Fatma Sibel Bayraktar | Trakya University (original) (raw)
Book Chapter by Fatma Sibel Bayraktar
Yarış Kitabı (Haz. Emine Gürsoy Naskali), Paradigma Akademi, 2023
Prof. Dr. Ahmet Günşen Armağanı (Ed. Ali İhsan Öbek, Hülya Uzuntaş, Abdülkadir Atıcı, Dinçer Atay), Paradigma Akademi, Aralık, 2022
Cumhuriyetin Yüzüncü Yılında Süer Eker Çağdaş Türkolojinin İzinde (Editörler: Ülkü Çelik Şavk Jala Garibova - Dilek Ergönenç Gökçe Yükselen Peler - Mustafa Durmuş Emrah Bozok - Selcen Koca), Grafiker Yayınları, Ankara 2023, s. 267-276., 2023
Dedikodu Kitabı, Kitabevi, 2021
Dede Korkut kitab›n›n hemen bafl›nda "ozan eydür kar›lar dört dürlüdür..." diye bafllayan bölümde... more Dede Korkut kitab›n›n hemen bafl›nda "ozan eydür kar›lar dört dürlüdür..." diye bafllayan bölümde "geldük ol kim tolduran topdur: depdügince yerinden örü turdu. Elin yüzün yumad›n obanuh ol uc›ndan bu uc›na ol uc›na çarp›fldurd›, kov kovlad›, dih dihledi öyledence gezdi..." (6a/7-9) diye anlatt›¤› kad›n türü sabah kalkar kalkmaz dedikoduya bafllayan kad›nd›r. Dedikodu yapma fiili burada çarp›flt›rmak, kov kovlamak ve dih dihlemek fleklinde vurgulu bir flekilde verilmektedir. Biz de bu çarp›c› üçlemeyi konu alaca¤›z. Çarp-: 'çarpmak, vurmak' anlam›ndaki fiil Tuncer Gülensoy'a göre (2007: 221-222); "<*çap-(DLT 'yans›ma' [-r-türeme ünsüzdür.] Buradan hareketle Anadolu a¤›zlar›nda çarp›fltur-<çarp-›fl-t›r-'tokatlamak' (DS III, 1084), 'dövmek' gibi olumsuz anlamlar içermektedir" diyerek aç›klad›¤› içinde inorganik bir 'r' türemesi oldu-¤u fikri ortak kabul gören bu fiilin Erol'un Eski Türkçeden Eski Anadolu Türkçesine anlam de¤iflmelerini inceledi¤i eserinde: "çap-'›n Uygur Türkçesi döneminde 'çamurla s›vamak' fleklinde zamanla kullan›mdan düflen bir anlam› vard›r. Sözcü¤ün bu anlam› Tarama Sözlü¤ü'nde çarp-fiilinde görülür." Erol'a göre (2008: 753
VEFATININ 700. YILINDA YUNUS EMRE HATIRA KİTABI, TRAKYA ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI, 2021
PROF. DR. VAHİT TÜRK ARMAĞANI, KESİT YAYINLARI, 2020
Türkiye Dışındaki Türk Dünyası Türkologları Kitabı, Editör: Prof. Dr. Ahmet Buran, Akçağ Yayınevi, 2019
Necmettin Hacıeminoğlu Hatıra Kitabı, Türk Edebiyatı Vakfı, 2017
Türk Kültüründe Üzüm ve İncir Kitabı , 2011
Kayseri Anadolu topraklarının tam ortasında, sırtını Erciyes dağına dayamış, tarihi bronz devrine... more Kayseri Anadolu topraklarının tam ortasında, sırtını Erciyes dağına dayamış, tarihi bronz devrine dayanan bir şehrimizdir. İlin bir çok yerinde bozkır iklimi özellikleri vardır. Burada yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer.
Prof. Dr. Hidayet Kemal Bayatlı Hatıra Kitabı, Kerkük Vakfı, İstanbul, 2019, s. 123-130., 2019
Papers by Fatma Sibel Bayraktar
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Büyük beden kadınlar için hazır giyim üretiminde kullanılacak beden ölçüleri standardizasyonunu o... more Büyük beden kadınlar için hazır giyim üretiminde kullanılacak beden ölçüleri standardizasyonunu oluşturmayı amaçlayan bu çalışmada; hazır giyim tüketiminin en yoğun olduğu İstanbul Ankara ve İzmir illerinde yaşayan, 18–60 yaşları arasında, herhangi bir fiziksel engeli bulunmayan, hamile ya da loğusa olmayan ve çocuk emzirmeyen büyük beden kadınlar örneklem grubu olarak seçilmiştir. Araştırmada, büyük beden kadınların tanımlanmasında göğüs çevresi ölçüsü esas alınmış, göğüs çevresi ölçüsü 104cm-139cm (46-56 beden arası) arasındaki kadınlar araştırma kapsamına alınmıştır. Bu çerçevede, örneklem grubuna 8 sorunun ve 32 ölçünün yer aldığı ölçü alma formu uygulanmıştır. 973 büyük beden kadından toplam 31136 vücut ölçüsü alınmıştır. Vücut ölçülerinin illere göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla ANOVA ve Scheffe testleri uygulanmıştır. Standardizasyonun oluşturulmasında göğüs çevresi ölçüsü temel alınmış ve bedenler 6cm aralıklarla düzenlenmiştir. Araştırma...
Balkanistik dil ve edebiyat dergisi, Dec 31, 2020
Bugün büyük bir kısmı Moldova'nın güneyindeki Bucak bölgesinde henüz yeni sayılabilecek bir tarih... more Bugün büyük bir kısmı Moldova'nın güneyindeki Bucak bölgesinde henüz yeni sayılabilecek bir tarihte elde ettikleri özerklikleri ile yaşamakta olan Gagauz Türkleri, Ukrayna, Yunanistan, Türkiye, Bulgaristan ve Romanya'da da küçük topluluklar olarak varlıklarını sürdürmektedirler.
Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Dergisi, Feb 27, 2021
Dr. Filiz (ÖĞÜTMEN) ÇAĞMAN anısına… Topkapı Sarayı Müzesi’nin unutulmaz müdürü Dr. Filiz (ÖĞÜTMEN... more Dr. Filiz (ÖĞÜTMEN) ÇAĞMAN anısına… Topkapı Sarayı Müzesi’nin unutulmaz müdürü Dr. Filiz (ÖĞÜTMEN) ÇAĞMAN kendi kuşağının en seçkin ve saygın sanat tarihçilerindendir. Emeklilik onun için kâğıt üzerinde bir formalite olmuş ve genç nesilleri yetiştirmek için her türlü imkânı sağlamıştır. Yaşamının son yıllarında da dergimizin editörlüğünü yapan Altay BAYATLI ’yı manevi oğlu olarak görmüş ve yetiştirmiştir. Bu kadim akademisyen yaptığı akademik çalışmalarla dünyanın sayılı resimli el yazması, minyatür, hat ve kat’ı sanatları uzmanı olarak dünya literatürüne adını altın harflerle yazdırmıştır. Prof. Dr. İlber ORTAYLI ’nın: “O sadece bir müze müdürü değil, saray nazırıdır!” dediği Filiz ÇAĞMAN; titiz, bilgili, ciddi araştırmacılara karşı müşfik ve yardımcı; gayriciddi araştırmacılara karşı mesafeli olmuştur. “Doğrusu bu, eski yazma kitapların sahifeleri bu tipler tarafından çevrilip yıpranmamalıdır” derdi. Edirne tarihinin unutulmaz isimlerinden Dr. Bahattin ÖĞÜTMEN 'in kızı, Topkapı Sarayı eski müdiresi, desteği ile kurulan Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Dergisi “ETTDER-Gİ” 'nin baş yazarı olduğu, ilk iki sayısına büyük destekleri olan, Türkiye'nin yetiştirmiş olduğu değerlerden Edirneli Dr. Filiz ÇAĞMAN 'ı daima saygı ve sevgiyle anarak sanat tarihçi, genç müzeci ve tarihçilerin bu müstesna uzmanı örnek almalarını temenni ediyoruz. Nakkaş Semih İRTEŞ himayesinde Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi tarafından “Filiz ÇAĞMAN – Seçme Makaleler” ile beraber dergimizde “Edirne Sarayı ve Ehl-i Hiref” başlıklı makalesi rahmetli hocamızın son çalışmaları olmuştur. Bu bağlamda dergimizin 2. sayısını dizgi aşamasında kaybettiğimiz değerli Filiz ÇAĞMAN ’a ithaf ediyoruz… Nurlar içinde uyuyun hocam… /A. Tuğçe KONAÇ
Şimdiki zaman kavrami Turkcede birkac yolla elde edilmektedir. Bunlardan biri de Asil fiil+ zarf ... more Şimdiki zaman kavrami Turkcede birkac yolla elde edilmektedir. Bunlardan biri de Asil fiil+ zarf fiil eki+ yardimci fiil+ genis zaman eki+ sahis eki seklindeki kuruluslardir. Bu kuruluslarda genellikle (yat-, tur-, otur-, -yori-) fiilleri kullanilmaktadir. Turkiye Turkcesinde ise genellikle yori- fiili ve onun bozulmus bicimleri gorulur. Anadolu‟nun degisik yerlerinde obekler halinde yat-/batyapilarina da rastlanmaktadir. Bergama civarinda yasayan Yoruk yerlesimlerinin bazilarinda rastlanan –ip bā/ ip bē yapilari, standart dildeki (i)yor- yapisinin yaninda ve ona paralel olarak kullanilmaktadir. Ancak bu yapilar sadece salt simdiki zaman olarak degil, simdiki zaman kavraminin degisik islevleri ile de kullanilmaktadir
Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
Türklerden yaklaşık dört yüz yıl önce Arapların, en az yüz yıldır da Farsların İslam dini ile ilg... more Türklerden yaklaşık dört yüz yıl önce Arapların, en az yüz yıldır da Farsların İslam dini ile ilgili terminolojiyi oluşturup geliştirdikleri bilinmektedir. Türkler İslamiyeti kabul ettiklerinde hazır bir dini terminoloji ile karşılaşmalarına rağmen ilk İslami dönem eserlerinde bunları Türkçeleştirme yoluna gitmişlerdir. Aynı çaba Kur’an tercümeleri ve diğer eserlerde de görülmektedir. Türkçede var olan, Bayat, İdi, Ugan, tapug vb. sözcükler, sırasıyla Kadim, Rab, Kadir, ibadet terimlerine karşılık olarak kullanılmışlardır. Kur’an tercümelerinde de “Allah” adının karşılıkları Türkçe olarak kullanılmışlardır. Bu çalışmada Allah’ın 99 ismi olan Esma’ül Hüsna'nın da değişik Türkçeleştirilme yolları incelenmektedir.
Journal of Turkish Studies, 2008
Kayseri Erciyes Dağı eteklerinde, bozkır ikliminin hüküm sürdüğü bir Orta Anadolu şehridir. Tarih... more Kayseri Erciyes Dağı eteklerinde, bozkır ikliminin hüküm sürdüğü bir Orta Anadolu şehridir. Tarihi boyunca pek çok salgın hastalığa maruz kaldığı gibi eskiden kanalizasyon teşkilatının olmaması nedeniyle yaz aylarında sıtma da sıkça görülürdü. Buna karşılık Kayseri'nin yerli halkı da daha havadar olan Erciyes ve Ali dağının eteklerindeki bağ evlerine göçer bütün yazı burada geçirirdi. Bütün şehrin göçmesi pek çok kültürel malzemeyi de hayatın içine sokmuştur özelikle üzüm yetiştiriciliği revaçtadır. 33 çeşit üzüm bulunmaktadır. Bu çalışmada Kayseri'deki üzüm ve bağcılıkla ilgili kelimeler deyimler kavramlar ve adetler sırasıyla incelenmektedir.
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2014
Türk tarihi açısından askerî ve siyasal gelişmelerin ivme kazandığı bir dönem olduğu kadar kültür... more Türk tarihi açısından askerî ve siyasal gelişmelerin ivme kazandığı bir dönem olduğu kadar kültürel gelişmelerle de göz doldurmaktadır. Divânü Lügâti't Türk'le çağdaş olan Kutadgu Bilig adlı başyapıt, bu dönemde Kaşgar'da tamamlanmıştır. (1069-1070) Yusuf Has Hacip, İslamiyet'in Türkler tarafından kabulünden sonra kaleme alınan bu ilk yazılı eseri, 11.yy.ın bildiğimiz tek yazı dili olan Karahanlı Türkçesi ile 6645 beyit olarak yazmıştır. Eserde ideal bir devletin nasıl olması gerektiği betimlenir. Kutadgu Bilig, Türk kültürünün yargı ve yasa konularını aydınlatan en değerli kaynaklardan biridir. Bu yüzden bilim dünyasınca tanıdığı 1825'den beri, üzerinde binlerce çalışma yapılmıştır. Kutadgu Bilig, felsefi, siyasi, dinî açılardan incelendiği gibi dili açısından da her daim incelenmeye değer bulunan bir eser olmuştur.
Balkanistik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2021
Turks have exported both their architecture and traditions, their food culture and life style to ... more Turks have exported both their architecture and traditions, their food culture and life style to the Balkan peoples with which they have lived together since when they turned their face to the West. This chain of export inevitably included the words. The Turkish words loaned to the Balkans were reshaped with new voices and gained new meanings in their new homeland. The loanwords generally narrowed in meaning. Some of the words became terms, thus getting a chance to live, even if just in a limited area. The others were the words of the language governing the state and made a ground officially. Some others were religious words. They appeared as the guest in the Balkans by force of Islam. Some others were learnt in the streets. Some of them implied good faith, some others fight, and some others jokes and mocking. Investigating the new meanings the thousands of Turkish loanwords in Bulgarian language gained in their new homeland will also give us many insights from sociological point of view. It would be like looking at ourselves from outside, in some way in the mirror. In this study the dictionary "Rechnik na chuzhdite dumi v bılgarskiya ezik" (Dictionary of Foreign Words in Bulgarian Language) by the authors Aleksandar Milev, Bozil Nikolov and Yordan Bratkov is used as reference. The population of the study will be the elevation of the Turkish loanwords in Bulgarian language.
Yarış Kitabı (Haz. Emine Gürsoy Naskali), Paradigma Akademi, 2023
Prof. Dr. Ahmet Günşen Armağanı (Ed. Ali İhsan Öbek, Hülya Uzuntaş, Abdülkadir Atıcı, Dinçer Atay), Paradigma Akademi, Aralık, 2022
Cumhuriyetin Yüzüncü Yılında Süer Eker Çağdaş Türkolojinin İzinde (Editörler: Ülkü Çelik Şavk Jala Garibova - Dilek Ergönenç Gökçe Yükselen Peler - Mustafa Durmuş Emrah Bozok - Selcen Koca), Grafiker Yayınları, Ankara 2023, s. 267-276., 2023
Dedikodu Kitabı, Kitabevi, 2021
Dede Korkut kitab›n›n hemen bafl›nda "ozan eydür kar›lar dört dürlüdür..." diye bafllayan bölümde... more Dede Korkut kitab›n›n hemen bafl›nda "ozan eydür kar›lar dört dürlüdür..." diye bafllayan bölümde "geldük ol kim tolduran topdur: depdügince yerinden örü turdu. Elin yüzün yumad›n obanuh ol uc›ndan bu uc›na ol uc›na çarp›fldurd›, kov kovlad›, dih dihledi öyledence gezdi..." (6a/7-9) diye anlatt›¤› kad›n türü sabah kalkar kalkmaz dedikoduya bafllayan kad›nd›r. Dedikodu yapma fiili burada çarp›flt›rmak, kov kovlamak ve dih dihlemek fleklinde vurgulu bir flekilde verilmektedir. Biz de bu çarp›c› üçlemeyi konu alaca¤›z. Çarp-: 'çarpmak, vurmak' anlam›ndaki fiil Tuncer Gülensoy'a göre (2007: 221-222); "<*çap-(DLT 'yans›ma' [-r-türeme ünsüzdür.] Buradan hareketle Anadolu a¤›zlar›nda çarp›fltur-<çarp-›fl-t›r-'tokatlamak' (DS III, 1084), 'dövmek' gibi olumsuz anlamlar içermektedir" diyerek aç›klad›¤› içinde inorganik bir 'r' türemesi oldu-¤u fikri ortak kabul gören bu fiilin Erol'un Eski Türkçeden Eski Anadolu Türkçesine anlam de¤iflmelerini inceledi¤i eserinde: "çap-'›n Uygur Türkçesi döneminde 'çamurla s›vamak' fleklinde zamanla kullan›mdan düflen bir anlam› vard›r. Sözcü¤ün bu anlam› Tarama Sözlü¤ü'nde çarp-fiilinde görülür." Erol'a göre (2008: 753
VEFATININ 700. YILINDA YUNUS EMRE HATIRA KİTABI, TRAKYA ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI, 2021
PROF. DR. VAHİT TÜRK ARMAĞANI, KESİT YAYINLARI, 2020
Türkiye Dışındaki Türk Dünyası Türkologları Kitabı, Editör: Prof. Dr. Ahmet Buran, Akçağ Yayınevi, 2019
Necmettin Hacıeminoğlu Hatıra Kitabı, Türk Edebiyatı Vakfı, 2017
Türk Kültüründe Üzüm ve İncir Kitabı , 2011
Kayseri Anadolu topraklarının tam ortasında, sırtını Erciyes dağına dayamış, tarihi bronz devrine... more Kayseri Anadolu topraklarının tam ortasında, sırtını Erciyes dağına dayamış, tarihi bronz devrine dayanan bir şehrimizdir. İlin bir çok yerinde bozkır iklimi özellikleri vardır. Burada yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer.
Prof. Dr. Hidayet Kemal Bayatlı Hatıra Kitabı, Kerkük Vakfı, İstanbul, 2019, s. 123-130., 2019
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Büyük beden kadınlar için hazır giyim üretiminde kullanılacak beden ölçüleri standardizasyonunu o... more Büyük beden kadınlar için hazır giyim üretiminde kullanılacak beden ölçüleri standardizasyonunu oluşturmayı amaçlayan bu çalışmada; hazır giyim tüketiminin en yoğun olduğu İstanbul Ankara ve İzmir illerinde yaşayan, 18–60 yaşları arasında, herhangi bir fiziksel engeli bulunmayan, hamile ya da loğusa olmayan ve çocuk emzirmeyen büyük beden kadınlar örneklem grubu olarak seçilmiştir. Araştırmada, büyük beden kadınların tanımlanmasında göğüs çevresi ölçüsü esas alınmış, göğüs çevresi ölçüsü 104cm-139cm (46-56 beden arası) arasındaki kadınlar araştırma kapsamına alınmıştır. Bu çerçevede, örneklem grubuna 8 sorunun ve 32 ölçünün yer aldığı ölçü alma formu uygulanmıştır. 973 büyük beden kadından toplam 31136 vücut ölçüsü alınmıştır. Vücut ölçülerinin illere göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla ANOVA ve Scheffe testleri uygulanmıştır. Standardizasyonun oluşturulmasında göğüs çevresi ölçüsü temel alınmış ve bedenler 6cm aralıklarla düzenlenmiştir. Araştırma...
Balkanistik dil ve edebiyat dergisi, Dec 31, 2020
Bugün büyük bir kısmı Moldova'nın güneyindeki Bucak bölgesinde henüz yeni sayılabilecek bir tarih... more Bugün büyük bir kısmı Moldova'nın güneyindeki Bucak bölgesinde henüz yeni sayılabilecek bir tarihte elde ettikleri özerklikleri ile yaşamakta olan Gagauz Türkleri, Ukrayna, Yunanistan, Türkiye, Bulgaristan ve Romanya'da da küçük topluluklar olarak varlıklarını sürdürmektedirler.
Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Dergisi, Feb 27, 2021
Dr. Filiz (ÖĞÜTMEN) ÇAĞMAN anısına… Topkapı Sarayı Müzesi’nin unutulmaz müdürü Dr. Filiz (ÖĞÜTMEN... more Dr. Filiz (ÖĞÜTMEN) ÇAĞMAN anısına… Topkapı Sarayı Müzesi’nin unutulmaz müdürü Dr. Filiz (ÖĞÜTMEN) ÇAĞMAN kendi kuşağının en seçkin ve saygın sanat tarihçilerindendir. Emeklilik onun için kâğıt üzerinde bir formalite olmuş ve genç nesilleri yetiştirmek için her türlü imkânı sağlamıştır. Yaşamının son yıllarında da dergimizin editörlüğünü yapan Altay BAYATLI ’yı manevi oğlu olarak görmüş ve yetiştirmiştir. Bu kadim akademisyen yaptığı akademik çalışmalarla dünyanın sayılı resimli el yazması, minyatür, hat ve kat’ı sanatları uzmanı olarak dünya literatürüne adını altın harflerle yazdırmıştır. Prof. Dr. İlber ORTAYLI ’nın: “O sadece bir müze müdürü değil, saray nazırıdır!” dediği Filiz ÇAĞMAN; titiz, bilgili, ciddi araştırmacılara karşı müşfik ve yardımcı; gayriciddi araştırmacılara karşı mesafeli olmuştur. “Doğrusu bu, eski yazma kitapların sahifeleri bu tipler tarafından çevrilip yıpranmamalıdır” derdi. Edirne tarihinin unutulmaz isimlerinden Dr. Bahattin ÖĞÜTMEN 'in kızı, Topkapı Sarayı eski müdiresi, desteği ile kurulan Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Dergisi “ETTDER-Gİ” 'nin baş yazarı olduğu, ilk iki sayısına büyük destekleri olan, Türkiye'nin yetiştirmiş olduğu değerlerden Edirneli Dr. Filiz ÇAĞMAN 'ı daima saygı ve sevgiyle anarak sanat tarihçi, genç müzeci ve tarihçilerin bu müstesna uzmanı örnek almalarını temenni ediyoruz. Nakkaş Semih İRTEŞ himayesinde Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi tarafından “Filiz ÇAĞMAN – Seçme Makaleler” ile beraber dergimizde “Edirne Sarayı ve Ehl-i Hiref” başlıklı makalesi rahmetli hocamızın son çalışmaları olmuştur. Bu bağlamda dergimizin 2. sayısını dizgi aşamasında kaybettiğimiz değerli Filiz ÇAĞMAN ’a ithaf ediyoruz… Nurlar içinde uyuyun hocam… /A. Tuğçe KONAÇ
Şimdiki zaman kavrami Turkcede birkac yolla elde edilmektedir. Bunlardan biri de Asil fiil+ zarf ... more Şimdiki zaman kavrami Turkcede birkac yolla elde edilmektedir. Bunlardan biri de Asil fiil+ zarf fiil eki+ yardimci fiil+ genis zaman eki+ sahis eki seklindeki kuruluslardir. Bu kuruluslarda genellikle (yat-, tur-, otur-, -yori-) fiilleri kullanilmaktadir. Turkiye Turkcesinde ise genellikle yori- fiili ve onun bozulmus bicimleri gorulur. Anadolu‟nun degisik yerlerinde obekler halinde yat-/batyapilarina da rastlanmaktadir. Bergama civarinda yasayan Yoruk yerlesimlerinin bazilarinda rastlanan –ip bā/ ip bē yapilari, standart dildeki (i)yor- yapisinin yaninda ve ona paralel olarak kullanilmaktadir. Ancak bu yapilar sadece salt simdiki zaman olarak degil, simdiki zaman kavraminin degisik islevleri ile de kullanilmaktadir
Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
Türklerden yaklaşık dört yüz yıl önce Arapların, en az yüz yıldır da Farsların İslam dini ile ilg... more Türklerden yaklaşık dört yüz yıl önce Arapların, en az yüz yıldır da Farsların İslam dini ile ilgili terminolojiyi oluşturup geliştirdikleri bilinmektedir. Türkler İslamiyeti kabul ettiklerinde hazır bir dini terminoloji ile karşılaşmalarına rağmen ilk İslami dönem eserlerinde bunları Türkçeleştirme yoluna gitmişlerdir. Aynı çaba Kur’an tercümeleri ve diğer eserlerde de görülmektedir. Türkçede var olan, Bayat, İdi, Ugan, tapug vb. sözcükler, sırasıyla Kadim, Rab, Kadir, ibadet terimlerine karşılık olarak kullanılmışlardır. Kur’an tercümelerinde de “Allah” adının karşılıkları Türkçe olarak kullanılmışlardır. Bu çalışmada Allah’ın 99 ismi olan Esma’ül Hüsna'nın da değişik Türkçeleştirilme yolları incelenmektedir.
Journal of Turkish Studies, 2008
Kayseri Erciyes Dağı eteklerinde, bozkır ikliminin hüküm sürdüğü bir Orta Anadolu şehridir. Tarih... more Kayseri Erciyes Dağı eteklerinde, bozkır ikliminin hüküm sürdüğü bir Orta Anadolu şehridir. Tarihi boyunca pek çok salgın hastalığa maruz kaldığı gibi eskiden kanalizasyon teşkilatının olmaması nedeniyle yaz aylarında sıtma da sıkça görülürdü. Buna karşılık Kayseri'nin yerli halkı da daha havadar olan Erciyes ve Ali dağının eteklerindeki bağ evlerine göçer bütün yazı burada geçirirdi. Bütün şehrin göçmesi pek çok kültürel malzemeyi de hayatın içine sokmuştur özelikle üzüm yetiştiriciliği revaçtadır. 33 çeşit üzüm bulunmaktadır. Bu çalışmada Kayseri'deki üzüm ve bağcılıkla ilgili kelimeler deyimler kavramlar ve adetler sırasıyla incelenmektedir.
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2014
Türk tarihi açısından askerî ve siyasal gelişmelerin ivme kazandığı bir dönem olduğu kadar kültür... more Türk tarihi açısından askerî ve siyasal gelişmelerin ivme kazandığı bir dönem olduğu kadar kültürel gelişmelerle de göz doldurmaktadır. Divânü Lügâti't Türk'le çağdaş olan Kutadgu Bilig adlı başyapıt, bu dönemde Kaşgar'da tamamlanmıştır. (1069-1070) Yusuf Has Hacip, İslamiyet'in Türkler tarafından kabulünden sonra kaleme alınan bu ilk yazılı eseri, 11.yy.ın bildiğimiz tek yazı dili olan Karahanlı Türkçesi ile 6645 beyit olarak yazmıştır. Eserde ideal bir devletin nasıl olması gerektiği betimlenir. Kutadgu Bilig, Türk kültürünün yargı ve yasa konularını aydınlatan en değerli kaynaklardan biridir. Bu yüzden bilim dünyasınca tanıdığı 1825'den beri, üzerinde binlerce çalışma yapılmıştır. Kutadgu Bilig, felsefi, siyasi, dinî açılardan incelendiği gibi dili açısından da her daim incelenmeye değer bulunan bir eser olmuştur.
Balkanistik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2021
Turks have exported both their architecture and traditions, their food culture and life style to ... more Turks have exported both their architecture and traditions, their food culture and life style to the Balkan peoples with which they have lived together since when they turned their face to the West. This chain of export inevitably included the words. The Turkish words loaned to the Balkans were reshaped with new voices and gained new meanings in their new homeland. The loanwords generally narrowed in meaning. Some of the words became terms, thus getting a chance to live, even if just in a limited area. The others were the words of the language governing the state and made a ground officially. Some others were religious words. They appeared as the guest in the Balkans by force of Islam. Some others were learnt in the streets. Some of them implied good faith, some others fight, and some others jokes and mocking. Investigating the new meanings the thousands of Turkish loanwords in Bulgarian language gained in their new homeland will also give us many insights from sociological point of view. It would be like looking at ourselves from outside, in some way in the mirror. In this study the dictionary "Rechnik na chuzhdite dumi v bılgarskiya ezik" (Dictionary of Foreign Words in Bulgarian Language) by the authors Aleksandar Milev, Bozil Nikolov and Yordan Bratkov is used as reference. The population of the study will be the elevation of the Turkish loanwords in Bulgarian language.
Turkler tarih boyu Balkanlara bircok yoldan bircok kez ulastilar. Ama en derin izlerini elbette k... more Turkler tarih boyu Balkanlara bircok yoldan bircok kez ulastilar. Ama en derin izlerini elbette ki Osmanli hâkimiyeti suresinde biraktilar. Bu izler Balkan dillerinin sozluklerinde tanikliklarini bugun de surdurmektedir. Birlikte yasanilan cografyalarda kulturlerin etkilesimleri kacinilmazdir. Bunun en belirgin unsuru da verilen ve alinan kelimelerdir. Verilen kelimelerin alan tarafin dillinde gercek anlaminda kullanilmasi her zaman mumkun degildir. Alici dil kendi algisina, ihtiyaclarina ve dusunce sistemine gore aldigi kelimeye anlam/anlamlar yukler. Zaman icinde fonetik ve morfolojik donusum ve ustlendigi ozgun anlamlarla alintilanan sozcuk artik yeni dilinin oz malzemesi haline gelir. Balkanlara verdigimiz her sozcuk ayni zamanda bizim de kullanmakta oldugumuz sozcuklerdir. Bu yuzden kendi dilinde yasadigi icin anlam genislemesine, daralmasina, anlam iyilesmesine, kotulesmesine vb. anlam olaylarina ugrayan sozcuklerimiz verilen dilde bu seruvenlerden habersiz kendi kavram dunyal...
Balkanistik dil ve edebiyat dergisi, Dec 31, 2020
ÖZ: Trakya bölgesi denince aklımıza üç devletin sınırları arasında dağılmış bir coğrafya gelmekte... more ÖZ: Trakya bölgesi denince aklımıza üç devletin sınırları arasında dağılmış bir coğrafya gelmektedir; Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye. Bu bölge ağızları büyük Türk dünyasının nadide bir parçası olarak dil özellikleri bakımından ölçünlü Türkçeden kimi zaman ayrılarak varlığını sürdürmektedir. Bu ayrılış ses ve biçim farklılıklarının yanında söz varlığı olarak da kendisini belli etmektedir. Biz bu çalışmamızda bölgede oldukça işlek kullanılan anlam genişlemesine uğramış aydamak fiilini inceleyeceğiz. Başta h-türemesi ile de kullanılan bu fiilin en sık kullanılan anlamı "hayvanları sürmek, sevk etmek"tir ve ölçünlü dilde mevcut değildir. Anadolu ağızlarında da kullanıldığı sınırlı bölgelerin Balkan göçmenlerinin yerleştirildiği bölgeler olduğunu düşünmekteyiz. Türkçedeki haydi ünlemi ile bağlantısı olduğu ve sözcük türü değiştirme (functional shift/ conversion) işlevine örnek teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Tarama Sözlüğü'ne gelene kadar Divanü Lügati't Türk'te, Kutadgu Bilig'de, Codex Comanicus'da rastlanmayan sözcüğün bugün kullanım alanı Trakya Bölgesi ağızlarında oldukça genişlemiştir.
Şimdiki zaman kavramı Türkçede birkaç yolla elde edilmektedir. Bunlardan biri de Asıl fiil+ zarf ... more Şimdiki zaman kavramı Türkçede birkaç yolla elde edilmektedir. Bunlardan biri de Asıl fiil+ zarf fiil eki+ yardımcı fiil+ geniş zaman eki+ şahıs eki şeklindeki kuruluşlardır. Bu kuruluşlarda genellikle (yat-, tur-, otur-, -yorı-) fiilleri kullanılmaktadır. Türkiye Türkçesinde ise genellikle yorı- fiili ve onun bozulmuş biçimleri görülür. Anadolu‟nun değişik yerlerinde öbekler halinde yat-/batyapılarına da rastlanmaktadır. Bergama civarında yaşayan Yörük yerleşimlerinin bazılarında rastlanan –ıp bā/ ip bē yapıları, standart dildeki (ı)yor- yapısının yanında ve ona paralel olarak kullanılmaktadır. Ancak bu yapılar sadece salt şimdiki zaman olarak değil, şimdiki zaman kavramının değişik işlevleri ile de kullanılmaktadır.Present tense concept is obtained with a couple of ways in Turkish. One of them is main verb+adverb verb suffix+auxilary verb+present tense suffix+ possessive suffix. On these structures generally (yat-, tur-, otur, -yorı-) verbs are being used. Though in turkey turkish...
Balkanistik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2022
Balkan halkları Türkçenin hâkimiyeti altında geçirdikleri yarım milenyum boyunca dillerini ve din... more Balkan halkları Türkçenin hâkimiyeti altında geçirdikleri yarım milenyum boyunca dillerini ve dinlerini serbestçe yaşama haklarına sahip olmakla birlikte koruyucuları olan Türklerin hem dinlerini hem dillerini de empatiyle karşılamışlardır. Kimi Balkanlılar dinlerini İslam olarak yaşamayı seçerken genellikle Ortodoks Hristiyan olan diğer unsurlar da Türklerle beraber tanıştıkları İslam gelenek ve âdetlerini bir anlamda kendileştirerek yaşantılarına dâhil etmişlerdir. Dillerini kullanmakta serbest oldukları hâlde gerek genç nesillerin geleceğini İstanbul’da gören ailelerin eğitim için çocuklarını İstanbul’a gönderme hevesi gerek resmî işlemlerde kullanılan dilin Türkçe olması Türkçenin etkisini onların hayatlarına hâkim kılmıştır. Hatta sokak dilinin ve ticaret dilinin yayılmacı karakteriyle Balkan dillerinin hepsinde Türkçe sözcükler inanılmaz yaşam alanları bulmuştur. Sözcüklerin verildiği gibi kalmadığını biliyoruz. Alan dil, veren dilden kimi zaman bağımsız hareket eder. Aldığı sözcükleri evirip çevirir, kendine gerekli olan yerde istediği tat ve dokuda yeniden yapılandırarak kullanmayı yeğler. Arnavutçada da hatırı sayılır miktarda Türkçe sözcük yer almaktadır. Her ne kadar alınan sözcüklerin bir kısmı bu yüzyılda değişen
resmî hâkimiyet ve moda anlayışıyla birlikte unutulmuş olsa da kimi sözcükler öylesine Arnavutçaya mal olmuştur ki artık bu dilin özgün malzemeleri arasında sayılmaları gerekir. Türkçe sözlüklerde somut anlamlı kimi sözcükler Arnavutça sözlüğünde yerleşik hâle geldiklerinde soyut bir anlama bürünmüşlerdir. Bu çalışmada, Arnavutçaya girmiş ve anlam değişimine uğramış Türkçe sözcüklerden somut bir anlamdayken alıntılandığında soyut bir anlam taşımaya başlayanlardan bir kısmı masaya yatırılacaktır.
Çalışmada Lindita Latifi Xhanari’nin Turqizmat dhe semantika e tyre në fjalorët e shqipes adlı kitabı ve TDK’nin Güncel Türkçe Sözlük’ü esas alınmıştır.
Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
ÖZ: Tâbirü'l MenÀmÀt, Edirneli Hacı Musli/Musalli tarafından 16. yüzyılda kaleme alınmış bir rüya... more ÖZ: Tâbirü'l MenÀmÀt, Edirneli Hacı Musli/Musalli tarafından 16. yüzyılda kaleme alınmış bir rüya yorumlama kitabıdır. Bu tarz eserlere 'tâbirnâmeler' dendiğini biliyoruz. Tarih boyunca halkın görülen rüyaların ne anlama geldiğini merak edip kendisinin veya yakınlarının hayatları üzerine kurgular yapmasına vesile olan bu görsel fantezilerin bir bilen tarafından açıklanması çok önemli görülmüş, bu anlamda pek çok nazım ya da nesir eser vücuda getirilmiştir. Oriijinali, Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İl Halk Kütüphanesi, El Yazmaları Koleksiyonunda 37 Kast 4'te kayıtlıdır. Döneminin konuşma diline dair pek çok özelliği barındırdığı gibi arkaik unsurlara da yer vermektedir. Konu başlıklarının çoğunlukla Farsça, bir miktar Arapça ve az miktarda diğer dillere ait olması ve hemen ardından bu başlıkların Türkçe karşılığının verilmeye çalışılması, ayrıca konuların geniş bir yelpazeyi içermesi eseri söz varlığı açısından kıymetli hale getirmektedir. Toplumsal dilbilim açısından da ayrıca büyük anlam ifade eden bu düş yorumu kitapları, halkın bilinçaltı çözümlemeleri açısından keşfedilmeyi bekleyen birçok sırrı da bünyesinde barındırmaktadır Anahtar Kelimeler: TÀbirnÀme, rüya, düş, 16.yüzyıl Türkçesi konuşma dili, söz varlığı. ABSTRACT: TÀbirü' l MenÀmāt is a dream interpretation book written, in the 16th century, by Hacı Musli or Musalli of Edirne. It is known that these kinds of works are called "tabirnames-dream interpretation manuscripts-." Throughout history, it was considered significant that these visual fantasies caused the public to wonder what the night dreams meant and envisage the lives of themselves or their relatives by a night dreams connoisseurs. Many verses or proses were created in that sense. The genuine work of the dream interpretation manuscript is full of its many features of the spoken language of the period and archaic elements. The copy of that genuine work is inventoried at the Manuscripts Collection of the Public Library of Kastamonu, under the Kastamonu Culture and Tourism Directorate's authorization. In addition to the fact that the subject titles are mostly Persian and a little bit of them, which also are Arabic, as well as the fact that they belong to other languages in a slight amount. Those titles have been tried to be given immediately Turkish equivalents, as far as possible within Turkish thesaurus; within the feature of being contained in a linguistic broad way, thus it makes the work remarkable in terms of Turkish lexicon. These dream interpretation works, which also have considered meaning for social linguistics, are also remarkable due to containing many uncharted places on the science waiting to study for the public's subconscious analysis by other related disciplines.
Journal of Turkish Studies
Türkçenin zenginliği, ifade kabiliyetinin yüksekliği, Türkçe ile ilgili yapılan araştırmaların gi... more Türkçenin zenginliği, ifade kabiliyetinin yüksekliği, Türkçe ile ilgili yapılan araştırmaların gitgide daha kılcal meselelere eğilmesiyle günden güne daha açık olarak ortaya çıkmaktadır. Gramer kitaplarının çoğunda hiç bahsi geçmeyen, sınırlı çalışmada da "karmaşık fiiller" (complex verb) grubu içinde yer alan "öncelik fiilleri" alt başlığında ele alınan "-mış ol-yapısı ile eşleştirilmiş olan "-mış bulun-" yapısı: "-mış ol-" yapısının anlamından daha keskin bir ifade taşır" şeklinde kısaca verilmektedir. Bu yapı, yazı dilinde bahsedildiği gibi "kesinlik" ifadesi taşırken-daha çok konuşma dilinde olmak kaydıyla-bir pişmanlık ifadesi de taşıdığının üzerinde durulmamıştır. Biz bu çalışmamızda "-mış bulun-" yapısındaki "keşke olmasaydı" anlamına gelen pişmanlık anlam yüklemesi üzerinde duracağız.
Balkanistik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2021
Türkler yüzünü batıya döndüğünden beri birlikte oldukları Balkanlı halklara hem mimarile... more Türkler yüzünü batıya döndüğünden beri birlikte oldukları Balkanlı halklara hem mimarilerini hem geleneklerini hem yemek kültürlerini hem de yaşam tarzlarını ihraç ettiler. Bu ihraç silsilesinde kaçınılmaz olarak sözcükler de yer aldı. Türkçeden Balkanlara giden sözcükler yeni yurtlarında yeni seslerle yeniden şekillendiler, yeni anlamlara büründüler. Bu verilen sözcükler genel olarak anlam daralmasına uğradılar. Bir kısmı terimleşerek kendisine sınırlı bir alanda yaşama şansı elde etti. Bir kısmı devlet yönetiminin diliydi. Resmi yoldan kendisine yer buldu. Kimi dini sözcüklerdi. İslam dininin gereği olarak Balkanlara konuk oldu. Bazısı sokakta öğrenildi. Kimi iyi niyeti, kimi kavgayı, kimi şakayı, kimi alay etmeyi içeriyordu. Bulgarcadaki binlerce Türkçe sözcüğün yeni yurdunda kazanmış olduğu yeni anlamları incelemek bizlere sosyolojik açıdan da birçok kazanımlar sağlayacaktır. Kendimize karşıdan, bir nevi aynadan bakmak gibi olacaktır. Bu çalışmada, Aleksandır Milev, Bojil Nikolov, Yordan Bratkov adlı yazarların oluşturduğu Rechnik na chuzhdite dumi v bılgarskiya ezik (Bulgarcadaki Yabancı Kelimeler Sözlüğü) adlı sözlükten faydalanılmıştır. Çalışmanın evreni Bulgarcaya geçmiş Türkçe sözcüklerdeki anlam iyileşmeleri olacaktır.
Amasya Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatında "Kadın" Sempozyumu, 4-6 Mayıs 2017, Bildiri Kitabı, 2017
Tabirü’l-Menamât, H.991 (M.1582) yılında Edirneli Hacı Muslî (Musallî), tarafından kaleme alınmış... more Tabirü’l-Menamât, H.991 (M.1582) yılında Edirneli Hacı Muslî (Musallî),
tarafından kaleme alınmış halka hitap ettiği için de sade bir dille yazılmış tek nüsha bir tabirnâmedir. Rüyada görülen varlıkların neyi işaret ettiğini açıklayan, tabir eden eserlere “tabirnâme” denir. Uyku ve rüyanın sırları bu gün de tam olarak çözülebilmiş değildir ve rüya yorumu bu gün de revaçta olan bir gizli bilim koludur. Rüya, somut hiçbir veri olmamasına rağmen bilinçaltı mesajlar içermesi nedeniyle psikanalizin de ilgi alanına girmektedir. Tarih boyunca da bu konunun çok ilgi çektiğini, bugün ütüphanelerdeki çeşitli dönemlerde yazılmış birçok yazma ve basma tabirnâmenin varlığından anlıyoruz. Hayatın yarısı kadınlara ait olduğundan rüyalardaki kadınlar konusu da oldukça dikkat çekici, ilgiyi hak eden bir konudur.
Çalışılan eserde kadının ele alınışı üç cephelidir. Birincisi rüyada görülen şey görenin kadın ya da erkek oluşuna göre farklı farklı yorumlanmaktadır. İkinci olarak rüyada görülen kadınlar konusudur. Üçüncü olarak da rüyada görülen herhangi şey gerçek hayattaki elde edilecek veya edilemeyecek bir çeşit kadına tekabül etmektedir. Bunlar gerçek kadınlardır.
Rüyada görülen kadınlar kendi aralarında sınıflandırılmaktadır. “Kadın” sözcüğü hiç kullanılmamakta onun yerine “avrat” sözcüğü tercih edilmektedir. Statü bakımından avratdan başka karavaş ve kullukçu da yer almaktadır. Ekonomik bakımdan bay, yohsul, garib, mallu èavratlar, iş kadınları mesela alıcı satıcı avratlar rüyada yer alır. Tabi ki güzel, çirkin, karı avratların yanında hub avratlar saffetlü, dindar, saliha avratlar veya haram yiyici, tekebbür avratlar da rüyalarda, rüyalardan çıkarılabilecek yorumlarda veya hayatta karşılaşılabilecek kadın çeşitleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışmada rüyalarda ve rüya yorumlarında yer alan kadınlar toplumsal
cinsiyet rolü açısından değerlendirilecektir.
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2021
ÖZ: Tâbirü'l MenÀmÀt, Edirneli Hacı Musli/Musalli tarafından 16. yüzyılda kaleme alınmış bir rüya... more ÖZ: Tâbirü'l MenÀmÀt, Edirneli Hacı Musli/Musalli tarafından 16. yüzyılda kaleme alınmış bir rüya yorumlama kitabıdır. Bu tarz eserlere 'tâbirnâmeler' dendiğini biliyoruz. Tarih boyunca halkın görülen rüyaların ne anlama geldiğini merak edip kendisinin veya yakınlarının hayatları üzerine kurgular yapmasına vesile olan bu görsel fantezilerin bir bilen tarafından açıklanması çok önemli görülmüş, bu anlamda pek çok nazım ya da nesir eser vücuda getirilmiştir. Oriijinali, Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İl Halk Kütüphanesi, El Yazmaları Koleksiyonunda 37 Kast 4'te kayıtlıdır. Döneminin konuşma diline dair pek çok özelliği barındırdığı gibi arkaik unsurlara da yer vermektedir. Konu başlıklarının çoğunlukla Farsça, bir miktar Arapça ve az miktarda diğer dillere ait olması ve hemen ardından bu başlıkların Türkçe karşılığının verilmeye çalışılması, ayrıca konuların geniş bir yelpazeyi içermesi eseri söz varlığı açısından kıymetli hale getirmektedir. Toplumsal dilbilim açısından da ayrıca büyük anlam ifade eden bu düş yorumu kitapları, halkın bilinçaltı çözümlemeleri açısından keşfedilmeyi bekleyen birçok sırrı da bünyesinde barındırmaktadır Anahtar Kelimeler: TÀbirnÀme, rüya, düş, 16.yüzyıl Türkçesi konuşma dili, söz varlığı. ABSTRACT: TÀbirü' l MenÀmāt is a dream interpretation book written, in the 16th century, by Hacı Musli or Musalli of Edirne. It is known that these kinds of works are called "tabirnames-dream interpretation manuscripts-." Throughout history, it was considered significant that these visual fantasies caused the public to wonder what the night dreams meant and envisage the lives of themselves or their relatives by a night dreams connoisseurs. Many verses or proses were created in that sense. The genuine work of the dream interpretation manuscript is full of its many features of the spoken language of the period and archaic elements. The copy of that genuine work is inventoried at the Manuscripts Collection of the Public Library of Kastamonu, under the Kastamonu Culture and Tourism Directorate's authorization. In addition to the fact that the subject titles are mostly Persian and a little bit of them, which also are Arabic, as well as the fact that they belong to other languages in a slight amount. Those titles have been tried to be given immediately Turkish equivalents, as far as possible within Turkish thesaurus; within the feature of being contained in a linguistic broad way, thus it makes the work remarkable in terms of Turkish lexicon. These dream interpretation works, which also have considered meaning for social linguistics, are also remarkable due to containing many uncharted places on the science waiting to study for the public's subconscious analysis by other related disciplines.
Balkanistik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2020
ÖZ: Trakya bölgesi denince aklımıza üç devletin sınırları arasında dağılmış bir coğrafya gelmekte... more ÖZ: Trakya bölgesi denince aklımıza üç devletin sınırları arasında dağılmış bir coğrafya gelmektedir; Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye. Bu bölge ağızları büyük Türk dünyasının nadide bir parçası olarak dil özellikleri bakımından ölçünlü Türkçeden kimi zaman ayrılarak varlığını sürdürmektedir. Bu ayrılış ses ve biçim farklılıklarının yanında söz varlığı olarak da kendisini belli etmektedir. Biz bu çalışmamızda bölgede oldukça işlek kullanılan anlam genişlemesine uğramış aydamak fiilini inceleyeceğiz. Başta h-türemesi ile de kullanılan bu fiilin en sık kullanılan anlamı "hayvanları sürmek, sevk etmek"tir ve ölçünlü dilde mevcut değildir. Anadolu ağızlarında da kullanıldığı sınırlı bölgelerin Balkan göçmenlerinin yerleştirildiği bölgeler olduğunu düşünmekteyiz. Türkçedeki haydi ünlemi ile bağlantısı olduğu ve sözcük türü değiştirme (functional shift/ conversion) işlevine örnek teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Tarama Sözlüğü'ne gelene kadar Divanü Lügati't Türk'te, Kutadgu Bilig'de, Codex Comanicus'da rastlanmayan sözcüğün bugün kullanım alanı Trakya Bölgesi ağızlarında oldukça genişlemiştir.
XI. Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayı, 25-28 Eylül 2016 Budapeşte-Macaristan Bildiri Kitabı
VII. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu 16-18 Ekim 2014 II.Cilt, s:203-214, Elazığ 2015 , 2015
Özet Türkçe Özne Nesne Yüklem yapısında cümlelere sahip bir dildir. Ancak yüklemin dışındaki öğel... more Özet Türkçe Özne Nesne Yüklem yapısında cümlelere sahip bir dildir. Ancak yüklemin dışındaki öğeler, yükleme yaklaştırılarak vurguyu artırabilir. Böylece cümlede vurgulanmak istenen öge yer değiştirebilir. Türkçede yüklemin en sondan içeri çekildiği devrik yapılar bazı öncü dilciler tarafından reddedilirken daha sonraki araştırmalarda bu yapının da Türkçenin bir gerçeği olduğu görüşü kabul görmüştür. Türk dilinin tarihi dönemlerinde meydana getirilmiş birçok düz yazılı metinlerde devrik cümle yapısına rastlanmaktadır. Bazı atasözü ve deyimlerin devrik yapısı da Türkçede devrik yapının varlığına delil kabul edilmektedir. Daha çok tasarlanmadan, dil kurallarının öncelikli olmadığı durumlarda yani hazırlıksız konuşmalarda meydana gelen devrik yapılar, bir anlamı öne çıkarma, belirtme, vurgulama veya önemli bilgiyi en önce verme gibi amaçlarla oluşturulabilmektedir. Korku, öfke, coşku gibi duygusal durumlar konuşmayı devrik yapıya dönüştürebilir. Bütün duygusal uyarmalara rağmen devrik cümle öğelerin rastgele dizildiği bir cümle çeşidi değildir. Devrik cümleler dilin dizim yapısının izin verdiği yani anlaşılabilir olan belirli kalıplar çerçevesinde şekillenebilir. Biz daha önceki bir incelememizde Anadolu ağızlarındaki devrik yapılarda onlarca değişik forma rastlanmasına rağmen, dolaylı tümlecin yüklemden sonra kullanılması şeklinin açık ara diğer formlardan fazla kullanıldığını görmüştük. Onu takip eden sırada da özne + yüklem + dolaylı tümleç formu yer almakta idi. Dolaylı tümleç "nereye?, nerede?, nereden?" sorularına cevap verdiğine göre bu durum yani dolaylı tümlecin en sonda yer alması, sonradan hatırlama, vurguyu artırma, dış dünyayı öteleme ya da başka bir nedenle meydana geliyor olabilir. Biz bu çalışmamızda, Anadolu ağızlarında devrik yapılardaki dolaylı tümlecin yüklem ardına itildiği durumları ve bunların sebeplerini ayrıntılı olarak incelemeye çalışacağız. Abstract Turkish is a language with Subject-Object-Predicate structured sentences. But the emphasize of the statement may get increased by getting the elements of the sentence closer to the predicate. Thence the element that is desired to be emphasized may switch places. Even though some pioneering linguists rejected the inverted structures that have the predicates retracted, it is been accepted as a fact of Turkish structures in the later studies. Inverted sentences have been seen on many prosal texts that have been writtten in the historical period of Turkish language. the inverted structures of some of the proverbs and idioms are also considered as a proof of the existance of the inverted structures in Turkish. Without being designed more, when the grammar rules are not the first priority, like unprepared speeches, the inverted structures may occur due to some purposes, such as; emphasize a meaning, specifying, highlighting or giving the most important information the first. Fear, anger, enthusiasm and such emotional states may convert the speech into an inverted structure.
Paradigma Akademi, 2. Baskı, 2021
Trakya Üniversitesi Yayınları, 2018
Ana Dil ve Vatan Kavramı" Komrat Devlet Üniversitesi 32.Kuruluş Yıldönümü, Uluslararası Bilimsel-Uygulamalı Konferans "Bilim, Eğitim, Kültür", 2023
Balkanistik Dil ve Edebiyat Dergisi , 2020
by Altay BAYATLI, Filiz ÇAĞMAN, ezgin yetis, Kemal Savaşır, Gülin Akata, Zisis Fyllaridis, Uğur YESİRLİLİ, Burak Erkmen, Fatma Sibel Bayraktar, Deniz Ece Kaleli, Yağmur Islattı, Leman Koşgit, Orkun Akman, Esra Taşkın, Hristo Saldzhiev, and Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği
Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Dergisi (ETTDER-Gİ), Feb 27, 2021
Dr. Filiz (ÖĞÜTMEN) ÇAĞMAN anısına… Topkapı Sarayı Müzesi’nin unutulmaz müdürü Dr. Filiz (ÖĞÜTME... more Dr. Filiz (ÖĞÜTMEN) ÇAĞMAN anısına…
Topkapı Sarayı Müzesi’nin unutulmaz müdürü Dr. Filiz (ÖĞÜTMEN) ÇAĞMAN kendi kuşağının en seçkin ve saygın sanat tarihçilerindendir. Emeklilik onun için kâğıt üzerinde bir formalite olmuş ve genç nesilleri yetiştirmek için her türlü imkânı sağlamıştır. Yaşamının son yıllarında da dergimizin editörlüğünü yapan Altay BAYATLI ’yı manevi oğlu olarak görmüş ve yetiştirmiştir. Bu kadim akademisyen yaptığı akademik çalışmalarla dünyanın sayılı resimli el yazması, minyatür, hat ve kat’ı sanatları uzmanı olarak dünya literatürüne adını altın harflerle yazdırmıştır.
Prof. Dr. İlber ORTAYLI ’nın: “O sadece bir müze müdürü değil, saray nazırıdır!” dediği Filiz ÇAĞMAN; titiz, bilgili, ciddi araştırmacılara karşı müşfik ve yardımcı; gayriciddi araştırmacılara karşı mesafeli olmuştur. “Doğrusu bu, eski yazma kitapların sahifeleri bu tipler tarafından çevrilip yıpranmamalıdır” derdi. Edirne tarihinin unutulmaz isimlerinden Dr. Bahattin ÖĞÜTMEN 'in kızı, Topkapı Sarayı eski müdiresi, desteği ile kurulan Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Dergisi “ETTDER-Gİ” 'nin baş yazarı olduğu, ilk iki sayısına büyük destekleri olan, Türkiye'nin yetiştirmiş olduğu değerlerden Edirneli Dr. Filiz ÇAĞMAN 'ı daima saygı ve sevgiyle anarak sanat tarihçi, genç müzeci ve tarihçilerin bu müstesna uzmanı örnek almalarını temenni ediyoruz.
Nakkaş Semih İRTEŞ himayesinde Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi tarafından “Filiz ÇAĞMAN – Seçme Makaleler” ile beraber dergimizde “Edirne Sarayı ve Ehl-i Hiref” başlıklı makalesi rahmetli hocamızın son çalışmaları olmuştur. Bu bağlamda dergimizin 2. sayısını dizgi aşamasında kaybettiğimiz değerli Filiz ÇAĞMAN ’a ithaf ediyoruz…
Nurlar içinde uyuyun hocam… /A. Tuğçe KONAÇ
by Altay BAYATLI, Filiz ÇAĞMAN, Bülent Bacıoğlu, Pashalis VALSAMIDIS, Uğur YESİRLİLİ, Ali KARAPİRE, Dolunay B A Y A T L I Kural, Salih Kural, Yağmur Islattı, Fatma Sibel Bayraktar, Leman Koşgit, Orkun Akman, Semih İrteş, and Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği
Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Dergisi (ETTDER-Gİ), Jul 27, 2020
"Sultanlar Şehri, Şehirler Sultanı" olarak anılan Edirne yüzyıllar boyunca kültürler arası geçiş ... more "Sultanlar Şehri, Şehirler Sultanı" olarak anılan Edirne yüzyıllar boyunca kültürler arası geçiş noktası olması sebebi ile bir köprü niteliği görerek kendisine özgü kültürel bir kimliğe sahip olmuştur.
Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği (ETTDER), çok sayıda uzmanın görüşlerini paylaştığı, bilginin toplum ile buluşturulmasının ve yaygınlaştırılmasının sağlandığı, Edirne ile alakalı bilimsel olguları fark etmeleri sağlanarak merak duygularının, araştırma, sorgulama ve öğrenme isteklerinin teşvik edilmesi hedeflenerek dergimizde tarihi derinliği olan, milli ve evrensel boyutlarda ele alınmış kıymetli çalışmaların Edirne ile ilgilenenlere yararlı olmasını temenni ediyoruz.
Tüm dernek adına bu kadim şehir ile değerlerini birçok farklı konularda uluslararası platformda sergileyebilme olanağını bulduğumuz için gurur duymaktayız. 54 yıl önce yayımlanan ilk sayısındaki Nefî ‘nin dizelerine ithafen;
"“Edirne şehri mi bu ya gülşenin ne’vamıdır?
Ande kasrı padişahı cenneti â’lâ mıdır?”
Hâtemî’nin;
“Mâverâünnehrde hân olmadan hâkân-ı Çin
Yeğdürür olmak gedâ-yı bî-nevâ-yı Edrine” dizeleri ile 54 yıl sonra sizleri selamlıyoruz. Bu yayında emeği geçen herkese teşekkür ederim. Saygılarımla…
Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Dergisi, Jun 30, 2021
Edirne’nin sahip olduğu köklü tarihi, kültürel çekiciliği ve doğal güzelliklerinin tanıtılmasına ... more Edirne’nin sahip olduğu köklü tarihi, kültürel çekiciliği ve doğal güzelliklerinin tanıtılmasına ve turizmin gelişmesine olumlu destek sağlayacak Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Dergisi (ETTDERGİ) 3. sayıda Edirne’nin tarih, kültür, sanat ve sosyal yaşamına dair 8 makale ve Edirne ile ilgili onlarca fotoğraf ve gravür yer alıyor.
Her sayısında Edirne’ye farklı açılardan, farklı konu ve konuklarla bakmayı hedefleyen ETTDERGİ, 3. sayısında da kent kimliğine değer katan yazılar ve bu yazıları tamamlayan değerli fotoğrafları bir araya getirerek okurlarını Edirne’nin bilinmeyen derinliklerine götürüyor.
Derginin 3. sayısına bilimsel yayınları ve sanatları ile dünyaya mâl olmuş ve alanlarında hatırı sayılır derecede tanınan; Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi Araştırmacısı ve Sorbon Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Philippe Colomban, İsveç Göteborg Üniversitesi HDK-Valand Tasarım ve El Sanatları Akademisi Öğretim Üyesi, İstanbul İsveç Araştırma Enstitüsü'nde (SRII) Misafir Araştırmacı, SRII Akademisyenler Birliği Üyesi ve SRII Program Planlama Kurulu Başkanı olan Doç. Dr. Gertrud Olsson ve UNESCO Programı kapsamında, 2015 senesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından “Yaşayan İnsan Hazineleri” ödülüne layık görülen, Kalemişi üstadı, Edirne’nin en gözde eseri olan Selimiye Camii ve Muradiye Camii hakkında çok değerli çalışmalar sunan Mimar M. Semih İrteş ve bir çok değerli yazarın araştırmaları değer katmıştır.
ETTDERGİ Yayın Yönetmeni Neslihan Çakır kaleme aldığı yazısı ile; yaklaşık 6 aylık bir çalışmanın sonucu ve uluslararası diyalogla ortaya çıkan bu sayının da yakın zaman dilimi içinde kaybettiğimiz derneğimizin kurucu üyesi ve neferi olarak çalışmış “Edirne’nin Saadet Ablası” Dr. Saadet Yardım’ın anısına ithaf edildiğine yer verdi.
Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği olarak; dergiye desteğinden dolayı dernek yönetim kuruluna ve başkan Bülent Bacıoğlu’na, editörlüğünü üstlenen Altay Bayatlı’ya, kapak tasarımını yapan ve çeviri katkısı sunan Duygu Yürek’e, farklı makalelerin çevirisini yapan Kutalmış Bayraktar ve Fatih Bayraktar’a, derginin dizgi ve tasarımını yapan Deer Prodüksiyon (Hasan Yiğit Konaklılar) ’a, derginin basım hizmetini yüklenen ve sponsorluk desteği veren yerel firmalar; SOS Elektronic / Lora Sayaç (Sn. Süleyman Ulusoy), Birkan Yapı & Tasarım & İnşaat (Sn. Hakan ve Okan Birkan kardeşler), Gülse Cafe & Patiserria (Sn. Bülent Günal) ve Vinum Hotel & Spa (Sn. Demir Öktem) firmalarına teşekkürü bir borç biliriz.
Tamamen ETTDER üye ve gönüllülerinin emeği sonucu ortaya çıkan ETTDERGİ, 6 ay aralıklarla yılda 2 kez yayınlanmaya devam etmektedir.
Dergi, Kültür ve Turizm Bakanlığından uluslararası ve çok dilli (multi-language) ISSN numarası aldığı için “www.academia.edu” üzerinden de tüm dünya ile akademik ortamda paylaşılmaktadır. Elektronik ortamda gönderilen binlerce e-posta ile ulusal ve uluslararası düzeyde yaygınlaştırılmaktadır. Aynı zamanda ülkemizde ve yurtdışında birçok kütüphaneye de gönderilmektedir. ETTDERGİ’nin 3. sayısında yer alan makalelerin bir kısmı gönüllüler sayesinde İngilizce, Fransızca, İsveç dillerine çevrilerek uluslararası mecrada da okunabilir duruma getirilmiştir.
Trakya Üniversitesi SOBE Tarih ABD 'da doktorasını yapan, dernek üyesi ve proje koordinatörü Altay Bayatlı’nın editörlüğünü üstlendiği üçüncü sayının Danışma Kurulu;
Prof. Dr. Suphi Saatçi,
Prof. Dr. Emel Gönenç Güler,
Doç. Dr. Gertrud Olsson,
Doç. Dr. Bülent Yıldırım,
Doç. Dr. Aziz Tekdemir,
Dr. Nilüfer Bayatlı ve
Dr. Sibel Bayraktar’dan oluşmaktadır.
Derginin yayın yönetmeni Neslihan Çakır, yazı işleri sorumlusu ise Esra Konaklılar’dır. Aynı zamanda ETTDERGİ ’nin 3. sayısına derneğin “www.ettder.org” sayfasından da ulaşmak mümkündür. Keyifli okumalar…