Esat Sahin - Academia.edu (original) (raw)
Papers by Esat Sahin
Adli tıp bülteni, Apr 1, 2009
The primary tumors of the heart are quite rare and, it’s frequency in the autopsy series is repor... more The primary tumors of the heart are quite rare and, it’s frequency in the autopsy series is reported between 0,0017-0,28 %. Among the entire age groups, myxomas are seen to form half percent of these tumors. Despite the cardiac myxomas are histologically benign, they are classified among the fatal tumors, causing tendency to cardiac obstruction and embolism. In this study, by examining the history and autopsy findings of a 9 year old sudden death case of which left atrial myxoma is detected in the autopsy; it is aimed to point to cardiac myxomas which can be seen as the cause of sudden death especially in the early ages in the legal autopsiesKeywords: Cardiac myxoma, sudden cardiac death, autopsy
Attitudes AmongResidents In Forensic Medicine Toward The Survivors of Childhood Sexual Abuse ... more Attitudes AmongResidents In Forensic Medicine Toward The Survivors of Childhood Sexual Abuse </div
Turkiye Klinikleri Journal of Forensic Medicine, 2012
İstanbul'da Adli Otopsisi Yapılmış Gebelik ile İlişkili Anne Ölümleri Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: ... more İstanbul'da Adli Otopsisi Yapılmış Gebelik ile İlişkili Anne Ölümleri Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Gebelik ile ilişkili anne ölümü (GİAÖ) vakaları hakkında birçok klinik çalışma yapılmış olmakla birlikte, postmortem boyutu hakkında çalışmalara sık rastlanmadığından, otopsi çalışması ile literatüre katkıda bulunmak amaçlanmıştır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : 2003-2009 yılları arasında Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas dairesinde yapılmış 27471 otopsi raporu taranarak yapılan retrospektif incelemede olgular, demografik özellikleri, ölümün gebeliğin hangi evresinde gerçekleştiği, gebelik ürünü, ölüm şekli ve sebebi, toksikolojik, makroskopik ve mikroskobik bulguları açısından değerlendirilmiştir. Ölümün gebelikle doğrudan veya dolaylı bir ilişki sonucu gerçekleşmediği kesin olan, kaza sonucu veya zorlamalı bir nedene bağlı olarak gerçekleştiği olgular çalışma dışı bırakılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi SPSS-11 paket programı yardımı ile yapılmıştır. B Bu ul lg gu ul la ar r: : 27471 otopsi raporu içinde GİAÖ tanısına uyumsuzluk göstermeyen 51 vaka tespit edilmiştir. Ölümler en çok 21-25 yaş grubunda görülüp daha çok hastanede (%63) meydana gelmiştir. Olguların %70,6'sı prenatal dönemde olup kardiyak patolojiler ölümün ilk sebebidir. Bunu azalan sıklıkla pulmoner emboli ve enfeksiyon takip etmektedir. Toksikolojik incelemede bir olguda etil alkol ve bir olguda ölüm öncesi yapılan tıbbi müdahaleye bağlı Thiopental tespit edilmiş olup öldürücü nitelikte olmadıkları belirlenmiştir. Histopatolojik incelemede miyokard dokusunda en sık hipertrofi ile uyumlu bulgulara; akciğerde en sık ödem; uterusta en sık gebelik ile uyumlu bulgulara rastlanırken, yalnız 3 olguda endometriumda kanama ile uyumlu bulgulara rastlandığı tespit edilmiştir. S So on nu uç ç: : GİAÖ nedenlerinin önemli bir kısmı önlenebilir niteliktedir. Bu nedenle ölüme neden olabilecek risk faktörlerinin tüm yönleriyle ortaya konulması, doğum öncesi ve sonrası bakım kalitesinin arttırılması GİAÖ'lerini azaltmada etkili olacaktır. Patolojilerin ortaya konulmasında klinik çalışmaların yanı sıra otopsi çalışmalarının da aydınlatıcı olabileceği ve değerlendirmeye çok yönlü yorumlar katabileceği görülmektedir. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Anne ölümü; otopsi; epidemiyoloji A AB BS ST TR RA AC CT T O Ob bj je ec ct ti iv ve e: : Although there are various clinical studies about pregnancy related maternal death cases (PRMD) cases, due to the fact that studies related with postmortem dimensions of maternal cases are not seen commonly, being able to make contribution to the literature is aimed. M Ma at te er ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : Autopsy reports of the Council of Forensic Medicine Morgue Department between 2003 and 2009, 27471 reports, were evaluated as a retrospective study with parameters of 'demographical features'; 'trimestre of gestation in which death occurred'; 'product of the pregnancy'; 'mechanism and cause of death' and 'toxicological, macroscopical and microscopical findings'. The cases in which death certainly occurred due to causes which were results of an accident or a forced action and which were not directly or indirecly related with pregnancy were excluded from the study. R Re es su ul lt ts s: : Among 27471 autopsy reports, the number of reports which don't show incongruity with the diagnosis of PRMD were 51. Most of the PRMDs were found to be in period of ages 21-25 and mostly in hospital (63%). 70.6% of PRMDs were found to be in prenatal period. Besides, the most common cause of death was cardiac pathology after which pulmonary emboly and infection followed with decreasing frequencies. In toxicological tests, ethyl alcohol was detected in 1 case and Thiopental due to intervention before death was detected in 1 case and these findings were specified not to be fatal. In histopathological evaluation, the most frequent finding was hypertrophy in hearts, while the most frequent finding was edema in lungs. Besides, in uterus, pregnancy related findings were the most frequent, while bleeding was found only in 3 cases. C Co on nc cl lu us si io on n: : Since considerable amount of PRMDs have preventable causes; determining all aspects of risk factors which may cause death and increasing nursing quality before and after labour will be efficient in order to decrease the number of PRMDs. The fact that besides clinical studies, also autopsy studies can contribute multi dimensional interpretations to evaluation and be informative in order to determine pathologies is seen.
The Bulletin of Legal Medicine, 2009
Kalbin primer tümörleri oldukça nadir görülen tablolar olup çeflitli otopsi serilerinde görülme s... more Kalbin primer tümörleri oldukça nadir görülen tablolar olup çeflitli otopsi serilerinde görülme s›kl›¤›n›n %0,0017 ile %0.28 aras›nda oldu¤u bildirilmektedir. Tüm yafl gruplar› birlikte de-¤erlendirildi¤inde bu tümörlerin yaklafl›k yar›s›n› miksomala-r›n oluflturdu¤u görülmektedir. Kardiak miksomalar histolojik * VI. Anadolu Adli Bilimler Kongresi'nde poster bildirisi olarak sunulmufltur.
Journal of Forensic and Legal Medicine, 2016
The aim of this study was to examine and compare similarities and differences among types of parr... more The aim of this study was to examine and compare similarities and differences among types of parricide committed by adult offenders. The forensic psychiatric evaluation reports of the 4th Specialization Board of the Council of Forensic Medicine from 2009 to 2011 in Turkey were screened retrospectively. One hundred thirty-five adult perpetrators of parricide (125 male, 10 female) were detected, 51.9% of whom committed patricide, 40% of whom matricide and 8.1% of the perpetrators committed double parricide. Most of the perpetrators used sharp instruments as the killing method. No mental disorders were detected in 58.5% of the perpetrators, while psychotic disorders were identified in 30.4% of the cases. This study supported the predominance of sharp instruments as the killing method and a preponderance of matricide among the offenders with psychotic disorders. Although psychotic disorders were the most commonly detected mental disorders in the parricide offenders, most of them did not suffer from mental disorders.
The Bulletin of Legal Medicine, 2015
Amaç: Türkiye'de 1 Mart 2012 tarihinde kullanılmaya başlanan Türk Lirası simgesi olan '&#... more Amaç: Türkiye'de 1 Mart 2012 tarihinde kullanılmaya başlanan Türk Lirası simgesi olan ''₺'' nin Avrupa Birliği ortak para birimi olan Euro'nun simgesi olan ''€''ya benziyor olması ve ''Lira'' yazısı ile ''Euro'' yazısının da birbirlerine kolayca dönüştürülebilirliği adli belge inceleme uzmanları açısından önemli bir sorundur. Gereç ve Yöntem: Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi, yıllık ortalama 10.000 dosya ile Türkiye'de en fazla adli belge incelemesi yapan kurumlardan biridir. Adli Belge İnceleme Şubesi'nde yukarıda bahsedilen şekilde bir sahteciliğe bugüne kadar rastlanmamış olmakla birlikte ileride böyle bir sahteciliğin oluşması kuvvetle muhtemel öngörüldüğü için sanal olarak oluşturulan örnekler ile konuya dikkat çekilmesi amaçlanmıştır. Bulgular ve sonuç: Sanal olarak oluşturulan çek ve senet örneklerinde ''Euro'' ve ''Lira'' kelimeleri...
Turkiye Klinikleri Journal of Forensic Medicine Special Topics, 2015
Journal of forensic sciences, Jan 24, 2015
The aim of this study was to analyze the differences between the handwritings of schizophrenia pa... more The aim of this study was to analyze the differences between the handwritings of schizophrenia patients and healthy subjects in addition to the changes that occurred in schizophrenia patients' handwriting in response to the treatment. The test subjects were 29 schizophrenia patients and 29 healthy individuals with the same age, gender, and dominant hand. The changes in the handwritings were examined according to 14 different parameters. On the day of admittance, the percentage of extra letters was 16.7%, and after 7-10 days of hospitalization, it rose to 33.3%. The percentage of skipped words decreased from 29.2% to 16.7% after 7-10 days of hospitalization, and to 10% after 3 weeks. The letters written by schizophrenia patients are significantly larger in height and width compared to the control group. The schizophrenia patients showed a higher incidence of crossed-out letters, adding extra words, missing punctuation as well as missing words.
Romanian Journal of Legal Medicine, 2012
Decapitation of bodies is a rare event in the civilian setting and is reported to account for app... more Decapitation of bodies is a rare event in the civilian setting and is reported to account for approximately 0.1 % of medico-legal autopsies. Suicidal decapitation is a very rare method of self-destruction. In suicidal decapitation, the favored method is the one involving trains. Other encountered methods are decapitation in suicidal hanging, vehicle-assisted ligature suicide. Though being encountered rarely decapitation by guillotine was also reported. In this retrospective study, in order to depict characteristic features of deaths with decapitation, we presented the findings of fatalities with decapitation over a 10-year period in a medico-legal autopsy series in Istanbul, Turkey. A total of 36270 forensic autopsies were performed over the period of the study and in 19 cases, the bodies were found to be decapitated (0.05 %). The age range of decapitated bodies was 18 to 71 years (average 39,1 years), with a male to female ratio of 13/6. There was only one case of suicide and the way used for suicide was a mechanism like guillotine. In this case, a guillotine-like device designed by male victim had been used for deliberately decapitating the body. The age of the suicide case was 41 years. There was no female suicide case. There were 13 deaths of accidental origin. 6 vehicle crashes and 7 train-pedestrian accidents. The age range of individuals died in accidents was 26 to 68 years (average 36.8 years) with a male to female ratio of 11/2. During the study period the number of the homicide cases with decapitation was 5. The age range of homicide cases was 18 to 71 years (average, 45.2 years), with a male to female ratio of ¼. There were multiple traumas in other body parts of the bodies of homicide cases together with decapitation. In majority of homicide cases, multiple stab wounds were detected. Decapitation level of vertebrae was at the level of 3-4 cervical vertebrae in 9 cases and different levels at cervical region in other cases.
Turkish Journal of Forensic Medicine, 2014
F, Akın HM, Kumral B, Uner HB. Examination of altered documents that created using different forg... more F, Akın HM, Kumral B, Uner HB. Examination of altered documents that created using different forgery methods: two cases report.
Turkish Journal of Forensic Medicine, 2013
Issue date of document is one of the most important issues in document examinations. Although the... more Issue date of document is one of the most important issues in document examinations. Although there are many studies performed on this subject, it is not possible yet to determine the document age based upon only ink examination. However, other characteristics of the document and enclosed materials (supportive diagnostic elements) can give us important clues about the issue date of the document. In this study, the nature of the paper used in the document, amount of the fiscal stamps on the document, the fact that this type of fiscal stamps had already been demonetized, and the fact that telephone number written on the borrower adress field had been tried to be updated helped the estimation of the document's issue date.
Schizophrenia Research, 2013
Background: People with schizophrenia are more likely considered to be violent than the general p... more Background: People with schizophrenia are more likely considered to be violent than the general population. Besides some well described symptoms, patients with schizophrenia have problems in recognizing basic facial emotions which could underlie the misinterpretation of others' intentions that could lead to violent behaviors. We aimed to investigate the facial emotion recognition ability in violent or non-violent patients with schizophrenia. Methods: The severity in both groups was evaluated according to the Positive and Negative Syndrome Scale. A computer-based test included the photos of four male and four female models with happy, surprised, fearful, sad, angry, disgusted, and neutral facial expressions from Ekman & Friesen's series has been performed to groups. Totally, 41 outpatients with violent schizophrenia and 35 outpatients with non-violent schizophrenia participated in the study. Results: The mean age of violent schizophrenia group was 41.50 ± 7.56, and control group's mean age was 39.94 ± 6.79 years. There were no significant differences between groups among reaction time for each emotion while recognizing them (p > 0.05). In addition, the accuracy rate of answers towards facial emotion recognition test for each emotion and the distribution misidentifications were not significantly different between groups (p > 0.05). Conclusions: The facial emotion recognition in violent schizophrenia is lacking and we found that the facial emotion recognition ability in violent schizophrenia seems to be a trait feature of the illness.
International Journal of Law and Psychiatry, 2013
Childhood sexual abuse is a growing concern throughout the world, although the legal sequelae of ... more Childhood sexual abuse is a growing concern throughout the world, although the legal sequelae of this phenomenon are frequently neglected. We aimed to reveal and compare the attitudes of judiciary and junior clerks toward sexually abused children that might contribute to these sequelae. We divided 302 study participants into two groups of judiciary members and junior clerks. All the participants were asked to anonymously complete a questionnaire about stigmatization, including questions assessing social distance, dangerousness and skillfulness. In their responses, 51.2% of the judiciary and 64.0% of the junior clerks displayed a negative attitude toward &amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot;asking a childhood sexual abuse (CSA) survivor to supervise their child for few hours&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot; (p=0.029). When asked &amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot;What would you think if your child wanted to marry a CSA survivor?&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot; 76.5% of the judiciary and 84.1% of the junior clerks were opposed to the idea (p=0.095). Interestingly, significantly more judiciary than junior clerks believed that a &amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot;CSA survivor can control his/her rage&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot; (p=0.001), and significantly more of the junior clerks did not believe that &amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot;CSA survivors do not behave impulsively&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot; (p=0.034). Both groups of legal professionals in this study appear to distance themselves from or have negative thoughts about CSA survivors, particularly when the issue involves their own children and/or social situations. Along with other factors, these negative assumptions might also contribute to lower prosecution rates and retestifying procedures.
Comprehensive Psychiatry, 2014
Objective: We aimed to investigate facial emotion recognition abilities in violent individuals wi... more Objective: We aimed to investigate facial emotion recognition abilities in violent individuals with antisocial personality disorder who have comorbid attention deficient hyperactivity disorder (ADHD) or not. Method: The photos of happy, surprised, fearful, sad, angry, disgust, and neutral facial expressions and Wender Utah Rating Scale have been performed in all groups. Results: The mean ages were as follows: in antisocial personality disorder with ADHD 22.0 ± 1.59, in pure antisocial individuals 21.90 ± 1.80 and in controls 22.97 ± 2.85 (p N 0.05). The mean score in Wender Utah Rating Scale was significantly different between groups (p b 0.001). The mean accurate responses to each facial emotion between groups were insignificant (p N 0.05) excluding disgust faces which was significantly impaired in ASPD + ADHD and pure ASPD groups. Antisocial individuals with attention deficient and hyperactivity had spent significantly more time to each facial emotion than healthy controls (p b 0.05) while pure antisocial individual had more time to recognize disgust and neutral faces than healthy controls (p b 0.05). Conclusion: Study of complex social cognitive abilities in adults with ADHD and violent behaviors is lacking. This study is the first, investigating the differences according to social cognition cues in violent individual that revealed no significance within pure antisocial individuals and antisocial individuals with ADHD.
Bulletin of Clinical Psychopharmacology, 2013
Psikiyatristlere psikofarmakolojik ajanlarla ilişkili açılan malpraktis davaları: Dosya serileri ... more Psikiyatristlere psikofarmakolojik ajanlarla ilişkili açılan malpraktis davaları: Dosya serileri Amaç: Psikiyatristlerin diğer uzmanlıklara göre en az dava edildikleri düşünülmektedir. Yirmisekiz tıp uzmanlığı içinde psikiyatri açılan malpraktis dava sayısı açısından 22. sırada gelmektedir. Biz, Türkiye'de psikofarmakoloji ile ilişkili psikiyatristlere açılan malpraktis dava konularını araştırmayı amaçladık. Yöntem: Olgular Adli Tıp Kurumu'na psikiyatrik ve adli tıbbi bilirkişilik için mahkeme tarafından gönderilen 2003-2012 yılları arasındaki dosyalardan seçildi. Çalışmaya yalnızca psikofarmakolojik ajanlarla ilişkili dava dosyaları alındı. Bulgular: Çalışmaya dahil etme ölçütlerine göre sekiz malpraktis davası saptandı. Dava dosyalarının üçü kadın ve beşi erkek hastaya aitti ve dördünde depresyon ve geri kalan dördünde ise şizofreni tanıları vardı. Reçete edilen ilaçlarla ilgili dördünde yanlış tedavi, birinde ihmal ve yanlış tedavi, birinde ciddi ilaç yan etkisi, birinde ölümden sorumlu tutulma ve birinde kötülük görme yakınması saptandı. Sonuç: Psikiyatristlere karşı malpraktis davaları artmaktadır ve bu konunun psikiyatristler üzerine negatif etkileri olabilecektir. Bu nedenle, psikiyatristler malpraktis konuları hakkındaki farkındalıklarını artırmalıdır.
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 2013
Tuzla Tersaneler Bölgesinde 2003-2011 Yılları Arasında İş Kazalarına Bağlı Ölümler Ö ÖZ ZE ET T A... more Tuzla Tersaneler Bölgesinde 2003-2011 Yılları Arasında İş Kazalarına Bağlı Ölümler Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Bu çalışmada, Tuzla tersaneler bölgesi iş kazalarının yüksek mortalite oranlarını ortaya koymak ve bu kazaların nedenleri-sonuçlarını otopsi prosedürleri-bulguları üzerinden tartışmak amaçlanmıştır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinde 2003-2011 yılları arasında yapılmış 35.428 otopsi vakası retrospektif şekilde taranarak, İstanbul'un Tuzla tersaneler bölgesinde meydana gelen iş kazasına bağlı tersane işçisi ölümleri çalışmaya dâhil edilmiştir. Olgularda sosyodemografik özellikler, kazanın oluş özellikleri ve otopside elde edilen makroskopik-mikroskopik-toksikolojik bulgular değerlendirilmiştir. B Bu ul lg gu ul la ar r: : 35.428 vakanın 55'inin Tuzla tersaneler bölgesinde meydana gelmiş iş kazalarına bağlı ölümler olduğu, en sık 20-29 yaş grubunda toplandıkları (n=23, %41,81), en fazla 2008 yılında meydana geldikleri (n=13, %23,63), belirlenebilen kaza yerlerinin en sık 'gemi içi' olduğu (n=27, %49,09), olayın meydana geliş şekli incelendiğinde en sık iş makinesine (n=17, %30,90) bağlı ölümlerin görüldüğü, ölümlerin en sık bir sağlık kuruluşuna götürülmeden olay yerinde (n=28, %50,90) meydana gelmiş olduğu, en sık ölüm nedeninin genel beden travması (GBT) (n=29, %52,72) olduğu, elektrik akımının vücuttan geçmesine bağlı meydana gelen ölüm olaylarında belirlenebilen elektrik akımının vücuda giriş yerinin en sık sağ el palmar yüzde olduğu tespit edilmiştir. S So on nu uç ç: : Tersane iş sektöründe katı kurallar içeren yönetmeliklerin oluşturulması, uygulanması ve denetimlerin arttırılması kritik öneme sahiptir. Bu açıdan, gerekli önlemleri almak için otopsi bulguları ve olay yeri verilerini irdelemek, bu ölümlerle mücadelede önemli bir adımdır. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Kazalar, iş; gemiler; ölüm nedeni; otopsi; ölüm; halk sağlığı A AB BS ST TR RA AC CT T O Ob bj je ec ct ti iv ve e: : To reveal the high mortality rate of the occupational accidents in the Tuzla shipyards region and discuss the reasons-results of these accidents through autopsy proceduresfindings. M Ma at te er ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : 35.428 cases autopsied in the Ministry of Justice Council of Forensic Medicine Morgue Department between 2003 and 2011 were retrospectively reviewed and the occupational accident related deaths of the shipyard workers in Tuzla shipyards region of Istanbul were included in the study. Sociodemographic characteristics, features of the accident occurrence and macroscopic-microscopic-toxicological findings obtained from autopsies were evaluated. R Re es su ul lt ts s: : Among 35,428 autopsy cases, 55 were deaths due to occupational accidents from Tuzla shipyard region. The peak age range was 20-29 years (n=23, 41.81%), and the peak year was 2008 (n=13, 23.63%). The most frequent site of the accident was 'inside the ship' (n=27, 49.09%). The most frequent reason was accidents related to the work machinery (n=17, 30.90%). The most frequent place of death was the incident site, before the individual was taken to the hospital (n=28, 50.90%). The most frequent cause of death was general body trauma (n=29, 52.72%). The most common entry site of the electric current in deaths related to electrocution was the palm of the right hand. C Co on nc cl lu us si io on n: : Installing-implementing strict regulations and increasing the frequency of audits in shipyard industry have a critical significance. In this respect, evaluating the autopsy findings and the scene of accident data to take necessary precautions is a leading step in tackling such deaths. K Ke ey y W Wo or rd ds s: : Accidents, occupational; ships; cause of death; autopsy; death; public health T Tu ur rk ki iy ye e K Kl li in ni ik kl le er ri i J J M Me ed d S Sc ci i 2 20 01 13 3; ;3 33 3((4 4)):
The Bulletin of Legal Medicine, 2014
ÖZET K a y b o l a n m ü r e k k e p s u b a z l ı b i r a s i t b a z indikatörüdür. Havaya maru... more ÖZET K a y b o l a n m ü r e k k e p s u b a z l ı b i r a s i t b a z indikatörüdür. Havaya maruz kaldıktan belirli bir zaman sonra rengi kaybolarak renksiz bir hal alır. Daha çok şaka malzemesi olarak kullanılmakla birlikte sahtecilik amacıyla da kötüye kullanılmaktadır. Bu çalışmada kaybolan mürekkeple oluşturulmuş bir senedin adli belge inceleme laboratuvarında incelenmesi sonucu tespit edilen bulgular sunulmuştur. Kaybolan mürekkeple oluşturulan belgelerin inceleme yöntemleri, bulgular ve literatür eşliğinde tartışılmıştır.
Turkiye Klinikleri Adli Tıp Dergisi, 2013
avranış bozukluğu, insanların en temel haklarını ve genel olarak toplumsal normları ihlal eden da... more avranış bozukluğu, insanların en temel haklarını ve genel olarak toplumsal normları ihlal eden davranışları sergilemektir. Bu bozukluğa sahip olanların davranışları oldukça çeşitli ve kontrolsüz olabilmektedir. Sergilenen tutum ve hareketler çoğunlukla kanunlar önünde suç teşkil edebilmektedir. En temel semptomlar arasında insan ve diğer canlılara karşı saldırgan davranışlar bulunmaktadır. Görülen diğer semptomlar arasında objelere zarar verme, yalan söyleme ve hırsızlık eylemleri vardır. Bahsi geçen bu davranışların oluş sıklığı ve ciddiyeti çocuk ve ergenlerin sergilediği benzer davranışlardan farklıdır. En belirgin farklar arasında yapılan kötü davranıştan dolayı pişman olmamak ve aşırıya gitmek vardır. Or-Turkiye Klinikleri J Foren Med 2013;10 29
Turkiye Klinikleri Adli Tıp Dergisi, 2014
Adli tıp bülteni, Apr 1, 2009
The primary tumors of the heart are quite rare and, it’s frequency in the autopsy series is repor... more The primary tumors of the heart are quite rare and, it’s frequency in the autopsy series is reported between 0,0017-0,28 %. Among the entire age groups, myxomas are seen to form half percent of these tumors. Despite the cardiac myxomas are histologically benign, they are classified among the fatal tumors, causing tendency to cardiac obstruction and embolism. In this study, by examining the history and autopsy findings of a 9 year old sudden death case of which left atrial myxoma is detected in the autopsy; it is aimed to point to cardiac myxomas which can be seen as the cause of sudden death especially in the early ages in the legal autopsiesKeywords: Cardiac myxoma, sudden cardiac death, autopsy
Attitudes AmongResidents In Forensic Medicine Toward The Survivors of Childhood Sexual Abuse ... more Attitudes AmongResidents In Forensic Medicine Toward The Survivors of Childhood Sexual Abuse </div
Turkiye Klinikleri Journal of Forensic Medicine, 2012
İstanbul'da Adli Otopsisi Yapılmış Gebelik ile İlişkili Anne Ölümleri Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: ... more İstanbul'da Adli Otopsisi Yapılmış Gebelik ile İlişkili Anne Ölümleri Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Gebelik ile ilişkili anne ölümü (GİAÖ) vakaları hakkında birçok klinik çalışma yapılmış olmakla birlikte, postmortem boyutu hakkında çalışmalara sık rastlanmadığından, otopsi çalışması ile literatüre katkıda bulunmak amaçlanmıştır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : 2003-2009 yılları arasında Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas dairesinde yapılmış 27471 otopsi raporu taranarak yapılan retrospektif incelemede olgular, demografik özellikleri, ölümün gebeliğin hangi evresinde gerçekleştiği, gebelik ürünü, ölüm şekli ve sebebi, toksikolojik, makroskopik ve mikroskobik bulguları açısından değerlendirilmiştir. Ölümün gebelikle doğrudan veya dolaylı bir ilişki sonucu gerçekleşmediği kesin olan, kaza sonucu veya zorlamalı bir nedene bağlı olarak gerçekleştiği olgular çalışma dışı bırakılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi SPSS-11 paket programı yardımı ile yapılmıştır. B Bu ul lg gu ul la ar r: : 27471 otopsi raporu içinde GİAÖ tanısına uyumsuzluk göstermeyen 51 vaka tespit edilmiştir. Ölümler en çok 21-25 yaş grubunda görülüp daha çok hastanede (%63) meydana gelmiştir. Olguların %70,6'sı prenatal dönemde olup kardiyak patolojiler ölümün ilk sebebidir. Bunu azalan sıklıkla pulmoner emboli ve enfeksiyon takip etmektedir. Toksikolojik incelemede bir olguda etil alkol ve bir olguda ölüm öncesi yapılan tıbbi müdahaleye bağlı Thiopental tespit edilmiş olup öldürücü nitelikte olmadıkları belirlenmiştir. Histopatolojik incelemede miyokard dokusunda en sık hipertrofi ile uyumlu bulgulara; akciğerde en sık ödem; uterusta en sık gebelik ile uyumlu bulgulara rastlanırken, yalnız 3 olguda endometriumda kanama ile uyumlu bulgulara rastlandığı tespit edilmiştir. S So on nu uç ç: : GİAÖ nedenlerinin önemli bir kısmı önlenebilir niteliktedir. Bu nedenle ölüme neden olabilecek risk faktörlerinin tüm yönleriyle ortaya konulması, doğum öncesi ve sonrası bakım kalitesinin arttırılması GİAÖ'lerini azaltmada etkili olacaktır. Patolojilerin ortaya konulmasında klinik çalışmaların yanı sıra otopsi çalışmalarının da aydınlatıcı olabileceği ve değerlendirmeye çok yönlü yorumlar katabileceği görülmektedir. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Anne ölümü; otopsi; epidemiyoloji A AB BS ST TR RA AC CT T O Ob bj je ec ct ti iv ve e: : Although there are various clinical studies about pregnancy related maternal death cases (PRMD) cases, due to the fact that studies related with postmortem dimensions of maternal cases are not seen commonly, being able to make contribution to the literature is aimed. M Ma at te er ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : Autopsy reports of the Council of Forensic Medicine Morgue Department between 2003 and 2009, 27471 reports, were evaluated as a retrospective study with parameters of 'demographical features'; 'trimestre of gestation in which death occurred'; 'product of the pregnancy'; 'mechanism and cause of death' and 'toxicological, macroscopical and microscopical findings'. The cases in which death certainly occurred due to causes which were results of an accident or a forced action and which were not directly or indirecly related with pregnancy were excluded from the study. R Re es su ul lt ts s: : Among 27471 autopsy reports, the number of reports which don't show incongruity with the diagnosis of PRMD were 51. Most of the PRMDs were found to be in period of ages 21-25 and mostly in hospital (63%). 70.6% of PRMDs were found to be in prenatal period. Besides, the most common cause of death was cardiac pathology after which pulmonary emboly and infection followed with decreasing frequencies. In toxicological tests, ethyl alcohol was detected in 1 case and Thiopental due to intervention before death was detected in 1 case and these findings were specified not to be fatal. In histopathological evaluation, the most frequent finding was hypertrophy in hearts, while the most frequent finding was edema in lungs. Besides, in uterus, pregnancy related findings were the most frequent, while bleeding was found only in 3 cases. C Co on nc cl lu us si io on n: : Since considerable amount of PRMDs have preventable causes; determining all aspects of risk factors which may cause death and increasing nursing quality before and after labour will be efficient in order to decrease the number of PRMDs. The fact that besides clinical studies, also autopsy studies can contribute multi dimensional interpretations to evaluation and be informative in order to determine pathologies is seen.
The Bulletin of Legal Medicine, 2009
Kalbin primer tümörleri oldukça nadir görülen tablolar olup çeflitli otopsi serilerinde görülme s... more Kalbin primer tümörleri oldukça nadir görülen tablolar olup çeflitli otopsi serilerinde görülme s›kl›¤›n›n %0,0017 ile %0.28 aras›nda oldu¤u bildirilmektedir. Tüm yafl gruplar› birlikte de-¤erlendirildi¤inde bu tümörlerin yaklafl›k yar›s›n› miksomala-r›n oluflturdu¤u görülmektedir. Kardiak miksomalar histolojik * VI. Anadolu Adli Bilimler Kongresi'nde poster bildirisi olarak sunulmufltur.
Journal of Forensic and Legal Medicine, 2016
The aim of this study was to examine and compare similarities and differences among types of parr... more The aim of this study was to examine and compare similarities and differences among types of parricide committed by adult offenders. The forensic psychiatric evaluation reports of the 4th Specialization Board of the Council of Forensic Medicine from 2009 to 2011 in Turkey were screened retrospectively. One hundred thirty-five adult perpetrators of parricide (125 male, 10 female) were detected, 51.9% of whom committed patricide, 40% of whom matricide and 8.1% of the perpetrators committed double parricide. Most of the perpetrators used sharp instruments as the killing method. No mental disorders were detected in 58.5% of the perpetrators, while psychotic disorders were identified in 30.4% of the cases. This study supported the predominance of sharp instruments as the killing method and a preponderance of matricide among the offenders with psychotic disorders. Although psychotic disorders were the most commonly detected mental disorders in the parricide offenders, most of them did not suffer from mental disorders.
The Bulletin of Legal Medicine, 2015
Amaç: Türkiye'de 1 Mart 2012 tarihinde kullanılmaya başlanan Türk Lirası simgesi olan '&#... more Amaç: Türkiye'de 1 Mart 2012 tarihinde kullanılmaya başlanan Türk Lirası simgesi olan ''₺'' nin Avrupa Birliği ortak para birimi olan Euro'nun simgesi olan ''€''ya benziyor olması ve ''Lira'' yazısı ile ''Euro'' yazısının da birbirlerine kolayca dönüştürülebilirliği adli belge inceleme uzmanları açısından önemli bir sorundur. Gereç ve Yöntem: Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi, yıllık ortalama 10.000 dosya ile Türkiye'de en fazla adli belge incelemesi yapan kurumlardan biridir. Adli Belge İnceleme Şubesi'nde yukarıda bahsedilen şekilde bir sahteciliğe bugüne kadar rastlanmamış olmakla birlikte ileride böyle bir sahteciliğin oluşması kuvvetle muhtemel öngörüldüğü için sanal olarak oluşturulan örnekler ile konuya dikkat çekilmesi amaçlanmıştır. Bulgular ve sonuç: Sanal olarak oluşturulan çek ve senet örneklerinde ''Euro'' ve ''Lira'' kelimeleri...
Turkiye Klinikleri Journal of Forensic Medicine Special Topics, 2015
Journal of forensic sciences, Jan 24, 2015
The aim of this study was to analyze the differences between the handwritings of schizophrenia pa... more The aim of this study was to analyze the differences between the handwritings of schizophrenia patients and healthy subjects in addition to the changes that occurred in schizophrenia patients' handwriting in response to the treatment. The test subjects were 29 schizophrenia patients and 29 healthy individuals with the same age, gender, and dominant hand. The changes in the handwritings were examined according to 14 different parameters. On the day of admittance, the percentage of extra letters was 16.7%, and after 7-10 days of hospitalization, it rose to 33.3%. The percentage of skipped words decreased from 29.2% to 16.7% after 7-10 days of hospitalization, and to 10% after 3 weeks. The letters written by schizophrenia patients are significantly larger in height and width compared to the control group. The schizophrenia patients showed a higher incidence of crossed-out letters, adding extra words, missing punctuation as well as missing words.
Romanian Journal of Legal Medicine, 2012
Decapitation of bodies is a rare event in the civilian setting and is reported to account for app... more Decapitation of bodies is a rare event in the civilian setting and is reported to account for approximately 0.1 % of medico-legal autopsies. Suicidal decapitation is a very rare method of self-destruction. In suicidal decapitation, the favored method is the one involving trains. Other encountered methods are decapitation in suicidal hanging, vehicle-assisted ligature suicide. Though being encountered rarely decapitation by guillotine was also reported. In this retrospective study, in order to depict characteristic features of deaths with decapitation, we presented the findings of fatalities with decapitation over a 10-year period in a medico-legal autopsy series in Istanbul, Turkey. A total of 36270 forensic autopsies were performed over the period of the study and in 19 cases, the bodies were found to be decapitated (0.05 %). The age range of decapitated bodies was 18 to 71 years (average 39,1 years), with a male to female ratio of 13/6. There was only one case of suicide and the way used for suicide was a mechanism like guillotine. In this case, a guillotine-like device designed by male victim had been used for deliberately decapitating the body. The age of the suicide case was 41 years. There was no female suicide case. There were 13 deaths of accidental origin. 6 vehicle crashes and 7 train-pedestrian accidents. The age range of individuals died in accidents was 26 to 68 years (average 36.8 years) with a male to female ratio of 11/2. During the study period the number of the homicide cases with decapitation was 5. The age range of homicide cases was 18 to 71 years (average, 45.2 years), with a male to female ratio of ¼. There were multiple traumas in other body parts of the bodies of homicide cases together with decapitation. In majority of homicide cases, multiple stab wounds were detected. Decapitation level of vertebrae was at the level of 3-4 cervical vertebrae in 9 cases and different levels at cervical region in other cases.
Turkish Journal of Forensic Medicine, 2014
F, Akın HM, Kumral B, Uner HB. Examination of altered documents that created using different forg... more F, Akın HM, Kumral B, Uner HB. Examination of altered documents that created using different forgery methods: two cases report.
Turkish Journal of Forensic Medicine, 2013
Issue date of document is one of the most important issues in document examinations. Although the... more Issue date of document is one of the most important issues in document examinations. Although there are many studies performed on this subject, it is not possible yet to determine the document age based upon only ink examination. However, other characteristics of the document and enclosed materials (supportive diagnostic elements) can give us important clues about the issue date of the document. In this study, the nature of the paper used in the document, amount of the fiscal stamps on the document, the fact that this type of fiscal stamps had already been demonetized, and the fact that telephone number written on the borrower adress field had been tried to be updated helped the estimation of the document's issue date.
Schizophrenia Research, 2013
Background: People with schizophrenia are more likely considered to be violent than the general p... more Background: People with schizophrenia are more likely considered to be violent than the general population. Besides some well described symptoms, patients with schizophrenia have problems in recognizing basic facial emotions which could underlie the misinterpretation of others' intentions that could lead to violent behaviors. We aimed to investigate the facial emotion recognition ability in violent or non-violent patients with schizophrenia. Methods: The severity in both groups was evaluated according to the Positive and Negative Syndrome Scale. A computer-based test included the photos of four male and four female models with happy, surprised, fearful, sad, angry, disgusted, and neutral facial expressions from Ekman & Friesen's series has been performed to groups. Totally, 41 outpatients with violent schizophrenia and 35 outpatients with non-violent schizophrenia participated in the study. Results: The mean age of violent schizophrenia group was 41.50 ± 7.56, and control group's mean age was 39.94 ± 6.79 years. There were no significant differences between groups among reaction time for each emotion while recognizing them (p > 0.05). In addition, the accuracy rate of answers towards facial emotion recognition test for each emotion and the distribution misidentifications were not significantly different between groups (p > 0.05). Conclusions: The facial emotion recognition in violent schizophrenia is lacking and we found that the facial emotion recognition ability in violent schizophrenia seems to be a trait feature of the illness.
International Journal of Law and Psychiatry, 2013
Childhood sexual abuse is a growing concern throughout the world, although the legal sequelae of ... more Childhood sexual abuse is a growing concern throughout the world, although the legal sequelae of this phenomenon are frequently neglected. We aimed to reveal and compare the attitudes of judiciary and junior clerks toward sexually abused children that might contribute to these sequelae. We divided 302 study participants into two groups of judiciary members and junior clerks. All the participants were asked to anonymously complete a questionnaire about stigmatization, including questions assessing social distance, dangerousness and skillfulness. In their responses, 51.2% of the judiciary and 64.0% of the junior clerks displayed a negative attitude toward &amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot;asking a childhood sexual abuse (CSA) survivor to supervise their child for few hours&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot; (p=0.029). When asked &amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot;What would you think if your child wanted to marry a CSA survivor?&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot; 76.5% of the judiciary and 84.1% of the junior clerks were opposed to the idea (p=0.095). Interestingly, significantly more judiciary than junior clerks believed that a &amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot;CSA survivor can control his/her rage&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot; (p=0.001), and significantly more of the junior clerks did not believe that &amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot;CSA survivors do not behave impulsively&amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;amp;quot; (p=0.034). Both groups of legal professionals in this study appear to distance themselves from or have negative thoughts about CSA survivors, particularly when the issue involves their own children and/or social situations. Along with other factors, these negative assumptions might also contribute to lower prosecution rates and retestifying procedures.
Comprehensive Psychiatry, 2014
Objective: We aimed to investigate facial emotion recognition abilities in violent individuals wi... more Objective: We aimed to investigate facial emotion recognition abilities in violent individuals with antisocial personality disorder who have comorbid attention deficient hyperactivity disorder (ADHD) or not. Method: The photos of happy, surprised, fearful, sad, angry, disgust, and neutral facial expressions and Wender Utah Rating Scale have been performed in all groups. Results: The mean ages were as follows: in antisocial personality disorder with ADHD 22.0 ± 1.59, in pure antisocial individuals 21.90 ± 1.80 and in controls 22.97 ± 2.85 (p N 0.05). The mean score in Wender Utah Rating Scale was significantly different between groups (p b 0.001). The mean accurate responses to each facial emotion between groups were insignificant (p N 0.05) excluding disgust faces which was significantly impaired in ASPD + ADHD and pure ASPD groups. Antisocial individuals with attention deficient and hyperactivity had spent significantly more time to each facial emotion than healthy controls (p b 0.05) while pure antisocial individual had more time to recognize disgust and neutral faces than healthy controls (p b 0.05). Conclusion: Study of complex social cognitive abilities in adults with ADHD and violent behaviors is lacking. This study is the first, investigating the differences according to social cognition cues in violent individual that revealed no significance within pure antisocial individuals and antisocial individuals with ADHD.
Bulletin of Clinical Psychopharmacology, 2013
Psikiyatristlere psikofarmakolojik ajanlarla ilişkili açılan malpraktis davaları: Dosya serileri ... more Psikiyatristlere psikofarmakolojik ajanlarla ilişkili açılan malpraktis davaları: Dosya serileri Amaç: Psikiyatristlerin diğer uzmanlıklara göre en az dava edildikleri düşünülmektedir. Yirmisekiz tıp uzmanlığı içinde psikiyatri açılan malpraktis dava sayısı açısından 22. sırada gelmektedir. Biz, Türkiye'de psikofarmakoloji ile ilişkili psikiyatristlere açılan malpraktis dava konularını araştırmayı amaçladık. Yöntem: Olgular Adli Tıp Kurumu'na psikiyatrik ve adli tıbbi bilirkişilik için mahkeme tarafından gönderilen 2003-2012 yılları arasındaki dosyalardan seçildi. Çalışmaya yalnızca psikofarmakolojik ajanlarla ilişkili dava dosyaları alındı. Bulgular: Çalışmaya dahil etme ölçütlerine göre sekiz malpraktis davası saptandı. Dava dosyalarının üçü kadın ve beşi erkek hastaya aitti ve dördünde depresyon ve geri kalan dördünde ise şizofreni tanıları vardı. Reçete edilen ilaçlarla ilgili dördünde yanlış tedavi, birinde ihmal ve yanlış tedavi, birinde ciddi ilaç yan etkisi, birinde ölümden sorumlu tutulma ve birinde kötülük görme yakınması saptandı. Sonuç: Psikiyatristlere karşı malpraktis davaları artmaktadır ve bu konunun psikiyatristler üzerine negatif etkileri olabilecektir. Bu nedenle, psikiyatristler malpraktis konuları hakkındaki farkındalıklarını artırmalıdır.
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 2013
Tuzla Tersaneler Bölgesinde 2003-2011 Yılları Arasında İş Kazalarına Bağlı Ölümler Ö ÖZ ZE ET T A... more Tuzla Tersaneler Bölgesinde 2003-2011 Yılları Arasında İş Kazalarına Bağlı Ölümler Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Bu çalışmada, Tuzla tersaneler bölgesi iş kazalarının yüksek mortalite oranlarını ortaya koymak ve bu kazaların nedenleri-sonuçlarını otopsi prosedürleri-bulguları üzerinden tartışmak amaçlanmıştır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinde 2003-2011 yılları arasında yapılmış 35.428 otopsi vakası retrospektif şekilde taranarak, İstanbul'un Tuzla tersaneler bölgesinde meydana gelen iş kazasına bağlı tersane işçisi ölümleri çalışmaya dâhil edilmiştir. Olgularda sosyodemografik özellikler, kazanın oluş özellikleri ve otopside elde edilen makroskopik-mikroskopik-toksikolojik bulgular değerlendirilmiştir. B Bu ul lg gu ul la ar r: : 35.428 vakanın 55'inin Tuzla tersaneler bölgesinde meydana gelmiş iş kazalarına bağlı ölümler olduğu, en sık 20-29 yaş grubunda toplandıkları (n=23, %41,81), en fazla 2008 yılında meydana geldikleri (n=13, %23,63), belirlenebilen kaza yerlerinin en sık 'gemi içi' olduğu (n=27, %49,09), olayın meydana geliş şekli incelendiğinde en sık iş makinesine (n=17, %30,90) bağlı ölümlerin görüldüğü, ölümlerin en sık bir sağlık kuruluşuna götürülmeden olay yerinde (n=28, %50,90) meydana gelmiş olduğu, en sık ölüm nedeninin genel beden travması (GBT) (n=29, %52,72) olduğu, elektrik akımının vücuttan geçmesine bağlı meydana gelen ölüm olaylarında belirlenebilen elektrik akımının vücuda giriş yerinin en sık sağ el palmar yüzde olduğu tespit edilmiştir. S So on nu uç ç: : Tersane iş sektöründe katı kurallar içeren yönetmeliklerin oluşturulması, uygulanması ve denetimlerin arttırılması kritik öneme sahiptir. Bu açıdan, gerekli önlemleri almak için otopsi bulguları ve olay yeri verilerini irdelemek, bu ölümlerle mücadelede önemli bir adımdır. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Kazalar, iş; gemiler; ölüm nedeni; otopsi; ölüm; halk sağlığı A AB BS ST TR RA AC CT T O Ob bj je ec ct ti iv ve e: : To reveal the high mortality rate of the occupational accidents in the Tuzla shipyards region and discuss the reasons-results of these accidents through autopsy proceduresfindings. M Ma at te er ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : 35.428 cases autopsied in the Ministry of Justice Council of Forensic Medicine Morgue Department between 2003 and 2011 were retrospectively reviewed and the occupational accident related deaths of the shipyard workers in Tuzla shipyards region of Istanbul were included in the study. Sociodemographic characteristics, features of the accident occurrence and macroscopic-microscopic-toxicological findings obtained from autopsies were evaluated. R Re es su ul lt ts s: : Among 35,428 autopsy cases, 55 were deaths due to occupational accidents from Tuzla shipyard region. The peak age range was 20-29 years (n=23, 41.81%), and the peak year was 2008 (n=13, 23.63%). The most frequent site of the accident was 'inside the ship' (n=27, 49.09%). The most frequent reason was accidents related to the work machinery (n=17, 30.90%). The most frequent place of death was the incident site, before the individual was taken to the hospital (n=28, 50.90%). The most frequent cause of death was general body trauma (n=29, 52.72%). The most common entry site of the electric current in deaths related to electrocution was the palm of the right hand. C Co on nc cl lu us si io on n: : Installing-implementing strict regulations and increasing the frequency of audits in shipyard industry have a critical significance. In this respect, evaluating the autopsy findings and the scene of accident data to take necessary precautions is a leading step in tackling such deaths. K Ke ey y W Wo or rd ds s: : Accidents, occupational; ships; cause of death; autopsy; death; public health T Tu ur rk ki iy ye e K Kl li in ni ik kl le er ri i J J M Me ed d S Sc ci i 2 20 01 13 3; ;3 33 3((4 4)):
The Bulletin of Legal Medicine, 2014
ÖZET K a y b o l a n m ü r e k k e p s u b a z l ı b i r a s i t b a z indikatörüdür. Havaya maru... more ÖZET K a y b o l a n m ü r e k k e p s u b a z l ı b i r a s i t b a z indikatörüdür. Havaya maruz kaldıktan belirli bir zaman sonra rengi kaybolarak renksiz bir hal alır. Daha çok şaka malzemesi olarak kullanılmakla birlikte sahtecilik amacıyla da kötüye kullanılmaktadır. Bu çalışmada kaybolan mürekkeple oluşturulmuş bir senedin adli belge inceleme laboratuvarında incelenmesi sonucu tespit edilen bulgular sunulmuştur. Kaybolan mürekkeple oluşturulan belgelerin inceleme yöntemleri, bulgular ve literatür eşliğinde tartışılmıştır.
Turkiye Klinikleri Adli Tıp Dergisi, 2013
avranış bozukluğu, insanların en temel haklarını ve genel olarak toplumsal normları ihlal eden da... more avranış bozukluğu, insanların en temel haklarını ve genel olarak toplumsal normları ihlal eden davranışları sergilemektir. Bu bozukluğa sahip olanların davranışları oldukça çeşitli ve kontrolsüz olabilmektedir. Sergilenen tutum ve hareketler çoğunlukla kanunlar önünde suç teşkil edebilmektedir. En temel semptomlar arasında insan ve diğer canlılara karşı saldırgan davranışlar bulunmaktadır. Görülen diğer semptomlar arasında objelere zarar verme, yalan söyleme ve hırsızlık eylemleri vardır. Bahsi geçen bu davranışların oluş sıklığı ve ciddiyeti çocuk ve ergenlerin sergilediği benzer davranışlardan farklıdır. En belirgin farklar arasında yapılan kötü davranıştan dolayı pişman olmamak ve aşırıya gitmek vardır. Or-Turkiye Klinikleri J Foren Med 2013;10 29
Turkiye Klinikleri Adli Tıp Dergisi, 2014