Sınıf Öğretmeni Research Papers - Academia.edu (original) (raw)
Araştırmanın temel amacı; sınıf öğretmenlerinin derste öğrencileriyle göz teması kurma davranışlarını ve bu davranışları hakkındaki görüşlerini, meslekî kıdemlerine, cinsiyetlerine, algısal öğrenme stillerine ve öğrencilerinin akademik... more
Araştırmanın temel amacı; sınıf öğretmenlerinin derste öğrencileriyle göz teması kurma davranışlarını ve bu davranışları hakkındaki görüşlerini, meslekî kıdemlerine, cinsiyetlerine, algısal öğrenme stillerine ve öğrencilerinin akademik başarı düzeyleri ile cinsiyetlerine göre incelemektir. Bu temel amaç doğrultusunda araştırmanın ilk iki bölümünde eğitim ve iletişim literatürü çerçevesinde araştırmanın problem durumu ve kuramsal çerçevesi tanımlanmış, sözsüz iletişim becerileri ile algısal öğrenme stilleri kapsamında araştırmanın temel kavramları teorik düzeyde incelenmiştir. Ayrıca araştırma kapsamında, veri toplama yöntemi olarak kullanılan göz izleme sistemi ve teknolojileri hakkında bilgiler verildikten sonra, farklı bilim alanlarında yapılan göz izleme çalışmalarının sonuçlarına göre; öğretmenlerle öğrenciler arasında gerçekleşen göz teması kurma davranışlarının bu yöntemle ölçümlenip ölçümlenemeyeceği tartışılmıştır. Araştırmanın yönteminin anlatıldığı üçüncü bölümde, öncelikle araştırmanın modeli, değişkenleri, çalışma grubu, veri toplama yöntemleri ve araçları, sınırlılıkları, veri analiz süreçleri anlatılmıştır. Araştırmanın dördüncü bölümünde ise, araştırma kapsamında yapılan göz izleme testi ve diğer veri toplama yöntemleriyle ulaşılan bulgular, öncelikle öğretmenlerin göz teması kurma davranışları, daha sonra ise bu davranışları hakkındaki görüşleri kapsamında iki başlık altında anlatılarak yorumlanmıştır. Kıdem değişkenine göre odaklanma süresi anlamlı olarak farklılaşmaktadır (p=0,039). Ancak, odaklanma sayısı kıdeme göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir (p=0,336). Başka bir anlatımla, sınıf öğretmenlerinin kıdemi, odaklanma süresini anlamlı düzeyde etkileyen bir faktörken, odaklanma sayısını anlamlı düzeyde etkileyen bir faktör olmadığı söylenebilir. Öğretmenlerin öğrenme stilleri değişkenine göre odaklanma süresi anlamlı olarak farklılaşmaktadır (p=0,004). Ancak, odaklanma sayısı öğretmenlerin öğrenme stillerine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir (p=0,199). Başka bir anlatımla, sınıf öğretmenlerinin öğrenme stilleri, odaklanma süresini anlamlı düzeyde etkileyen bir faktörken, odaklanma sayısını anlamlı düzeyde etkileyen bir faktör olmadığı söylenebilir. Öğrenci not ortalması değişkenine göre odaklanma süresi (p=0,031) ve odaklanma sayısı (p=0,022) öğrenci not ortalamasına göre anlamlı bir farklılık göstermektedir Başka bir anlatımla, öğrencilerin not ortalamasının, odaklanma süresini ve odaklanma sayısını anlamlı düzeyde etkileyen bir faktör olduğu söylenebilir. Araştırmanın beşinci ve son bölümünde, öğretmenlerin meslekî kıdemlerinin, algısal öğrenme stillerinin ve öğrencilerin akademik başarılarının göz teması kurma davranışları arasında anlamlı bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak öğretmenlerin cinsiyet değişkeninin ve öğrencilerin cinsiyet değişkeninin öğretmenlerin göz teması kurma davranışları üzerinde açıklayıcı etkiye sahip olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Son olarak araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre öğretmenlerin göz teması kurma davranışlarını geliştirmeye yararlı olabilecek ve gelecekte aynı konuda yapılacak araştırmalara ışık tutacak önerilerde bulunulmuştur. ANALYSING EYE CONTACT BEHAVIOURS OF CLASSROOM TEACHERS BASED ON SOME VARIABLES The main objective of the present study is to analyze eye contact behaviors of classroom teachers during the class and their opinions about such behaviors of them based on their professional seniority, gender, perceptional learning styles and level of academic achievement of their students. In line with this primary objective, the problem situation and the theoretical framework of the study is defined under the educational and communication literature in the first two chapters of the study, and then the main concepts of the study are analyzed in a theoretical level under the non-verbal communication skills and perceptional learning styles. In addition, upon giving information on the eye tracking system and technologies used as a data collection method, whether the eye contact behaviors between teachers and students can be measured through this method is discussed based on the results of the eye tracking studies conducted in different scientific disciplines. In the third chapter of the study where the method used is discussed, primarily the model, variables, work group, data collection methods, data collection tools, restrictions, data analysis of the study are described. In the forth chapter of the study, the findings obtained through the eye tracking test performed under the study and other data collection methods are interpreted in two headings: firstly, eye contact behaviors of teachers, and secondly, their opinions about such behaviours of them. There is a statistically signifant difference in focusing time based on the seniority variable (p=0,039). However, there is no statistically significant difference in the number of focusing based on the seniority variable. (p=0,336). In other words, while the seniority of the classroom teachers affects the focusing time significantly, it is possible to say that it does not affect the number of focusing significantly. There is a statistically significant difference in focusing time based on the teachers' learning styles variable (p=0,004). However, there is no statististically significant difference in the number of focusing based on the teachers' learning styles (p=0,199). In other words, while the classroom teacher's learning styles variable is a factor that affects the focusing time significantly, it is possible to say that it is a factor that does not affect the number of focusing significantly. There is a statistically significant difference in focusing time (p=0,031) and number of focusing (p=0,022) based on the students' grade point average variable. In other words, students' grade-point average is a factor that significantly affects the focusing time and number of focusing of the students. In the fifth and final chapter of the study, it reveals that there is a statistically significant relation between the eye contact behaviours, professional seniority and percentional learning styles of teachers, and academic achievement of students. However, it is found that teachers' gender variable and students' gender variable do not have a descriptive influence on the eye contact behaviours of the teachers. Consequently, according to the findings obtained at the end of the study, recommendations are made that would help improve the eye contact behaviors of the teachers and shed light on the future studies on the same issue.
Eğitim, bir özgürleşme ve sosyalleşme sürecidir. Okullardaki eğitim, öğretim ve öğrenme etkinlikleri, büyük ölçüde sınıf denilen ortamlarda gerçekleşmektedir. Sınıf, öğrencilerin topluca her türlü öğrenme etkinliklerine katıldıkları bütün... more
Eğitim, bir özgürleşme ve sosyalleşme sürecidir. Okullardaki eğitim, öğretim ve öğrenme etkinlikleri, büyük ölçüde sınıf denilen ortamlarda gerçekleşmektedir. Sınıf, öğrencilerin topluca her türlü öğrenme etkinliklerine katıldıkları bütün sosyal etkileşim ve yaşama alanlarını ifade etmektedir. Öğretmen açısından sınıf, bir iş ve çalışma ortamı, öğrenci açısından ise bir öğrenme ve yaşama alanıdır. Okulların ikliminin, kültürünün, öğretmen ve öğrencilerinin özelliklerinin birbirinden farklı olması, her türlü okul ve sınıf ortamında geçerli, sınıf yönetimiyle ilgili genel ilke ve kurallar belirlemeyi güçleştirmektedir. Bu kitapta, öğretmen ve öğretmen adaylarına etkili bir öğrenme için gerekli sınıf ortamının düzenlenmesinde ve sürdürülmesinde hazır reçeteler üretmekten çok üzerinde durulması gereken bazı konu ve değişkenlere dikkat çekilmektedir. Ayrıca, öğretmenlerin görev yapacakları okul kademeleri birbirinden farklı olabileceğinden, bu kitapta söz konusu edilen konuların da bu çerçevede düşünülmesi ve yorumlanması gerekir. Kitapta, dersin tanımında yer alan konular, disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınarak açıklanmaya çalışılmıştır. Sınıf yönetiminde, yönetimle ilgili çağcıl gelişmelerde de gözlendiği gibi öğretmenin yöneticilik rolünden çok liderlik rolüne vurgu yapılmıştır. Geleneksel öğretmen ve öğrenci rollerinin hızla değiştiği günümüzde, okulların ve sınıfların, öğretmen ve öğrenciler için daha çekici, yaşanabilir ortamlara, öğrenmenin de zevkli bir uğraşa dönüştürülmesinde, yönetici ve öğretmenlerin de öğrenmeye liderlik etmesi gerekli olmaktadır.
Okul Dışı Sosyal Bilgiler Öğretimi kitabıyla, Sosyal Bilgiler dersinin, dersi okulun dışına taşınması amaçlandı. Sosyal Bilgilerin yaşama ve topluma ilişkin öncelikli bakış açısından destek alan bu kitapla, öğrenmenin yararlı okul dışı... more
Okul Dışı Sosyal Bilgiler Öğretimi kitabıyla, Sosyal Bilgiler dersinin, dersi okulun dışına taşınması amaçlandı. Sosyal Bilgilerin yaşama ve topluma ilişkin öncelikli bakış açısından destek alan bu kitapla, öğrenmenin yararlı okul dışı etkinlikler yoluyla geliştirilmesi düşünüldü. Bu kitapta okul dışı öğrenme kavramını, okul ve sınıf dışında örgün eğitim programlarına katkı sağlayan her türlü planlama ve uygulama olarak ortaya çıktı. Bu çerçevede Sosyal Bilgiler gibi doğrudan toplumla ilgili bilgi, beceri, değer ve tutum kazandırmaya yönelik bir ders içeriğinin zenginleştirilebilmesi için nelerin yapılabileceği sorgulandı. Kitapta, önce okul dışı öğrenmenin felsefi ve psikolojik temelleri açıklandı, sosyal bilgiler öğretim programında ve ders kitaplarında nasıl yer bulduğu gösterildi, okul dışı etkinlikler için yasal süreçlerin neler olduğu işlendi. Birer okul dışı etkinlik olarak sözlü tarih, yerel tarih, müzeler, sanal müzeler, tarihi mekânlar, şehitlik, anıt, mezarlıklar, coğrafi gezi, doğa eğitimi, sosyal medya, sivil toplum kuruluşları, resmi kuruluşlar, fuar ve sergiler ve servis öğrenme etkinlikleri ayrıntılı olarak uygulamaya yönelik ele alındı. Bu etkinlikler yoluyla sosyal bilgiler derslerinin nasıl zenginleştirilebileceği hem teorik anlamda detaylı işlendi hem de gerçek uygulama tecrübeleri, gerekli doküman desteğiyle paylaşıldı.
Eğitim bir toplumun çağın değişen şartlarına entegre olması için vazgeçilemeyecek bir alandır. Eğitimin temel taşı olan ise öğretmenlerdir. 2011 yılından itibaren Arap ülkelerinde meydana gelen iç savaş sonucunda ülkemiz sayıca fazla göç... more
Eğitim bir toplumun çağın değişen şartlarına entegre olması için vazgeçilemeyecek bir alandır. Eğitimin temel taşı olan ise öğretmenlerdir. 2011 yılından itibaren Arap ülkelerinde meydana gelen iç savaş sonucunda ülkemiz sayıca fazla göç almıştır. Ülkemizde göç eden Suriyeli bireylerin gelmesi ile ülkemiz her anlamda değişime uğramak zorunda kalmıştır. Bu değişimden de en çok etkilenen alan eğitimdir. Eğitimin yapıtaşı olan öğretmenlerin bu durum karşısında yaşadıkları problem ve engelleri saptamak amaçlanmıştır. Bu araştırma nitel yönlü bir çalışma olup sınıfında Suriyeli öğrenci bulunan 4 erkek ve 13 kadın öğretmen olmak üzere 17 öğretmen ile yarı yapılandırılmış görüşme formu uygulanmıştır. Öğretmenlerin 4 tanesi Fen Edebiyat Fakültesi, 13 tanesi ise Eğitim Fakültesi mezunu olduğu belirlenmiştir. Görüşme formundan elde edilen bulgulardan tematik analiz yapılarak öğretmenlerin yaşadığı problemler belli temalar altında toplanmıştır. Yaşanan problemler şu temalar altında incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre öğretmenlerin yaşadığı problemlerin başında dil problemi gelmektedir. Diğer problemler ise Türk ailelerin Suriyeli bireylere karşı takındıkları olumsuz tutumlar, savaş sonrası öğrencilerde olan davranış problemleri, kültürel farklılıklar, Suriyeli öğrencilere uygulanan ölçme ve değerlendirmenin yeterince işlevsel olmayışı, öğretmenlerin yabancı uyruklu öğrencilere dönük eğitim almaması gibi problemler yaşandığı görülmektedir.
Araştırmanın amacı, Millî Eğitim Bakanlığının ilkokulların 3. ve 4. sınıflarında Türkiye genelinde yaygınlaştırdığı İlkokullarda Yetiştirme Programına (İYEP) ilişkin sınıf öğretmenlerinin görüşlerini ortaya koymaktır. Araştırmanın... more
Araştırmanın amacı, Millî Eğitim Bakanlığının ilkokulların 3. ve 4. sınıflarında Türkiye genelinde yaygınlaştırdığı İlkokullarda Yetiştirme Programına (İYEP) ilişkin sınıf öğretmenlerinin görüşlerini ortaya koymaktır. Araştırmanın katılımcı grubunu Bolu il merkezindeki 10 ilkokulda görev yapan ve aynı zamanda İYEP’te görev alan 27 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Olgubilim deseninde yürütülen araştırmada, veriler ölçüt örnekleme yöntemiyle seçilen sınıf öğretmenlerinden yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı içerisinde toplanılmıştır. Toplanan verilerin çözümlenmesinde betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonunda, sınıf öğretmenlerinin İYEP’in öğrencilerin motivasyonunu ve ders performansını önemli ölçüde artırdığını düşündükleri sonucuna ulaşılmıştır. Sınıf öğretmenlerinin İYEP’in olumlu yönleri olarak; programın öğrencilerin eksikliklerini gidererek kendilerini geliştirmeleri için olanak sağlamasını, programın öğrencilerle özel olarak ilgilenme imkânı sunmasını, programın öğrencilerin öz güvenlerinde artış sağlamasını ve program kapsamındaki sınıfların mevcutlarının uygun olmasını sıkça ifade ettikleri tespit edilmiştir. Sınıf öğretmenlerinin İYEP’in eksik yönleri olarak ise; programın uygulanması için belirlenen sürenin yetersiz olmasını, programın yorucu olması ve öğrencilerde yorgunluğa neden olmasını, programa özgü olarak hazırlanan materyallerin kısıtlı olmasını, programdan yararlanacak olan öğrencilerin tespitinde problemlerin yaşanmasını ve programın küçük yaş gruplarındaki sınıflarda uygulanmamasını sıkça ifade ettikleri tespit edilmiştir.
The aim of this study; is to develop a valid and reliable measuring tool to be used by classroom teacher candidates to determine their attitudes towards game and physical activity lessons. In the study a mixed model in which quantitative... more
The aim of this study; is to develop a valid and reliable measuring tool to be used by classroom teacher candidates to determine their attitudes towards game and physical activity lessons. In the study a mixed model in which quantitative and qualitative models are used together is used. In the qualitative part of the research, there is the process of scanning the area literature and forming the item pool. The quantitative part included the validity and reliability procedures of SPSS 24 package program and Lisrel 8.8 program. As a result of the analysis applied to the data set obtained, a three factor structure consisting of 19 items was obtained. Factor 1 consists of items 1, 12, 13, 14, 15, 19 and has a variance ratio of 39,31 and Cronbach Alpha: 0,88. Factor 2 consists of items 20, 21, 22, 23, 25 and has a variance ratio of 8,28 and Cronbach Alpha: 0,79. Factor 3 consists of items 24, 28, 29, 31, 32, 33, 34, 35 and has a variance ratio of 7,48 and Cronbach Alpha: 0,89. The total variance ratio explained by the scale is 55.07% of the total Cronbach Alpha value: 0,78
- by Gönül Tekkurşun Demir and +1
- •
- Education, Physical Education, Eğitim, Attitude
ÖZ Araştırmanın amacı, ilköğretim 4. ve 5. sınıf sosyal bilgiler dersindeki değerlerin kazandırılmasına ilişkin öğretmen görüşlerini belirlemektir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması çerçevesinde yürütülmüştür.... more
ÖZ
Araştırmanın amacı, ilköğretim 4. ve 5. sınıf sosyal bilgiler dersindeki değerlerin kazandırılmasına
ilişkin öğretmen görüşlerini belirlemektir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden durum
çalışması çerçevesinde yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu 2011-2012 öğretim yılında
Erzurum il merkezinde ilköğretim 4. ve 5. sınıfta görev yapan 15 öğretmen oluşturmaktadır.
Öğretmenlerle yapılan görüşmeler sonucunda değer kazanımına etki eden en önemli faktörün aile
olduğu ve ailelerin değer eğitimi ile ilgili bilgilendirilmesi gerektiği; değer kazandırmada milli ve
dini bayram törenlerinin çok etkili olduğu; öncelikle vatan sevgisi değerinin kazandırılması
gerektiği; sosyal bilgiler öğretim programındaki bilgi yoğunluğunun değer kazanımına olumsuz
etki ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Değer, değerler eğitimi, sınıf öğretmeni.
TEACHER VIEWS ON ACQUISITION THE VALUES IN ELEMENTARY SCHOOL 4TH AND 5TH
GRADES SOCIAL STUDIES COURSE
ABSTRACT
The aim of the research is to determine teacher views on values acquisition in elementary school
4th and 5th grades Social Studies course. Research is carried out with “case study” method which
is one of the qualitative research methods. Fifteen 4th and 5th grade teachers working in the city
centre of Erzurum in 2011-2012 educational year constitute the working group of the study. As a
result of the deliberation with teachers, it is attained that family is the most significant factor
affecting the values acquisition and the families should be illuminated about the values
education; National and Religious Festivals’ Ceremonies are so efficient in values acquisition; one
should give priority to acquisition of patriotism; information intensity in curriculum of Social
Studies affects values acquisition in a negative way.
Key Words: Value, values education, classroom teacher.
Özet Araştırmanın amacı sınıflarında Suriyeli öğrenci bulunan sınıf öğretmenlerinin Suriyeli öğrencilerin eğitimlerinde karşılaştıkları durumlara ilişkin görüşlerini belirlemektir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan... more
Özet Araştırmanın amacı sınıflarında Suriyeli öğrenci bulunan sınıf öğretmenlerinin Suriyeli öğrencilerin eğitimlerinde karşılaştıkları durumlara ilişkin görüşlerini belirlemektir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan durum çalışması yöntemi uygulanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2016-2017 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Mardin Merkez İlçesi'ne bağlı ilkokullarda görev yapan ve en a z bir Suriyeli öğrencisi bulunan 18 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Kartopu örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme ile toplanmıştır. Toplanan veriler üzerinde betimsel analiz tekniği uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda sı nıf öğretmenlerinin büyük bir çoğunluğunun Suriyeli öğrencilerin eğitimine yönelik herhangi bir eğitim almadıkları ancak almak istedikleri, Suriyeli öğrencilerle olumlu iletişim kurdukları, öğrencilerin velileri ile olumsuz iletişim kurdukları, öğrencilerin eğitim öğretim durumlarının olumsuz olduğu, kişi ve kurumlardan destek almadıkları görülmüştür. Bu bulgulara yönelik çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Suriyeli öğrenci, sınıf öğretmenleri, ilkokul Abstract The purpose of the study is to determine the opinions of the class teachers who have Syrian students in their classes in Syrian students' education. In this study, the case study method which is one of the qualitative research methods was applied. The study group of the study is composed of 18 class teachers who serve in primary schools affiliated to Mardin Central District and have at least one Syrian student in the fall semester of 2016-2017 academic year. Snowball sampling method is used. The data were collected through semi-structured interviews. Descriptive analysis technique was applied for the analysis of the collected data. As a result of the research, it was seen that a great majority of the class teachers did not get any in-service education for the education of the Syrian students but they wanted to get such an education. According to the results of the study, class teachers, communicate positively with Syrian students, but they communicate badly with the students' parents, the educational situation of the students is poor, they do not get support from people and institutions. Various suggestions have been made for these findings.
2005-2006 öğretim yılından itibaren eğitim programları yeniden düzenlenerek programlar öğrenci merkezli bir eğitim anlayışına göre düzenlenmiştir. Bir yılık bir pilot uygulamadan sonra birlikte tüm ülkede uygulanmaya başlanan programın... more
2005-2006 öğretim yılından itibaren eğitim programları yeniden düzenlenerek programlar öğrenci
merkezli bir eğitim anlayışına göre düzenlenmiştir. Bir yılık bir pilot uygulamadan sonra birlikte tüm ülkede
uygulanmaya başlanan programın işlerliğinin değerlendirilme çalışmaları da zaman zaman yapılan
çalışmalarla ortaya konmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmalar daha çok programa yönelik olarak yapılmakta
programın uygulayıcısı olan öğretmenlerin programı uygulama biçimlerinin değerlendirilmediği
görülmektedir. Yapılan bu çalışmada öğretmenlere bu konuda rehberlik eden ve periyodik olarak onları
denetleyen eğitim müfettişlerinin (il eğitim denetmenleri) görüşlerine göre sınıf öğretmenlerinin programa
ilişkin yaklaşım ve uygulamalarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yapılan çalışma sonucunda, sınıf
öğretmenlerinin çoğunluğunun programa ilişkin yaklaşımlarının olumsuz olduğu, mesleğinde yeni olan
öğretmenlerin programı daha iyi uyguladığı, programın uygulanmasında öğretmenlerin karşılaştığı en önemli
sorunun araç-gereç eksikliği olduğu, sınıf öğretmenlerinin programı etkili bir şekilde uygulamada yetersiz
kaldıkları ve öğretmenlerdeki en büyük eksikliğin programın henüz öğretmenlerce yeterince anlaşılamamış
olması ve hizmet içi eğitim eksikliklerinin olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
- by Alİ SÜnbÜl and +1
- •
- Sınıf Öğretmeni, Eğitim Müfettişi, Eğitim Programı
Bu çalışma TV izleme alışkanlığının 4-6 yaş arası çocukların günlük yaşamlarına ve davranışlarına etkilerine ilişkin okulöncesi öğretmenlerin görüş ve tutumlarını ölçmeyi amaçlamaktadır. Araştırma kapsamında Adana’da okulöncesi eğitimi... more
Bu çalışma TV izleme alışkanlığının 4-6 yaş arası çocukların günlük yaşamlarına ve davranışlarına etkilerine ilişkin okulöncesi öğretmenlerin görüş ve tutumlarını ölçmeyi amaçlamaktadır. Araştırma kapsamında Adana’da okulöncesi eğitimi veren 23 öğretmen ile anket çalışması yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenler TV izleme alışkanlığının okulöncesi çocukların günlük yaşamlarına ve davranışlarına negatif etkilerinin olduğunu düşünmektedirler. Ancak, bu negatif görüş ve tutumların derecesi farklı mesleki deneyim yıllarına sahip öğretmenler arasında farklılık göstermektedir. Mesleki deneyim süresi arttıkça negatif görüş ve tutumların derecesi de artmaktadır.
Bu araştırmada, sınıf öğretmenlerinin Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2008 yılında belirlemiş olduğu Sınıf Öğretmeni Özel Alan Yeterlikleri'ne göre kendi yeterlikleri hakkındaki görüşleri belirlenmeye çalışılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı... more
Bu araştırmada, sınıf öğretmenlerinin Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2008 yılında belirlemiş olduğu Sınıf Öğretmeni Özel Alan Yeterlikleri'ne göre kendi yeterlikleri hakkındaki görüşleri belirlenmeye çalışılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı sınıf öğretmeni özel alan yeterlikleri çerçevesinde sınıf öğretmeni adayları temel alınarak, araştırmacı ve danışmanı tarafından geliştirilmiş olan "Sınıf Öğretmeni Adaylarının Özel Alan Yeterliklerini Belirleme Ölçeği" sınıf öğretmenlerine uyarlanarak uygulama yapılmıştır. Ayrıca Sınıf Öğretmenliği Doktora Programı Çalıştayı Sonuç Bildirgesi'nde sınıf öğretmenliğine ilişkin belirlenmiş alanlarla ilgili soruların bulunduğu yarı yapılandırılmış görüşme formu sınıf öğretmenlerine uygulanmıştır. Araştırmanın verilerine Kars il merkezi, il merkez köyleri, ilçe merkezleri ve ilçe merkez köylerindeki ilköğretim okullarında görev yapan 1446 sınıf öğretmeninden 548'inin istekli olarak ölçeğe yanıt vermesi ve bu 548 öğretmen içerisinden 45'inin istekli olarak yarı yapılandırılmış görüşme formunu yanıtlaması ile ulaşılmıştır.
Bu çalısmada sınıf öğretmenliği bölümü öğrencilerinin yazılı anlatım becerilerinden hareket edilerek Türkçeyi nasıl kullandıklarının genel bir tespitini yapmak hedeflenmistir. Doğdukları yer, yetistikleri çevre ve üniversite eğitimleri... more
Bu çalısmada sınıf öğretmenliği bölümü
öğrencilerinin yazılı anlatım becerilerinden hareket
edilerek Türkçeyi nasıl kullandıklarının genel bir tespitini
yapmak hedeflenmistir. Doğdukları yer, yetistikleri çevre
ve üniversite eğitimleri için ikamet ettikleri yer göz
önünde bulundurularak, öğrencilerin yazılı anlatımında
sosyal çevrenin etkisi üzerinde durulacaktır. Bu etkinin
objektif bir sekilde tespitinin yapılabilmesi için iki ayrı
üniversitenin öğrencileri seçilerek yazılı anlatım
çalısmaları incelenmistir. Birinci grubu Rize Üniversitesi
Sınıf Öğretmenliği Bölümü Öğrencilerinin, ikinci grubu
ise Marmara Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü
Öğrencilerinin olusturacak olduğu bu iki öğrenci
grubunun yazılı anlatım çalısmaları, yukarıda sayılan
faktörler çerçevesinde ele alınarak Türkçe eğitimi’nde
“çevre-dil” etmeni üzerinde durulacaktır. Geleceğin
teminatı olan çocukların eğitimleri için emanet edilecek
oldukları ve eğitim-öğretimlerinin en önemli evresinde
onları sekillendirecek olan sınıf öğretmenlerinin, dili nasıl
ve ne ölçüde kullandıkları son derece önemlidir. Bu
çalısmada üzerinde durulacak olan ikinci ana baslık da
sınıf öğretmenliği öğrencilerinin dili kullanma
yeteneklerinin gözlemlenmesi olacak ve böylelikle iki
farklı üniversitenin öğrencilerinden elde edilen verilerle
daha genel bir neticeye ulasmak mümkün olacaktır.
Bilginin nitelik ve niceliğindeki artış yaşam boyu öğrenmeyi tüm toplum bireyleri için bir zorunluluk haline getirirken, yaşam boyu öğrenme başta bilgi okuryazarlığı olmak üzere bazı becerilerin geliştirilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır.... more
Bilginin nitelik ve niceliğindeki artış yaşam boyu öğrenmeyi tüm toplum bireyleri için bir zorunluluk haline getirirken, yaşam boyu öğrenme başta bilgi okuryazarlığı olmak üzere bazı becerilerin geliştirilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır. Bilgi gereksiniminin tanımlanması, bilginin aranması, bulunması, kullanılması ve iletimi aşamalarını içeren bilgi okuryazarlığı becerilerinin bireylere eğitim süreci içinde kazandırılması, öncelikle öğretmenlerin bu becerilere sahip olmalarını gerektirmektedir. Günümüze kadar olan teknolojik gelişim süreci içerisinde teknoloji, ağırlıklı olarak eğitim amaçlı geliştirilmemiş olmasına karşın, temelde " Nasıl öğretelim? " sorusuna yanıt arayan Eğitim Teknolojisi disiplininin özellikle ortam konusunda daha çağdaş ve sınırları gittikçe genişleyen bir boyut kazanmıştır. Bu araştırmada amacımız hedef kitleler üzerinde oluşturulmak istenen bu nitelikli ve kalıcı eğitim sürecini bilişim teknolojilerinin katkı payını daha yüksek tutmaya yönelik çözüm önerileri sunarak en verimli düzeye ulaştırmaktır. Sonuca ulaşmak için kullanılan veri toplama aracı öğretim üyeleri yardımı ile Likert ölçeğine göre hazırlanan ve derecelendirmeli soru tiplerinden oluşan ankettir. Elde edilen veriler SPSS 13.0 programında bağımsız değişkenlere göre frekans (f), yüzde (%) ve ki-kare (χ2) test yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz sonucunda BT sınıflarının diğer öğretmenlerle paylaşılması nedeniyle bilgisayar laboratuvarının yoğun olması, bilgisayarların sayıca yetersiz olması, İnternet bağlantısının yavaş olması, eğitim sürecinde kullanılabilecek uygun içerikli web sayfalarının bulunmaması, eğitimsel yazılımların yeterli sayıda olmaması, eğitimsel yazılımların alınması için yeterli maddi kaynağın bulunmaması, öğretmenlerin bilgisayar ve İnternet teknolojileri konusunda temel bilgi ve beceriye sahip olmamaları, bilgisayar ve İnternet teknolojilerinin eğitimde kullanımı konusunda yeterli bilgiye sahip olunmaması, öğretmenler ve yöneticiler için bilgisayar ve Internet teknolojileri ile ilgili yeterli hizmet içi eğitim olanaklarının olmaması öğretmenleri derslerinde bilişim teknolojileri kullanımı konusunda sınırlayan başlıca nedenler olarak belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Bilgi, bilgi okuryazarlığı, teknoloji, bilgi
teknolojileri, bilgi teknolojisi sınıfı, bilgisayar formatör öğretmeni
This study was carried out to identify how the level of the primary school science and elementary teachers' self-efficacy beliefs changed in terms of some variables such as branch, gender, seniority, weekly lesson hours, in-service... more
This study was carried out to identify how the level of the primary school science and elementary teachers' self-efficacy beliefs changed in terms of some variables such as branch, gender, seniority, weekly lesson hours, in-service training, satisfaction with her/his job, socioeconomic level of the school, and satisfaction with the working environment. In this study, which is bases on the correlative investigation model, the Scale of Self-efficacy Belief in Science Teaching developed by Riggs and Enochs (1990) and studied in terms of validity and reliability by Hazır-Bıkmaz (2004), and a 12-question Personal Information Form were applied to the science and elementary teachers working in the primary schools in Aydın. The study was carried out with science teachers (N=58) and elementary teachers (N=74), in total 132 participants. 54.5% of the participants were female and 45.5% of the participants were male. The data gathered in this study were evaluated with SPSS 11.5, percent and frequency values were calculated and analysis of one-way ANOVA, 't' and 'Scheffe' tests were applied. According to the findings of this study, teachers' perception of self-efficacy does not differentiate in respect to gender, seniority, number of the lessons they give, having in-service training and being satisfied with the working conditions; it differentiates in respect to the branches and the job satisfaction. Additionally, between the number of the courses they give, science self-efficacy belief (r=-.178) and science teaching outcome expectancy negative and low level relations were found. Thus, it can be said that the more the number of the lessons they give increases, the more science self-efficacy beliefs decrease. ÖZ Bu araştırma ilköğretim okullarında görev yapan fen bilgisi ve sınıf öğretmenlerinin fen öğretimine yönelik öz-yeterlik inanç düzeylerinin branş, cinsiyet, mesleki kıdem, haftalık ders yükü, hizmet içi eğitim alma durumu, mesleğinden memnun olma durumu, görev yaptıkları okulun sosyo-ekonomik düzeyi ve görev yaptıkları okulun çalışma ortamından memnun olma durumu gibi değişkenlere göre nasıl değiştiğini tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. lişkisel tarama modelinde olan bu araştırmada Riggs ve Enochs (1990) tarafından geliştirilen ve Hazır-Bıkmaz (2004) tarafından geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan Fen Öğretiminde Öz-yeterlik nancı Ölçeği ile 12 sorudan oluşan Kişisel Bilgi Formu Aydın ili ilköğretim okullarında görev yapan fen bilgisi ve sınıf öğretmenlerine uygulanmıştır. Çalışma, fen bilgisi (N=58) ve sınıf (N=74) öğretmeni olmak üzere 132 kişi üzerinde yürütülmüştür. Araştırmaya katılan öğretmenlerin %54.5'i kadın, %45.5'i erkektir. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 11.5 paket programında değerlendirilmiş, yüzde ve frekans dökümleri alınmış ve tek yönlü varyans analizi, t ve Scheffe testleri uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre, öğretmenlerin fen öz-yeterlik algısı cinsiyete, kıdeme, ders yüküne, hizmetiçi eğitim alma ile çalışma ortamından memnun olma durumuna göre farklılaşmazken, branşlara ve mesleğinden memnun olma durumuna göre değişmektedir. Ayrıca haftalık ders yükü ile fen öz-yeterlik inancı (r=-.178) ve fen öğretiminde sonuç beklentisi (r=-.177) arasında negatif ve düşük düzeyde ilişkiler olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda, öğretmenlerin ders yükü arttıkça, fen öz-yeterlik inançlarının düştüğü söylenebilir.
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni ve öğretmen adaylarının Avrupa Birliği Vatandaşlığına bakışlarının belirlenmesidir. Bu çalışma tarama modelinde yürütülen betimsel bir araştırmadır. Hem nitel hem de nicel bir araştırma özelliği... more
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni ve öğretmen adaylarının Avrupa Birliği Vatandaşlığına bakışlarının belirlenmesidir. Bu çalışma tarama modelinde yürütülen betimsel bir araştırmadır. Hem nitel hem de nicel bir araştırma özelliği taşımaktadır. Araştırmanın nicel verileri, Kırşehir il merkezinde bulunan 22 ilkokulda görev yapan 207 sınıf öğretmeninden ve Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nde okuyan 282 öğretmen adayından toplanmıştır. Diğer taraftan, tanımlanan bu gruplarda bulunan gönüllü 25 öğretmen ile 33 öğretmen adayı, araştırmanın nitel kısmındaki verilerin toplanılmasında kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak; öğretmen ve öğretmen adaylarına dönük iki farklı Kişisel Bilgi Formu, Görüşme Formu ve Avrupa Birliği Vatandaşlığına Bakış Anketi kullanılmıştır. Öğretmen ve öğrencilerden toplanan veriler üzerinde, aritmetik ortalama (), standart sapma (Ss), bağımsız örneklem t testi, faktör analizi, varyans analizi (ANOVA), Scheffe testleri uygulanmıştır. p<0,05 düzeyi, anlamlılık için yeterli görülmüştür.
Araştırmanın sonucunda, sınıf öğretmenlerinin, öğretmen adaylarına göre, AB vatandaşlarını daha aktif vatandaşlar olarak değerlendirdiği bulunmuştur. Bunun yanında, hem sınıf öğretmenlerinin, hem de sınıf öğretmeni adaylarının, AB vatandaşlarının sosyokültürel anlamda olumsuz özellikler barındırıp barındırmadığı konusunda kararsızlık yaşadığı, ancak, öğretmenlerin, bu olumsuzlukların var olduğu görüşüne daha yakın olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, hem sınıf öğretmenlerinin, hem de sınıf öğretmeni adaylarının, AB vatandaşlarının, ekonomik açıdan bireysel anlamda gelişmiş ve haklar ve sorumluluklar bakımından farkındalık sahibi olduğunu düşündükleri belirlenmiştir.
ii
Araştırmanın sonucundan hareketle, öğretmen ve öğretmen adaylarının AB hakkında bilgilenmesi ve AB ve Türk vatandaşlarının birbirine karşı önyargılarının kırılması için, öğrenci ve öğretmen değişim programlarının ciddiyetle uygulanması ve AB’yi doğru şekilde tanıtan konferans, panel, sempozyum vb. etkinliklerin yapılması tavsiye edilmiştir.
Bu araştırmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin yaratıcılık düzeylerini incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Adıyaman ili Kâhta ilçesinde 2015-2016 eğitim öğretim yılında 8 ilkokulda görev yapan 189 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır.... more
Bu araştırmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin yaratıcılık düzeylerini incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Adıyaman ili Kâhta ilçesinde 2015-2016 eğitim öğretim yılında 8 ilkokulda görev yapan 189 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırma tarama modelinde betimsel bir
çalışmadır. Araştırmada, sınıf öğretmenlerinin yaratıcılık düzeylerini belirlemek için “Ne Kadar Yaratıcısınız?” ölçeği kullanılmıştır. Bu araştırmada yaratıcılık ölçeğinin güvenirliği .86 olarak bulunmuştur. Verilerin analizinde, bağımsız gruplar t-testi, Mann Whitney-U ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) testleri kullanılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre, sınıf öğretmenlerinin yaratıcılık düzeyleri ile cinsiyetleri, medeni durumları, anne ve baba eğitim düzeyleri açısından anlamlı bir fark bulunmazken, öğretmenlerin mesleki kıdemleri, çocukluklarının geçtiği yerleşim birimleri, kitap okuma alışkanlıkları durumuna göre istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Aynı zamanda araştırma sonuçlarına göre, sınıf öğretmenlerinin büyük çoğunluğunun düşük düzeyde yaratıcı olduğu görülmektedir.
Öğrenci gelişiminin olumlu yönde gerçekleşmesi için öğretmenlerin bir dizi yeterliklere sahip olmaları gerekmektedir. Bu araştırmanın amacı, örgün eğitim kurumlarında özel yetenekli öğrencisi olan sınıf öğretmenlerinin sahip olması... more
Öğrenci gelişiminin olumlu yönde gerçekleşmesi için öğretmenlerin bir dizi yeterliklere sahip olmaları gerekmektedir. Bu araştırmanın amacı, örgün eğitim kurumlarında özel yetenekli öğrencisi olan sınıf öğretmenlerinin sahip olması gereken yeterliliklerinin belirlenmesidir. Ülkemizde özel yetenekli öğrencilerle ilgili yapılan çalışmalar genellikle bu öğrencilerin tanılanarak devam ettikleri Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM) üzerinden gerçekleştirilmektedir. Ancak, özel yetenekli öğrencilerin örgün eğitim kurumunda kendi sınıf ortamlarında desteklenmeleri de gerekmektedir. Bu çalışmada örgün eğitim kurumlarının 2., 3. ve 4. sınıflarına devam eden aynı zamanda yapılanan tanılama süreci sonrasında Bilim ve Sanat Merkezi’ne de devam eden öğrencilerin desteklenmesi için sınıf öğretmenlerinin sahip olması gereken yeterliliklerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda araştırmanın çalışma grubunu 2017-2018 öğretim yılında Çanakkale il merkezinde çalışan ve sınıfında farklı alanlarda özel yetenekli öğrencisi olan sınıf öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini, amaçlı örnekleme yoluyla belirlenen 28 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden fenemoloji (olgu bilim) deseni kullanılmıştır. Araştırmanın verileri yarı yapılandırılmış ve yönlendirici olmayan görüşme tekniği ile toplanmıştır. Araştırma verilerinin analizi iki veri kodlayıcısı tarafından gerçekleştirmiştir. Verilerin analizinde Cohen Kappa uyum değerleri kullanılmıştır. Araştırmada özel yetenekli öğrencilerin desteklenmesi için sınıf öğretmenlerinin mesleki ve kişisel yeterliliklerin önemi ortaya konmuştur. Araştırma bulguları ışığında sınıf öğretmenleri için uygulama ağırlıklı hizmet içi eğitim programlarının geliştirilmesi, öğretmenlerin işbirliği içinde olacakları çalıştayların yapılması, uygulamalı örnek olay temelli öğretmen eğitimlerinin gerçekleştirilmesi öneri olarak sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Bilim ve Sanat Merkezi, özel yetenekli öğrenci, sınıf öğretmeni, yeterlilik
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilkokulların 3. ve 4. sınıflarına devam eden ancak belirli derslerde yeterli kazanımı elde edemeyen öğrenciler için Milli Eğitim Bakanlığı İlkokullarda Yetiştirme Programı (İYEP) hazırlamıştır. Bu program... more
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilkokulların 3. ve 4. sınıflarına devam eden ancak belirli derslerde yeterli kazanımı elde edemeyen öğrenciler için Milli Eğitim Bakanlığı İlkokullarda Yetiştirme Programı (İYEP) hazırlamıştır. Bu program Türkçe ve Matematik dersleriyle sınırlıdır. Bazı ülkeler, bilimsel ve teknolojik alanlarda diğer ülkelerin gerisinde kalmak istemedikleri için fen derslerine daha fazla önem vermektedir. Bu çalışmanın amacı da İYEP kapsamına farklı derslerin alınıp alınmayacağı, Fen Bilimleri dersinin İYEP kapsamına dâhil edilmesinin ne gibi katkılar sağlayacağı ve fen dersinin dâhil edilmesiyle programdaki modüllerin nasıl düzenlenebileceğine ilişkin öğretmen görüşlerini belirlemektir. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni ile yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Katılımcıların belirlenmesinde ölçüt örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Çalışma, 2018-2019 eğitim öğretim yılı Gaziantep ili Nizip ilçesinde İYEP kapsamında görev alan 17 sınıf öğretmeni ile yürütülmüştür. Verilerin analizinde içerik, betimsel ve frekans analizi yöntemleri kullanılmıştır. Bu programa Türkçe ve Matematik dersleri dışında başka derslerin katılıp katılmaması konusunda öğretmenler arasından görüş ayrılığı vardır.
Bu çalışma sınıf öğretmenlerinin ev ödevleri hakkındaki görüşlerinin incelenmesi amacıyla nitel bir yaklaşımla yürütülmüştür. Bazı değişkenlere göre belirlenen 12 sınıf öğretmeni gönüllülük esasına göre çalışma kapsamına alınmıştır. Bu... more
Bu çalışma sınıf öğretmenlerinin ev ödevleri hakkındaki görüşlerinin incelenmesi amacıyla nitel bir yaklaşımla yürütülmüştür. Bazı değişkenlere göre belirlenen 12 sınıf öğretmeni gönüllülük esasına göre çalışma kapsamına alınmıştır. Bu öğretmenlerin ev ödevleri hakkındaki görüşleri yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen nitel veriler içerik analizine tabii tutulmuştur. Analiz işlemi sonucunda elde edilen bulgulardan, sınıf öğretmenlerin çocuk sahibi olma durumuna göre ev ödevleri hakkındaki düşünceleri “ev ödevi algısı”, “ödevlerin kontrol edilme durumu” ve “ev ödevi vermeyi görev olarak görme” açılarından farklılık göstermez iken “verilen ev ödevi türleri”, “ev ödevlerinin yapılmaması durumundaki öğretmen yaklaşımları” ve “öğretmenlere göre öğrencilerin ev ödevlerine ilişkin duyguları” noktasında farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu kitabın basım, yayın, satış hakları Uluslararası Eğitim Araştırmacıları Derneği'ne aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz,... more
Bu kitabın basım, yayın, satış hakları Uluslararası Eğitim Araştırmacıları Derneği'ne aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz.
Öz Günümüzde en önemli becerilerden biri girişimcilik becerisidir. Bu çalışmanın temel amacı, sınıf öğretmenlerinin girişimcilik becerisi kazandırmaya yönelik görüşlerini belirlemektir. Bu araştırma yarı-yapılandırılmış görüşme yöntemi... more
Öz Günümüzde en önemli becerilerden biri girişimcilik becerisidir. Bu çalışmanın temel amacı, sınıf öğretmenlerinin girişimcilik becerisi kazandırmaya yönelik görüşlerini belirlemektir. Bu araştırma yarı-yapılandırılmış görüşme yöntemi kullanılarak 21 sınıf öğretmeni ile yapılan yüz yüze görüşmeler yoluyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma verilerinin çözümlenmesinde betimsel analiz kullanılmıştır. Araştırma sonucunda girişimcilik becerisine; sınıf öğretmenlerinin %9,52'sinin sahip olmadığını, %33,33'ünün orta düzeyde; 28,57'sinin iyi düzeyde; 23,80'inin ise çok iyi düzeyde sahip olduğu saptanmıştır. Girişimcilik becerisine sahip olmanın öğretmenlik mesleği açısından katkıları olarak rol model olmak; farklı fikirler üretmek; risk almak belirtilmiştir. Girişimcilik becerisi kazandırmada en çok Hayat Bilgisi, Sosyal Bilgiler ve Türkçe dersi vurgulanmıştır. Gerçekleştirilen etkinlikler olarak ise drama, grup çalışması, kendilerini ifade etme, uzman kişileri sınıfa davet etme, gezi, kurum ziyareti, araştırma ödevleri ve röportajdan söz etmişlerdir. Girişimcilik becerisinin geliştirilmesini etkileyen faktörleri girişimciliğe olanak tanıyan aile, sosyo-kültürel çevre, arkadaş çevresinin yapısı olarak ifade etmişlerdir. Girişimcilik becerisi kazandırmada ailelere kaynak olarak hikâye, film ve internetten yararlanmayı önermişlerdir. Abstract Today one of the most important skill is entrepreneurial skill. The aim of the study is to reveal the views of the classroom teachers about the acquisition of entrepreneurial skills. The study was designed as a qualitative research in which semi-structured interviews were used with 21 classroom teachers. The data obtained from interviews were analysed using descriptive statistics. The findings showed that 9,52% of the participants reported that they did not have entrepreneurial skills. It was also found that 33,33% reported to have entrepreneurial skills at medium level, 28,57% at high level and 23,80% at highest level. The participants reported that having entrepreneurial skills had some advantages for teaching profession such as being a role model, developing different ideas, and taking risks. They stated that the following courses can be used as a platform to offer entrepreneurial skills to students: Life sciences (57,14%), social studies (47,61%) and Turkish language (38,09%). They also stated the following teaching and learning activities to be used for this goal: drama, group work, discussions, visits by experts to class, visits, visits to official institutions, research projects, interviews. For them there are some factors to acquire entrepreneurial skills, including socio-cultural environment and peer group. They suggested that there can be activities to improve the entrepreneurial skills of students such as films and Internet.
Bu çalışmanın amacı pandemi döneminde sınıf öğretmenlerinin karşılaştığı problemlere ilişkin öğretmen görüşlerini incelemektir. Araştırma nitel araştırma modellerinden betimleyici fenomenolojik desen kullanılarak hazırlanmıştır.... more
Bu çalışmanın amacı pandemi döneminde sınıf öğretmenlerinin karşılaştığı problemlere ilişkin öğretmen görüşlerini incelemektir. Araştırma nitel araştırma modellerinden betimleyici fenomenolojik desen kullanılarak hazırlanmıştır. Araştırmanın örneklemi amaçsal örnekleme yöntemiyle belirlenmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin resmi okullarda çalışması ve sınıf öğretmeni olması kriteri doğrultusunda; çalışma grubunu, Nisan 2020- Ağustos 2020 döneminde 1-4. Sınıflarda derse giren 16 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, ilgili alan yazın taramasından sonra araştırmacılar tarafından hazırlanmış yarı yapılandırılmış görüşme sorularıyla elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar içerik analizi yöntemiyle analizi yapılmıştır. Bu sorularla belirlenen dört ana tema altında veriler incelenmiştir. Bu ana temalar sınıf öğretmenlerinin yeni durumlarla baş etme biçimleri ve duyguları, sınıf öğretmenlerinin uzaktan eğitime bakışı, uzaktan eğitimin avantajları, uzaktan eğitimin dezavantajlarıdır. Araştırma sonuçlarına göre sınıf öğretmenleri “Hibrit Model Eğitim” uygulamalarının öğrenci ve öğretmenler için verimsiz oluşuna dikkat çekmişlerdir. Sınıf öğretmenlerinin üzerinde durduğu bir diğer nokta ise EBA platformu içerisindeki içerik havuzunun genişletilmesine yöneliktir. Araştırma sonucundaki şu önerilere ulaşılmıştır. Hibrit modelin eğitim sistemimize adaptasyonunda öğrencilerin devam durumları isteğe bağlı şekilde yönetilmemelidir. EBA TV yayınları okullarda aktif olarak derslere giren öğretmenlerce takip edilerek; verilecek izleme görevleri ya da izlenen konuyla ilgili derste devam çalışmalar yapılması suretiyle derslere adapte edilmelidir. EBA TV derslerinin içerik geliştirici ekipleri gibi EBA platformu için içerik hazırlama ekipleri kurulmalı ve EBA platformundaki konu anlatım, etkinlik ve soru havuzlarının sayısı arttırılmalıdır.
- by Hanifi Parlar and +1
- •
- Uzaktan eğitim, Sınıf Öğretmeni, Dijitalleşme
Fen bilimleri dersi öğretim programında yer alan yaşam becerilerinin ilkokul öğrencilerine kazandırılmasına 6yönelik öğretmen görüşlerinin değerlendirilmesi. Öz. Fen bilimleri dersi öğretim programında yaşam becerileri, bilimsel bilgiye... more
Fen bilimleri dersi öğretim programında yer alan yaşam becerilerinin ilkokul öğrencilerine kazandırılmasına 6yönelik öğretmen görüşlerinin değerlendirilmesi. Öz. Fen bilimleri dersi öğretim programında yaşam becerileri, bilimsel bilgiye ulaşılması ve bilimsel bilginin kullanılmasına ilişkin temel beceriler olarak tanımlanmıştır. Bu beceriler analitik düşünme, karar verme, yaratıcı düşünme, girişimcilik, iletişim ve takım çalışması olarak belirlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin fen bilimleri dersi öğretim programında yer alan yaşam becerilerinin, ilkokul öğrencilerine kazandırılmasına yönelik görüşlerini araştırmaktır. Çalışmada fenomenoloji deseni kullanılmıştır. Ölçüt örnekleme yöntemiyle belirlenen dokuz sınıf öğretmeninden, birebir görüşmeler aracılığıyla toplanan veriler, içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırmaya katılan öğretmenlerin çoğu, fen dersinin, yaşam becerilerinin gelişimine katkı sağladığını belirtmişlerdir. Bu becerilerin geliştirilebilmesi için çoğunlukla öğrenci merkezli yöntem ve tekniklerden yararlandıklarını söylemişlerdir. Öğretmenler, gözlemler, yazılı sınavlar, ders içindeki davranışlar ve proje çalışmaları aracılığıyla bu becerilerdeki gelişimi izlediklerini ifade etmişlerdir. Ayrıca ailelerin ve okul idaresinin bu becerilerin geliştirilmesi üzerinde etkili olduğunu düşünmektedirler. Fen bilimleri dersinin yaşam becerilerinin gelişimine katkısını artırmak için, yaş grubuna uygun çeşitli öğretim materyalleri ve etkinliklerinin hazırlanması ve hizmetiçi eğitimlerin faydalı olacağı düşünülmektedir Aahtar Kelimeler: Fen bilimleri, sınıf öğretmenleri, yaşam becerileri, ilkokul Abstract. In science curriculum life skills have been defined as the basic skills for accessing scientific knowledge and using scientific knowledge. These skills are defined as analytical thinking, decision making, creative thinking, entrepreneurship, communication and teamwork. The aim of this study is to examine the opinions of the classroom teachers regarding the upskilling life skills involved in the science program to the primary school students. Phenomenological research design was used in this study. Interviews were held with nine classroom teachers determined by the criteria sampling method. The data were subjected to content analysis. Most of the teachers who participated in the research indicated that, the science course contributed to the development of life skills. Teachers said that in order to be able to develop these skills, they mostly used student cantered method-techniques. Teachers ventilated that, they observed the progress of these skills through observations, written exams, and behaviours during the course and project work. Teachers have said that the families and school administration are influential on the development of these skills. In order to increase the contribution of the science course to the development of life skills, various teaching materials and activities suitable for the age group might be prepared and in-service trainings might be organised.
Bu araştırmanın amacı hizmet öncesinde öğretmen aylarına mesleki beceri ve deneyimleri kazandırmayı amaçlayan öğretmenlik uygulaması dersinin derste görevli öğretim üyeleri, öğretmenler ve öğretmen adayları açısından işlevselliğini tespit... more
Bu araştırmanın amacı hizmet öncesinde öğretmen aylarına mesleki beceri ve deneyimleri kazandırmayı amaçlayan öğretmenlik uygulaması dersinin derste görevli öğretim üyeleri, öğretmenler ve öğretmen adayları açısından işlevselliğini tespit etmektir. Araştırmanın örneklemini Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi 2011-2012 öğretim yılı bahar yarıyılı son sınıf öğrencisi 122 öğrenci ile öğretmenlik uygulaması dersinde görev almış 14 öğretim üyesi ve 34 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma betimsel niteliklidir. Araştırmada elde edilen verilerin analizinde istatistiksel işlemlerden frekans ve yüzde kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenlik uygulaması dersinin araştırmamıza katılan öğretmen adaylarının yaklaşık %30'u tarafından öğretmenlik yeterliliklerini kazandırmada en etkili ders olarak görülmesine rağmenöğretmen adaylarının %70'i diğer dersleri daha etkili görmektedir. Bunun yanında Öğretmenlik uygulaması dersi meslek yeterliliklerini kazandırması açısından öğretmen adayları tarafından " orta " , uygulama öğretmenleri tarafından " yüksek " , öğretim üyeleri tarafından " orta " düzeyde işlevsel olarak görüldüğü tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar ışığında öğretmenlik uygulaması dersinin meslek yeterliliklerini kazandırma yolunda işlevselliğinin attırılması açısından ders sürecine, öğretim üyesine, öğretmene ve öğretmen adayına yönelik önerilerde bulunulmuştur.
The aim of this research is to investigate the functionality of the practicum course, which aims to gain pre-service teachers professional skills in terms of practice lecturers, mentors, and teacher candidates. The sample of this research consists of 14 lecturers and 34 teachers who were involved in teaching practicum from the Faculty of Education at Muğla University. The research is descriptive in its nature. In the analysis of the data obtained in the study, frequencies and percentages have been used for statistical analysis.
The result of the research has indicated that 30% of the teacher candidates involved in the study view the teaching practicum course as the most effective for them to gain professional skills, whereas 70% do not agree with this view. Moreover, the functionality of the practicum course in gaining professional skills has been viewed by the pre-service teachers to be at “medium”, by the mentors “high”, and by the lecturers “medium” level. In light of the results obtained, to increase the functionality of the practicum course, some suggestions have been made for the process of course, lecturers, mentors, and pre-service teachers.
ÖZET: Öğretmenler, öğrencilerin birinci derecede eğitiminden sorumlu olan kişilerin başında gelir. Öğretmenlerin mesleki yeterlilikleri ve kişilik özellikleri öğrencilerinin akademik, bilişsel ve duyuşsal gelişimini etkilemektedir. Bu... more
ÖZET: Öğretmenler, öğrencilerin birinci derecede eğitiminden sorumlu olan kişilerin başında gelir. Öğretmenlerin mesleki yeterlilikleri ve kişilik özellikleri öğrencilerinin akademik, bilişsel ve duyuşsal gelişimini etkilemektedir. Bu araştırmada, sınıf öğretmenlerinin üstün yetenekli öğrencilerin belirlenmesi konusunda bilgi düzeyinin değerlendirilmesi amacıyla kullanılabilecek bir bilgi testi geliştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, tarama modelinde betimsel desende tasarlanmıştır. Araştırma evreni, 2010-2011 kesitinde Tekirdağ İl genelinde genel eğitim okullarında görev yapan 2160 sınıf öğretmeninden meydana gelmektedir (Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürlüğü İstatistikleri, 2011). Araştırmada ön uygulama kapsamında sekiz farklı okulda çalışan 54 öğretmene; asıl uygulamada ise 59 farklı okulda çalışan toplam 417 öğretmene ulaşılmıştır. Uygulama öncesi geliştirilen taslak form 4 uzmanın görüşüne sunulmuş, böylece kapsam geçerliliği sağlanmıştır. Veriler, 32 sorudan oluşan beş seçenekli bir test aracılığı ile toplanmıştır. Testin geçerlilik analizleri yapılırken madde güçlüğü, madde ayırt ediciliği ve çeldiricilerin dağılımı incelenmiştir. Güvenilirlik için Kuder-Richard 20 formülü hesaplanmıştır. Araştırma sonucunda 19 maddeden oluşan, güvenilirlik katsayısı .79 olan bir ölçme aracı geliştirilmiştir. Üstün Yetenekli Çocukları Tanıma Bilgi Testi geliştirilmesine ilişkin bulgular incelendiğinde, aritmetik ortalama = 10.23 ve çarpıklık katsayısının-.41 olmasından dolayı dağılımın çok az sola çarpık; basıklık katsayısının-.87 olmasından dolayı dağılımın kısmen basık olduğu ifade edilebilir. Bu durumda test başarısının orta düzeyde ve testin orta güçlükte olduğu söylenebilir. Testin standart sapması 4.30 olarak tespit edilmiştir. On dokuz sorudan oluşan ve 394 kişiye uygulanan, = 10.23 sahip bir testte bu değerin büyük olduğu söylenemez. Araştırmada, deneklerin başarı ortalamasının %53.84 olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgu, öğretmenlerin konuya ilişkin hazır bulunuşluklarının yeterli olmadığına işaret etmektedir. Bu sonuca göre üstün yetenekli bireylerin özellikleri, zeka kuramları ve öğretmenlerin kullanabileceği değerlendirme araçları konularında hizmet içi eğitimler verilmesi gerektiği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Üstün yetenekli öğrencilerin belirlenmesi, bilgi testi, sınıf öğretmeni, öğretmen eğitimi. ABSTRACT: The teachers are the primarily responsible people for the education of the students. The teachers' Professional skills and personal characteristics influence the students' academic, cognitive and emotional development. In this research, it is aimed to develop a knowledge test to assess elementary school teachers' knowledge level in the identification of talented students. The research has been designed in the form of a descriptive patterns from scanning models. 2160 elemenraty school teachers who in general education schools in
The aim of this study is to determine classroom and science teachers' views about life skills. The study employed phenomenological method. The participants of the study were 24 teachers; twelve of them were classroom teachers and the... more
The aim of this study is to determine classroom and science teachers' views about life skills. The study employed phenomenological method. The participants of the study were 24 teachers; twelve of them were classroom teachers and the remaining were science teachers. They were working at public schools in Turkey. The participants were selected using the maximum variation sampling technique. The data of the study was collected through focus group interviews. Six focus group interviews consisting of four participants per focus group were conducted. The findings of the research showed, teachers play a significant role in the process of acquiring life skills. Furthermore, teachers expressed that science courses were significant setting to teach life skills. In the current research it was found that the participants used some in class and extracurricular activities to teach life skills. In addition, teachers expressed that they experienced difficulty in teaching life skills due to problems related to teachers, parents, school, educational program, educational system, school management and society.
Hikâye edici metinler öğrencilerin duyuşsal yönden gelişmesini sağlamakta ve okumaya olan ilgilerini artırmaktadır. Bu nedenle hem ders kitaplarında hem de diğer kaynaklarda yer alan hikâye edici metinlerin, yapısal unsurları içinde... more
Hikâye edici metinler öğrencilerin duyuşsal yönden gelişmesini sağlamakta ve okumaya olan ilgilerini artırmaktadır. Bu nedenle hem ders kitaplarında hem de diğer kaynaklarda yer alan hikâye edici metinlerin, yapısal unsurları içinde barındırması gerekmektedir. Metinlerin yapısal unsurlarının farkındalığını artırmak için yapılabilecek etkinliklerden biri de hikâye yazma çalışmalarıdır. Bu sayede öğrenciler hikâye yapısını daha iyi anlayabilirler. Öğrencilerin hikâye yazma becerilerinin geliştirilmesinde sınıf öğretmenlerinin önemli bir yeri vardır. Bu nedenle sınıf öğretmenleri hem hikâye edici metinler üretebilmeli hem de bu metinleri nasıl yazabilecekleri hakkında öğrencilere çeşitli hikâye yazma stratejilerini öğretmelidir. Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin hikâye yazma becerilerini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda çeşitli illerde görev yapan sınıf öğretmenlerine (n=23) ilkokul seviyesine uygun hikâyeler yazdırılmıştır. Elde edilen hikâyelerde Akyol (2006) tarafından belirtilen yapı unsurlarının (sahne, ana karakter, yardımcı karakterler, problemin başlangıcı, problem, problem çözme teşebbüsleri, sonuç, tepki, ana fikir) bulunup bulunmadığı incelenmiştir.
Abstract: Narrative texts enable students' affective development and increase their interest in reading. Therefore, the narrative texts in the course books and in other sources should include structural elements in them. One thing that can be done to increase the structural awareness of the texts is story writing tasks. This way, students can understand the structure of a story better. Classroom teachers play a significant role in developing students' story writing skills. Therefore, classroom teachers should not only create narrative texts but also teach students various story writing strategies. The purpose of this study is to examine classroom teachers' story writing skills. In line with this purpose 23 classroom teachers working in different provinces were made to write stories at primary education level. And whether the stories the teachers wrote incorporate the structural elements set by Akyol (2006) (stage, protagonist, secondary characters, the initial problem, problem, problem-solving initiatives, result, reaction, main idea) was examined.
Bu araştırmada, sınıf öğretmenlerinin bazı sosyo-demografik değişkenlere ve tercih ettikleri disiplin türlerine göre empatik beceri düzeylerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. İlişkisel tarama modelinde betimsel bir çalışma olarak... more
Bu araştırmada, sınıf öğretmenlerinin bazı sosyo-demografik değişkenlere ve tercih ettikleri disiplin türlerine göre empatik beceri düzeylerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. İlişkisel tarama modelinde betimsel bir çalışma olarak planlanan araştırmanın verileri 40 ilköğretim okulunda görev yapan 293 sınıf öğretmeninden, “Empatik Beceri Ölçeği-B Formu”, “Disiplin Türleri Ölçeği” ve araştırmacı tarafından geliştirilen “Bilgi Toplama Formu” aracılığıyla elde edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda sınıf öğretmenlerinin empatik beceri puanlarının cinsiyete, medeni duruma, mesleği isteyerek tercih edip/etmeme durumuna ve okulun sosyo-ekonomik düzeyine göre farklılaşmadığı görülmüştür. Bununla birlikte yaş ve eğitim düzeyi değişkenleri ile empatik beceri puanları arasında anlamlı farklılaşmanın olduğu; yaş arttıkça empatik becerinin azaldığı, eğitim düzeyi arttıkça empatik becerinin arttığı belirlenmiştir. Empatik beceri ile Disiplin Türleri Ölçeğinin alt boyutları olan “önleyici” ve “düzeltici disiplin” türleri arasında düşük düzeyde, negatif ve anlamlı bir ilişkinin olması araştırmadan elde edilen bir başka bulgudur. Bağımsız değişkenlerin empatik beceri düzeyini ne derece yordadığına ilişkin yapılan ikili lojistik analizi sonucunda, sadece “yaş” değişkeninin yüksek empatik beceri düzeyinde olmayı negatif yönde anlamlı şekilde yordadığı sonucuna ulaşılmıştır
Araştırmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin eleştirel düşünme eğilimlerini incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Adıyaman ili Kâhta ilçesinde 2015-2016 eğitim öğretim yılında 8 ilköğretim okulunda görev yapan 189 sınıf öğretmeni... more
Araştırmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin eleştirel düşünme eğilimlerini incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Adıyaman ili Kâhta ilçesinde 2015-2016 eğitim öğretim yılında 8 ilköğretim okulunda görev yapan 189
sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırma tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Araştırmada, “California Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı .86 olarak
bulunmuştur. Araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin eleştirel düşünme eğilimlerinin düşük düzeyde olduğu sonucu çıkmıştır. Araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerin cinsiyetinin eleştirel düşünme eğilimleri üzerinde
anlamlı bir etkisinin olmadığı saptanmıştır. Araştırmanın bir diğer sonucuna göre evli öğretmenlerin bekâr öğretmenlere göre daha açık fikirli, sistematik ve doğruyu arama konusunda eleştirel düşünme eğilimlerinin daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki kıdemleri arttıkça daha analitik düşündükleri, daha açık fikirli oldukları ve sistematik oldukları, doğruyu arama konusunda daha eğilimli oldukları belirlenmiştir. Aynı zamanda büyük yerleşim yerlerinde çocukluğunu geçiren öğretmenlerin analitik ve sistematik düşünme eğilimlerinin yüksek olduğu ve daha çok kendine güvendikleri sonucu ortaya çıkmıştır. Ayrıca araştırmaya katılan öğretmenlerin eleştirel düşünme eğilimi üzerinde kitap okuma alışkanlığının önemli bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin baba eğitim düzeyi azaldıkça daha analitik
düşündükleri, daha açık fikirli ve sistematik oldukları sonucu ortaya çıkmıştır.
Öğretmen - öğrenci ilişkisi
Cite as/ Atıf: Özenç, M. (2020). Sınıf öğretmenlerinin bakış açısıyla okulların sahip olması gereken nitelikler. Turkish Studies-Education, 15(4), 2841-2855. https://dx. Bu araştırmanın ana amacı sınıf öğretmenlerinin görüşleri... more
Cite as/ Atıf: Özenç, M. (2020). Sınıf öğretmenlerinin bakış açısıyla okulların sahip olması gereken nitelikler. Turkish Studies-Education, 15(4), 2841-2855. https://dx. Bu araştırmanın ana amacı sınıf öğretmenlerinin görüşleri doğrultusunda okullarda bulunması gereken
niteliklerin bütüncül bir bakış açısıyla belirlenmesidir. Nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim desenine göre yürütülen araştırmanın çalışma grubunu Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2018 yılında düzenlenen bir
hizmet içi eğitim programına katılan 32 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Çalışma grubunun belirlenmesinde kolay ulaşılabilir durum örneklemesi yöntemi kullanılmıştır. Veriler hizmet içi eğitim kapsamında öğretmenlerden doldurulması istenen bir form aracılığıyla toplanmıştır. Formda, öğretmenlerden bir okul kurmaları ve kuracakları bu okulun niteliklerini belirlemeleri istenmiştir. Elde edilen verilerin analizinde
betimsel analiz yaklaşımı kullanılmıştır. Verilerin analizi neticesinde şu sonuçlar elde edilmiştir: Öğretmenlerin kuracakları okulda bulunmasını en çok istediği değerler sırasıyla; sevgi, saygı ve milli ve manevi değerlerdir. Öğretmenler kuracakları okuldaki fiziksel yapı ve donanımla ilgili olarak en çok; okulların doğal bir çevrede bulunmasını, teknoloji donanımlı olmasını, tasarım beceri atölyelerinin ve geniş ve ferah sınıfların bulunmasını istemişlerdir. Öğretmenler kuracakları okulda görev alacak öğretmenlerin donanımlı ve kendini geliştiren, çocuklara hitap edebilen, yenilikçi, vicdan sahibi ve sevgi dolu olan öğretmenler olmalarını istemişlerdir. Öğretmenler kuracakları okullar ile geleneksel okulların farkları olarak; yenilikçi bir anlayışın olmasını, yaparak yaşayarak öğrenmenin olmasını, sosyo-kültürel ve sportif faaliyetlere zaman ayrılmasını, ihtiyaç kadar eğitim verilmesini, fiziksel açıdan ev ortamı gibi ortamın olmasını ifade etmişlerdir. Öğretmenler kuracakları okuldan yetişecek öğrencilerin; toplumun değerlerine sahip ve saygılı, sevgi dolu, araştırmacı ve saygılı olmasını istemişlerdir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar diğer araştırma sonuçları ile karşılaştırılarak tartışılmıştır.
Araştırmanın amacı sınıf öğretmenlerinin mesleki kimliklerine yönelik görüşlerini belirlemektir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden olgu bilim deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015- 2016 öğretim yılında Çanakkale... more
Araştırmanın amacı sınıf öğretmenlerinin mesleki kimliklerine yönelik görüşlerini belirlemektir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden olgu bilim deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2015- 2016 öğretim yılında Çanakkale il merkez ve ilçelerinde görev yapan 12 sınıf öğretmeni (6 kadın, 6 erkek) oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri yarı yapılandırılmış ve yönlendirici olmayan odak grup görüşme tekniği kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma verilerinin modelleştirilmesinde ise NVivo 8. nitel veri analiz programı kullanılmıştır. Araştırmada sınıf öğretmenlerinin mesleki kimliklerini etkileyen yaşantıları; çocukluk, öğrencilik ve öğretmenlik yaşantıları olarak üç alt tema toplanmış ve sınıf öğretmenlerinin mesleki kimliklerini oluşturmada etkili olan deneyimleri, olumlu ve olumsuz deneyimler olarak farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada mesleki kimliği etkileyen en önemli faktörün; köy okullarında görev yapılması ve farklı öğrenci profilleriyle karşılaşılması olarak belirtilmiştir. Bununla birlikte öğretmen yetiştirme programlarının sınıf öğretmenlerinin mesleki kimlik oluşumuna yönelik etkisinin olumsuz yönde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonuçları çerçevesinde sınıf öğretmenlerinin mesleki kimliklerinin oluşumuna ilişkin çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Sınıf öğretmeni, mesleki kimlik, öğretmen görüşleri
Bu araştırmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin okul yönetimine katılım durumlarını belirlemek ve okul yönetimine etkili katılımlarını sağlayacak öneriler geliştirebilmektir. Araştırmanın çalışma grubu, 2018-2019 eğitim öğretim yılında... more
Bu araştırmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin okul yönetimine
katılım durumlarını belirlemek ve okul yönetimine etkili katılımlarını
sağlayacak öneriler geliştirebilmektir. Araştırmanın çalışma grubu,
2018-2019 eğitim öğretim yılında İstanbul Bağcılar’da resmî ilkokullarda
görevli 24 sınıf öğretmeni ve 7 okul yöneticisinden oluşmaktadır.
Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseninde planlanmıştır. Araştırmanın verileri, yarı yapılandırılmış 5 açık uçlu sorudan oluşan görüşme formu yardımıyla elde edilmiş ve içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre öğretmenler okul yönetimine resmî toplantılar yoluyla kısmen de olsa katılım sağlamaktadır. Yönetici ve öğretmen görüşlerine göre, sınıf öğretmenlerinin okul yönetimine etkin katılımlarının olumlu etkileri olmaktadır. Ancak yöneticilerin ve öğretmenlerin olumsuz tutumları, yönetici atamalarında liyakatsizlik, öğretmenler arasındaki iletişim eksikliği, öğretmenlerin yasal düzenlemeleri bilmemesi ve yasal kısıtlamalar nedeni ile öğretmenlerin isteksiz olmaları, yönetime katılımı engellemektedir. Araştırma bulgularına göre, sınıf öğretmenleri okul yönetimine etkili katılım sağlayamamaktadır. Sınıf öğretmenlerinin okul yönetimine etkili katılımı için okulda kararlar alınırken öğretmenlerin fikirlerinin alınması, yasal düzenlemeler konusunda bilgilendirilmeleri ve nitelikli okul yöneticilerinin seçilmesi faydalı olabilir.
Öğrenme süreci, bireyin doğumuyla ailede başlar ve sonra okul ile devam eder. Okul bireye olumlu yönde davranış kazandırmakla sorumlu olan bir kurumdur. Bu doğrultuda sınıflardaki öğrenme-öğretme sürecinde gerçekleştirilen etkinlikler... more
This study aims to show induction problems of classroom teachers in their first year. Sample of the study included randomly selected 149 classroom teachers. The research data were gathered through questionnaire. The data was analyzed by... more
This study aims to show induction problems of classroom teachers in their first year. Sample of the study included randomly selected 149 classroom teachers. The research data were gathered through questionnaire. The data was analyzed by mean, frequency, and Mann-Whitney U Test. The results showed that teachers had problems about writing objectives, lecturing in crowded classrooms, providing training materials, using appropriate methods for handicapped students, keeping student records regularly, setting good relations with inspectors and gaining professional assistance, and support from school administrators during their induction period. There was no relation between gender and having problems in their first year. On the other hand, there was relation between educational backgrounds and problems the teachers had in their first year. Graduates from different faculties have been recruited as teacher in Turkey for years. Therefore, this paper is supposed to contribute the literature b...
Sınıf öğretmeni nedir? Kimler sınıf öğretmeni olabilir? İlköğretimin ilk beş yılında, yani il-kokul döneminde görev yapan Öğretmenlere sınıf öğretmeni diyoruz. Kimlerin sınıf öğretmeni olabildiğine gelince, bu sorunun cevabını vermek... more
Sınıf öğretmeni nedir? Kimler sınıf öğretmeni olabilir? İlköğretimin ilk beş yılında, yani il-kokul döneminde görev yapan Öğretmenlere sınıf öğretmeni diyoruz. Kimlerin sınıf öğretmeni olabildiğine gelince, bu sorunun cevabını vermek oldukça güç. Çünkü şu anda Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmen atamalanna baktığımızda hangi branştan mezun olursa olsun bütün üniversite mezunlannın sınıf öğretmeni olarak atanabildiğini görmekteyiz. Oysa sınıf öğretmenliği özel bir eğiti-mi gerektirir. Bugün bu öğretmenleri yetiştirmek üzere, Bazı eğitim fakültelerinde sınıf öğretmenliği bölümleri vardır. Sınıf öğretmeni olarak sadece adı geçen bölümlerden mezun olanlar atanmalıdır, hatta seçilerek atanmalıdır. Çünkü ilko-kul dönemindeki öğretmen, çocuğun yaşamında, (okulöncesi eğitim dönemindeki öğretmen dışında) diğer bütün eğitim kademelerindeki öğretmenlerden çok daha önemli bir etkiye sahiptir. Bu nedenle sınıf öğretmeni olarak atanacak öğretmenlerin ilkokul öğretmenlerinde bulunması gereken nitelikleri kazandıracak bir programla yetiştirilmesi gerekmektedir. Sınıf öğretmeninin gelecek nesillerin yetişmesindeki önemini biraz açar mısınız. Yapılan araştırmalar şunu göster-mektedir: Çocuklara ilk yıllarda yapılacak eğitimin niteliği, gelecekleri başarıla-rı, okula karşı, derslere karşı ve kendilerine karşı tutumları üstünde önemli bir etkiye sahiptir. Bu durumda, okulöncesi ve İlkokul döneminde çocukla etkileşim-de bulunan kişilerin, özellikle de öğretmenlerin çocukların geleceğini biçimlendirmede, sağlıklı bir kişilik kazanmalann da büyük rolü olduğunu söylemek mümkündür. Öğretmen, düzenleyeceği zengin, uyana bir çevre ile çocukların gelişimlerini hızlandırabileceği gibi uygun olmayan ortamlar hazırlayarak da onları sınırlandırabilir, gelişimlerini engelleyebilir. Ayrıca çocuk için ilkokul öğretmeni ana-babasından bile önde gelen Tanrı-sallaştırılmış" bir kişidir. "O" ne derse doğrudur: ne yaparsa iyidir, güzeldir. Çocuğun gözünde böylesine yüceleşen ilkokul öğretmeni, çocuğun en çok model aldığı kişilerden biridir.Dolayısıyla eğitim ortamındaki örnek davranışlarıyla çocu-ğun sağlıklı kişilik gelişimine yardım et-mede ya da olumsuz bir kişiliğe sahip ol-masında da büyük rolü olan kişidir. Çocuklara ilk yıllarda yapılacak eğitimin niteliği, gelecekteki ba şanları, okula karşı, derslere karşı ve kendilerine karşı tutumları üstünde önemli bir etkiye sahiptir. Bu durumda, okulöncesi ve ilkokul döneminde çocukla etkileşimde bulunan kişilerin, özellikle de öğretmenlerin çocukların geleceğini biçimlendirmede, sağlıklı bir kişilik kazanmalarında büyük rolü olduğunu söylemek mümkündür. Öğretmen, düzenleyeceği zengin, uyarıcı bir çevre ile çocukların gelişimlerini hızlandırabileceği gibi uygun olmayan ortamlar hazırlayarak da onları sınırlandırabilir, gelişimlerini engelleyebilir.
Türkiye’de 2005 yılında Türkçe Öğretim Programı ile yazı öğretiminin bitişik eğik yazı ile başlamasına karar verilmiştir. Bitişik eğik el yazısı 2005' den bu yana öğretmenler, veliler, öğrenciler ve akademisyenler tarafından fazlasıyla... more
Türkiye’de 2005 yılında Türkçe Öğretim Programı ile yazı öğretiminin bitişik eğik yazı ile başlamasına
karar verilmiştir. Bitişik eğik el yazısı 2005' den bu yana öğretmenler, veliler, öğrenciler ve
akademisyenler tarafından fazlasıyla eleştirilere maruz kalmıştır. Tüm paydaşlar ve uygulayıcılar
tarafından o kadar eleştirilmesine karşın uygulanmasına uzun süre devam edilen bitişik eğik el
yazısından bir anda dik yazıya tekrar dönüş yapılacağı haberi ile tüm eğitim camiası çalkalanmıştır.
Bu araştırmada, sınıf öğretmenlerinin , ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin ve bitişik eğik el yazısıyla
öğrenim görmüş öğrenci velilerinin bitişik eğik el yazısından dik yazıya geçiş hakkındaki görüşlerinin
belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada veri
toplama aracı olarak görüşme formu yaklaşımlarından standartlaştırılmış açık uçlu görüşme formu
kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, İstanbul ve Kahramanmaraş il merkezinde görev yapan ve araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 20 öğretmenden oluşmaktadır. Verilerin analizinde,
nitel veri analizi yaklaşımlarından içerik analizi kullanılacaktır. Araştırmada elde edilen bulgular,
veriler analiz edildikten sonra açıklanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Bitişik eğik el yazısı, dik yazı, sınıf öğretmeni, öğrenci, veli
In Turkey, teachers in several subject areas were trained through regular teacher education programs for years. Since the regular teacher education programs have been insufficient to meet the demands in the country, alternative routes to... more
In Turkey, teachers in several subject areas were trained through regular teacher education programs for years. Since the regular teacher education programs have been insufficient to meet the demands in the country, alternative routes to teacher certification have been searched to struggle against teacher shortages in many subjects. This paper introduces alternative route certified teachers (ACTs) serving at the elementary schools in Turkey. This study aims to clarify ACTs’ problems, perceptions and up to date opinions about teaching, and compare their expectations during the induction period. These aims were examined into two steps. The first study was conducted during the ACTs’ induction period in 2001, and the second one was performed in 2008. The data were collected through two question forms for the first step, and the second step of the study. Both of the instruments were generated by the researcher on the basis of the literature. The participants in the first step comprised 829, and in the second step contained 85 ACTs. The paper provides empirical insights about ACTs’ perceptions about teaching. ACTs had difficulty in planning, finding instructional materials, lecturing, developing instructional materials, carrying out group activities, dealing with students, and establishing good relations with inspectors and parents during their induction period. While more than half of the ACTs stated that they chose teaching since they felt teaching was appropriate for them in the first study, most of them indicated that they chose teaching because of unemployment in the second study. ACTs graduated from the departments of management, economics, and communication were more satisfied with teaching than the others. In addition, female ACTs were seen more satisfied with teaching than the male. Besides, Most of the ACTs’ expectations for future were not related to their career. Finally, almost all participants believe that, ACTs should not be allowed to work at schools without teaching certificate, and anyone who does not like children should not be allowed to be teacher. The lack of information about the numbers of the ACTs, who work at schools and who quitted to profession, is the main limitation of the study. Furthermore, insufficient number of the ACTs, who willing to participate in the second study, is the second limitation of the second study. The paper presents findings to the interested public about ACTs’ perceptions of teaching. ACTs’ ideas and feelings on teaching profession in their initial years (1996–1999), and today are important aspects of the study. Besides, the paper enlightens the administrators and policy makers, for the development of a powerful strategy to combat teacher shortage. The study highlights how it is crucial to pursue teacher education planning to improve quality in education.
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının özyeterlik ve sosyal girişimcilik düzeylerini değerlendirmektir. Araştırma nicel yönteme göre yürütülmüş ve tarama modelinde desenlenmiştir. Araştırmanın örneklemini, 2016-2017 eğitim... more
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının özyeterlik ve sosyal girişimcilik düzeylerini değerlendirmektir. Araştırma nicel yönteme göre yürütülmüş ve tarama modelinde desenlenmiştir. Araştırmanın örneklemini, 2016-2017 eğitim öğretim yılında Dokuz Eylül, Ege, Adnan Menderes ve Uşak üniversitelerinin eğitim fakültelerinde, birinci ve dördüncü sınıfta öğrenim görmekte olan 443 sınıf öğretmeni adayı oluşturmuştur. Sınıf öğretmeni adaylarının özyeterlik düzeylerine ilişkin veriler Tschannen-Moran ve Woolfolk-Hoy (2001) tarafından geliştirilmiş ve Çapa, Çakıroğlu ve Sarıkaya (2005) tarafından Türkçe'ye uyarlanmış "Öğretmen Özyeterlik Ölçeği" ile sosyal girişimcilik düzeylerine ilişkin veriler ise Konaklı ve Göğüş'ün (2013) geliştirdiği "Aday Öğretmenlerin Sosyal Girişimcilik Özellikleri Ölçeği" ile elde edilmiştir. Veriler SPSS v.22 paket programı ile analiz edilmiştir. Verilerin analizi sonucunda, sınıf öğretmeni adaylarının özyeterliklerinin "oldukça yeterli" ve sosyal girişimciliklerinin ise "yüksek" düzeye karşılık geldiği belirlenmiştir. Ayrıca özyeterlik ve sosyal girişimcilik düzeyinin öğrenim görülen üniversite ve ağırlıklı genel not ortalamasına göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı; hem özyeterlik hem de sosyal girişimcilik düzeyinin cinsiyete göre kadınların lehine ve sadece sosyal girişimcilik düzeyinin öğrenim görülen sınıf düzeyine göre dördüncü sınıfta öğrenim görenlerin lehine anlamlı bir şekilde farklılaştığı tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarının özyeterlikleri ile sosyal girişimcilikleri arasında ise orta düzeyde, pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Özyeterliğe ait boyutların birlikte sosyal girişimcilikteki toplam varyansın yaklaşık %38'ini açıkladığı belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda üniversite eğitimi aracılığı ile kazanılan özyeterliğin sosyal girişimcilik için bir başlangıç aşaması olabileceği düşünülmektedir.
The main purpose of this study is to determine the primary school teachers' perceptions of Turkish lesson activities and to examine these perceptions in terms of different variables. For this purpose, the research was designed according... more
The main purpose of this study is to determine the primary school teachers' perceptions of Turkish lesson activities and to examine these perceptions in terms of different variables. For this purpose, the research was designed according to the survey method, one of the quantitative research methods. The sample of the study consists of 117 primary school teachers working in Şanlıurfa province with sampling errors of + ̅ 0.10 according to the convenience sampling method. Demographic knowledge test and "Perception Scale for Turkish Lesson Activities" were used as data collection tools in the study. Descriptive statistics, t-test for independent groups and One-Way Analysis of Variance for independent samples were used in data analysis. As a result of the analysis, it was seen that the perceptions of the teachers towards Turkish lesson activities were at a high level. As a result of the data analysis, it was found out that the teachers' professional seniority, age, education level and the grade levels they teach are effective on their perceptions of the activities in Turkish lesson and that the school type (public or private), the department they graduated from and their participation in professional development activities did not have an effect on their perceptions of activities in Turkish lessons. Based on these results, the number of professional development activities to be organized for classroom teachers in the context of the activity should be increased, classroom teachers with advanced age and seniority should be made conscious about doing activities in their classes, and observation and interview should be done in order to examine the perceptions of classroom teachers about the activities in Turkish lessons in depth. It is recommended to conduct research with qualitative research method.
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının özyeterlik ve sosyal girişimcilik düzeylerini değerlendirmektir. Araştırma nicel yönteme göre yürütülmüş ve tarama modelinde desenlenmiştir. Araştırmanın örneklemini, 2016-2017 eğitim... more
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının özyeterlik ve sosyal girişimcilik düzeylerini değerlendirmektir. Araştırma nicel yönteme göre yürütülmüş ve tarama modelinde desenlenmiştir. Araştırmanın örneklemini, 2016-2017 eğitim öğretim yılında Dokuz Eylül, Ege, Adnan Menderes ve Uşak üniversitelerinin eğitim fakültelerinde, birinci ve dördüncü sınıfta öğrenim görmekte olan 443 sınıf öğretmeni adayı oluşturmuştur. Sınıf öğretmeni adaylarının özyeterlik düzeylerine ilişkin veriler Tschannen-Moran ve Woolfolk-Hoy (2001) tarafından geliştirilmiş ve Çapa, Çakıroğlu ve Sarıkaya (2005) tarafından Türkçe’ye uyarlanmış “Öğretmen Özyeterlik Ölçeği” ile sosyal girişimcilik düzeylerine ilişkin veriler ise Konaklı ve Göğüş’ün (2013) geliştirdiği “Aday Öğretmenlerin Sosyal Girişimcilik Özellikleri Ölçeği” ile elde edilmiştir. Veriler SPSS v.22 paket programı ile analiz edilmiştir. Verilerin analizi sonucunda, sınıf öğretmeni adaylarının özyeterliklerinin “oldukça yeterli” ve sosyal girişimciliklerinin ise “yüksek” düzeye karşılık geldiği belirlenmiştir. Ayrıca özyeterlik ve sosyal girişimcilik düzeyinin öğrenim görülen üniversite ve ağırlıklı genel not ortalamasına göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı; hem özyeterlik hem de sosyal girişimcilik düzeyinin cinsiyete göre kadınların lehine ve sadece sosyal girişimcilik düzeyinin öğrenim görülen sınıf düzeyine göre dördüncü sınıfta öğrenim görenlerin lehine anlamlı bir şekilde farklılaştığı tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarının özyeterlikleri ile sosyal girişimcilikleri arasında ise orta düzeyde, pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Özyeterliğe ait boyutların birlikte sosyal girişimcilikteki toplam varyansın yaklaşık %38’ini açıkladığı belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda üniversite eğitimi aracılığı ile kazanılan özyeterliğin sosyal girişimcilik için bir başlangıç aşaması olabileceği düşünülmektedir.
The purpose of this research is to examine the classroom teachers'attitudes towards renewable energy and their of demogratif characters, gender, age, professional seniority and knowledge acquiring source. The teachers who work in Çıldır... more
The purpose of this research is to examine the classroom teachers'attitudes towards renewable energy and their of demogratif characters, gender, age, professional seniority and knowledge acquiring source. The teachers who work in Çıldır County, Ardahan compose the paradigm of this research which has been done in 2011-2012 Academic Year. The primary school classroom teachers (n=35) participated in this research. The research is based on screening model. In this research, a scale,which was found 0,70 credibility as a data collection instrument and consists of 39 items prepared by Oskay (2007), was used. The scale was prepared as a five point likert type. The data was analysed with SPSS programme. Frequency(f) and percentage (%) amounts with descriptive statistics were used for the analysis of the data. According to the research indications, it was found that the teachers, in general, have positive attitudes towards renewable energy. However, it was also found that