Tarih ve Edebiyat Research Papers (original) (raw)

Y. Kadri Karaosmanoğlu, Kemal Tahir ve Tarık Buğra, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli yazarlarındandır. Üç yazarın da eserlerinde ağırlıklı olarak görülen tarihi bir roman gerçeği, siyasi bir tavır alışı ve siyasi bir söz söyleme... more

Y. Kadri Karaosmanoğlu, Kemal Tahir ve Tarık Buğra, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli yazarlarındandır. Üç yazarın da eserlerinde ağırlıklı olarak görülen tarihi bir roman gerçeği, siyasi bir tavır alışı ve siyasi bir söz söyleme durumunu ortaya koymaktadır. İlgili kişiler eserleriyle bir siyasi çizgi ortaya koymuşlardır. Karaosmanoğlu, Atatürkçü düşüncenin ses bayraklarından biridir. Karaosmanoğlu'nun yanında milli sol paradigma içinde bulunan Tahir ve milliyetçi muhafazakar paradigma içinde değerlendirilen Buğra'nın muhtelif eserleri incelenmiştir. Bu tez tarih ve edebiyat disiplinleri arası bir çalışma olmanın yanında farklı bakış açılarını aynı platformda buluşturmak ve değerlendirmek gibi bir özelliği de içermektedir. Tezle ulaştığımız kanaat, bu paradigmalar arasındaki geçişkenlikler ve ortak paydaların çokluğu nedeniyle, yaygın anlayışın aksine bu üç paradigma kesin çizgilerle birbirlerinden ayrılabilir nitelikte değildir. Bu bakımdan bu üç paradigmanın bir sentezde birleştirilmesi, hem yazarlarının yerli oluşu ve hem de Türkiye'yi merkez almaları nedeniyle zorunlu olduğu kadar Türkiye'nin geleceği açısından da bir gerekliliktir.

ÖZ: Ömer Seyfettin Mesrutiyet döneminin önemli yazarlarındandır. Ömer Seyfettin’in hikâyelerinde yirminci yüzyılın baslarında Balkan coğrafyasında çıkan siyasî ve etnik çatısmalar önemli bir yer tutar. Bu yazıda Balkan coğrafyasındaki... more

ÖZ: Ömer Seyfettin Mesrutiyet döneminin önemli yazarlarındandır.
Ömer Seyfettin’in hikâyelerinde yirminci yüzyılın baslarında Balkan
coğrafyasında çıkan siyasî ve etnik çatısmalar önemli bir yer tutar. Bu yazıda
Balkan coğrafyasındaki Türklerin durumunun, Balkan kavimleriyle
Türklerin birbirleriyle iliskilerinin, savas ve çatısmalar sonrasında bu coğrafyanın
demografik yapısı ve görümündeki değisimin Ömer Seyfettin’in
hikâyelerine nasıl yansıdığı incelenmistir.
Anahtar Kelimeler: Ömer Seyfettin, hikâye, Balkan, siyaset, çatısma,
bakıs, savas, halk, milliyetçilik
The Reflections of the XX Century Political and Ethnic Clashes in
Balkans on Omar Seyfiddin’s Stories
ABSTRACT: Ömer Seyfettin is one of the majör writers of the
Constitutional Monarchy period in Ottoman Empire. Generally in his
tales some of the political and ethnical clashes, which had taken place in
Balkan War at the beginning of 20th century, were narrated. In this article,
it is studied how some important regional-historical changes reflected to
Ömer Seyfettin’s tales like; the situation of Balkan Turkish population
during the war, the relationship between Turkish and the other Balkan nations,
demographical frame at the region.
Key Words: Ömer Seyfettin,Balkan, tale, politics, clash, point of
view, war, nation, society, nationalism

ÖZET Tarihî hadiselerin izah edilip yorumlanmasında arşiv belgeleri kadar edebî verimlerin şahitliğinden de istifade edilmesi gerekmektedir. Zira sanatçı; yaşanmışlıkları gelecek nesillere aktarma ve tarihten ebediyete taşıma noktasında... more

ÖZET Tarihî hadiselerin izah edilip yorumlanmasında arşiv belgeleri kadar edebî verimlerin şahitliğinden de istifade edilmesi gerekmektedir. Zira sanatçı; yaşanmışlıkları gelecek nesillere aktarma ve tarihten ebediyete taşıma noktasında oldukça değerlidir. Bu yazıda, savaş ve şiir bağlamında tarihin tanığı olarak şairlerin ne derece önemli bir yere sahip oldukları Horatius'dan Nef'î'ye, Merahî'den Edip Ahmet Yüknekî'ye, Hoca Saadettin Efendi'den Rûdekî'ye çeşitli isimlerin bu husustaki tanıklıklarına başvurularak tartışılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Savaş, şiir, edebiyat ve tarih ilişkisi, Klasik Osmanlı Edebiyatı ABSTRACT It is necessary to benefit from the witness of literary yields as much as archival documents in the explanation and interpretation of historical events. An artist is highly precise about transferring experiences to future generations and bringing them from history to the future. As witnesses of history in the context of war and poem, the importance of poets is discussed in this text paper by referring to the witnesses of various people on this point from Horatius to Nef'i, Merahi to Edip Ahmet Yuknekî and Hodja Saadettin to Rudeki.

Roman ve tarih ilişkisi, kurmacanın kaynak olabilecek alanlar söz konusu edildiğinde sıkça gündeme getirilen ve tartışılan bir konudur. Bu makalede, tarihî roman teriminden ne anlaşıldığı tarihsel bir dikkatle incelenmekte, roman ve tarih... more

Roman ve tarih ilişkisi, kurmacanın kaynak olabilecek alanlar söz konusu edildiğinde sıkça gündeme getirilen ve tartışılan bir konudur. Bu makalede, tarihî roman teriminden ne anlaşıldığı tarihsel bir dikkatle incelenmekte, roman ve tarih ilişkisi farklı göstergelerle sorgulanmakta ve Türkiye'de 1985-2000 arasında yayımlanan tarihî romanlar merkeze alınarak bunları yönlendiren etkenler ile gözlenen eğilimler değerlendirilmektedir.

In this study, we firstly analysed the emergence of reality’s different perceptions despite the uniqueness of reality as a basic issue in historiography. Besides, every researcher should have questions as a guide of his research. We show... more

In this study, we firstly analysed the emergence of reality’s different perceptions despite the uniqueness of reality as a basic issue in historiography. Besides, every researcher should have questions as a guide of his research. We show that, those questions causes researcher to confront a contextual blindness. This is an inevitability arising from the nature of the research. That contextual blindness is the price that we pay to see a thing. Moreover, it is essential to apply the logic principles to clear the information from contradictions and mistakes in historiography. That is also inevitable to ensure structural consistency. Therefore, we discussed the relation between existence and the logic principles. We evaluated the knowledge of existence on the basis of the principle of identicalness in the context of the science’s ideal. Furthermore, when we consider the relation between things in the real world with the principle of identicalness we could say that the sciences, which is based on observation and experimentation, has no difference with science of history in the basis of science. We pointed to the time-varying criteria of science and theory of knowledge. We have, however, overseen the development of the criteria of scientific historiography. In addition, we dealt with the unscientific historiography that emerged from lack of the scientific criteria of its time. We have also revealed the character of today’s unscientific historiography in popular and academic way. Eventually, we discussed the place of biography in historiography via R. Collingwood’s argumentation. /%&%/ Çalışmamızda ilk olarak geçmiş gerçekliğin biricikliğine karşın tarihyazımında farklı hakikat algılarının ortaya çıkış zemini ve bunun oluşturduğu sorunlar irdelenmiştir. Burada bir tarihsel araştırmada çözüm oluşturmak istenen sorunların, cevap aranan soruların araştırmacıyı kaçınılmaz olarak konusuna bağlamsal bir körlükle yaklaştırdığını, bunun da yaklaşımın doğasından kaynaklanan bir unsur olduğunu ortaya koyduk. Öte yandan, tarihyazımı üzerinden ortaya konulacak bilgilerin çelişkilerden arındırılıp onda yapısal tutarlılık sağlamak için mantığa başvurmak kaçınılmazdır. Bundan ötürü, varlığın mantık ilkeleri ile ilişkisini tartıştık. Varolanların bilgisini mantığın özdeşlik ilkesi üzerinden bilim ülküsü bağlamında değerlendirdik. Bununla beraber, süreğen bir hareketin dolayısıyla da her an değişimin bulunduğu evrende oluşan değişmezlik-süreç karşıtlığı ile maddi düzlemde özdeşliğin olanaksızlığı, tarih bilimlerini, deney ile gözleme dayalı olarak bilgi üretme iddiasındaki diğer bilim dallarıyla bilimsellik temelinde bir araya getirdiğini ifade ettik. Sonraki aşamada, bilimselliğin zamanla değişen ölçütlerine işaret edip, bilimsel tarihçiliğin ölçütlerinin gelişimini ele aldık. Aynı zamanda bu ölçütlerden uzaklaştıkça ortaya çıkan bilimdışı tarihçiliği de masaya yatırdık. Yine bilimdışı tarihyazıcılığında popüler ve akademik olan çalışmaların temel özelliklerini ortaya koyduktan sonra tarihi, edebiyatın bir kolu olarak gö-ren eğilimleri, temellendirme denemeleri üzerinden değerlendirmeye tabi tuttuk. Son olarak tarihyazımında yaşamöyküsüne yer vermenin olanağını, konu hakkında geliştirilen itirazlarla birlikte ele aldık.

Mehmet Seyda'nın ödüllü romanı İhtiyar Gençlik üzerine tematik bir inceleme.