Kaleler Research Papers - Academia.edu (original) (raw)

Günümüzde, tarihi yapılar yeteri kadar korunmadığı için giderek yok olmaktadırlar. Kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına dair çıkarılan yasalara rağmen bu eserler ekonomik zorluklar nedeniyle gerekli bütçeler ayrılmadığından... more

Günümüzde, tarihi yapılar yeteri kadar korunmadığı için giderek yok olmaktadırlar.
Kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına dair çıkarılan yasalara rağmen bu eserler
ekonomik zorluklar nedeniyle gerekli bütçeler ayrılmadığından kaybolmaya yüz
tutmuslardır. Ülkemizdeki kültürel mirasın en önemli öğelerinden olan savunma yapıları
bu dejenerasyondan en fazla etkilenen yapıların basında gelmektedir. Bu çalısma; Rize ili,
Pazar ilçesinde bulunan Pazar Kız Kalesi’nin uygun bir islevle restore edilmesi, yapının
verimli bir sekilde kullanılmasının sağlanması, bu bölgedeki diğer yapılara örnek teskil
edebilmesi ve içinde yasadığımız tarihi dokuyu sadece koruma altına almak yerine
sürdürülebilir bir koruma sağlaması amacını tasımaktadır.
Çalısma, Genel Bilgiler, Yapılan Çalısmalar, Bulgular ve Đrdeleme, Sonuçlar ve
Öneriler olmak üzere dört baslıkta toplanmıstır. Genel Bilgiler bölümünde, savunma
kavramından yola çıkılarak savunma yapıları teorik ve mimari alanda incelenmis, konuyla
ilgili dünyadan ve Türkiye’den örneklere yer verilmistir. Yapılan Çalısmalar bölümünde,
yapının rölöve çizimleri ve bu çizimler üzerinde değisim ve bozulma incelenmis,
restitüsyon ve retitüsyonda kaynak kullanımı renkli anlatımlarla ifade edilmistir. Bulgular
ve Đrdeleme bölümünde, yapıya yüklenecek olan islev belirlenmis, bu islev bağlamında
gereken müdahale kararları saptanmıs ve restorasyon projesi olusturulmustur. Sonuç ve
Öneriler bölümünde ise, yapılan bu çalısma sonucu ulasılan veriler değerlendirilmis ve
gelecekte bu konu ile ilgili çalısma yapacak olan arastırmacılara çesitli öneriler
sunulmustur.

Şeki (Azerbaycan) ve Çevresindeki Askeri Mimarinin Gelişimine İlişkin Tipolojik Deneme ULUSLARARASI KATILIMLI XV. ORTAÇAG VE TÜRK DÖNEMİ KAZILARI VE SANAT TARİHİ ARAŞTIRlVIALARI SEMPOZYUMU PROCEEDINGS OF THE XVTH INTERNATIONAL... more

Aliya İzzet Begoviç’in doğduğu ve büyüdüğü Bosanski Šamac dahil, Bosna’da Avusturya, Venedik, Macaristan gibi yabancı devletlerle sınır boylarında, göl ve nehir kenarlarında, nehirler üzerindeki irili-ufaklı köprülerde tesis edilen harbî... more

Aliya İzzet Begoviç’in doğduğu ve büyüdüğü Bosanski Šamac dahil, Bosna’da Avusturya, Venedik, Macaristan gibi yabancı devletlerle sınır boylarında, göl ve nehir kenarlarında, nehirler üzerindeki irili-ufaklı köprülerde tesis edilen harbî kaleler ile doğrudan Osmanlı tarafından inşa veya tamir edilmiş taş, ahşap ya da toprak kale, kastel, kule ve palankaların yeri, stratejik önemi, yönetimi, mimarî özellikleri, personellerinin yükümlülük ve muafiyetlerinin değerlendirilmesi.

Diyarbakır il merkezine 125 km uzaklıkta olan Kulp ilçesi yeryüzü şekilleri ile daha çok Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki yerleşim yerlerinin özelliklerini göstermektedir. Konum itibariyle Güneydoğu Torosların güney eteklerine kurulmuş olan... more

Diyarbakır il merkezine 125 km uzaklıkta olan Kulp ilçesi yeryüzü şekilleri ile daha çok Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki yerleşim yerlerinin özelliklerini göstermektedir. Konum itibariyle Güneydoğu Torosların güney eteklerine kurulmuş olan Kulp ilçesi; kuzeyinde Genç, kuzeydoğusunda Muş, doğusunda Sason, batısında Lice ve güneyinde Silvan-Hazro ile sınırdır. Kulp ilçesi 1602 km² lik bir yüz ölçüme sahiptir. İlçe merkezinin denizden yüksekliği 1132 m. dir. İlçe merkezinde Ünal Erkan, Tepecik, Yeni, Merkez, Yeşilköy, Mahalleleri bulunmaktadır. Kulp ilçesine bağlı bir belde, 51 köy ve 89 mezra vardır. İlçenin toplam nüfusu 37.611 kişi olup. İlçe merkezinin nüfusu ise 11. 000 kişidir. Yöredeki insanlar tarafında Kulb adının vaktiyle Kefrun kalesinde oturup bölgeye egemen olan Kulbo isimli yöneticinin adına izafeten bölgeye verildiği söylenilmektedir. Ancak kaynaklarda Kulb kentinin Asur belgelerinde adı geçen Ullubu kenti olduğu belirtilmektedir. Herzfeld Ulluba kentinin daha sonra tanrıça Kuva’ya izafeten kutsal, iyi güzel anlamına gelen Kullubu kenti olarak adlandırıldığını ileri sürmektedir. Kulluba sözcüğünün sonraki dönemlerde Kulb sözcüğüne dönüşmüştür. Mervani, Artuklu, Eyyubi, Akkoyunlu ve Osmanlı döneminde Kulb Sancağının merkezi bu günkü Kefrun Kalesi’nin bulunduğu yerdir. İlçenin bugün bulunduğu yerleşim yerinin eski adı Pasur’dur. Pasur, çevresinde hendeği bulunan kale, başkale anlamına gelmektedir. Pasur Köyü 1564-1574 tarihli Osmanlı Tahrir Defterleri’nde Ciska (Ağaçlı) Nahiyesi’ne bağlı 28 haneli bir köy olarak geçmektedir. Pasur Köyü zamanla önem kazanmış ve 20. Yüzyılın başında ilçe merkezi olmuştur. Daha sonraki dönemlerde Pasur ilçesinin ismi Kulp şeklinde değiştirilmiştir