of disinformation across social medi... more Media literacy plays a pivotal role in countering the spread of disinformation across social media platforms. In today’s digital age, where information is readily accessible and easily shared, critical evaluation and analysis of media content are essential. By providing individuals with the knowledge and skills to navigate the complex media landscape, media literacy empowers citizens to distinguish between reliable and unreliable sources of information, thus combating the disinformation surge. The surge of disinformation on social media has become a pressing concern in recent years. Inaccurate and misleading information can spread rapidly, leading to harmful consequences for individuals and society. The impact of disinformation can range from influencing public opinion and political outcomes to jeopardizing public health and safety. Hence, individuals must develop the skills to navigate this intricate media landscape and effectively discern between credible and unreliable information sources. Only those who have the ability to correctly read, select and distribute texts produced in the media can effectively counteract malicious communication. Media literacy encompasses skills and competencies that enable individuals to engage with media messages critically. This includes not only the ability to access and consume media but also the ability to analyze, evaluate and create media content. Media literacy provides individuals the tools to navigate the overwhelming amount of information available and assess its credibility, accuracy, and potential bias. Social media platforms have allowed information to spread faster and more widely. However, the rapid spread of information also means that false and misleading content can easily be amplified, leading to a blurred line between fact and fiction. Media literacy education plays a critical role in addressing the challenges posed by disinformation. By integrating media literacy into formal education curricula, individuals can develop critical thinking skills and become more adept at evaluating media content. Educational institutions can teach students to identify credible sources, fact-check information, recognize biases, and critically interpret media messages. Thus, individuals are better prepared to navigate the complex media landscape and make informed decisions based on reliable information. Beyond formal education, media literacy can be promoted through various channels, such as community organizations, nonprofit initiatives, and public awareness campaigns. These efforts aim to raise awareness about the importance of media literacy and provide resources and tools for individuals to develop these skills. Media literacy workshops, online courses, and informational materials can empower individuals to actively participate in the media landscape actively, questioning and challenging disinformation. In an era where false information can rapidly spread and influence public perception, media literacy equips individuals with the necessary skills to critically evaluate and navigate the media landscape. By empowering citizens through media literacy education and promoting its importance, we can foster a more informed and discerning society better prepared to identify, counteract, and mitigate the harmful effects of disinformation. Through collaborative efforts involving educational institutions, community organizations, and public awareness campaigns, we can endorse media literacy to combat disinformation in today’s digital age.

İnsanlık, tarih boyunca sosyal ve ekonomik hayat üzerinde etkisi olan birçok dönüşüm yaşamıştır. ... more İnsanlık, tarih boyunca sosyal ve ekonomik hayat üzerinde etkisi olan birçok dönüşüm yaşamıştır. Avcı toplumundan tarım toplumuna geçişte bir arada yaşamaya ve üretmeye başlayan insan; 18. yüzyılın sonlarında, su ve buhar gücünü kullanarak sanayi toplumuna geçiş ile birinci endüstri dönemini, 19. yüzyılın sonlarında, elektriği üretimde kullanarak seri üretim ile ikinci endüstri dönemini ve 20. yüzyılın ortalarında, elektroniği ve bilgisayarlar üretime entegre ederek üçüncü endüstri dönemini deneyimlemiştir. Bugün gelinen nokta yeni bir kavşaktır. İnternet üzerinden sürekli bağlı olma durumu, akıllı teknolojiler ve otomasyon ile endüstrilerin, toplumsal yapı ve süreçlerin hızlı dönüşümünü ifade eden dördüncü endüstri dönemi; fourth industrial revolution (dördüncü endüstri devrimi) ya da industry 4.0 (endüstri 4.0) olarak, 2015 yılında Klaus Schwab’ın bir çalışması ile gündeme gelmiş ve 2016 Dünya Ekonomik Forumu’nda tema olmuştur.
Robotik, yapay zekâ, genom düzenleme, makine-makine iletişimi, her şeyin interneti gibi alanlardaki ilerlemeler; biyolojik, fiziksel ve dijital dünyanın sınırlarını bulanıklaştırmıştır. 1990’ların ve erken 2000’lerin dijital dünyası, 2020’ler geldiğinde yeni bir hal almıştır; “sürekli bağlı olma ve her şeyi bilme” durumu ile teknolojinin kullanımının toplumda sıradanlaştığı, insanın çevresini algılama ve deneyimleme hallerinin değiştiği bir Metaverse ortamı...
Makinalar, insanlar, sensörler, aletlerin internet üzerinden bağlantılı olma durumu, bilgiye her an ulaşabilmenin, teknolojik desteğin ve siber fiziksel sistem- otonom yapılarının karar verme süreçlerine etkisi, endüstri 4.0’ın ana hatlarını oluşturmaktadır. Endüstri 4.0 rüzgârı eserken yaşanılan COVID-19 pandemisinin toplumsal yapı ve iş yapış biçimleri üzerine etkisi, mevcut yöntemleri tartışmaya açmıştır. Endüstri 4.0, “connectivity (bağlı olma durumu)” teması etrafında şekillenirken siber fiziksel sistemler aracılığıyla makine-insan ilişkisinin geldiği nokta, lojistik, fabrika, tedarik zinciri ve son kullanıcı entegrasyonuna tüm paydaşların da eklendiği, dijital platformların konuşulmaya başlandığı Endüstri 5.0 tartışmalarını gündeme getirmiştir. Önümüzdeki 10 yılın konusu, dünyayı bağlayan siber fiziksel sistemler, dijital ikizler, yeni teknolojiler, varlık performans yönetimi, ürün-yaşam döngüsü yönetimi, tam otomasyon, bağlantılılık, makine- insan iş birliği, dijital dönüşüm, siber güvenlik, makine öğrenmesi, yapay zekâ,
iii
Önsöz
büyük veri, blok zinciri, bulut bilişim, robot ve cobot (kollaboratif robotlar), 5G teknolojisi, gen editing (genom düzenleme) ve genomik, kuantum bilgisayarları ve her şeyin interneti olacaktır. Bu teknolojiler; dünyamızı, ekonomilerimizi ve yaşam biçimlerimizi dönüştürmektedir. Hızlı, dinamik, yetkin, adapte işgücüne, ekonomik ve toplumsal yapılara ihtiyaç vardır. Geleceğe uyumlu olabilmesi ve gücünü muhafaza edip artırabilmesi için toplumsal ve endüstriyel yapıların böylesi bir dijital entegrasyon sürecine adaptasyonu şarttır. COVID-19 öncesi de bu konuları konuşmakta idik. Ancak pandemide iş yapış biçimlerinin aldığı yeni hal bu konuşmaların hızlı bir şekilde endüstrilere ve topluma adapte edilmesi gerekliliğini doğurmuştur.
Türkiye, kamu ve özelde tüm sektörlerde dönemin ayırt edici vasfı olarak dijital dönüşümü sağlamayı hedeflemektedir. Yeni teknolojilere dayalı dijital sanayi alt yapısına geçerken, işgücünün dijital yetkinliklerini artıran politikalar planlanmaktadır. T.C Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Dijital Türkiye Yol Haritası bu konuda önemli bir referans strateji belgesidir.
Hal böyleyken Türkiye’de imalat ekonomisinin yaklaşık %98 ini, istihdamın yaklaşık %75 ini oluşturan KOBİ’lerde durum nasıldır?
Sevgili Dr. Mehmet KARANFİLOĞLU’nun böylesi önemli bir konuda bize ışık tutacak bir perspektifi içeren çalışmasını kitap olarak yayımlayıp kitlelerle buluşturmasını anlamlı ve kıymetli buluyorum. Kitap genel olarak Dr. KARANFİLOĞLU’nun doktora tezinde tartışılan; endüstri 4.0 konsepti, KOBİ ölçekli aile işletmelerinin konsept dahilinde irdelenmesi ve KOBİ’lerde kurumsal iletişim görevini gerçekleştiren profesyonellerin endüstri 4.0’a yönelik algılarını ortaya koyan araştırma çalışmasını içeriyor. İleri araştırma konuları olarak da yeni pencelerler aralıyor. Keyifle okuyacağınıza inandığım bu kitabın alanyazına katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Yeni medya, hayatımızın her alanında etkisini gösteren ve değiştiren bir olgu haline gelmiştir. G... more Yeni medya, hayatımızın her alanında etkisini gösteren ve değiştiren bir olgu haline gelmiştir. Günümüzde insanlar, haberlerini, bilgilerini ve iletişimlerini yeni medya araçları aracılığıyla alıp vermektedirler. Bu araçlar, çok çeşitli işlevleri yerine getirerek kullanıcılarına hız, çeşitlilik, çok seslilik, derinlik, yeni katmanlar, kolaylıklar ve çeşitli seviyelerde iletişim imkanları sunmaktadır. Ancak bu avantajların yanı sıra, yeni medya araçları beraberinde çeşitli sorunları da getirmektedir. Özellikle sosyal medya platformları, kişisel bilgilerin paylaşımı, zorbalık, nefret söylemi ve özel hayatın ihlali gibi güvenlik sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Bunun yanı sıra, sosyal medya üzerinden yayılan yanlış bilgiler, manipülasyon ve sahte haberler, hakikatin önemsizleşmesi gibi sorunları da ortaya çıkarmaktadır. Bununla birlikte, yeni medya araçları her geçen gün gelişmekte ve değişmektedir. Bu gelişmeler, yeni güvenlik önlemlerinin, yasal düzenlemelerin ve medya okuryazarlığı çalışmalarının yapılmasını gerektirmektedir. Bireylerin, doğru bilgiye erişimleri ve bu bilgileri güvenli bir şekilde kullanmaları için medya okuryazarlığı eğitimleri alması önemlidir. Ayrıca, sosyal medya platformları ve medya kuruluşları, doğru ve tarafsız haberlerin yayılması için gerekli önlemleri almalıdır. Kısacası, yeni medya araçları, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Ancak bu araçların kullanımıyla beraber, birçok sorun da ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlarla başa çıkmak için, bireylerin, kurumların ve toplumların birlikte çalışması gerekmektedir. Yeni medya araçlarının doğru kullanımı, vii güvenliği ve etik kullanımı, geleceğin daha iyi bir şekilde şekillenmesine yardımcı olacaktır. Bu kitap, günümüzde hayatımızın hemen her alanına sirayet etmiş olan yeni medya araçlarının toplumu nasıl etkilediği konusunda farklı bakış açıları sunan değerli yazarların katkılarıyla oluşturulmuştur. Kitapta, vegan aktivizmi, dijital reklamcılık, sosyal medyanın tüketim üzerindeki etkisi, yeni medyada ifade özgürlüğü ve nefret söylemi, Afgan göçü üzerinden Twitter'da üretilen nefret söylemi, spor mem’leri, dijital mahremiyet ve uygulama mağazaları, metaverse ve dijital okuryazarlık, dijital gözetim toplumu, dijital diplomasi gibi farklı konular ele alınmaktadır. Her bölümde, farklı yazarların yeni medya ve dijitalleşme alanında yaptıkları çalışmalara yer verilmiştir. İlk bölüm, vegan aktivizmi ve yeni medya arasındaki ilişkiyi incelerken, ikinci bölümde geleneksel ve yeni medya arasındaki farkları ele alır. Bölüm 3, sosyal ağların tüketim üzerindeki etkisine odaklanırken, Bölüm 4 ve 5, yeni medyada ifade özgürlüğü ve nefret söylemi konularını işler. Bölüm 6, spor mem’leri ve yeni medya arasındaki ilişkiyi incelerken, Bölüm 7, dijital mahremiyet ve uygulama mağazalarının kullanımı üzerine bir araştırma sunar. Bölüm 8, oyunlar ve metaverse kavramı üzerine bir analiz sunarken, Bölüm 9, dijital gözetim ve toplum tartışmalarına odaklanır. Bölüm 10, dijital diplomasi ve Ukrayna lideri Zelenskiy'nin Twitter paylaşımlarını incelerken, Bölüm 11, teyit.org'un demeç kontrolü uygulaması üzerinden post-truth bağlamında geleneksel medyanın analizine odaklanır. Bu kitap, yeni medya ve dijitalleşme konularında farklı bakış açıları sunarak, okuyuculara yeni araştırmalar yapmaları için ilham vermektedir. Kitapta yer alan yazarların çeşitli perspektifleri, yeni medyanın toplumumuzu nasıl etkilediği konusunda daha kapsamlı bir anlayış sağlamak hedeflenmiştir. Bununla birlikte, bu konuda daha pek çok soru ve tartışılacak konu bulunmaktadır. viii Bu nedenle, bu kitap, okuyuculara yeni araştırma alanları açarken, aynı zamanda bu konuların tartışılması ve araştırılması için bir çağrı niteliğindedir. Yeni medya ve toplumsal yansımaları hakkında daha fazla bilgi edinmek ve konuları daha derinlemesine anlamak için, farklı disiplinlerden uzmanlar, araştırmacılar ve ilgilenenler bir araya gelerek bu konuları tartışabilirler. Bu sayede, yeni medya ve dijitalleşmenin toplumsal etkileri konusunda daha ileri düzeyde bir anlayışa sahip olabiliriz.

The increasing digitization and its benefits have forced us to undergo a mandatory change. As a r... more The increasing digitization and its benefits have forced us to undergo a mandatory change. As a result, many ways of doing business have changed, and they continue to change. Therefore, the communication disciplines could not remain the same in such a process.
With its increasing number of employees, corporate communication must be a part of this change. The evaluation of the opportunities provided by digitization and their transfer to corporate communication will undoubtedly positively impact all communication processes. Of course, positive and negative effects must be considered together. However, the predominance of positive aspects depends on a good understanding of digitization's benefits and proper use.
The transformation movements that began after Industry 4.0 are digitizing companies and bringing the conditions of the physical world into the digital world. In this context, corporate communication should be repositioned in this new digital world, as the fate of thousands of people working in this field depends on it. I have rewritten some topics I worked on in my doctoral thesis and other studies with this book. I hope readers can create a correct roadmap based on the concepts and findings in the book.

Privacy in The Digital Age: Digital Communication And Personal Data, 2022

Public relations (PR) practices vary in parallel with the developments in communication technolog... more Public relations (PR) practices vary in parallel with the developments in communication technologies and the progress of web 2.0 and 3.0 technologies and are increasingly acquiring a digital form. Such circumstances bring PR practices to digital platforms, which are currently digital public relations. The concept of digital public relations; effectuates the strategic relationship management goals based on favorable between the organization and its target audiences via digital platforms. Hence, conveying the PR career to the extended reality (XR) -most probably, the metaverse has evolved additionally. On the contrary, the digitalization of everything-things drives all business processes computer-based and refines them in data/info security.

Privacy in The Digital Age: Digital Communication And Personal Data, 2022

Many communication means persistence in changing both individual and corporate lives. From the co... more Many communication means persistence in changing both individual and corporate lives. From the communication perspective, utilizing these tools is vital regarding the tools' diversity and users. However, this diversification in information communication technologies likewise creates tremendous data production. These data, produced in massive quantities, are circulated in the internet universe uncontrollably, driving info and data security sensitive. When considered from a communicative point of view, digital literacy emerges from applying basic security steps for the privacy and protection of this data digital literacy guides in using these media tools and shows how to use these tools more safely. Therefore, accurate reading and proper use of digital media tools emerge as essential elements in data security, communication process continuity, and cybercrime prevention. This chapter aims to reveal these concepts, relations, and concerns about how communicative activities shall be overseen by assembling securer data usage from the digital literacy perspective.

BİYOSENSÖRLER ve in vitro Diyagnostik, 2021

Değişim, dijitalleşme süreçlerinin hız kazanması ile birlikte yine ve yeniden gündemdedir. Bu sür... more Değişim, dijitalleşme süreçlerinin hız kazanması ile birlikte yine ve yeniden gündemdedir. Bu süreçte sağlık temalı uygulamaların popülaritesi artarak karşımıza çıkmaktadır. Uygulamaların çoğalması pek çok sağlık sektörü sürecine katkıda bulunsa da mahremiyet ihlali sorunsalı birçok kesim tarafından önemli görülen bir konuyu tartışmaya açmaktadır.
İngilizce literatürde m-health applications olarak geçen mobil sağlık uygulamalarında mahremiyet konusu çok az bir çalışma grubu tarafından ele alınmış görülmektedir. Dolayısıyla bu alanda bilginin az oluşu bu araştırma çalışmasının yapılmasını gerekli kılmaktadır. Çalışma kapsamında mobil sağlık uygulamaları ve mahremiyet konusu hem kavramsal olarak hem de boyutları ile ele alınarak; kuşaklar arası mahremiyet algısı, kişisel verilerin korunması ve gizliliği konusu, sağlık uygulamalarına yönelik mahremiyet algıları, uygulama, sosyal ağlara ve internet kullanımına yönelik dünya geneli ve Türkiye bazında istatistiksel verilere değinilmeye çalışılmıştır. Çalışma sonunda sağlık temalı uygulamalara yönelik olarak yapılan araştırma bulgularına yer verilmiş ve konu detaylıca tartışılmıştır.

Havacılıkta Halkla İlişkiler Çalışmaları, 2022

Bilgi iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle beraber iletişim süreçlerinde ortaya çıkan değişim v... more Bilgi iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle beraber iletişim süreçlerinde ortaya çıkan değişim ve dönüşümler ekonomiden toplumsal yaşamın tüm katmanlarına kadar hemen her alanı etkilemiştir. Bilhassa internetin ve enformasyon alışverişinde gelişerek yaygınlaşan dijitalleşmenin yarattığı etki, üretim ve pazarlama ile iletişim ve halkla ilişkiler alanlarında oldukça köklü dönüşümlere yol açmış; yeni anlayışların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Öyle ki dijital iletişim olanaklarının artmasıyla beraber pasif konumda görülen alıcının iletişim sürecinde aktif bir yer edinmeye başlaması, kurumların hedef kitleleriyle iletişimlerinde dijital halkla ilişkiler anlayışını olmazsa olmaz konuma taşımıştır. Kurumların simetrik halkla ilişkiler anlayışı temelli, karşılıklı iyi niyeti esas alan, stratejik iletişim faaliyetlerinde dijital platformların araç olarak kullanılması günümüzde oldukça yaygın bir durumdur. Web 2.0 veya daha üst teknolojiyi esas alan dijital medya platformları kaynağın alıcı, alıcının ise kaynak olabildiği, karşılıklı etkileşime olanak tanıyan iletişim ortamlarına gönderme yapmaktadır. Hedef kitle artık sadece pasif bir alıcı değil, tüm iletişim sürecinin aktörü olabilen aktif bir özneyi ifade etmektedir. Bu bakımdan markalar, artık halkla ilişkiler faaliyetlerini pazardaki rekabet koşulları ve postfordizmin tüketim alanındaki çeşitli sonuçları uyarınca müşteri odaklı olarak organize ederken sosyal medya platformları ve bu ortamlardaki uygulamaları ise yoğun olarak kullanmaktadır. Öte yandan işletmelerin hedef kitleleriyle ilişkilerinde önemli bir iletişim fonksiyonu görevi gören halkla ilişkilerin dijitalleşen yapısı, müşteri memnuniyeti ve sadakati ile sonuçlanan müşteri ilişkileri yönetimini de önemli düzeyde içermektedir. Zira müşterilerle temel olarak sürdürülebilir sadakatin oluşturulmasını hedefleyen müşteri ilişkileri, karşılıklı iyi niyetin oluşmasına yönelik stratejik iletişim faaliyetlerini içeren halkla ilişkilerle iç içe olan bir kavramdır. Nitekim her iki iletişim ve yönetim faaliyetinin başarıyla uygulanması, hedef kitlelerde memnuniyetin oluşmasına ve sürdürülmesine ek olarak kurumun olumlu imajının, marka değerinin ve itibarının korunarak güçlendirilmesine yarayacaktır. Bu yaklaşımın esas alındığı çalışmada, ulaşım ve dijital iletişim imkânlarının gelişmesiyle beraber önemli bir sektör niteliği kazanan havayolu taşımacılığındaki dijital halkla ilişkilerin yeri, müşteri ilişkileri yönetiminin fonksiyonu ve önemli oranda birbiriyle ilişkili olan her iki alanın sektördeki markalar için önemi ortaya konulmuştur. Konuya ilişkin literatürün tarandığı çalışmada, havayolu şirketlerinin müşteri memnuniyeti ve sadakati oluşturmada dijital halkla ilişkiler ile müşteri ilişkiler yönetimine ilişkin durumu teorik olarak değerlendirilmiştir.

Dijital Çağda Z Kuşağı Gerçekleri, 2021

Dijitalleşme ve getirileri; bireysel ve kurumsal hayatları her geçen gün biraz daha geleneksel dö... more Dijitalleşme ve getirileri; bireysel ve kurumsal hayatları her geçen gün biraz daha geleneksel dönemlerden koparmaktadır. Eskinin emek isteyen işleri artık bilgisayarlar, yapay zekâ ve internet sayesinde ve bunların yönettiği cihazlar, robotlar ve sistemler yardımıyla yapılabilir hale gelmiştir. Bu sistemlerin giderek ‘akıllı’ hale gelmesi, insan emeğine olan ihtiyacı her gün biraz daha azaltmaktadır. Bireyler de bu yoğun emek isteyen işlerden daha çok uzaklaşabildiklerinden üretken olabilecekleri farklı alanlara yönelebilmektedirler. Dijitalleşme ile birlikte bu alanlar arasına, elektronik veya dijital oyunları oynamak da dahil olmuştur. Geldiğimiz noktada oyun oynamak yalnızca bir eğlence aracı olmaktan çıkmış, bir gelir elde etme aracına dönüşmüştür. Bilgisayarlar, tabletler, telefonlar, oyun konsolları ve diğer cihazlarla oynanan oyunlar ve bu oyunlar üzerinde para kazanma alışkanlığı -özellikle- genç kitleler arasında oldukça yaygın bir durumdadır. Pandeminin de etkisiyle giderek daha çok gencin oyun oynayarak para kazanma alışkanlığı edinmesi kaçınılmaz hale gelmektedir. Böylelikle bu kitlelerin alışkanlıklarının yakından tanınması, anlaşılması ve konunun detaylı irdelenmesi gelecek çalışma ve yöntemlerin belirlenebilmesi adına önemli hale gelmektedir. Tüketim toplumu ve yarattığı yeni tüketim alışkanlıkları bir yandan bireyleri en yeni olanı bulma ve tüketme arayışına sürüklerken diğer yandan kendi gerçekliğinden uzaklaştırarak yapay bir dünyanın içinde sanal bir birey haline dönüştürmektedir. Bu sanal gerçekliğin içinde spor yapma aktivitesi de elektronik spora (e-spor) dönüşmekte ve hiç yerinden hareket etmeyen bireylerin spor yapabildiği yeni bir oluşumu meydana getirmektedir. Adeta simule edilmiş olanın içinde “–mış gibi” yapan bu bireyler de e-sporcu olarak anılmakta ve bildiğimiz tüm doğruları yeniden sorgulatmaktadırlar. Z kuşağı olarak anılan bu yeni genç kitle, dijitalleşmenin en derin etkilerini üzerinde taşıyan ve bu yeni vaziyetin yaratıcısı konumunda duran bireylerden oluşmaktadır. Sergiledikleri bu duruş daha önce konuyu tartışmış pek çok düşünür ve teorisyeni doğrularcasına yeni bir düzen içerisinde varlık göstermektedir. Z kuşağı, Baudriallard’ın aktardığı simülasyonun yeni simularkları konumuna geçmektedir. E-spor konseptinde oyuncular bir oyun etrafında rekabete dayalı olarak karşılaşmakta ve güç mücadelesi vermektedirler. Oyunların çoğunlukla yüksek donanımlı bilgisayarlar aracılığı ile internet üzerinden oynanması e-sporun canlı olarak yayınlanabilmesini mümkün kılmaktadır. Ayrıca, oynanan oyunların rekabete dayalı ve karşılıklı olması e-spor müsabakalarını organize edilebilir hale getirmektedir. E-spor müsabakaları, diğer e-sporcular ve takipçiler tarafından sosyal ağlar üzerinden de izlenebilmektedir. E-sporcular, imkân dahilinde, bu alandaki becerilerini çeşitli sosyal ağ platformları üzerinden yayınlayarak sergilemektedirler. Facebook, Instagram, Twitch ve YouTube gibi canlı yayın olanağı tanıyan sosyal ağ siteleri sayesinde e-sporcular hem canlı yayın yapabilmekte hem de bu yapılan işten gelir elde edebilmektedirler. Dolayısıyla e-spor, bir yanıyla bireylerin eğlence ve spor yapma aracı olarak algılanmakta, diğer yanıyla da bir gelir elde etme aracı olarak değerlendirilebilmektedir. Dijital oyunlar, yetenekli bireylere sosyal ağlar üzerinde yayın yaparak geniş kitlelere ulaşma imkânı sunmaktadır. Dolayısıyla bu bireyler sosyal ağlar üzerinden reklam alarak ve/veya reklam vererek hem daha büyük bir kitleye erişebilmekte hem de bu sayede gelir elde edebilmektedirler. Bunu yaparken de birbirinden farklı reklam modellerini çeşitli amaçlarla kullanılabilmektedir. Tam da bu noktada hangi reklam modeli ile doğru hedef kitleye ulaşılabileceği ve yeni reklam modellerinin neler olduğu sorusu ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma ile dijitalleşmeyle ortaya çıkan e-spor faaliyetleri ile Z kuşağı ilişkisi, sosyal ağlar ve reklamcılığın yeni yönü ve gelişen yeni reklam modelleri irdelenecektir.

Yönetişimde Yeni Yaklaşımlar, 2018

Dördüncü sanayi devrimi olarak tanımlanan Endüstri 4.0, Almanya’da 2011 yılında Hannover’da düzen... more Dördüncü sanayi devrimi olarak tanımlanan Endüstri 4.0, Almanya’da 2011 yılında Hannover’da düzenlenen fuarda adını ilk olarak duyurduğundan beri sıkça bahsedilen bir tartışma konusu olmuştur. Akıllı şehirler, akıllı fabrikalar, akıllı robotlar ve toplum 5.0 gibi geleceğin yapay zekâ ile entegre olduğu bir dönüşüm sürecini ifade eden Endüstri 4.0, dijitalleşme sürecinden tüm olanaklarından optimum düzeyde faydalanmayı planlamaktadır.
Yalnızca fabrikaların dönüşümü ile kalmayıp toplumları ekonomik, sosyolojik ve siyasi açılardan da dönüştürecek olan Endüstri 4.0 süreci birçok sektörü ve mesleği hedef almaktadır. Üretim ve tüketim alışkanlıklarını yeniden düzenleyecek gelişmeleri içinde barındıran bu süreç elbette ki iletişim sektörünü de yakından ilgilendiren birtakım konuları gündeme getirmektedir.
Endüstri 4.0, “insan”a verilen “değeri” çok boyutlu olarak değiştirecek ve günümüzde var olan birçok meslek, gelecekte robotların bunları insanlardan devralmasıyla artık olmayacaktır. Fabrikaların akıllı hale gelmesi özellikle emek yoğun ağırlıklı bazı meslekleri ortadan kaldıracak ve insana olan ihtiyacı minimize ederek, maksimum verimlilik ve kar mottosu ile ön plana çıkacaktır. Mevcut yapay zekâ, yalnızca insanların alabileceği birtakım kararları gerektiren işleri veya yaratıcılık gerektiren işleri henüz yapmakta yeterli görünmediğinden insana olan ihtiyacı mavi yakalı formdan beyaz yakalı şeklinde daha zihin yoğun işlere dönüştürecektir. Dolayısıyla bu çalışma ile ortaya konmak istenen gelecekteki bu değişimle birlikte kurumsal iletişim mesleğinin ve yönetişiminin nasıl ve ne şekilde etkileneceğinin tartışılması amaçlanmaktadır.

Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 2023

Türkiye Medya Akademisi Dergisi, 2022

İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 2021

Türk Biyokimya Dergisi, 2019

AJIT-e: Bilişim Teknolojileri Online Dergisi, 2020

Muhakeme Dergisi, 2019

Uluslararası Türkbilim Dergisi, 2018

EUSER, 2018

Uluslararası Türkbilim Dergisi, 2018

Dijital Dönüşüm Çağinda Yeni Nesil Reklamcilik ve Marka İletişimi, 2024

Privacy in The Digital Age: Digital Communication And Personal Data, 2022

BİYOSENSÖRLER ve in vitro Diyagnostik, 2021

Havacılıkta Halkla İlişkiler Çalışmaları, 2022

Dijital Çağda Z Kuşağı Gerçekleri, 2021

Yönetişimde Yeni Yaklaşımlar, 2018

Endokrin, Metabolik Hastalıklar ve in vitro Diyagnostik: Tanıdan Tedaviye Biyobelirteçler, 2018

Handbook of Research on Representing Health and Medicine in Modern Media, 2021

In the digitalized world, the use of social media is increasing and spreading to many areas. More... more In the digitalized world, the use of social media is increasing and spreading to many areas. Moreover, the process of digitalization of everything transforms the media tools and fits mass communication into digital coding together with interpersonal communication. Health communication ensues between doctors, patients, and other healthcare professionals, and its strength is important. Health institutions, doctors, and patients can now communicate through new media and discuss health-related issues through these channels. Many phone applications have transformed health into e-health by digitizing the patient-doctor relationship. On the other hand, the coronavirus (COVID-19) pandemic, which spread from China to the whole world and affected almost every country in a short time, forced the world to a more isolated lifestyle. This study investigates the role of new media opportunities in health communication during the pandemic. In this context, how these processes reached its point by COVID-19 with the results of the literature research are examined.

Proceedings of the 2nd Ibn Khaldun International Conference on Applied and Social Sciences (IICASS 2024), 2024

This study explores the integration of K-pop fan culture into Anies Baswedan’s 2024 Indonesian pr... more This study explores the integration of K-pop fan culture into Anies Baswedan’s 2024 Indonesian presidential campaign, termed “Kpopification,” and its influence on political engagement. The research employs quantitative methodology, Structural Equation Modeling (SEM) using SmartPLS software. The research highlights significant demographic insights, revealing a predominance of younger female users with active social media engagement, particularly on the platform X (formerly Twitter). Despite the innovative use of K-pop culture, which includes fan-driven campaigns and interactive elements, the study finds limited direct impact on offline political activism. Statistical analyses show that Political Self-Efficacy (PSE) and Political Use of Twitter (PUT) significantly enhance both online and offline political activities, with Online Political Activities (OnP) serving as a crucial mediator. However, the K-popification strategy itself does not significantly mediate political activism. The findings underscore the importance of targeted social media strategies and meaningful engagement in translating online presence into offline political outcomes, while also suggesting that cultural resonance alone is insufficient for driving substantial political engagement. Future research should explore how these dynamics apply across different cultural contexts to better understand the evolving role of social media in political communication.

İnsanlık, tarih boyunca sosyal ve ekonomik hayat üzerinde etkisi olan birçok dönüşüm yaşamıştır. ... more İnsanlık, tarih boyunca sosyal ve ekonomik hayat üzerinde etkisi olan birçok dönüşüm yaşamıştır. Avcı toplumundan tarım toplumuna geçişte bir arada yaşamaya ve üretmeye başlayan insan; 18. yüzyılın sonlarında, su ve buhar gücünü kullanarak sanayi toplumuna geçiş ile birinci endüstri dönemini, 19. yüzyılın sonlarında, elektriği üretimde kullanarak seri üretim ile ikinci endüstri dönemini ve 20. yüzyılın ortalarında, elektroniği ve bilgisayarlar üretime entegre ederek üçüncü endüstri dönemini deneyimlemiştir. Bugün gelinen nokta yeni bir kavşaktır. İnternet üzerinden sürekli bağlı olma durumu, akıllı teknolojiler ve otomasyon ile endüstrilerin, toplumsal yapı ve süreçlerin hızlı dönüşümünü ifade eden dördüncü endüstri dönemi; fourth industrial revolution (dördüncü endüstri devrimi) ya da industry 4.0 (endüstri 4.0) olarak, 2015 yılında Klaus Schwab’ın bir çalışması ile gündeme gelmiş ve 2016 Dünya Ekonomik Forumu’nda tema olmuştur. Robotik, yapay zekâ, genom düzenleme, makine-makine iletişimi, her şeyin interneti gibi alanlardaki ilerlemeler; biyolojik, fiziksel ve dijital dünyanın sınırlarını bulanıklaştırmıştır. 1990’ların ve erken 2000’lerin dijital dünyası, 2020’ler geldiğinde yeni bir hal almıştır; “sürekli bağlı olma ve her şeyi bilme” durumu ile teknolojinin kullanımının toplumda sıradanlaştığı, insanın çevresini algılama ve deneyimleme hallerinin değiştiği bir Metaverse ortamı... Makinalar, insanlar, sensörler, aletlerin internet üzerinden bağlantılı olma durumu, bilgiye her an ulaşabilmenin, teknolojik desteğin ve siber fiziksel sistem- otonom yapılarının karar verme süreçlerine etkisi, endüstri 4.0’ın ana hatlarını oluşturmaktadır. Endüstri 4.0 rüzgârı eserken yaşanılan COVID-19 pandemisinin toplumsal yapı ve iş yapış biçimleri üzerine etkisi, mevcut yöntemleri tartışmaya açmıştır. Endüstri 4.0, “connectivity (bağlı olma durumu)” teması etrafında şekillenirken siber fiziksel sistemler aracılığıyla makine-insan ilişkisinin geldiği nokta, lojistik, fabrika, tedarik zinciri ve son kullanıcı entegrasyonuna tüm paydaşların da eklendiği, dijital platformların konuşulmaya başlandığı Endüstri 5.0 tartışmalarını gündeme getirmiştir. Önümüzdeki 10 yılın konusu, dünyayı bağlayan siber fiziksel sistemler, dijital ikizler, yeni teknolojiler, varlık performans yönetimi, ürün-yaşam döngüsü yönetimi, tam otomasyon, bağlantılılık, makine- insan iş birliği, dijital dönüşüm, siber güvenlik, makine öğrenmesi, yapay zekâ, iii Önsöz büyük veri, blok zinciri, bulut bilişim, robot ve cobot (kollaboratif robotlar), 5G teknolojisi, gen editing (genom düzenleme) ve genomik, kuantum bilgisayarları ve her şeyin interneti olacaktır. Bu teknolojiler; dünyamızı, ekonomilerimizi ve yaşam biçimlerimizi dönüştürmektedir. Hızlı, dinamik, yetkin, adapte işgücüne, ekonomik ve toplumsal yapılara ihtiyaç vardır. Geleceğe uyumlu olabilmesi ve gücünü muhafaza edip artırabilmesi için toplumsal ve endüstriyel yapıların böylesi bir dijital entegrasyon sürecine adaptasyonu şarttır. COVID-19 öncesi de bu konuları konuşmakta idik. Ancak pandemide iş yapış biçimlerinin aldığı yeni hal bu konuşmaların hızlı bir şekilde endüstrilere ve topluma adapte edilmesi gerekliliğini doğurmuştur. Türkiye, kamu ve özelde tüm sektörlerde dönemin ayırt edici vasfı olarak dijital dönüşümü sağlamayı hedeflemektedir. Yeni teknolojilere dayalı dijital sanayi alt yapısına geçerken, işgücünün dijital yetkinliklerini artıran politikalar planlanmaktadır. T.C Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Dijital Türkiye Yol Haritası bu konuda önemli bir referans strateji belgesidir. Hal böyleyken Türkiye’de imalat ekonomisinin yaklaşık %98 ini, istihdamın yaklaşık %75 ini oluşturan KOBİ’lerde durum nasıldır? Sevgili Dr. Mehmet KARANFİLOĞLU’nun böylesi önemli bir konuda bize ışık tutacak bir perspektifi içeren çalışmasını kitap olarak yayımlayıp kitlelerle buluşturmasını anlamlı ve kıymetli buluyorum. Kitap genel olarak Dr. KARANFİLOĞLU’nun doktora tezinde tartışılan; endüstri 4.0 konsepti, KOBİ ölçekli aile işletmelerinin konsept dahilinde irdelenmesi ve KOBİ’lerde kurumsal iletişim görevini gerçekleştiren profesyonellerin endüstri 4.0’a yönelik algılarını ortaya koyan araştırma çalışmasını içeriyor. İleri araştırma konuları olarak da yeni pencelerler aralıyor. Keyifle okuyacağınıza inandığım bu kitabın alanyazına katkı sağlayacağını düşünüyorum.

AJIT‐e: Online Academic Journal of Information Technology, Oct 17, 2020

Dünyada bilginin üretimi ve tüketimi konusunda tartışmalar artarak ileri bir noktaya doğru gitmek... more Dünyada bilginin üretimi ve tüketimi konusunda tartışmalar artarak ileri bir noktaya doğru gitmektedir. Bilginin üretiminde kullanılan enformasyon teknolojileri de gün be gün daha çok gelişmekte ve çeşitlenmektedir. Enformasyon teknolojileri günümüz yaşam koşullarının oluşmasında önemli bir role sahiptir. Bu teknolojilerin giderek yaygınlaşması pek çok işin ve yaşamsal sürecin iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Bu sayede birçok iş sürecinin hız, zaman ve mekansal bağlamda daha iyiye doğru gittiği görülmektedir. Öte yandan yeni tip koronavirüs (COVID-19) Çin'den tüm dünyaya yayılarak küresel çapta bir pandemiye dönüşmüştür. Aralık ayından günümüze halen devam etmekte olan pandemi süreci pek çok olumsuz durumu da beraberinde getirmiştir. İlk vakanın ortaya çıktığı Çin'de ise vaka artış hızı durma noktasına gelmiş, normalleşme sürecine girilmiş ve bu süreç devam etmektedir. Çin'de bu durumun yaşanmasında kuşkusuz ki enformasyon teknolojilerinin katkısı yadsınamaz bir gerçektir. Telefon uygulamaları, 5G teknolojisi, bulut bilişim, algoritmalar, yapay zeka, büyük veri, nesnelerin interneti gibi teknolojiler pandemi sürecinde sıkça kullanılan enformasyon teknolojileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma ile Çin örneğinde bu durumun incelemesi yapılarak enformasyon teknolojilerinin pandemi sürecindeki önemi yapılan literatür ve çeşitli kaynak taraması ile ortaya konmaya çalışılmaktadır.

Handbook of Research on Representing Health and Medicine in Modern Media, 2021

IGI Global eBooks, 2021

Gümüşhane üniversitesi iletişim fakültesi e-dergisi, Mar 23, 2023

İletişim kuram ve araştırma dergisi, Jun 30, 2021

Health communication, which is as essential as health, needs to be reexamined in developing and c... more Health communication, which is as essential as health, needs to be reexamined in developing and changing circumstances. In the pandemic, the health sector was intensely affected, as in all areas. In this process, the need for communication technologies has increased. Some that are already being digitalized have gained momentum and have been subjected to digital transformation. Following this, we are in a period where health care professionals and patients are using these technologies intensively. With the pandemic, old habits have changed, and new ones that are important for digital skills have been replaced. Many digital things have been included in our lives, such as video conferences, events starting with "distance" Therefore, to understand the new communication opportunities in health, these developments in digitalization and health have required detailed analysis. With this study, in-depth information was tried to be obtained by conducting qualitative research about health care professionals and their use of communication technologies. As a result of the analysis, four themes related to technology usage reasons and the perception of health care employees were obtained. Accordingly, the use of communication technologies in health communication has increased. Health care professionals and their patients use phones and tablets to accomplish their communicative activities and benefit from various aspects. Öz Sağlık kadar önemli bir konu olan sağlık iletişimi, gelişen ve değişen koşullar karşısında tekrardan incelemek gerekmektedir. Pandemi süreci ile birlikte tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık sektörü de derinden etkilenmiş, hatta pandemi ile mücadelede sağlık çalışanları en ön safta yer almışlardır. Bu süreçte iletişim teknolojilerine duyulan ihtiyaç artmış, zaten dijitalleşmekte olan pek çok süreç ivme kazanarak dijital dönüşüme maruz kalmıştır. Bunun da etkisiyle sağlık çalışanları ve hastaların yoğun olarak bu teknolojileri kullanmakta olduğu bir dönemde bulunmaktayız. Pandemi ile birlikte eski alışkanlıklar değişerek yerine dijital becerilerin önemli olduğu yeni alışkanlıklar gelmiştir. Video konferanslar, "uzaktan" ile başlayan yeni etkinlikler gibi pek çok dijital şey hayatlarımıza dahil olmuştur. Dolayısıyla dijitalleşme ve sağlık alanında yaşanan bu gelişmeler konuya yönelik olarak sağlık çalışanların yeni iletişim olanakları ile ilgili detaylıca analiz edilmesini gerektirmiştir. Bu çalışma ile sağlık çalışanları ve iletişim teknolojileri kullanımları ile ilgili nitel bir çalışma yürütülerek derinlikli bilgiler elde edilmeye çalışılmıştır. Yapılan araştırma ve analiz sonucunda ortaya sağlık çalışanlarının teknoloji kullanım nedenleri ve teknoloji algısı ile ilgili dört adet temaya ulaşılmıştır. Temalar doğrultusunda pandemi süreci ile birlikte sağlık iletişiminde, iletişim teknolojilerinin kullanımının arttığını, hem sağlık çalışanlarının hem de hastalarının telefon, tablet gibi cihazları kullarak iletişimsel faaliyetlerini yürüttükleri ve çeşitli yönlerden fayda sağladıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi

İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi

The advertising industry and generations are in continual interaction. From past to present, adve... more The advertising industry and generations are in continual interaction. From past to present, advertisements have been organized for ages. The perceptions and ads have changed in the axis of technological developments. By the time advertising throughout the traditional media, the messages flow accordingly one-way communication model. However, today's new media opportunities, such as social media, originate a model based on bidirectional communication and more interaction. The combination of the changing perception of people in daily life practice, consumption habits, and lifestyles with technology led to the formation of a reasonably new and diverse audience, defined as generation Z. Generation Z is a generation that grew up in a period when technological developments were more diversified than the previous two generations (X, Y) and consequently had a more technological aptitude. However, the X generation, who lived in the analog era, and the Y generation, who experienced both a...

European Journal of Interdisciplinary Studies, 2018

The future of jobs has been a popular issue in the industry 4.0 process and digitization. Many of... more The future of jobs has been a popular issue in the industry 4.0 process and digitization. Many of today's profession groups are at risk with automation in the digitalization process and most will be replaced to computerbased software and robots. By this concept, with Industry 4.0, we come up with whether the jobs are susceptible or non-susceptible to automation. According to researchers, jobs, where more routine and labor-intensive work is done, are categorized as group of jobs prone to automation, on the other hand jobs requiring human skills in which intellectual skills are used intensively, especially those that cannot be done through machines yet are categorized as group of jobs non-susceptible to automation. A recent Forrester Report predicts that by 2021, 6% of jobs in the US will be automated. In another study, it is predicted that 47% of the professions in the US will be unmanned during the automation process. By this study, a review of the literature on the susceptibility of the various professions to automation will be made and self-assessment of the automotive sector managers in İzmir and the surrounding areas regarding their future professions will be studied through a descriptive study.

Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), Mar 3, 2022

CERN European Organization for Nuclear Research - Zenodo, Sep 30, 2022

Günümüzde kurumlar değişen ekonomik ve rekabet koşulların etkilediği ortamlarda varlıklarını sürd... more Günümüzde kurumlar değişen ekonomik ve rekabet koşulların etkilediği ortamlarda varlıklarını sürdürebilmek için iç ve dış paydaşlarıyla ve içinde bulundukları toplum ile güvene dayalı ve karşılıklı iyi ilişkiler geliştirmek durumundadırlar. Kurumsal halkla ilişkiler faaliyetleri de stratejik olarak yönetildiğinde kurumsal itibarı güçlendirerek bu güvenin, desteğin ve sempatinin kazanılmasında yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla kurumların stratejik kurumsal halkla ilişkiler faaliyetlerini etkili bir şekilde yönetmesi gerekmektedir. Kurumsal finansal performans pek çok farklı finansal değerlerden elde edilen finansal veriler ile ölçümlenmektedir. Bu değerler kurumun varlığını devam ettirebilmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Stratejik olarak yönetilen kurumsal halkla ilişkiler faaliyetleri kurumun finansal performansına dolaylı yoldan olumlu etki edeceği düşünülmektedir. Dolayısıyla bu konuda çalışma yapmanın alan literatürüne katkı sağlaması amaçlanmaktadır. Bu tez çalışmasında; ...

İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 2021

AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology, 2020

Kitle iletisim araclari insanlarin temel haber, bilgi ve eglence kanallaridir. Dijitallesmenin ba... more Kitle iletisim araclari insanlarin temel haber, bilgi ve eglence kanallaridir. Dijitallesmenin baslattigi degisimlerle bu araclar degismis, donusmus ve bunyesine yenilerini katmistir. Sosyal medya olarak kabul edilen yeni kitle iletisim araclari insanlarin sosyallesmelerinde, iliski kurmalarinda, haber, bilgi ve eglenceye ulasmalarinda temel rolu ustlenmistir. Yayinci ile seyirci arasinda cift tarafli iletisim saglayan sosyal medya, iceriklerin aninda degismesini veya duzenlenmesini saglayabilmektedir. Sosyal medyada en cok paylasilan iceriklerin basinda ise gorsel icerikler gelmektedir. Ozellikle de fotograflar, kullanicinin kendini sunma, ifade etme ve sosyal kimligini insa etme noktasinda sikca kullanilmaktadir. Yemek fotograflari bu baglamiyla kimlige dair olusturulmak istenen imaja en cok katki saglayan ogelerden birini olusturmaktadir. Instagram fotograf paylasim ozelligiyle bu alanda kullanicilara onemli bir katki saglamaktadir. Calisma kapsaminda Instagram’da #yemek etiketiy...

EKEV Akademi Dergisi, 2022

Simülasyon teorisine göre, insanlar hiper-gerçekliğin içinde yaşamakta ve çalışmaktadır. Dijitall... more Simülasyon teorisine göre, insanlar hiper-gerçekliğin içinde yaşamakta ve çalışmaktadır. Dijitalleşme, dünyayı sanal bir dünyaya dönüşürken gerçeği simulakraya dönüştürmektedir. Bireyler bu yeni imkânların bulunduğu dijital dünyada dijital ikizleri vasıtası ile temsil edilmektedir. Dijital ikizler gerçek bireylerin sanal temsilcileri olarak bireyleri dijital dünyaya taşımaktadır. Dijital dünyada yaşam gerçeğinden adeta farksızdır. Bireyler tüm yaşamlarını bu sanal ortamlarda sürdürebilmektedir. Bu yeni ortamda oyun oynamak da mümkündür. Oyun oynamak bireylerin küçük yaşlardan itibaren hayatı öğrenmede ve yetişkinlik dönemlerinde öğrenme ve eğlenme gibi pek çok ihtiyacı karşılamada önemli bir faktördür. Dijitalleşmenin hız kazanması ile birlikte bu faktör bazı bireylerin hayatını değiştirecek bir aktöre dönüşmüştür. Dijital oyun, yetenekli bireylere sosyal ağlar üzerinde yayın yaparak gelir elde etme fırsatı sunmaktadır. Özellikle e-spor denilen bugüne dek bildiğimiz spor dallarından farklı olarak bireylerin fiziksel olarak değil de dijital ortamlarda karşı karşıya gelebildiği, müsabakaların organize edilebildiği bir ortam oluşmuştur. Bu ortamda bireyler satrançta olduğu gibi zihinsel olarak tüm spor aktivitelerini organize ederek bilgisayar ortamında rakipleri ile karşı karşıya gelmekte ve taraftar toplayabilmektedir. İzleyici kitlesi genişleyen e-sporcular daha çok kitleye erişebilmenin getirdiği birtakım avantajlara sahip olabilmektedir. Twitch ve You- Tube gibi dijital platformlarda, oyuncular kitlelerine e-spor becerilerini sergileyebilmektedir. Dahası, dijital oyunlarda reklam verilerek Z kuşağına ulaşılabilmekte kazan-kazan faydası sağlanabilmektedir. Sosyal ağ üzerinden yayın yapan dijital oyuncular, çevrimiçi oyun etkinliklerinden para kazanabilmektedir. Bu araştırma, dijital oyun ve reklamcılığa odaklanmakta ve bu doğrultuda sekiz katılımcı ile nitel bir yöntemle yürütülen araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Katılımcılar, dijital oyun becerilerini Twitch platformunda sergileyen ve buradan para kazanan kişiler arasından seçilmiştir. Bulgular kısaca, dijital oyun oynayan bireylerin başarı/kazanım odaklı olduklarını, rekabet etme hissine sahip olduklarını ve fırsatları değerlendirdiklerini göstermektedir. Sonuçlara göre, dijital oyuncuların ve oyun endüstrisinin Türk oyun sektöründe yeni olduğu ve fırsatlar kadar bazı dezavantajlara sahip olduğunu görülmektedir.

4th International Media Studies Symposium (IMS 2022), 2022

The Ukraine-Russia crisis, which started on February 24 and eradicated the world's agenda, rapidl... more The Ukraine-Russia crisis, which started on February 24 and eradicated the world's agenda, rapidly evolved into a case worldwide of social media effects. This crisis where is defined in various sources as "2022 Russia's Occupation of Ukraine", "Military operation launched by Ukraine to purge the military and Nazism," "the Ukrainian-Russian War," "Tension," and social media posts correspondingly support it. It has increased in parallel with the spread of the facts or misinformation. Users may share much inaccurate, verifiable truths about the Ukrainian-Russian crisis on social media platforms. Nevertheless, there are also fact-checking organizations: teyit.org, dogrulukpayi.com, malumatfurus.org in Turkey, and international websites such as BBC Reality Check, Full Fact, FactCheckNI, The FactCheck blog, The FactCheck blog, FactCheck.org, Snopes, PolitiFact. These websites aim to query, research, and verify the remarkable information transferred/disseminated on digital platforms. This process is a part of new media literacy, consisting of access to information, critical thinking, information analysis skills, and information production skills. In this way, it is possible to prevent misinformation, reduce its spread, and combat disinformation. Because the interpretation of information without new media literacy can be as harmful as being exposed to misinformation, in this context, this study provides details on misinformation and new media literacy. Moreover, it shares the results by analyzing the processes and findings of fact-checking organizations to verify news and sharing content formed at the beginning of the Ukraine-Russia crisis. Two fact-checking organizations' (on teyit.org and dogrulukpayi.com) verified posts between February 24 and March 24, 2022, were comparatively examined, and the findings were analyzed and shared.

4th International Media Studies Symposium IMS 2022, 2022

Discussions on the concepts of digitalization and post-truth are intensifying. The focus of these... more Discussions on the concepts of digitalization and post-truth are intensifying. The focus of these discussions, which accelerated with the pandemic process, is primarily on technologies and the effects. Therefore, by focusing on these concepts, individuals live in a universe where it refers to the technological possibilities emerging every day and the consequences of these opportunities. While this cosmos evolves from the universe known today to the Metaverse, in other respects, individuals are likewise in a centralization where a single instrument controls everything with technological convergence. Although this centralization forces all to a more accessible and more effective communication process by gathering many prospects on a single gadget, this situation has even adverse aspects. In particular, these centralized devices make information dissemination never so faster and more uncontrolled. Both velocity and lack of control combine, and we transform into individuals and societies living under the post-truth. The circumstances may adversely affect growing and developing individuals the most. Cyberbullying emerges herein and jeopardizes individuals' development and psychological health. It is possible for individuals exposed to cyberbullying to develop many psychological disorders. From a media perspective, the information does not permanently usher in the circulation of correct information. As the circulation momentum and opportunity grow, the dissemination of incorrect information therewithal augments. The spread of this untrue information may likewise trigger or pave the way for cyberbullying. Hence, the necessity of fact-checking to confirm and verify the information arises. Fact-checking methods directly correlated to digital literacy and media literacy issues. It is vital to comprehend how to verify which information and protect against false, fraudulent, and fake news. In this study, media literacy and cyberbullying issues are discussed on the axis of digitalization and digital transformation, and fact-checking methods and tools obtained from various sources are argued and assessed.