Mizah Research Papers - Academia.edu (original) (raw)
ÖZET Günümüzün pazarlama dünyasında marka ve hizmetler kendilerini rakiplerinden ayrıştırmak, hatırlanmak ve inandırıcılığını kanıtlamak amacıyla reklam çalışmalarında çeşitli yollara başvurmaktadırlar. Kendilerini rakiplerinden farklı... more
- by Onur Önürmen
- •
- TV studies, Televizyon, Mizah, Reklamcılık
Demokrat Parti karşıtı karikatürleri sebebiyle hakkında pek çok dava açılan ve 1957'de 485 günlük cezasını çekmek üzere cezaevine giren Ratip Tahir Burak ve onun yayımladığı Siyasi Halk Gazetesi hakkındadır. Burak 1920'li yıllarda... more
Demokrat Parti karşıtı karikatürleri sebebiyle hakkında pek çok dava açılan ve 1957'de 485 günlük cezasını çekmek üzere cezaevine giren Ratip Tahir Burak ve onun yayımladığı Siyasi Halk Gazetesi hakkındadır. Burak 1920'li yıllarda karikatür çizmeye başlamış, DP iktidarını sert şekilde eleştirmiş, hapisten çıktıktan sonra da bu tavrına devam etmiş, 1960 sonrasında Kurucu Meclis üyeliği yapmış bir sanatçıdır. Makale DEÜ Öğretim Üyesi Ahmet Mehmetefendioğlu ile yapılan ortak çalışmanın ürünüdür.
- by Yasin Kayış
- •
- Press Freedom, Demokrasi, Press, Mizah
13–15 Mayıs 2010 tarihleri arasında Erzurum'da Atatürk Üniversitesi'nde yapılan Gülmenin Arkeolojisi ve Medyada Mizah Olgusu temalı Ulusal İletişim Kongresi'nde sunulmuş bildiri metnidir.
- by Yasin Kayış
- •
- CHP, Mizah, Karikatür, Demokrat Parti
Paşa Kazım, Millî Mücadele ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara’nın nüktedan kimliğiyle tanınmış şöhretli bir ismidir. Onun paşalığı, Şam Harbiye Mektebi’nde öğrenciyken arkadaşlarıyla sahneledikleri bir tiyatro oyunundaki rolünden... more
Paşa Kazım, Millî Mücadele ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara’nın nüktedan kimliğiyle tanınmış şöhretli bir ismidir. Onun
paşalığı, Şam Harbiye Mektebi’nde öğrenciyken arkadaşlarıyla sahneledikleri bir tiyatro oyunundaki rolünden gelir. Bu oyunda
kazandığı paşalık unvanı, ömrünün sonuna kadar isminin başında bir sıfat olarak kalmıştır. Hayatının merkezine neşeyi koyan
ve bulunduğu meclislerin güldüren yüzü olan Paşa Kazım, Atatürk’ün sofrasında ve Anadolu seyahatlerinde yer alacak kadar
Ankara muhitinde kendini sevdirmiştir. Onun mizahi kişiliğinde anılması gereken başlıca özellik, ilmi konuları tetkik ve tahlil
eder gibi açıklamaya çalışıp kurduğu saçma cümleler ile muhatabını güldürmesidir. Bu yönüyle tanınan Paşa Kazım, davetli olarak
yer aldığı konferanslarda, gazete röportajlarında, dostlarına yazdığı mektuplarda adından sıkça söz ettirmiş, mantıksız olayların
anlatımında kullanılan “Paşa Kazım uydurması” tabirine kaynaklık etmiştir. Millî Mücadele yıllarından itibaren Paşa Kazım, aynı
zamanda bir mizah yazarıdır. Sırasıyla Anadolu’da Peyam-ı Sabah gazetesinde, Türk Hava Mecmuası ’nda, Hâkimiyeti Milliye
gazetesinde mizah içerikli köşe yazıları, hatıralar, vecizeler, maniler ve şiirler kaleme almıştır. Bu çalışmada onun süreli
yayınlarda tespit edilen yazıları incelenecek, yazılarından hareketle mizahi kişiliğinden bahsedilecektir. Çalışma hem Cumhuriyet
döneminin unutulmuş bir mizahi kişiliğini tanıtması hem de topluma ulaşmada mizahın rolüne değinmesi bakımından önem arz
etmektedir.
ÖZ İnsan, ölüm gerçekliğini algılayan ancak ne zaman gerçekleşeceğini bilemeyen bir canlı olarak hayata bu durumun ortaya koyduğu eksiklikle başlar. Dolayısıyla da yaşamı boyunca hep eksiklik olarak gördüğü şeyleri tamamlama çabası... more
ÖZ İnsan, ölüm gerçekliğini algılayan ancak ne zaman gerçekleşeceğini bilemeyen bir canlı olarak hayata bu durumun ortaya koyduğu eksiklikle başlar. Dolayısıyla da yaşamı boyunca hep eksiklik olarak gördüğü şeyleri tamamlama çabası içindedir. Algıladığı eksikliği değişik yollarla telafi etmeye çalışır. Bu telafi yollarından biri de mizahtır. Eksiklikler mizah yoluyla giderildiğinde üstünlük ve rahatlama duygusuyla sonuçlanır. Üstünlük duygusu ve rahatlama eşzamanlı olarak gülmenin gerçekleşmesini de sağlayabilir. M izah teorileri –üstünlük, uyumsuzluk, rahatlama gibi-çerçevesinden bakıldığında, bu teorilerin aslında birbiriyle ilgili ve birbirini destekler nitelikte olduğu görülmektedir. Her metin yapısı ve anlamıyla birlikte bir bütündür, mümkün olduğunca bir arada değerlendirilmelidir, düşüncesinden yola çıkılarak, bu çalışmada yukarıda açıklanan dikkatler çerçevesinde, fıkralarda ortaya çıkan eksiklikler tespit edilmiştir. Bu eksikliklerle birlikte mizah teoriler de dikkate alınarak fıkralardaki mizahi incelemeyi yapısal ve anlamsal açıdan daha somut hale getirmek amaçlanmıştır. M akalede, örneklem yoluyla rastgele seçilmiş beş fıkra üzerinde çalışılmıştır. Fıkralarda tespit edilmiş iki temel karşıtlık söz konusudur. Bunlardan ilki Durumu Yaratan Karşıtlık (DYK) diğeri Gülmeceyi Yaratan Karşıtlık (GYK) tır. Durumu Yaratan Karşıtlık bilgi, beceri, tahammül, kibir, kıskançlık, gibi eksiklikleri içeren durumu ortaya koymakta olup Gülmeceyi Yaratan Karşıtlık'a zemin hazırlamaktadır. Gülmeceyi Yaratan Karşıtlık'ta ise sebep-sonuç ilişkisi çerçevesinde eksikliklerin telafi edildiği ve sonuçta ürün olarak da " gülme " nin ortaya çıktığı görülmektedir.
- by Ümral Deveci
- •
- Humour Studies, Mizah, Yapısalcılık, Gülme
Türk edebiyatında hikâyenin önemli isimlerinden biri olan Ömer Seyfettin’in hikâyelerinde mizahi unsurlar yoğun olup onun hikâyelerinde ahlaki bir değer olarak namus kavramı da geniş bir yer tutmaktadır. Ömer Seyfettin’in hikâyeleri bu... more
Türk edebiyatında hikâyenin önemli isimlerinden biri olan Ömer Seyfettin’in hikâyelerinde mizahi unsurlar yoğun olup onun hikâyelerinde ahlaki bir değer olarak namus kavramı da geniş bir yer tutmaktadır. Ömer Seyfettin’in hikâyeleri bu anlamda eleştirel bir ton taşımaktadır. Ömer Seyfettin’in “Yüksek Ökçeler” ve “Nakarat” hikâyeleri mizahi unsurlar taşımaları ve bireyler özelinde sosyal eleştiri yapmaları bakımından öğretici olmakla birlikte iki hikâyenin ortak noktaları mizah ve namustur. “Yüksek Ökçeler”i mizahi bir hikâye yapan unsurlar, “Nakarat”ta kara mizah/trajikomedi biçiminde yer almaktadır. İki hikâyenin bu bağlamda karşılaştırılması, Ömer Seyfettin’in mizahi yönünü ve bu mizahi yönün ne amaçla kullanıldığını açıklamaya olanak sağlayacaktır. Bu hikâyelerdeki namus kavramı ve bu kavramın işleniş biçimi; Ömer Seyfettin’in, hikâyelerinde ahlaki eğitimi nasıl öne çıkardığını anlamaya yardımcı olacaktır. Bu çalışmanın amacı, Ömer Seyfettin’in “Yüksek Ökçeler” ve “Nakarat” hikâyelerinden yola çıkarak yazarın toplumu eğitme/eleştirme amacıyla yahut safi olarak işlediği mizahi unsurları ve ahlaki bir değer olarak namus kavramını tespit etmektir. Ömer Seyfettin’in hikâyeciliği böylece, hikâyeciliğini oluşturan bu en mühim noktalar üzerinden aydınlatılmış olacaktır.
Abstract:Human is a private entity who tries to make sense its existence and the nature, the world, universe thanks to mind power and who builts on value and belief system and who founds civilization and produces cultures. This private... more
Abstract:Human is a private entity who tries to make sense its existence and the nature, the world, universe thanks to mind power and who builts on value and belief system and who founds civilization and produces cultures. This private entity has been in search of a reality to today this day exist. In thesearch of truth has created the world of meanings different two called as of humor and philosophy. It is said to mean that the philosophy of the world this meaning to get accurate information about them to see things existing and look at the form of critically to happening in society and in the world, in the universe. The concept of humor can be defined as a discipline trying to demonstrate the seeking of reality as an action comedy inside of cultural structure. In this context philosophy and humor, use the belief and values system and mindset of the period existing in seeking the truth of man as a tool. In this process, It enables the people to look from a different paradigm to truth of people by exceeding the limit meaning of civilization and culture. Thus it allows the people to get one step closer to reality by arousing from their deep dogmatic sleep. Keywords: Human, Cultura, Philosophy, Humor, Reality.
Bu yazıda işlemek istediğimiz konular; ofansif mizah nedir, ifadeye-mizaha bir sınır çekilebilir mi veya çekilmeli midir, ifade özgürlüğünün savunusunu kendi aleyhimize olan söylemlerde de savunabilir miyiz ve tamamen bağımsız bir nevi... more
Bu yazıda işlemek istediğimiz konular; ofansif mizah nedir, ifadeye-mizaha bir sınır çekilebilir mi veya çekilmeli midir, ifade özgürlüğünün savunusunu kendi aleyhimize olan söylemlerde de savunabilir miyiz ve tamamen bağımsız bir nevi üçüncü bakış açısıyla yani ‘Allah-Tanrı’ bakış açısıyla bir adalet tesisi mümkün müdür?
Bunlara paralel olarak; mevcut yasalarda ifade özgürlüğünün tanımının ne olduğunun ve sınırlarının nasıl çizildiğinin açıklamasını yaparak, bu bağlamda ofansif mizaha karşı hukuki bir yaptırım olmalı mı yoksa olmamalı mı sorusuna yanıt bulmaya çalışacağız.
Tüm bunlara ek olarak; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ideolojisinin ve onun devlet anlayışının, ayrıca mevcut iktidarın mutlak ve yegâne güç olma arayışının yarattığı dogmaların ifade özgürlüğüne ve dolayısıyla ofansif mizaha etkileri tartışılacaktır. Kurucu parti olması nedeniyle devlet aygıtında uzun süre söz sahibi olan ama son zamanlarda muhalefet partisi konumuna düşen CHP’nin de ve diğer muhalefet partilerinin de özellikle ifade özgürlüğü konusunda devlet refleksleri sergilemesinin sebebi ortaya konmaya çalışılacaktır.
Bu çalışmada Kant’ın Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi ve John Stuart Mill’in Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üzerine kitaplarından faydalanacağız.
- by Fevzi Çakmak
- •
- Tarih, Refik Halid Karay, Mizah, Karikatür
Bu çalışmada Türkiye’de mizah anlayışına ve dergiciliğine yeni bir anlayış getiren Gırgır dergisinin, yayıma başladığı 1972 yılından, 12 Eylül 1980 tarihine değin tüm sayıları, Türkiye’de yaşanan siyasal ve ekonomik süreçteki, yoksulun ve... more
Bu çalışmada Türkiye’de mizah anlayışına ve dergiciliğine yeni bir anlayış
getiren Gırgır dergisinin, yayıma başladığı 1972 yılından, 12 Eylül 1980 tarihine değin tüm sayıları, Türkiye’de yaşanan siyasal ve ekonomik süreçteki, yoksulun ve yoksulluğun temsiliyet biçimlerini, karikatürler üzerinden değerlendirmek amacıyla incelenmiştir. Araştırmanın bulguları, incelenen dönemde her zaman dönüştürücü bir biçimde karşımıza çıkmasa da, Gırgır’ın farklı formlarda direniş biçimlerine kucak açtığını göstermektedir.
- by Mehmet ÖZDEMİR
- •
- Mizah, Mesnevi, ŞEyhi, Harname
Bu makale, " şaka " kavramıyla karşılanan söz, hareket ve oyunların halk bilimiyle olan ilişkisi üzerine yapılan tespit ve değerlendirmeleri içermektedir. Halk bilimi araştırmalarında pek fazla yer almayan şakalar, fıkra ve benzeri türler... more
Bu makale, " şaka " kavramıyla karşılanan söz, hareket ve oyunların halk bilimiyle olan ilişkisi üzerine yapılan tespit ve değerlendirmeleri içermektedir. Halk bilimi araştırmalarında pek fazla yer almayan şakalar, fıkra ve benzeri türler gibi halkın eğlenmek ve gülmek için kullandıkları söz ve hareketler arasında yer almaktadır. Avrupa ve Amerikan halk bilimi araştırmalarında insanları gül-dürmek için söylenen sözler, yapılan hareketler ve oynanan oyunlar çoğunlukla " prank " veya " practical joke " terimleriyle karşılanırken Türkiye'de ise " şaka " kelimesi öne çıkmaktadır. Şakalar, genellikle geçiş dönemlerinde yapılmaktadır. Bu geçiş, insanların yaşamında olabildiği gibi, mevsimler arasında da olabilir. Düğünler, askerlik ve öğrenciliğin ilk günleri, iş hayatındaki acemilik dönemleri, Hıdrellez kutlamaları, geleneksel sohbet ortamları şakaların yapıldığı zamanlar arasındadır. Modern hayatın hemen her alanında yer alan şaka geleneği, kendi endüstrisini de yaratmıştır. Köyden kente toplumun hemen her kesiminde şaka yaratılmakta ve aktarılmaktadır. Makalede şakayla ilgili malzeme büyük oranda sözlü ve yazılı kaynaklardan elde edilmiştir. Şakanın tanımı, özellikleri, çeşitleri, icra ortamı, şakacılar ve şaka kurbanları gibi bu geleneğin temel elementleri üzerine yapılan değerlendirmelerin sonucunda şakaların gelenekle sıkı bir ilişkiye sahip olduğu, günümüz şartlarında ortaya çıkan yeni iş ve yaşam ortamlarında da kullanıldığı, yapılan şakaların bireylerin topluma veya daha küçük sosyal gruplara katılımını hızlandırdığı, halk yaşamıyla yakın bir ilişkiye sahip şakaların halk bilimi daire-sinde değerlendirilmesi gerektiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler Gelenek, gülme, şaka, halk bilimi. ABSTRACT This article comprises the identifications and assessments on the relationship between folklore and joke which embraces word, gesture and games. Jokes which aren't involved much in folklore studies are among the words and gestures employed by people so as to have fun and laugh such as anecdotes and the like. While the words, gestures and games to make people laugh mostly correspond to the terms " prank " or " practical joke " in European and American folklore studies, the word " şaka " stands out in Turkey. Jokes are generally made in transition periods. As this transition could take place in people's lives, it could also be between seasons. Weddings, first days of military service and pupilage, verdancy periods in business life, Hıdrellez / St. George's Day celebrations and traditional conversation atmosphere are among the moments of joking. The joke tradition has created its own industry in almost every area of modern life. Joke is created and transmitted in almost every area of society from rural to urban. In this article, materials concerning joke are substantially obtained from oral and written sources. As a result of the assessments on the main elements of this tradition such as definition, characteristics, types and performance setting of joke, jokers and victims of joke, it is concluded that jokes have a strong relationship with tradition; they are used in new work and life settings which emerged in today's conditions ; they help individuals speed up their involvement in society and smaller social groups; jokes which have close relationship with folklife should be evaluated in folklore circle.
Bu çalışma; baskın ideolojik söylemle bağlantılı olarak kurgulanan haber metinlerinin mizahi öğeler kullanılarak nasıl toplumsal eleştiri aracı halini aldığını anlamayı amaçlamaktadır. Siyaset ve toplumsal gerçekliğin kesişen... more
Bu çalışma; baskın ideolojik söylemle bağlantılı olarak kurgulanan haber metinlerinin mizahi öğeler kullanılarak nasıl toplumsal eleştiri aracı halini aldığını anlamayı amaçlamaktadır. Siyaset ve toplumsal gerçekliğin kesişen sınırlarında, mizah ve haber kavramları arasındaki çapraşık ilişki Resmigaste.com örneği üzerinden ele alınmıştır. Parodi haberler, hegemonik söylemde yarattıkları yapı bozumuyla toplumsal hayattaki tutarsızlıkları görünür hale getirmektedir.
Araştırmada haber ve mizah ilişkisine dair bütünlüklü bir analiz sunulması hedeflenmiştir. Bu nedenle çalışmada nitel araştırma stratejilerinden faydalanılmıştır. Resmi Gaste'nin kuruluş süreci, web sitesinin teknik yapılanması ve haberlerinin içeriği çalışma kapsamında detaylı olarak incelenmiştir. Buna ek olarak haber ve mizah ilişkisine yönelik editörler ve takipçilerle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir.
Çalışmada, Resmigaste.com'un içeriklerine uygulanan içerik analizine ek olarak sitenin kurucu editörleri ve okuyucularıyla yapılan derinlemesine görüşmelerde elde edilen sonuçlardan yola çıkarak, parodi haberin güçlü bir toplumsal eleştiri mekanizması olduğu tartışılmaktadır.
- by Doç. Dr. Mehmet ÖZDEMİR and +4
- •
- Folklore, Gastronomy, Facebook, İletişim
ÖZET Fıkralar halk edebiyatının güldürürken düşündüren anlatı türleridir. Kaynağı yaşanılan hayat olan fıkralar, yoğun bir anlatıma sahiptir. Millî olmaları bakımından anlatıldıkları toplum hakkında önemli bilgiler ihtiva ederler. Tek bir... more
- by Mutlu Binark and +1
- •
- Iran, Sinema, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Sağlık Iletişimi
Fıkralar diğer mizahi unsurlar gibi mizahın protesto, savunma, saldırı, sosyal tarihin kod ve mesajlarını taşıma gibi mizahın temel işlevlerini yerine getirirler. Fıkralar özellikle sözlü kültür ortamında aktarılır ve yayılırlar. Sözlü... more
Fıkralar diğer mizahi unsurlar gibi mizahın protesto, savunma, saldırı, sosyal tarihin kod ve mesajlarını taşıma gibi mizahın temel işlevlerini yerine getirirler. Fıkralar özellikle sözlü kültür ortamında aktarılır ve yayılırlar. Sözlü kültür ortamında anlatılar kimliğin, kültürün önemli unsurlarındandır topluluk üyesine hayat dersi verir, karşılaşabilceği zorluklara dair çözümleri aktarır ve topluluk kimliğini canlı tutar. Zaman içinde basılı ve görsel kültür ortamlarına da fıkra karakterleri ve fıkra metinlerinin canlandırıldığı görülmüştür bu anlamda toplumsal ve teknolojik gelişmelerle fıkraların aktarıldığı mecralar da çeşitlenmiştir. Mizahi unsurlar ve fıkra üretildiği toplumun kurallarını, yasaklarını ve kutsallarını anlamak için önemli bir araçtır. Toplumsal kurallar ve sınırlar fıkra metinleri üzerinden okunabilir, fıkra metinleri ayrıca başka topluluklar hakkında geliştirilmiş ön yargı ve kalıp yargıları da içerirler. Bu bağlamda fıkra metinlerinde grup kültürü ve başka topluluklara karşı üstünlük duygusu mizahi unsur yardımıyla ifade edilir. Fıkra metinlerinde topluluklar kendi olumlu özelliklerini vurgularken metindeki ''öteki'' topluluğun da zayıf yönleri vurgulanır ve kendi üstün yönleri mizah aracılığıyla pekiştirilir. Dikkat edilmesi gereken nokta fıkralarda aşağı konumda gösterilen toplulukların gerçekten diğer topluluğa göre aşağıda olup olmadığı değil kendisini üstün konumlandıran topluluğun, kendi üstülüğünü ve iktidarını korumak için mizahı kullanma biçimi, mizah yolu ile avantajlı duruma geçişi için mizahın gücünden faydalanmasıdır. Üstünlük duygusu ve gülme arasında sıkı bir ilişki vardır. Bu ilişki mizah kuramlarından üstünlük kuramı bağlamında değerlendirilir. Hobbes tarafından sistematize edilen kuram, temelinde gülmenin üstünlük duygusu ile olan ilişkisini ortaya koyar kişi gülerken karşısındakini aşağılar ve kendini yüceltir. Rakibi küçük düşürmenin verdiği hazzın fiziksel ifadesi gülmedir. Kişi gülerek karşısındakini aşağılar ve kendi zaferine güler(Eker, 2014, 141-142). Bu çalışmada Türkiye'deki bazı toplulukların diğer topluluklara karşı üstünlüklerini vurgulamak, kendi topluluklarını yüceltmek amacıyla kullandıkları fıkra metinleri incelenmiş ve üstünlük kuramı bağlamında değerlendirilmiştir. ABSTRACT Jokes, like other humorous elements, perform the basic functions of humor such as protesting, defending, attacking, carrying the codes and messages of social history. The anecdotes are transmitted and spread especially in oral culture. In oral culture, narratives are an important element of identity and culture, giving life lessons to the community member, conveying solutions to the difficulties they may encounter and keeping the community identity alive. Over time, it has been seen that the characters and the texts of the paragraphs have been revived in the printed and visual culture environments. Humorous elements and anecdotes are an important tool for understanding the rules, prohibitions and saints of the society in which it was produced. Social rules and boundaries can be read through paragraph texts, which also
- by Deniz Özkan
- •
- Humour, Mizah, Üstünlük Kuramı
Sosyal medya siteleri, 2000’li yıllarda ortaya çıkmış ve internet kullanıcılarının yoğun ilgisini çekmiştir. Etkileşimli sözlükler, Facebook, Twitter, Instagram vb. siteler, farklı bir mizah anlayışını ortaya çıkarmıştır. İngilizce... more
Sosyal medya siteleri, 2000’li yıllarda ortaya çıkmış ve internet
kullanıcılarının yoğun ilgisini çekmiştir. Etkileşimli sözlükler,
Facebook, Twitter, Instagram vb. siteler, farklı bir mizah anlayışını
ortaya çıkarmıştır. İngilizce “captured images”in kısaltılmasıyla oluşturulan bir ifade olan “caps”, sosyal medya mizahını temsil eden ürünlerden biridir. İnternette, LYS ve KPSS’ye hazırlanan öğrenciler tarafından
takip edilen; Türk Edebiyatı’nın konularına ilişkin pratik bilgiler, ders
notları paylaşımı yapılan sayfalar bulunmaktadır. Bu sitelerin bir kısmında öğrencilere “caps”ler aracılığıyla, mizahi bir dille; şairlerin edebi
kişilikleri, eserleri, Klasik Türk Edebiyatı ve Türk Halk Edebiyatı’na
ilişkin genel bilgiler verilmektedir. Ünlü şairler ve yazarlar için çeşitli
internet sitelerinde açılmış sahte kullanıcı hesaplarından oluşan parodi
hesaplar da sosyal medya mizahının temsilcisi ürünlerden biridir. Klasik
Türk Edebiyatı ve Türk Halk Edebiyatı şairleri için açılan hesaplarda bu
isimlerin, argo sayılacak bir mizahi üslupla hayatları, edebi kişilikleri ve
eserleri hakkında bilgiler vermekte, şiirlerinden örnekler paylaşılmaktadır. Çalışmamızda, sosyal medya sitelerinden örneklerle Türk Edebiyatı’nın “caps”ler ve parodi hesaplar aracılığıyla internette kullanımı
incelenmiştir. Ayrıca Klasik Türk Edebiyatı ve Türk Halk Edebiyatı
şairlerinin, bu ürünlerin yarattığı yeni mizah anlayışı içindeki yerleri
hakkında tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur
- by Gökçehan A Yılmaz and +1
- •
- Türk Halk Edebiyatı, Klâsik Türk Edebiyatı, Mizah
1925-1926 yıllarında İzmir'de yayımlanan Yeni Gün gazetesinde çok sayıda karikatür yer almıştır. Yeni Gün karikatürleri, Cumhuriyet'in erken dönemindeki mizah anlayışının küçük bir kısmını oluşturmasına rağmen, gazetede yayımlanan... more
1925-1926 yıllarında İzmir'de yayımlanan Yeni Gün gazetesinde çok sayıda karikatür yer almıştır. Yeni Gün karikatürleri, Cumhuriyet'in erken dönemindeki mizah anlayışının küçük bir kısmını oluşturmasına rağmen, gazetede yayımlanan karikatürler genel anlamda Türk mizahının portresini bizlere yansıtmaktadır. Dönemin popüler karikatür sanatçılarının çizimlerini Yeni Gün gazetesinde bulmak mümkündür. Yeni Gün'de yayımlanan karikatürlerde sosyal hayat ön plana çıkmaktadır. Zaman zaman siyasi nitelikli karikatürler yayımlanıyor olsa da, sayıları çok fazla değildir. Karikatürlerde dans, balo, kadın giyimi, şapka, moda gibi kavramlar sık sık işlenmiştir. Karikatürlerde ele alınan bu konular Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki Türk modernleşmesini göstermesi bakımından önemlidir.
Son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde “karşılaştırmalı edebiyat” alanındaki çalışmalara ağırlık verilmiştir. Ancak özellikle mukâyeseli Türk edebiyatı çerçevesinde yapılan çalışmaların yeterli seviyede olmadığı görülmektedir. Klâsik Türk... more
Son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde “karşılaştırmalı edebiyat” alanındaki
çalışmalara ağırlık verilmiştir. Ancak özellikle mukâyeseli Türk edebiyatı
çerçevesinde yapılan çalışmaların yeterli seviyede olmadığı görülmektedir. Klâsik
Türk edebiyatı ve halk edebiyatını karşılaştırmak suretiyle yapılacak çalışmalar
bakir bir saha olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda bildirimizin konusu
klâsik Türk şiirinde “hiciv” ve Türk halk şiirinde “taşlama” türleri ve ürünlerinin
karşılaştırılmasıdır.
Halk şairleri ve dîvân şairleri, kişisel kin, nefret ve öfkesini; toplumsal ve
siyasal birtakım aksaklıkları; ahlâkî yozlaşmaları, devlet kurumlarındaki
bozulmaları dile getirmek istemişlerdir. Yaşanabilir bir dünya isteyen şairler, her
türlü yanlışın, haksızlığın, kötülüğün karşısında durmuş ve bunu korkusuzca dile
getirmişlerdir. Bu anlamda protest bir tavırdan yana oldukları görülmektedir.
Bildirimizde hiciv ve taşlama kavramlarına kısaca değinilecek akabinde
şiirlerin konusu ve sosyal işlevleri üzerinde durulacaktır. Son olarak şiirlerin genel
bir tasnifi yapılarak bu yolla oluşturulmuş iki şiir türü biçim ve muhteva açısından
mukâyese edilecektir. Daha fazla örneğe yer verebilmek maksadıyla şiirlerin
tamamından ziyade bir bölümü çalışmamızda yer almıştır.
Anahtar kelimeler: Klasik Türk şiiri, Türk halk şiiri, hiciv, taşlama,
mukâyese
- by Özlem Şahin
- •
- Namık Kemal, Mizah, Kara Mizah, Hiciv
Mizah, genel olarak olayların, kişilerin ve durumların çeşitli yönlerini, güldürmek ve eğlendirmek amacıyla anlatmaktır. Mizah, hiciv ve ironiyle yakından ilişki içerisinde olup Klasik Türk Edebiyatı çalışmalarında hicivle birlikte... more
Mizah, genel olarak olayların, kişilerin ve durumların çeşitli yönlerini, güldürmek ve eğlendirmek amacıyla anlatmaktır. Mizah, hiciv ve ironiyle yakından ilişki içerisinde olup Klasik Türk Edebiyatı çalışmalarında hicivle birlikte incelenmektedir. Tez çalışması üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm mizah ve ilişkili olduğu kavramlar incelenmektedir. Ayrıca mizahın Türk, Arap, Fars, Alman, İngiliz, Rus ve Fransız Edebiyatı tarihi içerisindeki gelişimi hakkında bilgi verilmektedir. İkinci bölümde mesnevi nazım şekli ele alınmakta; Türk, Arap ve Fars Edebiyatı tarihindeki yeri üzerinde durulmaktadır. Üçüncü bölümde ise XI- XIX. yüzyıl aralığında yazılan 59 adet mesnevinin mizahî unsurlara sahip beyitleri, konularına göre tasnif edilmektedir. Çalışma, Klasik Türk Edebiyatı geleneğinde şairlerin içinde yaşadıkları toplumdan beslendiklerini; mizahtan yararlanarak dil ve üsluplarını günlük hayata yaklaştırdıklarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
ÖZET Türk hikâyeciliği ve romancılığında önemli bir yeri bulunan Ahmet Mithat Efendi, Türk edebiyatının en üretken yazarlarından biridir. Yazı hayatı boyunca çok sayıda ve hemen her türde eser vermiş, Tanzimat Fermanı’nın ardından... more
- by Emre Maldan
- •
- Humor, Bergson, Mizah, Hüseyin Rahmi
ÖZ Hayatın hemen her alanında ortaya çıkan mizah, Klâsik Türk edebiyatı döneminde üretilen eserlerde de oldukça yaygındır. Şairler bazen baştan sona mizahî bir eser kaleme alırken bazen de eserlerinin içinde çeşitli manzumelerde mizaha... more
ÖZ
Hayatın hemen her alanında ortaya çıkan mizah, Klâsik Türk edebiyatı döneminde üretilen eserlerde de oldukça yaygındır. Şairler bazen baştan sona mizahî bir eser kaleme alırken bazen de eserlerinin içinde çeşitli manzumelerde mizaha yer vermişlerdir. Şairlerin mizahî beyitlerini sağlam bir zemine oturtarak inceleyebilmek için ise gülme kuramlarını dikkate almak gerekmektedir. Genel olarak üstünlük, uyumsuzluk ve rahatlama kuramları olarak isimlendirilen gülme kuramları birbirlerinden ayrıymış gibi görünseler de asıl amaçları mizahın nasıl oluştuğunu açığa çıkarabilmektir. Bu kuramlar ışığında Klâsik Türk şairlerinin şiirlerinde yer alan mizah ve bu mizahın oluşum süreci görülebilmektedir. Şairler nükteli söyleyişleriyle mizah yaratırken edebî sanatları bir araç olarak kullanmışlardır. Söylemek istediklerini edebî sanatlar yoluyla daha vurgulu ve anlaşılır bir hâle getirmeyi başaran şairler mizah hususunda da bu sanatların gücünden faydalanmışlardır. Bu bağlamda şairler mizahî beyitlerinde nükteli sözlerle bazen alımlayıcıyı gülümsetmiş bazen de hicve yakın bir üslûpla eleştirilerini ortaya koymuşlardır. Klâsik Türk şiirinde 15. yüzyılın önemli şairlerinden biri olarak kabul edilen Necâtî Bey de Dîvânı'nda edebî sanatları başarıyla kullanmış, zengin hayal dünyası ve edebî üslûbu ile beyitlerini söylemiştir. Şiir diline hâkim olan şair, çeşitli söz oyunları, atasözleri ve deyimler ile edebî sanatlardan da yararlanarak şiirlerinde bulunan anlamı derinleştirmiştir. Necâtî Bey'in Dîvânı'nda pek çok mizahî şiir ve beyit bulunmaktadır. Şair, edebî sanatları kullanarak bu beyitlerin mizahî gücünü artırmış ve bazen beytinde bahsettiği muhatabını hicvetmiştir. Bu çalışmada mizah, gülme kuramları, belâgat ve mizahı yaratmada bir araç olarak kullanılan edebî sanatlarla ilgili bilgi verildikten sonra bu kuramların ve edebî sanatların mizah, latîfe, hiciv, nükte ile olan ilişkisi araştırılacaktır. Bu bağlamda Necâtî Bey Dîvânı'nda edebî sanatların mizah yaratma işlevi tespit edilecektir.
Anahtar Kelimeler: Necâtî Bey, edebî sanat, hiciv, mizah, gülme kuramları.
- by Jülide Erken
- •
- Mizah, Gülme, Necâtî Bey, Hiciv
Bu makalede Türk Halkbilimi çalışmaları içinde mizah araştırmalarının, özellikle fıkra ile ilgili olanlarının nicelik ve niteliklerinin tespit edilmesi hedeflenmiştir. Çalışmamızda gülmenin ne olduğu, gülme / güldürme dışındaki... more
Bu makalede Türk Halkbilimi çalışmaları içinde mizah araştırmalarının, özellikle fıkra ile ilgili olanlarının nicelik ve niteliklerinin tespit edilmesi hedeflenmiştir. Çalışmamızda gülmenin ne olduğu, gülme / güldürme dışındaki işlevleriyle mizah üzerinde kısaca durularak özellikle fıkra hakkındaki bilimsel çalışmaların ve yayınların Türk dünyası kapsamı da dâhil edilmekle birlikte Türkiye odaklı olarak sistematik değerlendirmesi yapılmıştır. Bu bağlamda ilgili araştırmalar bibliyografik yayınlar, tez çalışmaları, bilimsel toplantılar, kitaplar, süreli yayınlar, problemler, tespitler, teklifler gibi alt başlıklar ile işlenmeye gayret edilmiştir. Araştırmacılar tarafından belirli fıkra tiplerine dair çalışmalarda yoğunlaşıldığı ve disiplinler arası araştırmaların neredeyse yok denilecek kadar az bulunduğu görülmüş, Türkiye’de yapılan mizah yayınlarına nispetle araştırmaların oldukça sınırlı bulunduğu tespit edilmiştir. Araştırmacıların kaynaklara ve çalışma malzemesine erişimlerinin sağlanması için Türk Halkbilimi Bibliyografya Merkezi kurulması da bu makalede teklif edilmiştir.
The newspaper of Papağan, started to be published by Orhan Seyfi on the date of 23 April 1924, continued its publishing life during 239 issues. In this study, it is examined two-year-publication activity of Papağan whose content was full... more
The newspaper of Papağan, started to be published by Orhan Seyfi on the date of 23 April 1924, continued its publishing life during 239 issues. In this study, it is examined two-year-publication activity of Papağan whose content was full of literary texts written by humorous style and that gave important information about the period when the newspaper was published. In the first section of the study, consisting of five sections, it is mentioned that development process of Turkish press and made an evaluation about literature and press in the axis of humor and satire. In the second section, Papağan’s start and process of broadcast, editorial policy and shape features are investigated; its writer, poet and cartoonist team is introduced by considering their activities in the newspaper of Papağan. At the end of the second section, genres that make up the content of the newspaper are evaluated. In the third section, there are two indexs: The first one is created according to the names of authors and poets, and the second one is created according to the genres of texts in the newspaper. In the fourth section, selected texts chosen from the newspaper, prepared by considering its features, are transliterated into Latin alphabet. In the fifth section, it is made a general assessment about the charectiristics, significance and content of the newspaper.
Bütün dünya toplumlarında hakkında pek çok inanışın mevcut olduğu, kimilerinin mabutluk isnat ederek tapındığı kimilerinin ise musibet ve uğursuzluk sembolü hatta şeytan olarak gördüğü, kimi zaman savaşlar kazandıran kimi zaman ise... more
Bütün dünya toplumlarında hakkında pek çok inanışın mevcut olduğu, kimilerinin mabutluk isnat ederek tapındığı kimilerinin ise musibet ve uğursuzluk sembolü hatta şeytan olarak gördüğü, kimi zaman savaşlar kazandıran kimi zaman ise hakkında idam kararı verilen kedi; dinî, sosyolojik, kültürel, edebî ve tarihî pek çok macera geçirmiş ve birbirinden farklı yönleriyle ön plana çıkmıştır. Bazı devlet adamlarının nedimi ve musahibi olan kedi, edipler ve şairler için bir ilham kaynağı olmuş; bununla da kalmayıp bazen kara mizahın bazen de doğrudan söylenilemeyen söz ve düşüncelerin üstü kapalı biçimde anlatılmasında bir hiciv unsuru olarak önemli rol oynamıştır.
Türk Edebiyatı’nda kedinin aşk, edebî kavga, siyasî mizah ve hiciv unsuru olarak kullanılmasına genel olarak “Hirre-nâme” diye isimlendirilen metinlerde tesadüf etmekteyiz. Bu manada Sürûrî’nin hezl
türündeki şiiri, Me’âlî’nin ölen kedisi için yazdığı 21 bentten oluşan uzun mersiyesi (Mersiye-i Gürbe), Tevfik Fikret’in Rübâb-ı Şikeste ve Şermîn adlı şiir kitaplarında yer alan kedi şiirleri bunlardan sadece birkaçıdır.
Bu bildiride ise XVIII. yüzyıl divan şairlerinden Tokatlı Ebûbekir Kânî (1712-1792)’nin Münşeât’ında yer alan, kedi ağzından yazılmış nükteli bir arzuhâli ile Tanzimat döneminin en önemli şairlerinden Namık Kemal (1840-1888)’in ilk siyasî mizah dergimiz kabul edilen Diyojen’in 128 ve 133. sayılarında iki kez yayımlanan, çok beğenildiği için nazireler yazılarak bestelenilen ve dönemin sadrazamı Mahmud Nedim Paşa’yı tehzilen yazmış olduğu müseddes şeklindeki “Kedi Mersiyesi” birer mizah ve hiciv unsuru olarak değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Mizah, Hiciv, Kedi, Ebûbekir Kânî, Namık Kemal, Hirre-nâme
- by Abdulmuttalip İPEK
- •
- Namık Kemal, Mizah, Hiciv, Kedi
Ercüment Ekrem Talu’nun Meşhedi karakteri, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde Akbaba mizah dergisinin sayfalarında doğmuş ve okurların gösterdiği ilgi üzerine önce küçük hikâye veya fıkralarda, daha sonra da romanlarda maceralarına devam... more
Ercüment Ekrem Talu’nun Meşhedi karakteri, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde Akbaba mizah dergisinin sayfalarında doğmuş ve okurların gösterdiği ilgi üzerine önce küçük hikâye veya fıkralarda, daha sonra da romanlarda maceralarına devam etmiştir. Ercüment Ekrem, Meşhedi ve etrafındaki tipleri yaratırken geleneksel Türk tiyatrosundaki tiplerden yararlanmış ama seride bu tiplerin hepsine yer vermemiştir. Bu yazıda “Giriş” bölümünün ardından birinci bölümde, Meşhedi serisi genel olarak tanıtılmıştır. “Meşhedi Serisinde Tipler” adlı üçüncü bölümünde yazarın geleneksel Türk tiyatrosundaki tüm tipler yerine neden bazılarını kullandığı değerlendirilmiştir. Bu seride asıl kişiler Meşhedi, Torik Necmi ve Çekirgefendi’dir. Meşhedi, Karagöz ve orta oyunundaki Acem’in; Torik, Külhanbeyi’nin karşılığıdır. Çekirgefendi ise Hacivat/Pişekâr’ın karşılığıdır ama onunla tam örtüşmez. Karşısına Karagöz veya Kavuklu gibi bir tip çıkarılmaz. Halkçı bir aydın profili çizen Çekirgefendi, ağdalı bir Osmanlıcayla değil sade bir Türkçeyle konuşur. Çevresindekilerle dayanışmacı ve eşitlikçi bir ilişki içindedir. Seride Arap, Arnavut, Rumelili, Ermeni, Yahudi ve Rum gibi taklitlere de yer verilir. Ancak “Türk” ve “Kürt” tiplerine yer verilmez. Türk tipi seride yer almazken, Torik Necmi’nin Türklüğü öne çıkarılır. Dönemin siyasi atmosferi bu tiplerin yokluğunu açıklar. Ermeni ve Yahudi tiplerine dönemin siyasi atmosferinden etkilenilerek Karagöz ve orta oyunundakinden biraz daha farklı yaklaşılır. Ama bu fark çok can alıcı değildir. Yazının dördüncü bölümünde “Neden Meşhedi?” sorusunun cevabı aranmıştır. Meşhedi tipinin Akbaba dergisindeki doğuş süreci incelenmiş ve Meşhedi’nin İran kökenli bir gazeteci olan ve dergide Acem tipiyle örtüştürülerek mizah konusu yapılan Hemedanizade Ali Naci’den (Karacan) kaynaklandığı görülmüştür. Karagöz ve orta oyunundaki taklit tiplerin daha çok kullanıldığı Meşhedi serisinde, eksen kişilerden biri yerine neden Meşhedi’nin seçildiği veya öne çıkarıldığı sorusunun olası cevapları aranmıştır. Cevaplardan biri, Meşhedi serisinin, yeni kurulan Türk kimliğine dayalı ulus devletin, kendi mitik geçmişini yaratırken vardığı aşırılıkların da bir bakıma parodisi olabileceğidir. Meşhedi, temelleri çok daha önce atılmış olmasına karşın ancak 1930’ların başında çerçevesi çizilip ayrıntıları netleşen Türk Tarih Tezi’ne ve I. Türk Tarih Kongresi’nde de gündemde olmakla birlikte daha sonra Güneş-Dil Teorisi formunda en aşırı hâline ulaşacak olan Türk dilinin kökeniyle ilgili iddialara mizahi bir karşılık olarak değerlendirilebilir. Diğer bir olasılık ise Cumhuriyet’in kuruluşundan önce ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde siyaset ve düşünce dünyasında öne çıkan Tatar, Azeri gibi aydınlardan duyulan gizli rahatsızlığın Meşhedi aracılığıyla ifade edilmiş olabileceğidir. Bu aydınlar arasında sivrilen İranlı Hemedanizade Ali Naci ve Azeri Ahmet Ağaoğlu, Meşhedi aracılığıyla mizahın hedefi hâline gelmiş olabilir. Meşhedi serisinin popülerliğini açıklayan diğer bir etkense bu serinin, çöken imparatorluk sonucunda kapanmaya yüz tutan perdenin ve dağılmaya başlayan geleneksel sahnenin bu kapanışa ve dağılmaya yazıyla bir direnme çabası olarak da yorumlanabileceğidir.
There are opinions that Karagoz, a shadow play in the traditional Turkish theatre, has existed in Turkish society since the 16th century. Regardless of its origin and way of emergence, this play has taken its place in Turkish society as... more
There are opinions that Karagoz, a shadow play in the traditional Turkish theatre, has existed in Turkish society since the 16th century. Regardless of its origin and way of emergence, this play has taken its place in Turkish society as an art of spectacle and has become one of the most important branches of Traditional Turkish Theater. The Karagoz play, which contains many socio-cultural and psychological data of the Turkish people, has caricatured the life of Turkish society for centuries and has become a popular entertainment tool in doing so. The sharp humor of the Turkish folk intelligence was put on the stage in these plays that make you think while laughing. Karagöz plays have been the subject of many studies until today; however, the humor in the scripts of play has not been evaluated with Western humor theories. Western humor theories "Superiority Theory, Incongruous Theory and Relief Theory" have been used in studies on Turkish jokes, rhymes, ortaoyunları (Turkish equivalent of light comedies) and various stand-up shows, and theoretical humor studies on Turkish humor have increased in recent years. In this study, "Incongruous Theory" will be applied to evaluate the humor in Karagoz plays. The elements of "comedy caused by the incompatibility between the expected and the real" asserted by this theory will be examined in Karagoz scripts. The humorous situations in Karagoz plays, in which both movement and word comedy are used, will be evaluated within the framework of the incompatible elements that the audience watch.
Mizah insanları güldürü yoluyla birbirine yakınlaştıran önemli bir olgudur. Türk kültürü Dede Korkut, Keloğlan, Nasreddin Hoca, Hacivat ile Karagöz gibi mizah alanında kıymetli şahıslara sahiptir. Osmanlı Dönemi'nde matbaanın da... more
Mizah insanları güldürü yoluyla birbirine yakınlaştıran önemli bir olgudur. Türk kültürü Dede Korkut, Keloğlan, Nasreddin Hoca, Hacivat ile Karagöz gibi mizah alanında kıymetli şahıslara sahiptir. Osmanlı Dönemi'nde matbaanın da yaygınlaşmasıyla birlikte sözlü mizah geleneğine yazılı basın da eklenmiştir. Batı'dan 200 yıl sonra başlamasına rağmen mizah dergileri, kısa zamanda uzun yol katederek Türk toplumunun vazgeçilmez basın unsuru haline gelmiştir. Bu süreçte İstanbul, Türkçe mizah yayıncılığının başkentidir. İstanbul'un 100 Mizah dergisi kitabında, İstanbul mizah basını üzerine çalışılmıştır. Kitaptaki mizah dergileri; kuruluş tarihleri, kurucuları, yayın kadrosu, genel muhteva ile dergilerdeki ilgi çekici yazı ve çizimlerden örneklerle, kronolojik bir biçimde tanıtılmıştır.
Özet: Mizah, yaşamın bazen güldüren bazen de trajikomik yönlerinin birey tarafından sanatsal olarak ifade edil-mesidir. Bireyler arasındaki iletişimin olmazsa olmazı dil, mizahın temel araçlarından biridir. Dilin en önemli... more
Özet: Mizah, yaşamın bazen güldüren bazen de trajikomik yönlerinin birey tarafından sanatsal olarak ifade edil-mesidir. Bireyler arasındaki iletişimin olmazsa olmazı dil, mizahın temel araçlarından biridir. Dilin en önemli özellik-lerinden biri, konumuzu ilgilendiren kalıp sözleri içermesidir. İletişim aracı olarak dili kullanan bireyler aktarmak istedikleri duygu ve düşüncelerini en kısa ve öz biçimde bu kalıp sözlerle ifade ederler. Kalıp sözlerin anlamı ve değeri ancak kullanıldık-ları bağlam dikkate alınırsa anlaşılabilir. Bilindiği üzere sözlü kültürden yazılı kültüre, yazılı kültürden de elektronik kültüre geçişte insanlığın geldiği son durak internet olmuştur. Tekno-loji veya internet çağı olarak adlandırılan yaşadığımız dönem bizlere pek çok avantaj sunmaktadır. Bu avantajlardan biri olan sosyal medya, oluşturduğu sanal dünya ile bireyler arası ileti-şime farklı bir boyut getirerek yepyeni bir inceleme alanı orta-ya çıkarmıştır. Bu çalışmada, sosyal medya araçları (Facebook, Twitter, Youtube vs.) üzerinden yapılan mizahî paylaşımlara verilen tepkilerin tekrarlanarak kalıplaşması sonucu dillere pelesenk olmuş 20 kalıp söz, bu kalıplaşmış sözlerin kaynağı, gündelik yaşamda kullanım alanları gibi konular üzerinde durulacaktır. Abstract umor is the artistic expression of sometimes laughable and sometimes tragicomic aspects of life as by the individual. Language, which is the basis of communication between individuals, is one of the main means of humor. One of the most important features of the language is that it consists of set phrases. Individuals using language express their feelings and emotions briefly through these set phrases. The significance of these set phrases may be realized in their context. As is known, the last point of mankind has reached is the internet during the transition from oral culture to written culture and from written culture to electronic culture. This era called technology or internet age is providing some advantages to the society. As one of these advantages, social media such as Facebook, Twitter, Youtube etc. has become the newest research area. In this paper, we will focus on 20 set phrases that are the reactions to these sharings on social media, their sources, and their usage in daily life.
Arapça kökenli bir kelime olan mizahın Türkçedeki karşılığı gülmecedir.2 Daha geniş bir tanımına yer vermek gerektiğinde, toplumun sosyal, siyasi ve ekonomik yapılarıyla etkileşim içerisinde olması dolayısıyla mizahın üzerinde çok... more
Arapça kökenli bir kelime olan mizahın Türkçedeki karşılığı gülmecedir.2 Daha geniş bir tanımına yer vermek gerektiğinde, toplumun sosyal, siyasi ve ekonomik yapılarıyla etkileşim içerisinde olması dolayısıyla mizahın üzerinde çok tartışılan ve sık tanımlaması yapılan bir kavram olduğunu görüyoruz. Mizah, en genel tanımıyla olayların gülünç, alışılmadık, çelişkili yönlerini yansıtarak insanı söz konusu olaylar üzerinde düşündürme, eğlendirme, ya da güldürme sanatı olarak tanımlanabilir.3 Mizah kavramı sürekli gülme ile ilişki kurularak ortaya atılsa da her gülme mizahı ilgilendirmediği gibi her mizah ürünü de güldürmemektedir.4 Mizahın Türk Edebiyatındaki yerine baktığımız zaman gülmece yazarlığı, sözlü gülmece geleneğinin yanında oldukça yenidir. Divan edebiyatında mizahın yerini hicivin doldurduğunu görüyoruz. Öyle ki, divan şiiri Osmanlı ferdi için meşru bir oyun ve eğlence aracıdır. Şair, kızdığı ya da öfkelendiği kişiyi onun karakterine ya da vücuduna dair eksikleri kullanarak eleştirir. Gülmece unsurunu da kullanır, ama amaç gülerken düşündürmek değil, doğrudan eleştirmektir. Halk Edebiyatında ise mizah ve hiciv taşlama türü ile yapılır. Dönemin halk şairleri kadıları, zalim memurları, zulmeden sevgiliyi, hileci esnafı ağır bir şekilde eleştirirler. Alevi-Bektaşi geleneğine sahip şairler de şathiyeler ile Allah ile adeta şakalaşarak konuşurlar. Yine Alevi-Bektaşi şairler hem sofuları, yobazları, ahlaki bakımdan düşkün olan kimseleri kıyasıya eleştiren şiirler yazarak mizah unsurunu kullanmışlardır denebilir. 1830'lardan itibaren matbaanın yaygınlaşması, mizahın gelişmesini sağlamıştır. İçlerinde Nasrettin Hoca'nın fıkralarının da bulunduğu pek çok fıkra ve hikâye basılmaya başlanılmıştır. Matbaanın gelmesi ve kullanılması, mizahın gücünü de artırmıştır. Mizah gazeteleri halkın bildiği, sevdiği Nasrettin Hoca'dan, Ortaoyunu'ndan, Karagöz temsilinden birçok unsur alıp kullanmıştır. O dönemlerde yeni başlayan modernleşmenin tüm işaretleri mizah malzemesi olarak mizah gazetelerinde yerini almıştır.5 Çoğunlukla dönemin sosyal ve siyasi durumunu eleştiren gazeteler basılmıştır. Ancak 1878'de Meclis-i Mebusan'ın kapatılmasıyla 32 yıl süren istibdat yönetimiyle mizah gazetelerinde azalma görülse de yurt dışında çıkarılan ve el altından ülkeye sokulan gazeteler dikkat çekmektedir.