Özge Ejder | Mimar Sinan Fine Arts University (original) (raw)

Uploads

Papers by Özge Ejder

Research paper thumbnail of "Spinoza, Art and the Ethics of Relationality"

“Spinoza, Art and the Ethics of Relationality”, 2022

There is an increasing interest in Spinoza and his ethics but, interpretations vary. Some regard ... more There is an increasing interest in Spinoza and his ethics but, interpretations vary. Some regard him an atheist who refutes God and religion altogether, some others regard him a pantheist who argues that God is in each of us, and some others see him the great rationalist, even more so than Descartes. Despite this there is one common point that all commentators agree on, namely, he is a naturalist. Spinoza’s naturalism denies anthropocentrism of any sort. He argues that humans, just like other beings, are a part of nature. This idea is important for it suggests that all beings, human or nonhuman, are marked with the capacity of relationality. Surely the idea of relationality is not new. However, what makes a turn to Spinoza’s naturalism worthwhile is that his anti-anthropocentric ontology might extend to non-human animals and even to inanimate objects.

Research paper thumbnail of Reflektif: Sosyal Bilimler Dergisi, Özel Dosya: Eleştirel Hümanizm ve Ekoloji

Research paper thumbnail of Kentsel Tasarım Yarışmalarında Etik Sorunu

Research paper thumbnail of "Bir Beden Ne Yapabilir" Sorusu Üzerine

Research paper thumbnail of Dostane bir Felsefenin Olanağına Dair

Research paper thumbnail of Spinoza Felsefesi Perspektifinden Sanat Alanına Bakış

Research paper thumbnail of MSGSU Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı 14: Sanat ve Felsefe

Research paper thumbnail of Pluralities of Touch English version

Thesis Chapters by Özge Ejder

Research paper thumbnail of SPACES OF BOREDOM: IMAGINATION AND THE AMBIVALENCE OF LIMITS

This study aims to contribute readings of arguments pertaining to and conceptualizations of the e... more This study aims to contribute readings of arguments pertaining to and conceptualizations of the experience of boredom to discussions of art, philosophy and culture. Relevant histories and readings of philosophical accounts of boredom are considered in order to enable an understanding of boredom as generative of distinctive understandings of space. This is further developed as an account of boredom as problematic in the reception and creation of literary and visual art. Beginning from critical discussions of boredom in recent cultural and critical commentary, in particular discussions of the everyday, this thesis considers the phenomenological analysis of the everyday that is at work in Martin Heidegger's account of boredom and in rewritings of this analysis, as the experience of the impersonal, in texts by Maurice Blanchot and Emmanuel Levinas. Boredom is shown to provoke an ambivalence that can nevertheless unfold, or produce, spaces of thought, art and the everyday through the experience of the impersonal. The limits of these spaces of boredom invite us to certain passages through experiences of ambivalence where thought, art and the everyday are opened up, by means of an imagination of boredom, to new possibilities.

Talks by Özge Ejder

Research paper thumbnail of Disiplinler-Aşırı Buluşmalar 11, "Fenomenoloji ve Sanat"

Robinson Crusoe 389 SALT Beyoğlu, İstiklal Caddesi 136/1, Beyoğlu, 34433 Istanbul Emre Şan ile... more Robinson Crusoe 389
SALT Beyoğlu, İstiklal Caddesi 136/1, Beyoğlu, 34433 Istanbul

Emre Şan ile Özge Ejder Disiplinler-Aşırı Buluşmaların on birinci oturumunda Maurice Merleau-Ponty'den yola çıkarak fenomenoloji ve sanat ilişkisine odaklanıyor.
Merleau-Ponty’e göre asıl felsefe, dünyayı görmeyi yeniden öğrenmektir; o görünürü yeniden görmeye, sözü yeniden dile getirmeye, düşünceyi yeniden düşünmeye çağrıdır. Sanat ise bu çağrının yinelenmesidir ve tıpkı Husserl’in epokhe’sinin doğal tutumu askıya alması gibi hâlihazırda bize aşina olanı askıya alır. Bu yüzden Fransız filozofun fenomenolojisi sanata yapılan felsefi bir yatırımdan ziyade, düşüncenin sanatsal yaratımlarla duyusallaştırılmasıdır. O sanat üzerine değil sanattan itibaren düşünür.

Books by Özge Ejder

Research paper thumbnail of MSGSÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ " ELEŞTİREL ESTETİK ÇALIŞMALARI"

MSGSÜ Sosyal Bilimler Dergisi MSFAU Journal of Social Sciences Sayı 30/ Güz 2024, Issue 30/ Fall 2024 Eleştirel Estetik Tartışmaları / Critical Debates in Aesthetics , 2024

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nin bu sayısında “Eleştirel Estet... more Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nin bu sayısında “Eleştirel Estetik Tartışmaları”na odaklanıldı.
Estetik, son iki yüzyılda sanat nesnelerini, deneyim biçimlerini ve sanat üzerine düşünceleri belirlememizi mümkün kılan bir kategoriye verdiğimiz addır. Estetik alanı, doğrudan sanat
fenomenini ilgilendiren yapıt, alıcı, sanatçı, zamana ve mekâna ait deneyim biçimleri, estetik
yargı ve beğeni üzerinden tartışılabilir. Aynı zamanda, daha genel anlamda duyusal alana dair
duyumsama, duygular, etkileşim ve ilişkisellik üzerinden de sorunsallaştırılabilir. “Güzelin ne
olduğu” sorusu etrafında dönen estetik tartışmalar, çağdaş estetik bağlamında “sanatın ne olduğu” sorusuna doğru radikal bir dönüşümü beraberinde getirmiştir. Sanatın ne olduğuna ilişkin
tartışma ise, bir yandan kendi içindeki estetiğe ilişkin meselelerle hesaplaşırken diğer yandan
dünyanın siyasi ve sosyal dönüşümüyle ilişkilenerek güzel sorusunu tarihsel olarak askıya alır.
Bu tavır, güzel kavramını ideal olarak düşünen felsefi bir jargonun içinden sıyrılarak, estetik
meseleleri daha çok kültürel, sosyolojik değişimlerin sonuçları olarak düşünmeye başlayan bir
çağa referans vermektedir.
Heterojen güçleri açığa çıkaran duyusal ve düşünsel düzenlemeler olarak anlaşıldığında, estetik, yapma ve üretme biçimleri ve bunlara karşılık gelen görünürlük formları hakkında düşünmenin de zemini oluşturur. Bu bakımdan, estetik düşünce, sanatın düşünülür ve görülür formlarının ortak bir yaşam formu olarak önerilmesidir. Estetiği salt bir teori olmaktan çıkaran bu
görüş, onu bir organizma fikri üzerinden hem kendi tekilliği açısından hem de tarihsel bir yapıda
açığa çıkarmayı hedeflemektedir. Tüm bu bakımlardan, dergimizin bu sayısında disiplinlerarası
tarzda ele alınmayı gerektiren bir alan olarak estetik, felsefe, tarih, sosyoloji, film çalışmaları,
mimarlık ve sanat tarihi başta olmak üzere farklı disiplinlerin eleştirel katkıları yoluyla tartışılmaktadır.
Bu sayıda yer alan makaleler öncelikle doğal güzellik ve yüce deneyimine referansla estetik
yargı, beğeni yargısı ve estetik değer üzerine eleştirel tartışmalara yer vermektedirler. Estetik
pratikler ile siyasal pratikler arasındaki paralelliklere odaklanan makaleler, estetik ve siyaset
ilişkisini estetik devrim fikri üzerinden mercek altına alarak estetik deneyim ve duyumsamanın
doğasına ilişkin yönelimleri anlam ve imge arasındaki krize referansla sorgulamaktadır. Bedensel algı, ilişkisel estetik, bir düşünce rejimi olarak estetik gibi teorik ve ampirik disiplinleri teşvik
eden çağdaş estetik tartışmaları bu sayının merceğinde yer alıyor.

Research paper thumbnail of "Spinoza, Art and the Ethics of Relationality"

“Spinoza, Art and the Ethics of Relationality”, 2022

There is an increasing interest in Spinoza and his ethics but, interpretations vary. Some regard ... more There is an increasing interest in Spinoza and his ethics but, interpretations vary. Some regard him an atheist who refutes God and religion altogether, some others regard him a pantheist who argues that God is in each of us, and some others see him the great rationalist, even more so than Descartes. Despite this there is one common point that all commentators agree on, namely, he is a naturalist. Spinoza’s naturalism denies anthropocentrism of any sort. He argues that humans, just like other beings, are a part of nature. This idea is important for it suggests that all beings, human or nonhuman, are marked with the capacity of relationality. Surely the idea of relationality is not new. However, what makes a turn to Spinoza’s naturalism worthwhile is that his anti-anthropocentric ontology might extend to non-human animals and even to inanimate objects.

Research paper thumbnail of Reflektif: Sosyal Bilimler Dergisi, Özel Dosya: Eleştirel Hümanizm ve Ekoloji

Research paper thumbnail of Kentsel Tasarım Yarışmalarında Etik Sorunu

Research paper thumbnail of "Bir Beden Ne Yapabilir" Sorusu Üzerine

Research paper thumbnail of Dostane bir Felsefenin Olanağına Dair

Research paper thumbnail of Spinoza Felsefesi Perspektifinden Sanat Alanına Bakış

Research paper thumbnail of MSGSU Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı 14: Sanat ve Felsefe

Research paper thumbnail of Pluralities of Touch English version

Research paper thumbnail of SPACES OF BOREDOM: IMAGINATION AND THE AMBIVALENCE OF LIMITS

This study aims to contribute readings of arguments pertaining to and conceptualizations of the e... more This study aims to contribute readings of arguments pertaining to and conceptualizations of the experience of boredom to discussions of art, philosophy and culture. Relevant histories and readings of philosophical accounts of boredom are considered in order to enable an understanding of boredom as generative of distinctive understandings of space. This is further developed as an account of boredom as problematic in the reception and creation of literary and visual art. Beginning from critical discussions of boredom in recent cultural and critical commentary, in particular discussions of the everyday, this thesis considers the phenomenological analysis of the everyday that is at work in Martin Heidegger's account of boredom and in rewritings of this analysis, as the experience of the impersonal, in texts by Maurice Blanchot and Emmanuel Levinas. Boredom is shown to provoke an ambivalence that can nevertheless unfold, or produce, spaces of thought, art and the everyday through the experience of the impersonal. The limits of these spaces of boredom invite us to certain passages through experiences of ambivalence where thought, art and the everyday are opened up, by means of an imagination of boredom, to new possibilities.

Research paper thumbnail of Disiplinler-Aşırı Buluşmalar 11, "Fenomenoloji ve Sanat"

Robinson Crusoe 389 SALT Beyoğlu, İstiklal Caddesi 136/1, Beyoğlu, 34433 Istanbul Emre Şan ile... more Robinson Crusoe 389
SALT Beyoğlu, İstiklal Caddesi 136/1, Beyoğlu, 34433 Istanbul

Emre Şan ile Özge Ejder Disiplinler-Aşırı Buluşmaların on birinci oturumunda Maurice Merleau-Ponty'den yola çıkarak fenomenoloji ve sanat ilişkisine odaklanıyor.
Merleau-Ponty’e göre asıl felsefe, dünyayı görmeyi yeniden öğrenmektir; o görünürü yeniden görmeye, sözü yeniden dile getirmeye, düşünceyi yeniden düşünmeye çağrıdır. Sanat ise bu çağrının yinelenmesidir ve tıpkı Husserl’in epokhe’sinin doğal tutumu askıya alması gibi hâlihazırda bize aşina olanı askıya alır. Bu yüzden Fransız filozofun fenomenolojisi sanata yapılan felsefi bir yatırımdan ziyade, düşüncenin sanatsal yaratımlarla duyusallaştırılmasıdır. O sanat üzerine değil sanattan itibaren düşünür.

Research paper thumbnail of MSGSÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ " ELEŞTİREL ESTETİK ÇALIŞMALARI"

MSGSÜ Sosyal Bilimler Dergisi MSFAU Journal of Social Sciences Sayı 30/ Güz 2024, Issue 30/ Fall 2024 Eleştirel Estetik Tartışmaları / Critical Debates in Aesthetics , 2024

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nin bu sayısında “Eleştirel Estet... more Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nin bu sayısında “Eleştirel Estetik Tartışmaları”na odaklanıldı.
Estetik, son iki yüzyılda sanat nesnelerini, deneyim biçimlerini ve sanat üzerine düşünceleri belirlememizi mümkün kılan bir kategoriye verdiğimiz addır. Estetik alanı, doğrudan sanat
fenomenini ilgilendiren yapıt, alıcı, sanatçı, zamana ve mekâna ait deneyim biçimleri, estetik
yargı ve beğeni üzerinden tartışılabilir. Aynı zamanda, daha genel anlamda duyusal alana dair
duyumsama, duygular, etkileşim ve ilişkisellik üzerinden de sorunsallaştırılabilir. “Güzelin ne
olduğu” sorusu etrafında dönen estetik tartışmalar, çağdaş estetik bağlamında “sanatın ne olduğu” sorusuna doğru radikal bir dönüşümü beraberinde getirmiştir. Sanatın ne olduğuna ilişkin
tartışma ise, bir yandan kendi içindeki estetiğe ilişkin meselelerle hesaplaşırken diğer yandan
dünyanın siyasi ve sosyal dönüşümüyle ilişkilenerek güzel sorusunu tarihsel olarak askıya alır.
Bu tavır, güzel kavramını ideal olarak düşünen felsefi bir jargonun içinden sıyrılarak, estetik
meseleleri daha çok kültürel, sosyolojik değişimlerin sonuçları olarak düşünmeye başlayan bir
çağa referans vermektedir.
Heterojen güçleri açığa çıkaran duyusal ve düşünsel düzenlemeler olarak anlaşıldığında, estetik, yapma ve üretme biçimleri ve bunlara karşılık gelen görünürlük formları hakkında düşünmenin de zemini oluşturur. Bu bakımdan, estetik düşünce, sanatın düşünülür ve görülür formlarının ortak bir yaşam formu olarak önerilmesidir. Estetiği salt bir teori olmaktan çıkaran bu
görüş, onu bir organizma fikri üzerinden hem kendi tekilliği açısından hem de tarihsel bir yapıda
açığa çıkarmayı hedeflemektedir. Tüm bu bakımlardan, dergimizin bu sayısında disiplinlerarası
tarzda ele alınmayı gerektiren bir alan olarak estetik, felsefe, tarih, sosyoloji, film çalışmaları,
mimarlık ve sanat tarihi başta olmak üzere farklı disiplinlerin eleştirel katkıları yoluyla tartışılmaktadır.
Bu sayıda yer alan makaleler öncelikle doğal güzellik ve yüce deneyimine referansla estetik
yargı, beğeni yargısı ve estetik değer üzerine eleştirel tartışmalara yer vermektedirler. Estetik
pratikler ile siyasal pratikler arasındaki paralelliklere odaklanan makaleler, estetik ve siyaset
ilişkisini estetik devrim fikri üzerinden mercek altına alarak estetik deneyim ve duyumsamanın
doğasına ilişkin yönelimleri anlam ve imge arasındaki krize referansla sorgulamaktadır. Bedensel algı, ilişkisel estetik, bir düşünce rejimi olarak estetik gibi teorik ve ampirik disiplinleri teşvik
eden çağdaş estetik tartışmaları bu sayının merceğinde yer alıyor.