Uluslararası Ceza Yargısında Zorla Evlilik Suçunun Gelişimi (original) (raw)

Uluslararası Ceza Mahkemesinin Gelişimi

ULUSLARARASI CEZA ADALETİNİN GELİŞİMİ (1870-1997) 1. GİRİŞ Uluslararası hukukta devletler dışında bireylerin de ortaya çıkan yeni suçlarla beraber cezai sorumlulukları ortaya çıkmaya başlamıştır. Devletlerarası yaşanan gelişmeler uluslararası arenada düzeni sağlamak amacıyla yeni arayışlar ortaya çıkarmıştır. Yaşanan savaş ve insanlık suçları uluslararası bir konsensüs ihtiyacı doğurmuştur ve devletler bu hususta bir araya gelerek uluslararası konferanslar düzenleyerek işlenen suçları ve sorumlularını ortaya çıkartıp cezai yargılamalarını yerine getirmeye çalışmışlardır. Gerek konferanslar gerekse geçici mahkemelerle yürütülen süreçler uluslararası ceza hukukunun gelişmesi bakımından önemli yere sahiptir.

Hukukun Üstünlüğü Perspekti̇fi̇nden Uluslararasi Ceza Yargisinin Tari̇hsel Geli̇şi̇mi̇

DergiPark (Istanbul University), 2023

Uluslararası ceza yargısının tarihsel gelişimi bağlamında kurulan mahkemelerin ve yapılan yargılamaların eleştirileri, sorunları ve bunlara yönelik yorumlar, uluslararası ceza adaletinin sağlanması açısından çok önemli bir yere sahiptir. Dolayısıyla Nürnberg yargılamaları ile başlayan sürecin devamında Eski Yugoslavya Mahkemesi ile Ruanda Mahkemesi'nin özelliklerinin ve içtihatlarının da değerlendirilmesi ve bu mahkemelere yönelik doktrin görüşlerinin de ortaya konulması, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin gelişimi bakımından önemli bir ihtiyaçtır. İlk olarak Nürnberg yargılamalarına yönelik, "galiplerin adaleti" ve "kanunsuz suç ve ceza olmaz" eleştirilerinin göz önünde bulundurularak UCM'nin şekillendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla uluslararası suç olarak UCM yargısına tabi tutulacak suçların tanımlarının, unsurlarının ve içeriklerinin düzgün bir şekilde düzenlenerek "kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesine uygun şekilde yargılama yapılması sağlanmalıdır. Buna ek olarak, uluslararası topluma zarar verecek olan her muhtemel suçun uluslararası suçların düzenlenmesinde dikkate alınması ve böylelikle hiçbir uluslararası suçun cezasız kalmaması teminat altına alınmalıdır. Özellikle UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne mümkün olduğunca çok devletin taraf olmasının sağlanması, uluslararası ceza yargısının meşruiyetinin arttırılması bakımından son derece önemlidir.

Sierra Leone Özel Mahkemesi Kararlarında Zorla Evlilik Suçu - İnsanlığa Karşı Yeni Bir Suç

During the civil war in Sierra Leone between 1991 and 2002, many war crimes and crimes against humanity were committed by armed groups. In 2000, the Government of Sierra Leone asked the United Nations to establish a "special tribunal" to investigate serious crimes against civilians and UN peacekeepers during the years-long civil war. As a result of the agreement

Uluslararası Hukuk Çerçevesinde Yolsuzlukla Mücadele

Governments and institutions perceived as highly corrupt are also those with a poor human rights record. Corruption is also more vulgar and prevalent in less developed and developing countries, while it is rarer and at a lower level in developed democracies. One of the severe obstacles to the success of anti-corruption efforts is the lack of widespread and accurate use of management information systems (MIS) and e-government applications that facilitate accountability and transparency. Public institutions whose processes are ethically problematic and not sufficiently transparent still mean that their legal and institutional mechanisms designed to prevent corruption are crippled, no matter how well-targeted. This research, the possible contributions of the United Nations and the European Union to the effectiveness of measures against corruption in the member states, examines and assesses the knowledge of literature and international reports on Turkey. It is also discussed what can be done to improve resource efficiency, governance, and transparency mechanisms by overcoming existing deficiencies through effective and comprehensive MIS systems. In conclusion, although the missing part of the reforms carried out in Turkey, it was understood that both the UN and the EU as supranational institutions made a significant impact in establishing the rule of law

Uluslararasi Hukukta Orantililik Ilkesi

Uluslararası Hukukta Orantılılık İlkesi

Orantılılık, uluslararası hukukun bütün alanlarında uyulması gereken bir ilke olarak karşımıza çıkmaktadır. Uluslararası hukuktaki düzenlemeler ve kararlar bağlamında orantılılık çeşitli hukuki içerikler için kullanılabilmektedir. İlki, eylem ile bu eyleme verilen karşılık arasındaki denge ilişkisi için kullanılan içeriktir. Bu anlam, uluslararası ceza yargılamasında cezanın değerlendirilmesinde kullanılmaktadır: Ceza, suça uygun olmalıdır. Orantılılığın ikinci anlamı, beklenen meşru amaç ile kullanılan araçların neden olduğu zarar arasındaki ilişkinin değerlendirilmesiyle ilgilidir. Özellikle insan hakları ve insancıl hukukta kullanılan bu içerikteki orantılılıkta, amaç, araç ve zarar değerlendirmesi yapılmaktadır. Orantılılığın üçüncü anlamı da adalet içerikli orantılılıktır. Deniz hukukunda karşımıza çıkan bu içerikte, eylem veya kararla ilgili pek çok unsur dikkate alınmaktadır. Bu çalışmada genel olarak, orantılılık ilkesinin uluslararası hukukun çeşitli alanlarındaki uygulama ve içerikleri ele alınacaktır.

Liberaller Romantiklere Karşı: Gelişmekte Olan Kurumsal Uluslararası Ceza Hukukunun Zorlukları (Çeviri)

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2020

Bu çeviri görevi başında yaşamını yitiren Arş. Gör. Ceren Damar Şenel'e ithaf edilmiştir. ÖZET Üçüncü kişiler ve kurum temsilcilerini uluslararası suçlardan sorumlu tutmak genellikle uluslararası ceza adaletinin dışındadır. Liberal temellerine dayanarak uluslararası ceza hukuku, karakteristik olarak bireysel aktörlere fazlasıyla odaklanmıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrası sanayici davalarında suça kurumsal katılımı ispatlamak ve yaptırım uygulamak için bireysel ceza sorumluluğu kullanılmıştır. Kurumsal ceza sorumluluğu fikri ise savaş sonrası dönemde ve Statü'nün müzakereleri sırasında dile getirilmiştir. Son yıllarda kurumsal ceza sorumluluğu fikirleri çeşitli bağlamlarda rönesansa şahit olmuştur: Lübnan Özel Mahkemesi'nin içtihatları, Afrika Birliği'nin Malabo Protokolü ve Uluslararası Hukuk Komisyonu'nun insanlığa karşı suçlarda taslak maddeleri. Bu çalışmada kurumsal hukuksuzlara karşı bireysel ve kolektif yaklaşımların güçlü ve zayıf yönleri incelenmiştir. Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde daha az 'romantizm' ve daha fazla realizm gerektiği tartışılmıştır. Kurumsal ceza sorumluluğunun özgü alanının daha iyi tanımlanması gerektiği belirtilmiştir. Bu kavram ulusal yargılamalarda hâlâ en gelişmiş kavramdır, ancak uluslararası düzeyde rolünün mütevazı kalması beklenmektedir. Asıl zorluk ise bireysel ve kurumsal sorumluluk arasındaki etkileşimi geliştirmek ve kurumsal sorumluluğun hangi alanlarda ve hangi mahkemelerde en iyi şekilde sürdürülebileceğini daha dikkatli değerlendirmektir.

Uluslararasi Ceza Yargisinin Geli̇şi̇mi̇nde Uluslararasi Ceza Mahkemesi̇ni̇n Rolü

2019

Uluslararası Ceza Mahkemesi, genel amaçlarına uygun biçimde, uluslararası toplumu bir bütün olarak etki altında bırakan belirli ve çok ciddî suçları işleyen bireylerin cezasız kalmaması için güvence oluşturulması, bu suçların işlenmesine engel olacak çabalara katkı sağlanması ve uluslararası barış ve güvenliği bozan veya tehdit eden suçların belirlenmesi hedeflerine bağlı olarak, esas itibariyle, bir uluslararası ceza adaleti sistemi meydana getirmek üzere kurulmuştur. Uluslararası Ceza Mahkemesinin, geride kalan on beş yılı aşkın süre içinde uluslararası ceza adaleti sistemine yaptığı katkılar ve evrensel hukuk ilkeleri ışığında bir yargılama düzeni oluşturmasının doğurduğu sonuçlar göz önüne alındığında; oldukça başarılı bir karneye sahip olduğu söylenebilir. Buna karşın, özellikle yargılama usulüne ilişkin olarak, mağdurların yargı sürecine katılmasında karşılaşılan zorluklar, hızlı ve etkin bir yargılama yapıl(a)maması, tanık ifadeleri için harcanan zaman israfı ve delil toplama konusundaki eksiklikler nedeniyle mahkeme sıkça eleştirilmektedir. Ayrıca mahkemenin kendine bağlı bir adlî kolluk teşkilatına sahip olmaması ve uluslararası ilişkiler bakımından güçlü kimi devletlerce mahkemeye karşı önyargılar bulunması da mahkemenin başarısını olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmada, kuruluşundan günümüze kadar geçen sürede, Mahkemenin uluslararası ceza yargısının gelişimine yaptığı katkı yanında, beklentileri boşa çıkartan uygulamalarına da işaret edilecek; uluslararası ceza adaleti sistemi bakımından doğan sonuçlar, olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alınıp en genel çerçevede inceleme konusu yapılacaktır.

Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Türkiye

Güncel Hukuk, 2018

International Criminal Court is a court of last resort for the prosecution and judgment of the crimes within the scope of the Rome Statute. 18 years after its establishment, there are currently 123 states having recognized its judicial power. Although Turkey was one of the states which had an active role in the drafting phase, it has still not yet ratified the Statute. The author of this article will argue the probable reasons in order for Turkey to not to maintain its determination in favor of an international court against the most serious crimes of concern to the international community as a whole.