Muhammet Abay | Marmara University (original) (raw)

Papers by Muhammet Abay

Research paper thumbnail of Meallerde Parantez Kullanımı

Meal Yazım Stratejisi: İhtilaflı Alanlar ve Çözüm Önerileri. Ankara, 16-18 Haziran 2021, 2021

Research paper thumbnail of Mushaf İmlası Açısından İbnü'l-Cezeri Mushafı

Uluslararası İbnü’l-Cezerî Sempozyumu. Bursa, 1-4 Kasım 2018, 2018

Research paper thumbnail of Mushaflarda Kullanılan Vakf İşaretleri

III. Tecvid (Vakıf ve İbtida) Çalıştayı. Bingöl, 18 Kasım 2021, 2021

Research paper thumbnail of Kur’an Yolu Meali’nde Türkçede Tedavülde Olmayan veya Kaba Kelimelerin Kullanılması Bakımından Geliştirmeye Açık Hususlar

Meallerde Geliştirilmeye Açık Alanlar Çalıştayı, 2021

Research paper thumbnail of Hayber'in Fethi

Hayat Rehberi Kur'ân: Konulu Tefsir, 2021

Research paper thumbnail of Vahiy

Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, 2021

Research paper thumbnail of Kur'an'da Faḥşâ Lafzının Anlam Çerçevesi | The Meanings of Faḥšā as a Quranic Concept

Usul İslam Araştırmaları, 2023

Faḥşâ kelimesi fḥş kökünden türemiştir ve Arapçada bu kökten türeyen kelimeler yaygın bir kullanı... more Faḥşâ kelimesi fḥş kökünden türemiştir ve Arapçada bu kökten türeyen kelimeler yaygın bir kullanıma sahiptir. Kur’an’da bunlardan sadece fâḥişe ve onun çoğulu fevâḥiş ile faḥşâ kelimeleri geçmektedir. Faḥişe kelimesi biri muzmar olmak üzere on dört, faḥşâ kelimesi altı, fevâḥiş kelimesi de dört yerde kullanılmıştır. İlgili ayetleri tefsir eden müfessirler bu kelimelerin hangi anlama geldiğine dair bazen farklı bazen de birbirine aykırı düşen açıklamalar yapmıştır. Ayrıca bazı müfessirler kendi içinde de tutarlı açıklamalar sunamamıştır. Bu durum, ilgili kelimelerin geçtiği ayetlerin doğru anlaşılmasını zorlaştırma, kastedilen anlamdan uzaklaşılmasına sebep olmaktadır. Sonuç olarak, bu kelimelerin anlamları konusunda tefsirlerde bir karmaşa vardır. Bu karmaşa giderilmeden ilgili ayetlerin doğru bir şekilde anlaşılması mümkün görünmemektedir. Bu makalenin amacı fḥş kökünden türeyen ve Kur’an’da kullanılan fâḥişe, faḥşâ ve fevâḥiş kelimelerine yüklenen anlamlardaki karışıklığı ortadan kaldırmak ve kontekste en uygun anlamı belirlemektir. Bunu gerçekleştirmek üzere önce klasik Arap lügatlerinden hareketle genel olarak bu kelimelerin hangi anlamlara geldiği tespit edilmiş, ardından kelimelerin yer aldığı ayetler tek tek ele alınarak müfessirlerin verdiği anlamlar değerlendirilmiş ve nihayetinde metnin siyak sibakı yanında tarihsel bağlamı göz önüne alınarak ayette kastedilen anlam belirlenmiştir. Böylece fâḥişe, faḥşâ ve fevâḥiş kelimelerinin Kur’an’da hangi anlamlarda kullanıldığıyla ilgili tefsirlerdeki karmaşayı ortadan kaldıracak daha net bir çerçeve çizilmiştir.
...
The word faḥšā is derived from the fḥš and is commonly used in Arabic. In the Qur’ān, only the words fāḥiše, fevāḥiš and faḥšā are mentioned. Scholars who interpreted the relevant verses have sometimes provided different and conflicting explanations for the meanings of these words. Furthermore, some scholars have not been able to present consistent explanations among themselves. This situation makes it difficult to accurately understand the verses in which these words appear. As a result, there is confusion in the interpretations concerning the meanings of these words, and understanding the relevant verses correctly is not possible without resolving this confusion. The purpose of this article is to eliminate the ambiguity regarding the meanings of these words and to determine their most suitable contextually appropriate meanings. To achieve this, the general meanings of these words have been identified based on classical Arabic dictionaries, then the verses in which these words appear have been individually examined, and the meanings provided by scholars have been evaluated while considering the historical context and the coherence of the text. Thus, a clearer framework has been drawn to eliminate the confusion in the interpretations of fāḥiše, faḥšā, and fevāḥiš in the Qur’ān.

Research paper thumbnail of Bakara Sûresi’nin 121. Âyeti Tam Olarak Ne Diyor?: Mübhemât Analiziyle Otantik Anlamın Tespitine İlişkin Bir Deneme | What Exactly Does 121st Verse of Sūrat al-Baqara Say?: An Essay on Determining the Authentic Meaning Through Analysis of Mubhamāt

Tefsir Araştırmaları Dergisi, 2023

Bakara Sûresi’nin 121. âyeti, mübhem kelimeler sarmalında farklı anlam takdirlerine konu olan ve ... more Bakara Sûresi’nin 121. âyeti, mübhem kelimeler sarmalında farklı anlam takdirlerine konu olan ve maksadı tam olarak anlaşılmayan bir âyettir. Âyetteki “ellezî” ism-i mevsulü, “el-kitâb” kelimesi, “ülâike” ism-i işaretleri ve âyetin farklı kısımlarındaki müfred müzekker gâib zamirleri (hüve/hû) mübhem lafızlardır. Her birinin neyi karşıladığı açık değildir. Âyetin müstakil bir âyet olması fikriyle öncekinin devamı olduğu fikri de başka bir karmaşayı getirmektedir. Âyetin kimin hakkında indiğine dair farklı rivayet ve görüşler de bu farklılaşmayı derinleştirmektedir. Bu yüzden de müfessirler, her biri için farklı vecihler sunmakta; bu vecihlere göre de âyetin anlamı farklılaşmaktadır. Makalede öncelikle ilgili mübhemlere başlangıçtan bu yana nasıl takdirler yapıldığını, dolayısıyla da âyete nasıl anlam verildiğini görme açısından müfessirlerin açıklamalarının bir tarihsel gelişimi çıkarılmıştır. Aynı zamanda bununla müfessirlerin âyetin tefsirine dair farklı yöneliş ve tavırlarını da görmek mümkün olmuştur. Akabinde bu açıklamalardan hareketle âyetin hangi şekillerde açıklandığının haritası çıkarılmıştır. Sonra ilgili âyette geçen benzer ifade ve içerikler Kur’an bütünlüğü içerisinde incelenmiş, mübhemlerin tespiti bağlamında sebeb-i nüzul, siyak-sibak (bağlam) açısından irdelenmiş, âyet bir bütün olarak gramatik açıdan tahlil edilmiştir. Sonuçta âyetteki mübhemlerin takdirleri, sebeb-i nüzul, nüzul bağlamı, âyetin siyak-sibakı, âyetin gramatik yapısı ve Kur’an bütünlüğü ışığında âyetin otantik anlamı tercih edilmiştir.
...
121st verse of Sūrat al-Baqara is a verse that is addressed to different meanings in the spiral of ambiguous words and it’s purpose is not exactly understood. “Allad͟hī” (relative pronoun), “al-kitāb” (definite noun), “ulāika” (demonstrative pronoun) and “huwa/hū” (pronouns) in the verse are ambiguous words. It is not clear what each corresponds to. The idea that the verse is a separate verse and that it is a continuation of the previous one brings another confusion. Different narrations and opinions about whom the verse is revealed also deepen this differentiation. For these reasons, commentators offer different meanings for each of them. Therefore, the meaning of the verse differs according to these types of meanings. In this article, first of all, a historical development of the explanations of the commentators is drawn to see how the related ambiguities have been clarificated and thus how the verse has been given meaning since the begining. With this historical process reading, at the same time, it has been possible to observe and see the different methods and attitudes of the commentators towards the interpretation of the verse. Then, basing on the interpretations of the commentators, a map was drawn up in which ways the verse was explained. Subsequently, the Qur’anic uses of some expressions in the relevant verse were examined with in the integrity of the Qur’an, in order to clarify the meaning of the ambiguities, the relevant verse was analyzed in terms of its reason of revelation (sabab al-nuzūl) and context (siyāq and sibāq) and the verse was analyzed grammatically as a whole. As a result, authentic meaning of the verse, in the light of the clarification of its ambiguity, its reasons of revelations, context, and the grammatical structure and unity of the Qur’ān, has been tried to be preferred.

Research paper thumbnail of İSLÂM ARAŞTIRMALARINDA KULLANILAN ELEKTRONİK KAYNAKLARLA İLGİLİ PROBLEMLER | PROBLEMS RELATED TO ELECTRONIC RESOURCES USED IN ISLAMIC STUDIES

Diyanet İlmî Dergi, 2023

Today, there are several electronic libraries of classical Islamic sources that are widely used i... more Today, there are several electronic libraries of classical Islamic sources that are widely used in Islamic studies. However, the electronic copies in these libraries have a number of problems that undermine the accuracy of electronic document search results. Nevertheless, the use of these libraries is inevitable for researchers. They will be able to perform more accurate text searches if they are aware of the problems that can occur and the techniques of electronic text searches. The aim of this article is to point out the possible errors in the electronic copies of the source works used in Islamic studies and to make suggestions for eliminating the risks of these errors. To this end, answers were sought to the questions of what kind of errors the electronic copies contain and what methods can be used to eliminate their negative effects on text searches. The electronic libraris of al-Maktaba al-Shamela, Mobdii and Altafsir were chosen as examples and the Surah al-Ya-Sin from Ibn Ashur's al-Tahrir wa al-tanwir as the field. The texts were compared word by word, and spelling errors and spelling differences were identified. The possible effects of these differences on text searches are evaluated and suggestions are presented to minimise these effects.

Research paper thumbnail of Türk Eğitim Sisteminde İlahiyatların Konumu ve Sorunları

120. Yılında İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri Çalıştayı, 2021

Research paper thumbnail of Tefsir Tarihi ve Bilişim Teknolojileri | History of Tafsir and Information Technologies

Tefsir Tarihi Yazımı Sempozyumu, 2015

Bilişim teknolojilerinin sunduğu imkanlar ve bunların getirdiği faydalar üzerinde durulmuş, bu fa... more Bilişim teknolojilerinin sunduğu imkanlar ve bunların getirdiği faydalar üzerinde durulmuş, bu faydalardan istifade edebilmek için yapılması gereken veri tanımlama işleminin nasıl yapılabileceği ele alındıktan sonra bunun tefsir tarihinin unsurları olan müfessirler, tefsirler ve bu tefsirlerdeki fikirlerin tasnifi ve değerlendirmesinde kullanabilmek için teklifler sunulmuştur.

Research paper thumbnail of Haherzâde'nin Minhâcül-Beyân'ı Çerçevesinde Osmanlı'da Kur'an Sözlükçülüğü | Quranic Lexicography in Ottoman Era Within The Framework of Hāharzāde’s Minhāj al-Bayān

XVIII.Yüzyıl Sahn-ı Seman'dan Darülfünun'a Osmanlı'da İlim ve Fikir Dünyası: Âlimler, Müesseseler ve Fikrî Eserler: XVIII. Yüzyıl, 2018

Özet: Kur’an sözlüklerinin ilk numunelerini, sözlü dönemde ashabın ileri gelenlerine Kur’an’da ge... more Özet: Kur’an sözlüklerinin ilk numunelerini, sözlü dönemde ashabın ileri gelenlerine Kur’an’da geçen bir kelimenin anlamıyla ilgili yöneltilen sorular ve bu sorulara verilen cevaplar oluşturur. Yazılı dönemde bunlar “garibu’l-Kur’an” olarak adlandırılan ilk Kur’an sözlüklerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Bu tür çalışmalar önceleri kelimelerin mushaftaki sırasına göre tertip edilmekte iken ilk kez Ebû Bekr Muhammed b. Uzeyz es-Sicistânî (ö. 330/941) Nüzhetü’l-Kulûb fi Tefsiri Garîbi’l-Kur’âni’l-Aziz isimli eserinde bu yöntemi değiştirerek kelimeleri alfabe sırasına göre dizmiştir. Onun geliştirdiği bu yaklaşım Osmanlı döneminde telif edilen Kur’an sözlüklerinde de takip edilmiştir. Osmanlı’daki ilk Kur’an sözlükleri olan İbn Melek’in (ö. 821/1418), Lügat-i Ferişteoğlu isimli çalışması İbn Ferişte’nin (ö. 864/1460), Lügat-i Kānûn-i İlâhî isimli çalışmasında bu yaklaşım görülmektedir. Bu yaklaşımın Arapçada kelimelerin köken bilgisine aşina olmayanlar açısından kolaylık sağladığı aşikardır. 18’inci yüzyılda yaşayan Haherzade İsmail Efendi’nin (ö. 1160/1747’den sonra) Minhâcü’l-Beyân f î Tefsîri Lügâti’l-Kur’ân ismini verdiği Kur’an sözlüğü de tertip benzerliği açısından bu yaklaşımı benimseyen en hacimli Kur’an sözlüğüdür. İsmail Efendi, 1126-1127/1714-1715 yıllarında altı ay şeyhülislâmlık yapan Mirza Mustafa Efendi’nin (ö. 1135/1722) kayınbiraderidir. Bu nedenle o dönemin kaynaklarında Mirza Mustafa Hemşirezadesi İsmail Efendi ismiyle zikredilmektedir. İsmail Efendi tahsil hayatını ikmalden sonra müderrislik yapmış, ardından kadılık yaparak Bursa kadılığına kadar yükselmiştir. Minhâcü’l-Beyân, Şaban 1152 (Kasım 1739) tarihinde Üsküdar’da tamamlanmış, ilerleyen yıllarda esere bazı ilaveler yapılmıştır. Böylece eserde açıklanan kelime adedi, madde başı olarak 3265’e ulaşmıştır. Bu maddelerin altında da kelime türevinlerine yer verilerek çok daha fazla sayıda Kur’an kelimesinin Türkçe karşılıkları zikredilmiştir. Eserde kelimeler harf sırasına göre tertip edilmiş; ancak tertipte sadece ilk harfe itibar edilmiştir. Kelimelerin anlamlarına dair açıklamaların ardından kelimenin geçtiği herhangi bir âyet Arapça olarak tefsir edilmiştir. Kelimelerin Türkçe anlamları büyük oranda Vankulu lügatine, yapılan Arapça tefsirler de Beyzavi tefsirine dayanmaktadır. Çalışmada Haherzade’nin Minhacü’l-Beyan ismini verdiği bu Kur’an sözlüğünün özellikleri verilecek ve bu özelliklerden hareketle Osmanlı Kur’an sözlükçülüğü değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Tefsir, Kuran Sözlükçülüğü, Hâherzade, Minhâcu’l-Beyân.
Abstract: The first Quranic dictionaries constituted the responses of the Companions of the Prophet to questions posed to them regarding the meaning of certain words used in the Qur’an. During the early documentary period, these early compilations paved the way for the first Quranic dictionaries named “garīb al-Qur’ān”. In the beginning, these type of studies followed the Quranic order. Abū Bakr Muhammad b. Uzaiz as-Sijistanī changed it to an alphabetical order in his work Nuzhat al-Qulūb fī Tafsīri Garībi’l-Qur’āni’l-Azīz. His approach was adopted by Quranic dictionaries, which were written during the Ottoman era. This method is seen in preliminary Ottoman Quranic dictionaries such as Ibn Malak’s (821/1418), Lugat-i Ferishteoglu and Ibn Ferishte’s (864/1460), Lugat-i Kānūn-i Ilāhī. It is obvious that this approach is convenient for those not familiar with the origins of the Arabic words. Hāharzāda Ismāil Effendī who lived in the 18th century (after 1160/1747) wrote a book titled Minhāj al-Bayān fî Tafsīri Lugāti’l-Qur’ān which is the most voluminous Quranic dictionary adopting the alphabetic method. Ismāil Effendī was the brother in law of Mirzā Mustafā Effendī (1135/1722) who had been Shaikh al-Islam between 1126-1127/1714-1715 for six months. For this reason sources about that period named him Ismāil Effendī the fellow countryman of Mirzā Mustafā. Ismail Effendi after accomplished his education formerly became a professor, and afterward, he became Qadi and was later promoted to Qadi of Bursa. Minhāj al-Bayān was completed in Sha’ban 1152 (November 1739) in Uskudar, in the following years, some additions were added. Thus, the number of words that were explained reached 3265 entries. Under these entries, it was mentioned that derivations of words in this wise much more Quranic words translated in Turkish. In this work, words ordered according to the order of the alphabet however only the first letters were considered. After the explanation of a word’s meaning, a certain verse that includes this word was interpreted. Turkish meanings of words largely based on Vankulu dictionary, besides Arabic interpretations relied on Tafsīr al-Baydāwī. In this research, the main characteristics of Hāharzāda’s Minhāj al-Bayān will be examined and his lexicographic approach will be evaluated.
Keywords: Tafsir, Quranic Lexicography, Hāharzāda, Minhāj al-Bayān.

Research paper thumbnail of Osmanlı'dan Günümüze Türkiye'de Mushaf Basımı | Printing of Mushaf in Turkey from Ottoman to the Present

Osmanlı'dan Günümüze Kur'an ve Hüsn-i Hat, 2017

Mushaf basım tarihinin dönüm noktası niteliğindeki matbu mushafların hat bakımından özellikleri ü... more Mushaf basım tarihinin dönüm noktası niteliğindeki matbu mushafların hat bakımından özellikleri üzerinde durulmuş, günümüzde bilgisayar teknolojilerinin sunmuş olduğu imkânlar ortaya koyularak bazı örnekler üzerinden mushaf basımındaki problemler ele alınmış ve bu alanda yapılması gerekenlere dair teklifler sunulmuştur.

Research paper thumbnail of Medreselerdeki ile İlahiyat Fakültelerindeki Tefsir Eğitiminin Mukayesesi

Osmanlı'da Tefsir Dersi Gelenekleri: Saray, Tekke, Medrese, 2018

Research paper thumbnail of Kemahi'nin Tefsir İlmine Katkıları | The Contributions of Kamahi to The Quran Commentary

Uluslararası Erzincan Sempozyumu, 2016

Özet Kemahi, 18'inci yüzyılda yaşamış Osmanlı alimlerinden birisidir. Vaizlik ve müderrislik yap... more Özet
Kemahi, 18'inci yüzyılda yaşamış Osmanlı alimlerinden birisidir. Vaizlik ve müderrislik yapmış, halka ve medrese talebelerine hitap eden eserler yazmıştır. Eserlerinden birisi de Beyzâvî tefsirine yazdığı haşiyedir. Bu eser şerh yöntemleri bakımından ele alınıp değerlendirilmiştir. Böylece bir yandan Ke-mahî'nin tefsir ilmine katkıları ortaya çıkarmakta, öte yandan haşiye türü eserlerin tefsir ilmi açısından bilimsel kıymeti netlik kazanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kemahi, Nuru'l-Ef'ide Beyzavi haşiyeleri, Osmanlı müfessirleri.

Abstract
Kemahî, is one of the 18th-century Ottoman scholar. He worked as preacher and professor, and wrote some books for the public and madrasah students. One of his works is hashiya on the commentary of Bai-dawi. This work is evaluated in consideration of whether annotation methods. Thus emerged Kamahi's contributions to science of Quran commentary, on the other hand, the scientific value of the hashiya type of works also has emerged.

Giriş
Kur'an ilimleri ve tefsir alanında kendilerinden önceki yerleşik gelenekleri devralan Osmanlı uleması, gerek tedris ve gerekse telif yoluyla bu geleneklerin sonraki nesillere aktarılmasına kat-kıda bulunurken ortaya koydukleri izah ve yaklaşımlarla da bu birikimin zenginleşmesini sağla-mışlardır. Buna rağmen sadece Osmanlı ulemasının bazen haşiyeci şeklinde nitelendirildikleri olmuştur. Halbuki haşiye sadece bir eser yazma biçimidir ve eserin içerisinde öne sürülen fikir veya düşünceleri ifade etmez. Haşiyeler tedris faaliyetinin önemli birer parçasıdırlar ve tedriste asıl olan metinlerin izah, ikmal, tenkid, tashih ve tefsiri bakımından, kısacası klasik metinlerin anlaşılmasında ve değerlendirilmesinde önemli katkılar yapmışlardır. Osmanlı uleması, tefsir ilminin klasiklerinden sayılan Beyzâvî tefsirini tedris faaliyetlerinde yoğun biçimde kullandıkları için üzerine çok sayıda haşiye yazmışlardır. Bu haşiyeler Beyzâvî tefsirinin anlaşılmasında bugün de vazgeçilmez önem taşımaktadırlar. Bunlardan birisi de, Erzin-can yöresinden yetişen büyük hadis alimi Osman b. Yakub b. Hüseyin el-Kemahî'ye aittir. Kendisi, 17'inci asrın sonları ile 18'inci asrın ilk yarısında yaşamış, dönemin ilim merkezlerinde tah-silini ilerleterek İstanbul'da karar kılmış, burada meslek hayatına atılarak vaizlik ve müderrislikle meşgul olmasıyla dikkat çekmiş bir şahsiyettir. Tedris faaliyeti esnasında okutmakta olduğu tefsir derslerinde okutmakta olduğu Beyzâvî tefsirini anlamada öğrencilerine yardımcı olmak üzere Nûru'l-Ef'ide ismiyle bir tefsir haşiyesi yazmış, 62 yaşında iken yazdığı bu eser müellifin olgun-luk dönemine denk gelmesi, aynı zamanda o dönemin tefsir derslerinin mahiyetine ışık tutması bakımından ehemmiyet arzetmektedir. Bu çalışmamızda, Kemahî'nin bu haşiyede Beyzâvî metninin anlaşılması, eksiklerinin gide-rilmesi, hatalı yönlerinin eleştirilip doğrusunun gösterilmesi gibi şerh yöntemleri bakımından or-taya koyduğu izahlar ele alınıp değerlendirilecek ve bir şerh/haşiye eserinin asıl metin üzerine katkı sağlayıp sağlamadığı hususu sorgulanacaktır. Böylece bir yandan Kemahî'nin tefsir ilmine yaptığı katkılar ortaya çıkarken diğer yandan haşiye türü eserlerin bilimsel kıymeti haiz olup olmadıkları hususu netlik kazanacaktır.

Research paper thumbnail of YÖK Lisansüstü Öğretim Yönetmeliğindeki Değişikliklerin Tefsir Tezlerine Etkisi

Kur'an Araştırmalarında Akademik Tezler: İslam Dünyası ve Batı Mukayesesi: Türkiye ve Batı, 2018

Research paper thumbnail of Ömer Nasuhi Bilmen'in Tabakâtü'l-Müfessirîn Yazıcılığına Katkıları

Müftü ve Müderris Ömer Nasuhi Bilmen: Sempozyum Tebliğleri 8-9 Kasım 2014, 2017

Biyografi kitabı yazmak, İslam âlimleri arasında yaygın bir gelenektir ve bu maksatla yazdıkları ... more Biyografi kitabı yazmak, İslam âlimleri arasında yaygın bir gelenektir ve bu maksatla yazdıkları kitaplara genellikle "ṭabaḳāt" ismini vermişlerdir. Böylece İslam tarihi boyunca ṭabaḳātu'l-müfessirin, ṭabaḳātu'l-muhaddisîn, ṭabaḳātu'rruvât, ṭabakātu'l-ḳurrâ, ṭabakātu'l-fuḳahâ gibi isimler taşıyan zengin bir edebiyat oluşmuştur. Öte yandan kitapların isim ve muhtevalarından bahseden fihristler de meydana getirilmiştir. Bütün bu eserler günümüz araştırmacılarına geçmişte yapılan çalışmaların isim ve muhtevalarını, müelliflerinin şahsiyetlerini tespitte ışık tutmakta ve bu tarz bir çalışma için ilk başvurulan kaynak olmaktadır.

Research paper thumbnail of Tefsir İlminin Doğuşu ve Diğer İslami İlimlerle İlişkisine Tefsir-Te'vil Farkı Açısından Yaklaşım

İslami İlimlerde Metodoloji (Usul) Mes'elesi 5: Temel İslâm İlimlerinin Ortaya Çıkışı ve Birbirleriyle İlişkileri, 2014

Tefsir ilminin doğuşunu ve İslâm ilimlerin diğer dallarıyla olan irtibatını ortaya koyabilmek içi... more Tefsir ilminin doğuşunu ve İslâm ilimlerin diğer dallarıyla olan irtibatını ortaya koyabilmek için öncelikle "tefsir" ve "tefsir ilmi" ifadelerinin ne anlama geldiğini ortaya koymak gerekmektedir. Zira tefsir kavramının bugün taşımış olduğu veya bizim ona yüklemiş olduğumuz anlamları net olarak tespit etmeden, bugün bu kavrama yüklediğimiz bütün anlamların geçmişte de var olduğunu sanmak ve bu manalardan hareketle geçmişte de bu tür irtibatların olabileceği zehabına kapılmak mümkündür. Benim konuyu değerlendirmem tamamen "tefsir" ile "teʿvîl" lafızlarının ifade ettiği anlam arasındaki farka dayanmaktadır. Bu yaklaşım, daha sonra ortaya çıkan ve bu iki lâfzın taşıdığı manayı bir arada bulunduran "Tefsir ilmi"nin "tefsir"den farklı olduğu tezini de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle öncelikle "tefsir" lâfzının taşıdığı anlamları ve "tefsir" ile "teʿvîl"in mahiyetini ve farkını ortaya koymamız gerekmektedir.

Research paper thumbnail of Teknoloji Hattın Neresinde: Dijital Tipografi ve Nesih Hattı

Research paper thumbnail of Kur'an ve Tefsire Dair Başvuru Kaynakları | Reference Works on the Qur’an and Qur’anic Exegesis

Kur’an ve tefsirle ilgili araştırmaların başlangıç noktasını başvuru çalışmaları oluşturur ve Tür... more Kur’an ve tefsirle ilgili araştırmaların başlangıç noktasını başvuru çalışmaları oluşturur ve Türkçede çok sayıda başvuru çalışması yapılmıştır. Ancak bu çalışmaların genel değerlendirmesi ve bibliyografyası yoktur.Bu çalışma başvuru çalışmalarını bibliyografyalar, kataloglar, biyografyalar, fihristler, sözlükler, ansiklopediler, atlaslar ve elektronik kütüphaneler şeklinde ele alarak bu alanlara dair kısaca bilgi vermekte, ilgili literatürü dikkat çeken yönleriyle tanıtmakta, bu alanda yapılması gerekenler hakkında öneriler sunmakta, nihayet konuyla ilgili bibliyografya vermektedir. Türkçede farklı muhatapların beklentilerini göz önüne alan bir hayli başvuru çalışması yapılmış olmakla birlikte bunların tamamını bir araya getirecek elektronik bir veritabanının gerekli olduğu anlaşılmaktadır.
---
Reference works constitute the basis of research on the Qur’an and Qur’anic exegesis. Despite the presence of many reference works on the Qur’an written in Turkish, no general evaluation of the field or a bibliography exists. This study classifies reference works as bibliographies, catalogs, biographies, indexes, dictionaries, encyclopedias, atlases, and electronic libraries. It then provides a short definition of each, introduces the related literature in the light of their salient features, presents new propositions for the expansion of the field, and finally provides a bibliography related to the subject. The conclusion is that despite the presence of large number of reference works in Turkish addressing the expectations of different audience, the need for an electronic database to collect them together is obvious.

Research paper thumbnail of Meallerde Parantez Kullanımı

Meal Yazım Stratejisi: İhtilaflı Alanlar ve Çözüm Önerileri. Ankara, 16-18 Haziran 2021, 2021

Research paper thumbnail of Mushaf İmlası Açısından İbnü'l-Cezeri Mushafı

Uluslararası İbnü’l-Cezerî Sempozyumu. Bursa, 1-4 Kasım 2018, 2018

Research paper thumbnail of Mushaflarda Kullanılan Vakf İşaretleri

III. Tecvid (Vakıf ve İbtida) Çalıştayı. Bingöl, 18 Kasım 2021, 2021

Research paper thumbnail of Kur’an Yolu Meali’nde Türkçede Tedavülde Olmayan veya Kaba Kelimelerin Kullanılması Bakımından Geliştirmeye Açık Hususlar

Meallerde Geliştirilmeye Açık Alanlar Çalıştayı, 2021

Research paper thumbnail of Hayber'in Fethi

Hayat Rehberi Kur'ân: Konulu Tefsir, 2021

Research paper thumbnail of Vahiy

Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, 2021

Research paper thumbnail of Kur'an'da Faḥşâ Lafzının Anlam Çerçevesi | The Meanings of Faḥšā as a Quranic Concept

Usul İslam Araştırmaları, 2023

Faḥşâ kelimesi fḥş kökünden türemiştir ve Arapçada bu kökten türeyen kelimeler yaygın bir kullanı... more Faḥşâ kelimesi fḥş kökünden türemiştir ve Arapçada bu kökten türeyen kelimeler yaygın bir kullanıma sahiptir. Kur’an’da bunlardan sadece fâḥişe ve onun çoğulu fevâḥiş ile faḥşâ kelimeleri geçmektedir. Faḥişe kelimesi biri muzmar olmak üzere on dört, faḥşâ kelimesi altı, fevâḥiş kelimesi de dört yerde kullanılmıştır. İlgili ayetleri tefsir eden müfessirler bu kelimelerin hangi anlama geldiğine dair bazen farklı bazen de birbirine aykırı düşen açıklamalar yapmıştır. Ayrıca bazı müfessirler kendi içinde de tutarlı açıklamalar sunamamıştır. Bu durum, ilgili kelimelerin geçtiği ayetlerin doğru anlaşılmasını zorlaştırma, kastedilen anlamdan uzaklaşılmasına sebep olmaktadır. Sonuç olarak, bu kelimelerin anlamları konusunda tefsirlerde bir karmaşa vardır. Bu karmaşa giderilmeden ilgili ayetlerin doğru bir şekilde anlaşılması mümkün görünmemektedir. Bu makalenin amacı fḥş kökünden türeyen ve Kur’an’da kullanılan fâḥişe, faḥşâ ve fevâḥiş kelimelerine yüklenen anlamlardaki karışıklığı ortadan kaldırmak ve kontekste en uygun anlamı belirlemektir. Bunu gerçekleştirmek üzere önce klasik Arap lügatlerinden hareketle genel olarak bu kelimelerin hangi anlamlara geldiği tespit edilmiş, ardından kelimelerin yer aldığı ayetler tek tek ele alınarak müfessirlerin verdiği anlamlar değerlendirilmiş ve nihayetinde metnin siyak sibakı yanında tarihsel bağlamı göz önüne alınarak ayette kastedilen anlam belirlenmiştir. Böylece fâḥişe, faḥşâ ve fevâḥiş kelimelerinin Kur’an’da hangi anlamlarda kullanıldığıyla ilgili tefsirlerdeki karmaşayı ortadan kaldıracak daha net bir çerçeve çizilmiştir.
...
The word faḥšā is derived from the fḥš and is commonly used in Arabic. In the Qur’ān, only the words fāḥiše, fevāḥiš and faḥšā are mentioned. Scholars who interpreted the relevant verses have sometimes provided different and conflicting explanations for the meanings of these words. Furthermore, some scholars have not been able to present consistent explanations among themselves. This situation makes it difficult to accurately understand the verses in which these words appear. As a result, there is confusion in the interpretations concerning the meanings of these words, and understanding the relevant verses correctly is not possible without resolving this confusion. The purpose of this article is to eliminate the ambiguity regarding the meanings of these words and to determine their most suitable contextually appropriate meanings. To achieve this, the general meanings of these words have been identified based on classical Arabic dictionaries, then the verses in which these words appear have been individually examined, and the meanings provided by scholars have been evaluated while considering the historical context and the coherence of the text. Thus, a clearer framework has been drawn to eliminate the confusion in the interpretations of fāḥiše, faḥšā, and fevāḥiš in the Qur’ān.

Research paper thumbnail of Bakara Sûresi’nin 121. Âyeti Tam Olarak Ne Diyor?: Mübhemât Analiziyle Otantik Anlamın Tespitine İlişkin Bir Deneme | What Exactly Does 121st Verse of Sūrat al-Baqara Say?: An Essay on Determining the Authentic Meaning Through Analysis of Mubhamāt

Tefsir Araştırmaları Dergisi, 2023

Bakara Sûresi’nin 121. âyeti, mübhem kelimeler sarmalında farklı anlam takdirlerine konu olan ve ... more Bakara Sûresi’nin 121. âyeti, mübhem kelimeler sarmalında farklı anlam takdirlerine konu olan ve maksadı tam olarak anlaşılmayan bir âyettir. Âyetteki “ellezî” ism-i mevsulü, “el-kitâb” kelimesi, “ülâike” ism-i işaretleri ve âyetin farklı kısımlarındaki müfred müzekker gâib zamirleri (hüve/hû) mübhem lafızlardır. Her birinin neyi karşıladığı açık değildir. Âyetin müstakil bir âyet olması fikriyle öncekinin devamı olduğu fikri de başka bir karmaşayı getirmektedir. Âyetin kimin hakkında indiğine dair farklı rivayet ve görüşler de bu farklılaşmayı derinleştirmektedir. Bu yüzden de müfessirler, her biri için farklı vecihler sunmakta; bu vecihlere göre de âyetin anlamı farklılaşmaktadır. Makalede öncelikle ilgili mübhemlere başlangıçtan bu yana nasıl takdirler yapıldığını, dolayısıyla da âyete nasıl anlam verildiğini görme açısından müfessirlerin açıklamalarının bir tarihsel gelişimi çıkarılmıştır. Aynı zamanda bununla müfessirlerin âyetin tefsirine dair farklı yöneliş ve tavırlarını da görmek mümkün olmuştur. Akabinde bu açıklamalardan hareketle âyetin hangi şekillerde açıklandığının haritası çıkarılmıştır. Sonra ilgili âyette geçen benzer ifade ve içerikler Kur’an bütünlüğü içerisinde incelenmiş, mübhemlerin tespiti bağlamında sebeb-i nüzul, siyak-sibak (bağlam) açısından irdelenmiş, âyet bir bütün olarak gramatik açıdan tahlil edilmiştir. Sonuçta âyetteki mübhemlerin takdirleri, sebeb-i nüzul, nüzul bağlamı, âyetin siyak-sibakı, âyetin gramatik yapısı ve Kur’an bütünlüğü ışığında âyetin otantik anlamı tercih edilmiştir.
...
121st verse of Sūrat al-Baqara is a verse that is addressed to different meanings in the spiral of ambiguous words and it’s purpose is not exactly understood. “Allad͟hī” (relative pronoun), “al-kitāb” (definite noun), “ulāika” (demonstrative pronoun) and “huwa/hū” (pronouns) in the verse are ambiguous words. It is not clear what each corresponds to. The idea that the verse is a separate verse and that it is a continuation of the previous one brings another confusion. Different narrations and opinions about whom the verse is revealed also deepen this differentiation. For these reasons, commentators offer different meanings for each of them. Therefore, the meaning of the verse differs according to these types of meanings. In this article, first of all, a historical development of the explanations of the commentators is drawn to see how the related ambiguities have been clarificated and thus how the verse has been given meaning since the begining. With this historical process reading, at the same time, it has been possible to observe and see the different methods and attitudes of the commentators towards the interpretation of the verse. Then, basing on the interpretations of the commentators, a map was drawn up in which ways the verse was explained. Subsequently, the Qur’anic uses of some expressions in the relevant verse were examined with in the integrity of the Qur’an, in order to clarify the meaning of the ambiguities, the relevant verse was analyzed in terms of its reason of revelation (sabab al-nuzūl) and context (siyāq and sibāq) and the verse was analyzed grammatically as a whole. As a result, authentic meaning of the verse, in the light of the clarification of its ambiguity, its reasons of revelations, context, and the grammatical structure and unity of the Qur’ān, has been tried to be preferred.

Research paper thumbnail of İSLÂM ARAŞTIRMALARINDA KULLANILAN ELEKTRONİK KAYNAKLARLA İLGİLİ PROBLEMLER | PROBLEMS RELATED TO ELECTRONIC RESOURCES USED IN ISLAMIC STUDIES

Diyanet İlmî Dergi, 2023

Today, there are several electronic libraries of classical Islamic sources that are widely used i... more Today, there are several electronic libraries of classical Islamic sources that are widely used in Islamic studies. However, the electronic copies in these libraries have a number of problems that undermine the accuracy of electronic document search results. Nevertheless, the use of these libraries is inevitable for researchers. They will be able to perform more accurate text searches if they are aware of the problems that can occur and the techniques of electronic text searches. The aim of this article is to point out the possible errors in the electronic copies of the source works used in Islamic studies and to make suggestions for eliminating the risks of these errors. To this end, answers were sought to the questions of what kind of errors the electronic copies contain and what methods can be used to eliminate their negative effects on text searches. The electronic libraris of al-Maktaba al-Shamela, Mobdii and Altafsir were chosen as examples and the Surah al-Ya-Sin from Ibn Ashur's al-Tahrir wa al-tanwir as the field. The texts were compared word by word, and spelling errors and spelling differences were identified. The possible effects of these differences on text searches are evaluated and suggestions are presented to minimise these effects.

Research paper thumbnail of Türk Eğitim Sisteminde İlahiyatların Konumu ve Sorunları

120. Yılında İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri Çalıştayı, 2021

Research paper thumbnail of Tefsir Tarihi ve Bilişim Teknolojileri | History of Tafsir and Information Technologies

Tefsir Tarihi Yazımı Sempozyumu, 2015

Bilişim teknolojilerinin sunduğu imkanlar ve bunların getirdiği faydalar üzerinde durulmuş, bu fa... more Bilişim teknolojilerinin sunduğu imkanlar ve bunların getirdiği faydalar üzerinde durulmuş, bu faydalardan istifade edebilmek için yapılması gereken veri tanımlama işleminin nasıl yapılabileceği ele alındıktan sonra bunun tefsir tarihinin unsurları olan müfessirler, tefsirler ve bu tefsirlerdeki fikirlerin tasnifi ve değerlendirmesinde kullanabilmek için teklifler sunulmuştur.

Research paper thumbnail of Haherzâde'nin Minhâcül-Beyân'ı Çerçevesinde Osmanlı'da Kur'an Sözlükçülüğü | Quranic Lexicography in Ottoman Era Within The Framework of Hāharzāde’s Minhāj al-Bayān

XVIII.Yüzyıl Sahn-ı Seman'dan Darülfünun'a Osmanlı'da İlim ve Fikir Dünyası: Âlimler, Müesseseler ve Fikrî Eserler: XVIII. Yüzyıl, 2018

Özet: Kur’an sözlüklerinin ilk numunelerini, sözlü dönemde ashabın ileri gelenlerine Kur’an’da ge... more Özet: Kur’an sözlüklerinin ilk numunelerini, sözlü dönemde ashabın ileri gelenlerine Kur’an’da geçen bir kelimenin anlamıyla ilgili yöneltilen sorular ve bu sorulara verilen cevaplar oluşturur. Yazılı dönemde bunlar “garibu’l-Kur’an” olarak adlandırılan ilk Kur’an sözlüklerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Bu tür çalışmalar önceleri kelimelerin mushaftaki sırasına göre tertip edilmekte iken ilk kez Ebû Bekr Muhammed b. Uzeyz es-Sicistânî (ö. 330/941) Nüzhetü’l-Kulûb fi Tefsiri Garîbi’l-Kur’âni’l-Aziz isimli eserinde bu yöntemi değiştirerek kelimeleri alfabe sırasına göre dizmiştir. Onun geliştirdiği bu yaklaşım Osmanlı döneminde telif edilen Kur’an sözlüklerinde de takip edilmiştir. Osmanlı’daki ilk Kur’an sözlükleri olan İbn Melek’in (ö. 821/1418), Lügat-i Ferişteoğlu isimli çalışması İbn Ferişte’nin (ö. 864/1460), Lügat-i Kānûn-i İlâhî isimli çalışmasında bu yaklaşım görülmektedir. Bu yaklaşımın Arapçada kelimelerin köken bilgisine aşina olmayanlar açısından kolaylık sağladığı aşikardır. 18’inci yüzyılda yaşayan Haherzade İsmail Efendi’nin (ö. 1160/1747’den sonra) Minhâcü’l-Beyân f î Tefsîri Lügâti’l-Kur’ân ismini verdiği Kur’an sözlüğü de tertip benzerliği açısından bu yaklaşımı benimseyen en hacimli Kur’an sözlüğüdür. İsmail Efendi, 1126-1127/1714-1715 yıllarında altı ay şeyhülislâmlık yapan Mirza Mustafa Efendi’nin (ö. 1135/1722) kayınbiraderidir. Bu nedenle o dönemin kaynaklarında Mirza Mustafa Hemşirezadesi İsmail Efendi ismiyle zikredilmektedir. İsmail Efendi tahsil hayatını ikmalden sonra müderrislik yapmış, ardından kadılık yaparak Bursa kadılığına kadar yükselmiştir. Minhâcü’l-Beyân, Şaban 1152 (Kasım 1739) tarihinde Üsküdar’da tamamlanmış, ilerleyen yıllarda esere bazı ilaveler yapılmıştır. Böylece eserde açıklanan kelime adedi, madde başı olarak 3265’e ulaşmıştır. Bu maddelerin altında da kelime türevinlerine yer verilerek çok daha fazla sayıda Kur’an kelimesinin Türkçe karşılıkları zikredilmiştir. Eserde kelimeler harf sırasına göre tertip edilmiş; ancak tertipte sadece ilk harfe itibar edilmiştir. Kelimelerin anlamlarına dair açıklamaların ardından kelimenin geçtiği herhangi bir âyet Arapça olarak tefsir edilmiştir. Kelimelerin Türkçe anlamları büyük oranda Vankulu lügatine, yapılan Arapça tefsirler de Beyzavi tefsirine dayanmaktadır. Çalışmada Haherzade’nin Minhacü’l-Beyan ismini verdiği bu Kur’an sözlüğünün özellikleri verilecek ve bu özelliklerden hareketle Osmanlı Kur’an sözlükçülüğü değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Tefsir, Kuran Sözlükçülüğü, Hâherzade, Minhâcu’l-Beyân.
Abstract: The first Quranic dictionaries constituted the responses of the Companions of the Prophet to questions posed to them regarding the meaning of certain words used in the Qur’an. During the early documentary period, these early compilations paved the way for the first Quranic dictionaries named “garīb al-Qur’ān”. In the beginning, these type of studies followed the Quranic order. Abū Bakr Muhammad b. Uzaiz as-Sijistanī changed it to an alphabetical order in his work Nuzhat al-Qulūb fī Tafsīri Garībi’l-Qur’āni’l-Azīz. His approach was adopted by Quranic dictionaries, which were written during the Ottoman era. This method is seen in preliminary Ottoman Quranic dictionaries such as Ibn Malak’s (821/1418), Lugat-i Ferishteoglu and Ibn Ferishte’s (864/1460), Lugat-i Kānūn-i Ilāhī. It is obvious that this approach is convenient for those not familiar with the origins of the Arabic words. Hāharzāda Ismāil Effendī who lived in the 18th century (after 1160/1747) wrote a book titled Minhāj al-Bayān fî Tafsīri Lugāti’l-Qur’ān which is the most voluminous Quranic dictionary adopting the alphabetic method. Ismāil Effendī was the brother in law of Mirzā Mustafā Effendī (1135/1722) who had been Shaikh al-Islam between 1126-1127/1714-1715 for six months. For this reason sources about that period named him Ismāil Effendī the fellow countryman of Mirzā Mustafā. Ismail Effendi after accomplished his education formerly became a professor, and afterward, he became Qadi and was later promoted to Qadi of Bursa. Minhāj al-Bayān was completed in Sha’ban 1152 (November 1739) in Uskudar, in the following years, some additions were added. Thus, the number of words that were explained reached 3265 entries. Under these entries, it was mentioned that derivations of words in this wise much more Quranic words translated in Turkish. In this work, words ordered according to the order of the alphabet however only the first letters were considered. After the explanation of a word’s meaning, a certain verse that includes this word was interpreted. Turkish meanings of words largely based on Vankulu dictionary, besides Arabic interpretations relied on Tafsīr al-Baydāwī. In this research, the main characteristics of Hāharzāda’s Minhāj al-Bayān will be examined and his lexicographic approach will be evaluated.
Keywords: Tafsir, Quranic Lexicography, Hāharzāda, Minhāj al-Bayān.

Research paper thumbnail of Osmanlı'dan Günümüze Türkiye'de Mushaf Basımı | Printing of Mushaf in Turkey from Ottoman to the Present

Osmanlı'dan Günümüze Kur'an ve Hüsn-i Hat, 2017

Mushaf basım tarihinin dönüm noktası niteliğindeki matbu mushafların hat bakımından özellikleri ü... more Mushaf basım tarihinin dönüm noktası niteliğindeki matbu mushafların hat bakımından özellikleri üzerinde durulmuş, günümüzde bilgisayar teknolojilerinin sunmuş olduğu imkânlar ortaya koyularak bazı örnekler üzerinden mushaf basımındaki problemler ele alınmış ve bu alanda yapılması gerekenlere dair teklifler sunulmuştur.

Research paper thumbnail of Medreselerdeki ile İlahiyat Fakültelerindeki Tefsir Eğitiminin Mukayesesi

Osmanlı'da Tefsir Dersi Gelenekleri: Saray, Tekke, Medrese, 2018

Research paper thumbnail of Kemahi'nin Tefsir İlmine Katkıları | The Contributions of Kamahi to The Quran Commentary

Uluslararası Erzincan Sempozyumu, 2016

Özet Kemahi, 18'inci yüzyılda yaşamış Osmanlı alimlerinden birisidir. Vaizlik ve müderrislik yap... more Özet
Kemahi, 18'inci yüzyılda yaşamış Osmanlı alimlerinden birisidir. Vaizlik ve müderrislik yapmış, halka ve medrese talebelerine hitap eden eserler yazmıştır. Eserlerinden birisi de Beyzâvî tefsirine yazdığı haşiyedir. Bu eser şerh yöntemleri bakımından ele alınıp değerlendirilmiştir. Böylece bir yandan Ke-mahî'nin tefsir ilmine katkıları ortaya çıkarmakta, öte yandan haşiye türü eserlerin tefsir ilmi açısından bilimsel kıymeti netlik kazanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kemahi, Nuru'l-Ef'ide Beyzavi haşiyeleri, Osmanlı müfessirleri.

Abstract
Kemahî, is one of the 18th-century Ottoman scholar. He worked as preacher and professor, and wrote some books for the public and madrasah students. One of his works is hashiya on the commentary of Bai-dawi. This work is evaluated in consideration of whether annotation methods. Thus emerged Kamahi's contributions to science of Quran commentary, on the other hand, the scientific value of the hashiya type of works also has emerged.

Giriş
Kur'an ilimleri ve tefsir alanında kendilerinden önceki yerleşik gelenekleri devralan Osmanlı uleması, gerek tedris ve gerekse telif yoluyla bu geleneklerin sonraki nesillere aktarılmasına kat-kıda bulunurken ortaya koydukleri izah ve yaklaşımlarla da bu birikimin zenginleşmesini sağla-mışlardır. Buna rağmen sadece Osmanlı ulemasının bazen haşiyeci şeklinde nitelendirildikleri olmuştur. Halbuki haşiye sadece bir eser yazma biçimidir ve eserin içerisinde öne sürülen fikir veya düşünceleri ifade etmez. Haşiyeler tedris faaliyetinin önemli birer parçasıdırlar ve tedriste asıl olan metinlerin izah, ikmal, tenkid, tashih ve tefsiri bakımından, kısacası klasik metinlerin anlaşılmasında ve değerlendirilmesinde önemli katkılar yapmışlardır. Osmanlı uleması, tefsir ilminin klasiklerinden sayılan Beyzâvî tefsirini tedris faaliyetlerinde yoğun biçimde kullandıkları için üzerine çok sayıda haşiye yazmışlardır. Bu haşiyeler Beyzâvî tefsirinin anlaşılmasında bugün de vazgeçilmez önem taşımaktadırlar. Bunlardan birisi de, Erzin-can yöresinden yetişen büyük hadis alimi Osman b. Yakub b. Hüseyin el-Kemahî'ye aittir. Kendisi, 17'inci asrın sonları ile 18'inci asrın ilk yarısında yaşamış, dönemin ilim merkezlerinde tah-silini ilerleterek İstanbul'da karar kılmış, burada meslek hayatına atılarak vaizlik ve müderrislikle meşgul olmasıyla dikkat çekmiş bir şahsiyettir. Tedris faaliyeti esnasında okutmakta olduğu tefsir derslerinde okutmakta olduğu Beyzâvî tefsirini anlamada öğrencilerine yardımcı olmak üzere Nûru'l-Ef'ide ismiyle bir tefsir haşiyesi yazmış, 62 yaşında iken yazdığı bu eser müellifin olgun-luk dönemine denk gelmesi, aynı zamanda o dönemin tefsir derslerinin mahiyetine ışık tutması bakımından ehemmiyet arzetmektedir. Bu çalışmamızda, Kemahî'nin bu haşiyede Beyzâvî metninin anlaşılması, eksiklerinin gide-rilmesi, hatalı yönlerinin eleştirilip doğrusunun gösterilmesi gibi şerh yöntemleri bakımından or-taya koyduğu izahlar ele alınıp değerlendirilecek ve bir şerh/haşiye eserinin asıl metin üzerine katkı sağlayıp sağlamadığı hususu sorgulanacaktır. Böylece bir yandan Kemahî'nin tefsir ilmine yaptığı katkılar ortaya çıkarken diğer yandan haşiye türü eserlerin bilimsel kıymeti haiz olup olmadıkları hususu netlik kazanacaktır.

Research paper thumbnail of YÖK Lisansüstü Öğretim Yönetmeliğindeki Değişikliklerin Tefsir Tezlerine Etkisi

Kur'an Araştırmalarında Akademik Tezler: İslam Dünyası ve Batı Mukayesesi: Türkiye ve Batı, 2018

Research paper thumbnail of Ömer Nasuhi Bilmen'in Tabakâtü'l-Müfessirîn Yazıcılığına Katkıları

Müftü ve Müderris Ömer Nasuhi Bilmen: Sempozyum Tebliğleri 8-9 Kasım 2014, 2017

Biyografi kitabı yazmak, İslam âlimleri arasında yaygın bir gelenektir ve bu maksatla yazdıkları ... more Biyografi kitabı yazmak, İslam âlimleri arasında yaygın bir gelenektir ve bu maksatla yazdıkları kitaplara genellikle "ṭabaḳāt" ismini vermişlerdir. Böylece İslam tarihi boyunca ṭabaḳātu'l-müfessirin, ṭabaḳātu'l-muhaddisîn, ṭabaḳātu'rruvât, ṭabakātu'l-ḳurrâ, ṭabakātu'l-fuḳahâ gibi isimler taşıyan zengin bir edebiyat oluşmuştur. Öte yandan kitapların isim ve muhtevalarından bahseden fihristler de meydana getirilmiştir. Bütün bu eserler günümüz araştırmacılarına geçmişte yapılan çalışmaların isim ve muhtevalarını, müelliflerinin şahsiyetlerini tespitte ışık tutmakta ve bu tarz bir çalışma için ilk başvurulan kaynak olmaktadır.

Research paper thumbnail of Tefsir İlminin Doğuşu ve Diğer İslami İlimlerle İlişkisine Tefsir-Te'vil Farkı Açısından Yaklaşım

İslami İlimlerde Metodoloji (Usul) Mes'elesi 5: Temel İslâm İlimlerinin Ortaya Çıkışı ve Birbirleriyle İlişkileri, 2014

Tefsir ilminin doğuşunu ve İslâm ilimlerin diğer dallarıyla olan irtibatını ortaya koyabilmek içi... more Tefsir ilminin doğuşunu ve İslâm ilimlerin diğer dallarıyla olan irtibatını ortaya koyabilmek için öncelikle "tefsir" ve "tefsir ilmi" ifadelerinin ne anlama geldiğini ortaya koymak gerekmektedir. Zira tefsir kavramının bugün taşımış olduğu veya bizim ona yüklemiş olduğumuz anlamları net olarak tespit etmeden, bugün bu kavrama yüklediğimiz bütün anlamların geçmişte de var olduğunu sanmak ve bu manalardan hareketle geçmişte de bu tür irtibatların olabileceği zehabına kapılmak mümkündür. Benim konuyu değerlendirmem tamamen "tefsir" ile "teʿvîl" lafızlarının ifade ettiği anlam arasındaki farka dayanmaktadır. Bu yaklaşım, daha sonra ortaya çıkan ve bu iki lâfzın taşıdığı manayı bir arada bulunduran "Tefsir ilmi"nin "tefsir"den farklı olduğu tezini de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle öncelikle "tefsir" lâfzının taşıdığı anlamları ve "tefsir" ile "teʿvîl"in mahiyetini ve farkını ortaya koymamız gerekmektedir.

Research paper thumbnail of Teknoloji Hattın Neresinde: Dijital Tipografi ve Nesih Hattı

Research paper thumbnail of Kur'an ve Tefsire Dair Başvuru Kaynakları | Reference Works on the Qur’an and Qur’anic Exegesis

Kur’an ve tefsirle ilgili araştırmaların başlangıç noktasını başvuru çalışmaları oluşturur ve Tür... more Kur’an ve tefsirle ilgili araştırmaların başlangıç noktasını başvuru çalışmaları oluşturur ve Türkçede çok sayıda başvuru çalışması yapılmıştır. Ancak bu çalışmaların genel değerlendirmesi ve bibliyografyası yoktur.Bu çalışma başvuru çalışmalarını bibliyografyalar, kataloglar, biyografyalar, fihristler, sözlükler, ansiklopediler, atlaslar ve elektronik kütüphaneler şeklinde ele alarak bu alanlara dair kısaca bilgi vermekte, ilgili literatürü dikkat çeken yönleriyle tanıtmakta, bu alanda yapılması gerekenler hakkında öneriler sunmakta, nihayet konuyla ilgili bibliyografya vermektedir. Türkçede farklı muhatapların beklentilerini göz önüne alan bir hayli başvuru çalışması yapılmış olmakla birlikte bunların tamamını bir araya getirecek elektronik bir veritabanının gerekli olduğu anlaşılmaktadır.
---
Reference works constitute the basis of research on the Qur’an and Qur’anic exegesis. Despite the presence of many reference works on the Qur’an written in Turkish, no general evaluation of the field or a bibliography exists. This study classifies reference works as bibliographies, catalogs, biographies, indexes, dictionaries, encyclopedias, atlases, and electronic libraries. It then provides a short definition of each, introduces the related literature in the light of their salient features, presents new propositions for the expansion of the field, and finally provides a bibliography related to the subject. The conclusion is that despite the presence of large number of reference works in Turkish addressing the expectations of different audience, the need for an electronic database to collect them together is obvious.

Research paper thumbnail of Haherzade İsmail Efendi ve Minhacü'l-Beyan Adlı Kur'an Sözlüğünün Tahkiki (Dad Harfine Kadar), Danışman: Prof. Dr. Sadrettin Gümüş

Çalışma önce, Türkçedeki en hacimli Kur’an lügati olan Minhacü'l-Beyan fi Tefsiri Lügati'l-Kur'an... more Çalışma önce, Türkçedeki en hacimli Kur’an lügati olan Minhacü'l-Beyan fi Tefsiri Lügati'l-Kur'an adlı eserin müellifi, Şeyhülislam Mirza Mustafa Efendi’nin (öl. 1135/1722) yeğeni olan ve kendisi de Bursa kadılığı yapmış bulunan Haherzade İsmail Efendi’nin (öl. 1160/1747’tan sonra) hayatını ele almaktadır. Bu maksatla dönemin biyografik eserleri, vak'anüvis tarihleri, kadıasker ruznamçeleri ve diğer arşiv malzemeleri yanında müellifin eserine ait nüshalardan da istifade edilerek müellifin hayatı tespit edilmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde, müellifin eserinin iki nüshası mukayese edilerek dad harfine kadarki kısmı tahkik edilmiş, kaynaklardan yapılan alıntıların yerleri tespit edilerek gösterilmiştir. Ayrıca eserdeki kelimeleri bulmayı kolaylaştıracak alfabetik kelime fihristi eklenmiştir.

Research paper thumbnail of Osmanlı Dönemi Müfessirleri, Danışman: Prof. Dr. Sakıp Yıldız

Çalışmada, Osmanlı dönemindeki tefsir faaliyetlerinin genel özellikleri üzerinde durulduktan sonr... more Çalışmada, Osmanlı dönemindeki tefsir faaliyetlerinin genel özellikleri üzerinde durulduktan sonra Osmanlı’nın kuruluş ve yükseliş dönemi ile duraklama ve gerileme döneminde yetişen müfessirleri, tefsir yazanlar; tefsir mütercimleri; cüz, sure ve ayet tefsiri yazanlar; haşiye ve ta’lik yazanlar şeklinde dört kategoride ele alınmıştır. Önce müfessirlerin kısa biyografileri verilmiş, ardından tefsirle ilgili eserleri zikredilmiştir. Nüshası görülebilen bazı tefsirler hakkında ayrıntılı olarak bilgi verilmiştir. Çalışmada 273 müfessire yer verilmiştir.

Research paper thumbnail of Nûrü'l-Hüdâ Kur'ân-ı Kerîm Meal ve Tefsiri (Orhan Çeker; Kadir Özköse; Muhammet Abay)

Research paper thumbnail of Kelam-ı Şerif = Kur'an-ı Kerim

Kelam-ı Şerif, 2022

Kelam-ı Şerif adıyla basılan ve Kazan Basma olarak bilinen geleneksel Kazan mushaflarından oluştu... more Kelam-ı Şerif adıyla basılan ve Kazan Basma olarak bilinen geleneksel Kazan mushaflarından oluşturulan yazı tipi ile hazırlanmış mushaf

Research paper thumbnail of Bekir Sadak - Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlatımı

Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlatımı, 2023

Research paper thumbnail of Hz. Osman Sonrası Mushaf Tarihi

Hz. Osman Sonrası Mushaf Tarihi, 2023

Kur’an’ın nazil olduğu dönemden günümüze gelişi ana hatlarıyla iki aşamaya ayrılabilir. Birinci a... more Kur’an’ın nazil olduğu dönemden günümüze gelişi ana hatlarıyla iki aşamaya ayrılabilir. Birinci aşama Hz. Osman’ın ilk halifelik yıllarına kadar süren ve Kur’an’ın büyük oranda sözlü olarak aktarıldığı dönemdir. İkinci aşama da Hz. Osman’ın mushaflar istinsah ederek belirli merkezlere gönderdiği tarihlerden günümüze kadar devam eden ve Kur’an’ın “mushaf” denen yazılı bir form hâline getirildiği dönemdir. Aslında bu iki aşama birbirinden böyle kesin çizgilerle ayrılmaz. Çünkü sözlü dönemde yazılı form söz konusu olduğu gibi yazılı dönemde sözlü form da söz konusudur. Ancak birinci dönemde bazen yazılı form sözlü aktarıma göre şekillenebilirken ikinci dönemde, Hz. Osman’ın Kur’an öğretiminin çoğalttığı mushaflara dayalı olarak yürütülmesini emretmesi sebebiyle yazılı form sözlü aktarımın da belirleyicisi olmuştur. Elinizdeki bu çalışma Hz. Osman’ın mushaflar çoğaltıp belirli merkezlere göndermesinden günümüze kadar geçen ve Kur’an tarihinin ikinci aşamasını oluşturan süreçte mushafın ne gibi şekilsel özelliklere büründüğü sorusuna açıklık getirmektedir.

Research paper thumbnail of Tefsir Ders Notları

Tefsir ve Hadis Ders Notları, 2017

TEFSİR USÛLÜ’NÜN NEŞRİNE DAİR Türkiye’de tefsir akademyasının ortaya çıkması ve gelişmesinde merh... more TEFSİR USÛLÜ’NÜN NEŞRİNE DAİR
Türkiye’de tefsir akademyasının ortaya çıkması ve gelişmesinde merhum Muhammed Tayyib Okiç hocamızın büyük gayreti vardır. Verdiği derslerle, yetiştirdiği talebelerle, yazdığı makale, ders notları ve kitaplarla bu alanın öncülüğünü yapmış ve hayırla yad edilecek eserler bırakmıştır. Türkiye’de tefsir derslerinde ders kitabı olarak okutmaya uygun derli toplu bir tefsir usulü çalışmasının bulunmadığı bir dönemde kendisi “Tefsir Notları” adıyla Kur’an ilimleri ve tefsire dair ana meselelerin ele alındığı bir çalışma hazırlamış ve Ankara, Konya ve Erzurum’daki derslerinde bu notları okutmuştur.
Tefsir Notları isimli bu çalışma sadece teksir yoluyla çoğaltılmış, belki de henüz tamamlanmadığı için kitap olarak basılmamıştır. Biz eserin daktilo ile yazılarak teksir yoluyla çoğaltılmış üç nüshasına ulaşabildik. Birincisi 1965 , ikincisi 1966 , üçüncüsü de 1979 tarihli teksir nüshalarıdır. Daha sonra 1979 nüshasından hareketle tarafımızdan yayına hazırlanan eser 1995’te müellife ait hadis notları ile birlikte neşredilmiştir .
Tefsir Notları’nın 1965 ve 1966 tarihli nüshaları, transkripsiyon sisteminde yapılan değişiklik dışında aynı metindir. Ancak 1965 nüshasında var olan sûrelerin nüzul cetvelleri 1966 nüshasında yer almamıştır. 1979 nüshası ise esas itibariyle, ana fikir ve konu sıralaması bakımından diğer iki nüsha ile aynı ise de yer yer cümle kuruluşlarında bir hayli farklı düzenleme yapılmıştır. Bu değişiklikler müellife mi aittir, yoksa nüshayı daktilo eden kişiye mi aittir, bu konuda herhangi bir bilgiye ulaşamadık. Nüshanın müellifin vefatından sonraki bir tarihte, 13 Mart 1979’da daktilo edilmiş olması bizde böyle bir tereddüt meydana getirmiştir. Ayrıca bu nüshada eserin ismi Tefsir Usulü şeklinde yer almaktadır.
Eseri yeniden neşre hazırlarken daha önce hazırladığımız ve 1979 nüshasına dayanan metni esas aldık. Gerekli tashihleri yaptıktan sonra diğer iki nüsha ile karşılaştırarak tahkikli bir metin ortaya koymaya niyetlendiysek de 1979 nüshasının, diğer iki nüsha ile birleştirilemeyecek kadar farklı olması nedeniyle bu nüshayı eserin farklı bir düzenlemesi kabul ederek tahkikten vazgeçtik. Ancak bazı noktalarda metni diğer iki nüshadan hareketle tashih ettik. Ancak bu konuda yine de nihai kanaatimiz 1965 nüshasının daha teknik olduğu ve bunun 1966 tarihli nüsha ile mukayese edilerek esere ait farklı bir edisyon olarak neşre hazırlanmasının gerekli olduğudur.
Aşağıdaki basit mukayese yukarıdaki izahlarımızı daha net açıklayacaktır:
Ankara 1965: Tefsir (تفسير) kelimesi, F-S-R (فسر) fiilinden ve ikinci form (tefʿîl) babından mastardır.
Konya 1966: Tefsir (تفسير) kelimesi, F-S-R (فسر) fiilinden ve ikinci form (tefʿîl) babından mastardır.
Konya 1979: Tefsir (تفسير) kelimesi, Fesere (فسر) fiilinin Tefʿil babından mastardır. Cemîsi Tefasir (تفاسير) gelir.
Son olarak eserin 1979 tarihli nüshasını temin ettiğimiz muhterem hocam Prof. Dr. Faruk Beşer’e; Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi’nde yer alan Ankara 1965 tarihli nüshayı temin edip bana lutfeden kıymetli arkadaşım Doç. Dr. Hayati Yılmaz’a; Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi’nde yer alan Konya 1966 tarihli nüshayı temin edip bana lutfeden değerli meslektaşım Doç. Dr. Mustafa Karagöz’e bu vesileyle şükranlarımı arz ederim. Ayrıca merhum Okiç hocanın bütün eserlerini neşretmek gibi mühim bir projeyi üstlenen ve bu çalışmayı da bu proje içerisine katan Yrd. Doç. Dr. Şenol Korkut’a da teşekkür ederim. Şüphesiz en büyük ve son teşekkürümüz, bize bu imkanı bahşeden yüce rabbimizedir. 05.06.2016
Muhammet Abay

Research paper thumbnail of Kur'an Kıssaları

Research paper thumbnail of İslâm Âlimi Ahmed Davudoğlu Uluslararası Sempozyumu

Research paper thumbnail of Osmanlı Döneminde Mushaf İmlası Tartışmaları

Eser, resmu’l-mushaf olarak adlandırılan mushafın imla hususiyetlerinin yeni yazılan mushaflarda ... more Eser, resmu’l-mushaf olarak adlandırılan mushafın imla hususiyetlerinin yeni yazılan mushaflarda aynen korunup korunmayacağı hususunda Osmanlı uleması arasında cereyan eden tartışmaları ele almaktadır. Önce resmu’l-mushaf denilince anlaşılması gereken çerçeve ortaya konulmuş, daha sonra mushaf imlasıyla ilgili tartışmaların hangi gerekçelerle ortaya çıktığı üzerinde durulmuş, özellikle bu konuda Şeyh Saffet ile İzmirli İsmail Hakkı arasında geçen tartışmalar ayrıntılı olarak incelenmiştir. Eserin sonuna bu tartışmaların metinleri de eklenmiştir.