Başkanlık Sistemi Research Papers - Academia.edu (original) (raw)

Bu Kitap’ta; İslam’da devletin varlığı ve önemi, Hz. Muhammed’in kurduğu İslam devletinin yapısı, teşkilatı ve işleyişi; Peygamber (Allah’ın Elçisi) olarak dinî liderliği yanında toplum liderliği, eğitim liderliği, yargı liderliği,... more

Bu Kitap’ta; İslam’da devletin varlığı ve önemi, Hz. Muhammed’in kurduğu İslam devletinin yapısı, teşkilatı ve işleyişi; Peygamber (Allah’ın Elçisi) olarak dinî liderliği yanında toplum liderliği, eğitim liderliği, yargı liderliği, iktisadi liderliği, askerî liderliği, siyasi ve diplomatik liderliği; ahlaki ve kültürel liderliği ile devlet başkanı olarak yönetim ilkeleri; liderlik nitelik ve özellikleri kaynaklara dayalı bir şekilde açıklandı.

Bu çalışmada, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından hazırlanan başkanlık sistemi önerisi ele alınmaktadır. Çalışmada, öncelikle, taslağın temel siyasal kurumlar konusunda getirdiği temel düzenlemeler incelenmektedir. Bu çerçevede,... more

Bu çalışmada, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından hazırlanan başkanlık sistemi önerisi ele alınmaktadır. Çalışmada, öncelikle, taslağın temel siyasal kurumlar konusunda getirdiği temel düzenlemeler incelenmektedir. Bu çerçevede, taslağın iç mantığı sergilenerek, nasıl bir siyasal rejim öngördüğü ortaya konmaktadır.
Kamuoyundaki tartışmalarda, AKP taslağı, başkanlık sisteminin ideal tipi sayılan ABD başkanlık sisteminden önemli farklılıklara sahip bulunduğu için eleştiriye uğramıştır. Bu nedenle, taslağın ABD başkanlık sistemi ile karşılaştırılması önem kazandığından, ABD örneği ile karşılaştırılmalı olarak incelenmektedir.
Çalışmada üzerinde durulan bir başka başlık, başkanlık sisteminin meşrulaştırılma biçimleri ve üzerine yürütülen tartışmalar olmuştur. Bu çerçevede, özellikle, parlamenter sistem ve başkanlık sisteminin yönetilebilirlik ve sürdürülebilirlik açısından karşılaştırılması önem taşımaktadır. Bir başka önemli başlık, bu iki sistemin olası kriz potansiyelleri ve krizlerle başa çıkma kapasiteleri olmaktadır.
AKP taslağı, temel siyasal kurumlar arasında Başkan’a ağırlık tanımaktadır. Nitekim, taslağa yönelik en temel eleştiriler, kuvvetler ayrılığı ilkesinin ihlal edildiği ve yürütmenin yasama ve yargıya hakimiyet kurduğudur. Bu durumun otoriterizm tehlikesini beslediği kaygıları dile getirilmektedir. Bu nedenle, taslağa yönelik otoriterizm tartışmaları üzerinde de durulmaktadır.

(NOT: Bu metnin erişime açılması konusunda ASTANA Yayınları'ndan mail yoluyla izin alınmıştır.) Pure presidential system predicts a strict seperation of powers. However, These are significant deviations in Latin America’s states including... more

(NOT: Bu metnin erişime açılması konusunda ASTANA Yayınları'ndan mail yoluyla izin alınmıştır.)
Pure presidential system predicts a strict seperation of powers. However, These are significant deviations in Latin America’s states including Brazil. President has important legislative powers in Brazilian constitutional system such as proposing the bills, proposing the budget bills, partial veto, power of provisional measures. The fact that political parties are numerous because of the open list proportional representation election system causes that president is a member of minority party. Therefore important constitutional powers the President has is shared with political parties within the parliament.

Nur Uluşahin'in Anayasal Bir Tercih Olarak Başkanlık sistemi kitabı "book report" usulüyle incelenmiştir. Kitapta hükümet sistemleri karşılaştırmalı olarak incelenmektedir. Başkanlık sistemi ile verimlilik, demokratik katılım ilkeleri... more

Nur Uluşahin'in Anayasal Bir Tercih Olarak Başkanlık sistemi kitabı "book report" usulüyle incelenmiştir. Kitapta hükümet sistemleri karşılaştırmalı olarak incelenmektedir. Başkanlık sistemi ile verimlilik, demokratik katılım ilkeleri özel olarak incelenmektedir.

Özet: Bu çalışmada Cumhurbaşkanı ile parlamento seçimlerinin za-manlamasının siyasal istikrar üzerindeki etkisi incelenecektir. Cumhurbaşka-nının halk tarafından seçildiği sistemlerde bu iki seçim arasındaki ilişki büyük öneme sahiptir.... more

Özet: Bu çalışmada Cumhurbaşkanı ile parlamento seçimlerinin za-manlamasının siyasal istikrar üzerindeki etkisi incelenecektir. Cumhurbaşka-nının halk tarafından seçildiği sistemlerde bu iki seçim arasındaki ilişki büyük öneme sahiptir. Bu bağlamda hem devlet başkanlığı hem de parlamento seçimlerinin yapıldığı tüm hükümet sistemlerinde, bu iki seçimin zamanla-masının birbirine karşı konumunu ifade etmek için kullanılan kavrama seçim döngüsü (electoral cycle) adı verilmektedir. Seçim döngüsü, siyasal sistem, özellikle siyasal istikrar üzerinde etki yaratan bir anayasal mühendislik aracı-dır; özellikle bu iki seçimin birbirine göre zamanlaması eş veya yakın zamanlı olarak dizayn edilerek siyasal istikrar sağlanmaya çalışılır. Ancak bu durum kuvvetler ayrılığı açısından birtakım sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu doğrultuda çalışmanın temel sorunsalı, Cumhurbaşkanının halk tarafın-*

Devlet soyut bir kavramdır ve egemenliğini kullanmak için görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiş kurumlara sahip olmalıdır. Bu kurumlar her ülkede mevcut olan yürütme ve yasamadır. Parlamento hem yasa yapacak ve hem de devlet içindeki... more

Devlet soyut bir kavramdır ve egemenliğini kullanmak için görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiş kurumlara sahip olmalıdır. Bu kurumlar her ülkede mevcut olan yürütme ve yasamadır. Parlamento hem yasa yapacak ve hem de devlet içindeki icra gücünü denetleyecektir. Bunların yanında bir de yargı kurumunun var olması zorunludur. Parlamento, bakanlar kurulu, devlet başkanlığı gibi bu kurumlar, devletin siyasi kurumlarıdır. Bu kurumların arasındaki ilişki ve işbölümünün yapısı bize hükümet yapısını ve hükümetin şeklini gösterir. Siyasal sistem, toplumların kolektif amaçlarını belirlemek ve gerçekleştirmek üzere geliştirdikleri bir örgütler dizisidir. Bu örgütler bağlantılı bir biçimde bütün oluştururlar. Faaliyetleri bütün üyeleri ilgilendirir. Sistemin kararları bütün üyeleri bağlayıcıdır. Üyeler sistemin ürünü olan bütün kanun ve kararlara uymak zorundadır. Bunu sağlamak için çeşitli yaptırım ve cezalar vardır. Siyasal sistem iktisadi, sosyal, doğal sistemler gibi sistemlerin birleşimiyle oluşur. Oluşan bu siyasal sistem, diğer siyasal sistemlerin oluşturduğu bir uluslar arası çevre içinde yaşar ve etkilenir. Siyasal süreç, toplumdan gelen isteklerin sistem tarafından karara dönüştürülmesi ve uygulanmasıdır. Her sistemde farklı yoğunluk ve katılma kanalları bulunmaktadır. Sistemin işlemesi için kaynaklara ihtiyaç vardır. Sistem, tüm bu girdilere bağlı olarak karar üretir. Sistemin yapısına göre isteklerin sonuçları değişir. Girdi çıktı ilişkisi sistemin nasıl işlediğini gösterir. Sistemin çıktıları, çevrede doğurduğu etkilerle tekrar sisteme girdi olarak döner, 'buna geri besleme' adı verilir.

Türkiye'nin hareketli gündeminde son yıllarda büyük tartışmalarıyla kendisine yer bulmuş yegane konusu hiç şüphesiz ki başkanlık sistemi. Adeta değişen gündemlerin değişmeyen konusu oldu. Ne zaman dile gelse hemen büyük tartışmalar... more

Türkiye'nin hareketli gündeminde son yıllarda büyük tartışmalarıyla kendisine yer bulmuş yegane konusu hiç şüphesiz ki başkanlık sistemi. Adeta değişen gündemlerin değişmeyen konusu oldu. Ne zaman dile gelse hemen büyük tartışmalar yaratacak kadar da önemli bir argüman durumunda. Yaklaşık 14 yıldır tek başına iktidarda olan AK Parti Hükümeti'nin savunduğu başkanlık sistemi için muhalif partilerin hepsi kapılarını kapatmış durumda. Peki başkanlık sistemi nedir? Neler getirir? Parlamenter sistemden hangi konularda farklı? Ya Türkiye'de ki uygulanabilirliği nasıl olacak?

Türkiye’de son yıllarda siyasal sistem değişikliği üzerine tartışmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda başkanlık sisteminin ideal tipi olarak ABD, yarı başkanlığın ideal tipi olarak da Fransa gösterilmektedir. Bu ülkelerde mevcut olan... more

Türkiye’de son yıllarda siyasal sistem değişikliği üzerine tartışmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda başkanlık sisteminin ideal tipi olarak ABD, yarı başkanlığın ideal tipi olarak da Fransa gösterilmektedir. Bu ülkelerde mevcut olan demokratik yönetimin sistemden kaynaklandığı iddia edilmektedir. Bu bağlamda bu çalışmada bir yarı başkanlık uygulayan Rusya Federasyonu bu örneklerin anti tezi olarak seçilmiş ve istatistiki veriler kullanılarak analiz edilmiştir.

Çalışmada, esas olarak Amerika’daki karar alma süreci ve özellikle bu süreçte lobilerin yeri analiz edilmiştir. Burada tüm lobiler yerine dış politikada karar alma sürecinde çok daha etkili olan yabancı (ve etnik) lobiler üzerinde... more

Çalışmada, esas olarak Amerika’daki karar alma süreci ve
özellikle bu süreçte lobilerin yeri analiz edilmiştir. Burada tüm lobiler
yerine dış politikada karar alma sürecinde çok daha etkili olan
yabancı (ve etnik) lobiler üzerinde yoğunlaşılmıştır. Ancak bu konuda
da özellikle Türk lobisi başta olmak üzere, Türk dış politikasıyla
birinci dereceden ilgili olan lobiler seçilmiştir.
Çalışma, başlangıçta, Türk dış politikasını olduğu kadar dünya
politikası üzerinde de yönlendirici etkisini koruyan ve küresel
güç olma iddiasını sürdüren ABD’nin dış politikasını belirleyen tüm
ögeleri ve ağırlıklarını araştırmaktan ziyade bu ögelerden özellikle
lobilerin etkisini araştırmayı amaçlamıştı. Ancak diğer birimlerin dış
politikadaki yerini ve ağırlığını ortaya koymadan lobilerin Amerikan
politikasına etkisini anlamanın güçlüğü çalışmanın çerçevesinin
genişlemesine yol açmıştır.

Uzun süren askeri diktatörlüklere sahne olan Latin Amerika ülkeleri, başkanlık taraftarlarının istikrar tezlerini kesin biçimde çürütmektedir. Başkanlık rejiminde başkanın fesih yetkisi altında parlamentonun temsil yeteneği... more

Uzun süren askeri diktatörlüklere sahne olan Latin Amerika ülkeleri, başkanlık taraftarlarının istikrar tezlerini kesin biçimde çürütmektedir. Başkanlık rejiminde başkanın fesih yetkisi altında parlamentonun temsil yeteneği kısıtlanmaktadır. Parlamentonun siyaset yapma yeteneği ve esnekliğini yitirmesi geriye askeri darbe dışında bir seçenek bırakmamaktadır. Oysa parlamenter sistemde bir azınlık yönetimi ayakta kalamaz. Bu da darbe koşullarının oluşmasını büyük oranda engeller ve çözümünü üretir.

Özet: İslam hukuku eserlerinde devlet başkanını kastetmek üzere "Halife, imam, emir, melik, sultan" kavramları kullanılmaktadır. Zahirde yönetimin başı olmak gibi bir anlama gelse de Hz. Peygamber'den (s.a.s) günümüze O'nun dînî, rûhî ve... more

Özet: İslam hukuku eserlerinde devlet başkanını kastetmek üzere "Halife, imam, emir, melik, sultan" kavramları kullanılmaktadır. Zahirde yönetimin başı olmak gibi bir anlama gelse de Hz. Peygamber'den (s.a.s) günümüze O'nun dînî, rûhî ve dünyevî vazifelerini temsil etme bağlamında çeşitli aşamalardan geçmiştir. Bu makalede; devlet başkanlı-ğında ilgili kavramların "dînî, rûhî-manevî ve dünyevî" manalarla münasebeti ve hangisi-nin daha ağırlık kazandığı, hilafetin tabiatı gereği dîni sonuçları da olan dünyevî bir alan olduğu, bütün kavramların "adalet ve İslam hukukuna saygı" sıfatlarında birleşebileceği üzerinde durulmaktadır. Bunun yanında, "Hilâfetin Hz. Peygamber'den (s.a.s) sonra 30 yıl olacağı, sonra mülk olacağı, 12 halife veya halifeler geleceği ve sayılarının çok olacağı, imamların Kureyşten olacağı, iki kişi kalıncaya yönetimin Kureyş'te kalacağı" şeklinde-ki hadisler, senet ve metin açısından değerlendirilerek; hilafetin mülk yönetimi haline gelişinden günümüze ve geleceğe nasıl bir seyir takip ettiği ve edeceği problemi ele alınmıştır.

Başkanlık sistemi tartışmalarının Türkiye gündeminde önemli bir yer tutması, bu tartışmaların tarihsel arka planının zenginliği ile açıklanabilir. Türk siyasal hayatı, yasama ve yürütme ilişkilerinden kaynaklanan kriz dönemlerine tanıklık... more

Başkanlık sistemi tartışmalarının Türkiye gündeminde önemli bir yer tutması, bu tartışmaların tarihsel arka planının zenginliği ile açıklanabilir. Türk siyasal hayatı, yasama ve yürütme ilişkilerinden kaynaklanan kriz dönemlerine tanıklık etmiş ve özellikle 1960 sonrası dönemde farklı gelenek ve ideolojiden gelen birçok siyasetçi bu krizlerin yaşanmamasının önkoşulu olarak başkanlık sistemini önermiştir. Bu çalışmada söz konusu kişilerin demeçleri irdelenmiş, demeçte bulunulan konjonktür hakkında bilgi verilmiş ve bu demeçlerden elde edilen gerekçeler karşılaştırılmıştır. Böylelikle 1960 sonrası Türk siyasi tarihine yön veren aktörlerin başkanlık sistemini gündeme getirme gerekçelerinin paralellik arz edip etmediğine yönelik alan yazınına katkıda bulunulmuştur. Anahtar Kavramlar: Türk Siyasal Hayatı, Yürütme, Başkanlık Sistemi. Abstract The fact that the debates of the presidential system holds an important scope in the Turkey's political agenda can be explained by the abundance of the historical background of these debates. Turkish political scene has experienced the crisis eras with the basis of legislation and executive power and many politicians who have different tradition and ideological baseline, have suggested presidential system for preventing this crisis as a main target after the 1960 era. In this study, subjected persons' statements were examined. Also it was informed about conjuncture of the statement and compared reasons which are obtained from this analysis. In this way, it was contributed to literature whether there is a similarity of these reasons as a topical issue from the discussions of actors who dominates the Turkish political life after 1960 era with the subject of " presidential system " .

Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesi gereğince devlet üç ayrı kuvvete ayrılmıştır. Yasama ve yargı kuvvetinin görev alanı belirgin ve sınırlıdır. Yürütme kuvveti ise, oldukça geniş bir faaliyet alanına sahip ve devleti yönetme yetkisini... more

Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesi gereğince devlet üç ayrı kuvvete ayrılmıştır.
Yasama ve yargı kuvvetinin görev alanı belirgin ve sınırlıdır. Yürütme
kuvveti ise, oldukça geniş bir faaliyet alanına sahip ve devleti yönetme yetkisini
elinde bulunduran önemli bir güçtür. Yürütme kuvvetinin yasama ve
yargı kuvvetleriyle dengelenmesi, keyfiliğe kaçmasının önlenmesi, kuvvetler
ayrılığı ilkesinin önemli bir nedenidir. Bu dengeleme görevi yürütme organının
karar vermesinde önemli bir role sahiptir. Devlet sistemi öyle kurgulanmıştır
ki, yürütme kuvveti karar verirken yasama ve yargı kuvvetlerini dikkate
almak zorundadır.
Parlamenter sistemlerde yürütme kuvveti tek parçalı bir yapı olarak düzenlenmemiştir.
Cumhurbaşkanı/bakanlar kurulu ve kamu yönetimi olmak
üzere iki kanada ayrılmıştır. Bakanlar kurulunun karar vermesinde yürütme
kuvveti içerisindeki ilişkiler de oldukça etkili olmaktadır. Bu bağlamda, bakanlar
kurulunda karar verme sorunu, yasama ve yargı kuvvetleriyle ilişkiler
boyutundan ve yürütme kuvveti içerisindeki ilişkiler boyutundan ele alınmaktadır.
Karar verme sorunsalı, sadece hukuksal/yönetsel metinler çerçevesinden
değil, siyasal özneler arası ilişkiler boyutundan analiz edilmektedir.

Eserin başlangıcında 2017 Türk Tipi Başkanlık Modeli değişiklik paketi çok yönlü olarak irdelenmiştir. Ayrıca başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistem karşılaştırılmaktadır. Dünyada 13 ülkedeki başkanlık sistemi uygulaması... more

Eserin başlangıcında 2017 Türk Tipi Başkanlık Modeli değişiklik paketi çok yönlü olarak irdelenmiştir. Ayrıca başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistem karşılaştırılmaktadır. Dünyada 13 ülkedeki başkanlık sistemi uygulaması incelenmiştir. Her ülke ile ilgili bölümün sonunda o ülkeye ait bir insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü testi yer almaktadır.

ABSTRACT The existence of well-designed check and balance mechanisms in the powers system is a main condition for an effective, democratic and stable administration. In the presidential system, which is based on the strict separation of... more

ABSTRACT The existence of well-designed check and balance mechanisms in the powers system is a main condition for an effective, democratic and stable administration. In the presidential system, which is based on the strict separation of powers, each power gains the ability to act more independently, faster and more effectively; mutual checks and balances mechanisms ensure the system is sustained in a more democratic structure. Supreme Audit Institutions (SAIs), which are the pillars of support for the oversight of legislature on the executive play effective roles as a complementary balance and control mechanism in a close relationship with the parliament. An effective SAI ensures both the efficient and effective functioning of the public management in line with the requirements of the rule of law and strengthens the democratic oversight of the legislature, on whose behalf it performs audits, on the executive.
The success of the presidential system in Turkey, which was mainly designed with inspirations from the presidential systems around the world, although it has unique characteristics, will be possible with the effective functioning of the checks and balances among the powers. Therefore, in the new system, the Turkish Court of Accounts has important duties both in increasing the audit and oversight capacity of the Turkish Grand National Assembly and in properly managing the restructuring process needed in public management.
Keywords: Checks and Balances, Presidential System, Supreme Audit Institutions (SAIs), Turkish Court of Accounts
Öz Erkler sisteminde iyi tasarlanmış denge ve denetim mekanizmalarının varlığı, etkin işleyen, demokratik ve istikrarlı bir yönetimin temel koşuludur. Erklerin katı ayrılığına dayanan başkanlık sisteminde her erk daha bağımsız, hızlı ve etkin hareket etme kabiliyetine kavuşmakta; karşılıklı denge ve denetim mekanizmaları ise sistemin daha demokratik bir yapıda sürdürülmesini güvence altına almaktadır. Yasamanın yürütme üzerindeki denetiminde en büyük destekçisi olan Sayıştaylar, tamamlayıcı denge ve denetim mekanizması olarak bu sistemde parlamento ile yakın bir ilişki içinde etkili işlevler üstlenmektedir. Etkin bir Sayıştay, kamu yönetiminin hukuk devletinin gerekleri doğrultusunda, verimli ve etkin şekilde işlemesini sağlarken, aynı zamanda adına denetim yaptığı yasamanın yürütme üzerindeki demokratik gözetimini güçlendirmektedir. Kendine özgü nitelikleri olmakla birlikte büyük ölçüde dünyadaki başkanlık sistemlerinden esinlenilerek tasarlanan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye'de başarıya ulaşması da erkler arasındaki denge ve denetimin etkili şekilde işlemesi ile mümkün olabilecektir. Bu nedenle yeni sistemde gerek TBMM'nin denetim ve gözetim kapasitesinin artırılmasında, gerekse kamu yönetiminde ihtiyaç duyulan yeniden yapılanma sürecinin sağlıklı yönetilmesinde Sayıştaya önemli görevler düşmektedir.

Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ne tür bir yasal düzenlemedir, herhangi bir düzenleme biçiminin içine dahil edilebilir mi, yoksa tek başına ayrı bir tür müdür, daha da önemlisi bu kararnamelerle getirilen kuralların niteliği nedir?... more

Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ne tür bir yasal düzenlemedir, herhangi bir düzenleme biçiminin içine dahil edilebilir mi, yoksa tek başına ayrı bir tür müdür, daha da önemlisi bu kararnamelerle getirilen kuralların niteliği nedir? Cumhurbaşkanı, hangi konularda kararname çıkarma suretiyle düzenlemeler getirebilir, belli bir sınırı ve kapsamı var mıdır, yoksa istediği her alanda bu yolla düzenleme yapabilir mi? Cumhurbaşkanının çıkardığı kararnamelerin yürürlüğe girmesi için başka bir organ veya makam tarafından denetlenmek veya onaylanmak üzere herhangi bir aşama öngörülmüş müdür, yoksa cumhurbaşkanının çıkarması ve yayınlaması bu düzenlemelerin yürürlüğe girerek hüküm doğurması için yeterli midir? Cumhurbaşkanı kararnameleri ile getirilen kurallara mutlak surette uyulmalı mıdır, haklarının zarar gördüğü iddiasında olanlar veya ilgililer tarafından yargı yoluna başvurulabilir mi? Son olarak, kararname hükümlerine uyması gereken kişilerin bu yükümlülüğü yerine getirmemesinin herhangi bir yaptırımı var mıdır?
Görüldüğü gibi, her ne kadar Anayasa değişikliğiyle bu yeni düzenleme türü resmen getirilmiş olsa da, esasen bu husus açıklığa kavuşturulmuş değildir; aksine bununla beraber birçok soru işareti, belirsizlik içeren noktalar ve tartışma konuları da getirilmiştir. İşte bu makalede Anayasa hukuku esaslarından yola çıkarak cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin niteliği, kapsam ve sınırları ve bunlara karşı başvurulabilecek hukuki yolların var olup olmadığına ilişkin açıklamalarda bulunmaya çalışacağım. Ayrıca bizim açımızdan önemli olan bu kararnamelerle ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku açısından düzenleme yapılıp yapılamayacağı konusunu ele alacağım. Bundan sonra kararname hükümlerine uyulmaması halinde bunun ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku açısından herhangi bir yaptırıma tabi olup olamayacağını yanıtlamaya çalışacağım.

Türkiye'de; başkanlık sistemi, yarı başkanlık sistemi ve parlamenter sistemlerden hangisinin ülkeye istikrar ve başarı getireceği konusunun irdelenmesi gereklidir. Bu çerçevede gerekli incelemelerin yapılarak, en uygun olan modelin... more

Türkiye'de; başkanlık sistemi, yarı başkanlık sistemi
ve parlamenter sistemlerden hangisinin
ülkeye istikrar ve başarı getireceği konusunun
irdelenmesi gereklidir. Bu çerçevede gerekli incelemelerin yapılarak, en uygun olan modelin seçilmesine zemin hazırlanması bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır.

Tereddütsüz şu sıralar herkesin gündemini meşgul eden konu yaklaşan referandum ve başkanlık sistemidir. Hâl böyle olunca bizimde halet-i ruhiyemizi derin meşguliyetlere sokan bu konu ile ilgili biraz mülâhaza edip konuyu iyice irdeleyip... more

Tereddütsüz şu sıralar herkesin gündemini meşgul eden konu yaklaşan referandum ve başkanlık sistemidir. Hâl böyle olunca bizimde halet-i ruhiyemizi derin meşguliyetlere sokan bu konu ile ilgili biraz mülâhaza edip konuyu iyice irdeleyip sıhhatli sonuçlara varalım istedik. İşbu makale sizler içinde bizler içinde bir yol haritası kılavuzu olması temennisiyle yazıldı. Umulur ki faydalı ola. Yazının içeriğinden üstünkörü bahsedecek olursak genel anlamda başkanlık sistemini kapsamakla beraber özelinde akla en çok takılan bir kısım suallerin cevaplarını muhteva eden , bilimsel çıkarımlar ve de objektif yaklaşımlar ile kafanızdaki soru işaretlerini kaldırmasını temenni ettiğimiz bir yazı çalışmasıdır. İşbu denemede başkanlık sistemi nedir ?, Türk tipi başkanlık veyahut Cumhurbaşkanlığı sistemi nedir ?, sistem gerçekten de Türkiye'ye mi mahsustur ?, sistemin getirileri nedir ? , sistemin götürdükleri nelerdir ? , bilir kişilerin sistem hakkındaki düşünceleri nelerdir? vs. soruların yanıtlarını bulabilmeniz dileğiyle Bismillah.

Genel İrade’yi hakim kılmak için anayasa üzerinde oy çokluğu ile değil, oy birliği ile anlaşılması gerekmektedir. Oy birliği için öncelikle Türkiye’deki en az 50 bin kişilik, etnik, dini, siyasi grupların veya meslek örgütlerinin... more

Genel İrade’yi hakim kılmak için anayasa üzerinde oy çokluğu ile değil, oy birliği ile anlaşılması gerekmektedir. Oy birliği için öncelikle Türkiye’deki en az 50 bin kişilik, etnik, dini, siyasi grupların veya meslek örgütlerinin anayasada istedikleri veya istemedikleri maddeleri yazacakları metinlerin ortaya çıkması beklenebilir. Bu metinlerin birbiri ile çelişen maddeleri atılıp, birbiri ile örtüşen maddeleri anayasa maddesi olarak yazılırsa küçük, kısa ama her grubun üzerinde anlaştığı bir anaya metni ortaya çıkmış olur. Gruplar oybirliği ile kabul ettikleri bu anayasayı her şeyin üzerinde tutacaklardır. Ancak bir grubun yazdığı anayasa oy çokluğuna güvenerek dayatıldığı zaman anayasanın kabulünün ertesi günü yeni anayasa tartışmaları başlayacaktır.

Özet: Siyasal parti çeşitliliği ve parti parçalanması tüm dünya üze-rinde hızla artmaktadır. Bunun sonucunda siyasal partilerin tek başına parlamento çoğunluğunu sağlaması giderek zorlaşmaktadır. Özellikle tek yapılı yürütme esasına... more

Özet: Siyasal parti çeşitliliği ve parti parçalanması tüm dünya üze-rinde hızla artmaktadır. Bunun sonucunda siyasal partilerin tek başına parlamento çoğunluğunu sağlaması giderek zorlaşmaktadır. Özellikle tek yapılı yürütme esasına dayalı hükümet sistemlerinde, halk tarafından seçilen devlet başkanının parlamentodan destek görmesi için parlamen-todaki diğer siyasal partilerden de destek alması gerekmektedir. Başkan-lar bu desteği elde edebilmek için, seçim öncesi seçim ittifaklarına seçim sonrası ise kabine koalisyonlarına başvurmaktadır. Başarılı bir yürütme koalisyonu kurulabilmesi için, ılımlı birçok partililiğin olduğu ya da ana akım partilerin iki blok halinde gruplaştığı bir siyasal ortam gereklidir. Ayrıca söz konusu partiler ya disiplinli partiler olmalı ya da parlamento içi organizasyonları sayesinde başkan koalisyonundaki partilerin parlamen-todaki desteğinden emin olabilmelidir. Bu sistemlerdeki koalisyonların parlamenter sistemlerdeki koalisyonlar gibi etkin olabilmesi, başkanın bakanlıkları koalisyon ortakları arasında parlamentodaki üye sayılarına göre orantılı bir şekilde dağıtmasına bağlıdır. Özellikle Latin Amerika ülkelerinde bu tür koalisyon yapıları ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Latin Amerika ülkeleri özelinde kuvvetler ayrılığına dayanan hükümet sistemlerindeki seçim ittifakları ve koalisyon yapılarını incelemektir.

Başkanlık Sistemi ABD -... more

Başkanlık Sistemi
ABD - Brezilya
Ekonomik Demokratik İnsani gelişmişlik Analizi
Taner DURMAZ

Özet: Bu çalışmada Cumhurbaşkanı ile parlamento seçimlerinin zamanlamasının siyasal istikrar üzerindeki etkisi incelenecektir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği sistemlerde bu iki seçim arasındaki ilişki büyük öneme sahiptir. Bu... more

Özet: Bu çalışmada Cumhurbaşkanı ile parlamento seçimlerinin zamanlamasının siyasal istikrar üzerindeki etkisi incelenecektir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği sistemlerde bu iki seçim arasındaki ilişki büyük öneme sahiptir. Bu bağlamda hem devlet başkanlığı hem de parlamento seçimlerinin yapıldığı tüm hükümet sistemlerinde, bu iki seçimin zamanlamasının birbirine karşı konumunu ifade etmek için kullanılan kavrama seçim döngüsü (electoral cycle) adı verilmektedir. Seçim döngüsü, siyasal sistem, özellikle siyasal istikrar üzerinde etki yaratan bir anayasal mühendislik aracı-dır; özellikle bu iki seçimin birbirine göre zamanlaması eş veya yakın zamanlı olarak dizayn edilerek siyasal istikrar sağlanmaya çalışılır. Ancak bu durum kuvvetler ayrılığı açısından birtakım sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu doğrultuda çalışmanın temel sorunsalı, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği hükümet sistemlerinde seçim döngüsünün bir siyasi istikrar aracı olarak kullanılmasının kuvvetler ayrılığı karşısındaki durumudur

Bu raporda iktidarın sınırlandırılması arayışlarındaki merkez kavramlardan biri olan “denge ve denetleme” mekanizmalarının hükümet sisteminin karakterinin şekillenmesindeki belirleyici rolü tartışılmaktadır. Bugün hükümet sistemlerinde... more

Bu raporda iktidarın sınırlandırılması arayışlarındaki merkez kavramlardan biri olan “denge ve denetleme” mekanizmalarının hükümet sisteminin karakterinin şekillenmesindeki belirleyici rolü tartışılmaktadır. Bugün hükümet sistemlerinde ana unsurlardan olan denge ve denetleme mekanizmaları ile amaçlanan yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarının tek bir elde toplanmasını veya birbirlerinin etki alanına girmesini engellemektir.

Son yıllarda sıklıkla gündemde kendisine yer bulan başkanlık sistemine ilişkin tartışmalar sıcaklığını korumaya devam etmektedir. 2007 yılında yapılan halk oylaması ile cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin sağlanması,... more

Son yıllarda sıklıkla gündemde kendisine yer bulan başkanlık sistemine ilişkin tartışmalar sıcaklığını korumaya devam etmektedir. 2007 yılında yapılan halk oylaması ile cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin sağlanması, Türkiye' deki hükümet sisteminin parlamenter sistemden uzaklaşıp yarı başkanlık sistemine doğru kaydığı yönünde bir fikrin ortaya atılmasına yol açmıştır. Başkanlık sisteminin demokrasi geleneğinde yeri olduğu yönünde bir algı oluşturulmaya çalışılırken parlamenter sisteminin yüz yıldan daha fazla bir zamandan beri Türkiye' de uygulanageldiği göz ardı edilmektedir. Başkanlık sistemine ilişkin yapılan tartışmalarda siyasî ve iktisadî istikrar vurgusu ön plâna çıkmakta, fakat başkanlık sisteminin uygulandığı ülkelerde sistemin başarı durumuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamaktadır. Türkiye' de başkanlık sisteminin uygulanması hâlinde sistemin sebep olabileceği krizler yeterince tartışılmamakta ve başkanlık sisteminin ülkemizin tarihî, sosyal, siyasî ve iktisadî gerçekleriyle uyuşup uyuşamayacağına ilişkin oluşan soru işaretleri giderilememektedir. Bu çalışmada, Türkiye' de hangi hükümet sisteminin bulunduğu, yarı başkanlık ve başkanlık sistemlerinin uygulanıp uygulanamayacağı gibi akıllarda oluşan soru işaretlerine, hükümet sistemlerinin karşılaştırılması ve birbirlerine göre avantaj ve dezavantajlarının ortaya konulması ile cevap aranacaktır.

Presidential, semi-presidential and parliamentary government systems emerge as democratic government models. In this study, the presidential go-vernment model will be examined. The presidential system was born in the United States of... more

Presidential, semi-presidential and parliamentary government systems emerge as democratic government models. In this study, the presidential go-vernment model will be examined. The presidential system was born in the United States of America (USA) and created a precedent for many states that want to implement a similar model. The examination of the presidential system through the US case is a correct approach to identify the original structure of the system. In addition, a brief review of tried-and-tested versions in various count-ries of the world will provide a general assessment of the positive and negative aspects of the presidential system. Thus, the advantages and risks of the presi-dential system can be reflected from a more objective point of view. Key Words: Presidential Governmental Systems, Separation of Powers, Risks of Presidentialism, Advantages of Presidentialism.

ÖZET - Hükümet sistemleri bir ülkenin hükümet veya idari organizasyon modelini temsil etmekte ve politik gücün yoğunlaştığı merkezi işaret etmektedir. Bu bağlamda, devletler uygun bir hükümet sistemini belirleyerek siyasal sistemin etkin... more

ÖZET
-
Hükümet sistemleri bir ülkenin hükümet veya idari organizasyon modelini temsil etmekte ve politik gücün yoğunlaştığı merkezi işaret etmektedir. Bu bağlamda, devletler uygun bir hükümet sistemini belirleyerek siyasal sistemin etkin işleyişini sağlamaya çalışmaktadırlar. Genel olarak, demokratik olarak kabul edilen ve klasik desene uyan güçlerin ayrılmasından farklı olan üç ana hükümet sisteminin olduğu kabul edilmektedir. Bunlar parlamenter sistem, yarı başkanlık sistemi ve başkanlık sistemleridir. Hükümet sistemlerinin anayasaya göre kabul edilmesi ve uygulanmasında ülkeler arasında önemli farklılıklar vardır. Bazı ülkeler modelledikleri hükümet sistemlerinin gerekliliklerine tam olarak uyan bir yapılanmayı tercih ederken, bazıları ise anayasal olarak tercih edilen hükümet sistemi şablonunu önemli ölçüde zorlamaktadır. Bu nedenle, tüm ülkeler için tek tip bir uygulama yoktur. Türkiye'nin yeni hükümet sistemine de bu açıdan yaklaşmak gerekmektedir. Ek olarak, devlet sistemleri hakkında fikir edinmek ve kurumların nasıl işlediğini görmek için yılların geçmesini beklemek gerekebilir. Ancak belirli bir süreden sonra, uygulanan sistemin işletilebilirliği hakkında elde edilebilecek kesin sonuçlar elde edilebilir. Bu bakımdan, yeni hükümet sistemini yargılamanın henüz erken olduğu unutulmamalıdır. Bu çalışmada yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminin ortaya çıkış süreci, Cumhurbaşkanlığının idari teşkilat yapısı ve Cumhurbaşkanlığı sisteminin temel özellikleri üzerinde durulacaktır.

This article is an attempt to contribute to current debate on the historical relations, linkages and changing potentials between the recent rise of right-wing populism, autocratic regimes and fascism(s) using the case of Turkey. The scope... more

This article is an attempt to contribute to current debate on the historical relations, linkages and changing potentials between the recent rise of right-wing populism, autocratic regimes and fascism(s) using the case of Turkey. The scope of this article is limited to events and discussions until the legalization of Erdogan’s one-man regime.

Abstract The quest for a long-standing government system in Turkish political life has become more tangible with the Constitutional Amendment Proposal of December 10, 2016. The proposal has been offered with the so-called "Turkish... more

Abstract The quest for a long-standing government system in Turkish political life has become more tangible with the Constitutional Amendment Proposal of December 10, 2016. The proposal has been offered with the so-called "Turkish Presidential System", which has many similarities with presidential systems and accepted with the referendum of April 16, 2017. The arrangements in the model are being discussed intensively in the public. One of the most prominent issues in these discussions is the provision of Article 104 of the Constitution, which is included in the authority and duties of the President of the Republic "The President can issue a presidential decree in matters related to executive power". The aim of this study is to examine this provision, which is debated with the arguments such as ruling the state with decrees and neutralizing the parliament, in comparison to U.S.A practices. In this context, it is explained how the presidential orders, which are referred to as "executive order" in the US, are systematized within the framework of legislative-executive relations, and later the similar and different aspects of the applied model for Turkey are asserted.
Öz Türk siyasal hayatında öteden beri var olan hükümet sistemi arayışı, 10 Aralık 2016 tarihli Anayasa Değişikliği Teklifi ile daha somut bir nitelik kazanmıştır. Söz konusu teklifle " Cumhurbaşkanlığı Sistemi " adıyla birçok yönden başkanlık sistemine benzeyen bir model önerilmiş ve 16 Nisan 2017 tarihli halkoylamasıyla kabul edilmiştir. Modelde yer alan düzenlemeler kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılmıştır. Bu tartışmalarda öne çıkan konulardan biri Anayasanın 104. maddesine eklenen ve Cumhurbaşkanının yetkileri ve görevleri kısmında yer alan " Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine yönelik konularda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir " hükmüdür. Bu çalışmanın amacı, ülkeyi kararnamelerle yönetmek, meclisi etkisiz kılmak vb. argümanlarla tartışılan bu hükmü ABD'deki uygulamayla karşılaştırmalı bir biçimde incelemektir. Bu bağlamda ABD'de " executive order " adıyla anılan başkanlık kararnamelerinin yasama-yürütme ilişkileri çerçevesinde nasıl sistematize edildiği açıklanmış ve sonrasında Türkiye için uygulanacak modelin ABD'deki ile benzer ve farklı yönleri ortaya konmuştur.

Konda ile birlikte siyasi algılar üzerine bir çalışma yaptık. Bununla ilgili "İktidara Taraf Olmak: Mitler, Komplolar ve Spekülasyonlar Gölgesinde Çizilen Sınırlar" başlıklı bir rapor hazırladım. Darbe girişimi, OHAL ve referandum... more

Konda ile birlikte siyasi algılar üzerine bir çalışma yaptık. Bununla ilgili "İktidara Taraf Olmak: Mitler, Komplolar ve Spekülasyonlar Gölgesinde Çizilen Sınırlar" başlıklı bir rapor hazırladım. Darbe girişimi, OHAL ve referandum süreçlerinin toplumsal alandaki yansımalarını görmek mümkün burada. Rapor geçtiğimiz Ekim-Aralık (2016) aylarında yapılan görüşmelere ve referandum sürecinde (2017) sahadaki diğer gözlemlerime dayanıyor. Farklı yaş, cinsiyet, sınıf ve seçmen gruplarını kapsayan görüşmeler arasında, özellikle "iktidar"a taraf olan/olmuş kesimler üzerine odaklandım.

Hükümet sistemi tartışmaları, Türk siyasal gündeminin uzun dönemdir vazgeçilmez konularındandır. Akademik çevreler, siyasiler, bürokrasi ve toplumun yanında, demokratik yaşamın tabii unsurları olan siyasi partiler de bu tartışmaların... more

Hükümet sistemi tartışmaları, Türk siyasal gündeminin uzun dönemdir vazgeçilmez konularındandır. Akademik çevreler, siyasiler, bürokrasi ve toplumun yanında, demokratik yaşamın tabii unsurları olan siyasi partiler de bu tartışmaların öznesini oluşturmaktadır. Hükümet sistemi tartışmalarının günümüzdeki içeriğini belirleyen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş, Türkiye’deki siyasi partilerin propagandalarında önemli yer tutmaktadır. Bu açıdan düşünüldüğünde, siyasi partilerin Türkiye’de parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş süreci ve sonrasındaki tepkileri/görüşleri/yaklaşımları, hem yeni hükümet sisteminin değerlendirilmesi hem de uygulanabilirliği konularında oldukça önemli belirtiler içermektedir. Bu düşünceden hareketle çalışmada, hükümet sistemi değişikliğine geliştirdikleri eleştiriler bağlamında Türkiye’deki muhalefet partilerine odaklanılmıştır. Fakat çalışmanın sınırlandırılması sebebiyle, Türk siyasal yaşamının tüm aktif muhalefet partileri kapsama dâhil edilmemiş, parlamentoda temsilcisi bulunan partilerin yaklaşımları incelenmiştir. Bu minvalde, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti, Saadet Partisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Demokrat Parti, Büyük Birlik Partisi (BBP) yaklaşımları incelenen partiler olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda partilerin 2018’de yürürlüğe giren partili cumhurbaşkanlığı sistemi olarak da adlandırılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik eleştirileri de çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Çalışmadaki temel amaç, muhalefet partilerinin sistem eleştirilerinin yada sistemi destekleyen söylemlerinin odak noktalarının karşılaştırmalı analizle ortaya konulmasıdır. Bu amaçla çalışma, seçilen muhalefet partilerinin söylemlerini, Türkiye’de hükümet sistemi tartışmalarının siyasal gündem haline geldiği 2010 yılından itibaren incelemektedir. Çalışmanın sonucunda ifade edilebilir ki; CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, HDP, TİP ve Demokrat Parti yürürlüğe giren hükümet sistemini belirli açılardan eleştirirken, MHP ve BBP yeni sistemi belirgin şekilde desteklemiştir. Partilerin eleştirileri, çoğunlukla taraflı cumhurbaşkanı, kuvvetler ayrılığının ihlali ve yeni sistemin Türkiye’ye uyum sorunu üzerinde yoğunlaşırken, karar alma süreçlerindeki tıkanıklıkların giderilmesi ve istikrarlı yönetim, yeni sistemi destekleyen partilerin temel gerekçelerini oluşturmuştur. Muhalefet partilerinin eleştirilerinin temel söylemler üzerinde benzerlik taşıdığı da ayrıca belirtilmelidir.

Çalışmada yarı başkanlık sistemi genel hatlarıyla işlenmiş, sistemin parlamenter sistem ile başkanlık sistemi arasında sürüklendiği, bu sürüklenmeyi belirleyen temel faktörün ise başkan ve parlamento çoğunluğu arasındaki ilişkiler olduğu... more

Çalışmada yarı başkanlık sistemi genel hatlarıyla işlenmiş, sistemin parlamenter sistem ile başkanlık sistemi arasında sürüklendiği, bu sürüklenmeyi belirleyen temel faktörün ise başkan ve parlamento çoğunluğu arasındaki ilişkiler olduğu belirtilmiştir. Bu faktör nedeniyle tek tip yarı başkanlık sisteminden söz etmek mümkün değildir. Çalışmada farklı ülkelerde, sistemin farklı işlediği hatta aynı ülkede bile başkan ve parlamento çoğunluğu arasındaki ilişkilerin değişmesi halinde farklılıklar doğacağı vurgulanmıştır. Bu vurguyu ispatlamak amacıyla örnek ülke olarak seçilen Rusya Federasyonu’nda başkan olan Yeltsin ve Putin dönemlerindeki uygulama farklılıkları incelenmiştir.

ÖZET Başbakanın tayinine ilişkin olarak anayasal ya da yasal düzenleme nasıl olursa olsun, sağlıklı işleyen bir parlamenter hükümet sisteminde Başbakanın kim olacağına ilişkin kararı verecek olan, genel seçimleri kazanan siyasi parti ya... more

ÖZET Başbakanın tayinine ilişkin olarak anayasal ya da yasal düzenleme nasıl olursa olsun, sağlıklı işleyen bir parlamenter hükümet sisteminde Başbakanın kim olacağına ilişkin kararı verecek olan, genel seçimleri kazanan siyasi parti ya da koalisyon hükümeti ortağı siyasi partiler olacaktır. Hal böyle olmakla birlikte, Başbakan adayının, bir başka deyişle parlamentoda çoğunluğun desteğini sağlama ihtimali olan parti genel başkanının birden fazla olması durumunda problemle karşılaşılmaktadır. Anayasanın Başbakanı seçme yetkisini devlet başkanına verdiği durumlarda, devlet başkanının tarafsızlığına gölge düşürmeden, hükümeti kurma yetkisini hangi alternatife vereceği hususu son derece önemlidir. Anahtar Kelimeler: başbakan, parlamenter sistem, hükümet sistemleri, başbakanın atanması, yürütme, ABSTRACT (Consuming Offi ce of the Prime Minister in Different Applications of Parliamentary Government Systems and in Turkey) Regardless of the legal or constitutional arrangement relating to the assignment of the Prime Minister, in an operational parliamentary government system, it is the political party or those composing a coalition government who won the election to determine the prime minister. Nonetheless, some problems arise when there is more than one candidate for Prime Ministry, that is, more than one political party leaders who have the possibility to build up the following of the majority of the parliament. When a constitution entitles the head of the state with electing the Prime Minister, it is quite impotant which of the alternatives the head of the state will authorize for erecting a new government, without shading his/her impartiality.

2007 Nisan ve Mayıs aylarında yaşanan Cumhurbaşkanı seçememe krizi sonrası, Anayasada 5678 sayılı yasa ile Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesine ilişkin değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikte Cumhurbaşkanının yetkilerinin... more

2007 Nisan ve Mayıs aylarında yaşanan Cumhurbaşkanı seçememe krizi sonrası, Anayasada 5678 sayılı yasa ile Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesine ilişkin değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikte Cumhurbaşkanının yetkilerinin sembolik seviyeye çekilmemesi bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı değişiklikle Cumhurbaşkanının yetkilerinin sınırlandırılması yerinde olacaktı. Böylece doğrudan halk tarafından seçilip demokratik meşruiyetini arttırmasına karşın Anayasal ve yasal düzlemde yetkileri sembolik konumda olacak bir Cumhurbaşkanı, parlamenter hükümet sistemi uygulamasına uygun bir konuma çekilecektir. Böylece yarı-başkanlık hükümeti sisteminde görülen Cumhurbaşkanı-hükümet uyumsuzluğu ve çekişmesinin önüne geçilebilecektir. Ancak, bu yönde bir çalışma ya da en azından bir teklifin ileri sürülmemesi büyük bir talihsizlik olarak ifade edilebilir. Günümüzde görülmese bile, gelecekte 12. Cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçildiği zaman, Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında çıkacak anlaşmazlıklar dolayısıyla sistemde tıkanmaların görülmesi kaçınılmazdır.

Bu yazıda, seçimlerden sonra anayasa yapım siyasetinde önemli bir yer tutacağı anlaşılan başkanlık sistemini, bugünkü siyasal kurumsal yapıyla farkları, siyasal koşullarda değişikliği isteyen aktörlerin hangi durumlarda bunu... more

Bu yazıda, seçimlerden sonra anayasa yapım siyasetinde önemli bir yer tutacağı anlaşılan başkanlık sistemini, bugünkü siyasal kurumsal yapıyla farkları, siyasal koşullarda değişikliği isteyen aktörlerin hangi durumlarda bunu gerçekleştirebilecekleri ve bu değişiklikler sırasında oluşacak siyasetin muhalefete sağlayacağı kısıtlar ve olanaklar çevresinde tartışıyorum. Yazıda, ilk olarak, 2007 anayasal krizinin nedenlerini ve ondan çıkış yolu olarak ortaya çıkan cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesi durumunu inceliyorum. Çünkü bu krizin sonrasında oluşan, cumhurbaşkanının halkoyuyla seçildiği parlamenter sistem, bugün Erdoğan'ın başkanlık sistemine doğru dönüştürme gayreti içinde olduğu durum. AKP ve Erdoğan da, bu kurumsal durumun yarattığı siyasal olanaklar ve kısıtlar çerçevesinde hareket etmek durumunda. Arkasından, Erdoğan yarı-başkanlık benzeri bir sistemde de (otoriter özellikleri kuvvetli bir rejim bağlamında olduğu sürece) gücünü iyi maksimize edebileceği için, böyle bir sistemin de, önümüze başkanlık sistemi adı altında çıkmasının da muhtemel olduğunu iddia ediyorum. Ama, güçlü başkanlık da olsa yarı-başkanlık da, kendi iradesini milli irade olarak imal etmesine müsait bir ortam oluşacağı için, otonomisini (yönetilenlerden ve diğer elitlerden bağımsız harekete etme gücünü) arttıracağını ve her iki yönetim biçiminin de, yöneten-yönetilen ayrımını (otoriterleşmeyi) derinleştireceğini vurguluyorum.