Dağıtım Kanallarında Üretici - Bayi İlişkilerinde Bağımlılık Kavramı ve Bağlılığın İşbirliği, Bağımlılık ve Memnuniyet Üzerine Etkileri (original) (raw)
Related papers
ÖZ Bu çalışmacının amacı, Kaynak Bağımlılığı Kuramı (KBK) çerçevesinde bağımlılık ilişkisi geliştiren örgütlerde bağımlılığın i-nasıl oluştuğu ve ii-işlediğini ortaya koymaktır. Temel nitel araştırma yönteminin benimsendiği böylesi bir araştırmada, Türkiye'de otomotiv endüstrisinde faaliyet gösteren ana/alıcı ve tedarikçi firmalara odaklanılmıştır. Veriler, bağımlılık ilişkisinin tarafları olan, 8 ana firma ve 10 tedarikçi firma yetkilisi ile yapılan tam yapılandırılmış mülakatlar sonucu elde edilmiştir. Verilerin analizi iki aşamada sunulmuştur. Araştırma sorusunun birinci kısmı olan "bağımlılık ilişkisinin nasıl oluştuğuna" yönelik verilerin analizi için başlangıç tema ve kodların belirlenmesinde KBK'nın bağımlılık çerçevesi (literatür) * Arş. Gör. Dr., Sakarya Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İşletme Bölümü, Sakarya/Türkiye. ORCID: https://orcid.org/0000-0001-7959-9535.
Dağıtım Kanalında Bayileri Motive Etmenin Belirleyicileri: Ampirik Bir Analiz
İstanbul Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler …, 2005
Bu çalışmada üretici işletmelerin ürünlerini pazarlayan aracı işletmelerin daha fazla gayret göstermelerini sağlamak için üretici işletmelerin kullanabilecekleri araçlar üzerinde durulmuştur. Giyim ve beyaz eşya sektöründen seçilmiş 242 işletmeye bir anket uygulanarak elde edilen veriler analiz edilmiştir. Dağıtım kanalında bayileri motive edici 16 faktör tespit edilmiştir. Sonuç olarak üretici işletmelerle aracılar arasındaki ilişkileri etkileyen 9 faktör, bayileri ve bayilerle ilgili süreçleri etkileyen 4 faktör ve nihai tüketicileri ve nihai tüketicilerle ilgili süreçleri etkileyen 3 faktör tespit edilmiştir.
Öneri Dergisi
This paper highlights the importance of cooperative behaviors between supplier firms and independent resellers in contractual distribution channels, where each reseller (i.e., dealer) acts as an independent profit center. Three major facets of cooperation (i.e., solidarity, information exchange, and flexibility) are discussed, and two major factors (dependence and trust) are theorized as facilitating cooperative behaviors. Supplier dependence, dealer dependence, and dealer's trust on the supplier are hypothesized as promoting cooperative tendencies of resellers. The relationships hypothesized in the conceptual section of the article are subjected to empirical testing using data obtained from 192 independent dealers in the Turkish automobile industry. Theoretical and managerial implications of the study findings are discussed.
ADDICTA 3(1) Sosyal Medya Kullanım Alanları ve Bağımlılık İlişkisi
ADDICTA: THE TURKISH JOURNAL ON ADDICTIONS, 2016
Günümüzde sosyal medya kullanım alanları ve pratiklerinin sosyal medya bağımlılığı ile olan ilişkisine odaklanmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Zira teknik açıdan hemen her bireyin kolaylıkla erişebileceği bir mesa-fede ve gündelik hayatının her anında etkin biçimde bulunabilen sosyal medya, aynı şekilde bireyin bütün makro/mikro ilişki düzeyine (siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel vb.) nüfuz edebilen bir potansiyele sahip-tir. Böylece gerek bireyin arzu ve ihtiyaçları gerekse kullanım alanları bakımından sosyal medya kullanım pratikleri, sosyal medya bağımlılığına imkân tanımaktadır. Bu çalışmada, var olan alanyazından hareketle bireylerin en önemli sosyal medya kullanım pratikleri ve nedenlerinden olan " özne-özgürlük " , " alternatif bir medya " , " demokrasi kültürü " , " psikolojik tatmin " başlıkları üzerinden sosyal medya kullanımının " ba-ğımlılık " ile olan ilişkisi literatür taramasına dayalı betimleyici çözümleme tekniği ile kuramsal düzeyde tartışılmaktadır. Çalışma sonucunda literatürde var olan çalışmalardan ayrı olarak, sosyal medyanın yapısal özelliği ve kullanım alanları bakımından bağımlılık ile olan ilişkisinin önemine vurgu yapılmaktadır. Ayrıca literatürde yukarıda belirtilen sosyal medya kullanımına ilişkin dört temel zemine daha çok olumlu bir an-lam yüklenmesine karşılık, söz konusu bu alanların aynı zamanda sosyal medya bağımlılığına yol açabildiği ifade edilmektedir.
Journal of Economy Culture and Society
Bu araştırmada iş birliği içinde bulunan işletmelerin geliştirdikleri ilişkisel sermayenin en önemli unsurlarından olan güven ve bağlılık değişkenleri, örgütsel öğrenme süreci boyutlarından bilgi edinimi ve yayılımı ile iş birliği memnuniyeti arasındaki ilişkiler araştırılmaktadır. Araştırmanın kapsamını Türkiye yat imalat sektöründe faaliyette bulunan, yerli ve yabancı ortakları ile iş birliği içinde olan işletmeler oluşturmaktadır. Bu amaçla Türkiye' de Gemi İnşa Sanayicileri Birliği'ne (GİSBİR) üye 66 firmanın iş birliği faaliyetleri ile ilişkili yöneticilerine (teknik müdür, proje müdürü, üretim müdürü ve tersane müdürü) mail yolu ile anket gönderilmiştir. Gönderilen anketlerden 262 adet geri dönüş elde edilmiştir. Araştırma hipotezlerini test etmek amacıyla değişkenlere yapısal eşitlik modellemesi uygulanmış ve analiz sonucunda tüm araştırma hipotezleri desteklenmiştir. Sonuç olarak iş birliği tarafları arasında karşılıklı güvenin iş birliğine olan bağlılık üzerinde pozitif etkisi olduğu görülmüştür. İş birliği tarafları arasındaki güven ile iş birliğine olan bağlılığın örgütsel öğrenme süreci üzerinde pozitif yönde bir etkiye sahip olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, örgütsel öğrenme süreci içerisinde ortaklardan bilgi ediniminin örgüt içerisindeki bu bilginin yayılımı üzerinde; bilginin örgüt içinde yayılımının da işbirlikçi ilişki memnuniyeti üzerine olumlu bir etki gösterdiği saptanmıştır.
Hizmet Sözleşmesindeki Bağımlılık Unsuru ve Popüler Şarkılardaki Work Sloganı
Güncel Hukuk Dergisi, 2016
_ ğırlıklı olarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) kontro-A 'nd"ki popüler müzik kültüründe, son ikiyıldıı "work" İİsloqanı içeren pek çok şarkı yayınlanmıştır. Ünlü şarkıcıların, art arda, dinleyicileri çalışmaya yöneltmek çağrısıyla müzik piyasasına girmesi, tesadüften öte yorumlanabilir.
Sağlık Çalışanları Arasında Sosyal Medya Bağımlılığı: İki Boyutlu Benlik Saygısının Rolü
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 2020
Sosyal medya, günümüzde önemi ve kullanımı gittikçe artan iletişim araçlarından birisidir. Bilgiye ulaşma, etkileşim, eğlence, kişisel sunum ve farklı kimlik oluşturma gibi yönlerden insan hayatını kolaylaştıran bu araçların aşırı ve gereksiz kullanımı beraberinde bağımlılık risklerine neden olabilmektedir. Sosyal medya bağımlılığı üzerinde kullanım örüntülerinin yanında, çeşitli psikolojik değişkenler de etkili olabilmektedir. Bu araştırma benlik saygısı ile sosyal medya bağımlılığı arasındaki ilişkiyi konu almaktadır. Saha araştırması yönteminin kullanıldığı çalışmada veriler, Konya merkezdeki 400 sağlık çalışanından yüz yüze anket tekniği ile toplanmıştır. Araştırma bulguları katılımcıların orta düzeyin altında sosyal medya bağımlılığı taşıdıklarını göstermektedir. Sağlık çalışanlarının cinsiyetine göre sosyal medya bağımlılığı farklılaşmamaktadır. Yaş arttıkça bağımlılık azalmaktadır. Günlük sosyal medya kullanım süresindeki artış, bağımlılık riskini artırmaktadır. Sosyal medya bağımlılığı ile benlik saygısı arasında negatif yönde anlamlı ilişki bulunmaktadır. Araştırmaya katılan sağlık çalışanlarının yaptığı işi yeterli görme, kendinle barışık olma, kendini değerli görme ve memnun olma, kendi kişisel değerini önemseme, kendini birçok konuda yetenekli ve başarılı bulma düzeyi arttıkça, sosyal medya bağımlılığında bir azalma yaşanmaktadır. Sonuçlar, Öz Yeterlilik alt boyutunun, sosyal medya bağımlılığının, negatif yönde anlamlı belirleyicisi olduğuna işaret etmektedir.
İşportacilikta Bağirmanin Tüketi̇ci̇ye Ulaşmadaki̇ İleti̇şi̇msel Rolü (Elaziğ İli̇ Örneği̇)
Ataturk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi, 2006
Özet: İşportacılık, çoğunlukla az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde formel sektörde istihdam imkanı bulamayan bireylerin iş alanıdır ve gelişmekte olan ülkeler grubunda yer alan ülkemizde de yaygın olarak görülmektedir. İşportacılık, kentsel alanlardaki işsiz ve geçim zorluğu içinde olan insanların kendi kendilerine yarattığı bir istihdam alanıdır. Bu sektörden alışveriş yapan insanlarımızın oranı hayli fazladır. Alışveriş sürecinde alıcı ile satıcı arasındaki iletişimin bağırma eylemi ile sağlanmaya çalışılması, araştırmanın temel konusu olarak alınmıştır. Bu çalışmada; "bağırmanın" iletişimsel rolü, satışlarda-alımlarda ne derece etkili olduğu ve işportacıların bağırmalarının gürültü kirliliğine neden olup olmadığı bir anket uygulaması ile tespit edilmeye çalışılmıştır.
Journal of Economy Culture and Society, 2020
Bu çalışma, çalışma yaşamındaki değişimler çerçevesinde, sanayi sektöründe çalışan Y Kuşağı üretim işçilerinin örgüte duygusal bağlılıklarında etkili olacağı düşünülen çalışma değerleri ve işe bağlanmanın etkilerine odaklanmaktadır. Yapılan araştırmada, İzmir ilinde gıda ve içecek üretimi alanında ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren büyük ölçekli iki işletmede çalışan 66'sı (%12,8) kadın ve 450'si (%87,2) erkek olmak üzere toplam 516 Y Kuşağı temsilcisi üretim işçisinden veri toplanmıştır. Veri toplama araçları olarak, çalışma değerlerini ölçmek amacıyla, Lyons, Higgins, Chris ve Duxbury (2010) tarafından geliştirilmiş olan çalışma değerleri ölçeğinden (Lyons Work Values Survey-LWVS) yararlanılmıştır. İşe bağlanmayı ölçmek için, Schaufeli, Salanova, González-Romá ve Bakker (2002) tarafından geliştirilmiş olan işe bağlanma ölçeği (Utrecht Work Engagement Scale-UWES) kullanılmıştır. Son olarak örgüte duygusal bağlılığı ölçmek için, Meyer ve Allen (1991)'in örgütsel bağlılık ölçeğinin (Organizational Commitment Questionnaire-OCQ) duygusal bağlılık ile ilgili 6 maddesi kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, içsel-gelecek odaklı boyut hariç, diğer üç çalışma değerleri boyutunun (içsel-an odaklı, dışsalan odaklı, dışsal-gelecek odaklı) örgüte duygusal bağlılığı yordamasında işe bağlanmanın düzenleyici rolü olduğu görülmüştür. Bu bulgular doğrultusunda, sanayi sektöründe çalışan Y Kuşağı üretim işçilerinin örgüte duygusal olarak bağlılığının sağlanması için çalışma değerlerine önem verilmesi gerekliliği ile birlikte işe bağlanmayı da mümkün kılan bir çalışma ortamı oluşturulmasının önemi anlaşılmaktadır.