Sosyalleşme Research Papers - Academia.edu (original) (raw)
ÖZET Değerler, sosyal hayatı düzenleyen bireyler arasındaki etkileşimi yapılandıran olgulardır. Bireyin gelişim sürecinin ilk aşamasını oluşturan çocukluk evresinde, sosyal düzene ayak uydurabilmesi amacıyla bazı değerleri öğrenmesi... more
ÖZET Değerler, sosyal hayatı düzenleyen bireyler arasındaki etkileşimi yapılandıran olgulardır. Bireyin gelişim sürecinin ilk aşamasını oluşturan çocukluk evresinde, sosyal düzene ayak uydurabilmesi amacıyla bazı değerleri öğrenmesi gerekir. Değer aktarımı konusunda ilk görev aileye düşse de çocukların okudukları kitaplardan birçok değeri kavradığı bilinmektedir. Değer aktarımı açısından önemli bir araç olarak görülen kitaplar çocukların sosyal hayata sağlıklı bir şekilde adapte olmasını sağlamaktadır. Bu sebeple kitapların bu özelliği verimli bir şekilde uygulanabilmesi için gereken şeyler bu araştırmada incelenmiş ve örnek olarak seçilen kitap bu gaye doğrultusunda analiz edilmiştir. 1.GİRİŞ Değerler; kültürün ögelerini oluşturan din, dil, ırk, gelenekler, yaşam tarzı gibi olguların meydana getirdiği duyuşsal verilerdir. Bir bireyin toplum içinde sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için bu olgulara ait değerleri kazanması ve uygulaması gerekir. " Aynı toprak parçası üzerinde yaşayan ortak bir dil ve kültüre sahip olan milletler, üyelerini bir arada tutabilmek ve bu birlikteliğin devamını sağlayabilmek için değerlerini yeni kuşaklara kazandırmak ister. Bilgisayar çağının yaşandığı günümüzde insanlar birbirinden bu kadar uzaklaşmışken bu amacı gerçekleştirmek daha zor olmaktadır. Okul, iyi vatandaşlar yetiştirmek ve bu yolla toplumun devamlılığını sağlamak için bireylere toplumun ve insanlığın ortak malı durumuna gelen değerleri kazandırmada en etkili bir aracı kurumdur. Bu yüzden okullarda öğrencilere en azından temel değerlerin kazandırılması gerekir. (Doğan, Gülüşen, 2011: 75) " Okullar üstün özelliklere sahip bireyleri yetiştirmek amacıyla kurumsallaşmış bir yapıdır. " İnsanın sahip olduğu üstün nitelikler ve donanımları olarak tanımlanabilen değerler, insanların herhangi bir kişi, varlık, olay, durum karşısında gösterdikleri duyarlıklarıdır. Değerler, merkezinde insan olan ve insanı değerli kılabilen niteliklerdir (Yaman, 2012: 17-18). " Değerlerin bu işlevi okulların değer kavramına verdiği önemi bize göstermektedir. Çocuk edebiyatı açısından değer aktarımı bu alan yazınlarının en önemli problemidir. Bu alanda yazın veren yazarların hepsi belli başlı değerleri, düşünce sistemlerini okuyucularına kavratma amacı ile metinler kurgulamaktadır. Çocuğa değer aktarımı ilk ailede başlasa da en yoğun bir şekilde okul çağında devam etmektedir. Bu konuda Yaman (2012,18) " İnsani, ahlaki, kültürel, ruhsal, toplumsal ve evrensel duyarlıkların özümsenmesi sürecidir. Değerler; bireylerin kişiliklerini, bakış açılarını, davranışlarını belirleyen önemli unsurlardır. Bu yüzden bireylerin; temel bazı değerleri fark etmesi, kazanması gereken değerleri kazanması, yeni değerler edinmesi, edindiği bu değerleri kişilik haline getirerek davranış değişikliği oluşturması gerekmektedir. Eğitim bir süreç ifade ettiğinden, bireylerin hayatı boyunca devam eden bu değer kazanma ve kazandırma sürecine değerler eğitimi denilmektedir. " Değer aktarımının bir süreç olduğu ve bu süreç içerisinde çocukların değerleri algıladıkları görülmektedir. Bireylere kazandırılmak istenen değerler milli ve evrensel olmak üzere iki grupta incelenmektedir. Şu tabloda ise bazı bireylerin ve kurumların belirledikleri değerler göze çarpmaktadır.
Bu araştırma çevrimiçi sosyalleşmenin sosyal bağlılık, kaygı, depresyon ve mutluluk üzerine etkisini araştırmaktadır. Araştırma kapsamında öncelikle sosyal bağlılık ve Facebook kullanım oranları ayrı ayrı ölçülmüştür. Daha sonra 120... more
Bu araştırma çevrimiçi sosyalleşmenin sosyal bağlılık, kaygı, depresyon ve mutluluk üzerine etkisini araştırmaktadır. Araştırma kapsamında öncelikle sosyal bağlılık ve Facebook kullanım oranları ayrı ayrı ölçülmüştür. Daha sonra 120 Facebook kullanıcısı üzerinde çevrimdışı sosyal bağlılık ve çevrimiçi sosyal bağlılık oranları karşılaştırılmıştır. Sonuçlar çevrim içi bağlılığının çevrim dışı sosyal bağlılıktan farklı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca araştırma sonucu Facebook kullanımının sosyal çevre ile ilişkiler kurmak ve geliştirmek için fırsatlar verdiğini göstermektedir. Çünkü araştırma bulgularına göre Facebook kullanımı sosyal ortamlarda ilişkiler kurmak ve geliştirmek için olumlu psikolojik girişkenliklere cesaret vermektedir. Üstelik Facebook kullanımının depresyon ve kaygıyı azalttığı, mutluluğu ise arttırdığı bulgularına ulaşılmıştır.
ÖZET Değerler, sosyal hayatı düzenleyen bireyler arasındaki etkileşimi yapılandıran olgulardır. Bireyin gelişim sürecinin ilk aşamasında, sosyal düzene ayak uydurabilmesi amacıyla bazı değerleri öğrenmesi gerekir. Değer aktarımı... more
ÖZET
Değerler, sosyal hayatı düzenleyen bireyler arasındaki etkileşimi yapılandıran olgulardır. Bireyin gelişim sürecinin ilk aşamasında, sosyal düzene ayak uydurabilmesi amacıyla bazı değerleri öğrenmesi gerekir. Değer aktarımı konusunda ilk görev aileye düşse de bireylerin okudukları kitaplardan birçok değeri kavradığı bilinmektedir. Kitaplar, bireylerin içinde bulunduğu toplumun duyuşsal, ve düşünsel değerlerini aktarma açısından önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu araştırmada değer kavramının özellikleri ve tanımı yapılarak Kuşların Dili kitabı değer kavramı açısından analiz edilmiştir. 1. GİRİŞ Değer; sosyal bir varlık olan insanın, yaratılışından itibaren bu özelliğinin etkisiyle oluşturdu duyuşsal, düşünsel ve fiziksel tüm olguların bütününe denir. (Yeniçeri,2016) Değerler kişilerin hayat tarzlarını da oluşturabilecek sosyal güce sahiptirler. Örf, gelenek, görenek değerlerin toplumda yaşamsal alana geçişiyle mümkün olabilen değersel güç unsurlarıdır. Geleneksel bir yapı içerisinde aile hayatının, bireysel ilişkilerin, toplumsal yaşam şekillerinin tümü aslında değersel bir örüntüdür. Değer kavramı toplumdan topluma farklılık gösteren bir yapı içerisindendir. Örneğin Müslümanlar için cami kutsal bir değer iken Hristiyanlar için kilise; Müslümanlar için hilal kutsal bir simge iken, Hristiyanlar için haç kutsal bir simge olmaktadır.(Yeniçeri,2016) Değerler bir toplumun birleştirici ve bütünleştirici yapı taşlarıdır. Bireyin toplum içinde sağlıklı bir sosyal ilişki yaşamasını sağlayan önemli bir etkendir. Birey çocukluk döneminden itibaren sürekli bir değer aktarımına maruz kalır ve içinde bulunduğu toplumun duyuşsal ve düşünsel değerleriyle büyür, gelişir. Bu sayede birey, içinde bulunduğu toplumdan dışlanmamış aksine o toplumun her türlü özelliğine hâkim olmuş olur.(Yeniçeri,2016) Yeniçeri'ye göre değer sınıflandırması ise şöyledir: Değer kavramı somut ve soyut değerler olmak üzere iki grupta incelenmektedir. Soyut değerler kendi içerisinde; duyuşsal ve düşünsel değerler olmak üzere ikiye ayrılırken bunlarda kendi içerisinde bireysel ve toplumsal değerler olmak üzere iki grupta incelenmektedir. Somut değerler kendi içerisinde duyuşsal ve düşünsel olmak üzere iki gruba onlarda kendi içlerinde bireysel ve toplumsal olmak üzere iki gruba ayrılmıltır.
- by Yunus Yeniçeri
- •
- Değerler, Toplum, Sosyalleşme, Kitaplar
Değerler, toplumsal birlik ve beraberliği sağlayan ve bu birlik ve beraberliğin uyumlu ve devamlı hale gelmesini temin eden en önemli unsurlardan biridir. İnsanın hayatına yön veren ve onun hayatını inşa eden değerler, aynı zamanda... more
Değerler, toplumsal birlik ve beraberliği sağlayan ve bu birlik ve beraberliğin uyumlu ve
devamlı hale gelmesini temin eden en önemli unsurlardan biridir. İnsanın hayatına yön
veren ve onun hayatını inşa eden değerler, aynı zamanda insanın anlam arayışına katkı
sunan faktörlerdir. Bu bakımdan değerler kültürel anlamda hem bireyin hem de toplumun
temel yapıtaşlarını meydana getirirler. Bilim, teknoloji, kitle iletişim araçları vb.
faktörlerin de etkisiyle, son yıllarda toplumsal alanda hızlı değişimler meydana gelmiştir.
Bu değişimler arasında “toplumsal bozulma” olarak nitelendirilebilecek farklılaşmaların
da olması, okullarda değerler eğitimi konusunu gündeme getirmiştir. Bu amaçla son
yılarda değerlerin bireylere nasıl aktarılacağı hususunda araştırmalar yapılmış ve buna
uygun eğitim programları geliştirilmeye başlanmıştır. Değerlerin aktarılmasında, aile, okul, çevre gibi çok farklı boyutlar sürece dâhil olduğundan, değerler eğitiminde farklı
yöntem ve uygulamaların geliştirilmesi gerekmektedir. Zira yapılan araştırmalarda, telkin
yönteminin değer öğretiminde fazla etkili olmadığı görülmektedir. Buradan hareketle bu
araştırmada izcilik faaliyetlerine iki yıl boyunca katılan imam hatip ortaokulu
öğrencilerinin insani değerleri ve doğa sevgisi değerine yönelik tutumlarının izcilik
faaliyetlerine katılmayanlara göre değişip değişmediği ortaya konulmuştur. Araştırma
son-test kontrol gruplu deneysel desene göre 35 deney grubu ve 30 kontrol grubu
öğrencisiyle yürütülmüştür. Araştırmada veriler Dilmaç (2007) tarafından geliştirilen
“İnsani Değerler Ölçeği” ve Tahiroğlu (2011) tarafından geliştirilen “Doğa Sevgisi
Tutum Ölçeği” ile toplanmıştır. Toplanan veriler SPSS 23.00 ile analiz edilmiştir.
Araştırma bulgularına göre izcilik faaliyetlerine katılan imam hatip ortaokulu
öğrencilerinin insani değerleri ve doğa sevgisi değerine yönelik tutumları izcilik
faaliyetlerine katılmayan imam hatip ortaokulu öğrencilerine göre anlamlı düzeyde izci
grubu lehine farklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu araştırmanın değer kazanımında
izcilik faaliyetlerinin etkisinin belirlenmesine ve toplumsal değerlerin aktarılmasında
farklı yöntemlerin gündeme gelmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
- by Hilmi Turkyilmaz and +1
- •
- Toplumsal Değerler, Değer, Değerler Eğitimi, Sosyalleşme
Dijital oyun çalışmaları, pek çok farklı perspektif ve disiplinden yararlanılarak gerçekleştirilebilir. Örneğin oyunun hem kendi içindeki hem de içinde bulunduğu pazardaki ekonomi-politik ilişkiler; oyunun hikayesi ve ideoloji ilişkisi,... more
Dijital oyun çalışmaları, pek çok farklı perspektif ve disiplinden yararlanılarak gerçekleştirilebilir.
Örneğin oyunun hem kendi içindeki hem de içinde bulunduğu pazardaki ekonomi-politik ilişkiler;
oyunun hikayesi ve ideoloji ilişkisi, oyunlardaki toplumsal cinsiyet rollerinin temsili gibi farklı
konular ele alınabilir. Bu çalışmada önce ‘oyun’un tanımı yapılacak;Türkiye’de oyun sektörü kısaca
tarif edilecek; oyun-oyuncu ilişkisi ve kategorizasyonlarına değinilecek; ardından, son zamanlarda
Türkiye’de genç ergenlerin ve gençlerin sıklıkla oynadığı Minecraft; yapılan fokus grup
görüşmeleri, derinlemesine görüşmeler, internet sitelerinden elde edilen yorumlar göz önünde
bulundurularak sosyalizasyon süreci ve dijital oyun ilişkisi açısından ele alınacaktır. Bu
sosyalizasyon süreçleri; sanal topluluk, gerçeklik, oyuncu etkileşimi, eğitim, yeni sanat anlayışı,
şiddet ve toplumsal cinsiyet rolleri başlıkları altında incelenecektir.
Bu çalışma kapsamında Minecraft oynayan 4 kişiyle Skype üzerinden fokus grup yapılmış; 4
kişiyleyse yine Skype üzerinden derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiştir. Bu kişilerin yaş
aralıkları 10-23 arasıdır ve kişiler Ankara, İstanbul, Eskişehir ve Zürih'te yaşamaktadırlar. Hepsi
öğrenci olup yalnızca bir katılımcı dışında tümü erkektir.
- by Gül Dilek Türk and +1
- •
- Metaverse, Toplumsallasma, Sosyalleşme, Bireysel Gelişim
Individuals learn religious beliefs, values, norms, and teachings within a process called religious socialization. Religious socialization occurs through a process similar to the general socialization process. Thus, there are four main... more
Individuals learn religious beliefs, values, norms, and teachings within a process called religious socialization. Religious socialization occurs through a process similar to the general socialization process. Thus, there are four main agents, which play a role in an individual’s religious socialization process: family, educational institutions, the broader social environment, and mass media. In this paper, we analyze the religious tendencies of individuals who undergo their religious socialization in the rapidly changing socio-cultural sphere of Turkey. The aim of this study is to analyze to what extent, and in which ways, the four main agents influence religious socialization in the Turkish context. Firstly, the concept of religious socialization is evaluated on a theoretical level, and secondly, the influence degree and ways of the four main agents on the process are analyzed in light of the field study findings conducted in Turkey.
Keywords: Religious socialization, Sources of influence, Turkish society
- by Yakup ÇOŞTU and +1
- •
- Religion, Sociology, Socialization, Sosyoloji
ÖZET Trabzon il merkezinde yürütülen bir alan çalışmasında, yakın çevresiyle birlikte iki sinema salonu seçilerek bir analiz çalışması yapılmıştır. Amaç " Evrensel Tasarım " anlayışı bağlamında kamu binalarında, ulaşımda, bilgilendirme ve... more
ÖZET Trabzon il merkezinde yürütülen bir alan çalışmasında, yakın çevresiyle birlikte iki sinema salonu seçilerek bir analiz çalışması yapılmıştır. Amaç " Evrensel Tasarım " anlayışı bağlamında kamu binalarında, ulaşımda, bilgilendirme ve iletişimde karşılaşılan engellerin ortadan kaldırılması, kamusal mekânların niteliksel ve niceliksel olarak geliştirilmesi, tecrit ve bağımlılığın azaltılarak yaşlı ve engelli bireylerin eğitim, istihdam ve sosyal yaşama katılımını sağlamaktır. Çalışmada evrensel tasarım esaslarından; eşitlikçi kullanım, kullanımda esneklik, kolay ve sezgisel kullanım, algılanabilir bilgi, hata için tolerans, düşük fiziksel güç, yaklaşma ve kullanım için hacim ve mesafe parametreleri kullanılmıştır. Yöntem olarak yerinde tespit ve gözlem tekniği seçilmiş, elde edilen bulgular kuramsal bilgilerin ışığında irdelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Evrensel tasarım kriterleri, sinema salonu, sosyalleşme alanları ABSTRACT Trabzon in a field study conducted in the city center, an analysis by selecting two cinema halls with the surroundings is made. Trabzon in a field study conducted in the city center, an analysis by selecting two cinema halls with the surroundings is made. The goal of "Universal Design" concept in the context of public buildings, transportation, information and elimination of the difficulties encountered in communication, improvement of qualitative and quantitative public spaces, isolation and addiction education of the elderly and people with disabilities by reducing is to ensure that participation in employment and social life. In the study of universal design principles; equitable use, flexibility in use, simple and intuitive use, perceptible information, tolerance for error, low physical power, volume and distance parameters are used for approach. In situ detection method and observation technique selected it was examined in the light of the findings of theoretical knowledge.
Bugün futbol artık sadece bir spor değil endüstriyel bir sektördür. İletişimin taşıyıcı aracı olarak futbol alternatif sosyalleşme alanları sunmaktadır. Bu alanlardan birisi futbol maçları üzerine yasal bahislerin yapıldığı İddaa... more
Bugün futbol artık sadece bir spor değil endüstriyel bir sektördür. İletişimin taşıyıcı aracı olarak futbol alternatif sosyalleşme alanları sunmaktadır. Bu alanlardan birisi futbol maçları üzerine yasal bahislerin yapıldığı İddaa oyunudur. Diğer yasal şans oyunlarından farklı ola-rak futbolun cazibesi üzerinden İddaa sadece insanların maddi umut ve ihtiyaçlarına ses-lenmemekte, insanlara boş zamanlarını değerlendirme, sosyalleşme ve hayatlarını anlamlı kılma imkânı sunmaktadır. Yasal şans oyunları arasında özellikle İddaa futbol sporunun da etkisini kullanarak çok geniş bir oyuncu kitlesine sahiptir. Başlangıçta 150 bin kişi İddaa oynarken bu sayı 2010'da 3,5 milyona ulaşmıştır (Yaşar, 2010). Bu sayının 7 milyonu aştığı tahmin edilmektedir. TÜİK'in Öz: Yasal şans oyunları arasında özellikle İddaa, futbol sporunun da etkisini kullanarak çok geniş bir oyuncu kitlesine sahiptir. Başlangıçta 150 bin kişi İddaa oynarken bu sayı 2010' da 3,5 milyona ulaşmıştır. Bu sayının 7 milyonu aştığı tahmin edilmektedir. İddaa sadece " kısa yoldan para kazanmanın " bir aracı olarak görülemez. İddaa oyuncuları bir süre sonra kendi dar gruplarını kurmakta ve aile ve çevreleriyle ilişkileri değişmektedir. Yine İddaa'nın geniş perspektifte ülke ve topluma etkisi dolaşımdaki sermaye ile sınırlandırılamaz. Farklı gelir gruplarının ortak eğlence aracı ve gündemidir. Bu araştırma ile İddaa oyuncularının sosyalleşme deneyimlerinin incelenmesi hedeflenmiştir. Bu araştırmanın problemi şöyle ifade edilebilir: İddaa oyuncuları hangi alanlarda ve nasıl sosyalleşmektedir? Oyuncular kendi aralarında ilişkiyi nasıl ve hangi araçlarla kurmaktadır? İddaa oynayanlar ortak dil, literatür ve ritüellere sahip bir kültürel grup olarak görülebileceği için araştırma nitel araştırma yöntemine bağlı olarak etnografi deseninden faydalanmıştır. Bu yönteme bağlı olarak üç araştırma tekniğinden gözlem araştırması, doküman analizi ve görüşme tercih edilmiştir. İddaa salonlarına ve oyun alanlarına gidilerek nitelikli gözlem notları tutulmuş, düzenli İddaa oyuncularıyla mülakatlar gerçekleştirilmiş, İddaa sosyal medya hesaplarının analizi yapılmıştır. Araştırma başlangıç düzeyinde olup literatürdeki bir boşluğa işaret etme niteliğindedir. Gündelik hayatın önemli pratiklerinden olan şans oyunları henüz yeterince sosyal bilimcilerin ilgisini kazanamamıştır. Bu yönüyle araştırma keşfedici niteliğe sahiptir.
Günümüzde, İslamofobinin empoze edilmesinde çeşitli ortamlar kullanılmaktadır. Medya, sosyal medya, gazete, dizi ve filmler gibi birçok ortam üzerinden İslamofobi savunuculuğu yapılabildiği gibi, dijital oyunlar üzerinden de bu durum... more
Günümüzde, İslamofobinin empoze edilmesinde çeşitli ortamlar kullanılmaktadır. Medya, sosyal medya, gazete, dizi ve filmler gibi birçok ortam üzerinden İslamofobi savunuculuğu yapılabildiği gibi, dijital oyunlar üzerinden de bu durum gerçekleştirilmektedir. Dijital oyunlarda yer alan İslamofobik unsurların belirlenmesini ele alınan bu çalışma, tanımlayıcı araştırma tasarımına dayanmaktadır. Araştırmanın temel amacı, dijital oyunlar içerisinde yer alan, dinî ve ahlaki kurallarla çatışan, İslamofobik algıyı besleyen unsurların tespit edilmesidir. Dijital oyunlarda İslamofobik unsurlar gizli ya da açık bir şekilde yer alabilmektedir. Oyun boyunca yerine getirilmesi gereken kurallarda, bölümü geçmek için yapılması gerekli hareketlerde, İslam dini özelinde bakıldığında İslamofobik unsurları ihtiva eden kareler/görüntüler yer verilebilmektedir. Makalede, dijital oyunlarda yer alan İslamofobik unsurların, kullanıcıların sosyalleşme biçimine etkileri, gerçek dışı algı olup olmadıkları ve bu unsurların İslamofobik algıyı ne şekilde beslediği konuları üzerinden değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada, tespit edilen unsurların İslâm hakkında önyargı oluşmasına sebep olduğu ve bunun İslamofobi algısını beslediği sonucuna varılmıştır.
- by Yakup ÇOŞTU and +1
- •
- Sociology, Sociology of Religion, Socialization, Digital Games
Bu çalışmada, sosyal bilimlerin genelinde aktör davranışının oluşumunu ve değişimini açıklamak isteyen araştırmacılarca bir ölçek olarak kullanılan ve sosyal ortam ile aktör arasındaki etkileşimi açıklayan sosyalleşmenin Uluslararası... more
Bu çalışmada, sosyal bilimlerin genelinde aktör davranışının oluşumunu ve değişimini açıklamak isteyen araştırmacılarca bir ölçek olarak kullanılan ve sosyal ortam ile aktör arasındaki etkileşimi açıklayan sosyalleşmenin Uluslararası İlişkiler’e yansımaları ve hangi sorulara cevap vermek için (nasıl) çalışıldığı incelenmiştir. --- Tabak, Hüsrev (2017) “Sosyalleşme, Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika”, içinde Ertan Efegil (ed) Sosyolojik Unsurların Dış Politikaya Etkisi, İstanbul: Gündoğan Yayınları, 175-206.
Yaygın bir din eğitimi kurumu olan Kur’an Kursları fertlerin dini davranışlarında, düşüncelerinde etkileyici olmakla birlikte, bireysel ve toplumsal dayanışmayı, birlik-beraberliği ve sosyalleşmeyi sağlayan önemli bir kurumdur. Dini,... more
Yaygın bir din eğitimi kurumu olan Kur’an Kursları fertlerin dini davranışlarında, düşüncelerinde etkileyici olmakla birlikte, bireysel ve toplumsal dayanışmayı, birlik-beraberliği ve sosyalleşmeyi sağlayan önemli bir kurumdur. Dini, maddi ve manevi unsurların benimsenmesi, aktarılması ve yaşatılması açısından Kur’an Kursları dini sosyalleşme alanlarıdır. Diyanet İşleri Başkanlığınca kadınlara yönelik yürütülen Kur’an Kursları, dini eğitimin yanında kursa katılan kadınların sosyalleşme süreçlerinde katkı sağlayan kurumlardır. Bu çalışmada Kırıkkale İl Müftülüğüne bağlı 12 Kur’an kursuna devam eden, yaşları 33 ile 60 arasında değişen 24 katılımcı ile görüşme yapılarak Kur’an Kurslarının yetişkin kadınların dini sosyalleşmesine olan katkıları ortaya konulmuştur. Nitel araştırma tekniği ile toplanan veriler üzerinden gerçekleştirilen içerik analizi sonucuna göre, Kur’an Kurslarının din eğitimi hizmetinin verildiği bir yaygın eğitim merkezi olmasının yanı sıra; yetişkin kadınlar için manevi doyum merkezi, ailevi, dini ve psikolojik sorunlara çözüm aranan ve fiili olarak danışmanlık hizmetlerinin alındığı, dini içerikli sosyalleşme alanlarının oluşturulması ve buna yönelik uygulamaların yapıldığı dini sosyalleşme merkezi olarak çok yönlü bir kurum olduğu tespit edilmiştir.
Mesleki sosyalleşme, bir mesleğe yeni başlayanların, mesleğin normlarını, tutumlarını ve değerlerini içselleştirdiği bir süreçtir. Mesleki sosyalleşme sürecinde, yeni gelen, mesleğini nasıl yerine getireceği konusunda yönergeleri yerine... more
Mesleki sosyalleşme, bir mesleğe yeni başlayanların, mesleğin normlarını, tutumlarını ve değerlerini içselleştirdiği bir süreçtir. Mesleki sosyalleşme sürecinde, yeni gelen, mesleğini nasıl yerine getireceği konusunda yönergeleri yerine getirerek, kendilerinden beklenen mesleki beklentileri karşılamak için gerekli bilgi ve becerileri öğrenirler. Böylece, yeni mensup oldukları bir alanın koşullarına ve yeni rollerine uyum sağlayabilirler. Bireyler mesleki sosyalleşme sürecinde mesleki kimlik kazanırlar. Başarılı geçen bir sosyalleşme süreci bireylerin mesleğe bağlılık hissetmelerini sağlar.
ÖZ Psikoloji ve sosyoloji gibi bilim dallarının insana verdiği önem ve insan hakları alanında gözlenen gelişmeler yanında genel ve özel eğitim alanındaki değişme ve gelişmeler kaynaştırma düşüncesinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.... more
ÖZ Psikoloji ve sosyoloji gibi bilim dallarının insana verdiği önem ve insan hakları alanında gözlenen gelişmeler yanında genel ve özel eğitim alanındaki değişme ve gelişmeler kaynaştırma düşüncesinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kaynaştırma, özel gereksinimli bireylerin normal sınıflarda eğitimlerini sürdürmeleri yoluyla akademik ve sosyal anlamda onların toplumsal bütünleşmelerini sağlayan bir uygulama olarak kabul edilmektedir. Kaynaştırma ve bütünleştirme uygulamaları dünya genelinde hızla yaygınlaşmasına rağmen ülkemizde tam olarak başarılı olunduğu söylenemez. Sahada yapılan araştırmalar incelendiğinde başarıya ulaşılmasındaki engellerden birisi de olumsuz öğretmen tutumları olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğretmen adaylarına verilen Özel Eğitim dersi bu engeli ortadan kaldırmaya yönelik bir işlev görmektedir. İşte bu araştırmada Özel Eğitim dersinin İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin kaynaştırma ve bütünleştirme ile ilgili yeterlik algılarına etkisi araştırılmıştır. Araştırma, tek grup ön test-son test deneysel modele göre desenlenmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre ders öncesine göre öğrencilerin kaynaştırma yeterlik algıları ve kendilerine duydukları özgüven anlamlı derecede artmıştır. Öğrencilere konuyla ilgili verilen dersin yararlı olduğu görülmekte olup, Özel Eğitim vb. derslerin İlahiyat Fakültelerinde okutulmasına devam edilmesi önerilmektedir. Bu araştırmanın konuyla ilgili yararlı bir tartışma ortamı oluşturacağı düşünülmektedir.
Bir eğlence ve boş zaman etkinliği olarak görülen, popülerliği giderek artan ve her yaş grubunun ilgisini çekerek bağımlılık yapabilen oyun oynama alışkanlığı patolojik bir vaka olarak görülüp damgalanma hissi yaratabilmektedir. Bu yüzden... more
Bir eğlence ve boş zaman etkinliği olarak görülen, popülerliği giderek artan ve her yaş grubunun ilgisini çekerek bağımlılık yapabilen oyun oynama alışkanlığı patolojik bir vaka olarak görülüp damgalanma hissi yaratabilmektedir. Bu yüzden oyun oynama bağımlılığının bilişsel, duygusal ve davranışsal etkileri önemi giderek artan bir konu haline gelmiş ve bu alan kamuoyunun, akademisyenlerin ve uygulayıcıların ilgisini çekmiştir. Araştırma kapsamında dijital ortamlarda (bilgisayar, tablet, cep telefonu vb.) ve yüz yüze ortamlarda (eğlence merkezleri, kahvehaneler vb.) oyun oynamayı tercih eden toplam 244 kişi üzerinde bir araştırma yapılmıştır. 2 farklı grup üzerinde yapılan araştırma sonuçlarında benzer bulgulara ulaşılmıştır. Literatürün aksine, araştırma sonucunda oyun oynayanların kendilerini bağımlı olarak görmedikleri, oyun oynamanın iş/eğitim veya sosyal hayatın ihmali, öz yeterlilik, kontrol eksikliği, depresyon, kaygı, yalnızlık ve agresif tutumlar gibi herhangi bir olumsuz sonucunu hissetmedikleri veya bunu farkında olmadıkları bulgusuna ulaşılmıştır. Aksine, sosyal etkileşimlere fırsat sağlaması, yeni arkadaşlıklar edinilmesi, sosyal becerilerin ortaya konulması ve gündelik sıkıntılardan kaçış gibi nedenlerden dolayı oyun oynama bağımlılığına sahip olanların kendilerini mutlu ve huzurlu hissettikleri sonucuna ulaşılmıştır.
Bu çalışmanın temel amacı üniversite öğrencilerinin rekreasyon faaliyetlerine ilgilerinin katılma düzeylerinin ve sosyalleşme düzeylerinin belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda üniversite öğrencilerinin rekreatif faaliyet seçimlerinde ve... more
Bu çalışmanın temel amacı üniversite öğrencilerinin rekreasyon faaliyetlerine ilgilerinin katılma düzeylerinin ve sosyalleşme düzeylerinin belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda üniversite öğrencilerinin rekreatif faaliyet seçimlerinde ve rekreatif faaliyetlerine katılımında etkili olan faktörler ve bu faktörlerin sosyalleşme ile olan ilişkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada Kayseri ilinde 455 üniversite öğrencisinden veri toplanmıştır. Tesadüfi olmayan örnekleme yöntemlerinden tabakalı örnekleme yönteminin tercih edildiği çalışmada veriler anket tekniği ile toplanmış analiz için sosyal bilimler için kullanılan istatistik programından yararlanılmış ve tanımlayıcı istatistikler Spearman Rho korelasyon testi ile Cramer V testi aracılığı ile sonuçlar elde edilmiştir. Araştırma sonucunda sosyalleşme sürecinde kültür aile ve okul en önemli unsurlar olarak tespit edilmiştir. Ayrıca rekreatif faaliyetlere katılımda yeterlilik-ustalık faktörünün belirleyici olduğu ortaya çıkmıştır.
İnternet, yadsınamaz biçimde artık günümüz yaşamının bir ihtiyacı konumundadır. Adeta arabalarımızın bile artık bir otomobil gibi değil, internete bağlı bir cihaz gibi çalıştığını, evlerimizin akıllı evlere dönüşmeye başladığını göz önüne... more
İnternet, yadsınamaz biçimde artık günümüz yaşamının bir ihtiyacı konumundadır. Adeta arabalarımızın bile artık bir otomobil gibi değil, internete bağlı bir cihaz gibi çalıştığını, evlerimizin akıllı evlere dönüşmeye başladığını göz önüne alırsak nesnelerin interneti dünyasının içine doğmuş olan yeni kuşak çocukları bu girdaba kaptırmak kaçınılmazdır. Hal böyleyken son dönemde yapılan araştırmalar, sanal yaşamın çocukların gelişimine ve sosyalleşme sürecine etkisini anlamaya çalışmaktadır. Elbette bu uzun vadeli bir araştırma sürecidir. Ancak tahminler, öngörüler ve pedagojik verilerle birlikte çocukların sosyalleşme sürecinin yönetiminde özellikle de sosyalleşme davranışlarının başladığı ilk yer olan aile ortamında ebeveynler tarafından yapılabilecekler belirlenmeye çalışılmaktadır. Bu makale, öğrenme, sosyalleşme kuramlarıyla giriş yaparak durumun anlaşılmasını, ardından da pedagojik yaklaşımla çocuklar için dijital medya güvenliği prensiplerini açıklamayı amaçlamaktadır.
Bu makalede Nisan 2011 yılından itibaren göç etmeye başlayan Suriyeli sığınmacıların, dini eğitim ve dini eğitim kurumlarının hayatları üzerindeki etkisi ve göç sonrası farklı bir toplum içerisinde nasıl bir dini eğitim yolunu... more
Bu makalede Nisan 2011 yılından itibaren göç etmeye başlayan Suriyeli sığınmacıların, dini eğitim ve dini eğitim kurumlarının hayatları üzerindeki etkisi ve göç sonrası farklı bir toplum içerisinde nasıl bir dini eğitim yolunu benimsedikleri araştırılmıştır. Türkiye’deki dini eğitimle Suriye’deki dini eğitimin arasındaki farklılıklar göz önünde bulundurularak zorunlu göç deneyimi sonrası dini eğitimin nasıl cereyan ettiği değerlendirilmiştir. İslam dinine mensup olan iki toplumun dini eğitim noktasında, göç sonrası Kilis’te bulunan sığınmacılar özelinde değişim gösterip göstermediği veya aynı kurumlar çerçevesinde devam edip etmediği araştırılmıştır. Dinin toplumlara göre farklı pratik, sosyolojik, teorik boyutlarının ve tezahürlerinin olması, dini sosyalleşme içerisinde genel anlamda eğitimin özel anlamda dini eğitimin rolü ve kültürel kodlarının ele alınması bakımından makale önem arz etmektedir. Çalışmada nitel yöntem tercih edilmiş ve derinlemesine mülakat tekniği kullanılmıştır...
1990’ların başından itibaren Uluslararası İlişkilerde yaygınlaşan inşacı (konstrüktivist-constructivist) yaklaşımlar temel olarak uluslararası sistemin sosyal-kültürel yapısına, bu yapının devlet kimliklerini ve ulusal çıkar tanımlarını... more
1990’ların başından itibaren Uluslararası İlişkilerde yaygınlaşan inşacı (konstrüktivist-constructivist) yaklaşımlar temel olarak uluslararası sistemin sosyal-kültürel yapısına, bu yapının devlet kimliklerini ve ulusal çıkar tanımlarını şekillendirmesine ve bu yapı içinde devletlerin sosyal aktörler olarak yerindelik/uygunluk mantığı içinde hareket etmelerine vurgu yapmışlardır. Bu makalede, bölgesel düzeydeki inşacı araştırmalar incelenerek, bu araştırmaların inşacı Uluslararası İlişkiler kuramına ve bölgeselcilik çalışmalarına katkıları değerlendirilecektir. Makalede ayrıca, söz konusu karşılıklı yarar ilişkisinin ilerletilmesine dair öneriler sunulacaktır. Bölgeselci inşacı araştırmalar, inşacı kuramda temel rol oynayan kolektif kimlik, sosyalleşme, güvenlik cemaati gibi kavramlarla ilgili ampirik olarak sınanabilir orta düzey önermeler geliştirilmesini sağlamış ve aynı zamanda bölgeselcilik çalışmalarını ana akım Uluslararası İlişkiler kuramlarına daha iyi entegre etmiştir. Karşılaştırmalı bölgeselci araştırmalar, bu karşılıklı yarar ilişkisini daha da ileri götürerek, kolektif kimlik oluşumu ve sosyalleşme için farklı yolların tespit edilmesi, farklı tip kolektif kimliklerin bölgesel düzen ve politika yakınsaması üzerine etkilerinin incelenmesi ve farklı sosyalleşme süreçlerinin göreceli sürdürülebilirliğinin araştırılmasına fırsat tanıyabilir.
Bu çalışmanın amacı, üniversitelerin Turizm Rehberliği bölümünde öğrenim gören öğrencilerin sosyalleşme süreçlerinde etnikmerkezcilik düzeylerinin rolünü belirlemektir. Çalışmada veri toplama aracı olarak sosyalleşme süreci ve... more
Bu çalışmanın amacı, üniversitelerin Turizm Rehberliği bölümünde öğrenim gören öğrencilerin sosyalleşme süreçlerinde etnikmerkezcilik düzeylerinin rolünü belirlemektir. Çalışmada veri toplama aracı olarak sosyalleşme süreci ve etnikmerkezcilik düzeyi ölçeklerinden oluşturulan bir anket formu kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemi olarak kolayda örnekleme yöntemi tercih edilmiş ve 38 farklı üniversitenin Turizm Rehberliği bölümü öğrencilerinden veri toplanarak 403 geçerli anket analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, öğrencilerin sosyalleşme süreçlerinde etnikmerkezcilik düzeylerinin etkisinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca öğrencilerin etnikmerkezcilik düzeylerinin cinsiyete ve yaşa göre anlamlı bir farklılık göstermediği görülmüştür. Diğer yandan, öğrencilerin sosyalleşme süreçlerinde cinsiyete göre anlamlı bir farklılık olduğu ve bu doğrultuda kadın öğrencilerin erkek öğrencilerden daha sosyal bireyler olduğu ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin ifadelere verdiği yanıtlar doğrultusunda, büyük çoğunluğunun dışadönük ve sosyal bireyler olduğu, farklı kültürlerden olan insanlarla iletişime açık oldukları ve bu değerlere saygılı oldukları, dolayısıyla etnikmerkezcilik düzeylerinin düşük olduğu görülmüştür. Bulgular doğrultusunda, geliştirilen beş hipotezin üçü kabul edilmiş, ikisi reddedilmiştir.
2019 yılında Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan Covid-19 salgını sadece insan sağlığını değil, bireyin toplumsal yaşamını da etkisi altına almış ve dönüştürmüştür. Covid-19 salgın döneminde bireyin dönüşen pratiklerinden bir... more
2019 yılında Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan Covid-19 salgını
sadece insan sağlığını değil, bireyin toplumsal yaşamını da etkisi altına almış ve dönüştürmüştür. Covid-19 salgın döneminde bireyin dönüşen pratiklerinden bir tanesi de sosyalizasyon süreci olmuştur. Özellikle salgın döneminde uygulanan kısıtlamalarla birlikte, tek başına yaşayan bireyin sosyalleşme pratiklerinin devamlılığı birey için yeni stratejiler üretilmesi gereken bir engel haline gelmiştir. Bu çalışma, Covid-19 salgınının tek başına yaşayan bireyin sosyalizasyon pratikleri üzerindeki etkisi ve tek başına yaşayan bireyin salgın döneminde sosyalleşme pratiklerini devam ettirebilmek için geliştirdiği stratejiler sosyalleşme ve tek başına yaşama kavramları üzerinden ele alınmıştır. Nitel araştırmanın gereklerine uygun olarak en az 1 yıldır tek başına yaşayan, Antalya kentinde ikamet eden 20 kişiye kartopu tekniğiyle ulaşarak yarı yapılandırılmış soru formu aracılığıyla derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Elde edilen veriler ışığında, tek başına yaşayan bireyin salgının getirdiği toplumsal risklerden kendini azade hissederek sosyal alışkanlıklarını sürdürebilmek adına stratejiler ürettiği sonucuna varılmıştır. Bu eksende de aile bireylerinden ayrı olan ve ev arkadaşı tercih etmeyen bireyin sosyalleşme adına salgının gerektirdiği mecburiyetleri (kısıtlamalar, sosyal mesafe vs.) aşmayı göze aldığı, sosyalleşme pratiklerini sekteye uğratmamak adına esnek stratejiler üretebildiği sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler : Televizyonla sosyalleşme, aile içi iletişim, televizyon ve çocuk, teknoloji ile sosyalleşme, çocuk gelişiminde televizyon. ÖZET TELEVİZYON VE SOSYALLEŞME ARASINDAKİ İLİŞKİ“Dev Ekranın Minik İzleyicileri” alt başlığını... more
Anahtar Kelimeler : Televizyonla sosyalleşme, aile içi iletişim, televizyon ve çocuk, teknoloji ile sosyalleşme, çocuk gelişiminde televizyon. ÖZET TELEVİZYON VE SOSYALLEŞME ARASINDAKİ İLİŞKİ“Dev Ekranın Minik İzleyicileri” alt başlığını hedefleyen bu çalışmada, televizyonun çocuk izleyicilerin yaşamındaki yeri incelenmektedir. Toplumsal ve teknolojik değişimin belirgin birçok yansıması aile hayatında gözlenir. Devrim niteliğindeki kimi teknolojik değişimler aile içinde rollerin yeniden dağıtılmasını sağlarken, gelişkin araçlar bazı rolleri aile bireylerinden daha çok üstlenmeye başlar fark edilmeden. Toplumsal yaşamdaki değişiklikler, çalışma hayatı, metropollerde trafik ve daha da uzayan ulaşım zamanları, aile bireylerinin toplam birliktelik zamanını kısıtlayan her şey, oluşan boşluk ve bu boşluğu özellikle çocuklar için en kolay dolduran başköşe oyuncumuz; televizyon. Ekonomik ve toplumsal alt yapı koşulları ile belirlenen üst yapının alt yapıya etki etmesi; boş zamanı doldurmak ...
Son yillarda giderek yayginlasan sosyal paylasim aglari, tasrada/koyde de gundelik yasamin ve sosyallesmenin onemli bir parcasi haline gelmistir. Facebook ise tum dunyada oldugu gibi Turkiye’de de diger sosyal paylasim aglari arasinda en... more
Son yillarda giderek yayginlasan sosyal paylasim aglari, tasrada/koyde de gundelik yasamin ve sosyallesmenin onemli bir parcasi haline gelmistir. Facebook ise tum dunyada oldugu gibi Turkiye’de de diger sosyal paylasim aglari arasinda en fazla kullanici sayisina sahip sosyal agdir. Bu yonuyle Facebook’un ozellikle tasrada da nasil kullanildigi onemli bir konu haline gelmistir.Bu calismada, kentli kullanicilardan farkli olarak genellikle dar sosyallikler ve cemaat iliskileri surduren tasrali/koylulerin Facebook hesabini nasil, ne amacla ve hangi tur sosyallikler kurmak icin kullandiklari uzerine odaklanilmistir. Calisma icin Antalya’nin Elmali ilcesinin Tekke Koyu’nden toplam dokuz kisiyle derinlemesine gorusme yapilmistir. Gorusme icin yari yapilandirilmis sorular hazirlanmis ve etnografik yontem kullanilmistir. Sorularda ozellikle “Facebook’ta ne tur icerikler paylasiliyor, hangi tur icerikler begeniliyor, kimler arkadas olarak kabul ediliyor, Facebook’ta paylasilan icerikler gunde...
- by Tezcan Durna
- •
- New Media, Art, Social Media, Facebook
Son yıllarda giderek yaygınlaşan sosyal paylaşım ağları, taşrada/köyde de gündelik yaşamın ve sosyalleşmenin önemli bir parçası haline gelmiştir. Facebook ise tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de diğer sosyal paylaşım ağları arasında en... more
Son yıllarda giderek yaygınlaşan sosyal paylaşım ağları, taşrada/köyde de gündelik yaşamın ve sosyalleşmenin önemli bir parçası haline gelmiştir. Facebook ise tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de diğer sosyal paylaşım ağları arasında en fazla kullanıcı sayısına sahiptir. Bu yönüyle Facebook’un özellikle taşrada da nasıl kullanıldığı önemli bir konu haline gelmiştir.
Bu çalışmada, kentli kullanıcılardan farklı olarak genellikle dar sosyallikler ve cemaat ilişkileri sürdüren taşralı/köylülerin Facebook hesabını nasıl, ne amaçla ve hangi tür sosyallikler kurmak için kullandıkları üzerine odaklanılmıştır. Çalışma için Antalya’nın Elmalı ilçesinin Tekke Köyü’nden toplam dokuz kişiyle derinlemesine görüşme yapılmıştır. Görüşme için yarı yapılandırılmış sorular hazırlanmış ve etnografik yöntem kullanılmıştır. Sorularda özellikle “Facebook’ta ne tür içerikler paylaşılıyor, hangi tür içerikler beğeniliyor, kimler arkadaş olarak kabul ediliyor, Facebook’ta paylaşılan içerikler gündelik sohbetlerin konusu oluyor mu, farklı kişi ve gruplarla Facebook üzerinden kurulan ilişkileri ne tür ayrışma konuları krize sokuyor, Facebook, eğlencelik unsurlar dışında gündelik hayatın sorunlarını çözme odaklı deneyim paylaşımı için kullanılıyor mu?” gibi konulara odaklanılmıştır. Sonuç olarak, Facebook’un taşrada “gündelik hayatın bir kayıt defteri”, “birbirine benzeyenlerin zaman öldüreceği” ve “hoşça vakit geçirilecek” bir mecra olarak algılandığı ortaya çıkmıştır.