Dersim Research Papers - Academia.edu (original) (raw)

Peri Suyu, güneyde Murad Nehri ve kuzeyde Munzur Dağları idi. Böylelikle günümüzün Tunceli sınırlarının tamamının yanı sıra Erzincan'ın Kemaliye ilçesi ile Elazığ ve Malatya'nın bazı kısımları da bu sancağa dâhildi. Bkz. a.g.e., s. 26,54.

Kılıçaslan’ın ölüm nedeni ile ilgili soruşturma başlatılırken, 11 Mart’ta kaybolan Kılıçarslan için kayıp başvurusu ise on gün sonra yapılmış. Öte yandan Kılıçaslan'ın kaybolduğu bilgisi Gülistan Doku'nun şüpheli şekilde kaybolması... more

Kılıçaslan’ın ölüm nedeni ile ilgili soruşturma başlatılırken, 11 Mart’ta kaybolan Kılıçarslan için kayıp başvurusu ise on gün sonra yapılmış. Öte yandan Kılıçaslan'ın kaybolduğu bilgisi Gülistan Doku'nun şüpheli şekilde kaybolması gündemdeyken, kentteki belediye, baro ve demokratik kitle örgütleri ve partilerin bilgisi dahilindeyken, 'ailenin istememesi' üzerine harekete geçilmemiş. Kurumlar aileye sadece emniyete kayıp başvurusu yapılmasını tavsiye etmiş.

SARIZ’DA İSKÂN VE NÜFUS (1865-1945)

Contemporary Turkey is an example for the re-definition of history for political reasons during the so-called process of "coming to grips with the past". The historical "apology" of Turkish PM Erdogan of the ruling mildly Sunni Islamist... more

Contemporary Turkey is an example for the re-definition of history for political reasons during
the so-called process of "coming to grips with the past". The historical "apology" of Turkish
PM Erdogan of the ruling mildly Sunni Islamist Justice and Development Party (JDP or AKP)
for the Tunceli Incidents (former region of Dersim) in the late 1930s started a heated and
ideologically-motivated debate between different rival political, religious, sectarian and ethnic
factions in the media. This article analyses the debate on the Dersim Incidents between rival
political media actors and reveals their respective self-concepts, worldviews and political
interests and interpretations of the past and present in Turkey.

Presentation and slides at the commemorative conference "80 years Tertele", organized by the Dersim Cultural Association Berlin (Dersim Kulturgemeinde Berlin) and the Federation of Dersim Associations in Europe (FDG) in Berlin, 6th May,... more

Presentation and slides at the commemorative conference "80 years Tertele", organized by the Dersim Cultural Association Berlin (Dersim Kulturgemeinde Berlin) and the Federation of Dersim Associations in Europe (FDG) in Berlin, 6th May, 2017

Bilinen DERSİM OLAYLARI sırasında yaşananları Roman tarzında okuyucuya sunan Barbaros BAYKARA' nın okuduğum eserleri dağılıp yok yok olmak üzereydi. Kalıcı olması için her sayfada ayrı ayrı taradım. TÜRKİYE insanının DÜNÜNÜ öğrenmesi ve... more

Bilinen DERSİM OLAYLARI sırasında yaşananları Roman tarzında okuyucuya sunan Barbaros BAYKARA' nın okuduğum eserleri dağılıp yok yok olmak üzereydi. Kalıcı olması için her sayfada ayrı ayrı taradım. TÜRKİYE insanının DÜNÜNÜ öğrenmesi ve Cumhuriyet Tarihimizi Roman tarzında okuyarak öğrenmesi dileğimdir. Geçtiğimiz günlerde paylaştığım ŞIRZİ (Nefret Köprüsü)nden sonra Dersim 1937 ve ilerleyen zamanda Dersim 1938 i paylaşmak umuduyla R. Doğan

Bu makale, Alevilerin, özelde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal'le, genelde Cumhuriyet'le olan ilişkilerini, Varto ve Koçgiri Alevileri bağlamında incelemketedir. Dersim Alevilerinin değişik kollarına bağlı bu iki bölge... more

Bu makale, Alevilerin, özelde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal'le, genelde Cumhuriyet'le olan ilişkilerini, Varto ve Koçgiri Alevileri bağlamında incelemketedir. Dersim Alevilerinin değişik kollarına bağlı bu iki bölge aşiretleri, 1918 ve 1923 yılları arasında Kemalist harekete yönelik farklı tutum sergilemişlerdir. Varto Alevileri'nin Cumhuriyet'i destekleyici bir tutum içinde olmalarına karşın, Koçgiri Alevileri karşıt bir duruş sergilediler. Makalede bunun nedenleri irdelenmektedir. Sonuçlar şöyle özetlenebilir: Varto Alevleri'nin Cumhuriyet'i desteklemeleri, birçok araştırmacının ileri sürdüğü gibi M. Kemal'in ilerici fikirlerinden ötürü değil, Varto'daki aşiretler arası ilişkiler ile inançsal farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Koçgiri'deki durum ise daha zor bir izahata işaret etmektedir. Kürt Ulusçuluğu fikri, buradaki karşıtlığın ana nedeni olarak belirmektedir.

Toplumları ortak talepler etrafında ve bir arada tutan imgelere her zaman ihtiyaç duyulmuştur. Diğer yandan söz konusu talepleri baskılayan devlet de aynı imgelem üzerinden kendisini aklama ve uygulamalarını meşru gösterme gayretindedir.... more

Toplumları ortak talepler etrafında ve bir arada tutan imgelere her zaman
ihtiyaç duyulmuştur. Diğer yandan söz konusu talepleri baskılayan devlet de aynı imgelem üzerinden kendisini aklama ve uygulamalarını meşru gösterme gayretindedir. Bu anlamda, sembol haline getirilen kişinin gerçek yaşamı, fikirleri ve eylemlerinin bir önemi kalmamakta; amaca hizmet eden imgelem önem kazanmaktadır. İmge, hem devlet hem de mağdurlar tarafından, amaca uygun şekilde yeniden yaratılmaktadır.

Seyh Hasan hayatı ve ona bağlı aşiretler

ÖZET Tunceli'nin kültürel ve sosyolojik yapısı yeterince bilinmemektedir. Çoğu kişi ve çevreler, Tunceli'yi yanlış veya eksik bilgilerle tanımaktadırlar. Tunceli; Sarp ve dağlık bir coğrafyaya sahip olması nedeniyle bazen mazlumların... more

ÖZET Tunceli'nin kültürel ve sosyolojik yapısı yeterince bilinmemektedir. Çoğu kişi ve çevreler, Tunceli'yi yanlış veya eksik bilgilerle tanımaktadırlar. Tunceli; Sarp ve dağlık bir coğrafyaya sahip olması nedeniyle bazen mazlumların sığınağı olurken; bazen de suçluların, kaçkınların sığınağı olmuştur. Bu yazıda, Tunceli'de yaşayan ve süreç içinde yaşadıkları bölgedeki egemen kültürün etkisinde kalarak kimileri Zazalaşan(Kırmanclaşan), kimileri de Kürtleşen (Kurmançlaşan) Seyyidleri ve mensup oldukları Ocakları özet olarak sunuyorum. ABSTRACT We do not know much about the cultural and sociological structure of Tunceli. Most of the people know little or wrong information abour it. Tunceli, because of its steep and mountainous geography, has become a shelter for both guilty and aggrieved people. In this writing, I will present Seyyids in Tunceli, who become Kurd and Zaza because of the dominant culture they expose in their region.

I. Dünya Savaşı başladığında Dersim (Tunceli), devletin hala tam olarak otoritesini tesis edemediği bir bölgeydi. Rusların Erzurum’u işgal etmesiyle muharip iki ordu açısından Dersim’in önemi iyice artmıştı. Dersim aşiretleri kendi... more

I. Dünya Savaşı başladığında Dersim (Tunceli), devletin hala tam olarak otoritesini tesis edemediği bir bölgeydi. Rusların Erzurum’u işgal etmesiyle muharip iki ordu açısından Dersim’in önemi iyice artmıştı. Dersim aşiretleri kendi aralarında ortak tavır almaktan ziyade dağınık bir tutum izlemekteydi. Doğu Dersim ile Batı Dersim aşiretleri arasında tutum farklılığı olmakla birlikte aşiretler saflarını duruma ve menfaatlerine göre belirlemekteydi. Bu anlamda stratejik değil pragmatik bir duruş sergiledikleri görülmektedir. 1916 yılı baharında Doğu Dersim’de Rusların da teşvikiyle büyük bir isyan meydana gelmişti. İsyan kısa sürede bastırıldı ve tüm Doğu Dersim aşiretleri Ruslara karşı Osmanlı Devleti’nin saflarında yer aldı. Batı Dersim aşiretleri ise 1917’ye kadar tarafsız bir görünüm sergilemekle birlikte, Ruslarla daha yakın bir temas içindeydi. 1917 yılında, Şubat ve özellikle Ekim Devrimi’nin ardından Rus askerleri firar edip çekilmeye başlayınca, tüm Dersim, Osmanlı’dan yana tavır almak durumunda kaldı. 1918’de binlerce Dersimli, milis olarak Erzincan’ın kurtuluşuna katıldı. Devlet makamları ise Dersim’in öneminin ve Dersimlilerin Ruslardan yana tavır alması durumunda oluşacak tehlikenin farkındaydı. Bu nedenle devlet, aşiret reislerini kazanmak için para ve makam tahsisinde oldukça cömert davranmaktaydı.

All rights reserved. No part of this book may be reproduced in any form or by any electronic or mechanical means, including information storage and retrieval systems, without written permission from the publisher, except by a reviewer who... more

All rights reserved. No part of this book may be reproduced in any form or by any electronic or mechanical means, including information storage and retrieval systems, without written permission from the publisher, except by a reviewer who may quote passages in a review.

Dersim Sancağı 1935’te il yapılmış ve Tunceli’nin ilk milletvekilleri 1939’da seçilmiştir. 1946 seçimlerinde tüm yurtta olduğu gibi Tunceli’de de seçimleri CHP kazanmıştır. Bunun en büyük nedeni açık oy gizli tasnif usulüne göre... more

Dersim Sancağı 1935’te il yapılmış ve Tunceli’nin ilk milletvekilleri 1939’da seçilmiştir. 1946 seçimlerinde tüm yurtta olduğu gibi Tunceli’de de seçimleri CHP kazanmıştır. Bunun en büyük nedeni açık oy gizli tasnif usulüne göre seçimlerin yapılmasıdır. 1950 seçimlerinde ise tüm Türkiye’de olduğu gibi Tunceli’de de Demokrat Parti galip gelmiş ve ildeki iki milletvekili kontenjanının ikisini de kazanmıştır. Bu durum seçim sistemin düzeltilmesi ve gizli oy açık tasnif usulünün uygulanması olmuştur. Meclislerdeki ve senatodaki Tunceli temsilcileri ilin sorunlarının gündeme getirilmesi ve çözülmesi için büyük çabalar harcamıştır.

Bu çalışma, geç kapitalistleşmiş bir ülke olan Türkiye’nin, kapitalist ilişkilerin en az “gelişmiş” olduğu bölgelerinden biri olan Dersim’de anonim şirket kurulması sürecini ele almaktadır. Kapitalist ilişki- lerin yetersiz, sanayinin yok... more

Bu çalışma, geç kapitalistleşmiş bir ülke olan Türkiye’nin, kapitalist ilişkilerin en az “gelişmiş” olduğu bölgelerinden biri olan Dersim’de anonim şirket kurulması sürecini ele almaktadır. Kapitalist ilişki- lerin yetersiz, sanayinin yok denecek kadar az olması, çalışmanın konusunu, kapitalist gelişmenin bir takım dinamiklerini vurgulamak bakımından önemli hale getirmektedir. Fakat aynı zamanda bu bölge, sol yapılanmanın baskın karakteri nedeniyle kapitalist üretim ilişkilerine alternatif modeller için bir uygulama zemini olma potansiyeli de taşımaktadır. Kendine özgü bir coğrafya olarak Dersim’de sermaye birikim sürecinin, bahsedilen özgünlükleri nasıl içerdiği Munzur A.Ş.’nin kuruluş süreci üzerinden incelenecektir. Bu açıdan Munzur A.Ş., özellikle kültürel-yerel değerler ile kapita- lizm arasındaki ilişki hakkında çok şey söyleme potansiyeline sahiptir.

Infolge einer jüngeren Geschichte aus Militäroperationen, Aufständen, Massakern, Zwangsumsiedlungen, militärischem Ausnahmezustand und Diskriminierung kamen seit den 1960er Jahren auffällig viele Menschen aus der Ostanatolischen Region... more

Infolge einer jüngeren Geschichte aus Militäroperationen, Aufständen, Massakern, Zwangsumsiedlungen, militärischem Ausnahmezustand und Diskriminierung kamen seit den 1960er Jahren auffällig viele Menschen aus der Ostanatolischen Region Dersim (offiziell: Tunceli) nach Europa. Heute existiert auch in Deutschland ein Netzwerk aus Vereinen und Organisationen, die sich über diese gemeinsame Herkunft definieren. Auffällig ist dabei die hohe Bedeutung von Musik im Zusammenhang mit Dersim. Die weitaus meisten heute bekannten Dersimer Musiker leben oder lebten eine Zeitlang in Europa. Dersimer Musiker in Deutschland und Europa zeigen dabei zum einen sehr unterschiedliche Identitätspachworks, zum anderen auch sehr vielfältige musikalische Ansätze. Während sich einige von Deutschland aus vor allem um die Dokumentation und den Erhalt alter Musiktraditionen bemühen, nehmen andere in Europa vielfältige internationale musikalische Einflüsse auf, aus Jazz, Flamenco, westlicher Klassik oder Neuer Musik bis hin zu Weltmusik. Die Rückwirkung ins gegenwärtige Dersim findet über Medien und Internet statt, vor allem aber über das alljährliche Munzur-Festival in Tunceli.

İç Desim (Dersim)'de Ermenilerin varlığı, 1915 yılına gelindiğinde oldukça azalmıştı. Örneğin Dereova'daki Mirakyan Ermenileri, belgelerden anlaşıldığı kadarıyla 19. yüzyıl başında köylerini terk edip Çarsancak'a yerleşmişlerdi.

Tunceli (Dersim) Osmanlı Devleti döneminden itibaren iskâna çok önem verilen bir bölgedir. Çemişgezek Sancağı oluşturulduktan sonra bu sancağa başka bölgelerden sünni Türkmenler getirilerek bu bölge Harput ve havalisinin Dersim... more

Tunceli (Dersim) Osmanlı Devleti döneminden itibaren iskâna çok önem verilen bir
bölgedir. Çemişgezek Sancağı oluşturulduktan sonra bu sancağa başka bölgelerden sünni
Türkmenler getirilerek bu bölge Harput ve havalisinin Dersim aşiretlerine karşı savunulması
amacıyla bir tampon bölge haline getirilmiştir. 1937 ve 38 Dersim harekâtlarından sonra
Dersim; yasak, boşaltılmış ve serbest olmak üzere 3 bölgeye ayrılmıştır. Yasak ve boşaltılmış
bölge halkları iskâna tabi tutulmuştur. Bu insanların bir kısmı Elazığ ve Erzincan gibi yakın
illere göç ettirilirken, büyük bir kısmı ise iskân kanunlarıyla belirlenmiş olan çeşitli batı
illerine göç ettirilmiştir. Dersim’de yaşanan felaketlerin ardından yapılan iskân faaliyetleri
insanların çok büyük acılar yaşamalarına sebep olmuştur. Daha sonraki dönemlerde
yasakların kalkmasıyla Tunceli’ye geri dönenler ise çok büyük bir yoksullukla karşı karşıya
kalmıştır.

DERSİM OLAYLARI sırasında yaşananları Roman tarzında okuyucuya sunan Barbaros BAYKARA' nın okuduğum eserleri dağılıp yok olmaması ve kalması için her sayfada ayrı ayrı taradım. TÜRK insanının geçmişini ve Cumhuriyet Tarihimizi Roman... more

DERSİM OLAYLARI sırasında yaşananları Roman tarzında okuyucuya sunan Barbaros BAYKARA' nın okuduğum eserleri dağılıp yok olmaması ve kalması için her sayfada ayrı ayrı taradım. TÜRK insanının geçmişini ve Cumhuriyet Tarihimizi Roman tarzında okuyarak öğrenmesi dileğimdir. Geçen günlerde paylaştığım ŞIRZİ (Nefret Köprüsü) nden sonra Dersim 1937 ve şimdi de Dersim 1938 i paylaşarak Barbaros BAYKARA'nın bu serisini tamamlamanın hazzını yaşıyorum R. Doğan

Bu röportaj 2017 yılında Munzur Dergisinde yayınlanmıştır. Dersim 1937 ve 1938 de yasananlarin kadın meselesi olmadığını detaylıca anlatır.

Özet Bu makalede Dersim toplumunu etkileyen kimliksel uyanış çerçevesinde ortaya konan sembolik siyasetler konu edilmektedir. Tarihsel bir yaklaşımla Dersim toplumunun geçirdiği dönüşümlerin ve politizasyon süreçlerinin sembol üretimini... more

Özet Bu makalede Dersim toplumunu etkileyen kimliksel uyanış çerçevesinde ortaya konan sembolik siyasetler konu edilmektedir. Tarihsel bir yaklaşımla Dersim toplumunun geçirdiği dönüşümlerin ve politizasyon süreçlerinin sembol üretimini nasıl biçimlendirdiği incelenmektedir. Kolektif hafızadan ve yerellikten devşirilen kimlik sembolleri, dönemsel bağlama göre değişen anlamlar ve işlevler taşımaktadır. Dersim toplumu, bu semboller vasıtasıyla kaybettiğini düşündüğü değerleri ve cemaat olma hâlini yeniden tesis etmeye çalışmaktadır. Dersim üzerinde hak iddia eden çoklu kimlik projelerinin ve politik aktörlerin rekabeti, bu semboller alanına çatışmalı ve dinamik bir yapı katmaktadır. Diğer yandan son senelerde kültür endüstrisi, sosyal medya ve tüketim kanallarıyla yaygınlaşan kimlik sembolleri, Dersimliliğin sembolik dışavurumuna moment kazandırmıştır. Abstract This article discusses the symbolic politics within the scope of Dersimi identity revival. From a historical point of view, it investigates how the social transformations and politicization of Dersimi people shape the production of identity symbols. Those symbols, derived from collective memory and locality, carry contextually-shifting meanings and purposes. Dersimi society seeks to recover the cultural values and sense of community which are thought to be on the verge of extinction. Competition among the multiple identity projects and political actors endows the field of Dersimi identity symbols with a contested and dynamic composition. Besides, the popularization of culture industry, social media and consumption channels in the recent years has provided a momentum to the symbolic expression of Dersimi identity.

Osmanlı Devleti tarihi incelenirken, başvurulması gereken kaynakların başında arşiv belgeleri gelmektedir. Birinci elden kaynak niteliğinde olan bu belgeler, ilgili dönemin günümüze ulaşabilmiş şâhidleri olduğundan çok önem taşımaktadır.... more

Osmanlı Devleti tarihi incelenirken, başvurulması gereken kaynakların başında
arşiv belgeleri gelmektedir. Birinci elden kaynak niteliğinde olan bu belgeler, ilgili
dönemin günümüze ulaşabilmiş şâhidleri olduğundan çok önem taşımaktadır. Bu belgeler
içerisinde yer alan nüfus sayımı çizelgeleri de, insan, mekân ve zaman unsurlarını birlikte
taşıdığı için, sosyo-demografik özellikleri ve kent tarihini aydınlatma hususunda
vazgeçilmez niteliktedirler. Devletler tarihi açısından da önemli olan bu sayım belgeleri,
sayılan nüfusun niceliksel ve niteliksel verilerini günümüze aktarmaktadır. Osmanlı
Devleti’nde ilk nüfus sayımı II. Mahmut zamanında yapılmıştır. Bu sayım yapılırken
askere alımlar için Müslümanlar, vergiler için Müslümanların yanında gayrimüslimlerin
kayıtları da tutulmuştur. Osmanlı coğrafyasının değişik yerlerinde olduğu gibi
Harput ve havalisinde de nüfus sayımları yapılmıştı. Bu anlamda Harput’a bağlı olan
sancak, kaza ve diğer merkezlerde nüfus sayımı uygulanmış olduğunu arşiv kayıtlarından
görmekteyiz. Nitekim bölge ile ilgili yapılan nüfus sayımları geniş bir alanı kapsamakla
birlikte, Harput Eyaletine ait toplam 123 adet nüfus defteri bulunmaktadır. Burada
inceleyeceğimiz Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki Harput Nüfus Defterleri serisi
içerisinde 2655 numara ile kayıtlı olup 1256 ( M.1840) tarihli Harput Eyaleti Çarsancak
Kazâsı Gayrimüslim Nüfus Defteri’dir. Bu çalışmada, defterde verilen bilgilerden
hareketle bahse konu kazanın mahalle ve köylerinde yaşayan ailelerin ve görevli
memurların isim ve esamilerini öğrenme imkânımız olacak. Ayrıca bölgeye yönelik
yaşanan göç ve nakiller hakkında ilk elden bilgi sahibi olma imkânı bulacağız. Yine
bölgedeki mahalli idareciler; görevdeki muhtarlar, özürlüler, halkın kullandığı yerel
isimler (lakaplar) ve insanların fiziksel özelliklerinin yanında Çarsancak kazasında 1840
tarihindeki gayrimüslim nüfusu tespit edilmeye çalışılarak bölgesel tarih yazımında
önemli ayrıntılara ulaşmamıza imkân tanıyacaktır.

In Dersim, the folk play, “Khalık u Fatık” is performed during the month of Gağan, beginning in the first Thursday of December. This carnivalesque play in the Bakhtinian sense includes masks, costumes, a procession through the houses of... more

In Dersim, the folk play, “Khalık u Fatık” is performed during the month of Gağan, beginning in the first Thursday of December. This carnivalesque play in the Bakhtinian sense includes masks, costumes, a procession through the houses of the village, mocking and imitations, collection of food and sweets from the village houses and a common feast in the poorest house of the community. It includes elements of the carnival such as a temporal inversion of the social hierarchy, lifting of social differences, a re-distribution of resources and a temporal dominance of the unprivileged, such as women, children and young people, in the public domain. The “Khalık u Fatık” play will be discussed in the universal context of carnivals celebrated at major calendrical turns and end with a period of fasting. The specific example of Dersim will be discussed as to the relations created during the ritual.

TBMM I. dönemi milletvekilliği seçiminde Dersim milletvekilliklerine Diyab Yıldırım (Diyab Ağa), Mustafa Öztürk (Meço Ağa), Abdülhak Tevfik Gençtürk, Mustafa Zeki Saltık, Ahmet Ramiz Tan seçilmiştir. Hasan Hayri Kanko ise Osmanlı Mebusan... more

TBMM I. dönemi milletvekilliği seçiminde Dersim milletvekilliklerine Diyab Yıldırım (Diyab Ağa), Mustafa Öztürk (Meço Ağa), Abdülhak Tevfik Gençtürk, Mustafa Zeki Saltık, Ahmet Ramiz Tan seçilmiştir. Hasan Hayri Kanko ise Osmanlı Mebusan Meclisi’nden TBMM’ye katılmıştır. I.TBMM’ye katılan altı milletvekilinin tamamı Dersimlidir. Bu dönemimde meclis genelinde yerellik oranı ise %58’dir. Dersim’deki temsilde yerelliğin yüzde yüz olması Milli Mücadele’yi yöneten lider kadronun Dersim’de yerel ilişkilerini güçlü tutmayı ve bölgeyi Milli Mücadele ekseninde harekete geçirmeyi hedeflemesiyle açıklanabilir.