Film Incelemesi Research Papers - Academia.edu (original) (raw)
Türk Sineması’nda popüler film üretimine dair değişimlerin; filmi üretenler, seyirci beklentisi ve yaşanan gündelik hayatın getirdiği bağlamsal hassasiyetler ve dinamikler çerçevesinde ele alınması önemlidir. Bu çalışmada,... more
“Battal çalışmaz, çay içer, kesme şeker yer. Onu besleyen, soğukta donup ölmesin diye ısıtan; çayı, şekeri ve kömürü üretenlerdir. Battal ise, günümüzün dervişidir, ajitasyon yapmaz, sorunla karşılaşınca kaçar. Değişmesi gereken... more
“Battal çalışmaz, çay içer, kesme şeker yer. Onu besleyen, soğukta donup ölmesin diye ısıtan; çayı, şekeri ve kömürü üretenlerdir. Battal ise, günümüzün dervişidir, ajitasyon yapmaz, sorunla karşılaşınca kaçar. Değişmesi gereken maneviyattan uzaklaşmış bireydir. Bu dönüşüm sayesinde, kadraj dışındaki de değişir belki. Ne üretenden yana olup “bozuk düzen”den dem vurur, ne de zora/baskıya direnir. Ve yağmur çiseler Serez’in esnaf çarşısında. Bedreddin bir ağaca asılıdır, bir bakırcı dükkanının karşısında.”
Bu çalışmada, Greenaway’in Goltzius ve Pelikan Kumpanyası filmi anlatı açısından değerlendirilirken, Bornstein’in Rüya Poetikası bir mesnet olarak kabul edilecektir. Anlatının bu açıdan incelenmesi; bu film örnek gösterilerek, bu ve... more
Bu çalışmada, Greenaway’in Goltzius ve Pelikan Kumpanyası filmi anlatı açısından değerlendirilirken, Bornstein’in Rüya Poetikası bir mesnet olarak kabul edilecektir. Anlatının bu açıdan incelenmesi; bu film örnek gösterilerek, bu ve benzer yapıda oluşturulmuş diğer filmlerin de dramatik yapı kurulumu ile senaryo yapısının işleyişinin anlaşılmasında yardımcı olacaktır. Metafiziğin bir gizem halini taşıyan sınırları içerisinde var olan düşsel dünyayının sinemasal anlatı üzerinden irdelenmesi, düş ve rüya olguları ile film arasındaki ilişkinin birbiriyle koşutlu olan ortak noktalarını ortaya çıkaracaktır. Bu çalışmada, Peter Greenaway’in Goltzius ve Pelikan Kumpanyası filmi üzerinden yapılacak tespitler, Thorsten Botz-Bornstein’in Filmler ve Rüyalar kitabında öne sürdüğü Rüya Poetikası kavramı üzerinden incelenecek ve ilgili başlıklar altında kalitatif bir değerlendirme yöntemiyle analiz edilerek sonuç bölümünde yapılacak bir değerlendirme ile sonuçlandırılacaktır.
Her sanat dalında olduğu gibi sinema da yaşamı farklı boyutla- rıyla ele alır, karakterlerini, karakterlerinin özelliklerini yaşamın içersinden seçerek kendi anlatım dilini oluşturur ve hayatı yeni- den üretir. Bu yeniden üretimler... more
Her sanat dalında olduğu gibi sinema da yaşamı farklı boyutla- rıyla ele alır, karakterlerini, karakterlerinin özelliklerini yaşamın içersinden seçerek kendi anlatım dilini oluşturur ve hayatı yeni- den üretir. Bu yeniden üretimler yönetmenlerin bakış açısıyla bi- çimlenerek ete kemiğe bürünür. Yönetmen sineması bu açıdan önem taşır. Türkiye’de bağımsız sinema temsilcileri arasında ken- dine yer bulan Zeki Demirkubuz, sineması ve filmlerinde yarat- tığı kahramanları çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada Zeki Demirkubuz sineması genel özellikleriyle ele alın- dıktan sonra yönetmenin filmografisinde yer alan filmler üzerinden genel bir karakter tahlili yapılmakta ardından yönetmenin 1994 yılında çektiği ilk filmi olan “C Blok” filminde yer alan kadın karakterler çerçeveleme çözümlemesi yöntemiyle detaylı bir şekilde ele alınmaktadır.
Sinema kitlesel bir anlatı olarak kabul gördüğünden bu yana aksiyoner yapısıyla kitleleri etkileyerek peşinden sürüklemektedir. Farklı anlatı biçimlerine sahip olmakla beraber klasik, geleneksel, modern ya da postmodern yapılarla... more
Sinema kitlesel bir anlatı olarak kabul gördüğünden bu yana aksiyoner yapısıyla kitleleri etkileyerek peşinden sürüklemektedir. Farklı anlatı biçimlerine sahip olmakla beraber klasik, geleneksel, modern ya da postmodern yapılarla günümüzde en çarpıcı görsel hikâye anlatıcısıdır. Günümüz endüstriyel yapısında popüler Hollywood sineması olarak ilgi gören bu anlatı çoğunlukla izleyicinin kolayca kavrayabileceği masalsı hikâyeler anlatmaktadır. Yapılan çalışmalara göre klasik/popüler anlatı yapısı benzer kahraman ve öyküleme biçimlerine sahiptir. Klasik geleneksel sinema çoğunlukla filmlerde aşk temasını işler ve bu tema sayesinde bireysel olarak ortak duygu oluşumları sağlanır. İnsanlık tarihinde bilinen en eski aşk öyküsü olan Eros ve Psykhe miti neredeyse yapılan tüm film çalışmalarının esin kaynağı olmuştur. Rus biçimbilimci Propp'un incelediği masallarda da biçimsel olarak eylem ve işlevler açısından aşk teması belirleyicidir. Tematik olarak, sürükleyici, izleyiciyi etkileyen ve özdeşleşme yaratan romantik aşk hikâyeleri farklı anlatı biçimlerinde kendini gösterir. Çalışmanın amacı sinemada aşk söyleminin farklı yaklaşımlarını incelemek ve biçimsel olarak gösterdiği değişkenliği açıklamaktır. Bu bağlamda günümüz popüler aşk sinemasının son örneklerinden biri olan 'Suyun Sesi' filmi sahne ve içerik analizi yapılarak değerlendirilmekte ve romantik aşk miti sekans analizi yöntemi ile çözümlenmektedir. Abstract Since cinema has been accepted as a mass narrative, it has been following the masses with its action-oriented structure. Although it has different narrative forms, it is the most striking visual storyteller with classical, traditional, modern or postmodern structures. This narrative, which is regarded as a popular Hollywood cinema in today's industrial structure, mostly tells fairy tales that the audience can easily grasp. According to the studies, the classical / popular narrative structure has similar heroes and narration styles. Classical traditional cinema mostly deals with the theme of love in films and this theme creates individual emotions. The myth of Eros and Psykhe, the oldest known love story in the history of humanity, has inspired almost all the film works. In the fairy tales studied by Russian morphologist Propp, the theme of love is formal in terms of actions and functions. Main theme, for example, romantic love stories that are immersive, affect the audience and create identification is manifested in different narrative forms. The aim of this study is to examine the different approaches of love discourse in cinema and to explain the variability it shows formally. In this context, 'Suyun Sesi', one of the latest examples of popular love cinema, is evaluated by performing stage and content analysis and analyzed by romantic love myth sequence analysis method.
The Nich Construction From Biology to Philosophy of Language: A Review on Universe Construction in Fantastic Films
Günümüzde anlamın yitimi, kitle iletişim araçlarından biri olan sinema alanında da kendini göstermektedir. Matrix filmi her ne kadar Sinema Tarihi’nin 2000’li yıllarına doğru bir mihenk taşı olarak kabul edilse de bu mihenk taşının... more
Günümüzde anlamın yitimi, kitle iletişim araçlarından biri olan sinema alanında da kendini göstermektedir. Matrix filmi her ne kadar Sinema Tarihi’nin 2000’li yıllarına doğru bir mihenk taşı olarak kabul edilse de bu mihenk taşının ardında yatan amaç veya amaçların ne olduğu günümüzden o döneme doğru bakıldığında -aradan zaman geçmesine rağmen- yeni yeni anlaşılabilmektedir. Sanatın asıl meselesi gittikçe içinde bulunulan yapıyı veya sistemi eleştirip değiştirmekten ziyade bu yapının eleştirisini de içinde barındırarak sistemi kitlelere katlanılabilir bir hale getirmektedir. Bunu da mitlerin binlerce yıl öncesinde yaptığı taktikle yani mitleştirme (mythicising) ile yapmaktadır. Mitlerin parçalanıp yeniden inşası nasıl ki o dönemde hegemonyayı elinde tutan yönetici sınıfın elindeyse bu gün ise finans kapitali elinde tutan egemen sınıfların elindedir. Kendi gerçeklik algıları doğrultusunda kitlelerin gerçekliğe bakış açılarını, mülkiyetine sahip oldukları kitle iletişim araçlarının gücüyle şekillendirmektedirler. Bu önermeler ışığında bu çalışmada Matrix filminin hikâye anlatısı ile bu anlatının içerisinde barındırdığı düşünsel-felsefi yapı farklı düşünürlerin bakış açısı doğrultusunda incelenecektir. Bu anlatı analizi sayesinde filmi oluşturan egemen görüşün düşünsel yapısı gözler önüne serilmekle kalmayacak, bu yapının finans kapital ile olan ilişkisi yapılan tespit ve betimleyici yorumlamalarla ortaya konulacaktır. Modern mitleştirme ile bu düşünsel-felsefi yapının kitlelere nasıl benimsetildiği filmle ilgili yapılan tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda ilgili başlıklar altında tartışılarak değerlendirme bölümünde sonuçlandırılacaktır.
Felsefi açıdan filmi üç başlıkta incelemek istiyorum: * David Lewis’in Modal Realizmi (Mümküm Dünyalar Görüşü) ve Çoklu Evrenler İlişkisi * Kurgusalın Ontolojisi * Sonsuz Olasılıklar, Çoklu Evrenler, Sadece 1 Olasılığı Temsil Etmek ve... more
Felsefi açıdan filmi üç başlıkta incelemek istiyorum:
* David Lewis’in Modal Realizmi (Mümküm Dünyalar Görüşü) ve Çoklu Evrenler İlişkisi
* Kurgusalın Ontolojisi
* Sonsuz Olasılıklar, Çoklu Evrenler, Sadece 1 Olasılığı Temsil Etmek ve Hayatın Anlamı