Çerkes Research Papers - Academia.edu (original) (raw)
- by Salih YILMAZ
- •
- Turkology, Türkoloji, çerkesya, Çerkes
Rus-Kafkas Savaşı’nın Kafkas halklarının mağlubiyeti ve Rusya’nın zorunlu göç/sürgün politikasını uygulamaya koyması ile bitmesi, milyonlarca insanın Osmanlı İmparatorluğu’na ve bilhassa Anadolu’nun çeşitli yerlerine göçüne neden oldu. Bu... more
Rus-Kafkas Savaşı’nın Kafkas halklarının mağlubiyeti ve Rusya’nın zorunlu göç/sürgün politikasını uygulamaya koyması ile bitmesi, milyonlarca insanın Osmanlı İmparatorluğu’na ve bilhassa Anadolu’nun çeşitli yerlerine göçüne neden oldu. Bu göç dalgalarını genel olarak 19.yy’ın ikinci yarısının başından 20.yy başına kadar izlememiz mümkün olmakla birlikte, özellikle 1859-1865 arası dönemde göç beklenmedik ölçüde yoğun yaşandı. Bu duruma Osmanlı İmparatorluğu’nun yeteri kadar hazır olmaması, Anadolu’nun sosyo-kültürel ve coğrafi yapısı, göçmenlerin anayurtlarından getirdikleri sorunlar gibi pek çok etken mevcut durumu kötüleştirdi ve şehir yaşantısı olumsuz olarak etkilendi. Bu da şehir yaşantısında bazı yeni gelişmelere yol açtı.
ÇERKESLERİN ALFABE GİRİŞİMLERİNİN KISA TARİHİ VE GÜNÜMÜZ ÇERKES ALFABELERİ
Title:Expression of Symbolic Ethnityin Abaza and Circassian of Uzunyayla: Damgas of the Families Tamga was used for centuries in the Caucasus as a symbol of property on different platforms such as livestock and tombstones. The family... more
Title:Expression of Symbolic Ethnityin Abaza and Circassian of Uzunyayla: Damgas of the Families Tamga was used for centuries in the Caucasus as a symbol of property on different platforms such as livestock and tombstones. The family tamgas are a memory space brought to Uzunyayla from Caucasus after the Circassian exile and continued to be used on different platforms today. In this study, the current and past usage areas of the family tamgas are examined based on our questions to the tradition bearers during our fieldwork in the centre of Ankara and the Abaza and Circassian villages of the
- by Didem Çatalkılıç
- •
- Çerkes, Etnisite, Abaza, Uzunyayla
Güney Kafkasya Muhacirleri ve Göç
Tarihi dönem içerisinde Osmanlı topraklarına bireysel ve kitlesel birçok göç yapılmıştır. Ekonomik nedenler ve güvenlik kaygısı başta olmak üzere pek çok neden insanların bulundukları mekânları, kitleler halinde veya kısmi olarak terk... more
Tarihi dönem içerisinde Osmanlı topraklarına bireysel ve kitlesel birçok göç yapılmıştır. Ekonomik
nedenler ve güvenlik kaygısı başta olmak üzere pek çok neden insanların bulundukları mekânları, kitleler
halinde veya kısmi olarak terk etmelerine neden olmuştur. Bu göçler Anadolu’nun sadece demografik
yapısını değil kültürel ve ekonomik yapısını da değiştirmiştir. Bu değişiklik bugün Adıyaman’a bağlı
olan Besni kazasında da gerçekleşmiştir. Nitekim özellikle Kafkasya’dan gelen Çerkes göçmenler
ile Bulgaristan bölgesinden gelen bazı aileler bölgeye planlı bir şekilde iskân edilmişler ve yetkililer
tarafından göçmenlerin sorunları en asgari duruma indirilmeye çalışılmıştır. 19. Yüzyıl ortalarında kent
içerisinde az da olsa bazı Çerkes ailelere rastlanması 19. Yüzyıl sonlarında bölgeye kitlesel olarak gelip
yerleşen Çerkeslerden önce de bazı göçmen ailelerin bölgeye geldiklerini ortaya koymaktadır.
ÇERKES DİYALEKTLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ
Kafkasya ile çevresinin tarihi hakkında çok mühim bilgiler içeren ve özellikle de Kuzey Kafkasya' da yaşamış olan ve günümüzde hâlâ yaşamakta olan toplulukların tarihleri ile alakalı yazılmış olan en önemli kroniklerin başında hiç... more
Kafkasya ile çevresinin tarihi hakkında çok mühim bilgiler içeren ve özellikle de Kuzey Kafkasya' da yaşamış olan ve günümüzde hâlâ yaşamakta olan toplulukların tarihleri ile alakalı yazılmış olan en önemli kroniklerin başında hiç şüphesiz ki Gürcü kronikleri gelmektedir. Kartlis Tskhovreba (K' art'lis Chovreba) isimli derleme eser, M.Ö. 4. yüzyıldan (Gürcülerin kökenlerinden-Hz. Nuh'un torununun torunu olan Togarma' dan) 17. yüzyıla kadar Kafkasya' da ve çevre bölgelerde meydana gelen olayları içermektedir. Yeni Kartlis Tskhovreba ise 18. yüzyılda Kral VI. Vahtang'ın (1675-1737) emri ile adı geçen kraldan önce yazılmış olan eski Kartlis Tshovreba el yazmalarının derlenmesi ile meydana getirilmiştir. Söz konusu bu anonim kroniğin derlenmesi esnasında Gürcü kilisesinin kayıtlarından da yararlanıldığı bilinmektedir. İnceleyeceğimiz kronik, yukarıda da sözü edilen Kartlis Tskovreba isimli eserin ilk kısmında bulunan ve 11. yüzyılda Leonti Mroveli tarafından yazıldığı düşünülen Kartli (Gürcistan) Krallarının Hayatları/Yaşamları isimli Gürcü kroniğidir. Zikredilen bu kroniğin Kuzey Kafkasya' daki halklar ve topluluklar ile ilgili çok önemli bilgiler ihtiva ettiği görülmektedir. Kronik genel olarak, M.Ö. 4. yüzyıldan M.S. 5. yüzyıla kadar bölgede meydana gelen olayları içermektedir.
Makalede Osetlerin Kafkasya'dan Osmanlı Yakındoğusu'na göç hareketlerinin dinamikleri, yerleşilen ülkede geliştirdikleri uyum ve örgütlenme mekanizmaları, yerel etno-sosyal yapıdaki yerleri ve yaklaşık yüz elli yıllık dönem boyunca... more
Makalede Osetlerin Kafkasya'dan Osmanlı Yakındoğusu'na göç hareketlerinin dinamikleri, yerleşilen ülkede geliştirdikleri uyum ve örgütlenme mekanizmaları, yerel etno-sosyal yapıdaki yerleri ve yaklaşık yüz elli yıllık dönem boyunca kültürel profillerinde ve kimliklerinde meydana gelen değişimler araştırılmaktadır. Genel olarak 1859-1865 yılları arasında yaşanan Oset göçleri, Rus-Kafkas Savaşı'nın son evresinde Kuzey Kafkasyalıların çok daha geniş çaplı göçürülme/sürülme sürecinin bir halkasını oluşturuyordu. Osmanlı toprakları üzerinde, çoğunlukla Doğu ve İç Anadolu'da ve Suriye'de, oldukça erken bir aşamada birkaç Oset yerleşim alanı şekillenmiştir. Bu bölgelerin tümünde Osetler diğer göçmen Kuzey Kafkasyalı halklarla komşuydular ve Yakındoğu Çerkes topluluğunun bir parçası olarak onlarla sıkı işbirliği halindeydiler. Öte yandan, yerli topluluklarla genellikle nispeten düşük sosyal ve kültürel etkileşim sergileyen Oset yerleşimciler daha çok yerel sivil ve askeri yönetimlerle yakın ilişki kurmayı tercih etmişlerdi. Osmanlı sonrası dönemde, hem Türkiye hem de Suriye'deki tüm Oset yerleşimlerinin, devlet eliyle modernleştirme ve milliyetçilik eğilimlerinin artan etkisiyle demografik yapıları ve kolektif kimlikleri erozyonuna uğramaya başlamıştır. 21. yüzyıl başlarında Yakındoğu Osetleri egemen toplumlara entegrasyon düzeyleri yüksek, neredeyse tamamen kentleşmiş topluluklara dönüşmüşlerdir.
İç yakan sadece yer değiştirmek değildir, yer değiştirmenin nedeni iç yakar daha çok. Eğer bir gaddarlık mevzubahisse o gaddarlığı savaşın meydanında bizzat tanık olan anlatıcıdan dinleriz. Lakin felaketlere dair edilmiş tüm sözleri,... more
İç yakan sadece yer değiştirmek değildir, yer değiştirmenin nedeni iç yakar daha çok. Eğer bir gaddarlık mevzubahisse o gaddarlığı savaşın meydanında bizzat tanık olan anlatıcıdan dinleriz. Lakin felaketlere dair edilmiş tüm sözleri, yakılmış tüm ağıtları, yazılmış tüm mektupları ve şiirleri bir araya getirsek "felaketin" tarihini yazmaya gücümüz ve zamanımız yetmez.
- by Eda Yiğit
- •
- Exhibitions, Exhibition, Abhazya, Çerkes
Şeyh Şamil ve Kafkasya Mücadele - Sürgün - İskan, İstanbul 2017, 1-25.
Natukhay ve Şapsığ kabileleri hariç tüm Çerkeslerde genel olarak; prensler, soylular, özgür köylüler ve köleler olmak üzere dört sınıf bulunurdu. Bu sert sınıflar içinde çeşitli ailelerin de hiyerarşik sıralamaları vardı. Prensler... more
Natukhay ve Şapsığ kabileleri hariç tüm Çerkeslerde genel olarak; prensler, soylular, özgür köylüler ve köleler olmak üzere dört sınıf bulunurdu. Bu sert sınıflar içinde çeşitli ailelerin de hiyerarşik sıralamaları vardı. Prensler (bölgesindeki) köylerinin genel servetini (tarım ve hayvancılıktan elde ettikleri ürünleri) yönetme, köylülerden vergi toplama (genelde senede bir veya iki hayvan şeklinde), ve dış ilişkilerini düzenleme hakkına sahiptiler. Soylular askeri birlikler eğitme ve eğittikleri askerler ile baskınlar ve savaşlar gerçekleştirirlerdi. Özgür köylüler bağlı oldukları Prenslerin izni dahilinde hayvancılık ve tarımla uğraşırlardı. Köleler genellikle savaş esirlerinden oluşurlardı. Prensler ve soylulara hizmetçilik yapar, onların arazilerinde çalışır ve hayvan sürülerine bakarak görev yapardı. Soylu atlara yalnızca soylular binebilirdi, kölelerin ise ata binmesi yasaktı. Bu sınıflar sadece Çerkes beyleri ve Çerkes köylüleri arasında düzenlenmezdi. Çerkes prenslerinin ve soylularının bölgelerinde yaşayan bir çok halka karşı uygulanırdı. Bu konuda Adilhan Adiloğlu "Kafkasya'da yaşayan Tatar kabileleri" isimli makalesinde şunları yazmıştır "Karaçaylar'da Kabardey beylerine "bek" denilir, bütün Karaçaylı beyler, asilzade ve köylüler Kabardey beylerine tabidir. En üst makan olarak yalnızca Kabardey beylerini bilirler. Kabardey beyleri, Karaçaylılardan vergi almaktadırlar, genellikle her sene aile başı 5 koyun alırlar. Ancak varlıklı kişilerden iyi bir at, bir öküz, çok sayıda yamçı ve kürk, bakır eşyalar ve diğer şeyleri alırlar."*2 Bu sınıfların arasındaki farkı belki en iyi 1957 yılında Zekoşnığ Sanat-Edebiyat almanağında Tlevusten Yusuf tarafından düzenlenerek yayınlanan (Açumıj Hilmi tarafından çevirisi yapılan) halk tarafından sürekli anlatılan bir gerçek bir hikaye olan Dyepçen Huseyn hadisesindeki şu ifade anlatır: "hiç kimse prens ve soylulara ateş etme özgürlüğüne sahip değildi, onlarsa istedikleri gibi ateş ediyorlardı."1 Ancak Çerkesya'daki sınıfları da, hacimleriyle ve sosyal politikalarıyla 2'ye ayırarak inceleyebileceğimizi düşünüyorum. BATI ÇERKESYA: 18nci yüzyılın ortalarında Çerkesler içindeki bu sınıfların arasında bir çatışmalar başladı. 1770 yılında Prens ve soylulara karşı ayaklanan Abzehler, diğer bölgelerdeki prenslerin (ve onlara tabi soyluların) ve Rusların Abzeh beylerine sundukları yardımlarıyla başarısız oldular. Ancak 20 yıl sonra 1790'lı yıllarda tekrar ayaklanan Abzehler bu defa başarılı olarak bazı beyleri öldürdüler, hayatta kalan beylerin bir çoğu, diğer Çerkes bölgelerindeki prens ve Canberk Apiş
- by Didem Çatalkılıç
- •
- Çerkes, Uzunyayla
Merkezi olarak etki sahası daha fazla olmasına rağmen Mısır ve Suriye’de 267 yıl kesintisiz varlık gösteren Memlûk Devleti, tarihi itibariyle genel olarak ırksal bir tarife mahal vermemesine rağmen Bahrî Memluklar (1250–1382) ve Burcî... more
Merkezi olarak etki sahası daha fazla olmasına rağmen Mısır ve Suriye’de 267 yıl kesintisiz varlık gösteren Memlûk Devleti, tarihi itibariyle genel olarak ırksal bir tarife mahal vermemesine rağmen Bahrî Memluklar (1250–1382) ve Burcî Memluklar (1382–1517) olmak üzere iki dönem halinde anıla gelmiştir. Bu araştırma yazımda bu iki dönemin adlandırma sorunu ve devletin ilk kuruluş yıllarında Çerkesler konusuna kısa bir anlatımla ışık tutmaya çalışacağım.
- by SONER DAUR
- •
- Circassians, Çerkes, Memlükler, Memluk
Kafkasya’nın Rusya tarafından kolonizasyonu 16. yüzyıla kadar uzanan oldukça uzun bir tarihsel süreci kapsar. Söz konusu süreç içinde bölgeye Kazakların iskânı Rusya tarafından önemli bir kolonizasyon yöntemi olarak kullanılmıştır.... more
Kafkasya’nın Rusya tarafından kolonizasyonu 16. yüzyıla kadar uzanan oldukça uzun bir tarihsel süreci kapsar. Söz konusu süreç içinde bölgeye Kazakların iskânı Rusya tarafından önemli bir kolonizasyon yöntemi olarak kullanılmıştır. Bölgede yürütülen askeri faaliyetlerin yanı sıra ekonomik faaliyetler ve eğitim faaliyetleri de yerel halkların kontrol altına alınmasında önemli unsurlar olmuştur. Bu faaliyetlerin alt yapısını ise Kazak stanitsaları ile kale kentlerden oluşan ve zaman içinde tüm Kafkasya’yı saran “hat sistemi” sağlamıştır. Kuzeydoğu Kafkasya’nın Rusya topraklarına dâhil edilme sürecini “ara zemin” kavramından faydalanarak inceleyen yazar, Kazaklarla yerel gruplar arasındaki ilişkileri değişik boyutlarıyla ele almakta, Kafkasya’nın Rusya tarafından kolonizasyonuna farklı bir perspektiften bakmamızı sağlamaktadır.
Basit bir adlandırmadan çok daha fazlası olan toponimler, toplumlar için tarihi kayıtlardır. Toponimler çalışmamıza konu olan Kafkasya için de bu işlevini sürdürmüştür. Kafkasya’da sınıfsal yapılanmada üst tabakadaki toprak... more
Basit bir adlandırmadan çok daha fazlası olan toponimler, toplumlar için tarihi kayıtlardır. Toponimler çalışmamıza konu olan Kafkasya için de bu işlevini sürdürmüştür. Kafkasya’da sınıfsal yapılanmada üst tabakadaki toprak sahibi Çerkes ve Abaza sülaleler köylere sülale isimlerini vermişlerdir. Her daim kimlikle beraber okunması gereken toplumsal işaretler olan toponimleri çalışma konumuz olan Kafkasya üzerinden düşünecek olursak yaklaşık 160 yıldır anavatanları Kafkasya’dan ayrı yaşayan Abaza ve Çerkes toplumu Uzunyayla’daki köylerine Kafkasya’da olduğu gibi toprak sahibi sülalelerin isimlerini vermişlerdir. Bu noktada toponimler Kafkasya ile bağ kurmayı sağlayan hafıza mekânları olmuştur. Kafkasya’dan Uzunyayla’ya uzanan sülale hikâyeleri ve toponimler toprak sahipliğiyle doğrudan bağlantılıdır. Bu durum Abaza ve Çerkes toplumunun sosyal hayatına doğrudan etki etmektedir. Köylerin Türkçe adlandırmalarıysa bitki bilim, hayvan bilim ve fiziki coğrafyayla alakalı olmuştur. Biz bu çalışmada Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine bağlı Abaza, Çeçen, Çerkes ve Karaçay köylerinde gerçekleştirdiğimiz alan çalışmamızda kaynak kişilere köyleri ve sülaleleri hakkında yönelttiğimiz sorular yoluyla toponimin kimlik belirteci olarak rolünü Pierre Nora’ya ait hafıza mekânı teorisi üzerinden inceleyeceğiz.
- by Didem Çatalkılıç
- •
- Kimlik, Kafkasya, Çerkes, Abaza
One of the issue that Tanzimat writers dwelled on, is the enslavement problem is will represent important datas to understand and interprate Ottoman modernism period. The policy of Ottoman goverment through to enslavement can be... more
One of the issue that Tanzimat writers dwelled on, is the enslavement problem is will represent important datas to understand and interprate Ottoman modernism period. The policy of Ottoman goverment through to enslavement can be seen in literary narratives of the period’s writers such as Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Recaizâde Mahmut Ekrem and Samipaşazâde Sezai. In this article, based up on Samipaşazade Sezai’s Sergüzeşt novel, Ottoman modernism period will bring forward with focusing enslavement problem. In this frame the message that is given to reader by preface of Sergüzeşt, will be evaluated with historical perspective, after drawing a frame for state enforcement of enslavery In Tanzimat period , fictionalisation of Cherkes representations, conflict of high class, westernized Ottoman intellectuals will be discussed. Definition of enslavement problem in the Ottoman modernization process and solutions of this problem will be answered through out the analyzation of the novel characters.
Aksaray has had a significant place in people's settlement since the earliest dates. In addition to the indigenous people living in these lands, there are also groups of people belonging to various ethnic identities coming to settlement... more
Aksaray has had a significant place in people's settlement since the earliest dates. In addition to the indigenous people living in these lands, there are also groups of people belonging to various ethnic identities coming to settlement in the process. Circassians are also Caucasian nations who have been forced to emigrate to the Ottoman lands after the Crimean War. For the Circassians who came to Aksaray from 1877-78 for the purpose of settlement, Hamidiye District was established with the help of the state and the people. It is not possible to provide clear information about whetherall Circassians sent for resettlement are settled. However, based on archival documents, it can be said that Circassians settled over a long period of time. The neighborhood established for them is in the center of the city. For this reason, eventhough Circassians had been settled collectively, they had cultural interaction Öğretim Görevlisi, Aksaray Üniversitesi, Ortaköy MYO, aysegulcan@aksaray.edu.tr
- by Ayşegül Can
- •
- Abdulhamid II, Göç, İskân, Aksaray
Öz Sultan Abdülaziz'in hal edilmesi ve ölümünün ardından Çerkes Hasan is-minde bir Osmanlı subayı, Mithat Paşa konağında dönemin üst düzey devlet adamı ve nazırlarının toplantısını basarak dönemin Hariciye Bakanı Raşid Paşa ve Serasker... more
Öz Sultan Abdülaziz'in hal edilmesi ve ölümünün ardından Çerkes Hasan is-minde bir Osmanlı subayı, Mithat Paşa konağında dönemin üst düzey devlet adamı ve nazırlarının toplantısını basarak dönemin Hariciye Bakanı Raşid Paşa ve Serasker Hüseyin Avni Paşa'da dahil olmak üzere beş kişiyi öldür-müştür. Dönemin yerli ve yabancı basınında olayın ne surette değerlendiril-diği, hadisenin daha iyi anlaşılması için zaruret teşkil etmektedir. Özellikle yabancı basın kaynaklarına olayın teferruatlı bir şekilde yansıması ve büyük ilgi uyandırması, vaka'nın önemini bir kat daha artırmaktadır. Osmanlı bası-nı ve yabancı basında,Çerkes Hasan'ın şahsiyeti ve olayın ayrıntıları hakkın-da yayınlanan haberlerin genel hatlarıyla incelenmesi, hadisenin ilmi mana-da daha sağlıklı değerlendirilmesi içinde fayda sağlayacaktır.
Abstract
Following of the dethronement and death of Sultan Abdülaziz, an Ottoman officer named Circassian Hasan killed five people, including the Minister of Foreign Affairs Rashid Pasha and Commander-in-Chef Hussein Avni Pasha, by occupy the ministerial board. The process of evaluation of the event in domestic and foreign media constitutes a necessity for a beter understanding of the incident. Particularly, the fact that the event is reflected in detail and attracted great interest to foreign media sources, is increasing the importance of the case. The examination of the Ottoman and the foreign press in the general lines of the personality of Circassian Hassan and the details of the event will also benefit from a more healthy assessment of the incident in scientific mania.
- by Serkan Yazici and +1
- •
- Ottoman History, Ottoman Studies, Ottoman Empire, Late Ottoman Period
Makalede Ürdün Çerkes diasporasının sosyolojik açıdan tasviri yapılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın temel amacı Ürdün'de yaşayan Çerkes diasporasının günümüzdeki (2003) durumunu analiz etmek, özellikle bölgede yaşayan Çerkeslerin... more
Makalede Ürdün Çerkes diasporasının sosyolojik açıdan tasviri yapılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın temel amacı Ürdün'de yaşayan Çerkes diasporasının günümüzdeki (2003) durumunu analiz etmek, özellikle bölgede yaşayan Çerkeslerin kendilerini tanımlama şekillerini incelemek; Kafkasya, Rusya ve diasporanın geleceğiyle ilgili düşünceleri hakkında bilgi sahibi olmak; diasporanın tarihi vatanlarıyla olan bağlarına ve bu bölgedeki duruma olan etkilerine ışık tutmaktır. Makale yazarın 2001-2002 yıllarında Ürdün'de, Kabardey-Balkar ve Abhazya Cumhuriyeti'nde ve Moskova'da gerçekleştirdiği alan çalışmalarına dayanmaktadır. Elde edilen bulgular, ileride düzeltmelere ihtiyaç duyan hipotezler olarak ortaya konmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu’nda bir Cizvit misyoneri olan Antoine Poidebard’ın orijinali 1907’de yayınlanan makalesi, Tokat bölgesindeki Kuzey Kafkasya göçmenleriyle ilgili değerli gözlemler ve tanıklıklar sunmaktadır. Yazar, göçmen şair... more
Osmanlı İmparatorluğu’nda bir Cizvit misyoneri olan Antoine Poidebard’ın orijinali 1907’de yayınlanan makalesi, Tokat bölgesindeki Kuzey Kafkasya göçmenleriyle ilgili değerli gözlemler ve tanıklıklar sunmaktadır. Yazar, göçmen şair Temirbolat Mamsurov’un “Sağeste” (“Acı Düşünceler”) şiiriyle açıkça çağrışım yapan bir Oset şarkı metnini aktarmaktadır. İki eserin birbiriyle karşılaştırılması, aralarında hem çok sayıda örtüşmenin hem de gözle görülür ayrılıkların bulunduğunu, ancak bütün olarak yayınlanan yeni versiyonun görece eksik olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Bunun dışında, geleneksel Kafkas düğününün birçok özgün unsurunu içeren, soylu bir ailenin temsilcisinin evlenme töreni başta olmak üzere, makalede tasvir edilen bir dizi sosyo-kültürel ayrıntı da dikkate değerdir. Hatıra türündeki söz konusu eser, Osmanlı topraklarındaki Kafkas diasporasının geçmişine ışık tutan önemli Batılı kaynaklardan biri olarak görünmektedir.
Kuzey Kafkasya, tarih boyunca stratejik ve politik açıdan önemini kaybetmeyen ender coğrafi bölgelerden biridir. Karmaşık etnik yapısına rağmen bölgede, burada çıkarı olan büyük güçlere karşı direniş ve mücadele geleneği ortaya çıkmıştır.... more
Kuzey Kafkasya, tarih boyunca stratejik ve politik açıdan önemini kaybetmeyen ender coğrafi bölgelerden biridir. Karmaşık etnik yapısına rağmen bölgede, burada çıkarı olan büyük güçlere karşı direniş ve mücadele geleneği ortaya çıkmıştır. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bölgede doğan boşluğun doldurulması ve tarihsel hesapların yeniden görülmesiyle ilgili hareketlilik başlamıştır. Özellikle farklı etnik gruplar arasındaki gerilim ve çatışmalar günümüzde Kuzey Kafkasya'nın temel gündemi olmaya devam etmektedir. Bu gerilim ve çatışmaların nedenlerini ve olası sonuçlarını daha iyi anlayabilmek için önce etnik yapı üzerinde kısaca durulacak, ardından başlıca çatışma alanları ve konuları ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Kuzey Kafkasya, çatışma, etnisite, etnik şiddet, etnik politikalar The Current and Potential Ethnic Conflicts in the North Caucasus Abstract The North Caucasus is an exceptional region which, in terms of economic and political significance, has never lost its importance throughout history. As a result of that significance, the region has witnessed, over the centuries, many struggles against the great powers of the region vying for regional hegemony, despite its internal ethnic diversity. The dissolution of the Soviet Union triggerred conflicts among various groups wanting to fill the power vacuum in the area and settle historical scores. Especially, political tensions and ethnic conflicts among different ethnic groups have become the defining feature of the North Caucasus. To understand the reasons and possible consequences of these processes, first the ethnic structure of the region needs to be analysed. Then, the main areas and subjects of conflict will be studied.
Mayıs 1864 tarihi Rus-Kafkas savaşlarının bitişi olarak kabul edilen sembolik bir tarihtir. Bu tarihin hatırlanması için her yıl hem Türkiye'de hem de Kafkasya'da anma törenleri düzenlenmektedir. Bir hafıza mekânı olan bu törenler Çerkes... more
Mayıs 1864 tarihi Rus-Kafkas savaşlarının bitişi olarak kabul edilen sembolik bir tarihtir. Bu tarihin hatırlanması için her yıl hem Türkiye'de hem de Kafkasya'da anma törenleri düzenlenmektedir. Bir hafıza mekânı olan bu törenler Çerkes toplumu için kolektif kimliğin inşasını sağlamakta ve Çerkesler için kimliği biçimlendirmektedir. 2017 yılında Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesine bağlı Çerkes köylerinde gerçekleştirdiğimiz alan çalışmamızda kaynak kişilere sorduğumuz sorular üzerinden bu tarihin kolektif kimliğin oluşumundaki rolü incelenmiştir. Uzunyayla Çerkeslerinin her yıl düzenledikleri törenlerde semboller ve ritüeller yoluyla kolektif kimliği tahkim ettikleri tespit edilmiştir. Bu çalışmada 21 Mayıs 1864 tarihi, Kefken anıt mezarı ve balık tüketimi hakkındaki algının nasıl oluştuğu ve algıdaki farklılıklara nelerin etki ettiği incelenerek alana katkı sağlanmıştır.
- by Hamit Yüksel and +1
- •
- Çerkes, Biyografi
Политические репрессии черкесов на Северном Кавказе (1918 – 1940-е гг.) / Kuzey Kafkasya’da Çerkeslere Uygulanan Politik Baskılar (1918-1940), Ayşat K. Şaparova, Nalçik: İGİ KBNTS RAN, 2017. The Circassians of Turkey: War, Violence and... more
Özet 19. yüzyıl Osmanlı Devleti için bir felaket yılı idi. Bu yüzyılda yaşanan savaşlar ve bu savaşların meydana getirdiği yıkım bahsi geçen felaketin ana sebebi idi. Göçler ise bu felaketin sonucu. Zira hem Balkanlardan hem de... more
Özet 19. yüzyıl Osmanlı Devleti için bir felaket yılı idi. Bu yüzyılda yaşanan savaşlar ve bu savaşların meydana getirdiği yıkım bahsi geçen felaketin ana sebebi idi. Göçler ise bu felaketin sonucu. Zira hem Balkanlardan hem de Kafkasya'dan gelen göçlerin meydana getirdiği iskân problemi ve Anadolu'nun içerine yönlendirilmeleri gereği devleti oldukça zorladı. Bu çalışma bahsi geçen göç hareketlerinden Nogay göçü ve sonuçları üzerinde durmaktadır. Resettlement of the Circassians and Nogay Immigration in Anatolia in 19th Century And Çankırı Abstract 19th century was a disaster year for the Ottoman State. The causes and consequences of wars in this century has been a great destruction. The migrations were the most important of this destruction. Migrations in the Balkans and the Caucasus have brought a huge housing problem. In order to overcome these difficulties immigrants quickly directed into the interior of Anatolia by Ottoman administration. In this study will focus on in particular Cankiri resettlements of Nogai immigrants which mentioned above.
Osmanlı Devleti’nde 1839’da Tanzimat Fermanının ilan edilmesi ile mali, idari, askerî ve zirai alanda görülen değişmeler idarî alanda yapılan pek çok değişikik arasında Anadolu’da kontrolsüz dolaşmaya başlayan aşiretlerin iskân edilmesi... more
Osmanlı Devleti’nde 1839’da Tanzimat Fermanının ilan edilmesi ile mali, idari, askerî ve zirai alanda görülen değişmeler idarî alanda yapılan pek çok değişikik arasında Anadolu’da kontrolsüz dolaşmaya başlayan aşiretlerin iskân edilmesi de karar altına alınmıştı.
- by Fatma Akın
- •
- Bozok, Kayseri, Afşar, Çerkes