Özlem Şendeniz - Academia.edu (original) (raw)

Papers by Özlem Şendeniz

Research paper thumbnail of Sanal mekânda araçsallaştırılmış kimlik ve bellek: Lazca örneği

Ankara: Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı : Siyaset Bilimi Bilim Dalı, 2019

Research paper thumbnail of Çaya Toprak Mülkiyet ve Cinsiyet İlişkileri Ekseninde Bakmak Saha Araştırması Raporu

Çaya Toprak Mülkiyet ve Cinsiyet İlişkileri Ekseninde Bakmak Saha Araştırması , 2022

Bu rapor kısa adı AĞ-DA olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dayanışma Ağı'nın Avrupa Birliği'nin fin... more Bu rapor kısa adı AĞ-DA olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Dayanışma Ağı'nın Avrupa Birliği'nin finansal desteği ile
üçüncü taraflarla yürüttüğü Eren Deniz Tol Araştırma ve
Savunuculuk Desteği kapsamında yürütülen saha
araştırmasının çıktılarından biridir.
Proje kapsamında hazırlanan bu raporun araştırma
ayağı üç farklı adımda gerçekleştirilmiştir:
Nisan 2022’de ilgili kamu kurumlarından, meslek
odalarından ve sivil toplum kuruluşlarından veri
talebi ve sözlü bilgi alınabilmesi için yapılan
araştırma ziyaretleri ve kişisel arşivleri olan kişilerle
yüz yüze görüşmeler yapılması,
Ziyaretler ile eş zamanlı olarak ilgili kurumlardan
4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde
toplumsal cinsiyete duyarlı, ayrıştırılmış veri
talebinde bulunulması,
Ağustos-Eylül 2022’de Rize ili ve ilçelerinde
gerçekleştirilen saha araştırması yapılması.

Ekin Değirmenci
Fatma Genç
Melek Göregenli
Elif Karaçimen
Özlem Şendeniz

Research paper thumbnail of Language Policies in Early Republican Era: Reflections of the Sun Language Theory on Turkish Press

Güneş Dil Teorisi, Türkçenin dünya dillerinin kaynağı olduğunu savunan 1930lu yılla- rın ikinci y... more Güneş Dil Teorisi, Türkçenin dünya dillerinin kaynağı olduğunu savunan 1930lu yılla- rın ikinci yarısında ortaya atılmış bir dilbilim teorisidir. Uluslaşma sürecinin önemli bir ayağı dil problemi idi. Güneş dil teorisi 1930lu yılların ilk yarısında dilde sadeleşme hareketinin yol açtığı sorunların önüne geçmekte işlevsel rol oynadı. Çalışma, III. Türk Dil Kurultayında sunulan Güneş Dil Teorisinin 1936-38 yıllarında gazetelere yansıması üzerinden, teorinin resmi ideoloji tarafından kullanımına odaklanmaktadır. Araştırma iki soru üzerinden temellenmektedir; Niçin bugünün araştırmacıları Güneş Dil teorisini kara mizah örneği olarak görmektedir?, 1936-38de farklı olan nedir? Bunun için, dönemin kitle iletişimini yönlendiren gazeteler merkez alınarak bir çözümleme yapılmış- tır. Ayrıca makalenin araştırdığı sorular arasında Ne yazılmıştı? Nasıl yazılmıştı? Kimler okumuştu? Erken Cumhuriyet dönemi açısından önemi neydi? bulunmaktadır.The Sun language theory that emerged in the second half...

Research paper thumbnail of HES direnişlerinde kadınların deneyimleri: Fındıklı örneği

fe dergi feminist ele, 2013

Kadınların direniş hikâyeleri, onların özel ve kamusal alanda yer alan rolleri gibi çoğu kez, gör... more Kadınların direniş hikâyeleri, onların özel ve kamusal alanda yer alan rolleri gibi çoğu kez, görmezden gelinmekte, yok sayılmakta, unutulmaktadır. Bu çalışma, yerel eksenli çevreci bir toplumsal hareket olan, Fındıklı HES Muhalefeti içerisindeki kadınların direniş deneyimlerini açığa çıkarma amacıyla yapılmıştır. Çalışmada, HES'lerin yapılmasının görüşülen katılımcıların hayatlarına nasıl etkide bulunduğu, kadınların HES'ler ve kendi gelecekleri hakkında neler düşündükleri, HES'leri protesto ederek alanlara inmiş, gösterilere katılmış katılımcıların hayatlarında ve dünyayı algılama biçimlerinde bir değişmenin olup olmadığını saptamak, değişim varsa, bu değişimin katılımcı kadınların toplumsal cinsiyet ilişkilerinde nasıl bir dönüşüme yol açtığını ortaya koymak hedeflenmiştir. Araştırma, Rize'nin Fındıklı ilçesinde yaşayan 17 kadınla derinlemesine görüşmeler yapılarak gerçekleştirilmiştir.

Research paper thumbnail of Erken Cumhuriyet Dönemi Dil Politikaları: Güneş Türk Dil Teorisi'nin Türk Basınında Yansımaları

Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2014

Research paper thumbnail of Bakmak, Bi̇ri̇kti̇rmek, Paylaşmak: Fotoğraf, Bellek Ve Sosyal Medya İli̇şki̇si̇

Calisma fotograf, bellek ve sosyal medya iliskisini incelemeyi amaclamaktadir. Fotograf, unutma v... more Calisma fotograf, bellek ve sosyal medya iliskisini incelemeyi amaclamaktadir. Fotograf, unutma ve yeniden hatirlama deneyimlerinin bir aracidir. Bu dogrultuda fotografin varligi, kullanimi, dolasimi uzerinden belege bakmak, aralarindaki iliskiyi belirlemek acisindan zorunluluktur. Fotograf icadindan itibaren bakmak, biriktirmek, paylasmak –dolasima girmek- eylemleri ile butundur. Gelisen teknoloji ile fotografta analog donemden dijital doneme gecilmistir. Ozellikle gunumuzde gundelik hayatlarimizin bir parcasi haline gelen internet ve sosyal medya ile birlikte bakmak-biriktirmek- paylasmak –dolasima sokmak- eylemlerini donusturmustur. Calismada fotograf uzerinden incelenen bu degisim sadece iletisimi degil, kimliklerin en onemli belirleyeni olan bellegi de etkilemektedir. Sosyal medyanin bellek ve fotograf ustundeki etkisinin belirlenmesi ve gormeye alisan bir bellek ile sosyal medya uzerinden surekli dolasima sokulan, gorunur kilinan fotograflar arasindaki bagin iliskisini...

Research paper thumbnail of Yeni Medya Yeni Pratikler Yeni Olanaklar

Research paper thumbnail of Kapitalizm ve ağız kokusu: 1920’li yıllarda toplumsal cinsiyet rollerini listerine reklamları üzerinden izlemek

fe dergi feminist ele, 2018

Çalışma 1920’li yıllarda birbiri ile kesişen ve bugünü şekillendiren iki izleğe Listerine firması... more Çalışma 1920’li yıllarda birbiri ile kesişen ve bugünü şekillendiren iki izleğe Listerine firmasının yürüttüğü reklam kampanyaları üzerinden bakacaktır. Bu iki izlekten birincisi toplumun tüketim toplumuna dönüştürülmesinin ve ikincisi toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl yerleştirildiğinin inceleme amacını taşımaktadır. Bu bağlamda ameliyathanelerde kullanılan antiseptiğin kapitalist sistemin olanaklarının kullanılarak bir başka alanda –ağız gargarası– olarak tüketiciye sunulması aşamasında kullanılan yöntemler, sektörü ve sistemi öncelemiştir. Yürütülen reklam kampanyalarında da dönemin gidişatını yönlendirecek olan toplumsal cinsiyet rollerinin kemikleşmesi irdelenmeye çalışılmıştır. Tarihsel açıdan bir dönem ile sınırlı olan çalışmanın günümüz reklamlarına ve dolayısıyla popüler kültür dünyasına dair eleştirel bir bakış açısının geliştirilmesine yardımcı olacağı düşünülmektedir. Ardıllarını etkilemesi bakımından 1920’li yıllarda kadın ve erkek rollerinin kurgulanışını izlemek, bugünün kültür dünyasının üzerinde yükseldiği temelleri görmek bakımından önemlidir. Bu doğrultuda çalışmada, reklam dünyasının ve markaların toplumsal cinsiyet rollerinde kadının kendini güvensiz hissetmesinin önemli bir araç olarak billurlaştığı bir ana ve daha önce var olmayan ama reklam kampanyasının ardından tıbbi bir anlam ve değer kazanan bir soruna ve çözümüne dair kurulan tüketim ihtiyacının inşası incelenmiştir.

Research paper thumbnail of AFIS cay calıstayı

Research paper thumbnail of Geleneksel Tarımın Alacakaranlığı ve Vampir Kelebeklerin Şafağı

Kebikeç, 2018

Türkiye sınırları içerisinde ilk kez 2009-2010 yıllarında görülen bir tarım zararlısıdır Ricania ... more Türkiye sınırları içerisinde ilk kez 2009-2010 yıllarında görülen bir tarım zararlısıdır
Ricania Simulans. Çalışma Vampir Kelebek olarak anılan bu güvenin Doğu Karadeniz’deki
gündelik hayata, geleneksel tarıma etkileri ve doğayı nasıl dönüştürdüklerine odaklanmaktadır. Bu doğrultuda yörede yaşayan ve tarım ile uğraşan insanlarla görüşmeler yapılmıştır. Çalışma doğada bozulan bir dengenin nasıl farklı yorumları olabileceğini ve birbirinden farklı felaketler dizisi olarak algılanabileceğini göstermektedir.

Research paper thumbnail of Kesişim: Turizm, Toplumsal Muhalefet ve Siyasetin İmkanı Üzerine

Sosyal Demokrat Dergi, 2018

Bu yazıda Doğu Karadeniz’e, özelde ise Rize iline ilişkin, bazı çelişkilerin ana çerçevesini çizm... more Bu yazıda Doğu Karadeniz’e, özelde ise Rize iline ilişkin, bazı çelişkilerin ana çerçevesini çizmek istiyorum. Doğu Karadeniz dediğimiz vakit, coğrafi bir işaretlemenin ötesinde, anıldığında pek çok stereotipi algılayış sürecini kolaylamak için çağıran mega paket haline gelmiş bir bölgesel tasniften söz etmekteyiz. Bu kolaylaştırıcı tasnif sadece yeşil ile mavinin buluştuğu, sarp kayalıkları, yağmurlu havası ile bir yarı romantize edilmiş alanı işaretlemez. İşin içinde çevre merkezli toplumsal hareketleri ve katı muhafazakarlığı, yükselen milliyetçiliği; turizmi ve doğa/doğallık ilişkisini; taş ocaklarını, HES’leri, Yeşil Yol projesini, tarımda ki sorunları, Çaykur’u, işsizliği ve kayıt dışı/kaçak işçileri, Sarp Sınır Kapısı’nın dönüştürdüklerini ve benzeri unsurları da katmaktayız. Yani amiyane tabirler ile Temel, Fadime, Oflu Hoca, Natasha gibi karikatürize edilmiş karakterler üzerinden fıkralaştırılarak anlatıldığı bir coğrafi imlemeden çok daha fazlasından söz etmekteyiz aslında. Ancak mizahi yönün özgül ağırlığı ne kadar fazla olursa olsun işin aslında Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmelerden uzakta ve korunaklı bir adadan söz etmiyoruz. Stereotiplere sığınmak ancak sığ anlatılar için işlevsel olacaktır. Buradan hareket ile solcu, sağcı, muhafazakar ya da çevreci gibi etiketleri dışarıda bırakarak HES ve Yeşil Yol karşıtı mücadelelerin kesiştiği ve farklılaştığı nüansların turizm ile etkileşimini belirlemek, Doğu Karadeniz’in şu gününü anlamak için önemlidir. Zira bu hat üzerinden yerelde siyasetin imkanına dair bir şeyler söylemek mümkün olacaktır.

Research paper thumbnail of Kapitalizm ve Ağız Kokusu: 1920’li Yıllarda Toplumsal Cinsiyet Rollerini Listerine Reklamları Üzerinden İzlemek

Fe dergi, 2018

Çalışma 1920’li yıllarda birbiri ile kesişen ve bugünü şekillendiren iki izleğe Listerine firması... more Çalışma 1920’li yıllarda birbiri ile kesişen ve bugünü şekillendiren iki izleğe Listerine firmasının yürüttüğü reklam kampanyaları üzerinden bakacaktır. Bu iki izlekten birincisi toplumun tüketim toplumuna dönüştürülmesinin ve ikincisi toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl yerleştirildiğinin inceleme amacını taşımaktadır. Bu bağlamda ameliyathanelerde kullanılan antiseptiğin kapitalist sistemin
olanaklarının kullanılarak bir başka alanda –ağız gargarası– olarak tüketiciye sunulması aşamasında kullanılan yöntemler, sektörü ve sistemi öncelemiştir. Yürütülen reklam kampanyalarında da dönemin
gidişatını yönlendirecek olan toplumsal cinsiyet rollerinin kemikleşmesi irdelenmeye çalışılmıştır.
Tarihsel açıdan bir dönem ile sınırlı olan çalışmanın günümüz reklamlarına ve dolayısıyla popüler kültür dünyasına dair eleştirel bir bakış açısının geliştirilmesine yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Ardıllarını etkilemesi bakımından 1920’li yıllarda kadın ve erkek rollerinin kurgulanışını izlemek, bugünün kültür dünyasının üzerinde yükseldiği temelleri görmek bakımından önemlidir. Bu doğrultuda
çalışmada, reklam dünyasının ve markaların toplumsal cinsiyet rollerinde kadının kendini güvensiz hissetmesinin önemli bir araç olarak billurlaştığı bir ana ve daha önce var olmayan ama reklam kampanyasının ardından tıbbi bir anlam ve değer kazanan bir soruna ve çözümüne dair kurulan tüketim ihtiyacının inşası incelenmiştir.

Research paper thumbnail of Uzaktaki Yakın Yakındaki Uzak

GOR Hemşin Kültür Dil Tarih Dergisi, 2017

Research paper thumbnail of Felaketin Normalliği, Anormalliği: 2015 Hopa Sel Felaketini Yerel Medyadan Okumak

Kebikeç, 2018

Çalışmada 2015 yılında gerçekleşmiş bir doğa olayı olan Hopa Sel Felaketinin yerel medyaya yansım... more Çalışmada 2015 yılında gerçekleşmiş bir doğa olayı olan Hopa Sel Felaketinin yerel medyaya yansıması üzerinden felaketin yöre halkı nazarında algılanışına bakılmıştır. Bu bakış açısı yöre halkının sel olayını ve felaketleri bellek ve zaman merkezli olarak konumlandırışını göstermesi bakımından önemlidir. Zira geçmişte gerçekleşmiş ya da gerçekleştiği düşünülen ve gelecekte gerçekleşme potansiyelini taşıyan bir selin normal kabul edilmesi olasıdır. Bunun yanında sel gerçekleştiği anda anormal kabul edilmektedir. Halk doğanın “intikamını” aldığını düşünmeye, dolayısı ile de seli anormal bulmasına rağmen normalleştirmeye meyilli iken temsilciler koşuların anormalliğine odaklanmaktadır. Çalışma anormallik ve normallik arasında salınan belleğin şimdiki zaman, geçmiş ve gelecek zamanlarda kurguladığı felaketleri nasıl yorumladığını Hopa Sel Felaketinin yerel medyaya yansıyışı üzerinden okumayı amaçlamaktadır.

Research paper thumbnail of Bakmak, Biriktirmek, Paylaşmak: Fotoğraf, Bellek ve Sosyal Medya İlişkisi

Çalışma fotoğraf, bellek ve sosyal medya ilişkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Fotoğraf, unutma v... more Çalışma fotoğraf, bellek ve sosyal medya ilişkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Fotoğraf, unutma ve yeniden hatırlama deneyimlerinin bir aracıdır. Bu doğrultuda fotoğrafın varlığı, kullanımı, dolaşımı üzerinden beleğe bakmak, aralarındaki ilişkiyi belirlemek açısından zorunluluktur. Fotoğraf icadından itibaren bakmak, biriktirmek, paylaşmak –dolaşıma girmek- eylemleri ile bütündür. Gelişen teknoloji ile fotoğrafta analog dönemden dijital döneme geçilmiştir. Özellikle günümüzde gündelik hayatlarımızın bir parçası haline gelen internet ve sosyal medya ile birlikte bakmak-biriktirmek- paylaşmak –dolaşıma sokmak- eylemlerini dönüştürmüştür. Çalışmada fotoğraf üzerinden incelenen bu değişim sadece iletişimi değil, kimliklerin en önemli
belirleyeni olan belleği de etkilemektedir. Sosyal medyanın bellek ve fotoğraf üstündeki etkisinin belirlenmesi ve görmeye alışan bir bellek ile sosyal medya üzerinden sürekli dolaşıma sokulan, görünür kılınan fotoğraflar arasındaki bağın ilişkisini ve gücünü belirlemek çalışmanın amacıdır.

Research paper thumbnail of Erken Cumhuriyet Dönemi Dil Politikaları: Güneş Dil Teorisinin Türk Basınına Yansımaları

Güneş Dil Teorisi, Türkçe’nin dünya dillerinin kaynağı olduğunu savunan 1930’lu yılla-rın ikinci ... more Güneş Dil Teorisi, Türkçe’nin dünya dillerinin kaynağı olduğunu savunan 1930’lu yılla-rın ikinci yarısında ortaya atılmış bir dilbilim teorisidir. Uluslaşma sürecinin önemli bir ayağı dil problemi idi. Güneş dil teorisi 1930’lu yılların ilk yarısında dilde sadeleşme hareketinin yol açtığı sorunların önüne geçmekte işlevsel rol oynadı. Çalışma, III. Türk Dil Kurultayı’nda sunulan Güneş Dil Teorisi’nin 1936-38 yıllarında gazetelere yansıması üzerinden, teorinin resmi ideoloji tarafından kullanımına odaklanmaktadır. Araştırma iki soru üzerinden temellenmektedir; “Niçin bugünün araştırmacıları Güneş Dil teorisini kara mizah örneği olarak görmektedir?”, “1936-38’de farklı olan nedir?” Bunun için, dönemin kitle iletişimini yönlendiren gazeteler merkez alınarak bir çözümleme yapılmış-tır. Ayrıca makalenin araştırdığı sorular arasında “Ne yazılmıştı? Nasıl yazılmıştı? Kimler okumuştu? Erken Cumhuriyet dönemi açısından önemi neydi?” bulunmaktadır.

Research paper thumbnail of HES direnişlerinde kadın deneyimleri Fındıklı örneği

Kadınların direniş hikâyeleri, onların özel ve kamusal alanda yer alan rolleri gibi çoğu kez, gör... more Kadınların direniş hikâyeleri, onların özel ve kamusal alanda yer alan rolleri gibi çoğu kez, görmezden gelinmekte, yok sayılmakta, unutulmaktadır. Bu çalışma, yerel eksenli çevreci bir toplumsal hareket olan, Fındıklı HES Muhalefeti içerisindeki kadınların direniş deneyimlerini açığa çıkarma amacıyla yapılmıştır. Çalışmada, HES’lerin yapılmasının görüşülen katılımcıların hayatlarına nasıl etkide bulunduğu, kadınların HES’ler ve kendi gelecekleri hakkında neler düşündükleri, HES’leri protesto ederek alanlara inmiş, gösterilere katılmış katılımcıların hayatlarında ve dünyayı algılama biçimlerinde bir değişmenin olup olmadığını saptamak, değişim varsa, bu değişimin katılımcı kadınların toplumsal cinsiyet ilişkilerinde nasıl bir dönüşüme yol açtığını ortaya koymak hedeflenmiştir. Araştırma, Rize’nin Fındıklı ilçesinde yaşayan 17 kadınla derinlemesine görüşmeler yapılarak gerçekleştirilmiştir.

Conference Presentations by Özlem Şendeniz

Research paper thumbnail of TEMSİLİYETLER VE TESLİMİYETLER SARKACI ARASINDA SALINAN KADIN: RİZE İLİ ÖRNEĞİ

Özlem ŞENDENİZ 21. yüzyılda onaylanan ve olumlanan bir yönetim biçimi olarak temsili demokrasi, ... more Özlem ŞENDENİZ
21. yüzyılda onaylanan ve olumlanan bir yönetim biçimi olarak temsili demokrasi, seçimlere odaklanmakta, kadın ve erkek arasında temelde seçme ve seçilme hakkı noktasından başlayarak, eşitlik öngörmektedir. Ancak Türkiye gibi demokratik mekanizmaların içselleşmediği ülkelerde kadınların bu ikili dizgideki seçilme-dolayısı ile temsil edilme-oranları düşüktür. Çalışmanın etrafında kurgulandığı ilk soru buradan yola çıkarak Türkiye'de, Doğu Karadeniz'de, özelde Rize ilinde, kadınların yerel siyasette ve temsiliyetlerde üstlendiği rol ve bu rolün yerel siyasetteki ağırlığına bakılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda 2014 yerel seçimlerinde kadınların temsillerinin analizi yapılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın ikincil sorunsalı ise çevre hareketleri ve kadınların bu hareketlerdeki rolünün neyi temsil ettiğini belirlenmesi arayışıdır. Bugün sürdürülen HES karşıtı direnişler ve Yeşil Yola Hayır protestoları gibi çevreci toplumsal hareketler Rize ilinde aktif olarak devam eden yerel bir siyaset hattıdır. Üstelik bu hareketler içerisinde bir aktivist olarak yöre kadını sembolleştirilmektedir. Sorguya açtığımız öz, siyaset yapma pratiklerinde, seçim merkezli temsiliyetlerde kadınların aldıkları rol ile çevreci hareketlerin belirlediği direniş anında, siyasa yapımındaki, ağırlıkları ve bu iki hat arasında, eğer varsa, bağlantılardır. İki hattın–yerel seçimler ve çevreci toplumsal hareketler-görülebilir kılınacak kesişimlerinin birlikte ele alınması ile çalışma asıl uğrağına, Rize ilinde kadınların çevre hareketlerini temsil eden simgeler olma halleri ile yerel seçimlerdeki varlıklarının taşıdığı benzerlikler, farklılıklar ve bunların gündelik hayatlara olan etkilerinin incelenmesine dönmesi amaçlanmakta iken sonuçlar amacın biraz uzağında kalarak bizi temsilciler merkezli bir analize ulaştırmıştır.

Research paper thumbnail of Sınırda Anlatılar: Iğdır Halklarının Belleğinde Ermeni ve Ermenistan

Mühürlü Kapı: Türkiye-Ermenistan Sınırının Geleceği Konferans Tebliğleri Kasım 2014, 2016

Araştırma, konferansın konusu olan “mühürlü” kapının bulunduğu Türkiye-Ermenistan sınırındaki Iğd... more Araştırma, konferansın konusu olan “mühürlü” kapının bulunduğu Türkiye-Ermenistan sınırındaki Iğdır yöre halklarının, geçmişte ve bugündeki Ermeni’ye Ermenistan’a dair algısına yönelik bir bellek çalışmasıdır. Teori iki ana hat üzerinde kurgulanmaya çalışılmıştır; devletlerin kimlik oluşturma eylemleri ile halkların hatırlama – unutma tepkileri. Dolayısıyla kesişimde bulunan bellek problemine odaklanmakta ve Iğdır halklarının özne olma, milli aidiyet ve kimlik belirleme süreçlerinde Ermeni ve Ermenistan algıları çözümlenmeye çalışılmaktadır. Araştırmanın etrafında dolandığı soru\n komşuluktur

Research paper thumbnail of Toplumsal Hareketler Merkezinde Kayma Laborcomm 2013

Çalışmada taraflara, sebeplere ya da sonuçlara değil, toplumsal hareketlerin kullandığı repertuar... more Çalışmada taraflara, sebeplere ya da sonuçlara değil, toplumsal hareketlerin kullandığı repertuarın değişimine odaklanılmıştır. Kısaca toplumsal hareketler repertuarının oluşumu ve toplumsal hareketler ile iletişim araçları arasında ki bağlantı, sonra da dijital iletişim araçları
ile donanmış günümüz dünyasında toplumsal hareketlerin yükselişini ve internet araçlarının toplumsal hareketler repertuarı merkezinde yol açtığı değişim belirlenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda repertuar merkezinde ki kayma, yerel eksenli çevreci bir toplumsal hareket olan Fındıklı HES Muhalefeti ve onun repertuarını kullanımı üzerinden incelenmiştir.

Research paper thumbnail of Sanal mekânda araçsallaştırılmış kimlik ve bellek: Lazca örneği

Ankara: Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı : Siyaset Bilimi Bilim Dalı, 2019

Research paper thumbnail of Çaya Toprak Mülkiyet ve Cinsiyet İlişkileri Ekseninde Bakmak Saha Araştırması Raporu

Çaya Toprak Mülkiyet ve Cinsiyet İlişkileri Ekseninde Bakmak Saha Araştırması , 2022

Bu rapor kısa adı AĞ-DA olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dayanışma Ağı'nın Avrupa Birliği'nin fin... more Bu rapor kısa adı AĞ-DA olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Dayanışma Ağı'nın Avrupa Birliği'nin finansal desteği ile
üçüncü taraflarla yürüttüğü Eren Deniz Tol Araştırma ve
Savunuculuk Desteği kapsamında yürütülen saha
araştırmasının çıktılarından biridir.
Proje kapsamında hazırlanan bu raporun araştırma
ayağı üç farklı adımda gerçekleştirilmiştir:
Nisan 2022’de ilgili kamu kurumlarından, meslek
odalarından ve sivil toplum kuruluşlarından veri
talebi ve sözlü bilgi alınabilmesi için yapılan
araştırma ziyaretleri ve kişisel arşivleri olan kişilerle
yüz yüze görüşmeler yapılması,
Ziyaretler ile eş zamanlı olarak ilgili kurumlardan
4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde
toplumsal cinsiyete duyarlı, ayrıştırılmış veri
talebinde bulunulması,
Ağustos-Eylül 2022’de Rize ili ve ilçelerinde
gerçekleştirilen saha araştırması yapılması.

Ekin Değirmenci
Fatma Genç
Melek Göregenli
Elif Karaçimen
Özlem Şendeniz

Research paper thumbnail of Language Policies in Early Republican Era: Reflections of the Sun Language Theory on Turkish Press

Güneş Dil Teorisi, Türkçenin dünya dillerinin kaynağı olduğunu savunan 1930lu yılla- rın ikinci y... more Güneş Dil Teorisi, Türkçenin dünya dillerinin kaynağı olduğunu savunan 1930lu yılla- rın ikinci yarısında ortaya atılmış bir dilbilim teorisidir. Uluslaşma sürecinin önemli bir ayağı dil problemi idi. Güneş dil teorisi 1930lu yılların ilk yarısında dilde sadeleşme hareketinin yol açtığı sorunların önüne geçmekte işlevsel rol oynadı. Çalışma, III. Türk Dil Kurultayında sunulan Güneş Dil Teorisinin 1936-38 yıllarında gazetelere yansıması üzerinden, teorinin resmi ideoloji tarafından kullanımına odaklanmaktadır. Araştırma iki soru üzerinden temellenmektedir; Niçin bugünün araştırmacıları Güneş Dil teorisini kara mizah örneği olarak görmektedir?, 1936-38de farklı olan nedir? Bunun için, dönemin kitle iletişimini yönlendiren gazeteler merkez alınarak bir çözümleme yapılmış- tır. Ayrıca makalenin araştırdığı sorular arasında Ne yazılmıştı? Nasıl yazılmıştı? Kimler okumuştu? Erken Cumhuriyet dönemi açısından önemi neydi? bulunmaktadır.The Sun language theory that emerged in the second half...

Research paper thumbnail of HES direnişlerinde kadınların deneyimleri: Fındıklı örneği

fe dergi feminist ele, 2013

Kadınların direniş hikâyeleri, onların özel ve kamusal alanda yer alan rolleri gibi çoğu kez, gör... more Kadınların direniş hikâyeleri, onların özel ve kamusal alanda yer alan rolleri gibi çoğu kez, görmezden gelinmekte, yok sayılmakta, unutulmaktadır. Bu çalışma, yerel eksenli çevreci bir toplumsal hareket olan, Fındıklı HES Muhalefeti içerisindeki kadınların direniş deneyimlerini açığa çıkarma amacıyla yapılmıştır. Çalışmada, HES'lerin yapılmasının görüşülen katılımcıların hayatlarına nasıl etkide bulunduğu, kadınların HES'ler ve kendi gelecekleri hakkında neler düşündükleri, HES'leri protesto ederek alanlara inmiş, gösterilere katılmış katılımcıların hayatlarında ve dünyayı algılama biçimlerinde bir değişmenin olup olmadığını saptamak, değişim varsa, bu değişimin katılımcı kadınların toplumsal cinsiyet ilişkilerinde nasıl bir dönüşüme yol açtığını ortaya koymak hedeflenmiştir. Araştırma, Rize'nin Fındıklı ilçesinde yaşayan 17 kadınla derinlemesine görüşmeler yapılarak gerçekleştirilmiştir.

Research paper thumbnail of Erken Cumhuriyet Dönemi Dil Politikaları: Güneş Türk Dil Teorisi'nin Türk Basınında Yansımaları

Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2014

Research paper thumbnail of Bakmak, Bi̇ri̇kti̇rmek, Paylaşmak: Fotoğraf, Bellek Ve Sosyal Medya İli̇şki̇si̇

Calisma fotograf, bellek ve sosyal medya iliskisini incelemeyi amaclamaktadir. Fotograf, unutma v... more Calisma fotograf, bellek ve sosyal medya iliskisini incelemeyi amaclamaktadir. Fotograf, unutma ve yeniden hatirlama deneyimlerinin bir aracidir. Bu dogrultuda fotografin varligi, kullanimi, dolasimi uzerinden belege bakmak, aralarindaki iliskiyi belirlemek acisindan zorunluluktur. Fotograf icadindan itibaren bakmak, biriktirmek, paylasmak –dolasima girmek- eylemleri ile butundur. Gelisen teknoloji ile fotografta analog donemden dijital doneme gecilmistir. Ozellikle gunumuzde gundelik hayatlarimizin bir parcasi haline gelen internet ve sosyal medya ile birlikte bakmak-biriktirmek- paylasmak –dolasima sokmak- eylemlerini donusturmustur. Calismada fotograf uzerinden incelenen bu degisim sadece iletisimi degil, kimliklerin en onemli belirleyeni olan bellegi de etkilemektedir. Sosyal medyanin bellek ve fotograf ustundeki etkisinin belirlenmesi ve gormeye alisan bir bellek ile sosyal medya uzerinden surekli dolasima sokulan, gorunur kilinan fotograflar arasindaki bagin iliskisini...

Research paper thumbnail of Yeni Medya Yeni Pratikler Yeni Olanaklar

Research paper thumbnail of Kapitalizm ve ağız kokusu: 1920’li yıllarda toplumsal cinsiyet rollerini listerine reklamları üzerinden izlemek

fe dergi feminist ele, 2018

Çalışma 1920’li yıllarda birbiri ile kesişen ve bugünü şekillendiren iki izleğe Listerine firması... more Çalışma 1920’li yıllarda birbiri ile kesişen ve bugünü şekillendiren iki izleğe Listerine firmasının yürüttüğü reklam kampanyaları üzerinden bakacaktır. Bu iki izlekten birincisi toplumun tüketim toplumuna dönüştürülmesinin ve ikincisi toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl yerleştirildiğinin inceleme amacını taşımaktadır. Bu bağlamda ameliyathanelerde kullanılan antiseptiğin kapitalist sistemin olanaklarının kullanılarak bir başka alanda –ağız gargarası– olarak tüketiciye sunulması aşamasında kullanılan yöntemler, sektörü ve sistemi öncelemiştir. Yürütülen reklam kampanyalarında da dönemin gidişatını yönlendirecek olan toplumsal cinsiyet rollerinin kemikleşmesi irdelenmeye çalışılmıştır. Tarihsel açıdan bir dönem ile sınırlı olan çalışmanın günümüz reklamlarına ve dolayısıyla popüler kültür dünyasına dair eleştirel bir bakış açısının geliştirilmesine yardımcı olacağı düşünülmektedir. Ardıllarını etkilemesi bakımından 1920’li yıllarda kadın ve erkek rollerinin kurgulanışını izlemek, bugünün kültür dünyasının üzerinde yükseldiği temelleri görmek bakımından önemlidir. Bu doğrultuda çalışmada, reklam dünyasının ve markaların toplumsal cinsiyet rollerinde kadının kendini güvensiz hissetmesinin önemli bir araç olarak billurlaştığı bir ana ve daha önce var olmayan ama reklam kampanyasının ardından tıbbi bir anlam ve değer kazanan bir soruna ve çözümüne dair kurulan tüketim ihtiyacının inşası incelenmiştir.

Research paper thumbnail of AFIS cay calıstayı

Research paper thumbnail of Geleneksel Tarımın Alacakaranlığı ve Vampir Kelebeklerin Şafağı

Kebikeç, 2018

Türkiye sınırları içerisinde ilk kez 2009-2010 yıllarında görülen bir tarım zararlısıdır Ricania ... more Türkiye sınırları içerisinde ilk kez 2009-2010 yıllarında görülen bir tarım zararlısıdır
Ricania Simulans. Çalışma Vampir Kelebek olarak anılan bu güvenin Doğu Karadeniz’deki
gündelik hayata, geleneksel tarıma etkileri ve doğayı nasıl dönüştürdüklerine odaklanmaktadır. Bu doğrultuda yörede yaşayan ve tarım ile uğraşan insanlarla görüşmeler yapılmıştır. Çalışma doğada bozulan bir dengenin nasıl farklı yorumları olabileceğini ve birbirinden farklı felaketler dizisi olarak algılanabileceğini göstermektedir.

Research paper thumbnail of Kesişim: Turizm, Toplumsal Muhalefet ve Siyasetin İmkanı Üzerine

Sosyal Demokrat Dergi, 2018

Bu yazıda Doğu Karadeniz’e, özelde ise Rize iline ilişkin, bazı çelişkilerin ana çerçevesini çizm... more Bu yazıda Doğu Karadeniz’e, özelde ise Rize iline ilişkin, bazı çelişkilerin ana çerçevesini çizmek istiyorum. Doğu Karadeniz dediğimiz vakit, coğrafi bir işaretlemenin ötesinde, anıldığında pek çok stereotipi algılayış sürecini kolaylamak için çağıran mega paket haline gelmiş bir bölgesel tasniften söz etmekteyiz. Bu kolaylaştırıcı tasnif sadece yeşil ile mavinin buluştuğu, sarp kayalıkları, yağmurlu havası ile bir yarı romantize edilmiş alanı işaretlemez. İşin içinde çevre merkezli toplumsal hareketleri ve katı muhafazakarlığı, yükselen milliyetçiliği; turizmi ve doğa/doğallık ilişkisini; taş ocaklarını, HES’leri, Yeşil Yol projesini, tarımda ki sorunları, Çaykur’u, işsizliği ve kayıt dışı/kaçak işçileri, Sarp Sınır Kapısı’nın dönüştürdüklerini ve benzeri unsurları da katmaktayız. Yani amiyane tabirler ile Temel, Fadime, Oflu Hoca, Natasha gibi karikatürize edilmiş karakterler üzerinden fıkralaştırılarak anlatıldığı bir coğrafi imlemeden çok daha fazlasından söz etmekteyiz aslında. Ancak mizahi yönün özgül ağırlığı ne kadar fazla olursa olsun işin aslında Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmelerden uzakta ve korunaklı bir adadan söz etmiyoruz. Stereotiplere sığınmak ancak sığ anlatılar için işlevsel olacaktır. Buradan hareket ile solcu, sağcı, muhafazakar ya da çevreci gibi etiketleri dışarıda bırakarak HES ve Yeşil Yol karşıtı mücadelelerin kesiştiği ve farklılaştığı nüansların turizm ile etkileşimini belirlemek, Doğu Karadeniz’in şu gününü anlamak için önemlidir. Zira bu hat üzerinden yerelde siyasetin imkanına dair bir şeyler söylemek mümkün olacaktır.

Research paper thumbnail of Kapitalizm ve Ağız Kokusu: 1920’li Yıllarda Toplumsal Cinsiyet Rollerini Listerine Reklamları Üzerinden İzlemek

Fe dergi, 2018

Çalışma 1920’li yıllarda birbiri ile kesişen ve bugünü şekillendiren iki izleğe Listerine firması... more Çalışma 1920’li yıllarda birbiri ile kesişen ve bugünü şekillendiren iki izleğe Listerine firmasının yürüttüğü reklam kampanyaları üzerinden bakacaktır. Bu iki izlekten birincisi toplumun tüketim toplumuna dönüştürülmesinin ve ikincisi toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl yerleştirildiğinin inceleme amacını taşımaktadır. Bu bağlamda ameliyathanelerde kullanılan antiseptiğin kapitalist sistemin
olanaklarının kullanılarak bir başka alanda –ağız gargarası– olarak tüketiciye sunulması aşamasında kullanılan yöntemler, sektörü ve sistemi öncelemiştir. Yürütülen reklam kampanyalarında da dönemin
gidişatını yönlendirecek olan toplumsal cinsiyet rollerinin kemikleşmesi irdelenmeye çalışılmıştır.
Tarihsel açıdan bir dönem ile sınırlı olan çalışmanın günümüz reklamlarına ve dolayısıyla popüler kültür dünyasına dair eleştirel bir bakış açısının geliştirilmesine yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Ardıllarını etkilemesi bakımından 1920’li yıllarda kadın ve erkek rollerinin kurgulanışını izlemek, bugünün kültür dünyasının üzerinde yükseldiği temelleri görmek bakımından önemlidir. Bu doğrultuda
çalışmada, reklam dünyasının ve markaların toplumsal cinsiyet rollerinde kadının kendini güvensiz hissetmesinin önemli bir araç olarak billurlaştığı bir ana ve daha önce var olmayan ama reklam kampanyasının ardından tıbbi bir anlam ve değer kazanan bir soruna ve çözümüne dair kurulan tüketim ihtiyacının inşası incelenmiştir.

Research paper thumbnail of Uzaktaki Yakın Yakındaki Uzak

GOR Hemşin Kültür Dil Tarih Dergisi, 2017

Research paper thumbnail of Felaketin Normalliği, Anormalliği: 2015 Hopa Sel Felaketini Yerel Medyadan Okumak

Kebikeç, 2018

Çalışmada 2015 yılında gerçekleşmiş bir doğa olayı olan Hopa Sel Felaketinin yerel medyaya yansım... more Çalışmada 2015 yılında gerçekleşmiş bir doğa olayı olan Hopa Sel Felaketinin yerel medyaya yansıması üzerinden felaketin yöre halkı nazarında algılanışına bakılmıştır. Bu bakış açısı yöre halkının sel olayını ve felaketleri bellek ve zaman merkezli olarak konumlandırışını göstermesi bakımından önemlidir. Zira geçmişte gerçekleşmiş ya da gerçekleştiği düşünülen ve gelecekte gerçekleşme potansiyelini taşıyan bir selin normal kabul edilmesi olasıdır. Bunun yanında sel gerçekleştiği anda anormal kabul edilmektedir. Halk doğanın “intikamını” aldığını düşünmeye, dolayısı ile de seli anormal bulmasına rağmen normalleştirmeye meyilli iken temsilciler koşuların anormalliğine odaklanmaktadır. Çalışma anormallik ve normallik arasında salınan belleğin şimdiki zaman, geçmiş ve gelecek zamanlarda kurguladığı felaketleri nasıl yorumladığını Hopa Sel Felaketinin yerel medyaya yansıyışı üzerinden okumayı amaçlamaktadır.

Research paper thumbnail of Bakmak, Biriktirmek, Paylaşmak: Fotoğraf, Bellek ve Sosyal Medya İlişkisi

Çalışma fotoğraf, bellek ve sosyal medya ilişkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Fotoğraf, unutma v... more Çalışma fotoğraf, bellek ve sosyal medya ilişkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Fotoğraf, unutma ve yeniden hatırlama deneyimlerinin bir aracıdır. Bu doğrultuda fotoğrafın varlığı, kullanımı, dolaşımı üzerinden beleğe bakmak, aralarındaki ilişkiyi belirlemek açısından zorunluluktur. Fotoğraf icadından itibaren bakmak, biriktirmek, paylaşmak –dolaşıma girmek- eylemleri ile bütündür. Gelişen teknoloji ile fotoğrafta analog dönemden dijital döneme geçilmiştir. Özellikle günümüzde gündelik hayatlarımızın bir parçası haline gelen internet ve sosyal medya ile birlikte bakmak-biriktirmek- paylaşmak –dolaşıma sokmak- eylemlerini dönüştürmüştür. Çalışmada fotoğraf üzerinden incelenen bu değişim sadece iletişimi değil, kimliklerin en önemli
belirleyeni olan belleği de etkilemektedir. Sosyal medyanın bellek ve fotoğraf üstündeki etkisinin belirlenmesi ve görmeye alışan bir bellek ile sosyal medya üzerinden sürekli dolaşıma sokulan, görünür kılınan fotoğraflar arasındaki bağın ilişkisini ve gücünü belirlemek çalışmanın amacıdır.

Research paper thumbnail of Erken Cumhuriyet Dönemi Dil Politikaları: Güneş Dil Teorisinin Türk Basınına Yansımaları

Güneş Dil Teorisi, Türkçe’nin dünya dillerinin kaynağı olduğunu savunan 1930’lu yılla-rın ikinci ... more Güneş Dil Teorisi, Türkçe’nin dünya dillerinin kaynağı olduğunu savunan 1930’lu yılla-rın ikinci yarısında ortaya atılmış bir dilbilim teorisidir. Uluslaşma sürecinin önemli bir ayağı dil problemi idi. Güneş dil teorisi 1930’lu yılların ilk yarısında dilde sadeleşme hareketinin yol açtığı sorunların önüne geçmekte işlevsel rol oynadı. Çalışma, III. Türk Dil Kurultayı’nda sunulan Güneş Dil Teorisi’nin 1936-38 yıllarında gazetelere yansıması üzerinden, teorinin resmi ideoloji tarafından kullanımına odaklanmaktadır. Araştırma iki soru üzerinden temellenmektedir; “Niçin bugünün araştırmacıları Güneş Dil teorisini kara mizah örneği olarak görmektedir?”, “1936-38’de farklı olan nedir?” Bunun için, dönemin kitle iletişimini yönlendiren gazeteler merkez alınarak bir çözümleme yapılmış-tır. Ayrıca makalenin araştırdığı sorular arasında “Ne yazılmıştı? Nasıl yazılmıştı? Kimler okumuştu? Erken Cumhuriyet dönemi açısından önemi neydi?” bulunmaktadır.

Research paper thumbnail of HES direnişlerinde kadın deneyimleri Fındıklı örneği

Kadınların direniş hikâyeleri, onların özel ve kamusal alanda yer alan rolleri gibi çoğu kez, gör... more Kadınların direniş hikâyeleri, onların özel ve kamusal alanda yer alan rolleri gibi çoğu kez, görmezden gelinmekte, yok sayılmakta, unutulmaktadır. Bu çalışma, yerel eksenli çevreci bir toplumsal hareket olan, Fındıklı HES Muhalefeti içerisindeki kadınların direniş deneyimlerini açığa çıkarma amacıyla yapılmıştır. Çalışmada, HES’lerin yapılmasının görüşülen katılımcıların hayatlarına nasıl etkide bulunduğu, kadınların HES’ler ve kendi gelecekleri hakkında neler düşündükleri, HES’leri protesto ederek alanlara inmiş, gösterilere katılmış katılımcıların hayatlarında ve dünyayı algılama biçimlerinde bir değişmenin olup olmadığını saptamak, değişim varsa, bu değişimin katılımcı kadınların toplumsal cinsiyet ilişkilerinde nasıl bir dönüşüme yol açtığını ortaya koymak hedeflenmiştir. Araştırma, Rize’nin Fındıklı ilçesinde yaşayan 17 kadınla derinlemesine görüşmeler yapılarak gerçekleştirilmiştir.

Research paper thumbnail of TEMSİLİYETLER VE TESLİMİYETLER SARKACI ARASINDA SALINAN KADIN: RİZE İLİ ÖRNEĞİ

Özlem ŞENDENİZ 21. yüzyılda onaylanan ve olumlanan bir yönetim biçimi olarak temsili demokrasi, ... more Özlem ŞENDENİZ
21. yüzyılda onaylanan ve olumlanan bir yönetim biçimi olarak temsili demokrasi, seçimlere odaklanmakta, kadın ve erkek arasında temelde seçme ve seçilme hakkı noktasından başlayarak, eşitlik öngörmektedir. Ancak Türkiye gibi demokratik mekanizmaların içselleşmediği ülkelerde kadınların bu ikili dizgideki seçilme-dolayısı ile temsil edilme-oranları düşüktür. Çalışmanın etrafında kurgulandığı ilk soru buradan yola çıkarak Türkiye'de, Doğu Karadeniz'de, özelde Rize ilinde, kadınların yerel siyasette ve temsiliyetlerde üstlendiği rol ve bu rolün yerel siyasetteki ağırlığına bakılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda 2014 yerel seçimlerinde kadınların temsillerinin analizi yapılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın ikincil sorunsalı ise çevre hareketleri ve kadınların bu hareketlerdeki rolünün neyi temsil ettiğini belirlenmesi arayışıdır. Bugün sürdürülen HES karşıtı direnişler ve Yeşil Yola Hayır protestoları gibi çevreci toplumsal hareketler Rize ilinde aktif olarak devam eden yerel bir siyaset hattıdır. Üstelik bu hareketler içerisinde bir aktivist olarak yöre kadını sembolleştirilmektedir. Sorguya açtığımız öz, siyaset yapma pratiklerinde, seçim merkezli temsiliyetlerde kadınların aldıkları rol ile çevreci hareketlerin belirlediği direniş anında, siyasa yapımındaki, ağırlıkları ve bu iki hat arasında, eğer varsa, bağlantılardır. İki hattın–yerel seçimler ve çevreci toplumsal hareketler-görülebilir kılınacak kesişimlerinin birlikte ele alınması ile çalışma asıl uğrağına, Rize ilinde kadınların çevre hareketlerini temsil eden simgeler olma halleri ile yerel seçimlerdeki varlıklarının taşıdığı benzerlikler, farklılıklar ve bunların gündelik hayatlara olan etkilerinin incelenmesine dönmesi amaçlanmakta iken sonuçlar amacın biraz uzağında kalarak bizi temsilciler merkezli bir analize ulaştırmıştır.

Research paper thumbnail of Sınırda Anlatılar: Iğdır Halklarının Belleğinde Ermeni ve Ermenistan

Mühürlü Kapı: Türkiye-Ermenistan Sınırının Geleceği Konferans Tebliğleri Kasım 2014, 2016

Araştırma, konferansın konusu olan “mühürlü” kapının bulunduğu Türkiye-Ermenistan sınırındaki Iğd... more Araştırma, konferansın konusu olan “mühürlü” kapının bulunduğu Türkiye-Ermenistan sınırındaki Iğdır yöre halklarının, geçmişte ve bugündeki Ermeni’ye Ermenistan’a dair algısına yönelik bir bellek çalışmasıdır. Teori iki ana hat üzerinde kurgulanmaya çalışılmıştır; devletlerin kimlik oluşturma eylemleri ile halkların hatırlama – unutma tepkileri. Dolayısıyla kesişimde bulunan bellek problemine odaklanmakta ve Iğdır halklarının özne olma, milli aidiyet ve kimlik belirleme süreçlerinde Ermeni ve Ermenistan algıları çözümlenmeye çalışılmaktadır. Araştırmanın etrafında dolandığı soru\n komşuluktur

Research paper thumbnail of Toplumsal Hareketler Merkezinde Kayma Laborcomm 2013

Çalışmada taraflara, sebeplere ya da sonuçlara değil, toplumsal hareketlerin kullandığı repertuar... more Çalışmada taraflara, sebeplere ya da sonuçlara değil, toplumsal hareketlerin kullandığı repertuarın değişimine odaklanılmıştır. Kısaca toplumsal hareketler repertuarının oluşumu ve toplumsal hareketler ile iletişim araçları arasında ki bağlantı, sonra da dijital iletişim araçları
ile donanmış günümüz dünyasında toplumsal hareketlerin yükselişini ve internet araçlarının toplumsal hareketler repertuarı merkezinde yol açtığı değişim belirlenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda repertuar merkezinde ki kayma, yerel eksenli çevreci bir toplumsal hareket olan Fındıklı HES Muhalefeti ve onun repertuarını kullanımı üzerinden incelenmiştir.

Research paper thumbnail of Bahçeden Pazara: Pazarcı Kadınların Anlatımları ile Fındıklı Kadınlar Pazarı

Sırtında Sepeti Bafra'dan Hopa'ya Karadeniz'de Kadınlık Halleri, 2018

Doğu Karadeniz’de kadınlara dair anlatılar çalışkan, cevval, güçlü, nüktedan, halinden memnun kad... more Doğu Karadeniz’de kadınlara dair anlatılar çalışkan, cevval, güçlü, nüktedan, halinden memnun kadın imgesi üzerinden kurulmuştur. Bu doğrultuda Doğu Karadeniz’deki kadınların evleri ve evin çevresi ile kurdukları ilişki bu imgenin bir tezahürü olarak algılanmaktadır. Çalışmada Rize’nin Fındıklı ilçesinde kurulagelen kadınlar pazarı üzerinden pazarcı kadınların mekân ve toplum ile kurduğu ilişkiye ve buradan hareketle de Doğu Karadeniz’de ön kabul halini almış kadın algısı incelenmeye çalışılmıştır. Gözlem ve 13 pazarcı kadın ile yapılan görüşmeler çalışmanın özgün saha araştırması kısmını oluşturmuştur.
Araştırmanın üzerinde yoğunlaştığı sorular ekonomik bir temelden ziyade gündelik yaşam pratiklerini sorgulamaya yöneliktir. Özellikle üzerinde durulmaya çalışılan alan güçlü, cevval, halinden memnun addedilen bu kadınların pazarcılık deneyimlerinin kendilerinin, ailelerinin, çocuklarının hayatını nasıl etkilediği sorusudur. Bu bağlamda görüşülen kadınların yaşam deneyimleri araştırmaya konu edinmiş ve toplumsal olan ile, kendi emekleri ve evleri ile kurdukları bağ incelenmeye çalışılmıştır.

Research paper thumbnail of Sunuş: N'olmuş ki Karadeniz Kadınına?

Phoenix Yayınevi, 2018

Sırtında Sepeti Bafra'dan Hopa'ya Kadınlık Halleri kitabının sunuş metni

Research paper thumbnail of Doğu Karadeniz'de HES Mücadelesinin Dönüştürdükleri: Rize-Fındıklı Örneği

Değişen Karadeniz'i Anlamak, Apr 2016

Bu derleme içerisind~ yazılar, Karadeniz'in değişen yüz hatlarının etrafında toplanmışbr. Spesifi... more Bu derleme içerisind~ yazılar, Karadeniz'in değişen yüz hatlarının etrafında toplanmışbr. Spesifik olarak bu çalışma ise, dönüşümün vadi vadi yayılan ayağına, ~vre mücadelelerinden bir hatta, HES direnişlerine odaklanmıştır. Burada, Doğu Karadeniz' de küçük bir ilçenin HES'ler özelinde verdiği büyük_ mücadele anlablmaya çalışılacaktır ve yazı oldukça kişiseldir. Zira konu tarafı ve tanığı olduğum Fındıklı HES direnişi, tarihi ve bu mücadelenin değişen Doğu Karadeniz ile olan etkileşimidir.

Research paper thumbnail of Toplumsal Hareketler Repertuvarı ve Sosyal Ağlar: HES Muhalefeti Örneği

Yeni Medya Yeni Pratikler Yeni Olanaklar, May 2014

Research paper thumbnail of Çaydan Öte: Tarladan Demliğe Mekanda ve Bellekte Çay / Beyond Tea: From Field To Pot, Tea in Space and Memory

Çaydan Öte: Tarladan Demliğe Mekanda ve Bellekte Çay / Beyond Tea: From Field To Pot, Tea in Space and Memory, 2021

Gola Kültür, Sanat ve Ekoloji Derneği, 10-11 ve 17 Nisan 2021 tarihlerinde düzenlediği ‘Çaydan Öt... more Gola Kültür, Sanat ve Ekoloji Derneği, 10-11 ve 17 Nisan 2021 tarihlerinde düzenlediği ‘Çaydan Öte: Tarladan Demliğe Mekânda ve Bellekte Çay Çevrimiçi Çalıştay ve Forumu’nu kitaplaştırdı. Gola Çay Çalıştayı ekibi kitapta, yaşadıkları ve büyüdükleri Doğu Karadeniz coğrafyasına egemen olan çay bitkisinin etnografyasına, ekonomisine, mekan ve bellek üzerindeki etkilerine odaklanıyor.

Kitap, çayın şimdiliğinin ötesinde çayın belleğine, Türkiye topraklarındaki görece kısa tarihine, coğrafya üzerinde yarattığı mekansal değişime, sosyal ilişkiler ve emek sürecinde yaptığı dönüşüme odaklanarak çok aktörlü ve interdisipliner bir buluşmayı gerçekleştiren ‘Çaydan Öte: Tarladan Demliğe Mekânda ve Bellekte Çay Çevrimiçi Çalıştay ve Forumu’nun şimdilik nihai çıktısı.

İngilizce ve Türkçe olarak iki dilde yayımlanan ve kolektif bir emeğin ürünü olan kitapta, 13 makalenin yanı sıra forum deşifresi bölümü ile, çaya dair fotoğraf, karikatür sergisi ve belgesel söyleşisi de yer alıyor.

Research paper thumbnail of Aramızda Kalmasın: Kır, Kent ve Ötesinde Toplumsal Cinsiyet

Aramızda Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Derneği Yayınları, 2020

Panel Sunuları ve Atölye Çıktıları Mayıs 2019 / Fındıklı

Research paper thumbnail of "Kimdir Bu Lazlar?" Laz Kimliği ve Sanal Mekânda Lazca

İletişim Yayınları, 2020

Arka kapaktan: “Özellikle Kâzım Koyuncu’dan sonra Lazca etnik müzik olmaktan çıkmış çok daha geni... more Arka kapaktan: “Özellikle Kâzım Koyuncu’dan sonra Lazca etnik müzik olmaktan çıkmış çok daha geniş bir kitleye hitap eder olmuştur. (…) Lazca kültür aktivizmi genişledikçe Lazca müzik yöresellikten çıkarak aktivizm ile popülerleşen iyiden iyiye kimlik kurucu bir rol üstlenmeye başlamıştır. (…) Müzik ve dansın yaygınlaşan ve gittikçe daha geniş kesimlerce kabul gören Lazlık etnikliğinin performansları olarak algılanışı sosyal medyanın denkleme dahil olması ile gerçek mekânın arasındaki bağı geliştirmiş ve interaktifleştirmiştir.”

Laz, bazen bütün Doğu Karadenizlileri hatta Karadenizlilerin hepsini kapsayan bir ad olarak kullanılıyor – en azından Laz fıkralarından bilindiği gibi! Oysa kendini Laz olarak tanımlayanlar ve “etnik Laz” sayılanlar, daha küçük topluluklardır. Özlem Şendeniz, bu “karışıklığı” da hesaba katarak, Laz kimliğinin yaşanma ve algılanma deneyimlerini inceliyor.

“Makbul vatandaş” sayılmanın gerekleri, Laz kimliğini ve belleğini nasıl etkiledi? Göçle ve özellikle mekânla ilgili hafıza nasıl biçimlendi? Laz kimliğiyle Türk kimliği arasındaki ilişki nasıl kuruldu? Laz kimlik hareketi ne gibi etkiler yarattı?

Sanal ortamın, sosyal medyanın gelişmesinin, “Lazlık performanslarına” alan açan etkisi özel bir önemle ele alınıyor kitapta. Sanal ortam, Lazca konuşma-anlama üzerine, Lazca isimler üzerine müzakerelerin, esas olarak, kime Laz dendiğine ilişkin algılar etrafındaki günlük müzakerelerin mekânı. Kimliğin bu müzakereler içinde yeniden üretimine ilişkin gözlemler, Laz kimliği algısına ilişkin kapsamlı soruşturma verileriyle destekleniyor.

Research paper thumbnail of Sırtında Sepeti: Bafra'dan Hopa'ya Karadeniz'de Kadınlık Halleri

Phoenix Yayınları, Mar 2018

Emek Yıldırım ve Özlem Şendeniz, bir kısmı Karadeniz’de doğup büyümüş bir kısmı hasbelkader yolu ... more Emek Yıldırım ve Özlem Şendeniz, bir kısmı Karadeniz’de doğup büyümüş bir kısmı hasbelkader yolu bu coğrafyaya düşmüş ve burada yaşayan bir grup kadınla birlikte ilmek ilmek ördükleri bu çalışma ile, okuyucuları, Bafra’dan Hopa’ya Karadeniz’deki kadınlık hallerini irdelemeye çağırıyor. Kitapta temel olarak ele alınan iki ana hat; bir yandan bölgedeki mevcut milliyetçi, muhafazakâr ve devletçi yapılanmayla organik bir bütünlük içinde varlığını sürdüren patriyarki ve “hegemonik” erkeklikleri daha görünür kılmak iken, diğer yandan bu coğrafyanın tüm kadınlarının anlattıkları üstünden hayatın saklı diğer yanındaki “öteki” kılınanların seslerini dinlemektir.

Karadeniz’e dair örtük ama yaygın bir biçimde var olan oryantalist klişelerle, stereotiplerle inşa edilen imgelerden biri olarak zihnimizde canlandırdığımız Karadeniz kadınlarının kendilerini anlatmasına kulak vermeye ve sırtlarındaki sepetlerin içine bakmaya hazır mısınız?

“Zira kitap, sizi bir stereotip ile yüzleşmeye çağırarak başlıyor derdini anlatmaya. Gözlerimizi kapatıp Karadeniz ve Kadın kelimelerini ardarda sıraladığımızda hatırımıza düşen bir imgeyle yapıyor bunu: Bir sepet ve o sepeti yüklenmiş bir kadın… Çalışkan, yürekli, sivri dilli, her işi becerebilen, dünyanın yükünü sırtlamış, diğer yandan halinden de memnun (!) “Karadeniz kadını.” Bölgede yaşayanlar, bölgeyle temas halinde olanlar bilir ki bu genelleme bir dış kabuktan daha fazlası değildir. Biz, sizleri, çalışmamıza kıymet verip okuyacak olan okuyucularımızı, bu dış kabuğun içine bakmaya davet ediyoruz.”

-Özlem Şendeniz & Emek Yıldırım-

Research paper thumbnail of 20200211_193012_0000.pdf

"Kimdir Bu Lazlar?" Laz Kimliği ve Sanal Mekânda Lazca Söyleşisi & İmza Günü

Research paper thumbnail of Sayı 45 Dosya: Felaket

Kebikeç, 2018

ISSN 1300-2864 İÇİNDEKİLER Sunuş: Kudret EMİROĞLU, 5 “Fermanü’s-Sultan boş beyne’el-Ekrad”: ... more ISSN 1300-2864

İÇİNDEKİLER
Sunuş: Kudret EMİROĞLU, 5
“Fermanü’s-Sultan boş beyne’el-Ekrad”: Osmanlı Kürdistanı’nda Şakiler ve Batılı Seyyahlar: Metin ATMACA, 7-34
Güvenlik ve Ticaretin Belirleyici Etkisi Altında Dersim’de “Çerçilik” Deneyimleri: M. Ali SAĞLAM, 35-57
Global Tarihten Global Entelektüel Tarihe: Gelişimi ve İmkânları Üzerine: Özlem ÇAYKENT, 59-81
Dosya: Felaket
Sunuş: Eda ACARA ve E. Elif AKŞİT, 85-88
Doğal Felaket/Yapay Zeka: Dünyanın Sonu, Yeni Cemiyetler ve Sanat: E. Elif AKŞİT, 89-102
Torino Atı’nda Bir Felaketin Tasviri: Emre KOYUNCU, 103-116
Zaman-Mekân Genişlemesi ve Felaketin Tarihçesi: Özlem SERT, 117-144
Felaketin Belleği: ‘66 Varto Depremi ve Etrafında Oluşan Kolektif Hafıza: Ayhan TEK, 145-170
Felaketin Ardından: Kadınların Mekanı ve Toplumsal İlişkileri Üzerine: Hande CEYLAN, 171-204
Doğal Kaynaklar, Savaşlar ve Kadınlar: Çiğdem AKGÜL, 205-219
Şehrin Çöküşü ve Hafıza Mekanının İnşası: 1939 Erzincan Depremi Üzerine: Murat ARPACI, 221-238
Seller, Bataklıklar ve Dönüşen Tarım Bilgisi: Bursa ve Mihaliç, Zeynep KÜÇÜKCERAN, 239-261
Felaketin Normalliği, Anormalliği: 2015 Hopa Sel Felaketini Yerel Medyadan Okumak: Özlem ŞENDENIZ, 263-296
Felaketleri Yönetmek: Osmanlı Kent Yangınlarının Kullanımları (16-18. Yüzyıl): M. Taylan ESİN, 297-327
Fareler ve İnsanlar: 20. Yüzyılın Başında Galata’da Hijyen, Veba ve Farelerle Mücadele: Cem DOĞAN, 329-345
Sabiha Sertel ve Amerikan İşçi Hareketi: Barış ÇATAL, 347-362
Aksaray Basın Tarihi Üzerine Bir Not: M. Bülent VARLIK, 363-366
Eski Sol Üzerine Yeni Notlar
Pınar (İstanbul/1943-1945): M. Bülent VARLIK, 367-377
Ankara Ansiklopedisi - 4: Turan TANYER, 379-393

Research paper thumbnail of Sayı 46 Dosya: Felaket - 2

ISSN 1300-2864 İÇİNDEKİLER Sunuş: Kudret EMİROĞLU, 5 Frantz Fanon’la Konuşmayı Sürdürmek: ... more ISSN 1300-2864

İÇİNDEKİLER
Sunuş: Kudret EMİROĞLU, 5
Frantz Fanon’la Konuşmayı Sürdürmek: Kimlik, Tanınma ve Özdeşleşme: Fırat MOLLAER, 7-42
Kürt Muhalefetinin Temsili: Yerelden Merkeze: Songül MİFTAKHOV, 43-62
“Unutma” ile “Hatırlama” Arasında Türkiye’nin Ermeni Meselesi (1923-1985): Mithat Kadri VURAL, 63-96
Dosya: Felaket
Sunuş: Eda ACARA ve E. Elif AKŞİT, 99
Geleneksel Tarımın Alacakaranlığı ve Vampir Kelebeklerin Şafağı: Özlem ŞENDENİZ, 101-119
Kıbrıs’ın Çekirge Sorunu ve İktisadi Felaketi (1878-1930): İhsan Seddar KAYNAR, 121-154
Korku, Felâket ve Şüphe: 1905 Edirne Yangını: Taylan ESİN, 155-188
Necâset, “Gâvur” Kafatasları ve 19. Yüzyıl Ortasında Doğu Anadolu’da bir Yağmur Ritüeli; Ebru YAKUT, 189-218
Türkiye’nin Fırtına Afeti Etkilenebilirliği ve Risk Çözümlemesi: Murat TÜRKEŞ & Sinan ŞAHİN, 219-246
Felaket Geliyorum Demişti: Ortaçağ’da Yaşanan Büyük Veba Salgını ve Toplumsal Yaşamdaki Sonuçları Üzerine Bir Değerlendirme: Haydar AKIN, 247-296
Eski Harfli Son Tıbbi Süreli Yayınlarımızdan: Verem Mecmuası ve Dizini: Cem Hakan BAŞARAN, 297-304
Sıtmanın Edebi Coğrafyası (1944-1962): Suyun ve Sivrisineklerin Failliği: Fatih ALTUĞ, 305-334
Hastalık Biyocoğrafyası: Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalık Bulaşma Döngüsü ile Örnek Bir Çalışma: Hakan GÜR, 335-350
Hayvanın Felaketi, Manzaradan Lekelere: Hayırsızada (Serge Avedikian, 2010): Özlem GÜÇLÜ, 351-365
Yayıncılık Dünyasının Feminizasyonu Süreci: Kadın Çevirmenler Üzerine Bir İnceleme: Yonca Güneş YÜCEL & Gözde ORHAN, 367-380
Mustafa Suphi’nin Yaşamına Dair Bazı Notlar: Yalçın MURGUL, 381-404
Kendi Bibliyografyasını Yazmış, Görünürlük ve Görünmezlik Arasında Bir Yazar: İskender Fahrettin Sertelli ve Bibliyografyası: İsmail UYGUN, 405-426
İskilip Halkevi Dergisi: M. Bülent VARLIK, 427-430
Eski Sol Üzerine Yeni Notlar
Pınar (İstanbul/1943-1945): M. Bülent VARLIK, 431-442
Ankara Ansiklopedisi – 5: Turan TANYER, 443-462

Research paper thumbnail of Dağlardan Denize Artvin

İletişim Yayınları, 2024

https://iletisim.com.tr/kitap/artvin/10619\. "Artvin, 1980’lerden sonra kurulan ‘yeni dünya dü... more https://iletisim.com.tr/kitap/artvin/10619.

"Artvin, 1980’lerden sonra kurulan ‘yeni dünya düzeni’nden nasibini, en çok tahrip edilen doğasıyla aldı. Doğal kaynakları sermayenin yeni birikim dinamikleri için yeniden keşfedildi. ‘Kalkınma’ büyülü sözcüğünün peşinde Çoruh Nehri üzerinde barajlar, hidroelektrik santraller (HES) kuruldu. Pek çok köy sadece baraj suları altında kalmadı, adeta tarihleriyle ezildi. (…) Bunca yıkıma rağmen doğa hâlâ cömert... Evet, hâlâ! Hayranlık uyandıran güzelliğiyle görülmeye değer. Biz de hafızayı kaybetmeden kaydedelim istedik.”

Denizle arasına duble yolun girdiği Hopa Deniz Feneri’nin öyküsü, Artvin’in uğradığı altüst oluşun timsali gibidir. Fakat Dağlardan Denize Artvin, Artvin’i yalnızca “doğa olayı” cephesiyle anlatmıyor. Sadece Çoruh kayıklarıyla, boğa güreşleriyle, geleneksel mimariyle, halk oyunlarıyla, müzik kültürüyle bir folklor olayı olarak da anlatmıyor. Bunları da anlatıyor fakat bunların yanında: Etnik coğrafyanın… Yerel siyasetin ve 1980 öncesi devrimci hareketin anısının… Artvin öğretmen okullarının tarihsel serüveninin… Mevsimlik işçilikten yazlıkçılığa gurbetçiliğin… Gündelik hayatın, insan ve mekânın… “Ah Nataşa!” travmasının da resimlerini çekiyor.

Başlı başına “karakter” olan bir diyarın, kendisi gibi rengârenk ve kendisi gibi coşkun bir albümü…

Rahşan İnal’ın derlemesinde ayrıca Erdoğan Altun, Fatih Artvinli, Taner Artvinli, Şükrü Aslan, Şenay Aydemir, Yeliz Kendir Gök, İdris Ersan Küçük, Fatih Orhan, Selda Polat Hüsrevşahi, Ayşem Sezer Şanlı, Emre Solmaz, Özlem Şendeniz, Öznur Yılmaz Altun’un yazıları yer alıyor.