Ağ Toplumu Research Papers - Academia.edu (original) (raw)

AĞ TOPLUMUNUN YÜKSELİŞİ 1 " (…) bütün bir kitap boyunca elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım: Bu amaçlardan biri, kuramlaştırmayı yoruma indirgemeksizin analizimi gözlem temeline dayandırmaktı, diğeriyse gözlem ve düşünce... more

AĞ TOPLUMUNUN YÜKSELİŞİ 1 " (…) bütün bir kitap boyunca elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım: Bu amaçlardan biri, kuramlaştırmayı yoruma indirgemeksizin analizimi gözlem temeline dayandırmaktı, diğeriyse gözlem ve düşünce kaynaklarımı kültürel açıdan mümkün olduğunca çeşitlendirmekti. Bu yaklaşım, ancak ve ancak kültürel kimlik, küresel ağlar oluşturma ile çok boyutlu siyaseti bir araya getiren çoğulcu bir perspektifle anlaşılabilecek, değiştirilebilecek, gerçekten de çokkültürlü, karşılıklı bir bağımlılık içindeki bir dünyaya adım attığımıza inanmamdan kaynaklanıyor 2 " Giriş Ağ ve Benlik 1900lerin sonlarında teknoloji ve ekonomideki köklü değişiklikler, toplumun maddi temelini yeniden şekillendirdi. Devlet ve toplum arasındaki ilişki değişerek, küresel olarak birbirlerine bağımlı hale gelmelerine neden oldu. Kapitalizm güçlendi, sermaye emek karşısında güçlendi, kadınlar iş hayatına girdi ve çeşitli ayrımcılıklara maruz kaldı, piyasa yeniden düzenlendi, küresel ekonomik rekabet kızıştı. Dünya çapında ekonomilerin değerli kısımları birleşerek, gerçek zamanda tekbir birim gibi işleyen karşılıklı bağımlı bir sisteme dönüştü. Aynı zamanda enformasyonel devrimin ürkütücü üretim güçlerinin serbest kalışına ve insan sefaletinin kara deliklerinin küresel ekonomiye eklemlenmesine tanık olduk. Her türlü yasadışı faaliyet/ticaret küresel ve enformasyonel hale geldi (mafya tipi örgütlenmeler gibi). Ayrıca evrensel, yeni bir iletişim sistemi, kültür, sözcük, ses ve imgelerin üretimini ve dağıtımını küresel olarak entegre edip, bireylerin kimliklerinin ve ruh hallerinin beğenilerine sundu. İnteraktif bilgisayar ağları, yeni iletişim biçimleri ve kanalları yaratılarak, hayat şekillendirildi. Toplumsal değişmeler de oldu. Kadınların içinde bulunduğu koşulların dönüştürülmesi sürecinde, ataerkillik bazı toplumlarda saldırıya uğradı ve sarsıldı. Cinsiyet ilişkileri bir mücadele alanı haline geldi. Aile, cinsellik ve kişilik yeniden tanımlanır oldu. 1 NOT: Bu çalışma, Manuel Castells'in Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür isimli eserinin Birinci Cildi olan Ağ Toplumunun Yükselişi'nin özeti niteliğindedir ve kitapla ilgili içerik açısından bilgilendirme amacı taşımaktadır. Kitap içerisinden alıntılarla oluşturulan bu özette, sayfa numaraları yer almadığı için kaynak olarak gösterilemez. 2 s.33

Devletin yönetim süreçlerinde yükünün azaltılmasına dayanan ve vatandaşları pasif tüketici bireylerden, aktif birer katılımcıya dönüştüren yönetişim yaklaşımı, bilgi ve iletişim teknolojilerinin ilerlemesiyle birlikte “e-Yönetişim”... more

Devletin yönetim süreçlerinde yükünün azaltılmasına dayanan ve vatandaşları pasif tüketici bireylerden, aktif birer katılımcıya dönüştüren yönetişim yaklaşımı, bilgi ve iletişim teknolojilerinin ilerlemesiyle birlikte “e-Yönetişim” anlayışı olarak karşımıza çıkmaktadır. e-Yönetişim, devlet hizmetlerinin sunumunda, kamusal hizmetlerin düzenlenmesinde elektronik araç kullanımını destekleyerek kamusal işlem maliyetlerinden büyük ölçüde tasarruf sağlayan etkin bir yönetim tarzını ifade etmektedir. e-Devlet uygulamalarının yaygınlaştığı günümüzde, e-yönetişimin uygulama alanlarından birisi de yerel yönetimlerin başrolde olduğu e-belediyecilik uygulamalarıdır. e-Belediyecilik, sadece bir web sitesi üzerinden yapılan işlemlerle sınırlı olmayıp belediyelerin tüm departmanlarını ve çalışan personelini yeni teknolojilerle buluşturmayı içeren bütünsel bir dönüşümü temsil etmektedir. Bu konuda gerekli yazılım ve donanım gereksiniminin karşılanması, vatandaşlarla dijital ortamda etkileşimde bulunulması ve işlemlerde bilgi teknolojilerinin etkin biçimde kullanılmasının sağlanması gerekmektedir. Dolayısıyla yerel yönetimlerde görev yapan insan kaynaklarının dijital beceri düzeyleri, e-belediyecilik hizmetlerinin yaygınlaşmasında, yurttaşların bu hizmetlerden yararlanma düzeylerinin artmasında ve işlem kapasitesinin artmasında anlamlı bir rol oynamaktadır.
Öte yandan, belediyelerin e-yönetişim bağlamında yeni medya ortamlarında sundukları hizmetlerde kurum personelinin etkisini ve bu kişilerin dijital beceri düzeylerini ortaya koyacak yeterli araştırma ve buna bağlı veri olmadığı görülmektedir. Bu sorunsaldan yola çıkarak yapılan bu çalışmanın amacı, Kocaeli il ve ilçe belediyelerinin yeni medya ortamlarında sunmuş oldukları hizmetleri sağlayan belediyelerdeki ilgili personelin dijital beceri düzeylerini, e-yönetişim ve e-belediyecilik bağlamında keşfetmektir. Söz konusu amaç ekseninde 1 Haziran-30 Eylül 2018 tarihleri arasında, yapılan saha araştırmasında Kocaeli Büyük Şehir Belediyesi ve 12 İlçe Belediyesinde görev yapan konuyla ilgili 26 kişi ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Elde edilen veriler ışığında, Kocaeli Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde web sayfası ve sosyal medya hesaplarının yönetimini kapsayan e-belediyecilik hizmetlerinin genel olarak kurum içinden sağlandığı, yine belediyelerin genelinde bu alanda çalışan insan kaynaklarının, alanında yetkin, eğitimli ve gerekli dijital becerilere sahip kurum çalışanları olduklarına yönelik bulgular elde edilmiştir.

Bu çalışmanın amacı sosyal ağların bir yaşam boyu öğrenme platformu olarak potansiyelini incelemektir. Bu bağlamda sosyal ağlar; bir eko sistem olarak psikolojik ve sosyolojik açıdan tartışılmıştır. Ayrıca Web 2.0 ve sosyal ağlarda... more

Bu çalışmanın amacı sosyal ağların bir yaşam boyu öğrenme platformu olarak potansiyelini incelemektir. Bu bağlamda sosyal ağlar; bir eko sistem olarak psikolojik ve sosyolojik açıdan tartışılmıştır. Ayrıca Web 2.0 ve sosyal ağlarda öğrenmeyi açıklayan hetagoji ve bağlantıcılık kavramları incelenmiştir. Son olarak, sosyal ağların yaşam boyu öğrenme kapsamında önemi açıklanmıştır.

Öz Bu çalışmada hızla gelişen iletişim teknolojileri ile toplumda birçok yönden dezavantajlı olarak görülen ve " dijital göçmen " olarak tanımlanan yaşlı bireylerin ilişkisi incelenmektedir. Bu bağlamda 60-74 yaş arası yaşlı bireylerin... more

Öz
Bu çalışmada hızla gelişen iletişim teknolojileri ile toplumda birçok yönden dezavantajlı olarak görülen ve " dijital göçmen " olarak tanımlanan yaşlı bireylerin ilişkisi incelenmektedir. Bu bağlamda 60-74 yaş arası yaşlı bireylerin yeni iletişim teknolojilerini kullanım becerileri, kullanım amaçları, araçları ve sıklıkları üzerinden değerlendirilmektedir. Bu amaçla TÜİK'in 2016 yılı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması veri seti birincil analize tabi tutulmuş ve ANOVA testi yapılmıştır. Çalışmanın bulgularına göre yaşlı bireylerin internet teknolojileri ve platformlarına önemli ölçüde hakim oldukları tespit edilmekle birlikte dijital yeterlilik düzeyleri üzerinde demografik unsurların da etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

21. yüzyılın başlarında dünya geçirdiği dönüşümler çerçevesinde birtakım toplumsal hareketlere şahit olmuştur. Çağımızın işaret fişeği olan internetin keşfinden sonra toplumsal yapılar ağ etrafında örgütlenmeye başlamıştır. Bu ağ... more

21. yüzyılın başlarında dünya geçirdiği dönüşümler çerçevesinde birtakım toplumsal hareketlere şahit olmuştur. Çağımızın işaret fişeği olan internetin keşfinden sonra toplumsal yapılar ağ etrafında örgütlenmeye başlamıştır. Bu ağ toplumunda, ağ devletleri olarak niteleyebileceğimiz günümüz devletleri, artık ulus-devlet yapısının yetersiz kaldığı, liberal demokrasinin sorgulandığı, kurumsal yapılarda çözülmelerin yaşandığı, ekonomide kapital sistemin çanlarının çaldığı bir dönemi yaşamaktadır. 2011’de Orta Doğu’da başlayarak bir yangın gibi ülkelere sıçrayan toplumsal hareketler patlak vermiştir. Öncelikle ağ toplumunun kavramsal çerçevesi verilerek bu ağ toplumu bağlamında Orta Doğu’da meydana gelen hareketler ele alınacaktır.

Gunumuz dunyasinda, bilgi ve iletisim teknolojilerinin seyahat oncesi, esnasi ve sonrasinda kullanim yogunlugu ve cesitliligi giderek artmaktadir. Bu durum modern turizm endustrisinin geleneksel paydaslarinca saglanan mal ve hizmet... more

Gunumuz dunyasinda, bilgi ve iletisim teknolojilerinin seyahat oncesi, esnasi ve sonrasinda kullanim yogunlugu ve cesitliligi giderek artmaktadir. Bu durum modern turizm endustrisinin geleneksel paydaslarinca saglanan mal ve hizmet tedarigi ve bilgi akisinda alternatifler olusturmaktadir. Paylasim ekonomisini benimsemis ag toplumu bireylerince alternatif yaratilan paydaslardan bir tanesi de konaklama endustrisidir. Calisma kapsaminda, postmodern turizm faaliyetlerinin konaklama arzini olusturan platformlardan olan CouchSurfing sosyal agina yogunlasilmistir. Bu baglamda, platform kullanicilarin genel ozelliklerine, konut sahibi, paylasim turisti ve diger deneyimlerine (aktivite, bulusma ve bilgi-deneyim alisverisi) yonelik sorgulamalar gerceklestirilmistir. Bu sorgulamalar dogrultusunda nitel bir arastirma sureci izlenmis ve orneklem seciminde uc ust (yas, cinsiyet ve referans) ve uc alt (konut sahibi, paylasim turisti ve kisisel referanslar) olmak uzere alti kriter gozetilerek sekiz...

Bu çalışmanın konusu 1970’li yıllardan itibaren ortaya çıkan yeni toplumsal hareketler bağlamında Dijital Aktivizm kavramı ile ilgili teori ve bakış açılarını tarihsel bir perspektif ile incelemektir. Gelişen internet teknolojileri... more

Bu çalışmanın konusu 1970’li yıllardan itibaren ortaya çıkan yeni toplumsal hareketler bağlamında Dijital Aktivizm kavramı ile ilgili teori ve bakış açılarını tarihsel bir perspektif ile incelemektir. Gelişen internet teknolojileri sayesinde yeni toplumsal hareketlerin tartışma, organize olma ve eylem alanı internet ortamına kaymıştır. Yer, zaman, mekan ve merkezi bir örgütlenme olmadan gelişen bu hareket/aktivizm türü, yeni toplumsal hareketlerin yönünü ve eylem alanını değiştirmekte, dünyada farklı coğrafyalarda iktidarları ve politikalarını etkilemektedir. Çalışmada siber uzam ile gerçek uzamın yakınlaşması ile eylem alanı genişleyerek etkileri sokağa inen Dijital Aktivizm kavramı hangi parametreler ile şekillendiği incelenecektir. Yeni toplumsal hareketler bağlamında Dijital Aktivizm Manuel Castells’in “ağ toplumu” kavramı ve küreselleşme tartışmaları ışığında ele alınacaktır.

İnsan ve makine arasındaki ilişki, insanın alet kullanarak doğayı dönüştürmeye başladığı ilk çağlara kadar uzanabilir. Sanayi devrimini takip eden makineleşme, insan-makine ilişkisinde bir kopuştur. Makinelerin üretim alanında işçinin... more

İnsan ve makine arasındaki ilişki, insanın alet kullanarak doğayı dönüştürmeye başladığı ilk çağlara kadar uzanabilir. Sanayi devrimini takip eden makineleşme, insan-makine ilişkisinde bir kopuştur. Makinelerin üretim alanında işçinin yerini almasıyla beraber insanın yaratıcı emeğine ve kendi doğasına yabancılaşması söz konusu olmuştur. Bu dönemde işçiler, Fordist üretim biçiminin yarattığı mekanik ritme ayak uydurmak zorunda kalarak makinenin bir uzantısı konumuna düşmüşlerdir. Castells’in “Ağ Toplumu” olarak tanımladığı, enformasyon teknolojilerinin yarattığı devrimle açıklanabilen yeni dönemde ise makinelerin doğası (kodları, algoritmaları) insan ilişkilerinin düzenleyicisi olmuştur. Çok işlevli akıllı telefonlar kişilerin vazgeçilmez uzantılarıdır. Birçok durumda arayüz iletişiminin yüz yüze iletişime tercih edilmesi, yeniden üretim alanındaki bir yabancılaşma kategorisi olarak yorumlanabilir. Bu makalenin amacı, Fritz Lang’ın yönetmenliğini yaptığı Metropolis (1927) ile Spike Jonze’un yazıp yönettiği Her (Aşk, 2013) filmlerindeki yapay zekâları karşılaştırarak insan-makine ilişkisinin evrimini yabancılaşma kavramıyla beraber tartışmaktır. Metropolis filminde Hel ismindeki yapay zekâ, bir işçi önderinin yerine geçerek işçiler üzerinde tahakküm kurma görevini üstlenir ve makinelerin üretim alanında insanın yerine geçmesini temsil eder. Her filminin öyküsündeki Samantha ise insanlarla romantik ilişki kurması için tasarlanan bir işletim sistemidir ve makinenin gündelik yaşamda bir başka insanın yerine geçmesinin temsilidir. Dolayısıyla iki yapay zekânın işlevlerini ve özelliklerini değerlendirerek 20. ve 21. yüzyıllardaki insan-makine ilişkisinin farklı görünümlerini, üretim ve yeniden üretim alanındaki yabancılaşmayı tartışmamız mümkün olacaktır.

Özet Uygulama zemini Antik Yunan'a kadar götürülen kamusal alan düşüncesi, feodalizmin çöküşüne zemin hazırlayan burjuva devrimi ve esasında onun hazırladığı ekonomik ve siyasal ortamla ilişkilendirilmektedir. 17. yüzyılın sonu ile 18.... more

Özet Uygulama zemini Antik Yunan'a kadar götürülen kamusal alan düşüncesi, feodalizmin çöküşüne zemin hazırlayan burjuva devrimi ve esasında onun hazırladığı ekonomik ve siyasal ortamla ilişkilendirilmektedir. 17. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılda hayat bulan kamusal alanın, yine burjuva devriminin bir sonucu olan kapitalist ekonomik sistemin etkisiyle 19. yüzyılda çöküş sürecine girdiği belirtilir. Manuel Castells'in " Enformasyonel Kapitalizm " diye adlandırdığı, Enformasyon Çağı'nın bir çıktısı olan Ağ Toplumu kavramı ise bilgi ve iletişim teknolojilerinin süratli gelişimine paralel olarak ortaya çıkmış ve kamusal alan tartışmalarına yeni bir boyut kazandırmıştır. Klasik kapitalizmin yeni yüzü addedilen Bilgi Çağı'nda yeni medya uygulamalarının, yeni bir kamusal alan oluşturma potansiyeli bu tartışmaların odağında yer alan konulardandır. Buna bağlantılı olarak bu çalışmanın amacı ise, bahsi geçen kavramlar arasındaki ilişkiyi ortaya koyarak yeni medyanın, yeni bir kamusal alan inşa etme potansiyelini tartışmaktır. Anahtar Kelimeler: Kamusal Alan, Enformasyon Çağı, Ağ Toplumu, Yeni Medya. Abstract Public sphere is a notion that can be dated back to ancient Greece. It is also related to bourgeois revolution that triggered collapse of feudalism and economical-political environment brought about by it. The public sphere was in effect at the end of the seventeenth century and during the eighteenth century. In 19th century the notion " public sphere " was pushed into collapse by capitalist system what was a result of bougeois revolution originally. " The network society " is an outcome of information age. It has come up to the surface as a result of swift improvement on information and communication technologies and it has brought a new perspective to the public sphere discussions on the other part. Additionally the notion " network society " has been named as " informational capitalism " by Manuel Castells. The information age is being regarded as the new icon of classical capitalism. In this age new media applications potential for forming a new public spehere has come to the centre of this discussions. Accordingly, the purpose of this study is to present the connection between the notions mentioned above and to discuss the new media's potential for constructing a new public sphere.

ÖZET Bu makalede, topluma mikro açıdan bakan gündelik hayat gerçekliğindeki yaşanan dönüşümlere dikkat çekmek amaçlanmıştır. Hızlı ve köklü yaşanan dönüşümler; rolleri, kimlikleri, telaşla birlikte örülen gündelik yaşam pratiklerini... more

ÖZET Bu makalede, topluma mikro açıdan bakan gündelik hayat gerçekliğindeki yaşanan dönüşümlere dikkat çekmek amaçlanmıştır. Hızlı ve köklü yaşanan dönüşümler; rolleri, kimlikleri, telaşla birlikte örülen gündelik yaşam pratiklerini etkilemiştir. Etkileşim, Goffman'ın Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu çalışmasından esinlenerek ifade edilmektedir. Yaşanılan zaman ve mekanların farklılığı, bireyin diğerleriyle gireceği etkileşime yansımaktadır. Sosyal ağlar, insanların kendini ifade edebildikleri yeni etkileşim mekanları olmuştur. Var olan alternatiflerin çokluğuna yapılan vurgu, bu çalışmanın üzerinde durduğu başka bir konudur. Dönüşümün yaşam pratiklerine yansımasıyla, kimliklerin dönüşen dünyasında "dijital kimlik" yeni bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır. Dijital dünyanın sanal yerlileri, sosyal ağları günlük yaşam pratiklerinin bir parçası haline getirmiştir. Gündelik hayattaki örülen ilişkiler "Ağ Toplumu" etrafında yeniden şekillenmeye başlamıştır. Alternatiflerin bir diğer boyutu, görünürlüğü artan "Gösteri Toplumun"da" sözün yerine imajın geçtiği görülmektedir. Bu doğrultuda bu çalışmada, gösteri ile birlikte gözetleme, teşhir, sahneleme kavramlarının gündelik hayata yansıması tartışılacaktır. ABSTRACT In this article, it is aimed to draw attention to the transformations experienced in the reality of everyday life looking at society from a micro perspective. Rapid and fundamental transformations have influenced the roles, identities, and everyday life practices which are intertwined with the flurry. The interaction is inspired by the work of Goffman, namely The Presentation of Self in Everyday Life. The difference in the time and places reflects upon the interaction of the individual with the others. Social networks have become new interaction spaces where people can express themselves. The emphasis on the multiplicity of existing alternatives is another issue that this study emphasizes. Digital identity is a new alternative in the transforming world of identities with the reflection of the transformation in life practices. The virtual natives of the digital world have made social networks part of their daily life practices. Woven relations in daily life have begun to be reshaped around the "Network Society". Another dimension of the alternatives was seen to replace the word in the "Demonstration Society" in where the visibility is increasing. In this respect, the reflections of the concepts of surveillance, display and staging together with the show will be discussed in this study. 1 1 Bu epigraf, Guy Debord'un Gösteri Toplumu adlı kitabından alınmıştır. Bkz (2018: 64).

Ulus Baker adının zikredildiği onca girişime rağmen- onu, kültür endüstrisinin bir ürününe çevirmek zor. Yine Ulus’un düşüncesini bir symphilosophie çağrısı olarak görmek gerek. Kaldı ki Ulus’taki diyalog kuran, kendi içine kıvrılmayan,... more

Ulus Baker adının zikredildiği onca girişime rağmen- onu, kültür endüstrisinin bir ürününe çevirmek zor. Yine Ulus’un düşüncesini bir symphilosophie çağrısı olarak görmek gerek. Kaldı ki Ulus’taki diyalog kuran, kendi içine kıvrılmayan, bir kaplumbağa gibi kendini kendi kabuğuna çekmeyen ucu açık düşünce; çoklu ve birlikte üretilmesine davet eden bir felsefedir. Baker’in yaşamına yakınen tanık olanlardan dinlediğim de, onun etrafındaki dostları ve öğrencileri ile daima ‘bir ortak duygu’ ve ‘müşterek’ bir düşünceyi arayışıdır.

Dijital çağda küreselleşmenin ve değişimin önemli bir dinamiği bilgidir. Bu çalışma kapsamında alanyazında yer alan dağıtık bulgular özetleme ve sentezleme yapılarak araştırma konusu ile ilişkilendirilmiş; bilginin tanımı, epistemolojisi,... more

Dijital çağda küreselleşmenin ve değişimin önemli bir dinamiği bilgidir. Bu çalışma kapsamında alanyazında yer alan dağıtık bulgular özetleme ve sentezleme yapılarak araştırma konusu ile ilişkilendirilmiş; bilginin tanımı, epistemolojisi, işlevsel farklılıkları, bilginin yapısı ve türleri açımlanmıştır. Ayrıca, geçmişten günümüze bilginin evrimi ve ağlar üzerinde nasıl yorumlandığına dair açıklamalarda bulunulmuştur. Son olarak öz-biliş ve meta-biliş kavramları bu bağlamda tartışılmıştır.

Öz: Son yıllarda, enformasyon ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler, hayatın her alanını etkilediği gibi insanların bir araya gelme ve örgütlenme biçimlerini de etkilemektedir. Bu değişimlerin yaşanmasında;bütün bir... more

Öz: Son yıllarda, enformasyon ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler, hayatın her alanını etkilediği gibi insanların bir araya gelme ve
örgütlenme biçimlerini de etkilemektedir. Bu değişimlerin yaşanmasında;bütün bir beşeri faaliyet alanına nüfuz etmekte olan enformasyon
teknolojileri devrimi etkili olmaktadır. 1970’li yıllarda yaşanan teknolojik bölünme ile birlikte; bugünün interneti haline gelen elektronik iletişim ağı,
askeri sınırların dışına çıkarak; toplumsal değişimin yeni bir boyut kazanmasını sağlamıştır. İnternetin kısa süre içerisinde küresel bir iletişim aracı
haline gelmesiyle, toplum teknoloji merkezli olarak yeni bir dönüşüm sürecine girmiştir. Gelinen bu noktada, iletişim teknolojileri ile aracılanmış bir
iletişim biçimi ortaya çıkmaktadır. Sosyal ilişkilerden, siyasal örgütlenmelere kadar, her türlü örgütlenme faaliyeti, bugün iletişim teknolojileri
aracılığı ile gerçekleşmektedir. Geleneksel dönemde kafeler, parklar, misafirlikler ve dernekler gibi gerçek ortamlarda bir araya gelen insanlar;
bugün sosyal ağlarda bir araya gelmektedir. Benzer durum toplumsal iradenin ortaya koyulması sürecinde de kendini göstermektedir. Kablosuz
internetin mobil iletişim teknolojileri ile ağlar oluşturduğu, görüntü ve fikirlerin virüs gibi hızla yayılmaya başladığı günümüzde; ağlar oluşturan
toplumsal hareketlerin güncel örneği; Ukrayna’da başlayan hükümet karşıtı eylemlerdir. Bu çalışmada, Ukrayna’da 2013’ün son günlerinde ortaya
çıkan hükümet karşıtı isyanı hazırlayan koşulların neler olduğu ortaya konulduktan sonra; toplumsal dayanışma ağlarının ve mobil iletişim
teknolojilerinin süreci nasıl şekillendirdiği sorusuna cevap aranacaktır. Bu amaçla; enformasyon ve iletişim teknolojilerinin, özelinde de mobil
iletişim araçlarının sunmuş olduğu olanakların, örgütlenme sürecine etkileri, Ukrayna’daki hükümet karşıtı toplumsal eylemler üzerinden,
argümantatif bir çalışma çerçevesinde incelenecektir.
Anahtar Sözcükler: Yeni Toplumsal Hareketler, Ukrayna’da Hükümet Karşıtı Gösteriler (Euromaidan) Örgütlenme Biçimleri, İletişim Teknolojileri,
Sosyal Ağlar.

Günümüz ağ toplumu yapısında yeni web teknolojilerinden özellikle dijital sosyal ortamlar veya sosyal paylaşım ağları çevrimiçi iletişim için eşsiz alanlar yaratmıştır. Dijital sosyal ağların siyasal amaçlı kullanılmasındaki temel... more

Günümüz ağ toplumu yapısında yeni web
teknolojilerinden özellikle dijital sosyal ortamlar
veya sosyal paylaşım ağları çevrimiçi iletişim için
eşsiz alanlar yaratmıştır. Dijital sosyal ağların
siyasal amaçlı kullanılmasındaki temel
motivasyon kaynakları, bu mecraların siyasal
temelde kullanımını engelleyici faktörler ve
ayrıca bunun demokratik rejimlerde bireysel ve
toplumsal düzeydeki etkileri veya sonuçları
önem arz etmektedir. Bu yönde, çalışmada ağ
kuşağı olarak tanımlanan genç yurttaşların dijital
sosyal ortamlarda sosyal ve siyasal fikirlerini
paylaşma arzuları veya eğilimleri ve bu mecraları
bir siyasal tartışma platformu olarak kullanmaya
yönelik tutumları veya yaklaşımları incelenmiştir.
Başka bir deyişle, makalede genç kuşakların
dijital sosyal ağlardaki siyasal içerikli etkinliklere
yükledikleri anlamlar ve bu mecralardaki siyasal
etkinlikleri gündelik hayatlarında nereye
konumlandırdıkları meselesi nicel ve nitel veriler
aracılığıyla ampirik düzeyde irdelenmiştir.
Gençlerin önemli bir kısmı için bu mecralar
siyasal temelde kendini ifade etmeyi içeren
paylaşımların yapılabileceği demokratik ortamlar
olarak değerlendirilse de dikkate değer bir
katılımcı kitlesi bu mecralarda gerçekleşen siyasal etkinliklere yönelik bir dizi engelleyici etken ve
kaygı temelinde olumlu bir yaklaşım içinde
değildir.

Günümüz dünyasında, bilgi ve iletişim teknolojilerinin seyahat öncesi, esnası ve sonrasında kullanım yoğunluğu ve çeşitliliği giderek artmaktadır. Bu durum modern turizm endüstrisinin geleneksel paydaşlarınca sağlanan mal ve hizmet... more

Günümüz dünyasında, bilgi ve iletişim teknolojilerinin seyahat öncesi, esnası ve sonrasında kullanım yoğunluğu ve çeşitliliği giderek artmaktadır. Bu durum modern turizm endüstrisinin geleneksel paydaşlarınca sağlanan mal ve hizmet tedariği ve bilgi akışında alternatifler oluşturmaktadır. Paylaşım ekonomisini benimsemiş ağ toplumu bireylerince alternatif yaratılan paydaşlardan bir tanesi de konaklama endüstrisidir.
Çalışma kapsamında, postmodern turizm faaliyetlerinin konaklama arzını oluşturan platformlardan olan CouchSurfing sosyal ağına yoğunlaşılmıştır. Bu bağlamda, platform kullanıcıların genel özelliklerine, konut sahibi, paylaşım turisti ve diğer deneyimlerine (aktivite, buluşma ve bilgi-deneyim alışverişi) yönelik sorgulamalar gerçekleştirilmiştir. Bu sorgulamalar doğrultusunda nitel bir araştırma süreci izlenmiş ve örneklem seçiminde üç üst (yaş, cinsiyet ve referans) ve üç alt (konut sahibi, paylaşım turisti ve kişisel referanslar) olmak üzere altı kriter gözetilerek sekiz katılımcı ile derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler, betimsel analiz ile yorumlanmıştır.
Sonuç olarak; katılımcıların kültürel, ekonomik, kişisel motivasyonlar ve geleneksel turist imajından kaçış amacı ile platformu kullandığı belirlenmiştir. Katılımcılar; misafir ettikleri paylaşım turistlerini seçerken en çok referans, profil düzeni ve paylaşım isteğinin içeriğine, misafir oldukları konut sahiplerini seçerken ise referans, yaş, ortak ilgi alanları ve konutun konumuna dikkat ettiğini belirtmiştir. Paylaşım konutu sahipleri, yaşam alanları ve çevresi hakkında misafirlerine tavsiye ve ipuçları vermekte ve rehberlik yapmaktadır. Böylece katılımcılar, akranları ile kurdukları ilişkilerin ev sahibi-misafir bağlamından çıktığını ve yoğunlaşarak kalıcı bir hale dönüştüğünü vurgulamaktadır. Kişisel seyahatlerde platformun kullanılması, katılımcıların daha özgür ve yaratıcı hissetmelerini ve seyahatlerinden daha fazla zevk almalarını beraberinde getirmiştir. Ayrıca katılımcıların seyahat alışkanlıklarının değiştiği, seyahat sıklıklarının arttığı ve seyahat sürelerinin uzadığı da tespit edilmiştir.

Sosyal medya ile boyutu değişen iletişim artık eşzamanlı, dinamik ve çift taraflı paylaşımlarla istenilenin istenildiği yerde söylenebileceği bir hale gelmiştir. Bununla birlikte, toplumsal hayatın çeşitli alanlarında değişiklik isteyen... more

Sosyal medya ile boyutu değişen iletişim artık eşzamanlı, dinamik ve çift taraflı paylaşımlarla istenilenin istenildiği yerde söylenebileceği bir hale gelmiştir. Bununla birlikte, toplumsal hayatın çeşitli alanlarında değişiklik isteyen ya da değişime karşı çıkan ve bu doğrultuda faaliyette bulunan oluşumlar şeklinde ifade edebileceğimiz toplumsal hareketlere katılma ve takip etme alışkanlıkları da değişmeye başlamıştır. Bu kapsamda, internet ve sosyal medya kullanıcılarına ilişkin yapılan bu çalışmada tarama modeli uygulanmıştır. Anket daha önce uygulanmadığı için bir ön teste tabi tutulmuştur. Ön test için toplam 101 katılımcıdan elde edilen veriler kullanılmıştır. Asıl araştırmamıza katılan anketleri cevaplayan 420 kullanıcının 384’ünün cevapları değerlendirmeye alınmıştır. Elde edilen veriler SPSS istatistik programından yararlanılarak çalışma ileri seviyelere taşınmıştır. Araştırmamız sonrasında elde edilen veriler doğrultusunda bulgular ve sonuçlara gidilmiştir. Bu kapsamda, sosyal medya kullanımı ile toplumsal hareketlere eğilim arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Sosyal medya kullanıldıkça çevrimiçi toplulukların birbirlerini etkiledikleri ifade edilmiştir. Bu çalışma toplumsal hareket gruplarının tamamını ele almıştır. Gelecekte yapılacak çalışmalarda daha özel toplumsal hareket grupları ele alınırsa, grupların davranışları daha belirgin değerlendirilebilecektir.

Yeni medyanın en önemli yapısal özelliği yöndeşmedir. Yöndeşme telekomünikasyon, veri iletimi ve kitle iletişim araçlarının tek bir ortamda birleşmesidir. Geniş bant bağlantının ortaya çıkmasıyla birlikte internetin veri hızı ve... more

Yeni medyanın en önemli yapısal özelliği yöndeşmedir. Yöndeşme telekomünikasyon, veri iletimi ve kitle iletişim araçlarının tek bir ortamda birleşmesidir. Geniş bant bağlantının ortaya çıkmasıyla birlikte internetin veri hızı ve kapasitesi günden güne artmaktadır. Bu durum yeni iletişim teknolojicilerinin yöndeşme özelliği sayesinde internet ve yayıncılığın birleşmesini beraberinde getirmiştir. Günümüzde interneti kontrol edebilmek için üç büyük şirket Microsoft, Apple ve Google birbiriyle kıyasıya mücadele etmektedir. 2005 yılında bir video paylaşım sitesi olarak kurulan YouTube, Google tarafından 2006’da 1,65 milyar dolar karşılığında satın alınmıştır. Google, platform rekabetinde rakiplerinin önüne geçmek amacıyla YouTube’u önemli ve aktif bir şekilde kullanmaktadır. 2006-2018 yılları arasında geçen on iki yıllık süreç boyunca Google’ın YouTube’a yaptığı yatırımlar, YouTube’u bir video paylaşım platformundan çok daha fazlası konumuna getirmiştir. Güçlü bir reklam ağı kuran Google, son birkaç yıldır arama motorunun yanı sıra YouTube’u da reklamların yayını için kullanmaktadır. Gelirlerini daha fazla yükseltmek isteyen Google, YouTube’a yeni özellikler eklemiştir. Bu özelliklerden en önemli ikisi canlı yayın ve içerik üretip yayınlayan kullanıcılara para ödenmesini sağlayan partner sistemidir. Kuşkusuz Google’ın bu adımları YouTube’a yayıncılık endüstrisinin yeni bir aktörü olup olmadığı sorusunun sorulmasına sebep olmaktadır. Gerçekleştirilen literatür taramasının sonucunda dünyada ilk olması hedeflenen bu çalışmada YouTube’un yayıncılık endüstrisine rakip ve alternatif bir platform olarak nasıl evrildiği anlatılmaktadır. Bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştirilen çalışma YouTube’un gerçekten bir yayıncı olup olmadığı sorusuyla yola çıkmakta ve daha sonra YouTube’un bir yayıncı olduğunu kanıtlamak için çeşitli argümanlardan yararlanmaktadır.

Bu çalışmada hızla gelişen iletişim teknolojileri ile toplumda birçok yönden dezavantajlı olarak görülen ve "dijital göçmen" olarak tanımlanan yaşlı bireylerin ilişkisi incelenmektedir. Bu bağlamda 60-74 yaş arası yaşlı... more

Bu çalışmada hızla gelişen iletişim teknolojileri ile toplumda birçok yönden dezavantajlı olarak görülen ve "dijital göçmen" olarak tanımlanan yaşlı bireylerin ilişkisi incelenmektedir. Bu bağlamda 60-74 yaş arası yaşlı bireylerin yeni iletişim teknolojilerini kullanım becerileri, kullanım amaçları, araçları ve sıklıkları üzerinden değerlendirilmektedir. Bu amaçla TÜİK'in 2016 yılı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması veri seti birincil analize tabi tutulmuş ve ANOVA testi yapılmıştır. Çalışmanın bulgularına göre yaşlı bireylerin internet teknolojileri ve platformlarına önemli ölçüde hakim oldukları tespit edilmekle birlikte dijital yeterlilik düzeyleri üzerinde demografik unsurların da etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

2019 senesinde gösterime giren Joker filmi, küresel çapta izleyici kitlesine ulaşmış olan popüler bir sinema filmidir. Filmin gösterime girdiği sene, Joker (2019) filminin başrolündeki Joker karakterinin yüz boyası, maskesi ve kostümü... more

2019 senesinde gösterime giren Joker filmi, küresel çapta izleyici kitlesine ulaşmış olan popüler bir sinema filmidir. Filmin gösterime girdiği sene, Joker (2019) filminin başrolündeki Joker karakterinin yüz boyası, maskesi ve kostümü farklı ülkelerde gerçekleşen eylemlerde eylemciler tarafından Avatar aktivizmi kapsamında kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmanın teorik kısmında, Castells'in ağ toplumu yaklaşımı benimsenerek, Avatar aktivizminin yerel ve küresel çaptaki iletişim boyutu ve etki alanı ele alınmakta ve Joker (2019) karakteri özelinde irdelenmektedir. Çalışmada, eylemcilerin Avatar aktivizmi ile, görmezden gelinen sorunlarını daha görünür kılmayı, yerel ve küresel ölçekteki kitlelere seslerini duyurmayı ve medyanın eylemlere olan ilgisini daha uzun süre canlı tutmayı amaçlaması bir iletişim taktiği olarak değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, çalışmada Lübnan, Şili ve Çin'de gerçekleşen eylemlere, Avatar aktivizmi kapsamında Joker yüz boyası, maskesi veya kostümüyle katılan eylemcilerin, bu görünümü tercih etmelerinin nedenleri ve amaçları üzerine gazetelere ve medya kuruluşlarına yaptıkları açıklamalar nitel bir veri analizi yöntemi olan doküman analizi ile incelemeye tabi tutulmuş ve ilgili açıklamalardan doğrudan alıntılar yapılarak çalışmanın teorik ve kavramsal alt yapısı desteklenmiştir. Bu çalışma sonucunda, 2019'da Lübnan, Şili ve Çin'de eylemlere katılan eylemcilerin Joker görünümünü tercih etme neden ve amaçlarına ilişkin benzer açıklamalar yaptığı ve Avatar aktivizmi kapsamında, Joker görünümü ile görmezden gelinen sorunlarını daha görünür kılmayı amaçladıkları ortaya konmaktadır.

Yeni medyanın en önemli yapısal özelliği yöndeşmedir. Yöndeşme telekomünikasyon, veri iletimi ve kitle iletişim araçlarının tek bir ortamda birleşmesidir. Geniş bant bağlantının ortaya çıkmasıyla birlikte internetin veri hızı ve... more

Yeni medyanın en önemli yapısal özelliği yöndeşmedir. Yöndeşme telekomünikasyon, veri iletimi ve kitle iletişim araçlarının tek bir ortamda birleşmesidir. Geniş bant bağlantının ortaya çıkmasıyla birlikte internetin veri hızı ve kapasitesi günden güne artmaktadır. Bu durum yeni iletişim teknolojicilerinin yöndeşme özelliği sayesinde internet ve yayıncılığın birleşmesini beraberinde getirmiştir. Günümüzde interneti kontrol edebilmek için üç büyük şirket Microsoft, Apple ve Google birbiriyle kıyasıya mücadele etmektedir. 2005 yılında bir video paylaşım sitesi olarak kurulan YouTube, Google tarafından 2006’da 1,65 milyar dolar karşılığında satın alınmıştır. Google, platform rekabetinde rakiplerinin önüne geçmek amacıyla YouTube’u önemli ve aktif bir şekilde kullanmaktadır. 2006-2018 yılları arasında geçen on iki yıllık süreç boyunca Google’ın YouTube’a yaptığı yatırımlar, YouTube’u bir video paylaşım platformundan çok daha fazlası konumuna getirmiştir. Güçlü bir reklam ağı kuran Google, son birkaç yıldır arama motorunun yanı sıra YouTube’u da reklamların yayını için kullanmaktadır. Gelirlerini daha fazla yükseltmek isteyen Google, YouTube’a yeni özellikler eklemiştir. Bu özelliklerden en önemli ikisi canlı yayın ve içerik üretip yayınlayan kullanıcılara para ödenmesini sağlayan partner sistemidir. Kuşkusuz Google’ın bu adımları YouTube’a yayıncılık endüstrisinin yeni bir aktörü olup olmadığı sorusunun sorulmasına sebep olmaktadır. Gerçekleştirilen literatür taramasının sonucunda dünyada ilk olması hedeflenen bu çalışmada YouTube’un yayıncılık endüstrisine rakip ve alternatif bir platform olarak nasıl evrildiği anlatılmaktadır. Bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştirilen çalışma YouTube’un gerçekten bir yayıncı olup olmadığı sorusuyla yola çıkmakta ve daha sonra YouTube’un bir yayıncı olduğunu kanıtlamak için çeşitli argümanlardan yararlanmaktadır.

İnsanlar kendileri ve kurmuş oldukları yaşamsal formlarını ayakta tutabilmek için tekniğe büyük önem vermiş ve teknik sayesinde bugünlere gelebilmişlerdir. Sosyal, kültürel ve politik sistemlerini sürdürürken büyük anlatılar inşa etmiş,... more

İnsanlar kendileri ve kurmuş oldukları yaşamsal formlarını ayakta tutabilmek için tekniğe büyük önem vermiş ve teknik sayesinde bugünlere gelebilmişlerdir. Sosyal, kültürel ve politik sistemlerini sürdürürken büyük anlatılar inşa etmiş, türdeşlerinin kaderinin bu anlatılara bağlı olduğunu iddia ederek tarihin her döneminde kitlelere toplumsal refah, insani gelişme ve adaletli yaşam konularında ütopik bir gelecek vaat etmişlerdir. Bu anlatıların politik şekillenişi nasıl olursa olsun elden düşürmedikleri en önemli şey teknik olmuştur. Önce buharlı makineler ve sanayi devrimi, sonra bilgisayarın hayata yerleşmesi ve günümüzde bilgisayar teknolojileri ve biyo-teknolojinin insanlığı nereye götüreceği öngörülemeyen muazzam birlikteliği, toplumsal anlatıların kendilerini sürekli güncellemeleri gerekliliğini ortaya koymuştur. Soğuk savaşın sona ermesi ile 90’lı yılların sonuna gelindiğinde ortada tek bir anlatı hüküm sürüyordu. Liberal anlatı. İnsana özgürlük, topluma refah ve insan hakları, sermayeye sınırların kaldırıldığı bir dünya, devletlere sorunsuz ilişkiler vaadi, küresel yoksulluk, işsizlik ve terör gibi konularla topyekûn mücadele umudu, liberal anlatının birkaç önemli iddiasıdır. Ancak gelinen nokta yapay zekâ çalışmalarının biyo-teknoloji ile birleşmesi, bilgisayar teknolojilerinin bilgiyi veri haline dönüştürmesidir. Hem istenmeyen deforme bir bedenden genetik mühendisliği ile kurtulma ve mükemmel/süper insan olma umudu, diğer yandan günlük hayatın her anında tüm eylemlerimizin teknoloji ile sayısallaştırılıp veriye dökülmesi ve milyarlarca sayıdaki büyük veri içerisinde kayıt altına alınması durumu ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu durum beraberinde iki önemli bakış açısını ve yapay zekâ felsefesini tartışmaya açmıştır. İnsanların umudu olan mükemmel refah seviyesinde bir dünya umudu mu ya da verinin kontrolüyle gelişen bir dijital diktatörlük, yani teknolojik distopya mı? Sözgelimi diğer birçok alanda olduğu gibi habercilik sektöründe de artış gösteren yapay zekâ pratikleri dijital verilerin toplumları yöneten en güçlü araç olması potansiyeli yaratır mı? Bu çalışmada yapay zekâ felsefesi liberal anlatı ve dijital habercilik bu bakış açısı ile tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Liberal Anlatı, Dijital Habercilik, Yapay Zekâ, Dijital Diktatörlük, Distopya

Bu calismada hizla gelisen iletisim teknolojileri ile toplumda bircok yonden dezavantajli olarak gorulen ve “dijital gocmen” olarak tanimlanan yasli bireylerin iliskisi incelenmektedir. Bu baglamda 60-74 yas arasi yasli bireylerin yeni... more

Bu calismada hizla gelisen iletisim teknolojileri ile toplumda bircok yonden dezavantajli olarak gorulen ve “dijital gocmen” olarak tanimlanan yasli bireylerin iliskisi incelenmektedir. Bu baglamda 60-74 yas arasi yasli bireylerin yeni iletisim teknolojilerini kullanim becerileri, kullanim amaclari, araclari ve sikliklari uzerinden degerlendirilmektedir. Bu amacla TUIK’in 2016 yili Hanehalki Bilisim Teknolojileri Kullanim Arastirmasi veri seti birincil analize tabi tutulmus ve ANOVA testi yapilmistir. Calismanin bulgularina gore yasli bireylerin internet teknolojileri ve platformlarina onemli olcude hakim olduklari tespit edilmekle birlikte dijital yeterlilik duzeyleri uzerinde demografik unsurlarin da etkili oldugu sonucuna ulasilmistir.