Değişim Yayınları - Academia.edu (original) (raw)

Book Translations by Değişim Yayınları

Research paper thumbnail of Bonaventura'da Din Felsefe İlişkisi

Bu çalışma 13. asır Hıristiyan düşüncesinin önemli isimlerinden biri olan mistik teolog Bonaventu... more Bu çalışma 13. asır Hıristiyan düşüncesinin önemli isimlerinden biri olan mistik teolog Bonaventura'nın (1217-1274) din-felsefe ilişkisine yaklaşımını felsefî sorunlar üzerinden tartışmaktadır. Yunan ve İslam felsefesinin Latinceye aktarılması Latin dünyasında felsefenin gelişimini ciddi bir şekilde etkilemiştir. Nitekim Büyük Albert ve Thomas Aquinas'ın temsil ettiği Latin Aristoculuğu ile Daçya'lı Boethius ve Brabant'lı Siger'in öncülüğünü yaptığı Latin İbn Rüşdcülüğü akımları ancak böylesi bir etkileşim ağında ortaya çıkabilmiştir. Bu eser İslam düşüncesiyle ilişkisinin mahiyetini de göstererek, Augustineciliğe dayanarak söz konusu iki okulu eleştiren Bonaventura'nın din-felsefe ilişkisine yaklaşımını, temelde âlemin ezeliliği, akılların birliği, mutluluğun mahiyeti gibi felsefî konular üzerinden incelemektedir. Eser Platon, Aristo, Latin Aristocuları ve Latin İbn Rüşdcülerin felsefi yaklaşımlarına Bonaventura'nın getirdiği eleştirileri de tespit ederek araştırmayı evrensel bir çerçeveye taşımaktadır. İslam düşüncesinin Ortaçağ Batı düşüncesine etkisini derinlemesine öğrenmek, söz konusu felsefî konuları ortaçağ felsefe kültürü üzerinden tanımak isteyenler için bu araştırma ufuk açıcı olacaktır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Benedetto Croce Felsefesi/Sanat ve Tarih Sorunu

“Her bireysel zihin bir tarihtir ve her aktüel aktif zihinsel eylemde sınırsız bir tarih yatmakta... more “Her bireysel zihin bir tarihtir ve her aktüel aktif zihinsel eylemde sınırsız bir tarih yatmaktadır. Bireysel zihin bu nedenle estetik ve mantıksal yaratıcılığında, şimdiki zamanda belirlenen ve bizzat kendisi sonsuz olarak şimdiki zamanı belirleyen bir geçmişle yan yana yürür. Bu nedenle, bireysel zihinle yüzleşen gerçeklik, tarihtir ve tarihle bireysel zihin özdeştir.” “Felsefeyi tarihle bir tutmaya; teolojik ve metafizik sorunları yadsımaya ya da en azından onları tarihsel yargı sorunu katına indirmeye yönelik bu eğilim bir yere kadar Benedetto Croce’nin kişisel çizgisidir. Kendisini felsefeye çeken ve sorunların içine dalmasına neden olan kişisel ilgisi ne bilimsel ne de dinseldir ancak sanatsal ve edebidir. O bir matematikçi, fizikçi, biyolog, rahip ya da profesör değildir ve bilim ya da din tarafından ortaya konan sorunlar Croce üzerinde, bilimsel araştırmalar ya da dinsel görevlerle yükümlü kimselerde olduğu kadar yoğun ilgi uyandırmamaktadır. Düşüncelerinin hümanist tonu ve teorilerindeki hümanist eğiliminin nedeni budur.”

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Çeviri Kuramları, Radegundis Stolze

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Books by Değişim Yayınları

Research paper thumbnail of Bürokrasinin Hâlleri.pdf

Darbe planlarının yapıldığı, e-muhtıraların verildiği ve iktidar partisinin kapatılmaya çalışıldı... more Darbe planlarının yapıldığı, e-muhtıraların verildiği ve iktidar partisinin kapatılmaya çalışıldığı bir dönemde kaleme alınan ve deneme niteliğinde olan bu yazılar, Türkiye'nin alacakaranlık bir döneminde bürokrasiye dair yergiler içermektedir. 2007 ve sonrasında kaleme alınan bu yazılarda, dönemin darbe heveslisi paşalarına, hukuk tanımayan yargıçlarına ve üniversiteleri kışla olarak gören akademisyenlerine yönelik eleştiriler bulacaksınız.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Değişen Dünya Değişmeyen İlişkiler

Sömürü çarkının geçmiş yüzyıllardan farkı, son iki yüzyıl içinde dönem şekli, askeri yöntemlerden... more Sömürü çarkının geçmiş yüzyıllardan farkı, son iki yüzyıl içinde dönem şekli, askeri yöntemlerden daha çok ekonomik yöntemler şeklinde sürmesidir. Bu ikinci yöntemin birinciye göre yani askeri yöntemlere göre hem daha ucuz hem daha kayıpsız hem de daha net sonuçlar verdiği ortadadır. Tercih edilmesinin nedeni de budur. Askeri sömürü yöntemlerinde her zaman kayıp- zayiat riski söz konusuyken ekonomik sömürü yöntemlerinde bu risk adeta sıfırdır. Bu değişimde geçmiş yıllarda yaşanılan ve öğrenilenlerin payı büyüktür. Sömürü çarkının ekonomik yöntemlerinde en fazla başvurulan yol ise dış borçlanmadır. Özellikle XIX. yüzyılda başlayan mali sömürü günümüzde finansal sömürü mekanizmalarıyla varlığını daha güçlü olarak devam ettirmektedir.

Dış borçlanma, ekonomik sıkıntı içinde olan ve bu sıkıntıyı ortadan kaldırıp ekonomik kalkınma ve büyümeye geçmek isteyen ülkelerin başvurduğu en kolay yollardan biridir. Ekonomik kalkınma ve büyümenin yanı sıra ve daha çok bütçe açığının meydana getirdiği kapanmaz yaraların sarılmasında da sık sık dış borçlanmaya müracaat edilmiştir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of İktisat Bilimine Giriş

Tarihin her döneminde ve insanoğlunun yaşadığı her yerde, bir taraftan ihtiyaç duyulan mal ve hiz... more Tarihin her döneminde ve insanoğlunun yaşadığı her yerde, bir taraftan ihtiyaç duyulan mal ve hizmetler üretilmekte, diğer taraftan da üretilen bu mal ve hizmetler tüketilmektedir. İktisadi faaliyet olarak tanımlanan bu eylem, insanoğlunun yaradılışından itibaren var olagelmiştir ve hayat devam ettiği müddetçe var olmaya devam edecektir. Bu şekilde fevkalade basite indirgenmiş olarak tanımlanan iktisadi faaliyet, aslında son derece karmaşık süreçler içermektedir. Etrafımıza şöyle bir baktığımızda, söz konusu faaliyetin içerdiği karmaşık süreçlere ilişkin birtakım ipuçları elde edebiliriz. Bilindiği gibi, on binlerce firma yüz binlerce mal ve hizmet üretmektedir. Üretilen mal ve hizmetlerin bir bölümü kısa ve uzun dönemde, bizzat üreticileri tarafından, bir bölümü de toplumun diğer üyeleri tarafından mahalli tüketilmektedir. Mal ve hizmetlerin geriye kalan bölümü ise, başka yerlerde bulunan ekonomik aktörler kullanmaktadır. Tüketim faaliyeti, söz konusu mal ve hizmetlerin yeniden üretilmesine sebep olmaktadır. Bir başka ifade ile üretim-tüketim kısır döngüsü başlamaktadır. Bu nedenledir ki, iktisadi faaliyet olgusu üretim ve tüketim faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Bu faaliyet gerçekleştirilirken cevabı aranan temel soru şudur: üretim ve tüketim en üst seviyeye nasıl çıkarılacak? Nitekim daha çok mal ve hizmet tüketmek bireyin maddi refah seviyesinin yükselmesi anlamına geldiği için, üretilen mal ve hizmet miktarının arttırılması önem kazanmaktadır. Üretim ve tüketim faaliyetlerini inceleyen ve kısaca kıtlık bilimi olarak tanımlanan iktisat, gerek üreticilerin gerekse tüketicilerin mevcut şartlar altında çıkarlarını (üretici için kar, tüketici için fayda) maksimum seviyeye nasıl çıkaracaklarını araştırmakta ve bu amaca yönelik olarak ilkeler/yasalar ortaya koymaktadır. İktisat bilimi, esas itibariyle iki ana damar ihtiva etmektedir: mikroekonomik analiz ve makroekonomik analiz.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Çevre Mikrobiyolojisi

Çevre, canlı ve cansız varlıkların bir arada bulundukları, birbirlerini etkiledikleri ve birbirle... more Çevre, canlı ve cansız varlıkların bir arada bulundukları, birbirlerini etkiledikleri ve birbirlerinden etkilendikleri ortam olarak tanımlanmaktadır. Mikrobiyoloji, " çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük canlı organizmaları inceleyen bir bilim disiplinidir. Mikroorganizma olarak tanımlanan bakteri, alg, mantar, virüs ve protozoa gibi mikroskobik canlılar doğada; havada, toprakta, suda, bitkiler üzerinde, insan ve hayvanların vücudunda kısacası her yerde bulunurlar. Mikrobiyoloji biliminin çalışma alanları, üzerinde çalışılan organizmalara, çalışılan süreç ve fonksiyonlara, sağlıkla ilgili alanlara ve bilginin kullanımına göre çok değişik bir yelpazede dağılım göstermektedir. Çevre mikrobiyolojisi, hayatın devamında önemli rolü olan ancak insan, hayvan ve bitkiler üzerinde hastalıklara neden olarak önemli kayıplara yol açan mikroorganizmaları inceleyen mikrobiyoloji dalıdır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Teknolojik Zekâ ve Rekabet Stratejileri

Bu kitabın amacı ülkemizde özellikle son yirmi yılda gittikçe artan fakat halen yetersiz görülen ... more Bu kitabın amacı ülkemizde özellikle son yirmi yılda gittikçe artan fakat halen yetersiz görülen "Teknolojik Rekabet Stratejileri" alanındaki bir eksikliği tamamlama çabasına bir katkı ve bir adımdır. Bilindiği gibi ülkelerin rekabet avantajlarının her alanda üstün olması mümkün değildir. Kimileri coğrafi ve doğal şartların, kimileri tarihsel ve kültürel faktörlerin, kimileri de siyasal ve ekonomik gücün avantaja dönüştürülmesinde başarılıdır. Ama hepsinden önemli olan tüm bur şart, faktör, güç veya avantajları teknolojik üstünlüğe dönüştürmektir. Kanımızca yaşadığımız çağı tanımlamaya gerek yoktur. Bilimin ve teknolojinin hakimiyetini ele aldığı hayat alanı kalmamıştır. Felsefi açıdan eleştirilirse bile belli bir noktaya kadar teknoloji toplumu kaçınılmaz hale gelmiştir. Üstelik ülkemiz ve toplumumuz adına eleştiri noktasında da değiliz.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Turizmde Markalaşma

Bu kitap kapsamında genel olarak; marka ve marka unsurları, destinasyon markalaşması, konaklama, ... more Bu kitap kapsamında genel olarak; marka ve marka unsurları, destinasyon markalaşması, konaklama, seyahat, yiyecek-içecek, ve rekreasyon işletmelerinde markalaşmanın nasıl meydana geldiği? Bu işletmelerdeki markalaşma sürecinin nasıl yapısal farklılıklar taşıdığı? Markaya ilişkin olarak turistlerin normal tüketicilerden farklı algılarının olup olmadığı? gibi konulara da ayrıca yer verilmiştir. Literatür taramasına dayalı olarak oluşturulmuş olan bu kitap bir derleme çalışmasıdır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Turizm İşletmelerinde Toplam Kalite Yönetimi

Turizm sektörü çok geniş etki kapasitesi ile hemen her ülkede geliştirilmeye çalışılan bir sektör... more Turizm sektörü çok geniş etki kapasitesi ile hemen her ülkede geliştirilmeye çalışılan bir sektördür. Bu etkilerin en başta geleni ekonomiktir. Her geçen yıl daha da artan uluslararası turizm harcamalarından pay alabilmek her ülke için önemli bir hedeftir. Döviz girdisi sağlaması, çarpan mekanizmasının gücü, istihdam potansiyeli yanında ülke imajına olumlu katkıları, yerel yaşam kalitesini artıran etki ortaya koyması, kültürel değerlerin korunmasına yol açması, milletler arasındaki sosyal, kültürel etkileşimi artırması gibi etkileri turizmin dünya ölçeğinde teşvik edilmesine yol açmaktadır. Bir yandan turistik seyahatlerin hacmi artarken bir yandan da turistik işletme sayıları, kaliteleri artmakta ve dolayısıyla turizm adına ortaya koyulan rekabet çetinleşmektedir.

Turizmde kalite konusunu öne çıkaran ve yönetilmesini gerekli kılan iki unsurdan birisi artan rekabet ise, bir diğeri de müşteri kitlesinin ihtiyaç ve isteklerinde gözlenen sürekli değişimdir. Müşteriler, turizm işletmelerinin sunduğu hizmetin kendi beklentileri paralelinde değişmesini istemekte ve yenilik beklemektedir. Ucuz ürünler için bile olsa yenilik işletme seçimini önemli oranda etkilemektedir. Bilindiği gibi turizmde üretilen ürün soyuttur. Soyut ürünün üretiminde standartlaştırma zordur. Ürünün kalitesi konusunda net bir ölçüm ortaya koymanın zorluğu, müşterilerin subjektif değerlendirmelerini ve buna kaynaklık eden müşteri algısını daha fazla öne çıkarmaktadır. Bunun yanında, ürünün stoklanamaz oluşu işletmeleri verimli çalışmaya itmekte, bu durum da kalite üzerinden rekabet gücü edinmeyi gerekli kılmaktadır. Turizmde marka bağımlılığının az oluşu tüm işletmeleri kaliteyi sürekli kılmak ve bunu müşterinin algılaması için gerekli tüm kanalları kullanmak zorunda bırakmaktadır.

Bu kitapta kalite ve hizmet kalitesinin teorik' kapsamı ortaya koyulmakta, turizm işletmeleri açısından hizmet kalitesinin yönetilmesi uygulamalarına odaklanılmaktadır. Topla kalite yönetimi anlayışına uygun olarak turizm sektörü için kalite yönetiminin başarı koşulları araştırılmaktadır. Bu çerçeve içinde ilk iki bölümde toplam kalite yönetimi, ilgili kavramlar, turizm sektörü genelinde TKY belirleyicileri, sektörel kalitenin. yönetilmesi çerçevesi ve sorunlar ele alınmaktadır. Sonraki bölümlerin ise her biri farklı bir turizm işletmeciliği alanında toplam kalite uygulamalarını örneklendirmektedir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Turizm Politikaları

Yaşamakta olduğumuz yüzyılda turizm, her geçen gün hızla değişen, kendini yenileyen ve tüm dünyad... more Yaşamakta olduğumuz yüzyılda turizm, her geçen gün hızla değişen, kendini yenileyen ve tüm dünyada sürekli gelişmekte olan bir olay olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde turizmin, ekonomik, politik, çevresel ve sosyal-kültürel olaylar üzerindeki etkileri, küçümsenemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Turizm olayının bu denli büyümesi, turistik değerlere sahip olan dünyadaki bütün ülkeleri, turizmin tüm bu olaylar üzerine olan olumlu etkilerini kendi ülkelerinde arttırma çabaları içerisine itmektedir. Turizmin ülke ekonomileri ve diğer alanlardaki olumlu etkilerinin arttırılması, yoğun bilimsel çabaları ve çok sayıda çeşitli faaliyetleri gerektirmektedir. Tüm bu çabaların ve faaliyetlerin başarıya ulaşmasında ise, turizm ile ilgili tüm olayların rasyonel politikalar ve planlar çerçevesinde sürdürülmesinin önemi büyüktür. Bu nedenle, günümüzde turizm politikası ve planlaması, turizm bilimi içerisinde incelenen en önemli disiplinlerden biri olarak kabul edilmektedir.
Turizm politikası ve planlaması, hiç kuşkusuz ki çoğu zaman turizm biliminin diğer alt disiplinleri olan, turizm ekonomisi, turizm işletmeciliği, turizm sosyolojisi ve turizm coğrafyası gibi bir çok diğer konuyla yakından ilgilenmektedir. Tüm bu diğer alt disiplinlerle beraber incelenen bir çok ortak konu bulunmasına rağmen, turizm politikası ve planlaması içerisinde incelenen çok sayıda spesifik konu yer almaktadır. Özellikle, turizm arzı ve talebi ile ilgili yürütülen planlar ve politikalar, turizm işletmeleri arasındaki ilişkiler, turizm sektörü içerisinde çalışan mesleki örgütler, turizm ile ilgili uluslararası ilişkiler, turizmin geliştirilmesi ile ilgili faaliyetlerin organizasyonu ve turizm eğitimi gibi bir çok konu turizm politikası ve planlaması içerisinde incelenen konular arasındadır.
Yukarıda sadece bir kaçı sıralanmakta olan bu derece kapsamlı konuların incelenmesi elbette, sistemli ve disiplinli bir çaba gerektirmektedir. Bu nedenle turizm politikası ve planlaması içerisinde yer alan tüm bu konuların ana konu başlıkları halinde ele alınmasında yarar vardır. Bu noktadan hareketle yola çıkarak, ülkemizde de turizmin geleceğine yön verecek olan turizm eğitimi alan gençlerimize turizm politikası ve planlaması ile ilgili tüm bu konuların aktarılması son derece önem arz etmektedir. Turizm politikası ve planlaması ile ilgili bu bilgiler, gelecekte gerek turizmin özel kesiminde gerekse de kamu kesiminde görev alacak gençlerimize meslek yaşamları boyunca her zaman ihtiyaç duyacakları ve kullanacakları bilgiler olacaktır.
Bu amaçla hazırlanan bu çalışmada da turizm politikası ve planlaması ile ilgili çok sayıda spesifik konu belirli bölüm başlıkları altında sunulmaktadır. Turizm politikası ve planlaması ile ilgili temel kavramların aktarıldığı çalışmanın;
Birinci bölümünde, ilerleyen bölümlerde de sıkça karşılaşılan çeşitli tanımlara yer verilmekte ve turizm politikasının ve planlamasının özelliklerinden söz edilmektedir.
İkinci bölümde turizm politikası ve planlamasının oluşturulması ve yürütülmesi konusu, turizm arzı, turizm talebi ve fiyat politikaları olmak üzere üç ana başlık halinde verilmektedir.
Üçüncü bölümde ülkemizdeki turizm politikası ve planlaması konusu ele alınmakta, ülkemizde turizm örgütlenmesi ve turizm politikası ve planlamasının gelişimi gibi konular ortaya konulmaktadır.
Dördüncü bölümünde, Avrupa Birliği içerisinde yürütülmekte olan turizm politikası ve planlamalarına değinilmekte, uluslararası turizm hareketlerinden bahsedilmekte ve Avrupa Birliği turizm politikaları ülkemiz turizm politikaları ile karşılaştırılmakta ve ülkemizin Avrupa Birliği’ne dahil olması durumunda turizmde yaşanabilecek gelişmelere yer verilmektedir.
Beşinci bölümde, ülkemiz turizminde geleceğe yönelik projeksiyonlara yer verilmiş ve 2000’li yıllarda ülkemizde yürütülebilecek turizm politikaları, çeşitli konu başlıkları halinde ele alınmıştır.
Altıncı bölümde de turizm politikalarında; Sürdürülebilir Turizm, Öğrenen Organizasyonlar, Stratejik Yönetim, Kriz Yönetimi ve Kıyaslama (Banchmarking) gibi modern yönetim yaklaşımları konusuna yer verilmiştir. En son bölümde de Türkiye Turizm 2023 Eylem Planı Ek olarak verilmektedir...

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Uluslararası Otel İşletmeciliği

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Paradigma Değişimleri

Önsöz İnsanoğlu bazı şeyleri seçemiyor. Hangi coğrafyada ve çağda dünyaya geleceği, hangi ırka, ... more Önsöz
İnsanoğlu bazı şeyleri seçemiyor. Hangi coğrafyada ve çağda dünyaya geleceği, hangi ırka, etnisiteye mensup olacağı, anne-babasının kim olacağı bizlerin seçimine bağlı değil. Buna karşın, dünyaya geldikten, kendimize özgü bir felsefi kanaat oluştuktan sonra birtakım seçimlerimiz olabilmektedir. Ülkemizin son iki yüzyıllık modernleşme/Batılılaşma sürecinde toplum olarak karşı karşıya kaldığımız önemli sosyolojik sorunlar söz konusu olmuştur ve bu sorunların önemli bir kısmı halen ülke gündemindedir. Bu bağlamda, sosyolojiyi seçmemde bu durumların etkisi olduğunu söyleyebilirim. Bu tercihe bağlı olarak, almış olduğum sosyoloji formasyonu çerçevesinde ilgi gösterdiğim konuların, toplum olarak aşmaya çalıştığımız sorunlarla yakın bir ilişkisi vardır. Sosyoloji disiplinin söz konu sorunların tespiti ve çözümlenmesi açısından önemli olduğuna hep inanmışımdır. Yaşadığımız bölge özellikle son bir asırdır ciddi sorunlarla boğuşmaktadır. Fakat genel olarak bakıldığında, kontrolden çıkan bir dünya içinde yaşıyoruz. Dolayısıyla sorunlara sahici bir çözüm önerisinde bulunmak noktasında sosyolojiye düşen önemli görevler bulunmaktadır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Turizm Hizmetlerinin Sağlığı ve Yönetimi

Turizm toplumlar arasında sosyal, kültürel, çevresel, fiziksel, politik ve tıbbi açıdan dünya gen... more Turizm toplumlar arasında sosyal, kültürel, çevresel, fiziksel, politik ve tıbbi açıdan dünya geneline yansıyan en önemli sektörlerin ve endüstrilerin başında gelerek toplumsal, sosyal, kültürel, ekonomik ve tıbbi çevrede önemli etki ve değişimlere yol açmaktadır. Turizm bir yandan toplumların ve bireylerin birbirleriyle kaynaşmasına, sosyal, kültürel ve fiziki ve çevresel turizm ögelerinin ve çekiciliklerinin arttırılmasıyla kaynakların kullanılmasına ve böylece çevrenin değerini arttırmakta, turizme katılanların bireysel, grupsal ve toplumsal tatmin duygusunun giderilmesine önemli olumlu katkılar sağlar. Turizmin bu önemli olumlu katkılarına karşılık iyi yönetilemeyen turizm hizmetleri ve endüstrisi, aynı zamanda ekonomik dengesizliklere, toplumsal yapı ve dokunun olumsuz etkilenmesine sosyal ve kültürel kirlenmeye, tabiatın tahrip edilmesine, turizm çalışanları olan turizmcilerin ve turist sağlıklarını da olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuz etkiler daha çok gelişmekte olan ülkelerde daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Bu kitapta turizm hizmetlerinin bileşenlerinin ve boyutlarının sağlık kavramı açısından incelenmesi yapılmaktadır. Sağlık; hastalık olmaması yanısıra, fiziki, bedensel, sosyal ve ruhsal yönden iyilik haliyle açıklanmaktadır. Bu açıdan turizm hizmetlerinin de çevresel, tıbbi, sosyal, psikolojik, işletme, turizm çalışanı ve turistlerin sağlığı ve iyilik hali incelenmiştir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Turizm İşletmeleri

Son yıllarda hızlı gelişme eğilimi gösteren turizm sektörü, hem dünyada hem de ülkemizde önemli ... more Son yıllarda hızlı gelişme eğilimi gösteren turizm sektörü, hem dünyada hem de ülkemizde önemli ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri oldukça fazla olan bir olgu haline gelmiştir. Dünyada pek çok ülke ve şehir hatta kasaba, turizmi kalkınmanın ve tanınmanın bir aracı olarak görmeye başlamışlardır. Bu durum ülkemizde de özellikle seksenli yıllardan sonra daha belirgin bir hal almıştır. Öyle ki daha önce hiçbir tanınırlığı olmayan şehir kasaba ve köylerin adları artık turizm ile anılır hale gelmiştir. İlk bakışta sektörün temelde konaklama, yiyecek-içecek ve ulaşım üçlüsünden meydana geldiği düşünülse de, günümüzde turizm sektörü çeşitlilik ve içerik olarak değişik türde çok sayıda ve farklı tüketici kitlelerine hitap edebilen faaliyetleri de kapsamaktadır. Dolayısıyla turizm sektörü farklı türde işletmecilik ve yönetim yaklaşımlarının uygulayıcısı durumundadır. Bununla birlikte turizm sektörü, doğrudan ya da dolaylı olarak diğer hizmet sektörleriyle, sunulan hizmetlerin gereği olarak etkileşim içerisindedir. Bu durum da turizm sektöründe işletmecilik anlayışının geleneksel işletmecilik anlayışından farklı bir bakış açısıyla değerlendirilmesini gerektirmektedir. Turistik mal ve hizmetlerin birbirlerinin tamamlayıcısı veya destekleyicisi olması ve ürün/hizmet sunumunda tüketici ile hizmet sunumunu gerçekleştiren işgören arasındaki etkileşimin yönetimi, müşteri odaklı yönetim anlayışını bir önkoşul olarak gerektirmektedir. Dolayısıyla, turizm işletmeciliği sadece işletmecilik ilkelerinin turizm sektörüne uygulanması olmayıp, interaktif şartlar altında yönetme becerisini de gerekli kılmaktadır. Turizm konusunda dünyada değişen eğilimler, bu sektör içindeki faaliyet türlerini de çeşitlendirmektedir. Bu da yeni turizm işletmelerinin doğmasına neden olmaktadır. Deniz, kum, güneş üçlüsü klasiğinden çok farklı tatil konseptleri, alternatif turizm türlerini de beraberinde getirmektedir. Günümüzde insanlar daha fazla doğaya dönüş özlemi içerisindedirler. Alternatif turizm işletmeleri olarak kabul edilen rekreasyon ve boş zaman değerlendirme konusunda olanaklar sunan işletmeler, bu özlemi gidermeye yönelik faaliyetlerde de bulunmaktadırlar. Turizm işletmeleri temelde modern işletmeciliğin kuralları ile yönetilse de, sektörün kendine has özellikleri turizm işletmeciliğine de farklı nitelikler katmaktadır. Bir hizmet sektörü olarak turizmde insana dayalı hizmet sunumu söz konusu olduğundan emek yoğunluğu, turizm işletmelerinin en önemli özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra üretim, satış ve pazarlama konusundaki farklılıklar da turizm işletmelerini ayrı bir inceleme konusu yapmaktadır. Yine bu işletmelerin kuruluş yeri seçimindeki ölçütler ile ülke ekonomisine katkı bakımından görünmeyen ihracat özelliği taşıması da diğer işletmelerden farklı olduklarını ortaya koymaktadır. Günümüz turizm işletmeleri, hizmetin ve kalitenin en üst seviyesini sunmada, talep oluşturmada üstünlük ve ayrıcalık sağlamaktadırlar. Ülkemizde turizm işletmeleri konularında çeşitli akademik ve profesyonel yayınlar bulunmaktadır. Ancak bu yayınların büyük oranda belirli turizm işletmelerine yönelik oldukları görülmektedir. Farklı tür ve yapıdaki turizm işletmeleri hakkında toplu halde bilgi edinmek isteyen kişilere kolaylık sağlayacağı düşüncesi bu eserin varoluş amacını teşkil etmektedir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Konaklama İşletmelerinde Önbüro Yönetimi ve Önbüro Otomasyon Sistemleri

Bu çalışma; gerek yazarların sektörel tecrübeleri, gerekse akademik birikimlerinin birleştirilmiş... more Bu çalışma; gerek yazarların sektörel tecrübeleri, gerekse akademik birikimlerinin birleştirilmiş olduğu bir çalışma olup; her düzeyde öğrenim gören Turizm İşletmeciliği, Turizm ve Otelcilik bölüm ve program öğrencilerinin ve sektör çalışanlarının istifadesine sunulmuştur. Turizm eğitiminde teorik bilgilerin pratiğe dönüştürülmesi son derece önemlidir. Bu açıdan bakıldığında çalışmamız, önbüro yönetimi ve önbüro otomasyonu konularında detaylı bilgiler içermektedir. Konuların teorik kısımları, pratikten örneklerle desteklenerek işlemlerin daha kolay öğrenilmesi amaçlanmıştır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Otel İşletmelerinin Yonetimi

Ülkemizde yaşanan siyasal krizler ve etrafımızda yaşanan savaşlara rağmen yükselen trendine deva... more Ülkemizde yaşanan siyasal krizler ve etrafımızda yaşanan savaşlara rağmen yükselen trendine devam eden turizm endüstrisinde 2023 yılı hedefi olarak 50 milyon turist, 50 milyar dolar turizm geliri ile dünya turizm sıralamasında ilk beşin içerisinde yer alma hedefine adım adım yaklaştığını görmekteyiz. Nitekim son verilere göre ülkemize gelen 40 milyon turist rakamı ile en çok tercih edilen ülke sıralamasında altıncı sıraya yükselmiş durumdayız. Turizm gelirlerinde aynı başarıyı henüz yakalamış değiliz. İstatistiklere bakıldığında 32 milyar dolar turizm geliri ile dünya sıralamasında ancak on birinci sırada yer alabilmişiz. Şüphesiz bunun en önemli sebeplerinden biri de kişi başına harcama miktarında 824 dolar ile dünya ortalamasının altında olmamız gelmektedir. Ortalama hesap ile dünyada bir milyar kişi seyahatlere katılıyor ve kişi başı bin dolar harcayarak bir trilyon dolar para harcamaktadır. Türkiye'nin kişi başı harcama miktarını öncelikle dünya ortalamasına, sonra da üzerine çıkartarak bu hedefine ulaşabilmesi mümkün olacaktır. Elbette ki bunu kitle turizmi ve her şey dâhil konsepti ile başarması mümkün olmayacaktır. Sağlık turizmi, kongre ve fuar turizmi, spor turizmi gibi kişi başı yüksek harcama gerektiren turizm çeşitlerine yoğun yatırımlar yapması gerekmektedir. Yeni yatırımlar yeni istihdam imkânlarını ortaya çıkaracaktır. Nitekim 2023 Türkiye Turizm Stratejisi kapsamında bu atılımların yapıldığını görmekteyiz. Henüz tam anlamıyla bozulmamış doğası, keşfedilmeyi bekleyen bakir sahaları, uygulanmayı bekleyen alternatif turizm çeşitleriyle, Akdeniz çanağının en genç ve en hijyen tesislerine sahip olan Türkiye'nin yapılacak ve uygulanacak rasyonel politika ve planlamalarla gelecekte de rekabet üstünlüğünün devam edeceği beklenmektedir. Ülkemiz turizm endüstrisine ülke ekonomisi içinde gereken önemi vermiş, ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme süreci içinde turizm yatırımları da artan bir ölçüde gelişme göstermiştir. Nitekim son yıllarda artan konaklama tesisleriyle 500 bini belediye belgeli olmak üzere 1,5 milyon yatak kapasitesine ulaşmıştır. Öğrencilerin temel işletmecilik bilgileri üzerine bina edilen bu çalışma ders kitabı olarak düşünülmüştür. Bu nedenle genel işletme bilgileri çok fazla tekrar edilmeyerek, otel işletmeciliğinin ayrıntıları üzerinde durulmaya çalışılmıştır. Çalışmamız altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde giriş mahiyetinde turizm endüstrisinin genel yapısı ve bu yapı içinde konaklama sektörünün yeri görülmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde konaklama işletmeciliğinin tarihsel gelişimi, özellikleri, dünyada ve Türkiye'deki sınıflandırılması, taşıması gereken nitelikleri ele alınmıştır. Üçüncü bölümde otel işletmelerindeki yönetim süreci irdelenmeye çalışılmış, yönetim teorileri ve yönetim fonksiyonları otel işletmeleri açısından incelenmiştir. Dördüncü bölümde organizasyon kavramı üzerinde durulmuş, organizasyon ilkeleri, organizasyon yapısının düzenlenmesi, şekillendirilmesi ve organizasyon yapı türleri otel işletmeleri açısından incelenmiştir. Beşinci bölümde otel işletmelerini oluşturan bölümler ve bu bölümlerin, kısımların birbiriyle olan ilişkileri, fonksiyonları tek tek özet olarak ele alınmıştır. Altıncı bölümde ise otel işletmelerinde yaşanmış veya kurgulanmış örnek olaylara yer verilmiş ve bunların muhtemel çözümleri yönetim-organizasyon paradigmasıyla tartışılmıştır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Ibn Meymun Felsefesinde Tanrı

Yahudi ilim geleneğinde “İki Musa arasında Musa b. Meymun’dan daha büyüğü gelmemiştir.” deyişiyle... more Yahudi ilim geleneğinde “İki Musa arasında Musa b. Meymun’dan daha büyüğü gelmemiştir.” deyişiyle anılan filozofumuz, hiç şüphesiz Orta Çağ Yahudi Felsefesinin en önemli isimlerinden birisidir. İbn Meymun’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, Kitab-ı Mukaddes üzerine yaptığı tefsirlerinin yanısıra, İslam kelamındaki tartışmaları aktif bir şekilde Yahudi kelamına taşımasıdır. Yahudi dini hukuk geleneğine çığır açıcı katkılarda bulunan filozof, tıp ve astronomi alanında da önemli çalışmalar yapmıştır, ancak onun en önemli katkısı, kültürel anlamda İslam Felsefe geleneğindeki Tanrı, iyilik-kötülük ve nübüvvet gibi konuları özgün tartışmalarıyla felsefi düşüncede devam ettirmesidir. Bu çalışma, İbn Meymun’un Tanrı tasavvurunu Yahudi ve İslam felsefe gelenekleri ışığında anlamayı hedeflemektedir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Çeviri ve Kültürel Semboller

Sembolik formlar sosyolojisi, toplumsal soyutlukların değil, somut ve yaşadığımız dünyanın sosyol... more Sembolik formlar sosyolojisi, toplumsal soyutlukların değil, somut ve yaşadığımız dünyanın sosyolojisidir. Sembolik formlar, yaşadığımız kültürlerdeki sembollerin, sembollere yüklenen anlamların, davranışlarımızı ve metinleri etkileme biçimidir. Metinler üzerinden sosyolojik bir çözümlemeden söz edecek olursak; söz konusu sembol değerler bize, toplumsal kültürün canlı yaşama yüklediği anlamlar ve insanların bu anlamlarla hayata bakışını ifade ederler. Her toplumun kendi kültürüne özgü sembolik değerleri ve bu değerlerin toplumdan topluma kesin çizgilerle farklılaşması, hatta kendi içinde bile farklılaşması, toplumların durağanlığından çok dinamizmini göstermektedir. Özellikle, çeviri aracılığıyla sembol aktarımı, sembollerin birbirleriyle karşılaşmalarını, kültürlerin kendi sembol değerlerinin farkına varmalarını sağlamakla, toplumsal örgüyü daha değerli hale getirmektedirler. Örneğin, spor müsabakalarında çalınan ulusal marşlar, ulusların sembolik değerlerinin canlılığını gösteren ve her ulusun kendine özgü, farklı fakat aynı derece değerli, anlam yüklü formları olarak ortaya çıkarlar.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Yönetim Felsefesi

Bu kitaba kaynaklık eden ve çok eski tarihlerde yazılmış eserlerin güncellik anlamındaki katkısın... more Bu kitaba kaynaklık eden ve çok eski tarihlerde yazılmış eserlerin güncellik anlamındaki katkısını sorgulayanlar her zaman olmuştur. Hatta bu sorgulamalarına kendilerince rasyonel birtakım gerekçeler de sunmak suretiyle eski eserlerin bilime ve güncel hayata olan katkısını inkardan gelerek mahkum etmek isteyenler de olmuştur. Oysa zaten aralarında eşölçülemezlik bulunan eski eserler ile güncel eserleri birbirleri ile karşılaştırıp kıymet biçebilecek bir kişi, kurum veya kuruluş yoktur, olması da düşünülemez. Günümüzde yazılmış kitaplar incelendiğinde ise, bunların tamamına yakınının güncel kaynakların etrafında değirmen taşı misali dönüp durmakta oldukları görülmektedir. Söz gelimi, yönetim üzerine kitap yazanların birçoğu Ptah Hotep’in adını dahi bilmemektedir. Toplam Kalite Yönetimi literatürü üzerine yazılan yayınlar incelendiğinde Hamburabi Kanunları’ndan veya II. Beyazıt tarafından hazırlatılan Kanunname-i İhtisab-ı Bursa’dan bahsedilmediği görülmektedir. Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın eserini inceleyen veya referans alan Davranış Bilimleri kitabına rastlamak neredeyse imkansızdır. Benzer şekilde, kişisel gelişim kitap raflarını dolduran binlerce kitabın hemen hiçbiri, güzel ve ikna edici konuşma sanatının (rhetoric) ustaları Protagoras ve Sokrates’in adını bile anmamaktadır. Bilgisayar ve yazılım üzerine kaleme alınan eserlerin hemen hiçbirinde, Bilgisayar Bilimleri ve Sibernetik’in babası El Cezeri veya matematikçi El Cebir’den bahsedilmemektedir. Fizik, optik ve mekanikten ekmeğini yiyen binlerce insanın Newton ve Heysem hakkında bildikleri belgesellerde izlediklerinden ibarettir (izlerlerse).
Elinizdeki kitapta, yönetici veya yönetilen herkese, birincil kaynak eserlerin “yönetim” bakış açısı ile ele alındığında nasıl daha işlevsel hale getirilebileceğine dair kuramsal ve pratik anlamda katkılar sağlamak amaçlanmıştır. Birincil kaynak eserlerdeki bilgiler, sistemli çabalarla zenginleştirilerek pratik hayatla olan bağlantılarının kurulmasına ve konulara bakış açılarının nispeten genişletilmesine çalışılmıştır. Yönetim ile ilişkili disiplinlerde yazılmış eserler, bu alandaki başlıca yaklaşımların fikri temellerini objektif bir şekilde ortaya koyabilmek için eleştirel kaynak incelemesine tabi tutularak okuyucuya sunulmuştur.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Bonaventura'da Din Felsefe İlişkisi

Bu çalışma 13. asır Hıristiyan düşüncesinin önemli isimlerinden biri olan mistik teolog Bonaventu... more Bu çalışma 13. asır Hıristiyan düşüncesinin önemli isimlerinden biri olan mistik teolog Bonaventura'nın (1217-1274) din-felsefe ilişkisine yaklaşımını felsefî sorunlar üzerinden tartışmaktadır. Yunan ve İslam felsefesinin Latinceye aktarılması Latin dünyasında felsefenin gelişimini ciddi bir şekilde etkilemiştir. Nitekim Büyük Albert ve Thomas Aquinas'ın temsil ettiği Latin Aristoculuğu ile Daçya'lı Boethius ve Brabant'lı Siger'in öncülüğünü yaptığı Latin İbn Rüşdcülüğü akımları ancak böylesi bir etkileşim ağında ortaya çıkabilmiştir. Bu eser İslam düşüncesiyle ilişkisinin mahiyetini de göstererek, Augustineciliğe dayanarak söz konusu iki okulu eleştiren Bonaventura'nın din-felsefe ilişkisine yaklaşımını, temelde âlemin ezeliliği, akılların birliği, mutluluğun mahiyeti gibi felsefî konular üzerinden incelemektedir. Eser Platon, Aristo, Latin Aristocuları ve Latin İbn Rüşdcülerin felsefi yaklaşımlarına Bonaventura'nın getirdiği eleştirileri de tespit ederek araştırmayı evrensel bir çerçeveye taşımaktadır. İslam düşüncesinin Ortaçağ Batı düşüncesine etkisini derinlemesine öğrenmek, söz konusu felsefî konuları ortaçağ felsefe kültürü üzerinden tanımak isteyenler için bu araştırma ufuk açıcı olacaktır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Benedetto Croce Felsefesi/Sanat ve Tarih Sorunu

“Her bireysel zihin bir tarihtir ve her aktüel aktif zihinsel eylemde sınırsız bir tarih yatmakta... more “Her bireysel zihin bir tarihtir ve her aktüel aktif zihinsel eylemde sınırsız bir tarih yatmaktadır. Bireysel zihin bu nedenle estetik ve mantıksal yaratıcılığında, şimdiki zamanda belirlenen ve bizzat kendisi sonsuz olarak şimdiki zamanı belirleyen bir geçmişle yan yana yürür. Bu nedenle, bireysel zihinle yüzleşen gerçeklik, tarihtir ve tarihle bireysel zihin özdeştir.” “Felsefeyi tarihle bir tutmaya; teolojik ve metafizik sorunları yadsımaya ya da en azından onları tarihsel yargı sorunu katına indirmeye yönelik bu eğilim bir yere kadar Benedetto Croce’nin kişisel çizgisidir. Kendisini felsefeye çeken ve sorunların içine dalmasına neden olan kişisel ilgisi ne bilimsel ne de dinseldir ancak sanatsal ve edebidir. O bir matematikçi, fizikçi, biyolog, rahip ya da profesör değildir ve bilim ya da din tarafından ortaya konan sorunlar Croce üzerinde, bilimsel araştırmalar ya da dinsel görevlerle yükümlü kimselerde olduğu kadar yoğun ilgi uyandırmamaktadır. Düşüncelerinin hümanist tonu ve teorilerindeki hümanist eğiliminin nedeni budur.”

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Çeviri Kuramları, Radegundis Stolze

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Bürokrasinin Hâlleri.pdf

Darbe planlarının yapıldığı, e-muhtıraların verildiği ve iktidar partisinin kapatılmaya çalışıldı... more Darbe planlarının yapıldığı, e-muhtıraların verildiği ve iktidar partisinin kapatılmaya çalışıldığı bir dönemde kaleme alınan ve deneme niteliğinde olan bu yazılar, Türkiye'nin alacakaranlık bir döneminde bürokrasiye dair yergiler içermektedir. 2007 ve sonrasında kaleme alınan bu yazılarda, dönemin darbe heveslisi paşalarına, hukuk tanımayan yargıçlarına ve üniversiteleri kışla olarak gören akademisyenlerine yönelik eleştiriler bulacaksınız.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Değişen Dünya Değişmeyen İlişkiler

Sömürü çarkının geçmiş yüzyıllardan farkı, son iki yüzyıl içinde dönem şekli, askeri yöntemlerden... more Sömürü çarkının geçmiş yüzyıllardan farkı, son iki yüzyıl içinde dönem şekli, askeri yöntemlerden daha çok ekonomik yöntemler şeklinde sürmesidir. Bu ikinci yöntemin birinciye göre yani askeri yöntemlere göre hem daha ucuz hem daha kayıpsız hem de daha net sonuçlar verdiği ortadadır. Tercih edilmesinin nedeni de budur. Askeri sömürü yöntemlerinde her zaman kayıp- zayiat riski söz konusuyken ekonomik sömürü yöntemlerinde bu risk adeta sıfırdır. Bu değişimde geçmiş yıllarda yaşanılan ve öğrenilenlerin payı büyüktür. Sömürü çarkının ekonomik yöntemlerinde en fazla başvurulan yol ise dış borçlanmadır. Özellikle XIX. yüzyılda başlayan mali sömürü günümüzde finansal sömürü mekanizmalarıyla varlığını daha güçlü olarak devam ettirmektedir.

Dış borçlanma, ekonomik sıkıntı içinde olan ve bu sıkıntıyı ortadan kaldırıp ekonomik kalkınma ve büyümeye geçmek isteyen ülkelerin başvurduğu en kolay yollardan biridir. Ekonomik kalkınma ve büyümenin yanı sıra ve daha çok bütçe açığının meydana getirdiği kapanmaz yaraların sarılmasında da sık sık dış borçlanmaya müracaat edilmiştir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of İktisat Bilimine Giriş

Tarihin her döneminde ve insanoğlunun yaşadığı her yerde, bir taraftan ihtiyaç duyulan mal ve hiz... more Tarihin her döneminde ve insanoğlunun yaşadığı her yerde, bir taraftan ihtiyaç duyulan mal ve hizmetler üretilmekte, diğer taraftan da üretilen bu mal ve hizmetler tüketilmektedir. İktisadi faaliyet olarak tanımlanan bu eylem, insanoğlunun yaradılışından itibaren var olagelmiştir ve hayat devam ettiği müddetçe var olmaya devam edecektir. Bu şekilde fevkalade basite indirgenmiş olarak tanımlanan iktisadi faaliyet, aslında son derece karmaşık süreçler içermektedir. Etrafımıza şöyle bir baktığımızda, söz konusu faaliyetin içerdiği karmaşık süreçlere ilişkin birtakım ipuçları elde edebiliriz. Bilindiği gibi, on binlerce firma yüz binlerce mal ve hizmet üretmektedir. Üretilen mal ve hizmetlerin bir bölümü kısa ve uzun dönemde, bizzat üreticileri tarafından, bir bölümü de toplumun diğer üyeleri tarafından mahalli tüketilmektedir. Mal ve hizmetlerin geriye kalan bölümü ise, başka yerlerde bulunan ekonomik aktörler kullanmaktadır. Tüketim faaliyeti, söz konusu mal ve hizmetlerin yeniden üretilmesine sebep olmaktadır. Bir başka ifade ile üretim-tüketim kısır döngüsü başlamaktadır. Bu nedenledir ki, iktisadi faaliyet olgusu üretim ve tüketim faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Bu faaliyet gerçekleştirilirken cevabı aranan temel soru şudur: üretim ve tüketim en üst seviyeye nasıl çıkarılacak? Nitekim daha çok mal ve hizmet tüketmek bireyin maddi refah seviyesinin yükselmesi anlamına geldiği için, üretilen mal ve hizmet miktarının arttırılması önem kazanmaktadır. Üretim ve tüketim faaliyetlerini inceleyen ve kısaca kıtlık bilimi olarak tanımlanan iktisat, gerek üreticilerin gerekse tüketicilerin mevcut şartlar altında çıkarlarını (üretici için kar, tüketici için fayda) maksimum seviyeye nasıl çıkaracaklarını araştırmakta ve bu amaca yönelik olarak ilkeler/yasalar ortaya koymaktadır. İktisat bilimi, esas itibariyle iki ana damar ihtiva etmektedir: mikroekonomik analiz ve makroekonomik analiz.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Çevre Mikrobiyolojisi

Çevre, canlı ve cansız varlıkların bir arada bulundukları, birbirlerini etkiledikleri ve birbirle... more Çevre, canlı ve cansız varlıkların bir arada bulundukları, birbirlerini etkiledikleri ve birbirlerinden etkilendikleri ortam olarak tanımlanmaktadır. Mikrobiyoloji, " çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük canlı organizmaları inceleyen bir bilim disiplinidir. Mikroorganizma olarak tanımlanan bakteri, alg, mantar, virüs ve protozoa gibi mikroskobik canlılar doğada; havada, toprakta, suda, bitkiler üzerinde, insan ve hayvanların vücudunda kısacası her yerde bulunurlar. Mikrobiyoloji biliminin çalışma alanları, üzerinde çalışılan organizmalara, çalışılan süreç ve fonksiyonlara, sağlıkla ilgili alanlara ve bilginin kullanımına göre çok değişik bir yelpazede dağılım göstermektedir. Çevre mikrobiyolojisi, hayatın devamında önemli rolü olan ancak insan, hayvan ve bitkiler üzerinde hastalıklara neden olarak önemli kayıplara yol açan mikroorganizmaları inceleyen mikrobiyoloji dalıdır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Teknolojik Zekâ ve Rekabet Stratejileri

Bu kitabın amacı ülkemizde özellikle son yirmi yılda gittikçe artan fakat halen yetersiz görülen ... more Bu kitabın amacı ülkemizde özellikle son yirmi yılda gittikçe artan fakat halen yetersiz görülen "Teknolojik Rekabet Stratejileri" alanındaki bir eksikliği tamamlama çabasına bir katkı ve bir adımdır. Bilindiği gibi ülkelerin rekabet avantajlarının her alanda üstün olması mümkün değildir. Kimileri coğrafi ve doğal şartların, kimileri tarihsel ve kültürel faktörlerin, kimileri de siyasal ve ekonomik gücün avantaja dönüştürülmesinde başarılıdır. Ama hepsinden önemli olan tüm bur şart, faktör, güç veya avantajları teknolojik üstünlüğe dönüştürmektir. Kanımızca yaşadığımız çağı tanımlamaya gerek yoktur. Bilimin ve teknolojinin hakimiyetini ele aldığı hayat alanı kalmamıştır. Felsefi açıdan eleştirilirse bile belli bir noktaya kadar teknoloji toplumu kaçınılmaz hale gelmiştir. Üstelik ülkemiz ve toplumumuz adına eleştiri noktasında da değiliz.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Turizmde Markalaşma

Bu kitap kapsamında genel olarak; marka ve marka unsurları, destinasyon markalaşması, konaklama, ... more Bu kitap kapsamında genel olarak; marka ve marka unsurları, destinasyon markalaşması, konaklama, seyahat, yiyecek-içecek, ve rekreasyon işletmelerinde markalaşmanın nasıl meydana geldiği? Bu işletmelerdeki markalaşma sürecinin nasıl yapısal farklılıklar taşıdığı? Markaya ilişkin olarak turistlerin normal tüketicilerden farklı algılarının olup olmadığı? gibi konulara da ayrıca yer verilmiştir. Literatür taramasına dayalı olarak oluşturulmuş olan bu kitap bir derleme çalışmasıdır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Turizm İşletmelerinde Toplam Kalite Yönetimi

Turizm sektörü çok geniş etki kapasitesi ile hemen her ülkede geliştirilmeye çalışılan bir sektör... more Turizm sektörü çok geniş etki kapasitesi ile hemen her ülkede geliştirilmeye çalışılan bir sektördür. Bu etkilerin en başta geleni ekonomiktir. Her geçen yıl daha da artan uluslararası turizm harcamalarından pay alabilmek her ülke için önemli bir hedeftir. Döviz girdisi sağlaması, çarpan mekanizmasının gücü, istihdam potansiyeli yanında ülke imajına olumlu katkıları, yerel yaşam kalitesini artıran etki ortaya koyması, kültürel değerlerin korunmasına yol açması, milletler arasındaki sosyal, kültürel etkileşimi artırması gibi etkileri turizmin dünya ölçeğinde teşvik edilmesine yol açmaktadır. Bir yandan turistik seyahatlerin hacmi artarken bir yandan da turistik işletme sayıları, kaliteleri artmakta ve dolayısıyla turizm adına ortaya koyulan rekabet çetinleşmektedir.

Turizmde kalite konusunu öne çıkaran ve yönetilmesini gerekli kılan iki unsurdan birisi artan rekabet ise, bir diğeri de müşteri kitlesinin ihtiyaç ve isteklerinde gözlenen sürekli değişimdir. Müşteriler, turizm işletmelerinin sunduğu hizmetin kendi beklentileri paralelinde değişmesini istemekte ve yenilik beklemektedir. Ucuz ürünler için bile olsa yenilik işletme seçimini önemli oranda etkilemektedir. Bilindiği gibi turizmde üretilen ürün soyuttur. Soyut ürünün üretiminde standartlaştırma zordur. Ürünün kalitesi konusunda net bir ölçüm ortaya koymanın zorluğu, müşterilerin subjektif değerlendirmelerini ve buna kaynaklık eden müşteri algısını daha fazla öne çıkarmaktadır. Bunun yanında, ürünün stoklanamaz oluşu işletmeleri verimli çalışmaya itmekte, bu durum da kalite üzerinden rekabet gücü edinmeyi gerekli kılmaktadır. Turizmde marka bağımlılığının az oluşu tüm işletmeleri kaliteyi sürekli kılmak ve bunu müşterinin algılaması için gerekli tüm kanalları kullanmak zorunda bırakmaktadır.

Bu kitapta kalite ve hizmet kalitesinin teorik' kapsamı ortaya koyulmakta, turizm işletmeleri açısından hizmet kalitesinin yönetilmesi uygulamalarına odaklanılmaktadır. Topla kalite yönetimi anlayışına uygun olarak turizm sektörü için kalite yönetiminin başarı koşulları araştırılmaktadır. Bu çerçeve içinde ilk iki bölümde toplam kalite yönetimi, ilgili kavramlar, turizm sektörü genelinde TKY belirleyicileri, sektörel kalitenin. yönetilmesi çerçevesi ve sorunlar ele alınmaktadır. Sonraki bölümlerin ise her biri farklı bir turizm işletmeciliği alanında toplam kalite uygulamalarını örneklendirmektedir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Turizm Politikaları

Yaşamakta olduğumuz yüzyılda turizm, her geçen gün hızla değişen, kendini yenileyen ve tüm dünyad... more Yaşamakta olduğumuz yüzyılda turizm, her geçen gün hızla değişen, kendini yenileyen ve tüm dünyada sürekli gelişmekte olan bir olay olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde turizmin, ekonomik, politik, çevresel ve sosyal-kültürel olaylar üzerindeki etkileri, küçümsenemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Turizm olayının bu denli büyümesi, turistik değerlere sahip olan dünyadaki bütün ülkeleri, turizmin tüm bu olaylar üzerine olan olumlu etkilerini kendi ülkelerinde arttırma çabaları içerisine itmektedir. Turizmin ülke ekonomileri ve diğer alanlardaki olumlu etkilerinin arttırılması, yoğun bilimsel çabaları ve çok sayıda çeşitli faaliyetleri gerektirmektedir. Tüm bu çabaların ve faaliyetlerin başarıya ulaşmasında ise, turizm ile ilgili tüm olayların rasyonel politikalar ve planlar çerçevesinde sürdürülmesinin önemi büyüktür. Bu nedenle, günümüzde turizm politikası ve planlaması, turizm bilimi içerisinde incelenen en önemli disiplinlerden biri olarak kabul edilmektedir.
Turizm politikası ve planlaması, hiç kuşkusuz ki çoğu zaman turizm biliminin diğer alt disiplinleri olan, turizm ekonomisi, turizm işletmeciliği, turizm sosyolojisi ve turizm coğrafyası gibi bir çok diğer konuyla yakından ilgilenmektedir. Tüm bu diğer alt disiplinlerle beraber incelenen bir çok ortak konu bulunmasına rağmen, turizm politikası ve planlaması içerisinde incelenen çok sayıda spesifik konu yer almaktadır. Özellikle, turizm arzı ve talebi ile ilgili yürütülen planlar ve politikalar, turizm işletmeleri arasındaki ilişkiler, turizm sektörü içerisinde çalışan mesleki örgütler, turizm ile ilgili uluslararası ilişkiler, turizmin geliştirilmesi ile ilgili faaliyetlerin organizasyonu ve turizm eğitimi gibi bir çok konu turizm politikası ve planlaması içerisinde incelenen konular arasındadır.
Yukarıda sadece bir kaçı sıralanmakta olan bu derece kapsamlı konuların incelenmesi elbette, sistemli ve disiplinli bir çaba gerektirmektedir. Bu nedenle turizm politikası ve planlaması içerisinde yer alan tüm bu konuların ana konu başlıkları halinde ele alınmasında yarar vardır. Bu noktadan hareketle yola çıkarak, ülkemizde de turizmin geleceğine yön verecek olan turizm eğitimi alan gençlerimize turizm politikası ve planlaması ile ilgili tüm bu konuların aktarılması son derece önem arz etmektedir. Turizm politikası ve planlaması ile ilgili bu bilgiler, gelecekte gerek turizmin özel kesiminde gerekse de kamu kesiminde görev alacak gençlerimize meslek yaşamları boyunca her zaman ihtiyaç duyacakları ve kullanacakları bilgiler olacaktır.
Bu amaçla hazırlanan bu çalışmada da turizm politikası ve planlaması ile ilgili çok sayıda spesifik konu belirli bölüm başlıkları altında sunulmaktadır. Turizm politikası ve planlaması ile ilgili temel kavramların aktarıldığı çalışmanın;
Birinci bölümünde, ilerleyen bölümlerde de sıkça karşılaşılan çeşitli tanımlara yer verilmekte ve turizm politikasının ve planlamasının özelliklerinden söz edilmektedir.
İkinci bölümde turizm politikası ve planlamasının oluşturulması ve yürütülmesi konusu, turizm arzı, turizm talebi ve fiyat politikaları olmak üzere üç ana başlık halinde verilmektedir.
Üçüncü bölümde ülkemizdeki turizm politikası ve planlaması konusu ele alınmakta, ülkemizde turizm örgütlenmesi ve turizm politikası ve planlamasının gelişimi gibi konular ortaya konulmaktadır.
Dördüncü bölümünde, Avrupa Birliği içerisinde yürütülmekte olan turizm politikası ve planlamalarına değinilmekte, uluslararası turizm hareketlerinden bahsedilmekte ve Avrupa Birliği turizm politikaları ülkemiz turizm politikaları ile karşılaştırılmakta ve ülkemizin Avrupa Birliği’ne dahil olması durumunda turizmde yaşanabilecek gelişmelere yer verilmektedir.
Beşinci bölümde, ülkemiz turizminde geleceğe yönelik projeksiyonlara yer verilmiş ve 2000’li yıllarda ülkemizde yürütülebilecek turizm politikaları, çeşitli konu başlıkları halinde ele alınmıştır.
Altıncı bölümde de turizm politikalarında; Sürdürülebilir Turizm, Öğrenen Organizasyonlar, Stratejik Yönetim, Kriz Yönetimi ve Kıyaslama (Banchmarking) gibi modern yönetim yaklaşımları konusuna yer verilmiştir. En son bölümde de Türkiye Turizm 2023 Eylem Planı Ek olarak verilmektedir...

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Uluslararası Otel İşletmeciliği

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Paradigma Değişimleri

Önsöz İnsanoğlu bazı şeyleri seçemiyor. Hangi coğrafyada ve çağda dünyaya geleceği, hangi ırka, ... more Önsöz
İnsanoğlu bazı şeyleri seçemiyor. Hangi coğrafyada ve çağda dünyaya geleceği, hangi ırka, etnisiteye mensup olacağı, anne-babasının kim olacağı bizlerin seçimine bağlı değil. Buna karşın, dünyaya geldikten, kendimize özgü bir felsefi kanaat oluştuktan sonra birtakım seçimlerimiz olabilmektedir. Ülkemizin son iki yüzyıllık modernleşme/Batılılaşma sürecinde toplum olarak karşı karşıya kaldığımız önemli sosyolojik sorunlar söz konusu olmuştur ve bu sorunların önemli bir kısmı halen ülke gündemindedir. Bu bağlamda, sosyolojiyi seçmemde bu durumların etkisi olduğunu söyleyebilirim. Bu tercihe bağlı olarak, almış olduğum sosyoloji formasyonu çerçevesinde ilgi gösterdiğim konuların, toplum olarak aşmaya çalıştığımız sorunlarla yakın bir ilişkisi vardır. Sosyoloji disiplinin söz konu sorunların tespiti ve çözümlenmesi açısından önemli olduğuna hep inanmışımdır. Yaşadığımız bölge özellikle son bir asırdır ciddi sorunlarla boğuşmaktadır. Fakat genel olarak bakıldığında, kontrolden çıkan bir dünya içinde yaşıyoruz. Dolayısıyla sorunlara sahici bir çözüm önerisinde bulunmak noktasında sosyolojiye düşen önemli görevler bulunmaktadır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Turizm Hizmetlerinin Sağlığı ve Yönetimi

Turizm toplumlar arasında sosyal, kültürel, çevresel, fiziksel, politik ve tıbbi açıdan dünya gen... more Turizm toplumlar arasında sosyal, kültürel, çevresel, fiziksel, politik ve tıbbi açıdan dünya geneline yansıyan en önemli sektörlerin ve endüstrilerin başında gelerek toplumsal, sosyal, kültürel, ekonomik ve tıbbi çevrede önemli etki ve değişimlere yol açmaktadır. Turizm bir yandan toplumların ve bireylerin birbirleriyle kaynaşmasına, sosyal, kültürel ve fiziki ve çevresel turizm ögelerinin ve çekiciliklerinin arttırılmasıyla kaynakların kullanılmasına ve böylece çevrenin değerini arttırmakta, turizme katılanların bireysel, grupsal ve toplumsal tatmin duygusunun giderilmesine önemli olumlu katkılar sağlar. Turizmin bu önemli olumlu katkılarına karşılık iyi yönetilemeyen turizm hizmetleri ve endüstrisi, aynı zamanda ekonomik dengesizliklere, toplumsal yapı ve dokunun olumsuz etkilenmesine sosyal ve kültürel kirlenmeye, tabiatın tahrip edilmesine, turizm çalışanları olan turizmcilerin ve turist sağlıklarını da olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuz etkiler daha çok gelişmekte olan ülkelerde daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Bu kitapta turizm hizmetlerinin bileşenlerinin ve boyutlarının sağlık kavramı açısından incelenmesi yapılmaktadır. Sağlık; hastalık olmaması yanısıra, fiziki, bedensel, sosyal ve ruhsal yönden iyilik haliyle açıklanmaktadır. Bu açıdan turizm hizmetlerinin de çevresel, tıbbi, sosyal, psikolojik, işletme, turizm çalışanı ve turistlerin sağlığı ve iyilik hali incelenmiştir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Turizm İşletmeleri

Son yıllarda hızlı gelişme eğilimi gösteren turizm sektörü, hem dünyada hem de ülkemizde önemli ... more Son yıllarda hızlı gelişme eğilimi gösteren turizm sektörü, hem dünyada hem de ülkemizde önemli ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri oldukça fazla olan bir olgu haline gelmiştir. Dünyada pek çok ülke ve şehir hatta kasaba, turizmi kalkınmanın ve tanınmanın bir aracı olarak görmeye başlamışlardır. Bu durum ülkemizde de özellikle seksenli yıllardan sonra daha belirgin bir hal almıştır. Öyle ki daha önce hiçbir tanınırlığı olmayan şehir kasaba ve köylerin adları artık turizm ile anılır hale gelmiştir. İlk bakışta sektörün temelde konaklama, yiyecek-içecek ve ulaşım üçlüsünden meydana geldiği düşünülse de, günümüzde turizm sektörü çeşitlilik ve içerik olarak değişik türde çok sayıda ve farklı tüketici kitlelerine hitap edebilen faaliyetleri de kapsamaktadır. Dolayısıyla turizm sektörü farklı türde işletmecilik ve yönetim yaklaşımlarının uygulayıcısı durumundadır. Bununla birlikte turizm sektörü, doğrudan ya da dolaylı olarak diğer hizmet sektörleriyle, sunulan hizmetlerin gereği olarak etkileşim içerisindedir. Bu durum da turizm sektöründe işletmecilik anlayışının geleneksel işletmecilik anlayışından farklı bir bakış açısıyla değerlendirilmesini gerektirmektedir. Turistik mal ve hizmetlerin birbirlerinin tamamlayıcısı veya destekleyicisi olması ve ürün/hizmet sunumunda tüketici ile hizmet sunumunu gerçekleştiren işgören arasındaki etkileşimin yönetimi, müşteri odaklı yönetim anlayışını bir önkoşul olarak gerektirmektedir. Dolayısıyla, turizm işletmeciliği sadece işletmecilik ilkelerinin turizm sektörüne uygulanması olmayıp, interaktif şartlar altında yönetme becerisini de gerekli kılmaktadır. Turizm konusunda dünyada değişen eğilimler, bu sektör içindeki faaliyet türlerini de çeşitlendirmektedir. Bu da yeni turizm işletmelerinin doğmasına neden olmaktadır. Deniz, kum, güneş üçlüsü klasiğinden çok farklı tatil konseptleri, alternatif turizm türlerini de beraberinde getirmektedir. Günümüzde insanlar daha fazla doğaya dönüş özlemi içerisindedirler. Alternatif turizm işletmeleri olarak kabul edilen rekreasyon ve boş zaman değerlendirme konusunda olanaklar sunan işletmeler, bu özlemi gidermeye yönelik faaliyetlerde de bulunmaktadırlar. Turizm işletmeleri temelde modern işletmeciliğin kuralları ile yönetilse de, sektörün kendine has özellikleri turizm işletmeciliğine de farklı nitelikler katmaktadır. Bir hizmet sektörü olarak turizmde insana dayalı hizmet sunumu söz konusu olduğundan emek yoğunluğu, turizm işletmelerinin en önemli özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra üretim, satış ve pazarlama konusundaki farklılıklar da turizm işletmelerini ayrı bir inceleme konusu yapmaktadır. Yine bu işletmelerin kuruluş yeri seçimindeki ölçütler ile ülke ekonomisine katkı bakımından görünmeyen ihracat özelliği taşıması da diğer işletmelerden farklı olduklarını ortaya koymaktadır. Günümüz turizm işletmeleri, hizmetin ve kalitenin en üst seviyesini sunmada, talep oluşturmada üstünlük ve ayrıcalık sağlamaktadırlar. Ülkemizde turizm işletmeleri konularında çeşitli akademik ve profesyonel yayınlar bulunmaktadır. Ancak bu yayınların büyük oranda belirli turizm işletmelerine yönelik oldukları görülmektedir. Farklı tür ve yapıdaki turizm işletmeleri hakkında toplu halde bilgi edinmek isteyen kişilere kolaylık sağlayacağı düşüncesi bu eserin varoluş amacını teşkil etmektedir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Konaklama İşletmelerinde Önbüro Yönetimi ve Önbüro Otomasyon Sistemleri

Bu çalışma; gerek yazarların sektörel tecrübeleri, gerekse akademik birikimlerinin birleştirilmiş... more Bu çalışma; gerek yazarların sektörel tecrübeleri, gerekse akademik birikimlerinin birleştirilmiş olduğu bir çalışma olup; her düzeyde öğrenim gören Turizm İşletmeciliği, Turizm ve Otelcilik bölüm ve program öğrencilerinin ve sektör çalışanlarının istifadesine sunulmuştur. Turizm eğitiminde teorik bilgilerin pratiğe dönüştürülmesi son derece önemlidir. Bu açıdan bakıldığında çalışmamız, önbüro yönetimi ve önbüro otomasyonu konularında detaylı bilgiler içermektedir. Konuların teorik kısımları, pratikten örneklerle desteklenerek işlemlerin daha kolay öğrenilmesi amaçlanmıştır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Otel İşletmelerinin Yonetimi

Ülkemizde yaşanan siyasal krizler ve etrafımızda yaşanan savaşlara rağmen yükselen trendine deva... more Ülkemizde yaşanan siyasal krizler ve etrafımızda yaşanan savaşlara rağmen yükselen trendine devam eden turizm endüstrisinde 2023 yılı hedefi olarak 50 milyon turist, 50 milyar dolar turizm geliri ile dünya turizm sıralamasında ilk beşin içerisinde yer alma hedefine adım adım yaklaştığını görmekteyiz. Nitekim son verilere göre ülkemize gelen 40 milyon turist rakamı ile en çok tercih edilen ülke sıralamasında altıncı sıraya yükselmiş durumdayız. Turizm gelirlerinde aynı başarıyı henüz yakalamış değiliz. İstatistiklere bakıldığında 32 milyar dolar turizm geliri ile dünya sıralamasında ancak on birinci sırada yer alabilmişiz. Şüphesiz bunun en önemli sebeplerinden biri de kişi başına harcama miktarında 824 dolar ile dünya ortalamasının altında olmamız gelmektedir. Ortalama hesap ile dünyada bir milyar kişi seyahatlere katılıyor ve kişi başı bin dolar harcayarak bir trilyon dolar para harcamaktadır. Türkiye'nin kişi başı harcama miktarını öncelikle dünya ortalamasına, sonra da üzerine çıkartarak bu hedefine ulaşabilmesi mümkün olacaktır. Elbette ki bunu kitle turizmi ve her şey dâhil konsepti ile başarması mümkün olmayacaktır. Sağlık turizmi, kongre ve fuar turizmi, spor turizmi gibi kişi başı yüksek harcama gerektiren turizm çeşitlerine yoğun yatırımlar yapması gerekmektedir. Yeni yatırımlar yeni istihdam imkânlarını ortaya çıkaracaktır. Nitekim 2023 Türkiye Turizm Stratejisi kapsamında bu atılımların yapıldığını görmekteyiz. Henüz tam anlamıyla bozulmamış doğası, keşfedilmeyi bekleyen bakir sahaları, uygulanmayı bekleyen alternatif turizm çeşitleriyle, Akdeniz çanağının en genç ve en hijyen tesislerine sahip olan Türkiye'nin yapılacak ve uygulanacak rasyonel politika ve planlamalarla gelecekte de rekabet üstünlüğünün devam edeceği beklenmektedir. Ülkemiz turizm endüstrisine ülke ekonomisi içinde gereken önemi vermiş, ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme süreci içinde turizm yatırımları da artan bir ölçüde gelişme göstermiştir. Nitekim son yıllarda artan konaklama tesisleriyle 500 bini belediye belgeli olmak üzere 1,5 milyon yatak kapasitesine ulaşmıştır. Öğrencilerin temel işletmecilik bilgileri üzerine bina edilen bu çalışma ders kitabı olarak düşünülmüştür. Bu nedenle genel işletme bilgileri çok fazla tekrar edilmeyerek, otel işletmeciliğinin ayrıntıları üzerinde durulmaya çalışılmıştır. Çalışmamız altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde giriş mahiyetinde turizm endüstrisinin genel yapısı ve bu yapı içinde konaklama sektörünün yeri görülmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde konaklama işletmeciliğinin tarihsel gelişimi, özellikleri, dünyada ve Türkiye'deki sınıflandırılması, taşıması gereken nitelikleri ele alınmıştır. Üçüncü bölümde otel işletmelerindeki yönetim süreci irdelenmeye çalışılmış, yönetim teorileri ve yönetim fonksiyonları otel işletmeleri açısından incelenmiştir. Dördüncü bölümde organizasyon kavramı üzerinde durulmuş, organizasyon ilkeleri, organizasyon yapısının düzenlenmesi, şekillendirilmesi ve organizasyon yapı türleri otel işletmeleri açısından incelenmiştir. Beşinci bölümde otel işletmelerini oluşturan bölümler ve bu bölümlerin, kısımların birbiriyle olan ilişkileri, fonksiyonları tek tek özet olarak ele alınmıştır. Altıncı bölümde ise otel işletmelerinde yaşanmış veya kurgulanmış örnek olaylara yer verilmiş ve bunların muhtemel çözümleri yönetim-organizasyon paradigmasıyla tartışılmıştır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Ibn Meymun Felsefesinde Tanrı

Yahudi ilim geleneğinde “İki Musa arasında Musa b. Meymun’dan daha büyüğü gelmemiştir.” deyişiyle... more Yahudi ilim geleneğinde “İki Musa arasında Musa b. Meymun’dan daha büyüğü gelmemiştir.” deyişiyle anılan filozofumuz, hiç şüphesiz Orta Çağ Yahudi Felsefesinin en önemli isimlerinden birisidir. İbn Meymun’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, Kitab-ı Mukaddes üzerine yaptığı tefsirlerinin yanısıra, İslam kelamındaki tartışmaları aktif bir şekilde Yahudi kelamına taşımasıdır. Yahudi dini hukuk geleneğine çığır açıcı katkılarda bulunan filozof, tıp ve astronomi alanında da önemli çalışmalar yapmıştır, ancak onun en önemli katkısı, kültürel anlamda İslam Felsefe geleneğindeki Tanrı, iyilik-kötülük ve nübüvvet gibi konuları özgün tartışmalarıyla felsefi düşüncede devam ettirmesidir. Bu çalışma, İbn Meymun’un Tanrı tasavvurunu Yahudi ve İslam felsefe gelenekleri ışığında anlamayı hedeflemektedir.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Çeviri ve Kültürel Semboller

Sembolik formlar sosyolojisi, toplumsal soyutlukların değil, somut ve yaşadığımız dünyanın sosyol... more Sembolik formlar sosyolojisi, toplumsal soyutlukların değil, somut ve yaşadığımız dünyanın sosyolojisidir. Sembolik formlar, yaşadığımız kültürlerdeki sembollerin, sembollere yüklenen anlamların, davranışlarımızı ve metinleri etkileme biçimidir. Metinler üzerinden sosyolojik bir çözümlemeden söz edecek olursak; söz konusu sembol değerler bize, toplumsal kültürün canlı yaşama yüklediği anlamlar ve insanların bu anlamlarla hayata bakışını ifade ederler. Her toplumun kendi kültürüne özgü sembolik değerleri ve bu değerlerin toplumdan topluma kesin çizgilerle farklılaşması, hatta kendi içinde bile farklılaşması, toplumların durağanlığından çok dinamizmini göstermektedir. Özellikle, çeviri aracılığıyla sembol aktarımı, sembollerin birbirleriyle karşılaşmalarını, kültürlerin kendi sembol değerlerinin farkına varmalarını sağlamakla, toplumsal örgüyü daha değerli hale getirmektedirler. Örneğin, spor müsabakalarında çalınan ulusal marşlar, ulusların sembolik değerlerinin canlılığını gösteren ve her ulusun kendine özgü, farklı fakat aynı derece değerli, anlam yüklü formları olarak ortaya çıkarlar.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Yönetim Felsefesi

Bu kitaba kaynaklık eden ve çok eski tarihlerde yazılmış eserlerin güncellik anlamındaki katkısın... more Bu kitaba kaynaklık eden ve çok eski tarihlerde yazılmış eserlerin güncellik anlamındaki katkısını sorgulayanlar her zaman olmuştur. Hatta bu sorgulamalarına kendilerince rasyonel birtakım gerekçeler de sunmak suretiyle eski eserlerin bilime ve güncel hayata olan katkısını inkardan gelerek mahkum etmek isteyenler de olmuştur. Oysa zaten aralarında eşölçülemezlik bulunan eski eserler ile güncel eserleri birbirleri ile karşılaştırıp kıymet biçebilecek bir kişi, kurum veya kuruluş yoktur, olması da düşünülemez. Günümüzde yazılmış kitaplar incelendiğinde ise, bunların tamamına yakınının güncel kaynakların etrafında değirmen taşı misali dönüp durmakta oldukları görülmektedir. Söz gelimi, yönetim üzerine kitap yazanların birçoğu Ptah Hotep’in adını dahi bilmemektedir. Toplam Kalite Yönetimi literatürü üzerine yazılan yayınlar incelendiğinde Hamburabi Kanunları’ndan veya II. Beyazıt tarafından hazırlatılan Kanunname-i İhtisab-ı Bursa’dan bahsedilmediği görülmektedir. Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın eserini inceleyen veya referans alan Davranış Bilimleri kitabına rastlamak neredeyse imkansızdır. Benzer şekilde, kişisel gelişim kitap raflarını dolduran binlerce kitabın hemen hiçbiri, güzel ve ikna edici konuşma sanatının (rhetoric) ustaları Protagoras ve Sokrates’in adını bile anmamaktadır. Bilgisayar ve yazılım üzerine kaleme alınan eserlerin hemen hiçbirinde, Bilgisayar Bilimleri ve Sibernetik’in babası El Cezeri veya matematikçi El Cebir’den bahsedilmemektedir. Fizik, optik ve mekanikten ekmeğini yiyen binlerce insanın Newton ve Heysem hakkında bildikleri belgesellerde izlediklerinden ibarettir (izlerlerse).
Elinizdeki kitapta, yönetici veya yönetilen herkese, birincil kaynak eserlerin “yönetim” bakış açısı ile ele alındığında nasıl daha işlevsel hale getirilebileceğine dair kuramsal ve pratik anlamda katkılar sağlamak amaçlanmıştır. Birincil kaynak eserlerdeki bilgiler, sistemli çabalarla zenginleştirilerek pratik hayatla olan bağlantılarının kurulmasına ve konulara bakış açılarının nispeten genişletilmesine çalışılmıştır. Yönetim ile ilişkili disiplinlerde yazılmış eserler, bu alandaki başlıca yaklaşımların fikri temellerini objektif bir şekilde ortaya koyabilmek için eleştirel kaynak incelemesine tabi tutularak okuyucuya sunulmuştur.

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Molla Fenârî'de Tasavvuf Metafiziği .pdf

İslam düşünce tarihinin dönemlendirilmesi ile ilgili tartışmalar devam etmekle birlikte, bu düşün... more İslam düşünce tarihinin dönemlendirilmesi ile ilgili tartışmalar devam etmekle birlikte, bu düşüncenin temel sacayaklarını oluşturan felsefe, kelam ve tasavvuf geleneklerinin kurucu şahsiyetlerinin yaşadığı asırlar sonrasında yeni bir dönemin başladığı genel olarak kabul edilmektedir. Bu dönem bazılarınca klasik sonrası dönem veya ikinci klasik dönem olarak isimlendirilmektedir. Ülkemizde son dönemde bu dönem düşünürleri üzerine bir ilgi artışının olduğu görülmektedir. İkinci klasik dönemin, daha özelde de Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminin önemli bir şahsiyeti olan Molla Fenârî üzerine bizi bir çalışma yapmaya yönelten bir genel, bir de özel neden vardır. İlki ülkemizin sözde akademik camiasının at gözlüğü takmış anabilim dalı yapılanmasına yönelik bir protestodur. Felsefe, kelam, tasavvuf ve diğer ilimler sunî ayrımlarla birbirlerinden ayrıştırılamazlar. Bütüncül bir ilim anlayışına ve akademik bir bakış açısına sahip olmayanlar bu dalların hiç birinde ilmî çalışma ortaya koyamazlar. Diğer taraftan, bütüncül bir ilim anlayışına ve akademik bakış açısına sahip olanlar da, bu dalların her birinde iddialı çalışmalar ortaya koyabilirler. Özellikle de felsefe, kelam ve tasavvuf söz konusu olduğunda, akademik zihniyete sahip olanlar, bu disiplinlerin ortak konu ve gayelerinin olduğunun ve bu disiplinlerin ancak karşılaştırmalı okuma ile anlaşılabileceğinin farkındadırlar. Molla Fenârî'nin Misbâhu'l-Üns'ünde tartıştığı konular bu iddiamızı doğrulamak için yeterlidir. İkinci olarak, ülkemiz topraklarının yetiştirdiği Molla Fenârî gibi şahsiyetlerin yayımlanmış eserlerini ülkemiz kitapçılarının raflarında değil de komşu bir ülkenin kitapçılarının raflarında görmek ve bu eserin o ülkede okunup üzerine talikler yazıldığı öğrenmek, bizim için hicap duyulacak bir durumdur. Osmanlı Devleti döneminde düşünce alanında keşfedilmeyi bekleyen gizli hazineler olduğu düşüncesinde değiliz. Ülkemiz sözde akademik camiasında geçimini, Osmanlı'nın gizli hazineleri olduğu ve bu hazinelerin keşfedilmesi gerektiği görüşünü pazarlamakla sağlayan sözde akademisyenler, bu hazineleri keşfedip ilim dünyasına sunsunlar. Bizim bu çalışmayı yapmadaki amacımız, akademik bir bakış açısıyla, disiplinlerin yoğun bir etkileşim içinde olduğu bir dönemde yetişmiş bir düşünürü anlamaya çalışmak, eksik yönleriyle birlikte düşünce geleneğine katkılarını tasvir ederek bir anlamda ona olan vefa borcumuzu ödemektir. İbn Arabî'nin öğrencisi ve düşünce sisteminin yaygın kabule mazhar olmasında önemli katkısı olan Sadreddîn Konevî'nin Miftâhu'l-Gayb adlı eseri üzerine Molla Fenârî'nin yazdığı Misbâhu'l-Üns adlı eseri üzerine yaptığımız bu çalışma bir girişin ardından iki temel bölümden

Bookmarks Related papers MentionsView impact

Research paper thumbnail of Aktivizm

Şiddet içermeyen çeşitli eylemler yoluyla hakların korunması ve yaşamların iyileştirilmesiyle ilg... more Şiddet içermeyen çeşitli eylemler yoluyla hakların korunması ve yaşamların iyileştirilmesiyle ilgili olan aktivizm konusunun günümüzde daha çok çevresel sürdürülebilirlik, insan haklarının korunması, barışın sağlanması, demokrasi gelişimi vb. konularda ön plana çıktığı ve özellikle yeni iletişim teknolojilerinin aktivist hareketlere etkisi bağlamında tartışıldığı görülmektedir. Fakat bilindiği üzere her kavram farklı disiplinlerde farklı yönleriyle değerlendirilmektedir. Bu kitap, aktivizm konusunu çeşitli açılardan ele alıp inceleyen çalışmaları bir araya getirerek kavrama bütünlüklü bir bakış sağlamayı ve kavramla ilgili değişik yaklaşımları bir arada görme imkânı sunmayı amaçlamaktadır.

Bookmarks Related papers MentionsView impact