MANİSA Research Papers - Academia.edu (original) (raw)

Özet Sanayi İnkılabı ile hız kazanan, günümüzde de doruk noktasına çıkan doğal kaynakların aşırı kullanılması beraberinde ekonomik, sosyal ve çevresel sorunları da getirmiştir. Bu sorunlara çözüm olarak ortaya sunulan kavramlardan birisi... more

Özet Sanayi İnkılabı ile hız kazanan, günümüzde de doruk noktasına çıkan doğal kaynakların aşırı kullanılması beraberinde ekonomik, sosyal ve çevresel sorunları da getirmiştir. Bu sorunlara çözüm olarak ortaya sunulan kavramlardan birisi olan sürdürülebilirlik/sürdürülebilir kalkınma kavramı da birçok kesimde taraftar bulmuştur. Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilebilir bir hale gelmesi ise, onun gündelik ve ekonomik hayatta uygulanabilmesine bağlıdır. Sürdürülebilirliğin hayata geçmesini sağlayacak uygulamalardan birisi de sürdürülebilir üretimdir. Sürdürülebilir üretimde; üretim esnasında çevreye olabilecek olumsuz etkileri en aza indirmek, doğal kaynakları tüm kapasite ile kullanıp geri dönüştürmek ve çalışanların memnuniyetini sağlamak amaçlanmaktadır. Bu çalışmada; Türkiye'nin önemli sanayi bölgelerinden birisi olan Manisa Organize Sanayi Bölgesi (MOSB)'ni sürdürülebilir üretimin kendine has prensipleri ile (enerji, su kullanımı ve arıtımı, atık yönetimi ve geri dönüşüm, alt yapı, ulaşım ve lojistik ile çalışanlara yönelik hizmetler) incelenerek bir rol model olarak alınıp alınamayacağının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda MOSB sahasında incelemeler yapılarak bölge yöneticileri ile görüşmelerde bulunulmuştur. Çalışma sonrasında MOSB'un uyguladığı plan ve programlarla Türkiye'de sürdürülebilir üretimin gerçekleşmesinde önemli bir model olabileceği görülmüştür. Abstract: The excessive use of natural resources has reached its peak at present, which has accelerated with the Industrial Revolution and it has also brought economic, social and environmental problems. One of the concepts presented as a solution to these problems is the concept of sustainability/sustainable development has also found many supporters. The fact that the concept of sustainability depends on the ability to apply it in daily life and economic life. One of the applications that will enable to sustainability is sustainable production. In sustainable production aims to decrease the negative effects that may occur to the environment during production, to recycle natural resources with full capacity, and to satisfy the employees. In this study; it is aimed to examine Manisa Industrial Park (MIP) one of the important industrial regions of Turkey, with its own principles of sustainable production (energy, water use and treatment, waste management and recycling, infrastructure, transport and logistics, and services for employees). Within this scope, MIP field reviews were conducted and negotiations were held with regional managers. As a result with implemented plans and programs of MIP is could be an important model for sustainable production in Turkey.

Bu çalışma Umut Burak GEYİKÇİ'nin 2009 yılında Türkiye İstatistik Kurumu Uzmanlık Tezine ait verilerin güncellenmesi ile oluşturulmuştur. Çalışmada öncelikle Manisa'nın iklimsel karakteristikleri ve üzüm üretimi için neden uygun bir... more

Bu çalışma Umut Burak GEYİKÇİ'nin 2009 yılında Türkiye İstatistik Kurumu Uzmanlık Tezine ait verilerin güncellenmesi ile oluşturulmuştur. Çalışmada öncelikle Manisa'nın iklimsel karakteristikleri ve üzüm üretimi için neden uygun bir bölgede bulunduğu incelenmiş, ardından Manisa'nın üzüm üretiminde, Türkiye ve Dünyadaki yeri, Manisa'da üzüm üretimi ile uğraşan üreticilerin kullandıkları hormon, ilaç, gübre miktarları, sulama yöntemleri, bağların terbiye sistemleri, toprak analizi yaptırma durumları incelenmiş, yapılan incelemeler neticesinde Manisa İli Üzüm üretiminin mevcut durumu tespit edilerek Manisa'da bağcılığın güçlü ve zayıf yönleri ile fırsatlar ve tehditler tespit edilmeye çalışılıp elde edilen sonuçların ilgililere yol gösterici olması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Üzüm üretimi, üzüm verimi, Manisa

2019 yılının Şubat ve 2020 yılının Nisan ayları arasında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda hazırlanan; • Manisa İli Mevsimlik Gezici Tarım İşçiliği Tarihsel Süreci, • Manisa İlinde Mevsimlik Tarımsal Üretimde Çocuk İşçiliği ile İlgili... more

2019 yılının Şubat ve 2020 yılının Nisan ayları arasında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda hazırlanan;
• Manisa İli Mevsimlik Gezici Tarım İşçiliği Tarihsel Süreci,
• Manisa İlinde Mevsimlik Tarımsal Üretimde Çocuk İşçiliği ile İlgili Aktörler ve Aktörler Arası İlişki Ağı,
• Manisa İli Mevsimlik Gezici Tarım İşçileri Geçici Çadır Yerleşim Yerleri Mevcut Durum Haritası ve Raporu,
• Manisa İli Mevsimlik Tarımsal Üretimde Çocuk İşçiliği ile Mücadele Uygulama Programı,
bölümlerinden oluşan Manisa İli Mevsimlik Tarımsal Üretimde Çocuk İşçiliği Mevcut Durum Raporu ve Uygulama Programı’nın nihai hedefi, 2021-2024 yılları arasında belirli sürelerde Konya ilinde konaklayacak olan mevsimlik gezici tarım işçisi haneler ve bu hanelerdeki çocukların iyi olma halini sağlamak için eğitim, sağlık, çocuk koruma hizmetlerinin sunumunu arttırma ve çocukların yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve
risklerin bertaraf edilmesine katkıda bulunmaktır.

Evliya Çelebi'nin de aktardığı Manisa Ulu Cami'nin daha önce 'Kilise' olması iddiası ve iddianın dayanaklarından Aslanlı Kapı'daki yazıt. Ulu Cami Saat Kulesi'nin hikayesi. Saray-ı Amire'den kalan Fatih Kulesi'nin saat kulesine... more

Evliya Çelebi'nin de aktardığı Manisa Ulu Cami'nin daha önce 'Kilise' olması iddiası ve iddianın dayanaklarından Aslanlı Kapı'daki yazıt. Ulu Cami Saat Kulesi'nin hikayesi. Saray-ı Amire'den kalan Fatih Kulesi'nin saat kulesine dönüştürülmesi ve akıbeti.

Öz Bu çalışmada Manisa' da yöresel yemeklerin ve lezzetlerin il turizminin gelişimine nasıl katkı sağlayabileceğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırmalarda en çok tercih edilen veri toplama yöntemi olan görüşme tekniğine... more

Öz Bu çalışmada Manisa' da yöresel yemeklerin ve lezzetlerin il turizminin gelişimine nasıl katkı sağlayabileceğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırmalarda en çok tercih edilen veri toplama yöntemi olan görüşme tekniğine başvurulmuş ve veri toplama sürecinde yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Manisa il merkezinde bulunan seyahat acentesi, otel ve lokanta çalışan ve yöneticileri, yerel üreticiler, Lokantacılar Odası Başkanı, Tarım İl Müdürlüğü Organik Tarım Koordinatörü, İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü ve ziraat mühendisi öğretim üyesi dahil olmak üzere toplamda 19 kişi ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Toplanan veriler betimsel analiz tekniği kullanılarak incelenmiştir. İnceleme sonuçlarına göre katılımcıların 18'i bu yöresel yemeklerin il turizmi için çekicilik unsuru olmadığını ve bilinirliğinin az olduğunu ifade etmişlerdir. Ayrıca yöresel yemeklerin tanınırlığının az olması nedeniyle araştırmaya katılan lokanta ve otel işletmelerinin menülerini oluştururken yöresel yemeklere fazla yer vermedikleri tespit edilmiştir. İl genelindeki restoranlarda hizmet kalitesi iki katılımcı hariç 17 kişi tarafından yetersiz bulunmuştur. Abstract The purpose of this study is to explore how the local food and gastronomic values may contribute to the improvement in tourist numbers and tourism development of Manisa. This is a qualitative study that adopts the interview method which is one of the most common methods of the qualitative research; a semi-structured interview form has been used as the data gathering tool. Data collecting process has been carried out and the sample of the study consisted of 19 people in total, including workers and managers from travel agencies, hotels and local restaurants, two local producers, the head of the Manisa Chamber of Restauranteurs, the Organic Agriculture Coordinator of Manisa, the Vice Director of Manisa Provincial Directorate of Culture and Tourism, and an agricultural engineer who is employed as a university professor. The gathered data have been subjected to a descriptive analysis. Prominent local dishes of Manisa have been identified by the results of the analysis and their effects on the tourism demand toward Manisa have been determined. Eighteen participants stated that the local dishes were not considered as major attractions for Manisa and tourists were not aware of them. Furthermore, it was observed that the local dishes were not largely included in the menus by the diners and hotels since the recognition levels of the dishes were not high. In addition, the overall quality of service in the restaurants within the province was considered inadequate by 17 participants out of 19.

Sardes; Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası yakınlarında bulunan ve Lidya devletine başkentlik yapmış antik bir kenttir. Sardes, MÖ 1300 de kurulup MS 1200 de yıkılmıştır. Salihli merkezine 9 km, İzmir'e 82 km uzaklıkta olup,... more

Sardes; Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası yakınlarında bulunan ve Lidya devletine başkentlik yapmış antik bir kenttir. Sardes, MÖ 1300 de kurulup MS 1200 de yıkılmıştır. Salihli merkezine 9 km, İzmir'e 82 km uzaklıkta olup, İzmir-Ankara karayolunun iki yanına yayılmıştır. Sardes bilinen tarihe göre paranın ilk basıldığı yerdir. Ayrıca tarihteki ünlü Kral Yolunun başlangıcıdır. Uzun süre değerli taş olarak kullanılmış turuncu kuvars taşının Batı dillerindeki ismi olan ve sard kelimesi, taşın antik çağda çıkarıldığı Sart bölgesinden gelir. Halen burada Kuvars taşı ve altın çıkarımı devam etmektedir. Sart'ta tarihte bilinen ilk tiyatro kalıntıları da mevcut olup gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca Sart'ın yaklaşık 5 km kuzeyinde Bin Tepeler ismiyle anılan yaklaşık olarak 85 tane mezardan oluşan Lidya kraliyet mezarlığı bulunmaktadır. Sart kasabasında Batı Anadolu'nun 7 tapınağından biri olan Artemis Tapınağı yer almaktadır.

Bu bir yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Tezde 1919-1923 arasındaki gelişmeler değerlendirilmiş, Manisa'da verilen mücadeleden bahsedilmiştir. Bu süreçte Manisa (Saruhan) Mebuslarının bu mücadele'deki etkinlikleri ve faaliyetleri... more

Bu bir yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Tezde 1919-1923 arasındaki gelişmeler değerlendirilmiş, Manisa'da verilen mücadeleden bahsedilmiştir. Bu süreçte Manisa (Saruhan) Mebuslarının bu mücadele'deki etkinlikleri ve faaliyetleri de anlatılmaya çalışılmıştır.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Yukarı Dikmen Mahallesi 648. Cadde 53/C Oran Çankaya -ANKARA Tel. 0 312 551 23 97 -www.tkgm.gov.tr Bu kitabın tüm hakları Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne aittir. İzinsiz olarak hiç bir şekilde... more

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Yukarı Dikmen Mahallesi 648. Cadde 53/C Oran Çankaya -ANKARA Tel. 0 312 551 23 97 -www.tkgm.gov.tr Bu kitabın tüm hakları Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne aittir. İzinsiz olarak hiç bir şekilde çoğaltılamaz ve para ile satılamaz. 2 3 4

Kongreler, Kurtuluş Savaşı'na ve bağımsızlığa giden yolda oldukça önemlidir. Ülkede işgalin en yoğun yaşandığı Batı Anadolu'da gerçekleştirilen kongreler ise ayrı bir öneme sahiptir. Haziran 1919'dan Mart 1920'ye kadar Batı Anadolu'da... more

Kongreler, Kurtuluş Savaşı'na ve bağımsızlığa giden yolda oldukça önemlidir. Ülkede işgalin en yoğun yaşandığı Batı Anadolu'da gerçekleştirilen kongreler ise ayrı bir öneme sahiptir. Haziran 1919'dan Mart 1920'ye kadar Batı Anadolu'da yapılan çeşitli kongrelerle Milli Mücadele'de önemli eşikler aşılmış ve ilerisini etkileyecek kararlar alınmıştır. Bu kongrelerin çoğu her ne kadar yerel kongreler olsalar da, ülkenin kaderinde önemli role sahiptirler. Bu kongrelerden biri olan Alaşehir Kongresi de, Batı Anadolu'daki kongreler silsilesinin en mühimlerindendir. 16–25 Ağustos 1919 tarihleri arası gerçekleştirilen kongre aynı zamanda, Manisa bölgesinde yapılan tek kongre olma özelliğine de sahiptir. Gerek alınan kararlar gerekse katılımcılarıyla hem kendinden sonraki kongrelere ve hem de ülkedeki gelişmelere etki etmiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı Alaşehir Kongresi'ne katılanların irdelenmesi önem arz etmektedir. Zira Batı Anadolu'nun birçok yerinden gelerek kongreye katılan kişiler, Milli Mücadele'de etkin görevler üstlenerek değerli hizmetlerde bulunmuştur. Bu çalışmayla aynı zamanda bugün hayatları hakkında kısmen bilgi sahibi olsak da çoğu karanlıkta kalmış olan kongre delegelerine dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Milli Mücadele, Batı Anadolu Kongreleri, Alaşehir Kongresi, Alaşehir Kongresi'ne katılanlar, sosyal statü PARTICIPANTS TO ALASEHİR CONGRESS AND SOCIAL STATUS ABSTRACT Congressess are very important in the way leading to independence and the Independence War. On the other hand, the congresses in the Western Anatolia, where the invasion in the country was deeply felt, is of particular importance. Thanks to a number of congresses held in the Western Anatolia from June-1919 to March-1920, important thresholds were overcome in the War of Independence and the decisions to affect the future were taken. Even though they were local congresses in character, they had an inportant role for the future of the country. Alaşehir Congress, one of these congresses, is one of the most important pillars of the series of congresses. The Congress, held between 16 and 25 of August, 1919, bears the characteristics of being the only congress held in Manisa region. This congress had an impact on both the following congresses and the country in terms of both the desicions taken and its participants. On account of all these reasons, it is of considerable importance to study the

Manisa’nın Turgutlu ilçesi sadece tarihsel geçmişi ile değil, yetiştirdiği şahsiyetlerle de önemli araştırma konuları arasında yer almaktadır. Turgutlu’da doğan, ilk eğitimini burada tamamlayan ve yıllar sonra da Turgutlu’ya dair yaptığı... more

Manisa’nın Turgutlu ilçesi sadece tarihsel geçmişi ile değil, yetiştirdiği şahsiyetlerle de önemli araştırma konuları arasında yer almaktadır. Turgutlu’da doğan, ilk eğitimini burada tamamlayan ve yıllar sonra da Turgutlu’ya dair yaptığı çalışmalarla doğduğu topraklara karşı vefa örneği gösteren isimlerden bir tanesi Prof. Dr. Salih Özbaran’dır.
Salih Özbaran, 1940 yılında Turgutlu’da doğmuştur; ilk ve orta öğretimini Turgutlu’da ve Manisa’da tamamladıktan sonra 1963 yılında İstanbul Üniversitesi, Tarih bölümünden mezun olmuştur. 1964 yılında Londra Üniversitesi’nde tarih doktora çalışmalarına başlayan Salih Özbaran, 1969 yılında doktorayı tamamlayarak Türkiye’ye dönmüştür. İstanbul Üniversitesi’nde, İzmir’de Ege ve Dokuz Eylül Üniversiteleri’nde görev yapmıştır. Meslek hayatı boyunca yurt içinde ve yurt dışında pek çok bilimsel faaliyette bulunmuştur. 1998 yılında sağlık sorunları nedeniyle emekliye ayrılan Özbaran, Yükseköğretim Kurulu ve Dışişleri Bakanlığı’nın önerisi ve Cambridge Üniversitesi’nin onayıyla, Cambridge Üniversitesi’nde, 1999-2000 yıllarında “Mustafa Kemal Atatürk Ziyaretçi Profesörü” olarak dersler ve konferanslar vermiş, seminerlere katılmıştır.
Salih Özbaran, Osmanlı tarihine dair çalışmalarının yanı sıra, Turgutlu, tarihçilik ve tarih tasarımı ile ilgili pek çok ilmi esere imza atmıştır. İlmi çalışmalarının yanı sıra doğduğu topraklar olan Turgutlu ile ilgili pek çok faaliyette bulunmuştur. Salih Özbaran hem bilim adamlığı ile hem de hemşerililiği ile Turgutlu’nun yetiştirdiği en önemli şahsiyetler arasındaki yerini almıştır.

Özet/ Abstract Manisa’da Osmanlı hâkimiyetinin kuruluşundan Hatuniye, Sultaniye ve Muradiye külliyelerinin inşa ediliş sürecine kadarki, Sultan I. Mehmed (1413-1421) ve II. Murad (1421-1451) ve Fâtih Sultan Mehmed (1451-1481) devrine... more

Özet/ Abstract
Manisa’da Osmanlı hâkimiyetinin kuruluşundan Hatuniye, Sultaniye ve
Muradiye külliyelerinin inşa ediliş sürecine kadarki, Sultan I. Mehmed (1413-1421) ve II. Murad (1421-1451) ve Fâtih Sultan Mehmed (1451-1481) devrine kadar uzanan bir asra yakın vakıflaşma sürecini Sultan Külliyelerine zemin hazırlayan mimarî bir ön devir olarak görmek mümkündür. Bu süreçteki vakıf kurucularının özel şartlarının yazıldığı vakıf senetlerinin yâni vakfiyelerinin çok azının günümüze kadar gelebilmiş olması münasebetiyle, vakıflaşma bütün açıklığıyla ortaya konulamamaktadır. Bununla birlikte, mevcut olan vakfiyeler, 1531 ve 1575 tarihi Saruhan Evkaf Defterleri ile arşivlere ve mekâna dayalı
akademik araştırmaları birlikte okuyarak yukarıda elde edilen sonuçlara
varılabilmiştir. Aynı tarzda araştırmalara Manisa Şer’iyye Sicilleri de dâhil edilerek incelenecek olunursa, önü ve arkasıyla Fâtih devri Manisa vakıfları üzerine yeni bulgular elde edilebilecektir. Bunun da, 15. yüzyıl Manisa’sının “Vakıf-imaret sitesi”ni biraz daha gün yüzüne çıkaracağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Vakıf, II. Mehmed, Manisa, Şehir

Manisa İshak Çelebi Külliyesi; Saruhanoğulları Beyliği’nin en önemli yapılarındandır. Muzafereddin İshak Bey tarafından 1366 yılında Mimar Emet Bin Osman’a yaptırılmıştır. Manisa Ulu Cami, Beylikler Dönemi’nin en önemli ve ilgi çekici... more

Manisa İshak Çelebi Külliyesi; Saruhanoğulları Beyliği’nin en önemli yapılarındandır. Muzafereddin İshak Bey tarafından 1366 yılında Mimar Emet Bin Osman’a yaptırılmıştır. Manisa Ulu Cami, Beylikler Dönemi’nin en önemli ve ilgi çekici cami planı olarak gösterilmektedir. Sipil Dağı kuzey eteğinde kurulan külliye; cami, medrese, türbe ve kuzeydoğusundaki hamamdan oluşmaktadır. Cami enine dikdörtgen bir plana sahip olup sekizgen ayak sistemi üzerine oturan bir büyük kubbeyle örtülmüştür. Tek minareli olan caminin hakiki kündekari tekniği ile yapılmış olan minberi Beylikler Dönemi Türk ahşap oymacılığının şaheserlerinden biridir. Minber Manisa Müzesinde korunmaktadır. “Fethiye Medresesi” adıyla anılan medrese, caminin batı bitişiğinde tek eyvanlı, iki katlı olarak camiden on yıl kadar sonra aynı mimar tarafından yapılmıştır.

Manisa merkez yerleşkesinde yer alan tarihi eserlerin izinde bir seyahat yazısı

Bu makalede, Nakşibendîlik tarihi bakımından önemli muhtevaya sahip olduğunu düşündüğümüz 1381 tarihli Şeyh Hâce İshak er-Rumî vakfiyesi konu edilmektedir. İki bölümden oluşan makalenin ilk bölümünde Saruhanoğluları Beyliği dönemine ait... more

Bu makalede, Nakşibendîlik tarihi bakımından önemli muhtevaya sahip olduğunu düşündüğümüz 1381 tarihli Şeyh Hâce İshak er-Rumî vakfiyesi konu edilmektedir. İki bölümden oluşan makalenin ilk bölümünde Saruhanoğluları Beyliği dönemine ait olup daha önce neşredilmemiş olan Şeyh Hâce İshak er-Rumî vakfiyesi diplomatik açıdan değerlendirmeye tabi tutulacaktır. İkinci bölümde ise, makale sınırları da göz önünde bulundurularak, mevcut literatürde Nakşibendîlik tarihi açısından genel kabul halini almış olan Nakşibendîlik’in isimlendirilmesi, Anadolu’da ortaya çıkışı ve kurumsallaşması gibi üç temel konu hakkında Şeyh İshak er-Rumî vakfiyesinin sunmuş olduğu veriler ışığında yeni tespitler ortaya konulacaktır.
................................................................................................................................................................................................................................
This article evaluates the waqfiyya of the Sheikh Hâce İshak er-Rumî (1381), which we consider to have an important content about the history of Naqshibandi. The waqfiyya of the Sheikh Hâce İshak er-Rumî has not previously been published elsewhere. This article consists of two chapters. In the first part, the waqfiyya is evaluated in terms of political aspects of its time period. In the second part, considering the limited space for the article, new findings are revealed in the light of the data presented in the waqfiyya of the Sheikh İshak er-Rumî, focusing on three main topics; discussions on where the name “Naqshibandi” came from, as genereally referred in the literature, emergence and institutionalization of Naqshibandi in Anatolia.

A l e v i l i k -B e k t a Ä i l i k A r a Ä t À r m a l a r À D e r g i s i , ȱSayÍȱ1ȱ 144ȱ ȱ

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Manisa'da Eğitim Yüzyıllar boyunca Türk egemenliğinde kalan Manisa, Cumhuriyet dönemine kadar önemli bir eğitim ve kültür merkezi olma özelliğini korudu. Manisa'nın yüzyıllardır ticaret yolları üzerinde olması,... more

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Manisa'da Eğitim Yüzyıllar boyunca Türk egemenliğinde kalan Manisa, Cumhuriyet dönemine kadar önemli bir eğitim ve kültür merkezi olma özelliğini korudu. Manisa'nın yüzyıllardır ticaret yolları üzerinde olması, tarım ekonomisine dayanan Osmanlı Devleti'nde Manisa'nın önemli bir yer taşıması 1 ve ayrıca bazı Osmanlı şehzadelerinin burada valilik yapmaları bunun temel nedenlerindendi. Osmanlı döneminde eğitim hayatında rol oynayan iki temel kuruluş vardı. Medrese ve Sıbyan mektepleri. Çağatay Uluçay'a göre, Manisa'da yer alan medreseler şunlardı: İshakiye,

Yerel ve geleneksel gıdalar gastronomi turizmininin, önemli ürünleri arasında yer almaktadır. Son yıllarda, turistlerin yöresel değerlerini koruyan ve ön plana çıkartan destinasyonlara daha fazla seyahat gerçekleştirdikleri görülmektedir.... more

Yerel ve geleneksel gıdalar gastronomi turizmininin, önemli ürünleri arasında yer almaktadır. Son yıllarda, turistlerin yöresel değerlerini koruyan ve ön plana çıkartan destinasyonlara daha fazla seyahat gerçekleştirdikleri görülmektedir. Bundan dolayı, destinasyonlar turist çekmek ve turizm gelirlerini artırmak için yöresel ürünleri korumaya önem vermeye başlamışlardır. Yöresel ürünlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması, yerelliğin dünya ile buluşması olarak ön plana çıkartılan coğrafi işaretleme uygulaması ile gerçekleştirilmektedir. Türkiye’nin, çok eski çağlardan beri sayısız medeniyete ev sahipliği yapması, coğrafi konumunun uygunluğu ve verimli toprak yapısı çok çeşitli coğrafi işaretli yöresel ürünlere sahip olmasına neden olmuştur. Bu yöresel ürünlerin kalite standartlarının korunması ve taklitlerinden sakınılması için coğrafi işaretleme ile tescillenmesi gerekmektedir. Coğrafi işarete sahip ürünler, destinasyonlara gastronomi turizmi kapsamında turist çekmektedir. Turistler coğrafi işarete sahip yöresel ürün ve yemekleri deneyimlemek için destinasyonlara seyahat gerçekleştirmektedir. Bu çalışmada, Manisa ilinde coğrafi işaret tescili alan yöresel ürün ve yemekler tanıtılarak, coğrafi işarete sahip ürün ve yemeklerin gastronomi turizmine katkısı belirlenmeye çalışılmıştır. Manisa ili, Akhisar Domat Zeytin, Akhisar Uslu Zeytin, Akhisar Köfte, Salihli Kiraz, Salihli Odun Köfte ve Kırkağaç kavunu olmak üzere toplamda altı coğrafi işaretli ürüne sahiptir. Coğrafi işarete sahip olan yöresel ürün ve yemeklerin Manisa’nın gastronomi turizminin gelişimine katkısı için öneriler sunulmuştur.

Bu araştırma kırsal turizm potansiyeli olduğu düşünülen milli parklardan Manisa ili Spil Dağı Milli Parkı’nı ziyaret eden ve çevresindeki köylerde yaşayan bireylerle yapılan anket verilerine dayanmaktadır. 70 ziyaretçi ve 64 yerel... more

Bu araştırma kırsal turizm potansiyeli olduğu düşünülen milli
parklardan Manisa ili Spil Dağı Milli Parkı’nı ziyaret eden ve çevresindeki
köylerde yaşayan bireylerle yapılan anket verilerine dayanmaktadır. 70
ziyaretçi ve 64 yerel halktan birey örnek hacmini oluşturmuştur.
Araştırmanın amacı, Milli Parkı ziyaret eden ve yörede yaşayan bireylerin
kırsal turizmin geliştirilmesi yönünden düşüncelerini almak ve rekreasyon
etkinlikleri çerçevesinde kırsal turizm potansiyelini ortaya koymaktır.
Araştırmanın sonucunda yörede geliştirilebilecek turizm türünün kırsal turizm
olduğu tespit edilmiş ve yöre halkının kırsal turizme çeşitli konularda
katkısının olacağı saptanmıştır. Ancak yörede geliştirilecek turizm için gerekli
olan alt ve üst yapının oluşturulmasına yönelik olarak halkın desteklenmesi
koşuldur. Ayrıca, kırsal turizmi geliştirilebilecek köylerin bulunması ve bu
köylerde tarımsal ürünlerin çeşitliliği Spil Dağı Milli Parkı rekreasyon
etkinliklerine alternatif oluşturmaktadır. Ziyaretçilerin tatmak istedikleri
tarımsal ürünleri bu köylerde bulabilmeleri ve tarımsal faaliyetlere katılımları
bu alana yoğunluğu daha da artıracaktır. Milli parkın ayrıca korunan bir alan
olması, kırsal turizmin denetimli bir şekilde ilerlemesine olanak tanıyacaktır

Saittai (Sidas – Sidas Kale), günümüzde Manisa il merkezine 142 km., Demirci ilçe merkezine ise 50 km. mesafedeki İcikler mahallesindedir. Demirci’nin güneyinde kurulmuş olan kentin deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 700 metredir.... more

Saittai (Sidas – Sidas Kale), günümüzde Manisa il merkezine 142 km., Demirci ilçe merkezine ise 50 km. mesafedeki İcikler mahallesindedir. Demirci’nin güneyinde kurulmuş olan kentin deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 700 metredir. Lidya, Roma ve Bizans gibi devirleri yaşamış olan antik kent ile ilgili henüz arkeolojik kazı ve detaylı bilimsel araştırma yapılmamıştır. Kula’ daki Katakekaumene’nin (Yanık Ülke) kuzeyinde yer alan kent, Hermos (Gediz) ve Hyllos (Demirci Çayı) nehirlerinin arasındaki üçgende konumlanmıştır. Roma döneminde basılan sikkelerin üzerinde bu iki nehrin ismi ve bunları simgeleyen kabartmalar bulunur.
Saittai, Antik Çağ’da ekonomik olarak canlılık göstermiş bir kenttir. Kentteki ayakkabıcılar bir cadde üzerinde toplanmış olup, Roma döneminde dokuma ve deri işçileri lonca benzeri mesleki örgütler kurmuştur. Ketenli ve yünlü dokumanın yapıldığı kentte ayrıca tarım, hayvancılık, deri işlemeciliği, ticaret gibi farklı ekonomik faaliyetler de yapılmıştır. Saittai, Hristiyanlık döneminde dini bir kimlik kazanarak piskoposluk merkezi olmuştur. Buradaki piskoposluk, Sardes metropolitliğine bağlıdır. Saittai piskoposları, Bizans devrinde çeşitli konsillere katılmıştır. Manisa’daki birçok antik kentten birisi olan Saittai’nin orta büyüklükte bir kent olduğunu ifade edebiliriz. Kentin çoğunluğu toprak altında, yüzeydeki kısmı ise doğanın ve insanların tahribatı nedeniyle yok olmak üzeredir. Buna rağmen binlerce kişilik stadyum, bina kalıntıları, sütunlar ve lahit mezarlar yüzey araştırması sırasında karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada antik Saittai (Sidas) hakkında bilgi verilecektir.

İster bir ili veya ilçeyi, ister bir kasaba veya köyü incelemek için gazeteler; o yerin sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik ve toplumsal hayatı hakkında bize fazlasıyla fikir vermektedir. İşte bu sebeple Salihli ile ilgili İzmir basının... more

İster bir ili veya ilçeyi, ister bir kasaba veya köyü incelemek için gazeteler; o yerin sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik ve toplumsal hayatı hakkında bize fazlasıyla fikir vermektedir. İşte bu sebeple Salihli ile ilgili İzmir basının da ne tarz haberler çıkmış inceleme gereği hissedilmiştir.

Manisa, tarihimiz ve kültürümüzün önemli coğrafyalarından birisi olmakla beraber, kendi çocuklarından bu önemi boyutunda ilgi gördüğü söylenemez. Manisa’nın yetiştirdiği, Manisa’nın eski ailelerinin çocukları içinde bu coğrafyanın tarih... more

Manisa, tarihimiz ve kültürümüzün önemli coğrafyalarından birisi olmakla beraber, kendi çocuklarından bu önemi boyutunda ilgi gördüğü söylenemez. Manisa’nın yetiştirdiği, Manisa’nın eski ailelerinin çocukları içinde bu coğrafyanın tarih ve kültürüne karşı sorumluluğunu bihakkın yerine getirenlerin hiç olmadığını söylemek istemiyoruz. Çünkü bu yazının konusu olan Doç. Dr. Nihat N. Yörükoğlu, mesleği olan hekimliğin bütün sınırlarını zorlayarak Manisa tarihinin altın evlatlarından birisi olabilmeyi hak etmiştir. Ancak bu gerçeği bu yazı değil, tamamı değerlendirildiğinde arşivindeki malzeme daha açık söyleyecektir. Burada Yörükoğlu'nun arşivinde tespit ettiğimiz, yine Manisa tarihi üzerine değerli çalışmalarıyla tanınan Çağatay Uluçay'la mektuplaşmalarına yer verilecektir.

Manisa'nm Kirkagaç ilçesinde bulunan Çiftehanlar Camii hem mimarisi, hem de sùslemeleriyle XIX. yùzyil Turk Sanatmin ilgi çekici ôrneklerinden biridir. Yapi, kuzey kapisi ùzerindeki kitabesinden anlaçilacagi gibi, bir yangm sonucu yikilan... more

Manisa'nm Kirkagaç ilçesinde bulunan Çiftehanlar Camii hem mimarisi, hem de sùslemeleriyle XIX. yùzyil Turk Sanatmin ilgi çekici ôrneklerinden biridir. Yapi, kuzey kapisi ùzerindeki kitabesinden anlaçilacagi gibi, bir yangm sonucu yikilan caminin yerine H. 1281/M. 1864-65 yilinda Kûçùk Agazade Mustafa tarafmdan Mimar Çelebi Ali'ye yeniden in §a ettirilmi §tir(l). Kitabenin metni ve transkripsiyonu §ôyledir(2). ^L-o... *ilj.aJ,l ^tj^ 4i£>-,1s. i_->3-f»3ifj~j

Manisa, antikçağdan günümüze önemli bir yerleşim alanı olagelmiştir. Sahip olduğu verimli tarım alanları, su kaynaklarına yakınlık ve önemli ulaşım yolları üzerinde olması bu durum üzerinde etkili olmuştur. Günümüzde Ege Bölgesi’nde... more

Manisa, antikçağdan günümüze önemli bir yerleşim alanı olagelmiştir. Sahip olduğu verimli tarım alanları, su kaynaklarına yakınlık ve önemli ulaşım yolları üzerinde olması bu durum üzerinde etkili olmuştur. Günümüzde Ege Bölgesi’nde İzmir’den sonra en fazla nüfusa sahip olan Manisa (1) , yoğun bir göç alan ve her geçen gün nüfusu artan dinamik şehir olma özelliğini korumaktadır. Yakın tarihinden kısaca bahsedecek olursak; uzun yıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu için önemli bir idari ve siyasi bir merkez rolünü üstlenen Manisa, 1919 yılında Mondros Ateşkes Antlaşmasında alınan kararlara dayanılarak Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Dumlupınar Meydan Savaşında elde edilen galibiyetle, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Fahreddin Paşa komutasındaki kolordu yaklaşık üç yıl Yunan işgalinde kalan şehri 8 Eylül 1922 tarihinde işgalden kurtarmıştır. İzmir’e doğru kaçan Yunanlılar ve yerleşik Rumlar kenti ateşe vermiş, meydana gelen büyük yangınla Manisa’nın kültürel mirasının büyük ve önemli bir kısmı yok edilmiştir. 1923’de Saruhan adıyla il olmasına karar verilen şehir, 1927 yılında Manisa ismini almıştır. Cumhuriyet döneminde kentin yapılaşmasına yeniden başlanmıştır

Öz: Uzun bir yerleşim tarihine sahip olan Anadolu'da yerleşmelerinin bugünkü halini alması fiziki (yer şekilleri, iklim, bitki örtüsü, hidrografya) ve beşeri (nüfus, ulaşım, tarım, ticaret, savaşlar vb.) faktörlerin etkisiyle... more

Öz: Uzun bir yerleşim tarihine sahip olan Anadolu'da yerleşmelerinin bugünkü halini alması fiziki (yer şekilleri, iklim, bitki örtüsü, hidrografya) ve beşeri (nüfus, ulaşım, tarım, ticaret, savaşlar vb.) faktörlerin etkisiyle gerçekleşmiştir. Söz konusu bu faktörlerin birer birer ele alınması konunun daha da açıklığa kavuşturulması açısından önem arz etmektedir. İşte bu sebeple Anadolu iskân sürecine önemli etkileri olan köylerin yer değiştirmesine ve hatta kaybolmasına neden olan faktörlerden biriside özellikle tarihi süreçte hiç şüphesiz salgın hastalıklardır. Sağlık şartları ve tedavi imkanlarının günümüze göre oldukça geride olduğu geçmiş dönemlerde, şimdi basit gibi görünen bazı salgın hastalıklar insanlık için ciddi bir problemdi ve sonuç genellikle felaket niteliğinde olabiliyordu. Salgın hastalıkların iskâna olan etkileri üzerine odaklanan çalışmada konu; mekân olarak Manisa ve çevresi ile zaman aralığı ise XVI-XX. yüzyıl ile sınırlandırılmıştır. Amaç Anadolu iskân tarihinde ciddi bir problem olarak duran ve henüz sebepleri tam olarak ortaya konulamamış köylerin terk edilme/kaybolma sebepleri arasında yer alan salgın hastalıkların etkisini ortaya koymaktır. Bu amaca matuf olarak bu çalışmada üç tür kaynaktan yararlanılarak tamamlanmıştır: Arşiv kaynakları, arazi çalışmaları esnasında sözlü tarih yöntemi ile derlenen bilgiler ve son olarak ta ilgili literatürden istifade etmek suretiyle toplanan bilgi ve bulgulardır. Manisa ve çevresinde araştırmaya konu edilen zaman diliminde XVI. yüzyılın son mufassal tahrir defterinde yer alan 219 köyden günümüze gelindiğinde 142'sinin (%65) kaybolduğu tespit edilmiştir. Söz konusu köylerin terkedilmesi ve kaybolmasının nedenleri arasında Manisa ve çevresindeki köylerde yaşanan salgın hastalıklar da etkili olmuştur. Elbette tek başına tüm köylerin kaybolmasını izah edemese de sahada arşiv belgeleri, araziden alınan bilgiler ve literatürde yer alan bulguların da işaret ettiği üzere bölgede iskân sürecini sarsan ve derinden etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu bu salgın hastalıkların tesirlerinin bugün halk arasında hala yaşıyor ve hikâyelerinin canlı bir şekilde anlatılıyor olması iskâna olan etkilerini göstermesi açısından ayrıca dikkate değerdir. Anahtar Kelimeler: Veba, taun, salgın hastalık, kayıp köyler, tarihi coğrafya.
Abstract: The current shape of the settlement in Anatolia which has a long settlement history took place with the effect of physical (landforms, climate, vegetation cover, and hydrography) and human geography (population, transportation, agriculture, trade, war, etc.). Dealing with the mentioned factors one by one is important in terms of further clarifying the issue. That is why, epidemics illnesses undoubtedly are one of the factors in the historic process causing even loss and displacing Anatolian villages that had a significant impact on the settlement process. Some epidemics illnesses which seemingly simple today's facilities were a serious problem in the past eras when health conditions and treatment facilities lag far behind that of today's time. That's why; the results could be often catastrophic. The subject in this study focusing on the effects of the epidemic on the settlement is limited to Manisa and its environment as locality and the time interval is XVI-XX century. The aim of the study is to find out the impact of epidemics, which are among the loss and abandoned villages, are situated a serious problem and not identified exactly in the Anatolian settlement date.