Havva Yılmaz | Istanbul Şehir University (original) (raw)
PhD Thesis by Havva Yılmaz
Türkiye'deki modernleşme deneyimi daima pek çok krizle karşı karşıya kalmıştır. Mekân ve kentleşm... more Türkiye'deki modernleşme deneyimi daima pek çok krizle karşı karşıya kalmıştır. Mekân ve kentleşme bahisleri bu kriz alanları arasında yer alır. Özellikle 1980 sonrasında büyük kentlerdeki gecekondulaşma ve nüfus artışı, kentsel mekânın nasıl şekillendirilmesi gerektiği konusunda büyük tartışmalara neden olacak, modernleşmeye ilişkin sorunlar, bu vesileyle, kentleşme bağlamında yeniden tartışılmaya başlanacaktır. İstanbul Bağdat Caddesi, bu ilişkisel zeminin beslediği son derece zengin bir araştırma alanına sahiptir. Yeni yapılan Marmaray ve metro hatlarıyla kolaylıkla ulaşılabilir hale gelen cadde, bir yandan hala ayakta kalmayı başaran nadide konaklara, diğer yandan Anadolu yakasının en lüks rezidanslarına ev sahipliği yapıyor. Pek çok zincir kafe ve restoranın yanı sıra çok sayıda "fine dining" mekânına, teknolojiden giyime çok çeşitli markaların şık mağazalarına vitrin oluyor. Bu çalışma, bu göz alıcı örnekliği tüketim, boş zaman etkinlikleri, sosyalleşme süreçleri ve mekansal pratikler bağlamında incelemeyi hedefliyor. Etnografik yöntemi benimseyen çalışmada sosyomekansal analiz ve tarihsel sosyoloji yöntemleri de uygulanıyor ve arşiv çalışması, katılımcı gözlem, yarı yapılandırılmış mülakat ve çeşitli nitel materyallerden elde edilen veriler doğrudan yorumlama yoluyla inceleniyor. Farklı sosyoekonomik ve kültürel özelliklere sahip bireylerin ve toplumsal grupların gündelik yaşamda mekânla ilişkilerinin, makro düzeyde mekânsal ve kültürel değişimle birlikte nasıl değerlendirilebileciğini sosyoloji disiplini çatısı altında henüz çok sınırlı bir şekilde ele alınmış olan Bağdat Caddesi örneği üzerinden sorguluyor. Çalışmanın teorik zemini ağırlıklı olarak Bourdieu sosyolojisine dayanıyor.
Master Thesis by Havva Yılmaz
EVERYDAY LIFE, STATUS GROUPS AND SAYFIYE CULTURE IN KADIKÖY IN SECOND CONSTITUTIONAL PERIOD Yılma... more EVERYDAY LIFE, STATUS GROUPS AND SAYFIYE CULTURE IN KADIKÖY IN SECOND CONSTITUTIONAL PERIOD Yılmaz, Havva MA in Sociology Thesis Advisor: Asst. Prof. Dr. Alim Arlı October 2017, 182 pages Kadıköy and sayfiye culture are two prominent themes that can be examined to
Interviews by Havva Yılmaz
31 Aralık 2020, Gazete Kadıköy
Kadıköy ‘de gündelik hayatın değişimini incelediğim tezim üzerine...
Papers by Havva Yılmaz
HECE Türk Sineması Özel Sayısı (Cilt 2), 2024
Kent – Çözüm Üreten Kentler - Sayı 13 - Marmara Denizi Özel Sayısı, 2024
Kent – Çözüm Üreten Kentler - Sayı 13 - Marmara Denizi Özel Sayısı, Mayıs-Ağustos 2024
Sabah Ülkesi, Temmuz 2023
TALİD (2022/2 -20 /40)
In this study, it will be attempted to evaluate the neighbourhood or district studies literature ... more In this study, it will be attempted to evaluate the neighbourhood or district studies literature in Turkey with the main lines through monographs and theses on Istanbul districts. In the light of the examinations made using two current lists titled "Istanbul Neighbourhood Monographs" and "Istanbul Neighbourhood Theses", The historical development of the neighbourhood literature in Turkey, which themes come to the fore in which periods, what are the prominent concepts and themes in the literature, and from which disciplines the neighbourhood studies are inspired will be discussed. The literature, pioneered by neighbourhood monographs, the first examples of which date back to the Late Ottoman Period, cannot be considered independently of urban studies. As a field where many disciplines such as history, sociology, architecture, politics, urban planning, and population studies intersect, we can talk about a large amount of research and examination accumulation that can be gathered under the heading of "urban studies". Neighbourhood studies, on the other hand, have yielded products for many years and, apart from neighbourhood monographs, have received intense attention from the academy, especially after 1990, and although it has not yet turned into an independent field from urban studies, it has gained a feature that allows categorical classifications with its considerable amount and various thematic emphases. With this study, the general framework of the literature will be described.
Toplumsal Tarih, Aralık 2022
Din ve Hayat Dergisi, 2022
Bisav Blog, 28 Ekim 2021
“Tanpınar’ın roman kahramanına söylettiği gibi “psikoloji icat edildiğinden beri hepimiz biraz ha... more “Tanpınar’ın roman kahramanına söylettiği gibi “psikoloji icat
edildiğinden beri hepimiz biraz hasta” idik zaten, terapi
dizileri furyasıyla gördük ki hayatlarımız kötü günleri takip
eden daha kötü günlerin kararttığı dipsiz birer kuyu.”
Türkiyat Mecmuası 31, 1 (2021): 463-480
Bu çalışma, Safiye Erol'un Kadıköyü'nün Romanı, Ülker Fırtınası, Ciğerdelen ve Dineyri Papazı rom... more Bu çalışma, Safiye Erol'un Kadıköyü'nün Romanı, Ülker Fırtınası, Ciğerdelen ve Dineyri Papazı romanlarını, modernleşme, sosyal değişim ve şehirleşme bağlamında içerik analizine tabi tutarak, Safiye Erol romanlarında Kadıköy'ün ne şekilde yer aldığını inceliyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde uzun bir süre İstanbul'un sakin bir köyü olarak kalan Kadıköy, zamanla gözde bir sayfiye mekânına dönüşmüş ve modern Türk romanı literatürü içerisinde bu yönüyle yer edinmiştir. Semt, erken Cumhuriyet dönemi romanlarında çok kültürlü, canlı, yenilikçi bir mekân olarak ön plana çıkmış, rejim değişikliğiyle birlikte her alanda altı çizilen "yenilenme" olgusunun gündelik hayattaki karşılığını burada bulduğu vurgulanır olmuştur. Safiye Erol romanları da bu temsili güçlü bir şekilde yansıtmakta, söz konusu dönemde Bourdieu'cu anlamda semtin habitusunu tasvir etmektedirler. Osmanlı-Türk modernleşmesinin "aydınlık" ve "eğlenceli" veçhesini temsil eden semtin gölgede kalan yönlerine de yer veren metinler, modernleşme serüveninin temel problematiklerine temas etmekte, okuyucuya bütüncül bir perspektif sunmaktadırlar. Yazar, romanlarında bazen doğrudan Kadıköy'ü konu edinerek, bazen de sadece mekânsal bağlamı Kadıköy üzerinden belirleyerek derinlikli bir tahlil sunar. Bu minvalde, bu çalışma sözkonusu metinlerde Kadıköy'ün kullanıldığı kısımları çözümlemenin yanı sıra, romanların genel kurgusu içerisinde Kadıköy temsilini de inceleyecek ve Safiye Erol romanlarında Kadıköy'ün genel tasvirini tespit etmeye çalışacaktır.
TALİD (2020 - 18/36)
Bu çalışmada, Türk sineması literatürü içerisinde yönetmen sineması üzerine kaleme alınmış kitapl... more Bu çalışmada, Türk sineması literatürü içerisinde yönetmen sineması üzerine kaleme alınmış kitaplar incelenerek, mevcut tartışmaya ve Türk
sinemasında yönetmen olgusunun mahiyetine ilişkin genel tartışma zeminine katkı sunulmaya çalışılacaktır. Ağırlıklı olarak Türk Sineması Araştırmaları Projesi kapsamında oluşturulan veritabanında yer alan verilere dayanarak, önce kısaca kavramsal ve tarihsel bağlama yer verilecek, ardından Türkiye’de yönetmen sineması kitapları literatürüne ilişkin bir tasnif denemesi yapılacaktır.
Hece (22/253), Ocak 2018
romanı ve Metin Erksan'ın filmi, surete âşık olmak teması üzerinden değerlendirilecektir. Aşk, ha... more romanı ve Metin Erksan'ın filmi, surete âşık olmak teması üzerinden değerlendirilecektir. Aşk, hayatın ve sanatın kadim meseleleri arasında en başta gelen, sayısız metnin, hemen her hayat hikâyesinin içerisinde yer alan ve her seferinde tekrar merak uyandırmayı başaran bir konu. Bazen tartışmaların tam merkezinde, kimi zaman başka temaların yanında, gizli yahut açık, meşru veya gayr-ı meşru, ancak her halükârda taze, sıcak ve etkileyici bir şekilde edebiyattan resme, sinemadan plastik veya geleneksel sanatlara kadar birçok alanda, çok sayıda sanatçının üretiminde başvurduğu bir kaynak, kullandığı tema olarak karşımızda. Çoğu zaman en dikkat çekici, konuyu en sarsıcı şekilde ele alanlar aşkın boyutlarının ve formlarının problematize edildiği eserler oluyor. Surete âşık olma meselesi, bu tür eserlerin gündemine aldığı alt başlıklardan birisi olarak değerlendirilebilir. Ancak, bir 'alt başlık' için son derece iddialı ve ufuk açıcı bir tartışma zemini teşkil etmektedir. Hatta felsefi ve mistik boyutuyla ontolojik meselelere temas ettiği için aşkla ilgili tüm tartışmaların az çok bu noktaya değerek söz söyleyebileceğini öne sürmek abartılı olmayacaktır. Öte yandan, bu geniş kapsama alanı konuyu zenginleştirmekte, konuyu ele alan eserlerin yapısını katmanlılaştırmakta, dolayısıyla tartışmayı salt aşk olmaktan çıkarmaktadır. Bu minvalde, Türkiye'de edebiyat ve sinema alanında öne çıkan bu iki klasik eser, bahsedilen çerçevede incelenecek, surete âşık olmak temasının iki eserde ele alınış biçimi tahlil edilecektir. Eserlerle ilgili kısa bilgilendirmelerin ardından yapılacak içerik analizinin, söz konusu temanın sanatçıların perspektifinden nasıl değerlendirildiğini anlamaya yardımcı olması umulmaktadır.
İstanbul, yüzyıllar boyunca seyyahlar için cazip bir şehir olagelmiştir.
Perspektif Online
B r Saf ye Erol Vardı, B r Saf ye Erol Y ne Var... https://www.perspekt f.onl ne/tr/kultur/b r-sa... more B r Saf ye Erol Vardı, B r Saf ye Erol Y ne Var... https://www.perspekt f.onl ne/tr/kultur/b r-saf ye-erol-vard -b r-saf ye-erol-y ne-var.html
Türkiye'deki modernleşme deneyimi daima pek çok krizle karşı karşıya kalmıştır. Mekân ve kentleşm... more Türkiye'deki modernleşme deneyimi daima pek çok krizle karşı karşıya kalmıştır. Mekân ve kentleşme bahisleri bu kriz alanları arasında yer alır. Özellikle 1980 sonrasında büyük kentlerdeki gecekondulaşma ve nüfus artışı, kentsel mekânın nasıl şekillendirilmesi gerektiği konusunda büyük tartışmalara neden olacak, modernleşmeye ilişkin sorunlar, bu vesileyle, kentleşme bağlamında yeniden tartışılmaya başlanacaktır. İstanbul Bağdat Caddesi, bu ilişkisel zeminin beslediği son derece zengin bir araştırma alanına sahiptir. Yeni yapılan Marmaray ve metro hatlarıyla kolaylıkla ulaşılabilir hale gelen cadde, bir yandan hala ayakta kalmayı başaran nadide konaklara, diğer yandan Anadolu yakasının en lüks rezidanslarına ev sahipliği yapıyor. Pek çok zincir kafe ve restoranın yanı sıra çok sayıda "fine dining" mekânına, teknolojiden giyime çok çeşitli markaların şık mağazalarına vitrin oluyor. Bu çalışma, bu göz alıcı örnekliği tüketim, boş zaman etkinlikleri, sosyalleşme süreçleri ve mekansal pratikler bağlamında incelemeyi hedefliyor. Etnografik yöntemi benimseyen çalışmada sosyomekansal analiz ve tarihsel sosyoloji yöntemleri de uygulanıyor ve arşiv çalışması, katılımcı gözlem, yarı yapılandırılmış mülakat ve çeşitli nitel materyallerden elde edilen veriler doğrudan yorumlama yoluyla inceleniyor. Farklı sosyoekonomik ve kültürel özelliklere sahip bireylerin ve toplumsal grupların gündelik yaşamda mekânla ilişkilerinin, makro düzeyde mekânsal ve kültürel değişimle birlikte nasıl değerlendirilebileciğini sosyoloji disiplini çatısı altında henüz çok sınırlı bir şekilde ele alınmış olan Bağdat Caddesi örneği üzerinden sorguluyor. Çalışmanın teorik zemini ağırlıklı olarak Bourdieu sosyolojisine dayanıyor.
EVERYDAY LIFE, STATUS GROUPS AND SAYFIYE CULTURE IN KADIKÖY IN SECOND CONSTITUTIONAL PERIOD Yılma... more EVERYDAY LIFE, STATUS GROUPS AND SAYFIYE CULTURE IN KADIKÖY IN SECOND CONSTITUTIONAL PERIOD Yılmaz, Havva MA in Sociology Thesis Advisor: Asst. Prof. Dr. Alim Arlı October 2017, 182 pages Kadıköy and sayfiye culture are two prominent themes that can be examined to
31 Aralık 2020, Gazete Kadıköy
Kadıköy ‘de gündelik hayatın değişimini incelediğim tezim üzerine...
HECE Türk Sineması Özel Sayısı (Cilt 2), 2024
Kent – Çözüm Üreten Kentler - Sayı 13 - Marmara Denizi Özel Sayısı, 2024
Kent – Çözüm Üreten Kentler - Sayı 13 - Marmara Denizi Özel Sayısı, Mayıs-Ağustos 2024
Sabah Ülkesi, Temmuz 2023
TALİD (2022/2 -20 /40)
In this study, it will be attempted to evaluate the neighbourhood or district studies literature ... more In this study, it will be attempted to evaluate the neighbourhood or district studies literature in Turkey with the main lines through monographs and theses on Istanbul districts. In the light of the examinations made using two current lists titled "Istanbul Neighbourhood Monographs" and "Istanbul Neighbourhood Theses", The historical development of the neighbourhood literature in Turkey, which themes come to the fore in which periods, what are the prominent concepts and themes in the literature, and from which disciplines the neighbourhood studies are inspired will be discussed. The literature, pioneered by neighbourhood monographs, the first examples of which date back to the Late Ottoman Period, cannot be considered independently of urban studies. As a field where many disciplines such as history, sociology, architecture, politics, urban planning, and population studies intersect, we can talk about a large amount of research and examination accumulation that can be gathered under the heading of "urban studies". Neighbourhood studies, on the other hand, have yielded products for many years and, apart from neighbourhood monographs, have received intense attention from the academy, especially after 1990, and although it has not yet turned into an independent field from urban studies, it has gained a feature that allows categorical classifications with its considerable amount and various thematic emphases. With this study, the general framework of the literature will be described.
Toplumsal Tarih, Aralık 2022
Din ve Hayat Dergisi, 2022
Bisav Blog, 28 Ekim 2021
“Tanpınar’ın roman kahramanına söylettiği gibi “psikoloji icat edildiğinden beri hepimiz biraz ha... more “Tanpınar’ın roman kahramanına söylettiği gibi “psikoloji icat
edildiğinden beri hepimiz biraz hasta” idik zaten, terapi
dizileri furyasıyla gördük ki hayatlarımız kötü günleri takip
eden daha kötü günlerin kararttığı dipsiz birer kuyu.”
Türkiyat Mecmuası 31, 1 (2021): 463-480
Bu çalışma, Safiye Erol'un Kadıköyü'nün Romanı, Ülker Fırtınası, Ciğerdelen ve Dineyri Papazı rom... more Bu çalışma, Safiye Erol'un Kadıköyü'nün Romanı, Ülker Fırtınası, Ciğerdelen ve Dineyri Papazı romanlarını, modernleşme, sosyal değişim ve şehirleşme bağlamında içerik analizine tabi tutarak, Safiye Erol romanlarında Kadıköy'ün ne şekilde yer aldığını inceliyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde uzun bir süre İstanbul'un sakin bir köyü olarak kalan Kadıköy, zamanla gözde bir sayfiye mekânına dönüşmüş ve modern Türk romanı literatürü içerisinde bu yönüyle yer edinmiştir. Semt, erken Cumhuriyet dönemi romanlarında çok kültürlü, canlı, yenilikçi bir mekân olarak ön plana çıkmış, rejim değişikliğiyle birlikte her alanda altı çizilen "yenilenme" olgusunun gündelik hayattaki karşılığını burada bulduğu vurgulanır olmuştur. Safiye Erol romanları da bu temsili güçlü bir şekilde yansıtmakta, söz konusu dönemde Bourdieu'cu anlamda semtin habitusunu tasvir etmektedirler. Osmanlı-Türk modernleşmesinin "aydınlık" ve "eğlenceli" veçhesini temsil eden semtin gölgede kalan yönlerine de yer veren metinler, modernleşme serüveninin temel problematiklerine temas etmekte, okuyucuya bütüncül bir perspektif sunmaktadırlar. Yazar, romanlarında bazen doğrudan Kadıköy'ü konu edinerek, bazen de sadece mekânsal bağlamı Kadıköy üzerinden belirleyerek derinlikli bir tahlil sunar. Bu minvalde, bu çalışma sözkonusu metinlerde Kadıköy'ün kullanıldığı kısımları çözümlemenin yanı sıra, romanların genel kurgusu içerisinde Kadıköy temsilini de inceleyecek ve Safiye Erol romanlarında Kadıköy'ün genel tasvirini tespit etmeye çalışacaktır.
TALİD (2020 - 18/36)
Bu çalışmada, Türk sineması literatürü içerisinde yönetmen sineması üzerine kaleme alınmış kitapl... more Bu çalışmada, Türk sineması literatürü içerisinde yönetmen sineması üzerine kaleme alınmış kitaplar incelenerek, mevcut tartışmaya ve Türk
sinemasında yönetmen olgusunun mahiyetine ilişkin genel tartışma zeminine katkı sunulmaya çalışılacaktır. Ağırlıklı olarak Türk Sineması Araştırmaları Projesi kapsamında oluşturulan veritabanında yer alan verilere dayanarak, önce kısaca kavramsal ve tarihsel bağlama yer verilecek, ardından Türkiye’de yönetmen sineması kitapları literatürüne ilişkin bir tasnif denemesi yapılacaktır.
Hece (22/253), Ocak 2018
romanı ve Metin Erksan'ın filmi, surete âşık olmak teması üzerinden değerlendirilecektir. Aşk, ha... more romanı ve Metin Erksan'ın filmi, surete âşık olmak teması üzerinden değerlendirilecektir. Aşk, hayatın ve sanatın kadim meseleleri arasında en başta gelen, sayısız metnin, hemen her hayat hikâyesinin içerisinde yer alan ve her seferinde tekrar merak uyandırmayı başaran bir konu. Bazen tartışmaların tam merkezinde, kimi zaman başka temaların yanında, gizli yahut açık, meşru veya gayr-ı meşru, ancak her halükârda taze, sıcak ve etkileyici bir şekilde edebiyattan resme, sinemadan plastik veya geleneksel sanatlara kadar birçok alanda, çok sayıda sanatçının üretiminde başvurduğu bir kaynak, kullandığı tema olarak karşımızda. Çoğu zaman en dikkat çekici, konuyu en sarsıcı şekilde ele alanlar aşkın boyutlarının ve formlarının problematize edildiği eserler oluyor. Surete âşık olma meselesi, bu tür eserlerin gündemine aldığı alt başlıklardan birisi olarak değerlendirilebilir. Ancak, bir 'alt başlık' için son derece iddialı ve ufuk açıcı bir tartışma zemini teşkil etmektedir. Hatta felsefi ve mistik boyutuyla ontolojik meselelere temas ettiği için aşkla ilgili tüm tartışmaların az çok bu noktaya değerek söz söyleyebileceğini öne sürmek abartılı olmayacaktır. Öte yandan, bu geniş kapsama alanı konuyu zenginleştirmekte, konuyu ele alan eserlerin yapısını katmanlılaştırmakta, dolayısıyla tartışmayı salt aşk olmaktan çıkarmaktadır. Bu minvalde, Türkiye'de edebiyat ve sinema alanında öne çıkan bu iki klasik eser, bahsedilen çerçevede incelenecek, surete âşık olmak temasının iki eserde ele alınış biçimi tahlil edilecektir. Eserlerle ilgili kısa bilgilendirmelerin ardından yapılacak içerik analizinin, söz konusu temanın sanatçıların perspektifinden nasıl değerlendirildiğini anlamaya yardımcı olması umulmaktadır.
İstanbul, yüzyıllar boyunca seyyahlar için cazip bir şehir olagelmiştir.
Perspektif Online
B r Saf ye Erol Vardı, B r Saf ye Erol Y ne Var... https://www.perspekt f.onl ne/tr/kultur/b r-sa... more B r Saf ye Erol Vardı, B r Saf ye Erol Y ne Var... https://www.perspekt f.onl ne/tr/kultur/b r-saf ye-erol-vard -b r-saf ye-erol-y ne-var.html
Nurdan Gürbilek, Vitrin'de Yaşamak'ta, 1980'lerde, Türkiye'de yaşanan kültürel değişimin iki beli... more Nurdan Gürbilek, Vitrin'de Yaşamak'ta, 1980'lerde, Türkiye'de yaşanan kültürel değişimin iki belirgin özelliği olduğunu belirtir. Buna göre, bir yandan 12 Eylül darbesinin yarattığı baskı ve şiddet atmosferi toplumsalın üzerine tüm ağırlığıyla çökerken, diğer yandan "toplumun daha az tanışık olduğu bir başka iktidar biçiminin, ilk bakışta kendini bir kurumsuzluk olarak sunan, yasaklayıcı değil oluşturucu, kışkırtıcı, içerici bir iktidarın" etkisi altındadır toplum 1 . Gürbilek'e göre, bu iki özellik, dönem boyunca birbirlerini dışlamadan, aksine besleyerek, görünüşte çelişkili gibi duran bir kültürel dönüşümün mevcudiyetini sağlamıştır. Böylece, "söz patlaması" ile "söz bastırılması"nın aynı anda gözlemlenebilir olduğu bu iklimde bir yandan "sivil" bir kültür doğarken, diğer yandan bu "sivil" kültür, devlet eliyle inşa edilmiş bir "piyasa"da hayat bulmuş olmaktadır 2 .
YARIN (9), Haz-Tem-Ağus, 2019
Safiye Erol'un son romanı olan Dineyri Papazı, bir yandan genç bir kızın kendisinden yaşça büyük ... more Safiye Erol'un son romanı olan Dineyri Papazı, bir yandan genç bir kızın kendisinden yaşça büyük ve evli bir adamla yaşadığı aşkı anlatırken, bir yandan da kahramanın adım adım geçtiği manevi merhaleleri bir kemalat serüveni olarak okuyucuya aktarır. Genç kız, birbirine zıt görünen birçok kavramı mütemadiyen olumsuzlayarak halden hale geçer ve her türlü dikotominin ötesinde bir aşkınlığa ulaşır. Kahramanı, aynı zamanda beşeri aşktan ilahi aşka ulaştıran, Derrida'nın différance kavramıyla ifade ettiği türden bir sabitlenemezlik halidir. Bu çerçevede, tüm anlam kategorilerini müphemleştiren aşkın ve sezgisel bir etik öneren romanın çok katmanlı yapısı, söz konusu serüveni bir Türkiye alegorisi olarak da okumaya izin verir. Erol'un yazılarını kaleme aldığı dönemin en tartışmalı konuları olan, Türk modernleşmesinin temel karşıtlıklarına, Doğu-Batı, geleneksel-modern, dini-seküler, doğal olan-kültürel olan gibi ikilikler romanda aynı perspektifle ele alınmakta, gücünü ilahi kaynaktan alan aşkın bir tasavvurun bu sorunların çözümü olduğu ima edilmektedir.
Çocuk Yazını’nın, Çocuk Edebiyatı İncelemeleri serisi kapsamında hazırladığı ikinci kitabı olma ö... more Çocuk Yazını’nın, Çocuk Edebiyatı İncelemeleri serisi kapsamında hazırladığı ikinci kitabı olma özelliğini taşıyan ve çocuk edebiyatı metinlerinin yetişkinler için üretilen metinler gibi özenli değerlendirmeleri hak ettiği inancından yola çıkan bu çalışmada çocuk edebiyatında mekân, doğa ve şehir üzerine temsillere dair yakın okumalar bulacaksınız.
Metinlerarasılık (Intertextuality), basitçe bir metnin bir başka metinle ilişki kurması, çeşitli ... more Metinlerarasılık (Intertextuality), basitçe bir metnin bir başka metinle ilişki kurması, çeşitli bağlamlarda diyaloğa girmesi, bazen de metni yeniden yazması olarak tarif edilir. M. Bahtin’in diyaloji (dialogism) kuramının Julia Kristeva tarafından Batılı literatüre aktarımıyla ortaya çıkan bu kavramsallaştırma, çocuk edebiyatında sıkça karşılık bulur. Bu çalışma, çocuk edebiyatında metinlerarasılığın uygulanabilirliğini ve mevcut uygulamaların nasıl incelenebileceğini örnekler üzerinden okuyucuya sunuyor.
İMPARATORLUĞUN SON ASRINDA OSMANLILAR (Kurumlar, İnsanlar, Kaynaklar), Ed. FATİH BOZKURT - BURHAN... more İMPARATORLUĞUN SON ASRINDA OSMANLILAR (Kurumlar, İnsanlar, Kaynaklar), Ed. FATİH BOZKURT - BURHAN ÇAĞLAR, Aralık 2021
İstanbul Şehir Üniversitesi Şehir Araştırmaları Merkezi ve Ümraniye Belediyesi işbirliği ile hazı... more İstanbul Şehir Üniversitesi Şehir Araştırmaları Merkezi ve Ümraniye Belediyesi işbirliği ile hazırlanan "Cumhuriyet Döneminde Ümraniye: Şehirleşme, Toplum, Ekonomi ve Yönetim" başlıklı kitap için hazırladığım "Edebiyatta Ümraniye: Bir Metropol Rüyası" başlıklı çerçeve yazı.
40 Soruda Türk Sineması kitabı için hazırladığım Derviş Zaim sineması ile ilgili şu sorunun cevab... more 40 Soruda Türk Sineması kitabı için hazırladığım Derviş Zaim sineması ile ilgili şu sorunun cevabını içeren metin: "Derviş Zaim sinemada biçim meselesini nasıl ele alır? Bu bağlamda geleneksel sanatlara yaklaşımı ne ütr bir imkânı ifade eder? Türk sinemasının geleneği ile ilişkisi ne şekildedir?"
Türk Sinemasinda Kahramanlar, Küre Yayınları, 2017
Nefret Söylemi ve/veya Nefret Suçları -Der: Yasemin İnceoğlu- İst, Ayrıntı, 2012
Bütün yaptığım başıma bir örtü takmaktan ibaretti, ama o andan itibaren 'ikinci-sınıf' bir vatand... more Bütün yaptığım başıma bir örtü takmaktan ibaretti, ama o andan itibaren 'ikinci-sınıf' bir vatandaş oluverdim. Bazılarından hakaret göreceğimi biliyordum tabii, ama hiç tanımadığım kişilerin tam bir düşmanlığına mâruz kalmak... İşte bunu beklemiyordum..." (Yvonne Ridley) Giriş Nefret suçu (hate crime) kavramsallaştırması, literatürde yaygın bir şekilde kullanılan birçok kavram gibi ortaya çıktığı günden bu yana sürekli kapsamını genişletmektedir. Başlangıçta, fiili saldırıları engellemek üzere ve daha çok ABD'de yaşayan Yahudiler'i korumak amacıyla ortaya atılan ve aynı amaca binaen 1985'te ilk defa ilgili yasaların çıkmasına neden olan kavram, zamanla genişlemiş ve her türlü önyargıya dayalı fiili ve sözlü saldırıyı bünyesine dâhil etmiştir (Ataman ve Cengiz, 2009; 6). En son Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) yaptığı tanıma göre nefret suçu; 'mağdur, mülk ya da suçun hedefi bir grupla gerçek ya da edinilmiş bağlantısı, ilgisi, ilişkisi, destekçisi ya da üyesi olduğu için seçilerek, mülke ya da kişiye karşı işlenen herhangi bir suçu kapsamaktadır'. Yine AGİT'e göre suça maruz kalan grup üyeleri 'gerçek ya da edinilmiş ırk, ulus ya da etnik orijin, dil, renk, din, cinsiyet, yaş, fiziksel ya da zihinsel engellilik, cinsel kaynaklı ya da diğer benzer unsurlar'a sahip kişilerden oluşabilir (Ataman ve Cengiz, 2009, 7). Yani, ırkı, rengi, etnik kökeni ya da uyruğu, dini, cinsiyeti vb nedeniyle herhangi birine yönelik işlenen cezai suçlar, nefret suçu olarak kabul edilmektedir. Bu haliyle nefret suçu kavramı, günlük hayatta çok daha geniş bir karşılık bulma imkânına sahip olsa da, hala kavramın kapsamına dâhil edilemeyen, henüz tartışmaya açılmamış bazı mevzular da yok değil.
Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırmaları Merkezi Lisansüstü Buluşmaları, Mart 2019
w w w . o s m a n l i a r a s t i r m a l a r i . o r g 2 nd INTERNATIONAL CONGRESS ON OTTOMAN ST... more w w w . o s m a n l i a r a s t i r m a l a r i . o r g 2 nd INTERNATIONAL CONGRESS ON OTTOMAN STUDIES OSARK 2018 OSARK 2018 II. ULUSLARARASI OSMANLI ARAŞTIRMALARI KONGRESİ A B S T R A C T B O O K w w w . o s m a n l i a r a s t i r m a l a r i . o r g 2 nd INTERNATIONAL CONGRESS ON OTTOMAN STUDIES
Çağdaş Türk Düşüncesi Okuma Grubu (ÇTDTOG) İhtisas Sempozyumu Bildiri Özeti
Her politik dönüşüm gibi imparatorluktan ulus-devlet modeline geçiş de Türkiye'de toplumu ve sana... more Her politik dönüşüm gibi imparatorluktan ulus-devlet modeline geçiş de Türkiye'de toplumu ve sanatı doğrudan etkilemiş, sonuçları hala tartışılan derin bir kimlik krizini geleceğe miras bırakmıştır. Tarihin ve coğrafyanın tayin ettiği bir kimlik olarak Doğululuk ve bugünün, dolayısıyla geleceğin önkoşulu olarak tescillenen Batılılık, bir göğüste iki kalp gibi birbiriyle çelişirken, sinemanın temel malzemesi olarak toplumu, geleneksel-modern, köylüşehirli, medeni-geri kalmış gibi karşıtlıklarla yüz yüze getirmiştir. Bir yandan köklerine sahip çıkmak ve otantik bir geçmişin hatırasını üstlenmek isteyen; diğer yandan yeninin getirdiği dünya nimetlerinden faydalanmak arzusunda olan toplum, bu gerilim halinin neden olduğu problemleri bir kriz halinde tecrübe etmiştir. Sinemanın, sosyoloji ve siyaset bilimiyle kesiştiği bu nokta, bu tebliğin yaslanacağı temel zemini teşkil etmektedir. Bu tebliğ, Doğu-Batı sorunsalının Türk sinemasındaki yansımalarını Gurbet Kuşları, Ah Güzel İstanbul ve Birleşen Yollar filmlerini, Türk sinemasında yerlilik arayışlarının tarihsel bağlamı içerisinde değerlendirmeyi hedefliyor.
Perspektif Online, Ocak 2023
Perspektif Online, Temmuz 2022
Çocuk Yazını, Ocak 2022
Herhangi bir şeye inanmanın giderek zorlaştığı, güven krizinin akıl sağlığını zorlayan boyutlara ... more Herhangi bir şeye inanmanın giderek zorlaştığı, güven krizinin akıl sağlığını zorlayan boyutlara ulaştığı bir yüzyılda elbette inandırıcılığı bir tutku haline getirmiş sanat dünyasını ayıplama lüksümüz yok. Fakat umuda dair masalların giderek yok olduğu bir dünyada bizi iyiliğe kim, nasıl inandırabilir?
Hayal Perdesi, Ocak-Şubat 2018
Temmuz'un 27'si. Küçük bir Fransız kasabasındayız. Mütevazı bir pansiyonun restoranına ait bahçe ... more Temmuz'un 27'si. Küçük bir Fransız kasabasındayız. Mütevazı bir pansiyonun restoranına ait bahçe kısmında neşeli insanlar oturuyor. Sakin güneş ışıklarının aydınlattığı sıradan yüzlerde tebessüm ve huzur var. Pansiyon sahibinin güzel kızı servisi bitirmiş, omzunu yasladığı kapı girişinde bu tatlı sükûnete katılıyor. Elmacık kemiklerini iyice pembeleştiren güneş ışıkları yüzüne her zamankinden daha fazla canlılık veriyor. Az sonra her şey alt-üst olacak. Kızıl saçlarını fötr şapkasının altına gizlemiş soluk yüzlü adam ansızın bu mutluluk tablosunu duman renkli bir cehenneme çevirecek. Kimseye değil, kendine zarar verecek, ama vicdan azabı çiğ bir kızıllık olup boğa-
Çiçek Dürbünüden Bakmak: Sinemada Çizgi Çocuklar, 2021
Hayal Perdesi, Temmuz-Ağustos 2018
Perspektif, Kasım 2020
Tüm toplumsal grupların tek sezonluk bir dizide derinlikli bir şekilde temsil edilebilmesi zaten ... more Tüm toplumsal grupların tek sezonluk bir dizide derinlikli bir şekilde temsil edilebilmesi zaten bir ütopya, ki Bir Başkadır’ın en büyük falsosu da bu. Keşke zamana yayıp işleseydi bunca meseleyi, ancak sinemadan neşet edip topluma yayılacak bir demokratikleşme dalgası hayal ediyorsak bunun için öncelikle bon pour l’orient* (Şark için yeterli) anlayışından vazgeçmemiz gerek. İdeal olan ufukta görünmüyor diye, ehveni şeri idealize etmenin ne sanata, ne topluma faydası var.
Hayal Perdesi (48), Eylül-Ekim 2015
Hayal Perdesi, Eylül-Ekim, 2018
Çocuk Yazını, Temmuz 2020
"Miyazaki filmlerinin vazgeçilmezi olan genç kadın baş kahraman bu filmde de belirleyici bir olgu... more "Miyazaki filmlerinin vazgeçilmezi olan genç kadın baş kahraman bu filmde de belirleyici bir olgudur. Rüzgârlı Vadi'nin prensesi Nausicaä iyi bir savaşçı ve rüzgâr ustasıdır. Kendisiyle, ailesiyle ve halkıyla barışık, sevgi dolu, barışçıl ve bir o kadar da güçlü bir karakterdir. Doğaya ve hayvanlara karşı naziktir ve neredeyse tılsımlı sayılan bir etki gücüyle hayvanlarla anlaşabilmektedir. Özellikle sinirlendiklerinde çok tehlikeli hâle gelebilen devasa böcekler olan "ohmu"larla arasında kuvvetli bir duygusal bağ vardır."
Hayal Perdesi, Eylül-Ekim 2016
Woody Allen'ın yönettiği Café Society (2016) filmi hakkında Hayal Perdesi'nin Eylül-Ekim 2016 say... more Woody Allen'ın yönettiği Café Society (2016) filmi hakkında Hayal Perdesi'nin Eylül-Ekim 2016 sayısı için hazırladığım metin.
Hayal Perdesi, Kasım-Aralık 2018
Kip Andersen ve Keegan Kuhn'un yönettiği Sağlık Komplosu (What the Health, 2017) belgeseli üzerin... more Kip Andersen ve Keegan Kuhn'un yönettiği Sağlık Komplosu (What the Health, 2017) belgeseli üzerine Hayal Perdesi'nin Kasım-Aralık 2018 sayısında çıkan değerlendirme metnim
Hayal Perdesi, Mart-Nisan 2015
HAVVA YILMAZ KARA DELIKTE BIYOGRAFI YAZMAK ünlü astrofizikçi stephen hawkıng'in yaşam öyküsünü ko... more HAVVA YILMAZ KARA DELIKTE BIYOGRAFI YAZMAK ünlü astrofizikçi stephen hawkıng'in yaşam öyküsünü konu alan her şeyin teorisi, eddıe redmayne'in hawkıng rolünde gösterdiği başarılı performans nedeniyle yoğun ilgi topladı.
Hayal Perdesi, Mayıs-Haziran 2015
Hayal Perdesi (52), Mayıs-Haziran 2016
Çocuk Yazını, Ekim-2017
Korkunç hissediyorum, bir kayanın altına sıkışmışım gibi. -Evet, kalp ağır bir yüktür.[1]
Çocuk Yazını, Temmuz - 2018
Şehir üstüne yazılan metinlerin çoğu şöyle başlar: "Tanpınar'ın da dediği gibi "Bir şehri sevmek,... more Şehir üstüne yazılan metinlerin çoğu şöyle başlar: "Tanpınar'ın da dediği gibi "Bir şehri sevmek, aşka sebep aramaktır". Hâlbuki İsmet Özel "şehrin insanı, şehrin insanı,
Çocuk Yazını, Aralık-2017
Zift Sanat, Aralık 2021
Şüphesiz geçmişle kurduğumuz marazi ilişkinin böylesi hoyrat davranışlarımızı açıklayan bir yanı ... more Şüphesiz geçmişle kurduğumuz marazi ilişkinin böylesi hoyrat davranışlarımızı açıklayan bir yanı da var. Derrida’nın Marx’ın Hayaletleri’nde bahsettiği gibi toplumsala gerçeklik düzleminde sürekli musallat olan o hayaletimsilikten nasibini almayan toplum yoktur muhtemelen. Derrida’ya göre geçmişin ve geleceğin, unutmanın ve hatırlamanın, içeride veya dışarıda olmanın, hatta hayat ve ölümün arasında salınan hayaletler, iki tarafı ayıran sınırın kendisi olarak değil ama geçişkenliği sağlayan gölge aralıklar olarak görünürler.
Bülten 96&97
Uğur Tanyeli'nin BİSAV'daki "Ev ve Mimari" söyleşisi üzerine...