Mehmet Gökhan Özdemir | KIRIKKALE UNIVERSITY-TURKEY (original) (raw)

Papers by Mehmet Gökhan Özdemir

ICBEM and ICLEH Int'l Conferences of April 9-10, 2015 Phuket (Thailand), 2015

Regionalism is the most common framework under which economic activities, between states, happen ... more Regionalism is the most common framework under which economic activities, between states, happen in the 21st century. The European Union is the oldest and (so far most) successful case of regional integration; that success however came with some hurdles. The victory of SYRIZA in the last parliamentary elections in Greece showed how even a populist eurosceptic government is unable to curb the dynamics of integration in Europe, currently under Franco-German leadership. In this regard, the Eurasian Union (proposed by Kazakhstan and Russia) wants to play a similarly role emphasising Asian Economic Power. The integration of Asian states into a regional common space will be useful not only to Asian states but also to its neighbours. It is in this perspective, that the current articles wants to emphasise the Theory of Economic Integration from its background to its ideological dimension. Furthermore, the paper will explore and explain why the Eurasian Economic Union might be the most ambitious regional integration project in the upcoming decade.

Ekonomia i Prawo, 2021

Motivation: Humanity has benefited from natural resources in production activities throughout his... more Motivation: Humanity has benefited from natural resources in production activities throughout history and this pressure on natural resources has increased even more with the efforts of industrialization. In this process, people benefited heavily from fossil fuels in their production and distribution activities, thereby damaging the environment and the atmosphere to a large extent. With the destruction of the environment, it has become important for the countries and the academic circles to measure environmental damage with the increase of economic activities in order to take various measures. Aim: At this point, in this study, the relationship between economic growth and carbon-dioxide emissions was examined within the scope of 50 countries that are members of the Organization of Islamic Cooperation (OIC). In this process, annual data of the countries concerned between 1995 and 2017 were used; Pedroni Cointegration Analysis, Granger Causality Analysis, Pooled Mean Group Estimator (P...

International Social Science, Humanity and Education Research Congress (SSHERC-16) July 20-21, 2016 Bali (Indonesia), 2016

International demand for energy is rising fast due to population and economic progress, particula... more International demand for energy is rising fast due to population and economic progress, particularly in developing market economies. While accompanied by enhanced prosperity, increasing demand creates new tests. In contrast to these progress, humankind is nowadays facing troubles, such as greenhouse gas emissions (GHG), air pollution, water and soil contamination and many other ecological problems and challenges. In this scope, renewable energy presents opportunities for economic development, specifically as they are existing ubiquitously. As a negative externality, carbon dioxide emission is one of the most chronical problems on environmental pollution. The main cause of carbon dioxide emitted into the atmosphere is the fossil fuels used to generate both electricity and heat, which paves the way for a greater greenhouse effect known as global warming. Unless strong policy action is taken into action in this context, atmospheric carbon dioxide concentrations will have been twice over the upcoming 50 years leading to chronical global warming. Furthermore, energy crises have negative effects on expectations of humanity. In this regard, renewable energy sources are an option worthy of serious contemplation for governments. Hence, renewable energy sources may be simply recognized and discovered without causing main accidents or hazardous situations affecting life on the world. If technology and infrastructure of renewables can be steadily developed, the energy generation will be very low-cost in the long run. The aim of this study is to frame the world energy politics by specifically focusing on European Perspective and using official statistics that have released recently.

Ulusal Varlik Fonlari devlet yatirimlari icin stratejik yatirim enstrumanlaridir. Bu fonlar uzeri... more Ulusal Varlik Fonlari devlet yatirimlari icin stratejik yatirim enstrumanlaridir. Bu fonlar uzerinden devlet hazinelerine ait portfoyler, finansal aktiviteler vasitasiyla yonetilir. Verilere gore toplamda yaklasik 7,5 trilyon dolarlik hacimlere ulasmis durumdadir. Bu fonlar saydamligi olcen Linaburg-Maduel seffaflik endeksinde taranir. Varlik fonu tanimi, kapsami ile karakteristigine dair kuramsal ve tarihsel cerceveyi islemesine muteakiben, fonlarin finansal piyasalarindaki etkilerine ve dunyadaki konumuna atifta bulunan calisma, bu fonlarin cesitli islevleri ve amaclarinin oldugu tezi uzerinden hareket ederek, finansal arenadaki mevcut statusune yer vermektedir. Belirtilmelidir ki, fonlarin buyuk cogunlugu demokratik olmayan devletlerce ve yonetimi saydam olmayan sekilde tasarrufa tabi olmaktadir. Makalenin son kisminda, varlik fonlarina dair yapilan genel degerlendirmeler nezdinde, tabiri caizse bebek endustrisi statusunde olan ve siniflandirilmasi muglak, yeni bir girisim olan, ...

The Bell Journal of Economics, 1976

Introduction to the Symposium on Peak Load Pricing

ULUSAL VARLIK FONLARINA GENEL BİR BAKIŞ: TÜRKİYE DENEYİMİ, Oct 2018

Ulusal Varlık Fonları devlet yatırımları için stratejik yatırım enstrümanlarıdır. Bu fonlar üzeri... more Ulusal Varlık Fonları devlet yatırımları için stratejik yatırım enstrümanlarıdır. Bu fonlar üzerinden devlet hazinelerin e ait portföyler, finansal aktiviteler vasıtasıyla yönetilir. Verilere göre toplamda yaklaşık 7,5 trilyon dolarlık hacimlerdeki bu fonlar saydamlığı ölçen Linaburg-Maduel şeffaflık endeksinde taranır. Çalışmada, Varlık fonu tanımı, kapsamı ile karakteristiğine dair kuramsal ve tarihsel çerçevenin işlenmesine müteakiben, fonların finansal piyasalarındaki etkilerine ve dünyadaki konumuna atıfta bulu nulur. Ayrıca, bu fonların çeşitli işlevleri ve amaçların ın olduğu tezi üzerinden hareket ederek, finansal arenadaki mevcut statüsüne yer verilir. Derleme niteliğindeki bu metin makalenin son kısmında, varlık fonlarına dair yapılan genel değerlendirmeler nezdinde, tabiri caizse b ebek endüstrisi statüsünde olan ve sınıflandırılması muğlak, yeni bir girişim sayabileceğimiz, 2016 yılında kurulmuş Türkiye Varlık Fonu özelinde ekonomi politik bir analiz yapılarak, fonun genel durumu sonuç ve öneriler ile ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Devlet Varlık Fonları, Yönetişim ve Sorumluluk, Yatırım ve Risk Yönetimi Jel Kodları: F30, F50, F53 AN OUTLOOK TO SOVEREIGN WEALTH FUNDS: TURKISH EXPERIENCE Abstract Sovereign Wealth Funds (SWFs) are strategic investment instruments among state investments. Through these funds, portfolios and financial activities of government treasuries are managed via financial activities. These funds, reached a total volume of approximately 7.5 trillion dollars according to last data, are scanned in the Linaburg-Maduel index measures about transparency. Following the theoretical and historical framework of the definition of the wealth funds, theirs scope and characterization, it is aimed to survey about the work on the effects of the financial markets of the funds. Thanks to that, Turkish SWF's position in the world is aimed to classified. Thus, this study examines their acting on the basis of the various functions and purposes. In the last part of that survey study type article, before making the general assessment about our specified fund, with its the status of alike infant industries , vague classification & new venture, Turkey Wealth Fund that founded in 2016, this article aims to make political economic analysis and put forward some suggestions and conclusion its actual state.

UBAK Uluslararası Bilimler Akademisi, 2019

Türkiye’nin kuzeyinde yer alan ve ülkenin Karadeniz’de komşusu olan Rusya Federasyonu, ekonomik, ... more Türkiye’nin kuzeyinde yer alan ve ülkenin Karadeniz’de komşusu olan Rusya Federasyonu, ekonomik, siyasi ve coğrafi açıdan Türkiye için stratejik öneme sahip bir devlettir. Bu stratejik önem, Rusya tarafından da bakıldığında Türkiye için benzer özellik arz etmektedir. İki ülkenin siyasi ve diplomatik ilişkilerinin tarihsel kökenleri, 1702 yılında bir Rus elçisinin İstanbul’u ziyareti ile başlamış, bu ilişkiler 1783 yılında imzalanan bir ticari anlaşma ile bir üst seviyeye çıkarılmıştır. İki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkiler, zaman içinde dalgalı bir seyir izlemiş olup, bazı dönemlerde çatışmayı ve rekabeti, bazı dönemlerde ise işbirliğini içeren bir nitelik arz etmiştir. İki ülkenin ilişkilerinin temelini, Avrasya bölgesinde ilgili ülkeler arasında yaşanan siyasi ve ekonomik anlaşmazlıklar, gerilim ve çatışmalar ve 18. yy. itibari ile Batının ekonomik açıdan yükselişinin ortaya çıkarttığı problemler oluşturur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile tekrardan başlayan temaslar, Rusya’nın Türkiye’ye başta askeri olmak üzere teknolojik ve finansal destekleri ile II Dünya Savaşı yıllarına dek ivmelenerek sürmüştür. II. Dünya savaşı sonrasında bu ilişkiler durağanlaşmış, SSCB’nin dağılması ile kurulan Rusya Dünya savaşı sonrasında bu ilişkiler durağanlaşmış, SSCB’nin dağılması ile kurulan Rusya Federasyonu ile tekrar hızlanmıştır. 21. yy’de iki ülke arasında ekonomik ilişkiler, yaşanan siyasi anlaşmazlık dönemleri dışında daima artan bir performans sergilemiş; bir diğer deyişle iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi giderek artmış fakat bu artışla birlikte dış ticaret rakamlarında eksi bakiye gösteren taraf Türkiye olmuştur. Enerji ihtiyacını büyük oranda Rusya’dan karşılayan Türkiye’nin bu ülkeye başlıca ihracatı; otomotiv, tekstil ve yaş meyve sebze ürünlerinden meydana gelmektedir. Bu ilişkide, Türkiye’nin Rusya’nın gelişmiş askeri teknolojisinden faydalanma isteği, yeni potansiyeller taşımakta ve ikili ilişkilerde teknolojinin önemini artırmaktadır. Bu bağlamda, çalışmada iki ülke arasındaki ticari ilişkiler teknoloji bağlamında ele alınmıştır. Bu amaçla, ilişkilerin seyri kronolojik olarak ele alınmış ve tablo ve grafikler yardımıyla incelemiştir. Geriye dönük olarak yapılan analizler, Türkiye'nin 500 milyar dolar ihracat ve 500 milyar dolar ithalat hedefini tutturması açısından Rusya'ya yapılan ticareti arttırması gerektiğine işaret etmektedir.

International demand for energy is rising fast due to population and economic progress, particula... more International demand for energy is rising fast due to population and economic progress, particularly in developing market economies. While accompanied by enhanced prosperity, increasing demand creates new tests. In contrast to these progress, humankind is nowadays facing troubles, such as greenhouse gas emissions (GHG), air pollution, water and soil contamination and many other ecological problems and challenges. In this scope, renewable energy presents opportunities for economic development, specifically as they are existing ubiquitously.
As a negative externality, carbon dioxide emission is one of the most chronical problems on environmental pollution. The main cause of carbon dioxide emitted into the atmosphere is the fossil fuels used to generate both electricity and heat, which paves the way for a greater greenhouse effect known as global warming. Unless strong policy action is taken into action in this context, atmospheric carbon dioxide concentrations will have been twice over the upcoming 50 years leading to chronical global warming.
Furthermore, energy crises have negative effects on expectations of humanity. In this regard, renewable energy sources are an option worthy of serious contemplation for governments. Hence, renewable energy sources may be simply recognized and discovered without causing main accidents or hazardous situations affecting life on the world. If technology and infrastructure of renewables can be steadily developed, the energy generation will be very low-cost in the long run.
The aim of this study is to frame the world energy politics by specifically focusing on European Perspective and using official statistics that have released recently.

Comanor'un yaptığı bu çalışma doğal monopollede regülasyonun olup olmaması gerektiği üzerinedir. ... more Comanor'un yaptığı bu çalışma doğal monopollede regülasyonun olup olmaması gerektiği üzerinedir. Posner'in regülasyon üzerine ilkelerine atıfta bulunarak hazırlanan bu çalışmada ilk olarak regülasyonun marjinal maliyet fiyatlarını arttıracağına ve bu yolla refah üzerinde bir azalışa sebep olacağına öne süren Comanor bu refah kaybının monopol fiyat öncesi oluşan dengeden ne kadar etkileneceğini talebin fiyat esnekliğine bağlı olarak açıklamıştır. Bu bağlamda regülasyon sonrası oluşan yeni dengenin refah üzerinde artış ya da azalışa ne derece bağlı olacağı talep esnekliği üzerinden açıklanmıştır. Makalenin ilerleyen kısımlarında gözlem yılı olarak seçilen 1912-1922-1932-1937 yılları için regülasyon sonrası ortalama fiyatların düşüş oranlarını gösteren eğilim grafize edilmiştir. Bu bağlamada regülasyonun fiyat düşürme etkisinin ampirik olarak bu yıllar için kanıtlandığı söylenilebilir. MAKALE İLE İLGİLİ GENEL BULGULAR  Makalede Posner'e atıf yapılarak eğer miktara dökülebilseydi regülasyonun doğrudan ve dolaylı maliyetlerinin faydasını aştığının tespit edileceği sonucuna dair akıl yürütülmüş olup, monopolün bulunduğu piyasanın talep esnekliğine bağlı olarak teoride regülasyon sonrası oluşan marjinal fiyatın refah kaybının regülasyon olmaksızın oluşan monopol fiyattaki dengeye göre refahı şekil1 yardımıyla analiz edilmiştir.  Makalenin zayıf yönü olarak tercih fonksiyonunun yalnızca ekonomik etkinlik üzerine odaklanması ileri sürülebilir. Bu bağlamda dağıtım etkisi monopol analizinde göz ardı edilmiştir.  Regülasyonun fiyat üzerine etkilerini uygulamada ölçümlemek adına Stigler ve Friedland 1912-37 yılları arasında regülasyonlu ve regülasyonsuz eyaletlerdeki ortalama elektrik oranları arasındaki farklılıkları ampirik olarak incelemişlerdir.  Şekil2 yardımıyla nu iki yazarın ortaya koyduğu sonuç regülasyon sonrası ortalama fiyatlardaki düşüş etkisinin yüzdesel olarak artış trendi gösterdiği şeklindedir.  Bu bağlamda Comanor'un çalışması teori ve uygulamayı bir arada değerlendirerek regülasyonun monopoller üzerinde ekonomik etkinlik anlamında toplum refahı açısından olumlu şekilde sonuçlandığı çıkarımıyla son bulmaktadır.

ICBEM and ICLEH Int'l Conferences of April 9-10, 2015 Phuket (Thailand), 2015

Ekonomia i Prawo, 2021

International Social Science, Humanity and Education Research Congress (SSHERC-16) July 20-21, 2016 Bali (Indonesia), 2016

The Bell Journal of Economics, 1976

Introduction to the Symposium on Peak Load Pricing

ULUSAL VARLIK FONLARINA GENEL BİR BAKIŞ: TÜRKİYE DENEYİMİ, Oct 2018

UBAK Uluslararası Bilimler Akademisi, 2019

International demand for energy is rising fast due to population and economic progress, particula... more International demand for energy is rising fast due to population and economic progress, particularly in developing market economies. While accompanied by enhanced prosperity, increasing demand creates new tests. In contrast to these progress, humankind is nowadays facing troubles, such as greenhouse gas emissions (GHG), air pollution, water and soil contamination and many other ecological problems and challenges. In this scope, renewable energy presents opportunities for economic development, specifically as they are existing ubiquitously.
As a negative externality, carbon dioxide emission is one of the most chronical problems on environmental pollution. The main cause of carbon dioxide emitted into the atmosphere is the fossil fuels used to generate both electricity and heat, which paves the way for a greater greenhouse effect known as global warming. Unless strong policy action is taken into action in this context, atmospheric carbon dioxide concentrations will have been twice over the upcoming 50 years leading to chronical global warming.
Furthermore, energy crises have negative effects on expectations of humanity. In this regard, renewable energy sources are an option worthy of serious contemplation for governments. Hence, renewable energy sources may be simply recognized and discovered without causing main accidents or hazardous situations affecting life on the world. If technology and infrastructure of renewables can be steadily developed, the energy generation will be very low-cost in the long run.
The aim of this study is to frame the world energy politics by specifically focusing on European Perspective and using official statistics that have released recently.

ABD’nin Suriye’ye yönelik gereğinden fazla yaptığı angajman ve 70 yıla yaklaşan NATO müttefiki Tü... more ABD’nin Suriye’ye yönelik gereğinden fazla yaptığı angajman ve 70 yıla yaklaşan NATO müttefiki Türkiye’ye karşı gösterdiği tutum bir anomali olarak nitelendirilebilir.
Nitekim bir çok akademisyen, ABD’nin büyük stratejisinin Çin, Rusya ve İran Körfezine yönelik uzaktan dengeleme (offshore balancing) olması gerektiğini öne sürerek bu stratejiyi gerçekleştirmek için de bölgelerdeki müttefik ülkeleri desteklenmesi gerektiğini savunmuştur.
A.B.D.’nin bölgedeki tek NATO müttefiki Türkiye olmakla beraber fiili olarak müttefiki olduğu Suddi Arabistan ve Israil ile bölgede dengeleme politikası gütmesi bahse konu büyük stratejiye uygun gözükmektedir.

![Research paper thumbnail of FETÖ Yapılanması`nın Türkiye-Azerbaycan İlişkilerine Etkileri.pdf](https://attachments.academia-assets.com/58421152/thumbnails/1.jpg)

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ VE TÜRKİYE ULUSLARARASI SEMPOZYUM 24-26 Mayıs/Muş, Türkiye, 2017

Sovyetler Birliği`nin dağılmasından sonra başlayan Türkiye-Azerbaycan ilişkileri, tarihsel mirası... more Sovyetler Birliği`nin dağılmasından sonra başlayan Türkiye-Azerbaycan ilişkileri, tarihsel mirasın pozitif etkisiyle günümüzde de istikrarlı bir şekilde devam etmektedir. Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra ekonomi, siyaset ve eğitim alanlarında en büyük desteği Türkiye`den görmüştür. Bu bağlamda iç ve dış dinamiklere bağlı olarak ikili ilişkilerde bazı dönemlerde sorunlar yaşansa da bu sorunlar kısa süreli olmuş ve ikili diplomatik girişimlerle çözüme kavuşturulmuştur. Günümüzde de ikili ilişkileri olumlu ve olumsuz yönde etkileyen faktörler mevcuttur.
17-25 Aralık süreci ve 15 Temmuz Darbe Girişimi`nden sonra FETÖ Yapılanması`nın tehlike boyutları ortaya çıkmış ve bu yapılanma Türkiye`nin dış ilişkilerinde temel belirleyici faktörlerden birine dönüşmüştür. Doğal olarak çalışma kapsamında bu yapılanmanın Azerbaycan-Türkiye ilişkilerine etkisi tartışılmıştır. İşte bu yüzden, Ak Parti iktidarının, dış ilişkiler bağlamında haklı olarak bu konuda taviz vermeyeceğini gözönünde bulundurmakta fayda vardır. Bunun yanında FETÖ Yapılanması, Azerbaycan`ın kendi iç dinamiklerine bağlı olarak hükümet ve halk arasında eğitim konusu istisna olmakla birlikte genellikle fazla itibar görmemiş, Azerbaycan hükümeti siyasi ve dini konularda bu yapılanmaya karşı mesafeli davranmıştır. Bu bağlamda FETÖ`nün ikili ilişkileri etkileme gücü zayıftır.
Çalışmanın temel amacı FETÖ Yapılanması`nın ikili ilişkileri nasıl etkilediğini ve etkileme gücünü araştırmak, eğitim istisna olmakla diğer konularda Azerbaycan Hükümeti`nin ve halkın bu yapılanmaya karşı neden mesafeli davrandığını incelemektir. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerinde Azerbaycan`ın Ak Parti iktidarını desteklemesi ve FETÖ`ye karşı açık tavır sergilemesi suretiyle yaşanan gelişmeler çalışmanın hipotezini oluşturmaktadır.
Vurgulamak gerekir ki son dönemde, Azerbaycan ve Türkiye ilişkileri siyasi, ekonomik, enerji ve askeri alanlarda stratejik ortaklığa dönüşmüştür. Ayrıca ikili ilişkilerin gelişmesi bölgenin ekonomik kalkınması ve güvenliği açısından önemlidir. Bu bağlamda ikili ilişkileri olumsuz etkileyecek girişimlere karşı her iki devlet açık tavır sergilemektedir.
Anahtar Kelimeler: FETÖ, 15 Temmuz, Eğitim, Azerbaycan, Türkiye, Dış Politika

This presentation was prepared to analyze the distinction to credit to households and firms and e... more This presentation was prepared to analyze the distinction to credit to households and firms and economic growth correlation by using Sytem GMM econometric panel data analysis. It is shown in the paper that economic theory and emprical analysis are the same in the regard of efficiency of credit composition.

VII. Uluslararası Karadeniz Sempozyumu "Türkiye-Rusya İlişkileri" temalı sempozyumda bildiri olar... more VII. Uluslararası Karadeniz Sempozyumu "Türkiye-Rusya İlişkileri" temalı sempozyumda bildiri olarak sunulmuştur. 19-20 Ekim 2017

Turkish-Armenian relations have very long history. After sixteen frozen years, two countries trie... more Turkish-Armenian relations have very long history. After sixteen frozen years, two countries tried to accelerate their relations in 2008. The improvements of the formal relations between Turkey and Armenia have affected by means of official and nonofficial diplomatic ties, by governmental and nongovernmental actors and by internal and external pressures on both states. After prolonged conflicts between the two states, mutual negotiations started at this year because of normalization effort between the two states. Two countries started to talk even opening the borders, which closed for sixteen years. Both Armenia and Turkey are participants of major worldwide organizations and settlements on trade and transport. However, the potential of these instruments for enhancing cooperation between Armenia and Turkey has been undervalued and little investigated. As strongly argued in the paper, the normalization of bilateral relations is not difficult for two sides, because of historical common ties between the two nations. In the normalization of relations between Turkey and Armenia, it is expected that Russian factor and the Eurasian Economic Union will have a significant position upcoming decades. It is also foreseen that the relations between these two countries will become stronger with the development of the Eurasian Economic Union in the following years.

International demand for energy is rising fast due to population and economic progress, particula... more International demand for energy is rising fast due to population and economic progress, particularly in developing market economies. While accompanied by enhanced prosperity, increasing demand creates new tests. In contrast to these progress, humankind is nowadays facing troubles, such as greenhouse gas emissions (GHG), air pollution, water and soil contamination and many other ecological problems and challenges. In this scope, renewable energy presents opportunities for economic development, specifically as they are existing ubiquitously.
As a negative externality, carbon dioxide emission is one of the most chronical problems on environmental pollution. The main cause of carbon dioxide emitted into the atmosphere is the fossil fuels used to generate both electricity and heat, which paves the way for a greater greenhouse effect known as global warming. Unless strong policy action is taken into action in this context, atmospheric carbon dioxide concentrations will have been twice over the upcoming 50 years leading to chronical global warming.
Furthermore, energy crises have negative effects on expectations of humanity. In this regard, renewable energy sources are an option worthy of serious contemplation for governments. Hence, renewable energy sources may be simply recognized and discovered without causing main accidents or hazardous situations affecting life on the world. If technology and infrastructure of renewables can be steadily developed, the energy generation will be very low-cost in the long run.
The aim of this study is to frame the world energy politics by specifically focusing on European Perspective and using official statistics that have released recently.

Ortadoğu toplumları genelde tarihsel, geleneksel, kültürel ve ekonomik olarak İslami değerler üze... more Ortadoğu toplumları genelde tarihsel, geleneksel, kültürel ve ekonomik olarak İslami değerler üzerine kurulmuş toplumlardır.
Bununla birlikte, İslam’ın Kur’an ve sünnette ifadesini bulan temel, genel ve doğru ilkeleriyle Ortadoğu toplumlarının yaşadığı değerlerin birbirlerinden farklı olup olmadığı, Ortadoğu toplumlarının içine düşmüş olduğu durumdan daha iyi anlaşılmaktadır.
Bu perspektif ışığında, Amerika’da Georgetown Üniversitesinde çalışan iki Müslüman akademisyenin yapmış olduğu “How Islamic are Islamic Countries?” başlıklı çalışmanın Islamicity ve Ekonomik Index verileri kullanılarak Müslüman Ortadoğu toplumlarının Kur’an ve sünnet eksenli İslami değerler (Islamic Values) açılarından ne durumda olup olmadıklarını gözlemlenmiştir.
Bu çalışma, Müslüman Ortadoğu toplumlarının ileriye dönük sosyo-ekonomik ve politik çöküntüden kurtulabilmesi ve dünyaya örnek bir model potansiyellerini açığa çıkarabilmesi amaç ve temennisiyle yukarıdaki analiz kapsamında ele alınmıştır.

Bu sunum II. Ortadoğu Sempozyumu-Ortadoğu'da Devlet, Devlet-Dışı Aktörler ve Demokrasi, Kırıkkale/Türkiye'de 04/05/2016 tarihi 2. Oturumlardan Ortadoğu Toplumlarını Algılamak adlı oturumda Kızıldeniz salonunda saat: 18:30'da sunulmuştur.

Kilis II. Uluslararası Ortadoğu Konferansları- Ortadoğu Bağlamında Göç Sorunu adlı 28-29 Nisan 2... more Kilis II. Uluslararası Ortadoğu Konferansları- Ortadoğu Bağlamında Göç Sorunu adlı 28-29 Nisan 2016 Kilis, Türkiye Sunumudur.

This informative presentation intents to mention significance of Eurasian Union at Asian continen... more This informative presentation intents to mention significance of Eurasian Union at Asian continent that to be observed.

Yüksek Lisans kapsamında hazırlamış olduğum Yatırım ve Yatırım Teşvikleri: Türkiye başlıklı power... more Yüksek Lisans kapsamında hazırlamış olduğum Yatırım ve Yatırım Teşvikleri: Türkiye başlıklı powerpoint sunusu ektedir.

Turkey’s socio-economic transitional progress and rule of AKP, during the last decade, were the p... more Turkey’s socio-economic transitional progress and rule of AKP, during the last decade, were the primeval cause of one of the most efficient protests in Istanbul in several years. The tipping point was the discussion on the construction of a Shopping mall on Gezi park reifying a large social dissatisfaction with the governmental policies. That decision triggered a series of events that no one could have predicted but the protests, in my perspective, were widen then the Gezi park controversy.
The public displays of discontentment marked an initial outburst of vitality from the Turkish civil society. It is important to highlight that Turkish civil society has been dormant in the last few years most probably dazzled by the economic growth, similarly to what we can witness nowadays in Azerbaijan and Saudi Arabia.
In addition, Gezi park protests had an enormous nefarious impact on the image of Turkey at the international arena. Although it is difficult to prove it at an official level, it is highly probable that Turkey’s chance to host the Summer Olympics in 2020 were damaged with the images resulting from the protests. In this regard it is interesting to point out that even the good economic indicators of Turkey (especially when compared with USA, Europe and BRIC countries) were overshadowed.
With this paper I intend to look upon four dimensions regarding Gezi Park protests: 1.) Recent politico-economic history of Turkey; 2.) Impact of the economic development in the social structure of Turkey; 3.) Symbolic dimension of Gezi park protests in the transitional process of Turkey; 4.) Exploration of the contagion effect of socio-political dynamics in Turkey’s economy (domestic, regional and international levels).
Keywords: Gezi Park, Turkey, Transition, Political Economy, Development

Mehmet Gökhan Özdemir
Research Assistant at Department of Economics
Faculty of Economic and Administrative Sciences, Kirikkale University

Ortadoğu'daki Çatışmalar Bağlamında Göç Sorunu, 2016

Öz Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından beri, resmi rakamlara göre, Türkiye’ye göç eden ... more Öz
Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından beri, resmi rakamlara göre, Türkiye’ye göç eden mülteci sayısı 2 milyonu geçmiştir. Resmi olarak 2015 yılı içerisinde açıklanan bu rakama rağmen, tahmin edilen sığınmacı sayısının daha fazla olması ve savaşın beklenenden uzun sürmesi, mültecilere yönelik uzun vadeli planların yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Bunun en önemli nedeni, mültecilere ilişkin veya mülteciler kaynaklı olarak ortaya çıkan sosyo-ekonomik problemlerin giderek artmaya başlamasıdır. Genel ekonomik sorunlar, emek piyasası bağlantılı problemler ve sosyo-kültürel uyum meseleleri gibi temel alanlara ilave olarak barınma, sağlık ve son olarak eğitim gibi konularda yaşanabilecek olası sorunlar daha dikkatli bir şekilde masaya yatırılmaya başlanmıştır.
Mülteciler bağlantılı problem alanlarına ilişkin akademik çalışmalarda, genel olarak mülteciler veya göçlerin yaşandığı bölgeler üzerinde yoğunlaşılmış ve genellikle akademisyenlerin nesnel kanaatleri üzerinde durulmuştur. Oldukça dağınık bir mülteci yapısının mevcut olması ve resmi olarak verilerin düzenli akışında sorunların yaşanması bu nesnelliğin nedenleri arasındadır.
Bu çalışmada, Türkiye’yi 5 yılı aşkın bir süredir doğrudan ilgilendiren Suriyeli mülteci sorununun yol açmış olduğu sosyo-ekonomik problemlerin etki alanlarının incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla Türkiyeli akademisyenlere yönelik yapılacak bir anket çalışması ile bu soruna yönelik akademisyen algısı ve Suriyeli mülteci sorununa bakış açısı incelenmeye çalışılacaktır

Abstract
According to the official statistics, the number of refugee to Turkey exceeds two million people since the year when the civil war began in Syria in 2011. Despite of this number declared officially in 2015, the fact there has been more influx of refugees than expected and the long-lasting civil war require to project the long-term planning on immigrant policies. The most significant reason for that is that the social-economic problems directly related to immigrant or stemming from immigrants are increasing more and more. In addition to the general fields such as main economic problems, the issues on labor markets, social-cultural adaptation topics; the problems that may occur in sheltering, healthiness and finally education problems have started to be discussed in details.
In academic studies as regards to the fields with problems concerning immigrants, it is generally focused on the immigrants and the regions where immigrants live and usually the thoughts dwelling on some scholars’ objective opinion on these issues. The fact that there is rather dispersed immigration demography and facing with problems in regular data streaming are among the reasons for this objectivity.
In this study, it is aimed to examine the impacts of Syrian refugee crisis, directly linked with Turkey over five years, regarding with causative socio-economics problems. With this purpose, a survey will be implemented on towards Turkish academicians in order to state perceptions in Academia. Consequently, these perceptions on Syrian refugee crisis will be investigated.

Bu çalışmada ülkelerin neden ticaret yaptıklarını inceleyen ekonomik entegrasyon ve bölgeselleşme... more Bu çalışmada ülkelerin neden ticaret yaptıklarını inceleyen ekonomik entegrasyon ve bölgeselleşme gibi konular temel teorik çerçeve olarak ele alınmıştır. Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada alternatif entegrasyonlara kayıtsız kalmaması adına alanında bir boşluğu doldurmak amacıyla hazırlanan bu çalışmada Avrasya Ekonomik Birliği’nin gelişim süreci en önemli kriter olarak incelenmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği’ne olası üyeliğinin değerlendirilmesine yer verilmiştir.

There is continuous civil argument over the welfare ramifications of the irregular measures recei... more There is continuous civil argument over the welfare ramifications of the irregular measures received by national banks in the wake of the Global Crisis. Conventional institutions of policy making authorities are deeply criticized that are the main causes of injustice allocation of welfare in this regard. If we refer to Rogoff (1985) and his contribution to theory of monetary policy, we can stress that one well-known conventional result is that discretionary monetary policy leads to a positive inflation bias. Thus, the government should delegate monetary policy to an independent and conservative central bank to achieve lower average inflation while avoiding losses in average output. This is a conventional sustainability of price mechanism policy/goal of Central Banks and in the last 20 years the world has witnessed its efforts to make central banks independent of political control, in this regard. In addition to above, there are some literature survey studies that intends to present the most far reaching informational collection on central bank independency (CBI) accessible to date by using articles written by authors on this specific field. They also try to clarify the ideal level of last lender of resorts' autonomy and their conservativeness by some monetary and political determinants. Therefore, this paper will investigate their studies inferences, technics used to measure these correlations as well. So, the research question of this paper is based upon an optimal independency of monetary policy authorities and their correlation them with economic agent's expectations which can be clearly observer by macroeconomic indicators that released by some statistical institutions.

This summary prepared for PhD Advanced Macroeconomic Theory and it's subfield of Real Business Cy... more This summary prepared for PhD Advanced Macroeconomic Theory and it's subfield of Real Business Cycle Theory.

Researchers in the social sciences, business, policy studies and other fields strongly rely on th... more Researchers in the social sciences, business, policy studies and other fields strongly rely on the use of linear regression analysis. The reason lay behind to use this technic is that this research tool is very useful for understanding the relations of economic, social and political phenomena. In this regard, Multivariate regression analysis holds some observations on several variables which are different from each other. These observations can consist of for individuals or objects data. This paper intends to give an essential analysis requirements of multivariate regression analysis which is very common in practice in the field of economics and econometrics. In this regard, a researcher should have a logic on basic probability theory, inference of the statistics and basics of matrix algebra. All in all, this study aims to give a heuristic explanation of the procedure and terms used in regression analysis.

This paper highlights complexity of economic behavior and it criticizes ill-defined, deductive, e... more This paper highlights complexity of economic behavior and it criticizes ill-defined, deductive, equilibrium based theories of neoclassical economics. While doing this, interdependency, adaptiveness and inductive reasoning terms has been clarified. Therefore, evolutionary game theoretice socal interactions examined by Bowles.

Sanayileşmiş ülkeler başta olmak üzere birçok ülke 1950'lerden sonra dünya ticaretinde görülen de... more Sanayileşmiş ülkeler başta olmak üzere birçok ülke 1950'lerden sonra dünya ticaretinde görülen değişikliklere uyum sağlamak ve bu değişikliklerin avantajından faydalanabilmek için iktisadi bütünleşme sürecine girmişler ve çeşitli organizasyonların içerisinde yer almışlardır. Bu organizasyonların içinde en dikkat çekeni ise Avrupa Birliği (AB) ve özelde de Gümrük Birliği (GB) olmuştur. Tarihte en çok görülen bütünleşme şekli olan GB, üyeler arasında her türlü tarife ve kotaların kaldırılmasını ve üçüncü ülkelere karşı ortak bir tarife oranı uygulanarak ortak dış ticaret politikalarının benimsenmesini ifade etmektedir. Mevcut AB-Türkiye ikili tercihli ticaret çerçevesi ("BPTF") artık 20 yaşında ve AB'nin diğer önemli ekonomik ortaklarla sonuca bağladığı veya müzakerelerde bulunduğu daha iddialı serbest ticaret anlaşmaları (FTA'lar) nedeniyle eski hale gelmiştir. Bu çalışma BPTF'nin ne kadar iyi çalıştığını ve mevcut gümrük birliğini (CU) geliştiren gelişmiş bir ticari çerçeve (ECB) ve CU'yu değiştiren derin ve kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması (DCFTA) dahil potansiyel iyileştirmeler için seçenekleri yatırımla özelinde analiz etmektedir.

Bu metin Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsünün İktisat Dokt... more Bu metin Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsünün İktisat Doktorası Politik İktisat II evde yap getir sınav soru ve cevaplarını içermektedir.