Halil İbrahim AYDIN - Academia.edu (original) (raw)

Uploads

Papers by Halil İbrahim AYDIN

Research paper thumbnail of TIME-VARYING ECONOMIC CONSEQUENCES OF TERRORISM IN THE USA: EVIDENCE FROM TVP-SVAR MODEL

This study aims to examine the economic consequences of terrorism (the effects on economic growth... more This study aims to examine the economic consequences of terrorism (the effects on economic growth and its components) in the U.S. as it suffers from the 9/11 attacks, which is a milestone of literature on the economic consequences of terrorism. We analyze the time-varying effects of terrorism on economic growth and its components in the U.S. for the period of 1970:Q1-2020:Q4 with the nonlinear Time-Varying Parameter Structural Vector Autoregression (TVP-SVAR) model. We construct an index over the values of all measurable dimensions (the number of terrorist incidents, the number of deaths, and the number of injured) of the terrorist acts carried out in the USA. The results show that the time factor is important in revealing the economic consequences of terrorism in the USA. In addition, the effects of terrorism on economic growth and its components have changed significantly in the periods before/after 11/9 and in the short/long term. These results point out the importance of designing security policies that limit the effects of insecurity and uncertainty created by terrorism on the spending decisions of economic actors.

Research paper thumbnail of THE RELATIONSHIP BETWEEN PRICE AND FINANCIAL STABILITY IN MONETARY POLICY DESIGNS: EVIDENCE FROM THE EURO AREA (1999:01-2020:12)

In this study, it is aimed to examine the relations between price stability and financial stabili... more In this study, it is aimed to examine the relations between price stability and financial stability in the monetary policy designs of the euro area countries empirically, taking into account the development of monetary policy designs since the 1990s with Conventional Wisdom and New Environment Hypotheses. For this purpose, in the study are examined the time-changing relations between price stability and financial stability in euro area countries where monetary policies are designed for the main purpose of price stability econometrically using the TVP-VAR model for the period 1999:01-2020:12. As a result of the study, it was found that the relations between price stability and financial stability during the review period in euro area countries changed over time and were mutual within the scope of the New Environment Hypothesis. These results point to the necessity of redesigning monetary policies in the euro area countries, taking into account the New Environment Hypothesis and the changing structure of the relations between monetary and financial variables over time.

Research paper thumbnail of Tertiary Education in Europe. What is Romania's place

In the context of the internationalization of the labor market, the countries around the world ha... more In the context of the internationalization of the labor market, the countries around the world have begun to focus on developing and implementing education policies that ensure the quality, coherence and equity of tertiary education. The main objective of this study is to identify and analyze the place of Romania between 35 European countries and Turkey, in terms of tertiary education. Cluster analysis has been used to achieve this goal, and the results indicate similarities and disparities between the countries analyzed. This article can be a reflection for decision-makers in the development of a skilled workforce..

Research paper thumbnail of GAZİANTEP UNIVERSITY JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

Küresel bir salgın hastalık olan korona virüs ilk olarak Çin'de ortaya çıkmış ve tüm dünyayı etki... more Küresel bir salgın hastalık olan korona virüs ilk olarak Çin'de ortaya çıkmış ve tüm dünyayı etkisi altına almış bulunmaktadır. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri dahi bu salgından fazlaca etkilendikleri görülmektedir. Korona virüs küreselleşen dünya ekonomisinde sosyal ve ekonomik hayatın duraklamasına, finansal piyasalarda dalgalanmaların görülmesine neden olmaktadır. Bu çalışmanın amacı, yaşanan salgın ile döviz kuru arasındaki ilişkiyi 27.03.2020-15.05.2020 tarihleri arasındaki günlük verilerle araştırmaktır. Zaman serisi yöntemiyle yapılan bu araştırma sonucunda değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişki bulunmuştur. Nedensellik testlerinde ise döviz kuru ile vefat, vaka ve iyileşen sayısı arasından nedensellik bulunmuştur. Elde edilen bulgular, salgın ile döviz kuru arasında ilişki olduğu yönündedir.

Research paper thumbnail of Türkiye'de Vergi Gelirleri ile Ekonomik Kalkınma Arasındaki İlişki: Frekans Alanı Nedensellik Analizi

The Relationship between Tax Revenue and Economic Development in Turkey: Frequency Domain Causali... more The Relationship between Tax Revenue and Economic Development in Turkey: Frequency Domain Causality Analysis Mehmet Vahit EREN (1) , Ayşe ERGİN ÜNAL (2) , Halil İbrahim AYDIN (3) ÖZ: Çalışmanın amacı, Türkiye'de 1975-2013 dönemine ait yıllık verilerle vergi gelirleri ile kalkınma arasındaki ilişkinin varlığını araştırmakla beraber söz konusu ilişkinin yönünü farklı ekonometrik testlerle analiz etmektir. Hacker ve Hatemi nedensellik testi bulgularına göre, dolaylı vergi gelirlerinden kalkınmaya doğru tek yönlü; Breitung ve Caldelon frekans alanı nedensellik testi ise toplam vergi gelirlerinden kalkınmaya, dolaysız vergi gelirlerinden kalkınmaya ve kalkınmadan dolaylı vergi gelirlerine doğru tek yönlü ilişkiler tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of Mutluluk ve Ekonomi: Yaşam Memnuniyeti Araştırması Üzerinden Bazı Dikkatler Happiness and Economy: Some Notices on The Life Satisfaction Survey

Tüm insanlığın ortak gayesi olan mutluluk disiplinlerarası bir kavram olup, dünyada birçok alanda... more Tüm insanlığın ortak gayesi olan mutluluk disiplinlerarası bir kavram olup, dünyada birçok alanda yoğun bir biçimde araştırmalara konu edilmektedir. Mutluluğun ölçülmesine ilişkin çeşitli ölçekler mevcut olup, belli periyodlarda dünya mutluluk raporları yayımlanmaktadır. Türkiye'de de mutluluk ve mutluluk ekonomisi üzerine yapılan kuramsal ve ampirik çalışmalar her geçen gün artış göstermektedir. Özellikle ampirik mutluluk çalışmaları, memnuniyet ve mutluluğa dair veri toplanmasını sağlayan Yaşam Memnuniyeti Araştırması ile birlikte artış göstermektedir. Hiç şüphe yok ki bu konu üzerine en kapsamlı çalışmayı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yaşam Memnuniyeti Araştırması ile gerçekleştirmektedir. Tam da bu noktada çalışmanın amacı, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2003 yılından bu yana gerçekleştirilen Yaşam Memnuniyeti Araştırmasının mutluluğa dair 2019 yılı sonuçlarının önceki yıllarla karşılaştırmak suretiyle değerlendirilmesidir. Bu bağlamda çalışmada, yıllar itibariyle mutluluk düzeyi, cinsiyet-yaş grubu ve medeni duruma göre mutluluk düzeyi, eğitim durumuna göre mutluluk düzeyi, mutluluğun kaynağı ve son olarak cinsiyete göre umut düzeyi verileri çalışmaya konu edilmiştir.

Research paper thumbnail of EFFECTS OF THE ECONOMIC FREEDOMS ON THE ECONOMIC GROWTH: EVIDENCE FROM THE EU AND COMCEC COUNTRIES (1996-2015

In this research, the effects of the economic freedoms on the economic growth for EU and COMCEC c... more In this research, the effects of the economic freedoms on the economic growth for EU and COMCEC countries at different development/income level are econometrically analyzed via panel data analysis for the period of 1996-2014 by being considered the improvement of economic growth theories for the key determinants of economic growth. From this aspect, it is aimed at this research that to evaluate the effects of the economic freedoms on the long termed economic growth performances and income level differences of EU and COMCEC countries which have different statuses in terms of economic freedoms and income level indicators. It is determined at the end of the study that the economic freedoms have a positive and statistically significant effect on the economic growth of EU countries in investigation period, on the other hand, these freedoms have not any effect on the economic growth of COMCEC countries. Moreover, the existence of a one-way causality relation operates from economic freedoms to the economic growth in EU countries is specified while there is any causality link found between these freedoms and the economic growth for the countries in COMCEC group. All these results indicate that also the economic freedoms besides the physical human capital accumulation, in other words, whether the EU and COMCEC countries have a market economy adopts outward-oriented liberal fiscal policies plays a major role in differentiating the income levels or the economic growth performances.

Research paper thumbnail of MAKROEKONOMİK İSTİKRARSIZLIĞIN EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: TÜRKİYE ÜZERİNE YAPISAL KIRILMALI ZAMAN SERİSİ ANALİZİ (1983-2015

ÖZ Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinde makroekonomik istikrarsızlığın ekonomik büyüme üzerindeki e... more ÖZ Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinde makroekonomik istikrarsızlığın ekonomik büyüme üzerindeki etkileri 1983-2015 dönemi için yapısal kırılmaları dikkate alan zaman serisi analizi kapsamında incelenmektedir. Bu yönüyle çalışmada, iç ve dış denge koşullarını bir arada gözeten temel makroekonomik göstergelerden endeks şeklinde türetilen makroekonomik istikrarsızlık unsurlarının, Türkiye'nin ekonomik büyüme performansı üzerindeki uzun dönemli etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışma sonucunda, inceleme döneminde Türkiye ekonomisinde makroekonomik istikrarsızlık endeksinin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin negatif yönlü olduğu ve değişkenler arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, çalışma döneminde Türkiye ekonomisinde uzun dönemli ve sürdürülebilir ekonomik büyüme performanslarının yakalanabilmesinin önünde makroekonomik istikrarsızlığın mevcut yapısıyla önemli bir kısıt olduğunu göstermektedir. Bu kapsamda, Türkiye ekonomisinde yüksek oranlı iktisadi büyüme hızlarının yakalanabilmesi ve uzun dönemde sürdürülebilir kılınabilmesi için iç ve dış denge koşullarını gözeten temel makroekonomik göstergelerde istikrarın sağlanması gereklilik arz etmektedir.

Research paper thumbnail of Türkiye Düzey -1 Bölgeleri için Yoksulluk Üzerine Bir Çözümleme An Analysis on Poverty for The Level -1 Regions of Turkey

Öz Yapılan çalışmanın amacı, yoksulluğu etkilediği düşünülen göreli bileşenlerin etkisini Türkiye... more Öz Yapılan çalışmanın amacı, yoksulluğu etkilediği düşünülen göreli bileşenlerin etkisini Türkiye Düzey-1 Bölgeleri için 2007-2014 zaman dilimi içerisinde incelemektir. Bu amaçla Düzey-1 Bölgeleri kapsamında yer alan on iki alt bölgeye ait yoksulluk oranı, nüfus yoğunluğu, işsizlik oranı, net göç hızı ve ilköğretimde okullaşma oranı değişkenleri kullanılarak eşbütünleşme analizi yapılmıştır. Eşbütünleşme analiz sonuçları, değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişkinin söz konusu olduğunu göstermiştir. Çalışmadan elde edilen temel politika çıkarsaması olarak; alt bölgelerarasında yatay-kesit bağımlılığının olması nedeniyle, yoksulluğun azaltılmasına yönelik politikalar belirlenirken göç hızı, işsizlik, ilköğretimde okullaşma, nüfus yoğunluğu göstergelerinin dikkate alınması salık verilebilir. Abstract The purpose of the study is to investigate the effects of relative components for the Level-1 Regions of Turkey within the 2007-2014 period. For this purpose, co-integration analysis have been carried out for the twelve sub-regions under these regions using the variables of poverty rate, population density, unemployment rate, net migration speed and enrollment ratio in primary school. Co-integration analysis results revealed long-term relations between the variables. Main political outcome of the study is; as there is a cross-section dependence between the sub-regions, it may be advisable to take into consideration the migration speed, unemployment, enrollment in primary schooland population density in developing anti-poverty policies.

Research paper thumbnail of Finansal İstikrarı Sağlamaya Yönelik Bir Araç: Rezerv Opsiyon Mekanizması Reserve Optıon Mechanism: An Instrument for Financial Stability

ÖZ Küresel kriz sonrası gelişmiş ülkelerin merkez bankaları tarafından benimsenen genişletici par... more ÖZ Küresel kriz sonrası gelişmiş ülkelerin merkez bankaları tarafından benimsenen genişletici para politikası sonucu finansal piyasalara yoğun bir şekilde nakit akışı gerçekleştirilmiştir. Yaşanan bu süreç gelişmekte olan ülke merkez bankalarını ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nı yeni para politikası araçları bulmaya ve hayata geçirmeye yönlendirmiştir. Tam da bu noktada, Merkez bankası tarafından geliştirilen Rezerv Opsiyon Mekanizması karşımıza çıkmakta ve önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, Rezerv Opsiyon Mekanizmasının finansal istikrarı sağlamaya yönelik avantajlarını ortaya koymaktır. ABSTRACT Intense cashflows are realized towards Financial markets as the result of expansionary monetary policies adopted by central banks of the developed countries following the global crisis. This process has forced the central banks of the developed countries as well as CBRT (Central Bank of The Republic of Turkey) to figure out new monetary policy instruments to be utilized. At this exact point, Reserve Option Mechanism is brought forth by the central banks. The aim of this study is to reveal the advantages of ROM in terms of financial stability 1. GİRİŞ Küresel ekonomik kriz sonrasında gelişmekte olan ülkeler ile azgelişmiş ülkelerde para politikasının önüne koyması gereken öncelikler değişmiştir. Yaşanılan bu süreçte, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerin genişletici para politikalarının etkisiyle hız kazanan sermaye hareketlerini göz önüne alarak para politikası uygulamalarını geleneksel olmayan politika araçları ile güçlendirmeyi ve desteklemeyi hedeflemiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2010 yılı ortalarından itibaren krizle beraber uygulamaya başladığı destekleyici geleneksel politikaları " çıkış stratejisi " ile aşama aşama sonlandıracağını beyan etmiş olup, sadece fiyat istikrarını değil, finansal istikrarı da gözeten bir politika tasarlamış ve hayata geçirmiştir (Böcüoğlu, 2015). Merkez Bankasının temel amaçlarının başında hiç şüphe yok ki finansal istikrar olgusu gelmekte ve küreselleşmenin etkisiyle ekonomilerin birbirine entegre olduğu bu zaman diliminde önem arz eden bir kavram olarak karşımıza çıkmış bulunmaktadır.

Research paper thumbnail of The Effects of Foreign Direct Investments on Economic Growth: The Example of Selected Emerging Market Economies (1992-2015

Özet Bu çalışmada, gelişmekte olan seçili yükselen piyasa ekonomilerinde (Brezilya, Çin, Hindista... more Özet Bu çalışmada, gelişmekte olan seçili yükselen piyasa ekonomilerinde (Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Nijerya, Rusya, Güney Afrika ve Türkiye), doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkileri 1992-2015 dönemi için yeni nesil panel veri metodolojisi kapsamında ampirik olarak incelenmektedir. Bu yönüyle çalışmada, seçili yükselen piyasa ekonomilerinde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerinde teorik çerçevede öngörüldüğü gibi bir etkiye sahip olup olmadığının ekonometrik açıdan da incelenmesi amaçlanmaktadır. Çalışma sonucunda, inceleme döneminde Brezilya, Çin, Rusya, Hindistan, Endonezya ve Türkiye'de doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin pozitif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı olduğu, Nijerya, Meksika ve Güney Afrika'da ise doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmadığı tespit edilmiştir. Teorik ve ampirik literatürle uyumlu olduğu belirlenen bu sonuçlar, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının sermaye ithalatçısı konumunda bulunan yükselen piyasa ekonomilerinin ekonomik büyüme performansları üzerindeki olumlu etkilerinin mutlak olmadığını ve bu etkilerin ülkelerdeki yatırım ortamının niceliğindeki/niteliğindeki bir takım özelliklere göre değişme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları, Ekonomik Büyüme, Seçili Yükselen Piyasa Ekonomileri, Yeni Nesil Panel Veri Analizi. Abstract In this study, the effects of foreign direct investments on economic growth in developing selected emerging market economies economies (Brazil

Research paper thumbnail of The Effects of Inward and Outward Foreign Direct Investments on Economic Growth: Evidence from the G-7 and Selected Emerging Market Economies.pdf

In this study, the long termed effects of foreign direct (capital) investments inflows and outflo... more In this study, the long termed effects of foreign direct (capital) investments inflows and outflows on the economic growth of the economies of developed G-7 countries where the capital mobility is intense and selected emerging market economies (Brazil, China, India, Mexico, Russia, South Africa and Turkey (EME-7)) are empirically analyzed for the period of 1994-2015 within the scope of the new generation panel data methodology. From this aspect, it is also aimed to economically analyze whether the foreign direct investments inflows and outflows in countries of G-7 and EME-7 have an effect on the economic growth as is seen in the theoretical framework by being considered the capital exporter/importer positions of these countries. Determined in consequence of the study that foreign direct investments inflows/outflows in the countries of G-7 have a positive and statistically significant effect on economic growth in the long term. Also determined that the foreign direct investments inflows have a positive and statistically significant effect on economic growth in countries of EME-7; while the foreign direct investments outflows have not the same effect on the economic growth. These results which are consonant with the theoretical and empirical literature show that just both foreign direct investments inflows and outflows have a significant role in economic growth on G-7 countries; just foreign direct investments inflows have an important role in economic growth on EME-7 countries at the same time.

Research paper thumbnail of AR-GE YATIRIMLARININ TOPLAM FAKTÖR VERİMLİLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: OECD ÜLKELERİ ÜZERİNDE PANEL VERİ ANALİZİ (1994-2014

Özet İçsel büyüme teorileriyle birlikte teknoloji düzeyindeki gelişmeler genellikle Ar-Ge yatırım... more Özet İçsel büyüme teorileriyle birlikte teknoloji düzeyindeki gelişmeler genellikle Ar-Ge yatırımlarıyla ilişkilendirilmekte ve farklı nitelikteki Ar-Ge yatırımlarının toplam faktör verimliliği üzerindeki etkileri teorik-ampirik düzeyde araştırılmaktadır. Bu çalışmada, OECD üyesi ülkelerde Ar-Ge yatırımlarının toplam faktör verimliliği (TFV) üzerindeki etkileri 1994-2014 dönemi için yeni nesil panel veri analizi metodolojisi ile ekonometrik olarak incelenmektedir. Ar-Ge yatırımlarının TFV üzerindeki etkilerinin daha tutarlı bir şekilde incelenebilmesi için 29 OECD üyesi ülke toplam Ar-Ge yatırımlarının büyüklüğüne göre OECD-1 ve OECD-2 olarak iki alt grupta analize dâhil edilmişlerdir. Bu yönüyle çalışmada, OECD-1 ve OECD-2 gruplarında yer alan ülkelerin uzun dönemli ekonomik büyüme performanslarının sürdürülebilirliği üzerinde farklı nitelikteki Ar-Ge yatırımlarının etkilerinin nasıl olduğu makroekonomik düzeyde araştırılmıştır. Çalışma sonucunda, inceleme döneminde farklı nitelikteki bütün Ar-Ge yatırımlarının TFV üzerindeki etkilerinin her iki ülke grubunda da pozitif yönlü olduğu ve bu pozitif yönlü etkilerin büyüklüğünün ise beklenildiği gibi OECD-1 grubunda çok daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte çalışmada, OECD-1 ve OECD-2 grupları arasında TFV üzerindeki etkileri itibariyle üniversiteler ve kamu kesimi tarafından geçekleştirilen Ar-Ge yatırımları açısından bir benzerliğin, özel sektör ve toplam Ar-Ge yatırımları açısından da bir farklılığın oluştuğunu belirlenmiştir. Abstract Advances in technology level with endogenous growth theory often associated with R&D investment and impacts on total factor productivity of investment in R&D in different qualities being investigated in theoretical and empirical levels. In this study, effects on the total factor productivity (TFP) of R&D investment in the OECD member countries has been examined as econometric with a new generation of panel data analysis methodology for the period 1994-2014. In order to the effects on TFP of R&D investments more consistently to be examined the 29 OECD member countries according to size of the total R&D investments in the OECD-1 and the OECD-2 were included in the analysis subgroup. This aspect of the study was to investigate the macroeconomic level the OECD and OECD-2-one group of countries in the long term is how the effects of investment in R&D in different qualities on the sustainability of

Research paper thumbnail of MACROECONOMIC DETERMINANTS OF TOTAL FACTOR PRODUCTIVITY: NEW GENERATION PANEL DATA ANALYSIS ON OECD COUNTRIES (1996-2015

Determining the factors which are effective on total factor productivity (TFP) increments include... more Determining the factors which are effective on total factor productivity (TFP) increments include the productivity of all factors in the production process and making improvements for these factors via policies have importance concerning speed the potential growth rate up in the long term and making this sustainable. The medium-long term determinants of TFP are examined in this research for the 1994-2015 period as econometric within the scope of new generation panel data analysis on the OECD countries who are classified as OECD-1 and OECD-2 by their income levels. From this aspect, purposed in this research that to reveal the primary determinants which cause the differentiations between OECD-1 and OECD-2 countries in terms of their long-term economic growth performances and/or income levels. Determined as a result of the research that the effect of the variables which are used to determine the medium-long term determinants of the TFP on OECD-1 and OECD-2 groups parallelly increased and decreased as long as enhancing the representation degree of the knowledge, innovation and technological development level of the variables. These results show that the differentiation of countries in OECD-1 and OECD-2 groups in terms of long-term economic growth and/or income levels is majorly rooted in indicators which are used on behalf of knowledge, innovation, and technological development.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE'DE YAPISAL KIRILMALI TESTLERLE ELEKTRİK TÜKETİMİ VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN ELECTRICITY CONSUMPTION AND ECONOMIC GROWTH WITH STRUCTURAL BREAKS TESTS IN TURKEY

Öz Enerji ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki araştırmacıların ve politika uygulayıcılarının il... more Öz Enerji ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki araştırmacıların ve politika uygulayıcılarının ilgisini her geçen gün arttırdıkları bir konudur. Bu iki değişken arasındaki ilişki enerji politikalarının oluşturulma sürecinde önem arz etmektedir. Bu makalede Türkiye'de 1975-2013 dönemine ilişkin elektrik tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki incelenmiştir. Yapılan analiz sonuçlarına göre, değişkenler arasında uzun dönem etkileşimi tespit edilmiş, uzun dönem analizinde Türkiye'nin elektrik tüketimindeki %1 artış ekonomik büyümeyi %0.6 oranında artırmıştır. Abstract The relationship between energy and economic growth is a critical topic in which researchers and politicians increased their interests these days. The relationship between these energy and economic growth is deemed important in generating energy policies. This paper aims to examine the relationship between electricity consumption and economic growth in Turkey within the period of 1975-2013. The findings reached depicts a long-term relationship between varibles, and %1 increase of electricity consumption in Turkey elevated a in economic growth by %0.6.

Research paper thumbnail of TURKIYEDE AR GE INOVASYON IHRACAT VE EKONOMIK BUYUME ARASINDAKI ILISKI ASIMETRIK NEDENSELLIK ANALIZI

ÖZ Bu çalışmada, AR-GE harcamaları, AR-GE araştırmacı sayısı, patent ve inovasyon faaliyetlerini ... more ÖZ Bu çalışmada, AR-GE harcamaları, AR-GE araştırmacı sayısı, patent ve inovasyon faaliyetlerini ihracat ve büyüme üzerindeki etkisi Türkiye için 1990-2013 arası dönemde analiz edilmektedir. Çalışmada iki ayrı model tahmini yapılmıştır. Öncelikle, serilerin durağanlık derecelerinin belirlenmesi amacıyla ADF ve PP birim kök testi, yapısal kırılmaya izin veren birim kök testlerinden Zivot-Andrews testi uygulanmıştır. İkinci aşamada, seriler arasında eşbütünleşme ilişkisinin varlığı, Engle-Granger eşbütünleşme testiyle analiz edilmiştir. Üçüncü adımda, seriler arasındaki nedensellik ilişkileri sınanmış, bunun için Granger ile Hatemi-J asimetrik nedensellik testi kullanılmıştır. Granger Nedensellik testi sonuçlarına göre, Model 1 için patent sayısından büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Model 2 için ise ihracattan AR-GE harcamalarının milli gelir içindeki payına, patent sayısından ihracata ve AR-GE'de çalışan işgücü sayısından ihracata doğru tek yönlü tek yönlü nedensellik ilişkisi mevcuttur. Son olarak daha gelişmiş bir test olan Hatemi-J asimetrik nedensellik analizine göre, Model 1'de patentten büyümeye doğru pozitif bileşenler, büyümeden patente doğru negatif bileşenler ve AR-GE'den büyümeye doğru negatif bileşenler arasında tek yönlü ilişki tespit edilmiştir. Model 2'de ise AR-GE işgücü ile ihracat değişkenlerinin pozitif bileşenleri arasında çift yönlü, AR-GE işgücünden ihracata ve ihracattan da AR-GE'ye doğru negatif bileşenler arasında ilişkinin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır. ABSTRACT In this study, the effects of R&D expenditures, number of R&D researchers, patents and innovation activities on export and economic growth is analyzed in Turkey through the period 1990-2013. In this study, two model predictions were made. First of all, ADF and PP unit root tests were conducted to determine the order of stationarity of the series and Zivot-Andrews test among the unit root tests allowing the structural break was conducted. In the second stage, the existence of cointegration relationship between the series was analyzed with Engle-Granger cointegration test. In the third stage, causality relations between the series were examined and Granger and Hatemi-J asymmetric causality tests were used in the process. According to Granger Causality test results, unilateral causality relation was observed in Model 1 from patent number to growth. For model 2, unilateral causality relation exists from export to share of R&D expenditures in GDP, from patents to export and from R&D labor force to export. Finally, in Model 1 according to Hatemi-J asymmetric causality analysis, which is a

Research paper thumbnail of FED-CBT Political Power Relationship: Mind Games On ―Independence

—Economic policy is a mechanism that actualizes countries' development targets. Monetary policy i... more —Economic policy is a mechanism that actualizes countries' development targets. Monetary policy is the most effectual instrument of economic policy. Central banks are of prime importance in monetary policy implementations. Central banks must necessarily be independent in performing essential tasks such as price stability. There are some various criteria for FED's independency. The criterion that the members of the Board of Governors are co-opted for 14 years of service is an important issue for both the independency and stability of monetary policy. There are various global power groups affecting all central banks around the world. Among the groups are local powers, political powers, pressures from the state system and economic bodies, and international political and economic pressures. FED appears as an independent institution at first glance. However, its relationships with the Government and Congress point to the exact opposite. The Congress makes FED's legal regulations and suppresses FED indirectly via financial issues if dissatisfied with FED's monetary policy. Legal regulations handicap the execution of monetary policy directly and threaten FED's independency.

Research paper thumbnail of THE ROLE OF LOGISTICS IN REGIONAL DEVELOPMENT

Gene technology, information technologies and logistics are ranked among the most important strat... more Gene technology, information technologies and logistics are ranked among the most important strategic sectors of 21st century. Particularly, the fact that production and distribution of goods and services are not satisfactory today; has both contributed to development of logistics within the supply chain by creating a value chain throughout the channel and introduced its aspect which supports regional development in economic sense. Logistics today, stands before us as the most important weapon of competitive advantage; and all investments made almost in all areas of logistics, aid regional development in micro scale and national development in macro scale. In the context of economic impact, the effect of logistics on GDP is significant. Logistics, in the same way, effects development and improvement of education, health and all other development related issues in its region through investments and improvements. In this study, firstly regional development is defined then the goals of regional development and the role and effects of logistics in regional development are presented. INTRODUCTION Logistics, assisting flow of goods, services, and values within the chain from the production spot to the consumption spot and oppositely, from the consumption spot to the production spot; signifies an important point in terms of development of economies. Share of logistics within GDP in most developing countries cannot be denied. Today, when separation of production from consumption, and execution of both activities within limits are in question; logistics management has gained importance and has become one of the important factors determining development levels of various regions within countries. The concept of regional development has been identified, and importance and objectives of regional development have been defined in the study. Besides, the role of logistics in regional development has been explained and the impact of logistics sector in development of Turkey has been presented through various numbers. As the method of the study, official institution resources, academic studies and internet resources covering statistics related to logistics and development have been analyzed, a research has been built up, and to put forth the role of logistics on regional development has been aimed.

Research paper thumbnail of Yükselen Piyasalar Olarak Polonya ve Türkiye: İktisadi Temas Alanları, Küresel Karşılaştırmalar ve Transatlantik Eğilimler

ÖZET: Polonya ve Türkiye, uluslararası raporlara göre, dünyanın en gelişen 30 ülkesi arasında yer... more ÖZET: Polonya ve Türkiye, uluslararası raporlara göre, dünyanın en gelişen 30 ülkesi arasında yer almaktadır (Türkiye 9.; Polonya ise 19.sırada). Milli gelirde Polonya AB'nin en büyük 6. ve en fazla yabancı yatırımı çeken (Almanya'dan sonra) 2. ekonomisi iken, Türkiye ise dünyanın 17. büyük ekonomisidir. Polonya ile Türkiye arasında kurulan diplomatik ilişkilerin 600. yıldönümü (2014) nedeniyle yapılan bu çalışmada iki ülke şu üç açıdan değerlendirilmektedir: (1) Polonya ve Türkiye arasında tarihsel planda ve günümüzde birçok iktisadi temas (yatırım, dış ticaret ve turizm, vb.) alanı ve halen yürürlükte olan 12 tane iktisadi antlaşma bulunmaktadır. Örneğin, Gümrük Birliği, 6 milyar dolar civarındaki ticaret hacmini arttırmaya devam etmektedir. Son küresel mali kriz iki ülke arasındaki ilişkilerin istikrarını bozmamıştır. (2) Bazı küresel göstergelere göre iki ülkenin gelişmişlik düzeyi farklılık göstermektedir. Örneğin, her iki ülke yolsuzluk endeksi (CPI) bakımından 176 ülke arasında " orta temiz " (2012) ve özgürlük endeksi (IEF) bakımından " orta özgür " (2013) sayılırken; insani gelişme endeksi (HDI) bakımından Polonya " çok yüksek gelişmiş " , Türkiye ise " yüksek gelişmiş ülkeler " grubunda (2013) yer almıştır. (3) Ayrıca iki ülke birbirlerine olan tarihsel yakınlıktan dolayı benzer transatlantik eğilimlere de sahiptir. Örneğin her iki ülkede, AB yerine ABD'nin küresel liderliği daha fazla benimsenmektedir. ABSTRACT: According to international reports, Poland and Turkey are among the most developing 30 countries around the World (Turkey 9th, Poland 19th). Considering national income, Poland is the 6th largest and with respect to the attracting foreign investment 2th country of the EU (after Germany), Turkey is the world's 17th largest economy. In this study which is done because of 600th anniversary (2014) of establishing diplomatic relations between Turkey and Poland, these two countries have evaluated the following three aspects: (1) Currently and historical background, there are many economic contacts area (investment, foreign trade, and tourism, etc.) and 12 economic treaties which are still in force between Poland and Turkey. For example, Customs Union keeps on increasing trade volume around $6 billion. The recent global financial crisis didn't disrupt the stability among these countries. (2) According to some global indicators, the level of development of the two countries is different. For instance, in terms of human development index (HDI) Poland is called as " advanced very high " and Turkey is called as " highly developed countries " while both countries are * Bu makale; Süleyman Demirel Üniversitesi'nin 29-31 Mayıs 2014'te düzenlediği " Küresel Sorunlar ve Çözüm Arayışları " başlıklı II. Uluslararası Davraz Kongresi'nde kabul edildiği halde sunulmayan bildirinin gözden geçirilmiş şeklidir.

Books by Halil İbrahim AYDIN

Research paper thumbnail of 'An Investigation of Causality between Urbanization and Carbon Emissions in Turkey' in Economic Development: Social and Political Interactions

Research paper thumbnail of TIME-VARYING ECONOMIC CONSEQUENCES OF TERRORISM IN THE USA: EVIDENCE FROM TVP-SVAR MODEL

This study aims to examine the economic consequences of terrorism (the effects on economic growth... more This study aims to examine the economic consequences of terrorism (the effects on economic growth and its components) in the U.S. as it suffers from the 9/11 attacks, which is a milestone of literature on the economic consequences of terrorism. We analyze the time-varying effects of terrorism on economic growth and its components in the U.S. for the period of 1970:Q1-2020:Q4 with the nonlinear Time-Varying Parameter Structural Vector Autoregression (TVP-SVAR) model. We construct an index over the values of all measurable dimensions (the number of terrorist incidents, the number of deaths, and the number of injured) of the terrorist acts carried out in the USA. The results show that the time factor is important in revealing the economic consequences of terrorism in the USA. In addition, the effects of terrorism on economic growth and its components have changed significantly in the periods before/after 11/9 and in the short/long term. These results point out the importance of designing security policies that limit the effects of insecurity and uncertainty created by terrorism on the spending decisions of economic actors.

Research paper thumbnail of THE RELATIONSHIP BETWEEN PRICE AND FINANCIAL STABILITY IN MONETARY POLICY DESIGNS: EVIDENCE FROM THE EURO AREA (1999:01-2020:12)

In this study, it is aimed to examine the relations between price stability and financial stabili... more In this study, it is aimed to examine the relations between price stability and financial stability in the monetary policy designs of the euro area countries empirically, taking into account the development of monetary policy designs since the 1990s with Conventional Wisdom and New Environment Hypotheses. For this purpose, in the study are examined the time-changing relations between price stability and financial stability in euro area countries where monetary policies are designed for the main purpose of price stability econometrically using the TVP-VAR model for the period 1999:01-2020:12. As a result of the study, it was found that the relations between price stability and financial stability during the review period in euro area countries changed over time and were mutual within the scope of the New Environment Hypothesis. These results point to the necessity of redesigning monetary policies in the euro area countries, taking into account the New Environment Hypothesis and the changing structure of the relations between monetary and financial variables over time.

Research paper thumbnail of Tertiary Education in Europe. What is Romania's place

In the context of the internationalization of the labor market, the countries around the world ha... more In the context of the internationalization of the labor market, the countries around the world have begun to focus on developing and implementing education policies that ensure the quality, coherence and equity of tertiary education. The main objective of this study is to identify and analyze the place of Romania between 35 European countries and Turkey, in terms of tertiary education. Cluster analysis has been used to achieve this goal, and the results indicate similarities and disparities between the countries analyzed. This article can be a reflection for decision-makers in the development of a skilled workforce..

Research paper thumbnail of GAZİANTEP UNIVERSITY JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

Küresel bir salgın hastalık olan korona virüs ilk olarak Çin'de ortaya çıkmış ve tüm dünyayı etki... more Küresel bir salgın hastalık olan korona virüs ilk olarak Çin'de ortaya çıkmış ve tüm dünyayı etkisi altına almış bulunmaktadır. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri dahi bu salgından fazlaca etkilendikleri görülmektedir. Korona virüs küreselleşen dünya ekonomisinde sosyal ve ekonomik hayatın duraklamasına, finansal piyasalarda dalgalanmaların görülmesine neden olmaktadır. Bu çalışmanın amacı, yaşanan salgın ile döviz kuru arasındaki ilişkiyi 27.03.2020-15.05.2020 tarihleri arasındaki günlük verilerle araştırmaktır. Zaman serisi yöntemiyle yapılan bu araştırma sonucunda değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişki bulunmuştur. Nedensellik testlerinde ise döviz kuru ile vefat, vaka ve iyileşen sayısı arasından nedensellik bulunmuştur. Elde edilen bulgular, salgın ile döviz kuru arasında ilişki olduğu yönündedir.

Research paper thumbnail of Türkiye'de Vergi Gelirleri ile Ekonomik Kalkınma Arasındaki İlişki: Frekans Alanı Nedensellik Analizi

The Relationship between Tax Revenue and Economic Development in Turkey: Frequency Domain Causali... more The Relationship between Tax Revenue and Economic Development in Turkey: Frequency Domain Causality Analysis Mehmet Vahit EREN (1) , Ayşe ERGİN ÜNAL (2) , Halil İbrahim AYDIN (3) ÖZ: Çalışmanın amacı, Türkiye'de 1975-2013 dönemine ait yıllık verilerle vergi gelirleri ile kalkınma arasındaki ilişkinin varlığını araştırmakla beraber söz konusu ilişkinin yönünü farklı ekonometrik testlerle analiz etmektir. Hacker ve Hatemi nedensellik testi bulgularına göre, dolaylı vergi gelirlerinden kalkınmaya doğru tek yönlü; Breitung ve Caldelon frekans alanı nedensellik testi ise toplam vergi gelirlerinden kalkınmaya, dolaysız vergi gelirlerinden kalkınmaya ve kalkınmadan dolaylı vergi gelirlerine doğru tek yönlü ilişkiler tespit edilmiştir.

Research paper thumbnail of Mutluluk ve Ekonomi: Yaşam Memnuniyeti Araştırması Üzerinden Bazı Dikkatler Happiness and Economy: Some Notices on The Life Satisfaction Survey

Tüm insanlığın ortak gayesi olan mutluluk disiplinlerarası bir kavram olup, dünyada birçok alanda... more Tüm insanlığın ortak gayesi olan mutluluk disiplinlerarası bir kavram olup, dünyada birçok alanda yoğun bir biçimde araştırmalara konu edilmektedir. Mutluluğun ölçülmesine ilişkin çeşitli ölçekler mevcut olup, belli periyodlarda dünya mutluluk raporları yayımlanmaktadır. Türkiye'de de mutluluk ve mutluluk ekonomisi üzerine yapılan kuramsal ve ampirik çalışmalar her geçen gün artış göstermektedir. Özellikle ampirik mutluluk çalışmaları, memnuniyet ve mutluluğa dair veri toplanmasını sağlayan Yaşam Memnuniyeti Araştırması ile birlikte artış göstermektedir. Hiç şüphe yok ki bu konu üzerine en kapsamlı çalışmayı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yaşam Memnuniyeti Araştırması ile gerçekleştirmektedir. Tam da bu noktada çalışmanın amacı, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2003 yılından bu yana gerçekleştirilen Yaşam Memnuniyeti Araştırmasının mutluluğa dair 2019 yılı sonuçlarının önceki yıllarla karşılaştırmak suretiyle değerlendirilmesidir. Bu bağlamda çalışmada, yıllar itibariyle mutluluk düzeyi, cinsiyet-yaş grubu ve medeni duruma göre mutluluk düzeyi, eğitim durumuna göre mutluluk düzeyi, mutluluğun kaynağı ve son olarak cinsiyete göre umut düzeyi verileri çalışmaya konu edilmiştir.

Research paper thumbnail of EFFECTS OF THE ECONOMIC FREEDOMS ON THE ECONOMIC GROWTH: EVIDENCE FROM THE EU AND COMCEC COUNTRIES (1996-2015

In this research, the effects of the economic freedoms on the economic growth for EU and COMCEC c... more In this research, the effects of the economic freedoms on the economic growth for EU and COMCEC countries at different development/income level are econometrically analyzed via panel data analysis for the period of 1996-2014 by being considered the improvement of economic growth theories for the key determinants of economic growth. From this aspect, it is aimed at this research that to evaluate the effects of the economic freedoms on the long termed economic growth performances and income level differences of EU and COMCEC countries which have different statuses in terms of economic freedoms and income level indicators. It is determined at the end of the study that the economic freedoms have a positive and statistically significant effect on the economic growth of EU countries in investigation period, on the other hand, these freedoms have not any effect on the economic growth of COMCEC countries. Moreover, the existence of a one-way causality relation operates from economic freedoms to the economic growth in EU countries is specified while there is any causality link found between these freedoms and the economic growth for the countries in COMCEC group. All these results indicate that also the economic freedoms besides the physical human capital accumulation, in other words, whether the EU and COMCEC countries have a market economy adopts outward-oriented liberal fiscal policies plays a major role in differentiating the income levels or the economic growth performances.

Research paper thumbnail of MAKROEKONOMİK İSTİKRARSIZLIĞIN EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: TÜRKİYE ÜZERİNE YAPISAL KIRILMALI ZAMAN SERİSİ ANALİZİ (1983-2015

ÖZ Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinde makroekonomik istikrarsızlığın ekonomik büyüme üzerindeki e... more ÖZ Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinde makroekonomik istikrarsızlığın ekonomik büyüme üzerindeki etkileri 1983-2015 dönemi için yapısal kırılmaları dikkate alan zaman serisi analizi kapsamında incelenmektedir. Bu yönüyle çalışmada, iç ve dış denge koşullarını bir arada gözeten temel makroekonomik göstergelerden endeks şeklinde türetilen makroekonomik istikrarsızlık unsurlarının, Türkiye'nin ekonomik büyüme performansı üzerindeki uzun dönemli etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışma sonucunda, inceleme döneminde Türkiye ekonomisinde makroekonomik istikrarsızlık endeksinin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin negatif yönlü olduğu ve değişkenler arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, çalışma döneminde Türkiye ekonomisinde uzun dönemli ve sürdürülebilir ekonomik büyüme performanslarının yakalanabilmesinin önünde makroekonomik istikrarsızlığın mevcut yapısıyla önemli bir kısıt olduğunu göstermektedir. Bu kapsamda, Türkiye ekonomisinde yüksek oranlı iktisadi büyüme hızlarının yakalanabilmesi ve uzun dönemde sürdürülebilir kılınabilmesi için iç ve dış denge koşullarını gözeten temel makroekonomik göstergelerde istikrarın sağlanması gereklilik arz etmektedir.

Research paper thumbnail of Türkiye Düzey -1 Bölgeleri için Yoksulluk Üzerine Bir Çözümleme An Analysis on Poverty for The Level -1 Regions of Turkey

Öz Yapılan çalışmanın amacı, yoksulluğu etkilediği düşünülen göreli bileşenlerin etkisini Türkiye... more Öz Yapılan çalışmanın amacı, yoksulluğu etkilediği düşünülen göreli bileşenlerin etkisini Türkiye Düzey-1 Bölgeleri için 2007-2014 zaman dilimi içerisinde incelemektir. Bu amaçla Düzey-1 Bölgeleri kapsamında yer alan on iki alt bölgeye ait yoksulluk oranı, nüfus yoğunluğu, işsizlik oranı, net göç hızı ve ilköğretimde okullaşma oranı değişkenleri kullanılarak eşbütünleşme analizi yapılmıştır. Eşbütünleşme analiz sonuçları, değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişkinin söz konusu olduğunu göstermiştir. Çalışmadan elde edilen temel politika çıkarsaması olarak; alt bölgelerarasında yatay-kesit bağımlılığının olması nedeniyle, yoksulluğun azaltılmasına yönelik politikalar belirlenirken göç hızı, işsizlik, ilköğretimde okullaşma, nüfus yoğunluğu göstergelerinin dikkate alınması salık verilebilir. Abstract The purpose of the study is to investigate the effects of relative components for the Level-1 Regions of Turkey within the 2007-2014 period. For this purpose, co-integration analysis have been carried out for the twelve sub-regions under these regions using the variables of poverty rate, population density, unemployment rate, net migration speed and enrollment ratio in primary school. Co-integration analysis results revealed long-term relations between the variables. Main political outcome of the study is; as there is a cross-section dependence between the sub-regions, it may be advisable to take into consideration the migration speed, unemployment, enrollment in primary schooland population density in developing anti-poverty policies.

Research paper thumbnail of Finansal İstikrarı Sağlamaya Yönelik Bir Araç: Rezerv Opsiyon Mekanizması Reserve Optıon Mechanism: An Instrument for Financial Stability

ÖZ Küresel kriz sonrası gelişmiş ülkelerin merkez bankaları tarafından benimsenen genişletici par... more ÖZ Küresel kriz sonrası gelişmiş ülkelerin merkez bankaları tarafından benimsenen genişletici para politikası sonucu finansal piyasalara yoğun bir şekilde nakit akışı gerçekleştirilmiştir. Yaşanan bu süreç gelişmekte olan ülke merkez bankalarını ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nı yeni para politikası araçları bulmaya ve hayata geçirmeye yönlendirmiştir. Tam da bu noktada, Merkez bankası tarafından geliştirilen Rezerv Opsiyon Mekanizması karşımıza çıkmakta ve önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, Rezerv Opsiyon Mekanizmasının finansal istikrarı sağlamaya yönelik avantajlarını ortaya koymaktır. ABSTRACT Intense cashflows are realized towards Financial markets as the result of expansionary monetary policies adopted by central banks of the developed countries following the global crisis. This process has forced the central banks of the developed countries as well as CBRT (Central Bank of The Republic of Turkey) to figure out new monetary policy instruments to be utilized. At this exact point, Reserve Option Mechanism is brought forth by the central banks. The aim of this study is to reveal the advantages of ROM in terms of financial stability 1. GİRİŞ Küresel ekonomik kriz sonrasında gelişmekte olan ülkeler ile azgelişmiş ülkelerde para politikasının önüne koyması gereken öncelikler değişmiştir. Yaşanılan bu süreçte, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerin genişletici para politikalarının etkisiyle hız kazanan sermaye hareketlerini göz önüne alarak para politikası uygulamalarını geleneksel olmayan politika araçları ile güçlendirmeyi ve desteklemeyi hedeflemiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2010 yılı ortalarından itibaren krizle beraber uygulamaya başladığı destekleyici geleneksel politikaları " çıkış stratejisi " ile aşama aşama sonlandıracağını beyan etmiş olup, sadece fiyat istikrarını değil, finansal istikrarı da gözeten bir politika tasarlamış ve hayata geçirmiştir (Böcüoğlu, 2015). Merkez Bankasının temel amaçlarının başında hiç şüphe yok ki finansal istikrar olgusu gelmekte ve küreselleşmenin etkisiyle ekonomilerin birbirine entegre olduğu bu zaman diliminde önem arz eden bir kavram olarak karşımıza çıkmış bulunmaktadır.

Research paper thumbnail of The Effects of Foreign Direct Investments on Economic Growth: The Example of Selected Emerging Market Economies (1992-2015

Özet Bu çalışmada, gelişmekte olan seçili yükselen piyasa ekonomilerinde (Brezilya, Çin, Hindista... more Özet Bu çalışmada, gelişmekte olan seçili yükselen piyasa ekonomilerinde (Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Nijerya, Rusya, Güney Afrika ve Türkiye), doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkileri 1992-2015 dönemi için yeni nesil panel veri metodolojisi kapsamında ampirik olarak incelenmektedir. Bu yönüyle çalışmada, seçili yükselen piyasa ekonomilerinde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerinde teorik çerçevede öngörüldüğü gibi bir etkiye sahip olup olmadığının ekonometrik açıdan da incelenmesi amaçlanmaktadır. Çalışma sonucunda, inceleme döneminde Brezilya, Çin, Rusya, Hindistan, Endonezya ve Türkiye'de doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin pozitif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı olduğu, Nijerya, Meksika ve Güney Afrika'da ise doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik büyüme üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmadığı tespit edilmiştir. Teorik ve ampirik literatürle uyumlu olduğu belirlenen bu sonuçlar, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının sermaye ithalatçısı konumunda bulunan yükselen piyasa ekonomilerinin ekonomik büyüme performansları üzerindeki olumlu etkilerinin mutlak olmadığını ve bu etkilerin ülkelerdeki yatırım ortamının niceliğindeki/niteliğindeki bir takım özelliklere göre değişme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları, Ekonomik Büyüme, Seçili Yükselen Piyasa Ekonomileri, Yeni Nesil Panel Veri Analizi. Abstract In this study, the effects of foreign direct investments on economic growth in developing selected emerging market economies economies (Brazil

Research paper thumbnail of The Effects of Inward and Outward Foreign Direct Investments on Economic Growth: Evidence from the G-7 and Selected Emerging Market Economies.pdf

In this study, the long termed effects of foreign direct (capital) investments inflows and outflo... more In this study, the long termed effects of foreign direct (capital) investments inflows and outflows on the economic growth of the economies of developed G-7 countries where the capital mobility is intense and selected emerging market economies (Brazil, China, India, Mexico, Russia, South Africa and Turkey (EME-7)) are empirically analyzed for the period of 1994-2015 within the scope of the new generation panel data methodology. From this aspect, it is also aimed to economically analyze whether the foreign direct investments inflows and outflows in countries of G-7 and EME-7 have an effect on the economic growth as is seen in the theoretical framework by being considered the capital exporter/importer positions of these countries. Determined in consequence of the study that foreign direct investments inflows/outflows in the countries of G-7 have a positive and statistically significant effect on economic growth in the long term. Also determined that the foreign direct investments inflows have a positive and statistically significant effect on economic growth in countries of EME-7; while the foreign direct investments outflows have not the same effect on the economic growth. These results which are consonant with the theoretical and empirical literature show that just both foreign direct investments inflows and outflows have a significant role in economic growth on G-7 countries; just foreign direct investments inflows have an important role in economic growth on EME-7 countries at the same time.

Research paper thumbnail of AR-GE YATIRIMLARININ TOPLAM FAKTÖR VERİMLİLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: OECD ÜLKELERİ ÜZERİNDE PANEL VERİ ANALİZİ (1994-2014

Özet İçsel büyüme teorileriyle birlikte teknoloji düzeyindeki gelişmeler genellikle Ar-Ge yatırım... more Özet İçsel büyüme teorileriyle birlikte teknoloji düzeyindeki gelişmeler genellikle Ar-Ge yatırımlarıyla ilişkilendirilmekte ve farklı nitelikteki Ar-Ge yatırımlarının toplam faktör verimliliği üzerindeki etkileri teorik-ampirik düzeyde araştırılmaktadır. Bu çalışmada, OECD üyesi ülkelerde Ar-Ge yatırımlarının toplam faktör verimliliği (TFV) üzerindeki etkileri 1994-2014 dönemi için yeni nesil panel veri analizi metodolojisi ile ekonometrik olarak incelenmektedir. Ar-Ge yatırımlarının TFV üzerindeki etkilerinin daha tutarlı bir şekilde incelenebilmesi için 29 OECD üyesi ülke toplam Ar-Ge yatırımlarının büyüklüğüne göre OECD-1 ve OECD-2 olarak iki alt grupta analize dâhil edilmişlerdir. Bu yönüyle çalışmada, OECD-1 ve OECD-2 gruplarında yer alan ülkelerin uzun dönemli ekonomik büyüme performanslarının sürdürülebilirliği üzerinde farklı nitelikteki Ar-Ge yatırımlarının etkilerinin nasıl olduğu makroekonomik düzeyde araştırılmıştır. Çalışma sonucunda, inceleme döneminde farklı nitelikteki bütün Ar-Ge yatırımlarının TFV üzerindeki etkilerinin her iki ülke grubunda da pozitif yönlü olduğu ve bu pozitif yönlü etkilerin büyüklüğünün ise beklenildiği gibi OECD-1 grubunda çok daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte çalışmada, OECD-1 ve OECD-2 grupları arasında TFV üzerindeki etkileri itibariyle üniversiteler ve kamu kesimi tarafından geçekleştirilen Ar-Ge yatırımları açısından bir benzerliğin, özel sektör ve toplam Ar-Ge yatırımları açısından da bir farklılığın oluştuğunu belirlenmiştir. Abstract Advances in technology level with endogenous growth theory often associated with R&D investment and impacts on total factor productivity of investment in R&D in different qualities being investigated in theoretical and empirical levels. In this study, effects on the total factor productivity (TFP) of R&D investment in the OECD member countries has been examined as econometric with a new generation of panel data analysis methodology for the period 1994-2014. In order to the effects on TFP of R&D investments more consistently to be examined the 29 OECD member countries according to size of the total R&D investments in the OECD-1 and the OECD-2 were included in the analysis subgroup. This aspect of the study was to investigate the macroeconomic level the OECD and OECD-2-one group of countries in the long term is how the effects of investment in R&D in different qualities on the sustainability of

Research paper thumbnail of MACROECONOMIC DETERMINANTS OF TOTAL FACTOR PRODUCTIVITY: NEW GENERATION PANEL DATA ANALYSIS ON OECD COUNTRIES (1996-2015

Determining the factors which are effective on total factor productivity (TFP) increments include... more Determining the factors which are effective on total factor productivity (TFP) increments include the productivity of all factors in the production process and making improvements for these factors via policies have importance concerning speed the potential growth rate up in the long term and making this sustainable. The medium-long term determinants of TFP are examined in this research for the 1994-2015 period as econometric within the scope of new generation panel data analysis on the OECD countries who are classified as OECD-1 and OECD-2 by their income levels. From this aspect, purposed in this research that to reveal the primary determinants which cause the differentiations between OECD-1 and OECD-2 countries in terms of their long-term economic growth performances and/or income levels. Determined as a result of the research that the effect of the variables which are used to determine the medium-long term determinants of the TFP on OECD-1 and OECD-2 groups parallelly increased and decreased as long as enhancing the representation degree of the knowledge, innovation and technological development level of the variables. These results show that the differentiation of countries in OECD-1 and OECD-2 groups in terms of long-term economic growth and/or income levels is majorly rooted in indicators which are used on behalf of knowledge, innovation, and technological development.

Research paper thumbnail of TÜRKİYE'DE YAPISAL KIRILMALI TESTLERLE ELEKTRİK TÜKETİMİ VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN ELECTRICITY CONSUMPTION AND ECONOMIC GROWTH WITH STRUCTURAL BREAKS TESTS IN TURKEY

Öz Enerji ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki araştırmacıların ve politika uygulayıcılarının il... more Öz Enerji ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki araştırmacıların ve politika uygulayıcılarının ilgisini her geçen gün arttırdıkları bir konudur. Bu iki değişken arasındaki ilişki enerji politikalarının oluşturulma sürecinde önem arz etmektedir. Bu makalede Türkiye'de 1975-2013 dönemine ilişkin elektrik tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki incelenmiştir. Yapılan analiz sonuçlarına göre, değişkenler arasında uzun dönem etkileşimi tespit edilmiş, uzun dönem analizinde Türkiye'nin elektrik tüketimindeki %1 artış ekonomik büyümeyi %0.6 oranında artırmıştır. Abstract The relationship between energy and economic growth is a critical topic in which researchers and politicians increased their interests these days. The relationship between these energy and economic growth is deemed important in generating energy policies. This paper aims to examine the relationship between electricity consumption and economic growth in Turkey within the period of 1975-2013. The findings reached depicts a long-term relationship between varibles, and %1 increase of electricity consumption in Turkey elevated a in economic growth by %0.6.

Research paper thumbnail of TURKIYEDE AR GE INOVASYON IHRACAT VE EKONOMIK BUYUME ARASINDAKI ILISKI ASIMETRIK NEDENSELLIK ANALIZI

ÖZ Bu çalışmada, AR-GE harcamaları, AR-GE araştırmacı sayısı, patent ve inovasyon faaliyetlerini ... more ÖZ Bu çalışmada, AR-GE harcamaları, AR-GE araştırmacı sayısı, patent ve inovasyon faaliyetlerini ihracat ve büyüme üzerindeki etkisi Türkiye için 1990-2013 arası dönemde analiz edilmektedir. Çalışmada iki ayrı model tahmini yapılmıştır. Öncelikle, serilerin durağanlık derecelerinin belirlenmesi amacıyla ADF ve PP birim kök testi, yapısal kırılmaya izin veren birim kök testlerinden Zivot-Andrews testi uygulanmıştır. İkinci aşamada, seriler arasında eşbütünleşme ilişkisinin varlığı, Engle-Granger eşbütünleşme testiyle analiz edilmiştir. Üçüncü adımda, seriler arasındaki nedensellik ilişkileri sınanmış, bunun için Granger ile Hatemi-J asimetrik nedensellik testi kullanılmıştır. Granger Nedensellik testi sonuçlarına göre, Model 1 için patent sayısından büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Model 2 için ise ihracattan AR-GE harcamalarının milli gelir içindeki payına, patent sayısından ihracata ve AR-GE'de çalışan işgücü sayısından ihracata doğru tek yönlü tek yönlü nedensellik ilişkisi mevcuttur. Son olarak daha gelişmiş bir test olan Hatemi-J asimetrik nedensellik analizine göre, Model 1'de patentten büyümeye doğru pozitif bileşenler, büyümeden patente doğru negatif bileşenler ve AR-GE'den büyümeye doğru negatif bileşenler arasında tek yönlü ilişki tespit edilmiştir. Model 2'de ise AR-GE işgücü ile ihracat değişkenlerinin pozitif bileşenleri arasında çift yönlü, AR-GE işgücünden ihracata ve ihracattan da AR-GE'ye doğru negatif bileşenler arasında ilişkinin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır. ABSTRACT In this study, the effects of R&D expenditures, number of R&D researchers, patents and innovation activities on export and economic growth is analyzed in Turkey through the period 1990-2013. In this study, two model predictions were made. First of all, ADF and PP unit root tests were conducted to determine the order of stationarity of the series and Zivot-Andrews test among the unit root tests allowing the structural break was conducted. In the second stage, the existence of cointegration relationship between the series was analyzed with Engle-Granger cointegration test. In the third stage, causality relations between the series were examined and Granger and Hatemi-J asymmetric causality tests were used in the process. According to Granger Causality test results, unilateral causality relation was observed in Model 1 from patent number to growth. For model 2, unilateral causality relation exists from export to share of R&D expenditures in GDP, from patents to export and from R&D labor force to export. Finally, in Model 1 according to Hatemi-J asymmetric causality analysis, which is a

Research paper thumbnail of FED-CBT Political Power Relationship: Mind Games On ―Independence

—Economic policy is a mechanism that actualizes countries' development targets. Monetary policy i... more —Economic policy is a mechanism that actualizes countries' development targets. Monetary policy is the most effectual instrument of economic policy. Central banks are of prime importance in monetary policy implementations. Central banks must necessarily be independent in performing essential tasks such as price stability. There are some various criteria for FED's independency. The criterion that the members of the Board of Governors are co-opted for 14 years of service is an important issue for both the independency and stability of monetary policy. There are various global power groups affecting all central banks around the world. Among the groups are local powers, political powers, pressures from the state system and economic bodies, and international political and economic pressures. FED appears as an independent institution at first glance. However, its relationships with the Government and Congress point to the exact opposite. The Congress makes FED's legal regulations and suppresses FED indirectly via financial issues if dissatisfied with FED's monetary policy. Legal regulations handicap the execution of monetary policy directly and threaten FED's independency.

Research paper thumbnail of THE ROLE OF LOGISTICS IN REGIONAL DEVELOPMENT

Gene technology, information technologies and logistics are ranked among the most important strat... more Gene technology, information technologies and logistics are ranked among the most important strategic sectors of 21st century. Particularly, the fact that production and distribution of goods and services are not satisfactory today; has both contributed to development of logistics within the supply chain by creating a value chain throughout the channel and introduced its aspect which supports regional development in economic sense. Logistics today, stands before us as the most important weapon of competitive advantage; and all investments made almost in all areas of logistics, aid regional development in micro scale and national development in macro scale. In the context of economic impact, the effect of logistics on GDP is significant. Logistics, in the same way, effects development and improvement of education, health and all other development related issues in its region through investments and improvements. In this study, firstly regional development is defined then the goals of regional development and the role and effects of logistics in regional development are presented. INTRODUCTION Logistics, assisting flow of goods, services, and values within the chain from the production spot to the consumption spot and oppositely, from the consumption spot to the production spot; signifies an important point in terms of development of economies. Share of logistics within GDP in most developing countries cannot be denied. Today, when separation of production from consumption, and execution of both activities within limits are in question; logistics management has gained importance and has become one of the important factors determining development levels of various regions within countries. The concept of regional development has been identified, and importance and objectives of regional development have been defined in the study. Besides, the role of logistics in regional development has been explained and the impact of logistics sector in development of Turkey has been presented through various numbers. As the method of the study, official institution resources, academic studies and internet resources covering statistics related to logistics and development have been analyzed, a research has been built up, and to put forth the role of logistics on regional development has been aimed.

Research paper thumbnail of Yükselen Piyasalar Olarak Polonya ve Türkiye: İktisadi Temas Alanları, Küresel Karşılaştırmalar ve Transatlantik Eğilimler

ÖZET: Polonya ve Türkiye, uluslararası raporlara göre, dünyanın en gelişen 30 ülkesi arasında yer... more ÖZET: Polonya ve Türkiye, uluslararası raporlara göre, dünyanın en gelişen 30 ülkesi arasında yer almaktadır (Türkiye 9.; Polonya ise 19.sırada). Milli gelirde Polonya AB'nin en büyük 6. ve en fazla yabancı yatırımı çeken (Almanya'dan sonra) 2. ekonomisi iken, Türkiye ise dünyanın 17. büyük ekonomisidir. Polonya ile Türkiye arasında kurulan diplomatik ilişkilerin 600. yıldönümü (2014) nedeniyle yapılan bu çalışmada iki ülke şu üç açıdan değerlendirilmektedir: (1) Polonya ve Türkiye arasında tarihsel planda ve günümüzde birçok iktisadi temas (yatırım, dış ticaret ve turizm, vb.) alanı ve halen yürürlükte olan 12 tane iktisadi antlaşma bulunmaktadır. Örneğin, Gümrük Birliği, 6 milyar dolar civarındaki ticaret hacmini arttırmaya devam etmektedir. Son küresel mali kriz iki ülke arasındaki ilişkilerin istikrarını bozmamıştır. (2) Bazı küresel göstergelere göre iki ülkenin gelişmişlik düzeyi farklılık göstermektedir. Örneğin, her iki ülke yolsuzluk endeksi (CPI) bakımından 176 ülke arasında " orta temiz " (2012) ve özgürlük endeksi (IEF) bakımından " orta özgür " (2013) sayılırken; insani gelişme endeksi (HDI) bakımından Polonya " çok yüksek gelişmiş " , Türkiye ise " yüksek gelişmiş ülkeler " grubunda (2013) yer almıştır. (3) Ayrıca iki ülke birbirlerine olan tarihsel yakınlıktan dolayı benzer transatlantik eğilimlere de sahiptir. Örneğin her iki ülkede, AB yerine ABD'nin küresel liderliği daha fazla benimsenmektedir. ABSTRACT: According to international reports, Poland and Turkey are among the most developing 30 countries around the World (Turkey 9th, Poland 19th). Considering national income, Poland is the 6th largest and with respect to the attracting foreign investment 2th country of the EU (after Germany), Turkey is the world's 17th largest economy. In this study which is done because of 600th anniversary (2014) of establishing diplomatic relations between Turkey and Poland, these two countries have evaluated the following three aspects: (1) Currently and historical background, there are many economic contacts area (investment, foreign trade, and tourism, etc.) and 12 economic treaties which are still in force between Poland and Turkey. For example, Customs Union keeps on increasing trade volume around $6 billion. The recent global financial crisis didn't disrupt the stability among these countries. (2) According to some global indicators, the level of development of the two countries is different. For instance, in terms of human development index (HDI) Poland is called as " advanced very high " and Turkey is called as " highly developed countries " while both countries are * Bu makale; Süleyman Demirel Üniversitesi'nin 29-31 Mayıs 2014'te düzenlediği " Küresel Sorunlar ve Çözüm Arayışları " başlıklı II. Uluslararası Davraz Kongresi'nde kabul edildiği halde sunulmayan bildirinin gözden geçirilmiş şeklidir.

Research paper thumbnail of 'An Investigation of Causality between Urbanization and Carbon Emissions in Turkey' in Economic Development: Social and Political Interactions

Research paper thumbnail of Bir "Garip" Orhan Veli Kanık: Şiirleri Bağlamında İktisat-Edebiyat İlişkisi

Research paper thumbnail of UNESCO Yaratıcı Kentler Ağı -Yerel Kalkınma İlişkisi: Edebiyat Kentleri Örneği

Özet Küreselleşen dünya ve sanayileşme süreci ile birlikte ruhsuz bir hale bürünen kentlerin, in... more Özet
Küreselleşen dünya ve sanayileşme süreci ile birlikte ruhsuz bir hale bürünen kentlerin, insan odaklı olarak ele alınması önem kazanmıştır. Kentler, küreselleşmenin olumsuz sonuçlarını dengeleyerek, faydalarını artırma potansiyeli taşımaktadır. İyi yönetilen kentler, işgücü için fırsatlar sunan bir ekonomik ortam sağlayabilmekte ve hizmet çeşitliliği sunabilmektedir. Kentlerin yiten anlamlarının yeniden kazanılmasına yönelik olarak, yere özgü değerlerin öne çıkarılması çabaları gündeme gelmiştir. Söz konusu çabaların uluslararası platformlardaki karşılıklarından biri, UNESCO Yaratıcı Kentler Ağı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaratıcı Kentler Ağı, kendisine özgü nitelikleriyle ön plana çıkan kentlerin, bu niteliklerden beslenen kimliklerinin pekiştirilmesini içeren uluslararası bir tanınırlık ağı olarak ifade edilmektedir. Bahse konu ağ 2004 yılında, kültürel çeşitlilik ve sürdürülebilir kentsel kalkınma temel misyonu çerçevesinde kurulmuş olup, kentleri yaratıcı sektörlere girdi veren özellikleri üzerinden değerlendirmektedir. Bu değerlendirme, zanaat ve halk sanatları, tasarım, sinema, gastronomi, edebiyat, müzik ve medya sanatları olmak üzere yedi ayrı başlık altında sınıflandırılmaktadır. Sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan kentlerin gelişmesini ve ilerlemesini destekleme hedefindeki bu program aynı zamanda, kültürel çeşitliliğin devamı ve yerel ölçekte yaratıcı ortamların geliştirilmesini de içermektedir. Söz konusu yaklaşım, kentlerin kalkınmasında yakın zamanda artan biçimde gündeme gelen yaratıcı endüstrilerin de olmazsa olmazları arasında yer almaktadır. Bu bağlamda programın amacı salt ekonomik kalkınma olmayıp, kentin sosyal dokusuna, kültürel zenginliğine ve estetik niteliklerine katkı sunmak, yaşam kalitesini yükseltmek, topluluk hissi ile kimliğini güçlendirmek ve kültür turizmini teşvik etmektir. Tam da bu noktada yaratıcı kentler, yerel kalkınmaya artı değer sağlamaktadır. Bu çalışma kapsamında Yaratıcı Kentler Ağı sınıflandırması içinde yer alan edebiyat kentlerinin yerel kalkınmaya etkisi irdelenecektir. (Uruguay) olmak üzere 20 kent yer almaktadır. Bu kentlerin taşıdığı niteliklerin yerel kalkınmaya olan pozitif etkisine, Edinburgh örneği üzerinden işaret edilecektir.

Anahtar kelimeler: Yaratıcı ekonomiler, kültür endüstrileri, UNESCO yaratıcı kentler ağı, yerel kalkınma, edebiyat kentleri

Abstract
Cities that are becoming soulless with the globalizing world and the industrialization process, it is important that they are taken as human-focused and rescheduled. Cities have the potential to increase their benefits by balancing the negative consequences of globalization. Well-managed cities can provide an economic environment that offers opportunities for the workforce and offer a variety of services. Efforts have been made to put forward specific values in order to regain the lost meaning of the cities. One of the counterparts of these efforts on the international platform is the UNESCO Creative Cities Network. The Creative Cities Network is expressed as an international network of recognitions involving the consolidation of the identities of the cities that have come to the forefront with their unique qualities. The network was established in 2004 within the framework of the basic mission of cultural diversity and sustainable urban development and has come to the fore as an evaluation of the features of cities that have entered the creative industries. This assessment is categorized under seven different headings: craft and folk arts, design, cinema, gastronomy, literature, music and media arts.
This program of promoting the development and progress of cities in social, economic and cultural terms also includes the continuation of cultural diversity and the development of creative environments at local scale. This approach is one of the indispensable aspects of creative industries, which are increasingly on the rise in the development of cities. In this context, the aim of the program is not only economic development, but also contributing to the city's social texture, cultural richness and aesthetic qualities, raising the quality of life, strengthening the sense of community and identity and promoting cultural tourism. At this point, creative cities provide added value for local development. Within the scope of this study, the effect of the literary cities included in the classification of the Creative Urban Network will be analyzed. Today, the UNESCO Literary Cities network is home to many of the world's largest cities, including Edinburgh (Scotland), Melbourne (Canada), Iowa City (USA), Dublin (Ireland), Reykjavik (Iceland), Norwich (UK), Krakow (Poland), Dunedin (New Zealand) Czech Republic), Heidelberg (Germany), Granada (Spain), Ulyanovsk (Russia), Baghdad (Iraq), Tartu (Estonia), Lviv (Ukraine), Ljubljana (Slovenia), Barcelona (Spain), Nottingham (Portugal) and Montevideo (Uruguay). The positive impact of the features of these cities on local development will be pointed out through the example of Edinburgh.

Keywords: Creative economy, cultural industries, UNESCO creative cities network, local development, literature cities