Fâtımî Bir Entelektüelin Gözünden Hint Okyanusu (original) (raw)

Edward Said'in Entelektüele Bakış Açısı

Şarkiyatçılık alanında yaptığı çalışmalarıyla alana farklı bir soluk getiren ve entelektüel bilincini eylemselliğe dökerek bir entelektüelin nasıl olmasına dair hayatından somut örnekler sunan Edward Said 1 Kasım 1935 yılında Batı Kudüs'te dünyaya geldi. Filistinli Arap-Hristiyan bir ailenin çocuğu olan Said, ailesiyle birlikte 1947 yılında göç ederek Kahire'ye yerleşti. Mısır'da önce Kahire Amerikan Okulu'nda ve ardından Kahire Victoria Koleji'nde eğitim gördü. 1951 yılında ise asıl gelişimini sağlayacağı ve akademik eserlerini üreteceği Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek Massachusetts'teki Mount Hermon School'da orta öğrenimini tamamladı 3. Lisans eğitimini Princeton Üniversitesi'nde gören Said, akademiye giden yoldaki bir diğer adımı olan yüksek lisansını Harvard Üniversite'sinde tamamladı. Aynı üniversitede İngiliz edebiyatı

İha'ya (İnsansız Hava Aracı) Psikanalitik Olarak Bakmak

Korkunun görebildiğimiz ya da duyabildiğimiz bir şeye yani bir nesne ya da durum gibi gösterilebilir bir şeye yönelik olduğu düşünülür. Korku böylelikle dile gelebilen bir şey olur ve biz, örneğin, "karanlıktan korkuyorum" ya da "havlayan köpeklerle karşılaşmaktan korkuyorum" diyebiliriz. Kaygıyı ise genellikle nesnesiz bir korku hali gibi algılarız, bizi kaygılandıran şeyin ne olduğunu kolay kolay söyleyemeyiz (Salecl, 2014, s.283) Prelüd:

Deneyimden Tekniğe Benjaminci Dönüşüm: Edward Said'in "Entelektüel" Perspektifi Işığında Bir Değerlendirme

(flsf) Felsefe ve sosyal bilimler dergisi, 2022

Bu çalışmada Walter Benjamin'in deneyim (Erfahrung) düşüncesi, Hegelci bir tema olarak, "çağını yeniden düşünmek" bağlamında yansıtılacaktır. Benjamin'in düşüncesi bir bütün olarak takip edildiğinde, özellikle tekniğe dair görüşleriyle sanat kuramına ilişkin yorumlarında sabit ve özcü bir deneyim fikrine yerleşmekten kaçındığı, bunun yerine çağın dönüşümlerine açık bir diyalektik okuma benimsediği izlenebilir. Bu metinde Benjamin'in erken dönem deneyim görüşündeki dönüşümde var olduğu düşünülen çift anlamlılığın sınaması yapılmakta; sorunlara yaklaşımının süreklilik ya da kopuş olmaktan ziyade hem süreklilik hem kopuş şeklinde iç içelik arz eden bir çözümleme çabası olduğu savlanmaktadır. Dış dünyadaki nesnel dönüşümleri diyalektik bir hamleyle içeren geçişli okumasında Benjamin, bu anlamda "çağının çocuğu" olarak görünmektedir. Geçmişin şimdi ve buradalığa dair bir bilinçle eleştirisinin entelektüel tavrın ayırıcı vasfı olduğu ön-varsayımıyla, Benjaminci entelektüel bilincin Edward Said'in "entelektüel" tasvirindeki gibi "sürgün" ve "amatör" bir tavırla motive olduğu iddia edilecektir. Bu doğrultuda Said'in "entelektüel"inin, Benjaminci çelişik ve fragmantal okumaya bir bağlam sunacağı düşünülmektedir.

Hint Alt Kıtası'nda "Avârifü'l-maârif

2020

Hicri 632 senesinde vefat etmis olan Şeyhu’s-suyuh Şihâbuddin Omer b. Muhammed Suhreverdi’nin te’lif ettigi, tasavvufun ana metinlerinden biri olan Avârifu’l-maârif; Irak’tan Hint Alt Kitasi’na nasil ulasti? Bu topraklarda nasil deger bulup kabul gordu? Hint Alt Kitasi’ndaki tarikat mesâyihindan kimler onu okuyor ve hangi dergahlarda bu kitap tedris ediliyordu? Calismamizda tum bu sorulari tarihin eski sayfalari arasinda arastirarak yanitlamaya ve bu kitabin telif edildigi tarihten iki asir sonrasina kadar Hint Alt Kitasi’nda ne kadar ilgi gordugunu birkac ornekle aciklamaya calistik. Avârif elbette 8. asirdan sonra da Hint Alt Kitasi’nda etkisini korumus olup hakkinda serhler, hâsiyeler ve tercumeler yazilmistir. Ancak bizim calismamiz hicri 8. asirdan otesine gecmeyecektir.

Hintli düşünme tarzı

2004

B ir medeniyette ortaya konulan zihnî ürünler ve bunlara bağlı olarak neşvünemâ bulan ilmî, siyasî, iktisadî ve sosyal kurumlar, o medeniyete has düşünme tarzının, yani zihniyetin dokusunu taşır. Zihniyet ise nihaî olarak varoluş bilincine ve idrâkine dayanmaktadır.

Entelektüellerin tarihsel karakteri: Kısa bir bakış

Toplumlar tarih boyunca kendilerine hep bir yol gösterici, bilgin, âlim çıkarmıştır. Entelektüeller toplumlarda demirci, kılıç ustası, dağların başında oturan yaşlı bir fakir olarak biçimsel olarak karşımıza çıkmıştır. İşlev ve rol olarak tüm toplumlarda-ilkel topluluklar dâhil-insan birlikteliği için özsel bir önem taşımıştır. Bilgiyi arama ve hakikati ortaya çıkarmada önemli rol üstlenen entelektüeller; gerçeği, toplumun, devletin ve hâkim söylemin yüzüne çarpmak görevini üstlenmiş bir tarihsel sınıftır.