Doğum Eylemi̇nde Lavman Uygulamasinin Anne-Bebek Sağliğina Etki̇si̇: Randomi̇ze Kontrollü Bi̇r Çalişma (original) (raw)

Artmiş Torasi̇k Ki̇fozu Bulunan Hastalarda Ki̇nezyo Bant Uygulamasinin Ağri Ve Yaşam Kali̇tesi̇ Üzeri̇ne Etki̇leri̇: Randomi̇ze Kontrollü Bi̇r Çalişma

Türk Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 2019

Bu çalışmanın amacı, artmış torasik kifozu bulunan hastalarda ev egzersiz programı (EEP) ve kinezyo bant (KT) uygulamasının ağrı ve yaşam kalitesi üzerine etkilerini incelemekti. Yöntem: Çalışmaya 28 sedanter gönüllü katıldı. Katılımcılar randomize olarak EEP+KT (n=14) ve EEP (n=14) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Çalışmanın başlangıcında ve bitiminde sırt ağrı şiddetini değerlendirmek için Vizüel Analog Skalası (VAS) ve yaşam kalitesini değerlendirmek için Skolyoz Araştırma Derneği Sonuç Anketi (SRS-22) kullanıldı. Sonuçlar: Tedavi öncesinde vücut kütle indeksi (VKİ), yaş ve kifoz açısı değerleri yönünden gruplar arasında anlamlı bir fark yoktu (p>0,05). EEP+KT ile EEP grupları karşılaştırıldığında gruplar arasında VAS ve SRS-22 değerlerinde anlamlı bir fark bulunmadı (p>0,05). EEP+KT grubunda tedavi sonrasında VAS skorunda ve SRS-22 anketinin ağrı ve vücut imajı parametrelerinde anlamlı düzelme olduğu belirlendi (p<0,05). EEP grubunda ise, tedavi öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında VAS skorunda ve SRS-22 anketinin ağrı parametresinde anlamlı fark bulundu (p<0,05). Tartışma: Çalışmamızda egzersiz programının ağrıyı azalttığı ancak egzersiz programı ile birlikte uygulanan KT'nin vücut imajını geliştirmek dışında ağrı ve yaşam kalitesine katkısı olmadığı bulundu. Sonuç olarak, artmış torasik kifoz tedavisinde egzersiz eğitiminin gerekli olduğu ve KT uygulamasının ağrı ve yaşam kalitesi üzerine etkisinin ilerde yapılacak uzun takipli çalışmalarla daha net ortaya konacağı düşünüldü.

Artan Sezaryen Doğum Oranının Anne-Bebek Sağlığı Üzerine Etkileri ve Sezaryen Doğumların Azaltılmasına Yönelik Stratejiler

Turkish Journal of Family Medicine and Primary Care

Sezaryen doğumların sıklığı dünyada ve Türkiye’de kabul edilebilir rakamların oldukça üzerindedir ve bu oran giderek artmaktadır. Doğum eylemine bir müdahale yöntemi olan sezaryen, uygun kullanıldığında anne sağlığını ve fetal sağlığı koruyan ve yaşam kurtaran bir uygulama olmasına karşın bazı riskleri de beraberinde getirmektedir. Sezaryen ile doğum, kısa vadede annede iyileşme güçlüğü, enfeksiyon, ağrı, emzirme sorunları ve anne-bebek ilişkisinde gecikme ya da bozulma, fetüste ise anestezi sonucu gelişen fetal hipoksi, fetal distres, geçici takipne ve santral sinir sistemi yaralanmaları gibi pek çok sorun doğurabilir. Diğer taraftan sezaryen operasyonu sağlık bakım maliyetlerini de artırmaktadır. Bu nedenle son yıllarda sezaryen oranlarının düşürülmesi ve vajinal doğumun teşvik edilmesine yönelik çabalar artmıştır. Bu makalede sezaryen doğum oranlarındaki artışın nedenleri ve sezaryen doğum uygulamasının anne-bebek sağlığı üzerindeki kısa ve uzun dönemli etkilerine yönelik bir değ...

Doğumsal Dev Boyun Lenfanjiomunda Bleomisin Tedavisinin Etkinliği: Vaka Sunumu Vaka Sunumu

Lenfanjiom yenidoğan döneminde baş ve boyun bölgesinin en sık görülen konjenital kistik malformasyonlarındandır. Nörovasküler yapıların infiltre olduğu durumda eksizyonu zor ve nüks oranı oldukça yüksektir. Bu durumda en yaygın olan alternatif tedavi yöntemi intralezyonel sklerozan madde enjeksiyonudur. Bu makalede yenidoğan döneminde cerrahi eksizyon sonrası nüks eden konjenital dev boyun lenfanjiomunda, tek doz intralezyonel bleomisin uygulamasının etkinliği literatür bilgileri eşliğinde tartışıldı.

Travayda Duş Almanın Annenin Doğum Memnuniyeti Ve Doğum Sonrası Konforuna Etkisi

Ahi Evran Medical Journal, 2021

Bu çalışmanın amacı travayda duş almanın doğum memnuniyetine ve doğum sonrası konforuna etkisini araştırmaktır. Araçlar ve Yöntem: Çalışmada randomize kontrollü çalışma modeli kullanılmıştır. Doğumun aktif fazında bulunan gebeler rastgele 1:1 oranında deney ve kontrol gruplarına (50+50) ayrılmıştır. Veriler doğum öncesi ve doğum sonrası olmak üzere iki kez toplanmıştır. Doğum öncesinde veriler, Doğum Öncesi Veri Toplama Formu ile toplanmıştır. Doğumdan sonra veriler doğum, yeni doğan ve doğum sonrası döneme ait sekiz sorudan oluşan Doğum Sonrası Veri Toplama Formu, Doğum Sonrası Konfor Ölçeği ve Doğum Memnuniyet Ölçeği ile toplanmıştır. Deney grubundaki gebeler, travay odalarında bulunan banyolarda, en az 20 dakika 37°C sıcaklıktaki su ile duş aldırılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde Student t, Mann Whitney U ve ki-kare testleri kullanılmıştır. Bulgular: Grupların doğum memnuniyeti ve doğum sonu konfor ölçek puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05). Deney grubunda doğum memnuniyeti ve doğum sonu konforu arasında pozitif yönde kuvvetli bir ilişki vardır (r=0.68). Deney grubunda epizyotomi yapılmayan ve ilk yarım saatte bebeğini emziren kadınların doğum sonu konfor ve memnuniyet puanları anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Epizyotomi varlığına ve ilk emzirmeye başlama zamanına göre grupların doğum sonu konfor ve memnuniyet düzeyleri arasında bir fark yoktur (p>0.05). Sonuç: Travayda duş almanın doğum memnuniyeti ve doğum sonu konforu üzerine direkt bir etkisi olmasa da, doğum sonuçlarını olumlu yönde etkileyebileceği belirlenmiştir.

Sezaryen Doğumların Azaltılmasında Ebenin Rolü

Arsiv Kaynak Tarama Dergisi, 2019

Although the caesarean section has brought significant burdens to the country's economy and is associated with increased risk of maternal mortality and serious foetal morbidity, Caesarean section rate has been increasing year by year in Turkey and other countries in the World. For this reason, various strategies have been came up in recent years to reduce cesarean section rates. Instead of physician-based strategies, it is aiming to promote normal birth by use of midwives skills as well as continuous support of women and strengthen the care given by midwifery. Because the rate of cesarean section in our country is very high, in order to reduce these rates to increase in midwifery care practices in our country as well as in the World and there is a need for scientific studies to develop these applications. For all these reasons, it is aimed to determine the role of midwifery in decreasing cesarean delivery rates.

Doğum Eyleminin Birinci Evresinde Sık Yapılan Uygulamalar ve Kanıta Dayalı Yaklaşım

2015

Kanita dayali uygulamalar, var olan bilimsel literaturun sagladigi tum bilgileri en iyi sekilde ozumseyerek saglik hizmetlerinin standartlasmasini amaclar. Dogum eyleminde kanita dayali uygulamalarin gerceklestirilmesi ile saglik profesyonelleri tarafindan guvenli, standart ve nitelikli bakim verilmesi amaclanir. Bu surecte, anne ve fetus sagligini korumak ve desteklemek, sagligi tehdit eden riskleri kontrol altina almak/onlenmek icin kanita dayali uygulamalarin rehber alinmasi ve klinik ile birlestirilmesi son derece onemlidir. Bu derlemede, dogum eyleminin birinci evresinde sik yapilan uygulamalar ve kanita dayali yaklasimlari, randomize kontrollu calismalarin meta-analiz ve sistematik derleme sonuclari dogrultusunda tartisilacaktir. Uygulamalar; dogumun yapildigi yer, dogum merkezlerinin ev ortami saglamasi, dogumlarin ebe/hekim yonetiminde gerceklestirilmesi, dogumhaneye kabul, fetal monitorizasyon, ultrason, partograf, perine tirasi, klorheksidin ile vajinal temizlik, vajinal t...

Erken Devrede Emzi̇rmeni̇n Anne-Bebek Sağliği Açisindan Yararlari

DergiPark (Istanbul University), 2010

Emzirme deneyiminin hem anne hem de bebek açısında erken dönemde yaşanması önemlidir. Anneyle bebeğin erken dönemde temas ettirilmesinin; laktasyona, uterus involüsyonuna ve anne-bebek etkileşimi üzerinde olumlu etkisi vardır. Bebeğin emmesiyle prolaktin ve oksitosin hormonunun hipoflzden salınımı sağlanarak süt yapımı ve sütün inmesi sağlanır. Oksitosin, uterus involüsyonunu sağlayarak doğum sonu kanamayı azaltır. Emzirmeyle, anne-bebek arasında deri teması sağlanmış olur. Emzirmeye erken başlanamamasım; annenin emzirmeye ilişkin tutumu, doğumun şekli ve yenidoğanın durumu, bazı geleneksel uygulamalar, sağlık kuruluşlarının ,nolitikaları, ebe/hemşirenin tutum ve davranışları, r ilgeler arasındaki farklıbklar gibi faktörler etkilemektedir. Anahtar Kelime/er: Erken devrede emzirme, hemşirelik. ana sağlığı. bebek sağlığı.

Doğum Eyleminin Birinci Evresinde Sık Yapılan Uygulamalar

2015

ÖZ Kanıta dayalı uygulamalar, var olan bilimsel literatürün sağladığı tüm bilgileri en iyi şekilde özümseyerek sağlık hizmetlerinin standartlaşmasını amaçlar. Doğum eyleminde kanıta dayalı uygulamaların gerçekleştirilmesi ile sağlık profesyonelleri tarafından güvenli, standart ve nitelikli bakım verilmesi amaçlanır. Bu süreçte, anne ve fetüs sağlığını korumak ve desteklemek, sağlığı tehdit eden riskleri kontrol altına almak/önlenmek için kanıta dayalı uygulamaların rehber alınması ve klinik ile birleştirilmesi son derece önemlidir. Bu derlemede, doğum eyleminin birinci evresinde sık yapılan uygulamalar ve kanıta dayalı yaklaşımları, randomize kontrollü çalışmaların meta-analiz ve sistematik derleme sonuçları doğrultusunda tartışılacaktır. Uygulamalar; doğumun yapıldığı yer, doğum merkezlerinin ev ortamı sağlaması, doğumların ebe/hekim yönetiminde gerçekleştirilmesi, doğumhaneye kabul, fetal monitorizasyon, ultrason, partograf, perine tıraşı, klorheksidin ile vajinal temizlik, vajinal tuşe, amniyotomi, oral alım, intravenöz sıvılar, oksitosin, doğum pozisyonu, mobilizasyon, ağrı yönetimi ve birinci evrede suda bulunma başlıklarında tartışılacaktır. Kanıtlarda, doğumhaneye geç kabul, doğumda dik pozisyonlar ve düşük riskli gebelerin tanesiz sıvı gıda alması vb. uygulamalar desteklenirken, rutinde amniotomi uygulaması, lavman ve perine tıraşı vb. önerilmemektedir. Anahtar Kelimeler: Doğumun birinci evresi; kanıta dayalı yaklaşım; doğum eylemi; kanıta dayalı uygulamalar.

Üreme Sağliğini Koruma Ve Geli̇şti̇rmede Farkli Yaklaşim: Anne Eği̇ti̇mi̇ni̇n Kizlarina Aktarilmasinin Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Electronic Journal of Vocational Colleges, 2013

Bu çalışma,annelere üreme sağlığı konusunda belirli bilgiler verilerek ve bu bilgileri kızlarına aktarıp aktarmadığını değerlendirmek için planlanmıştır. Ön-test son-test yarı deneysel niteliktedir. Çalışmanın örneklemi 19-49 kadın yaş grubunda1 Ekim 2011 ve 1 Haziran 2012 tarihleri arasında, Trabzon Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması merkezine gelen 18 yaş üstü kızları olan 54 anneyi içermektedir. Çalışma için bilgi değerlendirme formu ve Üreme Sağlığı Koruyucu Tutum Belirleme Anketi (ÜSKTBA)kullanılmıştır. Çalışmada 3 anne eğitimi, 3 telefon ile kızlara danışmanlık eğitimi olmak üzere toplam 6 eğitim yapılmıştır. Her eğitim süresi 30 dakika olarak belirlenmiştir. Eğitim öncesi bilgi değerlendirme formu ortalaması annelerde 7±0.7, kızlarında 8±1.5, eğitim sonrası bilgi değerlendirme formu ortalaması annelerde 11±0.4, kızlarında 10±1.3 eğitim öncesi üreme sağlığını koruyucu tutum belirleme anketi ortalaması annelerde42±3.4, kızlarında 51±1.9, eğitim sonrası üreme sağlığını koruyucu tutum belirleme anketi ortalaması annelerde 76±4.5, kızlarında 78±2.7 olarakbulundu. Eğitim öncesi ve sonrası bilgi düzeyi ve üreme sağlığını koruyucu tutum belirleme anket ortalamaları arasında anlamlı faklılık tespit edildi (p<0.05).Anneye verilen eğitimin kızlarına aktarılması üzerindeki etkisi olumludur.

Eği̇ti̇m Ve Progresi̇f Gevşeme Egzersi̇zleri̇ Temelli̇ Bi̇r Uygulamanin Zi̇hi̇nsel Engelli̇ Bi̇reyleri̇n Bakim Veri̇ci̇leri̇ni̇n Yaşam Kali̇tesi̇, Algiladiklari Stres Ve Başa Çikma Yollari Üzeri̇ne Etki̇si̇: Randomi̇ze Kontrollü Çalişma Protokolü

Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi

Amaç: Dinamik, çok boyutlu ve çeşitli bir halk sağlığı sorunudur. Doğuştan veya akut bir hastalık ve yaralanma kaynaklı meydana gelen geçici/kalıcı bir sorun olarak ortaya çıkıp bireyleri engelli yakınına bakmak durumunda bırakabilir. Bakım vericiler fiziksel ve psikolojik sağlık sorunları yaşama açısından yüksek oranda risk taşırlar. Nitekim bakım vericiler sağlıklı çocuk bakımı sağlayanlardan daha yüksek bakım yükü, stress ve daha düşük yaşam kalitesi bildirmişlerdir. Bakım vericilerin etkili ve güvenli bakım verme stratejileri hakkındaki bilgilerini geliştiren uygulamalar, stres kaynaklı sorunlarını azaltabilir/önleyebilir ve yaşam kalitelerini iyileştirebilir. Roy'un Adaptasyon modeli, yaşam kalitesini arttırma ve stresi azaltmada, çeşitli sorunlarla başa çıkmada en yaygın kullanılan hemşirelik modellerinden biridir. Araştırma, eğitim ve progresif gevşeme egzersizleri temelli bir uygulamanın zihinsel engelli bireylerin bakım vericilerinin yaşam kalitesi, algıladıkları stres ...