Berrin Küçükcan | Istanbul 29 Mayis University (original) (raw)
Papers by Berrin Küçükcan
Summary: The Yıldız Palace buildings, some of which are still in the use of Yıldız Technical Univ... more Summary: The Yıldız Palace buildings, some of which are still in the use of Yıldız Technical University, have been repaired and restored in different periods of time. However some of the palace buildings have not reached to the present time. In this work: history usage and spesification of the present situation of the buildings in the university territory and the buildings not existing anymore are presented.
Özet: Yıldız Sarayı'na ait binalardan bir kısmı Yıldız Teknik Üniversitesi'nin kullanımındadır. Bu binalar zaman içerisinde değişik dönemlerde çeşitli onarım ve restorasyonlar geçirmişlerdir. Binaların bir kısmı Cumhuriyet öncesi dönemlerde Şehzade ve Sultan konutları olarak kullanılırken, bir kısmı da Saray'daki görevlilere tahsis edilmiştir.
Peer-reviewed journal by Berrin Küçükcan
Öz: Okulda verilen eğitiminin önemli bir parçası ve ders program larının ayrılmaz destekleyicisi ... more Öz: Okulda verilen eğitiminin önemli bir parçası ve ders program larının ayrılmaz destekleyicisi olan kütüphaneyi oluşturan unsurlardan biri de bina ve/veya mekândır. Bilgi kaynakları artık her ne kadar elektronik ortama taşınsalar da, gerek bu kaynakların, gerekse kütüphane dermesini oluşturan diğer geleneksel kaynakların toplanması, saklanması, kullanıcının hizmetine sunulmak üzere düzenlenmesi vb. işlemleri için bir mekân gereklidir. Okulların çoğunda kütüphane için ayrılan mekânların olmaması, olanların ise sınıfların yetmemesi durumunda sınıfa dönüştürülmesi ya da gereksinimleri tam olarak karşılayamaması, araştırmacıyı bu konu üzerinde çalışmaya yöneltmiştir. Bu çalışmanın amacı, okul kütüphanelerinin mekânsal özelliklerine dikkat çekmek ve bu alanların tasarım ve üretiminde nelere dikkat edilmesi gerektiğini kütüphane ve/veya bilgi hizmetleri açısından değerlendirmektir. Bunun için önce okul kütüphanelerinde mekânın önemi ele alınmış, daha sonra bu alanların tasarımı ve oluşturulması için gereken unsurlar incelenmiş ve sonuç kısmında da bazı saptamalar ve önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Sözcükler: Okul binaları, okul kütüphaneleri, kütüphane binaları, okul kütüphaneleri tasarımı, öğretmen kütüphaneci
Absract
The space is the one of the major contents of a library which is an important part of the school education, and is an indispensable support of education programmes. Although the informative resources are in the form of electronical media, and are computerized in these days, some special spaces are required to collect, store and open to the user’s access those of electronical and computerized resources as well as the other conventional printed materials. The absence of library spaces in most of the schools or transforming those of library spaces into classrooms because of the necessity, or lack of meeting library requirements led the researcher to deal with this subject. The aims of this research are to turn attention to the characteristics of those of library spaces, and to examine the design and production principles of those of spaces from the librarian’s point of view. Therefore, in the first part the importance of the spaces in school libraries is defined; then in the second part the requirements to design and production of those of spaces is examined; and finally the findings and recommendations are determined.
Keywords: School buildings, school libraries, library buildings, library design in schools, librarian teacher
Disasters are the events which have negative effects on the life. They might be resulted from nat... more Disasters are the events which have negative effects on the life. They might be resulted from natural causes or people’s activities. İt is possible to prepare people for the disasters before their occurrence. The work which should be done before and after a disaster is examined in “Disaster Managernent System”. Libraries are used by number of the people. Therefore, they should provide safety requirements. This paper aims to take an attention to the importance of prepare the library buildings for the possible disasters and the responsibilities of the people who are involved in the life of the building during the design, construction and use stages. During the design stage of a library building topographic characteristics, structural system, materials, workmanship and several systems are considered in terms of safety. The construction of the building should be done in accordance with the design. During the use stage of the building the responsibilities of all users from staff to readers should be determined and distributed in written form. Thus, every library building should have a disaster management plan in advance. İn this paper, first the types of the disasters are briefly mentioned, then the actions before and after a disaster are examined in general, the characteristics of a disaster’ plan for a library building are identifled, and the necessary precautions to avoid the negative effects of the disaster are reconımended. Although the ali types of disasters are generaliy mentioned at the beginning of the paper, the subject is taken into consideration in terms of earthquake because of being risk in every region of Turkey. As a result, it is stated that the awareness of personal and institutional responsibilities and the application of the determined disaster plan are effective to increase the productivity of the library staffbecause of having a feeling that they work in a safe environment.
Turkish abstract
Afetler tüm canlıların yaşamını olumsuz yönde etkileyen olaylardır. Oluşum nedenleri doğadan ya da insan eylemlerinden kaynaklanabilir. Gerek doğal afetlerin oluşumuna, gerekse insan kaynaklı olanlara karşı önceden hazırlıklı olunabilir. Afet öncesi ve sonrası yapılacak tüm çalışmalar “Afet Yönetim Sistemi” adı altında toplanır. Kütüphanelerin kamunun tamamına ya da bir kısmının kullanımına açık binalarda yer alması nedeniyle, sorumluluk alanı da geniştir. Buna bağlı olarak, bu çalışmada kütüphane binalarının afetlere hazırlıklı olmalarının önemine ve binanın tasarım, üretim ve kullanım evrelerinde çeşitli kişi ve kurumların bu konulardaki sorumluluklarına dikkat çekmek amaçlanmıştır. Ayrıca, hazırlıklarn nasıl olması gerektiğine dair öneriler de ortaya konulmuştur. Tasarımında arazi/zemin, iklim, taşıyıcı sistem, altyapı sistemleri, malzeme, işçilik ve çeşitli güvenlik önlemleri öncelikli olarak değerlendirilir. Binanın üretimi de tasarıma uygun yapılmalıdır. Kullanım evresinde ise binanın yöneticisinden kütüphane çalışanlarına kadar pek çok kişinin afet öncesinde ve sonrasında sorumlulukları yazılı olarak önceden belirlenmelidir. Bu nedenle her kütüphane kendisine özel hazırlanmış bir afet planına sahip olmalıdır. Bu çalışmada önce afetlerin neler olduğundan bahsedilmiş, afet öncesi ve sonrasında yapılabilecek çalışma genel hatları ile ele alınarak kütüphaneler için oluşturulacak bir afet planının özellikleri ortaya konulmuş, binanın tasarım, üretim ve kullanım evrelerinde yapılması gerekenler saptanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın başında tüm doğal ve insan kaynaklı afetlere aynı oranda yer verilmesi düşünülmüşse de, kaynakların incelenmesi ve kişisel gözlemler sonucunda Türkiye’nin her bölgesi için sürekli gündemde olan deprem konusuna ağırlık verilmesine karar verilmiştir. Sonuçta, kişi ve kurumların sorumluluklarının farkında olmaları ve bunu uygulamaya geçirmelerinin önemi ortaya çıkmış, güvenli bir ortamda çalıştıklarım hisseden kullanıcıların çalışma veriminin artacağı belirtilmiştir.
Journal of Academic Librarianship, Dec 2007
Book Chapter by Berrin Küçükcan
Afet Yönetimi ve Kültürel Bellek Kurumları, 2023
Yangın, çıktığı andan itibaren giderek hızlanan, geometrik bir artışla binayı sarabilen ve her bi... more Yangın, çıktığı andan itibaren giderek hızlanan, geometrik bir artışla binayı sarabilen ve her binada çıkabilecek özelliklere sahip bir afettir. Kütüphane ve arşivler geçmişte olduğu gibi bugün de yangın afeti yaşayabilmektedir. Binaları, dermesi, içerisinde bulunan kütüphane çalışanları ve kullanıcıları ile çok büyük bir değer olan bu önemli kurumlar, korunması gereken birer kültürel miras olmakla birlikte aynı zamanda kamusal alanlardır. Bu nedenle, bu kurumların hizmet vereceği binalar, yangına dayanıklılık sağlayacak özelliklere sahip olacak şekilde tasarlanmalı ve üretilmelidir. Bina ve insan odaklı tasarım ve üretimin sonrasında, yani kullanım aşamasında da binanın sürekli kullanıcıları olan kütüphane çalışanlarının gerekli yangın bilincine sahip kişiler olması, yangın olasılığını en aza indirecektir. Bu çalışmada; yangın ve yangının çıkış riskleri incelenmiş, kütüphane ve arşiv binalarının kullanım aşamasında herhangi bir yangın oluşumuna engel olabilmek için tasarım ve üretim aşamalarında yapılması gerekenler ve alınması gereken aktif ve pasif koruyucu önlemler ele alınmıştır. Buna rağmen bir yangın oluşması durumunda da, zararın en aza indirilebilmesi için neler yapılması gerektiği konusunda bazı önerilerde bulunulmuştur.
Fire is a disaster that gradually accelerates from the moment it breaks out, can engulf the building with a geometric increase, and can occur in any building. Libraries and archives can be exposed to fire disasters today, as in the past. These important institutions, which are of great value with their buildings, collections, library staff and users, are not only cultural heritage that must be protected, but also public spaces. For this reason, the buildings in which these institutions will operate, must be designed and manufactured to have fire-resistant features. After the building- and people-oriented design and production, that means, during the usage phase, the library employees, who are the permanent users of the building, have the necessary fire awareness, will minimize the possibility of fire. In this study; Fire and fire outbreak risks were examined, and were discussed what needs to be done in the design and production stages in order to prevent any fire during the use of the library and archive buildings and the active and passive protective measures that should be taken. And also, in the event of a fire, some suggestions have been made about what should be done to minimize the damage.
Özel gereksinimli bireylerin bilgiye erişimi: Disiplinlerarası çalışmalar ve güncel yaklaşımlar / Editörler: Pervin Bezirci, Leyla Kanık, Erdinç Alaca, Gülcan Palo, Demet Soylu., 2022
Öz: Örgüt içerisinde yasal bir engel olmadığı halde kadınların üst düzey yöneticilik kadroların... more Öz:
Örgüt içerisinde yasal bir engel olmadığı halde kadınların üst düzey yöneticilik kadrolarına gelmelerinin önünde konulan görünmez engeller, literatürde “cam tavan sendromu” olarak adlandırılmıştır. İş yaşamının her kademesinde rastlanabilen ve kadınları dezavantajlı konuma taşıyan cinsiyet ayrımcılığının bu çalışmanın konusu olarak seçilmesinin temel nedeni, kütüphane, bilgi merkezi vb. adlar altında hizmet veren kurumlarda çalışan kadın personel için de geçerli olduğunun düşünülmesidir. Bu varsayımın çıkış noktası geçmişten bugüne kadar üniversitelerde lisans düzeyinde eğitim veren Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümlerini tercih eden öğrencilerin ağırlıklı olarak kız öğrenciler olması, sonrasında meslek yaşamında yine bu ağırlığın devam etmesi, ancak yöneticilik kademelerinde durumun tersine döndüğünün gözlemlenmesi olmuştur.
Buna rağmen bu önemli konunun bugüne kadar kütüphanecilik literatüründe araştırılmamış olması da ilginçtir. Çalışmanın amacı, cam tavan sendromunun kadın bilgi profesyonellerinin yöneticilik kademelerine yükselmelerine etkisinin olup olmadığını araştırmaktır. Bu çalışmada bu alanda eğitim gören ve alanda çalışan bilgi profesyonelleri ile ilgili veriler istatistiksel tablolar haline getirilmiş ve kadın çalışan ağırlıklı bir meslekte yönetici kademelerine erkeklerin getiriliş nedenleri ele alınarak bu sonuçlara bağlı bir değerlendirme yapılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi sonucunda başlangıçtaki cam tavan sendromunun kadın bilgi profesyonellerinin mesleki kariyerlerinde bir engel oluşturduğu varsayımı da doğrulanmıştır.
Abstract:
Although there is no legal obstacle within the organization, the invisible barriers that prevent women from coming to senior management positions are called glass ceiling syndrom in the literature. The main reason for choosing gender discrimination as the subject of this study is that this issue can be encountered at all levels of business life as well as for women working in libraries, information center, etc. and it puts them at a disadvantage. The starting point of this assumption has been that the students who preferred the Information and Records Management Departments, which provide undergraduate education in universities from the past to the present, were predominantly female students, then this weight continued in their professional life, but the situation was reversed in the management levels. Despite this, it is interesting to see that this important subject has not been explored in the librarianship literature until now. The aim of the study is to investigate whether the glass ceiling syndrome has an effect on the promotion of female information professionals to managerial positions. In this study, the data about the information professionals studying and working in this field were turned into statistical tables and an evaluation was made based on these results by considering the reasons for bringing men to the managerial positions in a female-dominated profession. As a result of the evaluation of the data, the assumption that the initial glass ceiling syndrome was an obstacle in the professional careers of female information professionals was also confirmed.
Bilgi Merkezlerinde Yönetim. (Yay. Haz. E. Yılmaz ve L. Kanık) İstanbul: Hiperyayın, ISBN: 978-625-7443-96-8, 2021
Şüphesiz her binanın bir yapılış amacı vardır. Kütüphane binası da insanlığın bilgi gereksinimini... more Şüphesiz her binanın bir yapılış amacı vardır. Kütüphane binası da insanlığın bilgi gereksinimini karşılayacak kaynaklara ve kültürel gelişime katkı sağlayacak etkinliklere mekân oluşturmak için tasarlanır ve üretilir. Aynı zamanda kütüphane binası, aynı anda çok sayıda kişinin bir arada bulunduğu bir kamusal alandır. Hangi sebeple olursa olsun binada bulunan herkes, binanın kullanıcısı olarak kabul edilir. Kullanıcılar binada bulundukları süreler açısından değerlendirildiğinde ise, sürekli ve geçici kullanıcılar olarak iki grupta incelenebilir. Kütüphane binası, işte bu kullanıcıların gereksinimlerini karşılamak üzere tasarlanır, üretilir ve kullanılır.
Bina kullanıcılarını, kullanıcılar da binayı etkiler. Kütüphane binasının tasarımı sırasında kullanıcı gereksinimlerinin doğru belirlenmemesinin üretim aşamasına da yansıması, binanın kullanımı sürecinde kullanıcılar üzerinde memnuniyetsizlik yaratır. Konuya ilişkin yapılan bazı bilimsel araştırmalarda binanın mekânsal özellikleri ile kullanım sıklığı arasında yakın bir ilişki olduğu saptanmıştır. Binadan kaynaklanan sorunlar nedeniyle gereksinimleri karşılanamayan kullanıcılarda sağlık sorunları görülebilmekte, buna bağlı olarak kütüphanede kalma süreleri kısalmaktadır. Bu durum binanın kullanım verimliliğini düşürmektedir. Özellikle de binada bulunma zorunluluğu olan kütüphane çalışanları için sağlık sorunlarının görülme oranı daha fazla olmaktadır. Sonuç
olarak kullanıcı konforunun sağlanamaması, memnuniyetsizlik nedenidir (Küçükcan, 2007; Hazal ve Emsen, 2020). Bu nedenle bilgiyi yöneten kütüphaneciler ve dermenin kullanıcıları için daha iyi bir kütüphane binası nasıl tasarlanabilir düşüncesi, bu çalışmanın çıkış noktası olmuştur.
Mimari tasarım çok önemlidir. Tasarım evresindeki eksiklik ve hataların daha sonra giderilmesinin çok zor ve maliyetli oluşu nedeni ile bu çalışma daha çok bu evreye odaklanmıştır. Çalışmanın amacı hem bilgi ve belge bilimciler, hem de kütüphane binası tasarımı ile ilgilenen mimarlar üzerinde kütüphane binasının tasarım özellikleri ile ilgili bir farkındalık oluşturmak ve kullanıcı beklentilerinin neler olabileceğinin daha iyi anlaşılmasının sağlanmasına dikkatlerini çekmektir. Bunun için de farklı formatlardaki bilgi taşıyıcılarını toplayan, düzenleyen ve gereksinim duyan kullanıcılara ulaştıran, yani bilgiyi yöneten kütüphanelerin konuşlandığı mekânların nasıl olması gerektiği üzerinde durulmuş ve sonuç kısmında bugün olduğu gibi gelecekte de kullanıcılarının gereksinimlerini karşılayabilecek binalar için bazı önerilerde bulunulmuştur.
Surely, every building has a production purpose. Also the library building is designed and constructed to create a space for resources that will meet the knowledge needs of humanity and activities that will contribute to their cultural development. However, the library building is a public space where many numbers of people are together at the same time. Anyone who is in the building, regardless
of the reason for being there, is considered to be the user of the building. When the users are evaluated in terms of the time they have been in the building, they can be examined in two groups as permanent and temporary users. The library building is designed, constructed and used to meet the needs of these users.
Building affects users and users affect the building. The failure to determine the user requirements correctly during the design process of the library building is reflected in the production phase and creates dissatisfaction on the users during the use of the building. In some scientific studies on the subject, it has been determined that there is a close relationship between the spatial characteristics of the building and the frequency of use. Due to problems caused by the building, users whose requirements are not met may experience health problems, and consequently, their time in the library is shortened. This is situation reduces the utilization efficiency of the building. The incidence of health problems is higher, especially for library staff who have to be in the building (Küçükcan, 2007 ; Hazal ve Emsen, 2020). Consequentially, the inability to provide user comfort is a cause of dissatisfaction. Therefore, the idea of how to design a better library building for librarians and collection users who manage knowledge has been the starting point of this study.
Architectural design is momentous. Because it is very difficult and costly to correct the deficiencies and errors in the design phase later, this study mostly focuses on this phase. The aim of this study is to raise awareness of both information and documentation scientists and architects interested in library building design, about the design features of the library building and to draw their attention to a better understanding of what the user expectations may be. For this purpose, it is emphasized how the spaces should be for libraries that collect, organize and deliver information carriers in different formats to the users who need them, in other words, libraries that manage information. Furthermore in the conclusion part, some suggestions are made for buildings that can meet the needs of their users in the future.
Okuma Kültürü ve Kütüphaneler (Ed. Mehlika Karagözoğlu Aslıyüksek). İstanbul: Hiperyayın, ISBN: 978-625-7443-54-8, 2021
Kütüphane kurumu tarih boyunca okuma, kültür, araştırma, eğitim, öğrenme gibi kavramların ayrılma... more Kütüphane kurumu tarih boyunca okuma, kültür, araştırma, eğitim, öğrenme gibi kavramların ayrılmaz bir parçası olmuştur. Toplumların kültürel yapılarına etki etmiş,
sunduğu bilgi kaynakları ile bu yapının gelişmesine katkıda bulunmuştur. Kültür insan ile var olmuş ve yine onunla birlikte gelişen bir kavram olduğu için insanlık ile birlikte evrilmiştir. Bu değişimin yakın takipçisi olan kütüphane kurumu kendini bu gelişimin tam da içerisinde bulmuş, üzerinde bilgi taşıyan ve toplumsal kültürün bir temsilcisi olan her materyali bünyesine alarak korumuş, düzenlemiş ve kullanıcısına ulaştırmıştır. İçinde yaşanılan teknoloji çağının gereği olarak basılı kültürden dijital kültüre de başarıyla geçmiş, kullanıcılarını da beraberinde geçirerek onların okuma kültürlerini bu yeni kültürel yaklaşıma uyarlamıştır.
Basılı kültürden dijital kültüre geçilmesi ile fiziksel olarak kütüphaneye gelme zorunluluğunun ortadan kalkmakta olduğunu gören kütüphaneler okuyucularını kaybetmemek ve kültüre olan katkılarını devam ettirebilmek için fiziksel görünümlerini ve hizmetlerin yenilemişlerdir. Önce şehrin içerisinde dikkati çeken bir bina tasarımı ile başlayıp, sonrasında da o binadan içeriye giren kullanıcının sadakatini kaybetmemek için içeride onu rahat ettirmeye yönelmişlerdir. Z kuşağının gereksinimlerine göre yenilenen mekânlar, kütüphanenin kullanımda sürdürebilirliği de sağlamıştır. Araştırmanın çıkış noktası olan mekânsal özelliklerin kullanıcıların kütüphane kullanma, dolayısı ile okuma kültürlerini etkileyip etkilemediği sorusu ise, yapılan bir alan araştırması ile olumlu yönde etkilediği şeklinde yanıtlanmıştır. Araştırma kapsamındaki (mekânlarda farklı farklı değişiklikler yapan) yedi halk ve çocuk kütüphanesinin tamamında kütüphane kullanımı, üye sayısı ve ödünç verilen materyal sayısının bu değişimin hemen sonrasında anlamlı bir oranda artış gösterdiği ortaya çıkmıştır.
Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Programı ve Mesleki Uygulamalar (Ed. Özlem Yalçınkaya - Kübra Zaim Gedik). İstanbul: Hiperyayın, ISBN: 978-625-7443-08-1, 2021
Ruh ve beden sağlığı insanın özel yaşamını etkilediği gibi, çalışma yaşamındaki verimliliğini de ... more Ruh ve beden sağlığı insanın özel yaşamını etkilediği gibi, çalışma yaşamındaki verimliliğini de etkiler. Çalışma yaşamında genel olarak günün ortalama sekiz saatinin ve haftanın da beş gününün iş yerinde geçirildiği düşünüldüğünde, bu zaman diliminin (uyku hariç) iş dışında geçirilen diğer zamanlardan daha fazla olduğu görülür. Herhangi bir olumsuzluk etmenine maruz kalma süresi ile bundan etkilenme durumu arasındaki yakın ilişki göz önüne alındığında, kişinin işyerindeki olumsuzluklardan etkilenmemesi olasılığı yoktur. Bu etkilenme durumunun tıbbi sekreterler ve sağlık sektörünün diğer çalışanları için biraz daha hissedilir olduğu söylenebilir. Genellikle çalışma gün ve saatlerinin değişkenlik göstermesi, sağlık sektörünün özelliklerinden biridir. Bazen nöbet uygulaması kişinin günlük standart çalışma süresini de aşarak çok daha uzun bir zaman dilimine yayılabilmekte, hatta bazen yeteri kadar dinlenemeden tekrar bu çalışma temposuna dönmesine sebep olmaktadır. Bu nedenle diğer sektörlere göre sağlık çalışanlarının olumsuzluklardan daha fazla etkilenmeleri söz konusudur.
İş ortamındaki her olumsuzluk etmeni, ayrı bir sağlık riski oluşturmaktadır. Bu riskler bazen bir meslek hastalığına zemin hazırlarken, bazen de iş kazasına neden olabilmektedir. Özellikle son aylarda tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını tüm sağlık çalışanlarının ruh ve beden sağlıklarını tehdit etmektedir. Çünkü sağlık çalışanları hem biyolojik hastalıklara daha yüksek bir oranda yakalanabilmekte, hem daha fazla mesai yapmak zorunda kalmakta, hem de insanlığın yaşadığı bu büyük drama yakından tanıklık ettikleri için ruh sağlıkları da bundan olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu etkilenmeye hasta ile fiziksel teması olmadığı için daha şanslı gibi görünen tıbbi sekreterlerin karşılaştığı riskler açısından bakıldığında ise, aslında diğer sağlık çalışanlarından fazla farkları olmadığı görülür. Çünkü koruyucu giysileri bulunmamaktadır, hasta ve hasta yakınlarının verdiği para, kredi kartı, evrak gibi materyallere dokunmak zorundadır, yüz yüze hizmet verdikleri kişiler ile aralarına mesafe koyma ve maske kullanımı dışında onlar için alınan başka bir önlem yoktur. Çalışma ortamında bulunan tehlike ve olumsuzlukları yaratan etmenler iş sağlığı açısından değerlendirildiğinde, aşağıdaki şekilde gruplandırılabilir:
-Fiziksel etmenler,
-Kimyasal etmenler,
-Tozlar,
-Biyolojik etmenler
-Ergonomik etmenler ve
-Psikososyal etmenler
Çalışanların iş ortamındaki olumsuzluklara bağlı olarak bu etmenlerden kaynaklanan sağlık sorunları ise üç genel grupta toplanabilir:
-Fiziksel sorunlar (kas-iskelet hastalıkları, duruş bozuklukları, uzuv kayıpları vb.)
-Biyolojik hastalıklar (verem, tetanos, leptospiroz, alerji vb.)
-Psikososyal hastalıklar (stres kaynaklı hastalıklar, depresyon, manik depresif sendrom, anksiyete vb.)
Gittikçe önemi artan sağlık sektörünün iş ortamlarının içerdiği olumsuzluk etmenlerinin daha fazla araştırılması ve risklerden etkilenme düzeyinin saptanarak sonuçların iş sağlığı açısından değerlendirilmesi yararlı olacaktır. Ancak şüphesiz böyle geniş kapsamlı bir çalışmanın uygulamaya yönelik kısmının bu salgın döneminde yapılması oldukça zordur. Bu nedenle bu çalışmada konular salt ruh sağlığını etkiyen sorunlar açısından ele alınmıştır. Motivasyonu ve iş verimini etkileyen ruhsal sorunlar içerisinden de özellikle tükenmişlik sendromunun üzerinde durulmuştur. Psikososyal etmenlerden kaynaklanan bir sağlık sorunu olan bu sendromu kuramsal düzeyde incelerken konuya ilişkin bir farkındalık oluşmasına katkıda bulunmak, çalışma yaşamında bu sorunla karşılaşmamak ya da karşılaşıldığı zaman baş edebilmek konusunda başta tıbbi sekreterler olmak üzere tüm sağlık çalışanları için bazı öneriler geliştirmek amaçlanmıştır.
Marmara Belediyeler Birliği Kültür Yayınları, 2019
Marmara Belediyeler Birliği Kültür Yayınları, MBB tarafından gerçekleştirilen Kebikeç Seminerleri... more Marmara Belediyeler Birliği Kültür Yayınları, MBB tarafından gerçekleştirilen Kebikeç Seminerleri başlıklı konuşma serisi “Kitap ve Kütüphane Üzerine Konuşmalar” adıyla yayınladı.
İçeriği, Dünya Kütüphanelerinden Örnekleri Berrin Balkaş Yılmaz ve Selçuk Aydın, Sahaflık ve Sahafları Emin Nedret İşli, Kâğıt Restorasyonunu Nergis Ulu, Kitâbeler ve Mezar Taşı Kitâbelerini Süleyman Berk ve Nadir Eserleri Hüseyin Türkmen’in anlattığı ve kaleme aldığı yazılarla oluşturuldu.
“Türkiye’de Kitap ve Kütüphane çalışmaları nasıl yapılmaktadır? Mesleki sorunlara nasıl çözüm önerileri getirilebilir?” sorularıyla yola çıkan bu çalışma, günümüzdeki farklı kütüphanecilik perspektiflerine dair bir panorama oluşturmayı hedeflemektedir. Bu kitapta, Türkiye ve dünyadaki kütüphanecilik geleneklerine ve modellerine ilişkin bilgilerle, “kitap” üzerine farklı bakış açıları ve araştırma yöntemlerine dair kişisel anlatılarla karşılaşacaksınız.
Bilgi Merkezlerinde Risk ve Kriz Yönetimi. (Ed. A. H. Kuzucuoğlu, Y. Şeşen). İstanbul: Hiperyayın, ISBN: 978-625-7280-02-2., 2020
Türkiye bulunduğu coğrafi bölge itibariyle bugüne kadar başta deprem olmak üzere doğa veya insan ... more Türkiye bulunduğu coğrafi bölge itibariyle bugüne kadar başta deprem olmak üzere doğa veya insan kaynaklı pek çok afet yaşamıştır. Doğa kaynaklı olası tehlikelere ek olarak gelişen teknolojinin kullanımındaki hatalar yüzünden meydana gelen afetlerin sayıca gittikçe artıyor oluşu, iklim değişiklikleri, bundan sonra da benzer afetlerin olma olasılığının yüksek olduğunu insanlığa göstermektedir. Maalesef bilerek ya da bilmeyerek insanlar da afetlere sebep olmakta, biyolojik tehlikeler de insanlığı tehdit etmektedir. Örneğin son aylarda hızla yayılan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını devleti ve bireyleri bu konuda önlem almak, iş ve özel yaşamı ona göre düzenlemek zorunda bırakan bir biyolojik afettir. Salgın sürecinin başında kütüphaneler uzun zaman kapalı kaldığı için basılı kaynaklara ulaşım sağlanamamış, tekrar açıldığında ise kullanıcılara sınırlamalar getirilmiştir. Binaların içerisinde kütüphane çalışanları ve dermenin kullanıcıları arasındaki mesafe, fiziksel mesafeye dikkat kuralına ve hijyene göre yeniden düzenlenmiştir. İç mekânlar belli aralıklarla dezenfekte edilmekte olup, pek çok alana da dezenfektanlar konulmuştur. Okuma salonlarındaki masalar arasındaki mesafelerde de fiziksel mesafe kuralı uygulanmakta olup, oturma yerlerinin kapasitesinin üzerinde okuyucu alınmamaya çalışılmaktadır. Bulaşma riskini azaltmak isteyen bazı üniversite ve araştırma kütüphaneleri dış kullanıcıların fiziksel erişimine kapatılmış ya da yararlandırmaya sınırlar getirilmiştir. Yine bulaşma riskini düşünerek kendiliğinden fiziksel olarak kütüphaneye gelmek istemeyenler ve uzaktan öğretime geçildiği için gelmeye gerek görmeyenler de eklenince, kütüphane binalarının kullanım verimliliği büyük bir düşüş göstermiştir. Buradan da kütüphane binalarının biyolojik afetler dahil, her türlü afetten etkilendiği sonucu çıkartılabilir.
Geçmişten bugüne dünyanın pek çok yerindeki kütüphanelerin yaşadığı afetler can kayıplarına sebep olmuş, insanlığın kültür mirasına zarar vermiş, hatta yok etmiş olduğu için bu konularda yapılmış bilimsel araştırmaların da sayısı bir hayli fazladır. Ancak bu çalışmaların çok büyük bir bölümü doğrudan kütüphane binasına değil, bina içerisindeki yapısal olmayan elemanlara ve dermeyi korumaya yönelik yapılmıştır. Afetlerde yapısal olmayan elemanların zarar görmesi daha fazla kayba sebep olsa da, eğer yapısal elemanlar afete dayanıklı ise, yapısal olmayan elemanlar da büyük ölçüde korunur. Şüphesiz yıkılan bir binanın altında kalan her şey zarar görür. Bu çalışma ile kütüphane binası tasarımının önemine dikkat çekme, literatürdeki bu eksikliği biraz olsun giderebilme ve konuya yönelik bundan sonra yapılacak çalışmalara da yardımcı olma amaçlanmıştır.
Satın almak için:
https://www.pandora.com.tr/kitap/bilgi-merkezlerinde-risk-ve-kriz-yonetimi/766759
https://www.kitap365.com/kitap/bilgi-merkezlerinde-risk-ve-kriz-yonetimi/376768
https://www.kitapkoala.com/kitap/bilgi-merkezlerinde-risk-ve-kriz-yonetimi-alpaslan-hamdi-kuzucuoglu-9786257280022
Kamusal Alan Olarak Bilgi Merkezleri ve Yenilikçi Yaklaşımlar
Kütüphanelerde görme ve işitme engelli kullanıcılara yönelik hizmetler özellikle son yıllarda öne... more Kütüphanelerde görme ve işitme engelli kullanıcılara yönelik hizmetler özellikle son yıllarda önem kazanmakta, gelişen teknolojiler sayesinde de sürekli geliştirilmektedir. Kütüphane binasının da, bu hizmetlerden yararlanmak isteyen engellilerin kullanımına uygun bir şekilde tasarlanıp üretilmesi gerekir. Bunun için geliştirilmiş bazı mimari standartlar bulunmaktadır. Binanın bu standartlara uygun olarak oluşturulması durumunda kullanımı sırasında engelli kullanıcıların gereksinimlerini karşılayabileceği düşüncesi, bu çalışmanın çıkış noktası olmuştur.
Çalışmanın amacı; kütüphane binası tasarlarken engelli kullanıcıların gereksinimlerinin doğru belirlenmesi, hangi uluslararası standartlara uyulması gerektiği ve üretim aşamasında da bunların uygulanması durumunda bu kullanıcıların bilgiye erişimindeki bina kaynaklı engellerin ortadan kaldırılması yönünde mimarlara ve kütüphanecilere yardımcı olmaktır. Çalışmanın kapsamı görme, işitme ve bedensel engelliler ile sınırlı tutulmuş, diğer engellilik durumları kapsam dışı bırakılmıştır.
Bina, gereksinimler sonucu oluşturulan yapay bir kabuktur. Çalışmaya öncelikle insan haklarının da bir parçası olan bilgiye erişim hakkı vurgulanarak başlanacaktır. Daha sonra bina içinde ve dışında fiziksel erişime engel olan durumlar sırasıyla ele alınacaktır. Bu doğrultuda önce, kabuğun çevrelediği iç mekân ile kabuğu çevreleyen dış mekânın işlevselliği engelli kullanıcı gereksinimleri açısından irdelenecektir. Devamında ise, kütüphane binası kullanıcıları (binanın sürekli kullanıcıları olan kütüphane çalışanları ve geçici kullanıcıları olan dermenin kullanıcıları) tanımlanacak, sonra bunlar içerisindeki engelli kullanıcı grubunun özellikleri ortaya konulacaktır. Son olarak, kütüphane binası ile engelli kullanıcı arasındaki bağ vurgulanacaktır.
Türkçe Anahtar Sözcükler: Kütüphane binaları, engelli kütüphane kullanıcıları, engelli kullanıcı için kütüphane tasarım ilkeleri, bedensel engelliler, görme engelliler, işitme engelliler.
Satın almak için:
http://www.kitapyurdu.com/kitap/kamusal-alan-olarak-bilgi-merkezleri-ve-yenilikci-yaklasimlar/446096.html
http://www.okumaajansi.com/kamusal-alan-olarak-bilgi-merkezleri-ve-yenilikci-yaklasimlar/
International Conference Presentations by Berrin Küçükcan
Taşıdıkları ünvanlar farklı da olsa, bilgi ve belge yönetimi ile ilgili bir meslekte çalışan herk... more Taşıdıkları ünvanlar farklı da olsa, bilgi ve belge yönetimi ile ilgili bir meslekte çalışan herkesin bu mesleği etik davranışlar çerçevesinde icra etme gibi bir sorumluluğu vardır. Çünkü bu meslek belli bir akademik eğitim ve uzmanlık gerektiren, vereceği hizmete toplumun belli bir kesimi tarafından ihtiyaç duyulan, kendi mesleki örgütlerine sahip ve kendi etik kuralları olan profesyonel bir meslektir. Bu mesleği seçen kişi, bir anlamda bu mesleğin gereklerini yerine getirme yükümlülüğünü de üstlenir. Aynı zamanda bu mesleğin onurunu taşır ki bu onur, kişisel onurdan başka ve onun ötesinde bir onurdur.
Çalıştığı işyerinde kendisiyle aynı seviyedeki çalışanlara ya da astlarına çeşitli yöntemlerle sistematik olarak psikolojik taciz sayılabilecek davranışlarda bulunmak, her şeyden önce insan haklarına ve meslek etiğine aykırıdır ve gerekçesi ne olursa olsun hoş görülmemelidir. Psikolojik tacizle karşılaşan kişilerin bu konu hakkında bilinçlenmeleri durumunda yol haritalarını daha kolay çizebilecekleri ve çözüm yönünde gelişmeler kaydedebilecekleri varsayımı, araştırmanın çıkış noktası olmuştur. Bu çalışmanın amacı, bilgi ve belge yönetimi ile ilgili alanlarda çalışanların meslek etiğine aykırı bir uygulama olan psikolojik taciz (mobbing) ile ilgili olarak karşılaşabilecekleri durumları saptamak ve bunlara karşı alınabilecek önlemler konusunda bilgilendirmektir. Araştırmada psikolojik tacizle mücadelede Türkiye’deki ve farklı ülkelerdeki uygulamalar ile ilgili örneklemelerle birlikte olay ve olgular vurgulanmaya çalışılmış, yasalar ve yönetmelikler açısından irdelenmiştir. Sonuç kısmında ise tacize uğrayan kişinin öncelikli olarak yapması gerekenler, çalışanların yasal hakları, işverenin yükümlülükleri, ceza yasaları içerisindeki yeri, insan hakları açısından değerlendirme vs. elde edilen bulgular çerçevesinde bunlarla ilgili çözüm önerileri de tartışılmıştır.
Abstract
Although the professional titles and ranks are different, everyone who is working in the field of information and documentation management has the responsibility of performing this profession in an ethical frame. This profession requires an academical education and specialisation as well as its service is required by certaing groups in society; and it has its own professional organisation and ethical rules. Anyone who chooses this profession also carries the responsibilities of it. At the same he/she bears the honour of the profession that is different from any other pride and beyond of it.
To systematically treat the people who work at lower rank in a manner that is hostile which can be accepted as psychological/moral harassment is againts the human rights and professional ethic; and it cannot be accepted whatever the reason. The starting point of this study is based on a hypothesis for which if anyone who is subject to a psychological/moral harassment is informed about the issue he/she can draw much easier a road map to find a solution to this unpleasant situation. The aims of this study are to determine the possible behaviours that will be described as psychological/moral harassment, and possible preventive actions againts them; and to inform the people who are working in the field of information and documentation management. In the research some of the moral harassment incidents in Turkey are taken as samples; those of incidents are examined according to the legal issues; and are compared with different overseas applications. As conclusion, the immediate actions against moral harassment; the legal rights of workers; resposibilities of employer; legal issues and human rights; and solutions are discussed.
Öz: Kütüphane binası, geçmişte olduğu gibi bugün de kütüphaneyi oluşturan beş temel unsurdan biri... more Öz: Kütüphane binası, geçmişte olduğu gibi bugün de kütüphaneyi oluşturan beş temel unsurdan biridir. Derme,
personel, bütçe ve okuyucu unsurları ile arasında bir eşgüdüm olması, iyi hizmet verilebilmesini sağlar. Kütüphane
binası tasarlanır, inşa edilir ve kullanım aşamasına geçildikten sonra kullanıcıların gereksinimlerini karşılamaya
başlar. Binanın kullanıcıları (dermenin kullanıcısı olan okuyucular ya da kütüphane personeli) arasında engelliler
olabilir. Engelli olmak, kütüphanenin verdiği hizmetlerden yararlanma konusunda herhangi bir aksaklığa sebep
olmamalıdır. Kütüphane binaları bütün kullanıcıların bütün kütüphane hizmetlerinden eşit şekilde
faydalanabilmeleri amaçlanarak tasarlanmalıdır. Çünkü kütüphaneden herkesin eşit olarak yararlanma hakkı
vardır. Ancak bu amaç uygulamaya tam olarak yansıtılamamaktadır. Engelli kullanıcı bazen kütüphane binasına
gelene kadar, bazen de bina içerisinde (hatta bazen her iki ortamda da) sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu çalışmada
bedensel ve görme engelli kullanıcılar temel alınmış ve bu kullanıcıların bina dışındaki fiziksel dış ve iç çevrelerde
karşılaştıkları sorunları kısaca irdelenmiştir.
Conference Presentations by Berrin Küçükcan
Değişen dünyanın hızla gelişen teknolojileri yaşantımıza önemli yenilikler ve kolaylıklar katarke... more Değişen dünyanın hızla gelişen teknolojileri yaşantımıza önemli yenilikler ve kolaylıklar katarken bazende bizi kendi doğal yapımıza uygun çevrelerden uzaklaştırarak daha yapay çevrelere sokabilmektedir. Bu yeni çevreye uymak durumunda kalan insan, yaşam koşullarını da bu yeni çevreye göre uyarlamaktadır. İnsanı doğasından uzaklaştıran bu çevre, genellikle doğal olan her şeyi yok etme, ya da en azından zarar verme yönünde bir gelişim göstermektedir. Geçen zaman içerisinde bu durumun sakıncaları fark edilmiş, teknolojinin getirdiği olanaklardan da kopmadan, yeniden doğaya dönüşün yolları aranmıştır. Doğaya zarar veren ve tükenmekte olan enerji kaynakları yerine doğadan elde edilen ve tükenmeyen kaynaklara yönelim başlamış, çevre koşulları da buna uydurulmaya çalışılmıştır.
Binalar insan eliyle oluşturulan yapma çevreler oldukları için bu durumdan olumlu ya da olumsuz yönde etkilenirler ve bu etkileri hem içerisinde bulundukları doğal çevreye, hemde kullanıcılarına da yansıtırlar. Bu çalışmanın amacı; enerji sorunundan ve çevre kirliliğinden yola çıkarak çevre dostu bir yeşil bina oluşturmanın önemini vurgulamak ve günlük yaşamının büyük bir kısmını binada geçiren kütüphaneciler açısından da böyle bir binaya sahip olma konusunda bir farkındalık yaratmak, konuya dikkat çekmektir. Sonuç bölümünde ise yeşil kütüphane olmanın gerekleri irdelenmeye çalışılmış, konuya ilişkin yasal duruma da değinilerek bundan sonrası için bazı saptama ve önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelime: Kütüphane binaları, sürdürülebilir kütüphane binaları, çevre dostu kütüphane binaları, enerji verimliliği
Key Words: Library buildings, sustainable library buildings, environmentally friendly library building, energy efficiency
Summary: The Yıldız Palace buildings, some of which are still in the use of Yıldız Technical Univ... more Summary: The Yıldız Palace buildings, some of which are still in the use of Yıldız Technical University, have been repaired and restored in different periods of time. However some of the palace buildings have not reached to the present time. In this work: history usage and spesification of the present situation of the buildings in the university territory and the buildings not existing anymore are presented.
Özet: Yıldız Sarayı'na ait binalardan bir kısmı Yıldız Teknik Üniversitesi'nin kullanımındadır. Bu binalar zaman içerisinde değişik dönemlerde çeşitli onarım ve restorasyonlar geçirmişlerdir. Binaların bir kısmı Cumhuriyet öncesi dönemlerde Şehzade ve Sultan konutları olarak kullanılırken, bir kısmı da Saray'daki görevlilere tahsis edilmiştir.
Öz: Okulda verilen eğitiminin önemli bir parçası ve ders program larının ayrılmaz destekleyicisi ... more Öz: Okulda verilen eğitiminin önemli bir parçası ve ders program larının ayrılmaz destekleyicisi olan kütüphaneyi oluşturan unsurlardan biri de bina ve/veya mekândır. Bilgi kaynakları artık her ne kadar elektronik ortama taşınsalar da, gerek bu kaynakların, gerekse kütüphane dermesini oluşturan diğer geleneksel kaynakların toplanması, saklanması, kullanıcının hizmetine sunulmak üzere düzenlenmesi vb. işlemleri için bir mekân gereklidir. Okulların çoğunda kütüphane için ayrılan mekânların olmaması, olanların ise sınıfların yetmemesi durumunda sınıfa dönüştürülmesi ya da gereksinimleri tam olarak karşılayamaması, araştırmacıyı bu konu üzerinde çalışmaya yöneltmiştir. Bu çalışmanın amacı, okul kütüphanelerinin mekânsal özelliklerine dikkat çekmek ve bu alanların tasarım ve üretiminde nelere dikkat edilmesi gerektiğini kütüphane ve/veya bilgi hizmetleri açısından değerlendirmektir. Bunun için önce okul kütüphanelerinde mekânın önemi ele alınmış, daha sonra bu alanların tasarımı ve oluşturulması için gereken unsurlar incelenmiş ve sonuç kısmında da bazı saptamalar ve önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Sözcükler: Okul binaları, okul kütüphaneleri, kütüphane binaları, okul kütüphaneleri tasarımı, öğretmen kütüphaneci
Absract
The space is the one of the major contents of a library which is an important part of the school education, and is an indispensable support of education programmes. Although the informative resources are in the form of electronical media, and are computerized in these days, some special spaces are required to collect, store and open to the user’s access those of electronical and computerized resources as well as the other conventional printed materials. The absence of library spaces in most of the schools or transforming those of library spaces into classrooms because of the necessity, or lack of meeting library requirements led the researcher to deal with this subject. The aims of this research are to turn attention to the characteristics of those of library spaces, and to examine the design and production principles of those of spaces from the librarian’s point of view. Therefore, in the first part the importance of the spaces in school libraries is defined; then in the second part the requirements to design and production of those of spaces is examined; and finally the findings and recommendations are determined.
Keywords: School buildings, school libraries, library buildings, library design in schools, librarian teacher
Disasters are the events which have negative effects on the life. They might be resulted from nat... more Disasters are the events which have negative effects on the life. They might be resulted from natural causes or people’s activities. İt is possible to prepare people for the disasters before their occurrence. The work which should be done before and after a disaster is examined in “Disaster Managernent System”. Libraries are used by number of the people. Therefore, they should provide safety requirements. This paper aims to take an attention to the importance of prepare the library buildings for the possible disasters and the responsibilities of the people who are involved in the life of the building during the design, construction and use stages. During the design stage of a library building topographic characteristics, structural system, materials, workmanship and several systems are considered in terms of safety. The construction of the building should be done in accordance with the design. During the use stage of the building the responsibilities of all users from staff to readers should be determined and distributed in written form. Thus, every library building should have a disaster management plan in advance. İn this paper, first the types of the disasters are briefly mentioned, then the actions before and after a disaster are examined in general, the characteristics of a disaster’ plan for a library building are identifled, and the necessary precautions to avoid the negative effects of the disaster are reconımended. Although the ali types of disasters are generaliy mentioned at the beginning of the paper, the subject is taken into consideration in terms of earthquake because of being risk in every region of Turkey. As a result, it is stated that the awareness of personal and institutional responsibilities and the application of the determined disaster plan are effective to increase the productivity of the library staffbecause of having a feeling that they work in a safe environment.
Turkish abstract
Afetler tüm canlıların yaşamını olumsuz yönde etkileyen olaylardır. Oluşum nedenleri doğadan ya da insan eylemlerinden kaynaklanabilir. Gerek doğal afetlerin oluşumuna, gerekse insan kaynaklı olanlara karşı önceden hazırlıklı olunabilir. Afet öncesi ve sonrası yapılacak tüm çalışmalar “Afet Yönetim Sistemi” adı altında toplanır. Kütüphanelerin kamunun tamamına ya da bir kısmının kullanımına açık binalarda yer alması nedeniyle, sorumluluk alanı da geniştir. Buna bağlı olarak, bu çalışmada kütüphane binalarının afetlere hazırlıklı olmalarının önemine ve binanın tasarım, üretim ve kullanım evrelerinde çeşitli kişi ve kurumların bu konulardaki sorumluluklarına dikkat çekmek amaçlanmıştır. Ayrıca, hazırlıklarn nasıl olması gerektiğine dair öneriler de ortaya konulmuştur. Tasarımında arazi/zemin, iklim, taşıyıcı sistem, altyapı sistemleri, malzeme, işçilik ve çeşitli güvenlik önlemleri öncelikli olarak değerlendirilir. Binanın üretimi de tasarıma uygun yapılmalıdır. Kullanım evresinde ise binanın yöneticisinden kütüphane çalışanlarına kadar pek çok kişinin afet öncesinde ve sonrasında sorumlulukları yazılı olarak önceden belirlenmelidir. Bu nedenle her kütüphane kendisine özel hazırlanmış bir afet planına sahip olmalıdır. Bu çalışmada önce afetlerin neler olduğundan bahsedilmiş, afet öncesi ve sonrasında yapılabilecek çalışma genel hatları ile ele alınarak kütüphaneler için oluşturulacak bir afet planının özellikleri ortaya konulmuş, binanın tasarım, üretim ve kullanım evrelerinde yapılması gerekenler saptanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın başında tüm doğal ve insan kaynaklı afetlere aynı oranda yer verilmesi düşünülmüşse de, kaynakların incelenmesi ve kişisel gözlemler sonucunda Türkiye’nin her bölgesi için sürekli gündemde olan deprem konusuna ağırlık verilmesine karar verilmiştir. Sonuçta, kişi ve kurumların sorumluluklarının farkında olmaları ve bunu uygulamaya geçirmelerinin önemi ortaya çıkmış, güvenli bir ortamda çalıştıklarım hisseden kullanıcıların çalışma veriminin artacağı belirtilmiştir.
Journal of Academic Librarianship, Dec 2007
Afet Yönetimi ve Kültürel Bellek Kurumları, 2023
Yangın, çıktığı andan itibaren giderek hızlanan, geometrik bir artışla binayı sarabilen ve her bi... more Yangın, çıktığı andan itibaren giderek hızlanan, geometrik bir artışla binayı sarabilen ve her binada çıkabilecek özelliklere sahip bir afettir. Kütüphane ve arşivler geçmişte olduğu gibi bugün de yangın afeti yaşayabilmektedir. Binaları, dermesi, içerisinde bulunan kütüphane çalışanları ve kullanıcıları ile çok büyük bir değer olan bu önemli kurumlar, korunması gereken birer kültürel miras olmakla birlikte aynı zamanda kamusal alanlardır. Bu nedenle, bu kurumların hizmet vereceği binalar, yangına dayanıklılık sağlayacak özelliklere sahip olacak şekilde tasarlanmalı ve üretilmelidir. Bina ve insan odaklı tasarım ve üretimin sonrasında, yani kullanım aşamasında da binanın sürekli kullanıcıları olan kütüphane çalışanlarının gerekli yangın bilincine sahip kişiler olması, yangın olasılığını en aza indirecektir. Bu çalışmada; yangın ve yangının çıkış riskleri incelenmiş, kütüphane ve arşiv binalarının kullanım aşamasında herhangi bir yangın oluşumuna engel olabilmek için tasarım ve üretim aşamalarında yapılması gerekenler ve alınması gereken aktif ve pasif koruyucu önlemler ele alınmıştır. Buna rağmen bir yangın oluşması durumunda da, zararın en aza indirilebilmesi için neler yapılması gerektiği konusunda bazı önerilerde bulunulmuştur.
Fire is a disaster that gradually accelerates from the moment it breaks out, can engulf the building with a geometric increase, and can occur in any building. Libraries and archives can be exposed to fire disasters today, as in the past. These important institutions, which are of great value with their buildings, collections, library staff and users, are not only cultural heritage that must be protected, but also public spaces. For this reason, the buildings in which these institutions will operate, must be designed and manufactured to have fire-resistant features. After the building- and people-oriented design and production, that means, during the usage phase, the library employees, who are the permanent users of the building, have the necessary fire awareness, will minimize the possibility of fire. In this study; Fire and fire outbreak risks were examined, and were discussed what needs to be done in the design and production stages in order to prevent any fire during the use of the library and archive buildings and the active and passive protective measures that should be taken. And also, in the event of a fire, some suggestions have been made about what should be done to minimize the damage.
Özel gereksinimli bireylerin bilgiye erişimi: Disiplinlerarası çalışmalar ve güncel yaklaşımlar / Editörler: Pervin Bezirci, Leyla Kanık, Erdinç Alaca, Gülcan Palo, Demet Soylu., 2022
Öz: Örgüt içerisinde yasal bir engel olmadığı halde kadınların üst düzey yöneticilik kadroların... more Öz:
Örgüt içerisinde yasal bir engel olmadığı halde kadınların üst düzey yöneticilik kadrolarına gelmelerinin önünde konulan görünmez engeller, literatürde “cam tavan sendromu” olarak adlandırılmıştır. İş yaşamının her kademesinde rastlanabilen ve kadınları dezavantajlı konuma taşıyan cinsiyet ayrımcılığının bu çalışmanın konusu olarak seçilmesinin temel nedeni, kütüphane, bilgi merkezi vb. adlar altında hizmet veren kurumlarda çalışan kadın personel için de geçerli olduğunun düşünülmesidir. Bu varsayımın çıkış noktası geçmişten bugüne kadar üniversitelerde lisans düzeyinde eğitim veren Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümlerini tercih eden öğrencilerin ağırlıklı olarak kız öğrenciler olması, sonrasında meslek yaşamında yine bu ağırlığın devam etmesi, ancak yöneticilik kademelerinde durumun tersine döndüğünün gözlemlenmesi olmuştur.
Buna rağmen bu önemli konunun bugüne kadar kütüphanecilik literatüründe araştırılmamış olması da ilginçtir. Çalışmanın amacı, cam tavan sendromunun kadın bilgi profesyonellerinin yöneticilik kademelerine yükselmelerine etkisinin olup olmadığını araştırmaktır. Bu çalışmada bu alanda eğitim gören ve alanda çalışan bilgi profesyonelleri ile ilgili veriler istatistiksel tablolar haline getirilmiş ve kadın çalışan ağırlıklı bir meslekte yönetici kademelerine erkeklerin getiriliş nedenleri ele alınarak bu sonuçlara bağlı bir değerlendirme yapılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi sonucunda başlangıçtaki cam tavan sendromunun kadın bilgi profesyonellerinin mesleki kariyerlerinde bir engel oluşturduğu varsayımı da doğrulanmıştır.
Abstract:
Although there is no legal obstacle within the organization, the invisible barriers that prevent women from coming to senior management positions are called glass ceiling syndrom in the literature. The main reason for choosing gender discrimination as the subject of this study is that this issue can be encountered at all levels of business life as well as for women working in libraries, information center, etc. and it puts them at a disadvantage. The starting point of this assumption has been that the students who preferred the Information and Records Management Departments, which provide undergraduate education in universities from the past to the present, were predominantly female students, then this weight continued in their professional life, but the situation was reversed in the management levels. Despite this, it is interesting to see that this important subject has not been explored in the librarianship literature until now. The aim of the study is to investigate whether the glass ceiling syndrome has an effect on the promotion of female information professionals to managerial positions. In this study, the data about the information professionals studying and working in this field were turned into statistical tables and an evaluation was made based on these results by considering the reasons for bringing men to the managerial positions in a female-dominated profession. As a result of the evaluation of the data, the assumption that the initial glass ceiling syndrome was an obstacle in the professional careers of female information professionals was also confirmed.
Bilgi Merkezlerinde Yönetim. (Yay. Haz. E. Yılmaz ve L. Kanık) İstanbul: Hiperyayın, ISBN: 978-625-7443-96-8, 2021
Şüphesiz her binanın bir yapılış amacı vardır. Kütüphane binası da insanlığın bilgi gereksinimini... more Şüphesiz her binanın bir yapılış amacı vardır. Kütüphane binası da insanlığın bilgi gereksinimini karşılayacak kaynaklara ve kültürel gelişime katkı sağlayacak etkinliklere mekân oluşturmak için tasarlanır ve üretilir. Aynı zamanda kütüphane binası, aynı anda çok sayıda kişinin bir arada bulunduğu bir kamusal alandır. Hangi sebeple olursa olsun binada bulunan herkes, binanın kullanıcısı olarak kabul edilir. Kullanıcılar binada bulundukları süreler açısından değerlendirildiğinde ise, sürekli ve geçici kullanıcılar olarak iki grupta incelenebilir. Kütüphane binası, işte bu kullanıcıların gereksinimlerini karşılamak üzere tasarlanır, üretilir ve kullanılır.
Bina kullanıcılarını, kullanıcılar da binayı etkiler. Kütüphane binasının tasarımı sırasında kullanıcı gereksinimlerinin doğru belirlenmemesinin üretim aşamasına da yansıması, binanın kullanımı sürecinde kullanıcılar üzerinde memnuniyetsizlik yaratır. Konuya ilişkin yapılan bazı bilimsel araştırmalarda binanın mekânsal özellikleri ile kullanım sıklığı arasında yakın bir ilişki olduğu saptanmıştır. Binadan kaynaklanan sorunlar nedeniyle gereksinimleri karşılanamayan kullanıcılarda sağlık sorunları görülebilmekte, buna bağlı olarak kütüphanede kalma süreleri kısalmaktadır. Bu durum binanın kullanım verimliliğini düşürmektedir. Özellikle de binada bulunma zorunluluğu olan kütüphane çalışanları için sağlık sorunlarının görülme oranı daha fazla olmaktadır. Sonuç
olarak kullanıcı konforunun sağlanamaması, memnuniyetsizlik nedenidir (Küçükcan, 2007; Hazal ve Emsen, 2020). Bu nedenle bilgiyi yöneten kütüphaneciler ve dermenin kullanıcıları için daha iyi bir kütüphane binası nasıl tasarlanabilir düşüncesi, bu çalışmanın çıkış noktası olmuştur.
Mimari tasarım çok önemlidir. Tasarım evresindeki eksiklik ve hataların daha sonra giderilmesinin çok zor ve maliyetli oluşu nedeni ile bu çalışma daha çok bu evreye odaklanmıştır. Çalışmanın amacı hem bilgi ve belge bilimciler, hem de kütüphane binası tasarımı ile ilgilenen mimarlar üzerinde kütüphane binasının tasarım özellikleri ile ilgili bir farkındalık oluşturmak ve kullanıcı beklentilerinin neler olabileceğinin daha iyi anlaşılmasının sağlanmasına dikkatlerini çekmektir. Bunun için de farklı formatlardaki bilgi taşıyıcılarını toplayan, düzenleyen ve gereksinim duyan kullanıcılara ulaştıran, yani bilgiyi yöneten kütüphanelerin konuşlandığı mekânların nasıl olması gerektiği üzerinde durulmuş ve sonuç kısmında bugün olduğu gibi gelecekte de kullanıcılarının gereksinimlerini karşılayabilecek binalar için bazı önerilerde bulunulmuştur.
Surely, every building has a production purpose. Also the library building is designed and constructed to create a space for resources that will meet the knowledge needs of humanity and activities that will contribute to their cultural development. However, the library building is a public space where many numbers of people are together at the same time. Anyone who is in the building, regardless
of the reason for being there, is considered to be the user of the building. When the users are evaluated in terms of the time they have been in the building, they can be examined in two groups as permanent and temporary users. The library building is designed, constructed and used to meet the needs of these users.
Building affects users and users affect the building. The failure to determine the user requirements correctly during the design process of the library building is reflected in the production phase and creates dissatisfaction on the users during the use of the building. In some scientific studies on the subject, it has been determined that there is a close relationship between the spatial characteristics of the building and the frequency of use. Due to problems caused by the building, users whose requirements are not met may experience health problems, and consequently, their time in the library is shortened. This is situation reduces the utilization efficiency of the building. The incidence of health problems is higher, especially for library staff who have to be in the building (Küçükcan, 2007 ; Hazal ve Emsen, 2020). Consequentially, the inability to provide user comfort is a cause of dissatisfaction. Therefore, the idea of how to design a better library building for librarians and collection users who manage knowledge has been the starting point of this study.
Architectural design is momentous. Because it is very difficult and costly to correct the deficiencies and errors in the design phase later, this study mostly focuses on this phase. The aim of this study is to raise awareness of both information and documentation scientists and architects interested in library building design, about the design features of the library building and to draw their attention to a better understanding of what the user expectations may be. For this purpose, it is emphasized how the spaces should be for libraries that collect, organize and deliver information carriers in different formats to the users who need them, in other words, libraries that manage information. Furthermore in the conclusion part, some suggestions are made for buildings that can meet the needs of their users in the future.
Okuma Kültürü ve Kütüphaneler (Ed. Mehlika Karagözoğlu Aslıyüksek). İstanbul: Hiperyayın, ISBN: 978-625-7443-54-8, 2021
Kütüphane kurumu tarih boyunca okuma, kültür, araştırma, eğitim, öğrenme gibi kavramların ayrılma... more Kütüphane kurumu tarih boyunca okuma, kültür, araştırma, eğitim, öğrenme gibi kavramların ayrılmaz bir parçası olmuştur. Toplumların kültürel yapılarına etki etmiş,
sunduğu bilgi kaynakları ile bu yapının gelişmesine katkıda bulunmuştur. Kültür insan ile var olmuş ve yine onunla birlikte gelişen bir kavram olduğu için insanlık ile birlikte evrilmiştir. Bu değişimin yakın takipçisi olan kütüphane kurumu kendini bu gelişimin tam da içerisinde bulmuş, üzerinde bilgi taşıyan ve toplumsal kültürün bir temsilcisi olan her materyali bünyesine alarak korumuş, düzenlemiş ve kullanıcısına ulaştırmıştır. İçinde yaşanılan teknoloji çağının gereği olarak basılı kültürden dijital kültüre de başarıyla geçmiş, kullanıcılarını da beraberinde geçirerek onların okuma kültürlerini bu yeni kültürel yaklaşıma uyarlamıştır.
Basılı kültürden dijital kültüre geçilmesi ile fiziksel olarak kütüphaneye gelme zorunluluğunun ortadan kalkmakta olduğunu gören kütüphaneler okuyucularını kaybetmemek ve kültüre olan katkılarını devam ettirebilmek için fiziksel görünümlerini ve hizmetlerin yenilemişlerdir. Önce şehrin içerisinde dikkati çeken bir bina tasarımı ile başlayıp, sonrasında da o binadan içeriye giren kullanıcının sadakatini kaybetmemek için içeride onu rahat ettirmeye yönelmişlerdir. Z kuşağının gereksinimlerine göre yenilenen mekânlar, kütüphanenin kullanımda sürdürebilirliği de sağlamıştır. Araştırmanın çıkış noktası olan mekânsal özelliklerin kullanıcıların kütüphane kullanma, dolayısı ile okuma kültürlerini etkileyip etkilemediği sorusu ise, yapılan bir alan araştırması ile olumlu yönde etkilediği şeklinde yanıtlanmıştır. Araştırma kapsamındaki (mekânlarda farklı farklı değişiklikler yapan) yedi halk ve çocuk kütüphanesinin tamamında kütüphane kullanımı, üye sayısı ve ödünç verilen materyal sayısının bu değişimin hemen sonrasında anlamlı bir oranda artış gösterdiği ortaya çıkmıştır.
Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Programı ve Mesleki Uygulamalar (Ed. Özlem Yalçınkaya - Kübra Zaim Gedik). İstanbul: Hiperyayın, ISBN: 978-625-7443-08-1, 2021
Ruh ve beden sağlığı insanın özel yaşamını etkilediği gibi, çalışma yaşamındaki verimliliğini de ... more Ruh ve beden sağlığı insanın özel yaşamını etkilediği gibi, çalışma yaşamındaki verimliliğini de etkiler. Çalışma yaşamında genel olarak günün ortalama sekiz saatinin ve haftanın da beş gününün iş yerinde geçirildiği düşünüldüğünde, bu zaman diliminin (uyku hariç) iş dışında geçirilen diğer zamanlardan daha fazla olduğu görülür. Herhangi bir olumsuzluk etmenine maruz kalma süresi ile bundan etkilenme durumu arasındaki yakın ilişki göz önüne alındığında, kişinin işyerindeki olumsuzluklardan etkilenmemesi olasılığı yoktur. Bu etkilenme durumunun tıbbi sekreterler ve sağlık sektörünün diğer çalışanları için biraz daha hissedilir olduğu söylenebilir. Genellikle çalışma gün ve saatlerinin değişkenlik göstermesi, sağlık sektörünün özelliklerinden biridir. Bazen nöbet uygulaması kişinin günlük standart çalışma süresini de aşarak çok daha uzun bir zaman dilimine yayılabilmekte, hatta bazen yeteri kadar dinlenemeden tekrar bu çalışma temposuna dönmesine sebep olmaktadır. Bu nedenle diğer sektörlere göre sağlık çalışanlarının olumsuzluklardan daha fazla etkilenmeleri söz konusudur.
İş ortamındaki her olumsuzluk etmeni, ayrı bir sağlık riski oluşturmaktadır. Bu riskler bazen bir meslek hastalığına zemin hazırlarken, bazen de iş kazasına neden olabilmektedir. Özellikle son aylarda tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını tüm sağlık çalışanlarının ruh ve beden sağlıklarını tehdit etmektedir. Çünkü sağlık çalışanları hem biyolojik hastalıklara daha yüksek bir oranda yakalanabilmekte, hem daha fazla mesai yapmak zorunda kalmakta, hem de insanlığın yaşadığı bu büyük drama yakından tanıklık ettikleri için ruh sağlıkları da bundan olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu etkilenmeye hasta ile fiziksel teması olmadığı için daha şanslı gibi görünen tıbbi sekreterlerin karşılaştığı riskler açısından bakıldığında ise, aslında diğer sağlık çalışanlarından fazla farkları olmadığı görülür. Çünkü koruyucu giysileri bulunmamaktadır, hasta ve hasta yakınlarının verdiği para, kredi kartı, evrak gibi materyallere dokunmak zorundadır, yüz yüze hizmet verdikleri kişiler ile aralarına mesafe koyma ve maske kullanımı dışında onlar için alınan başka bir önlem yoktur. Çalışma ortamında bulunan tehlike ve olumsuzlukları yaratan etmenler iş sağlığı açısından değerlendirildiğinde, aşağıdaki şekilde gruplandırılabilir:
-Fiziksel etmenler,
-Kimyasal etmenler,
-Tozlar,
-Biyolojik etmenler
-Ergonomik etmenler ve
-Psikososyal etmenler
Çalışanların iş ortamındaki olumsuzluklara bağlı olarak bu etmenlerden kaynaklanan sağlık sorunları ise üç genel grupta toplanabilir:
-Fiziksel sorunlar (kas-iskelet hastalıkları, duruş bozuklukları, uzuv kayıpları vb.)
-Biyolojik hastalıklar (verem, tetanos, leptospiroz, alerji vb.)
-Psikososyal hastalıklar (stres kaynaklı hastalıklar, depresyon, manik depresif sendrom, anksiyete vb.)
Gittikçe önemi artan sağlık sektörünün iş ortamlarının içerdiği olumsuzluk etmenlerinin daha fazla araştırılması ve risklerden etkilenme düzeyinin saptanarak sonuçların iş sağlığı açısından değerlendirilmesi yararlı olacaktır. Ancak şüphesiz böyle geniş kapsamlı bir çalışmanın uygulamaya yönelik kısmının bu salgın döneminde yapılması oldukça zordur. Bu nedenle bu çalışmada konular salt ruh sağlığını etkiyen sorunlar açısından ele alınmıştır. Motivasyonu ve iş verimini etkileyen ruhsal sorunlar içerisinden de özellikle tükenmişlik sendromunun üzerinde durulmuştur. Psikososyal etmenlerden kaynaklanan bir sağlık sorunu olan bu sendromu kuramsal düzeyde incelerken konuya ilişkin bir farkındalık oluşmasına katkıda bulunmak, çalışma yaşamında bu sorunla karşılaşmamak ya da karşılaşıldığı zaman baş edebilmek konusunda başta tıbbi sekreterler olmak üzere tüm sağlık çalışanları için bazı öneriler geliştirmek amaçlanmıştır.
Marmara Belediyeler Birliği Kültür Yayınları, 2019
Marmara Belediyeler Birliği Kültür Yayınları, MBB tarafından gerçekleştirilen Kebikeç Seminerleri... more Marmara Belediyeler Birliği Kültür Yayınları, MBB tarafından gerçekleştirilen Kebikeç Seminerleri başlıklı konuşma serisi “Kitap ve Kütüphane Üzerine Konuşmalar” adıyla yayınladı.
İçeriği, Dünya Kütüphanelerinden Örnekleri Berrin Balkaş Yılmaz ve Selçuk Aydın, Sahaflık ve Sahafları Emin Nedret İşli, Kâğıt Restorasyonunu Nergis Ulu, Kitâbeler ve Mezar Taşı Kitâbelerini Süleyman Berk ve Nadir Eserleri Hüseyin Türkmen’in anlattığı ve kaleme aldığı yazılarla oluşturuldu.
“Türkiye’de Kitap ve Kütüphane çalışmaları nasıl yapılmaktadır? Mesleki sorunlara nasıl çözüm önerileri getirilebilir?” sorularıyla yola çıkan bu çalışma, günümüzdeki farklı kütüphanecilik perspektiflerine dair bir panorama oluşturmayı hedeflemektedir. Bu kitapta, Türkiye ve dünyadaki kütüphanecilik geleneklerine ve modellerine ilişkin bilgilerle, “kitap” üzerine farklı bakış açıları ve araştırma yöntemlerine dair kişisel anlatılarla karşılaşacaksınız.
Bilgi Merkezlerinde Risk ve Kriz Yönetimi. (Ed. A. H. Kuzucuoğlu, Y. Şeşen). İstanbul: Hiperyayın, ISBN: 978-625-7280-02-2., 2020
Türkiye bulunduğu coğrafi bölge itibariyle bugüne kadar başta deprem olmak üzere doğa veya insan ... more Türkiye bulunduğu coğrafi bölge itibariyle bugüne kadar başta deprem olmak üzere doğa veya insan kaynaklı pek çok afet yaşamıştır. Doğa kaynaklı olası tehlikelere ek olarak gelişen teknolojinin kullanımındaki hatalar yüzünden meydana gelen afetlerin sayıca gittikçe artıyor oluşu, iklim değişiklikleri, bundan sonra da benzer afetlerin olma olasılığının yüksek olduğunu insanlığa göstermektedir. Maalesef bilerek ya da bilmeyerek insanlar da afetlere sebep olmakta, biyolojik tehlikeler de insanlığı tehdit etmektedir. Örneğin son aylarda hızla yayılan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını devleti ve bireyleri bu konuda önlem almak, iş ve özel yaşamı ona göre düzenlemek zorunda bırakan bir biyolojik afettir. Salgın sürecinin başında kütüphaneler uzun zaman kapalı kaldığı için basılı kaynaklara ulaşım sağlanamamış, tekrar açıldığında ise kullanıcılara sınırlamalar getirilmiştir. Binaların içerisinde kütüphane çalışanları ve dermenin kullanıcıları arasındaki mesafe, fiziksel mesafeye dikkat kuralına ve hijyene göre yeniden düzenlenmiştir. İç mekânlar belli aralıklarla dezenfekte edilmekte olup, pek çok alana da dezenfektanlar konulmuştur. Okuma salonlarındaki masalar arasındaki mesafelerde de fiziksel mesafe kuralı uygulanmakta olup, oturma yerlerinin kapasitesinin üzerinde okuyucu alınmamaya çalışılmaktadır. Bulaşma riskini azaltmak isteyen bazı üniversite ve araştırma kütüphaneleri dış kullanıcıların fiziksel erişimine kapatılmış ya da yararlandırmaya sınırlar getirilmiştir. Yine bulaşma riskini düşünerek kendiliğinden fiziksel olarak kütüphaneye gelmek istemeyenler ve uzaktan öğretime geçildiği için gelmeye gerek görmeyenler de eklenince, kütüphane binalarının kullanım verimliliği büyük bir düşüş göstermiştir. Buradan da kütüphane binalarının biyolojik afetler dahil, her türlü afetten etkilendiği sonucu çıkartılabilir.
Geçmişten bugüne dünyanın pek çok yerindeki kütüphanelerin yaşadığı afetler can kayıplarına sebep olmuş, insanlığın kültür mirasına zarar vermiş, hatta yok etmiş olduğu için bu konularda yapılmış bilimsel araştırmaların da sayısı bir hayli fazladır. Ancak bu çalışmaların çok büyük bir bölümü doğrudan kütüphane binasına değil, bina içerisindeki yapısal olmayan elemanlara ve dermeyi korumaya yönelik yapılmıştır. Afetlerde yapısal olmayan elemanların zarar görmesi daha fazla kayba sebep olsa da, eğer yapısal elemanlar afete dayanıklı ise, yapısal olmayan elemanlar da büyük ölçüde korunur. Şüphesiz yıkılan bir binanın altında kalan her şey zarar görür. Bu çalışma ile kütüphane binası tasarımının önemine dikkat çekme, literatürdeki bu eksikliği biraz olsun giderebilme ve konuya yönelik bundan sonra yapılacak çalışmalara da yardımcı olma amaçlanmıştır.
Satın almak için:
https://www.pandora.com.tr/kitap/bilgi-merkezlerinde-risk-ve-kriz-yonetimi/766759
https://www.kitap365.com/kitap/bilgi-merkezlerinde-risk-ve-kriz-yonetimi/376768
https://www.kitapkoala.com/kitap/bilgi-merkezlerinde-risk-ve-kriz-yonetimi-alpaslan-hamdi-kuzucuoglu-9786257280022
Kamusal Alan Olarak Bilgi Merkezleri ve Yenilikçi Yaklaşımlar
Kütüphanelerde görme ve işitme engelli kullanıcılara yönelik hizmetler özellikle son yıllarda öne... more Kütüphanelerde görme ve işitme engelli kullanıcılara yönelik hizmetler özellikle son yıllarda önem kazanmakta, gelişen teknolojiler sayesinde de sürekli geliştirilmektedir. Kütüphane binasının da, bu hizmetlerden yararlanmak isteyen engellilerin kullanımına uygun bir şekilde tasarlanıp üretilmesi gerekir. Bunun için geliştirilmiş bazı mimari standartlar bulunmaktadır. Binanın bu standartlara uygun olarak oluşturulması durumunda kullanımı sırasında engelli kullanıcıların gereksinimlerini karşılayabileceği düşüncesi, bu çalışmanın çıkış noktası olmuştur.
Çalışmanın amacı; kütüphane binası tasarlarken engelli kullanıcıların gereksinimlerinin doğru belirlenmesi, hangi uluslararası standartlara uyulması gerektiği ve üretim aşamasında da bunların uygulanması durumunda bu kullanıcıların bilgiye erişimindeki bina kaynaklı engellerin ortadan kaldırılması yönünde mimarlara ve kütüphanecilere yardımcı olmaktır. Çalışmanın kapsamı görme, işitme ve bedensel engelliler ile sınırlı tutulmuş, diğer engellilik durumları kapsam dışı bırakılmıştır.
Bina, gereksinimler sonucu oluşturulan yapay bir kabuktur. Çalışmaya öncelikle insan haklarının da bir parçası olan bilgiye erişim hakkı vurgulanarak başlanacaktır. Daha sonra bina içinde ve dışında fiziksel erişime engel olan durumlar sırasıyla ele alınacaktır. Bu doğrultuda önce, kabuğun çevrelediği iç mekân ile kabuğu çevreleyen dış mekânın işlevselliği engelli kullanıcı gereksinimleri açısından irdelenecektir. Devamında ise, kütüphane binası kullanıcıları (binanın sürekli kullanıcıları olan kütüphane çalışanları ve geçici kullanıcıları olan dermenin kullanıcıları) tanımlanacak, sonra bunlar içerisindeki engelli kullanıcı grubunun özellikleri ortaya konulacaktır. Son olarak, kütüphane binası ile engelli kullanıcı arasındaki bağ vurgulanacaktır.
Türkçe Anahtar Sözcükler: Kütüphane binaları, engelli kütüphane kullanıcıları, engelli kullanıcı için kütüphane tasarım ilkeleri, bedensel engelliler, görme engelliler, işitme engelliler.
Satın almak için:
http://www.kitapyurdu.com/kitap/kamusal-alan-olarak-bilgi-merkezleri-ve-yenilikci-yaklasimlar/446096.html
http://www.okumaajansi.com/kamusal-alan-olarak-bilgi-merkezleri-ve-yenilikci-yaklasimlar/
Taşıdıkları ünvanlar farklı da olsa, bilgi ve belge yönetimi ile ilgili bir meslekte çalışan herk... more Taşıdıkları ünvanlar farklı da olsa, bilgi ve belge yönetimi ile ilgili bir meslekte çalışan herkesin bu mesleği etik davranışlar çerçevesinde icra etme gibi bir sorumluluğu vardır. Çünkü bu meslek belli bir akademik eğitim ve uzmanlık gerektiren, vereceği hizmete toplumun belli bir kesimi tarafından ihtiyaç duyulan, kendi mesleki örgütlerine sahip ve kendi etik kuralları olan profesyonel bir meslektir. Bu mesleği seçen kişi, bir anlamda bu mesleğin gereklerini yerine getirme yükümlülüğünü de üstlenir. Aynı zamanda bu mesleğin onurunu taşır ki bu onur, kişisel onurdan başka ve onun ötesinde bir onurdur.
Çalıştığı işyerinde kendisiyle aynı seviyedeki çalışanlara ya da astlarına çeşitli yöntemlerle sistematik olarak psikolojik taciz sayılabilecek davranışlarda bulunmak, her şeyden önce insan haklarına ve meslek etiğine aykırıdır ve gerekçesi ne olursa olsun hoş görülmemelidir. Psikolojik tacizle karşılaşan kişilerin bu konu hakkında bilinçlenmeleri durumunda yol haritalarını daha kolay çizebilecekleri ve çözüm yönünde gelişmeler kaydedebilecekleri varsayımı, araştırmanın çıkış noktası olmuştur. Bu çalışmanın amacı, bilgi ve belge yönetimi ile ilgili alanlarda çalışanların meslek etiğine aykırı bir uygulama olan psikolojik taciz (mobbing) ile ilgili olarak karşılaşabilecekleri durumları saptamak ve bunlara karşı alınabilecek önlemler konusunda bilgilendirmektir. Araştırmada psikolojik tacizle mücadelede Türkiye’deki ve farklı ülkelerdeki uygulamalar ile ilgili örneklemelerle birlikte olay ve olgular vurgulanmaya çalışılmış, yasalar ve yönetmelikler açısından irdelenmiştir. Sonuç kısmında ise tacize uğrayan kişinin öncelikli olarak yapması gerekenler, çalışanların yasal hakları, işverenin yükümlülükleri, ceza yasaları içerisindeki yeri, insan hakları açısından değerlendirme vs. elde edilen bulgular çerçevesinde bunlarla ilgili çözüm önerileri de tartışılmıştır.
Abstract
Although the professional titles and ranks are different, everyone who is working in the field of information and documentation management has the responsibility of performing this profession in an ethical frame. This profession requires an academical education and specialisation as well as its service is required by certaing groups in society; and it has its own professional organisation and ethical rules. Anyone who chooses this profession also carries the responsibilities of it. At the same he/she bears the honour of the profession that is different from any other pride and beyond of it.
To systematically treat the people who work at lower rank in a manner that is hostile which can be accepted as psychological/moral harassment is againts the human rights and professional ethic; and it cannot be accepted whatever the reason. The starting point of this study is based on a hypothesis for which if anyone who is subject to a psychological/moral harassment is informed about the issue he/she can draw much easier a road map to find a solution to this unpleasant situation. The aims of this study are to determine the possible behaviours that will be described as psychological/moral harassment, and possible preventive actions againts them; and to inform the people who are working in the field of information and documentation management. In the research some of the moral harassment incidents in Turkey are taken as samples; those of incidents are examined according to the legal issues; and are compared with different overseas applications. As conclusion, the immediate actions against moral harassment; the legal rights of workers; resposibilities of employer; legal issues and human rights; and solutions are discussed.
Öz: Kütüphane binası, geçmişte olduğu gibi bugün de kütüphaneyi oluşturan beş temel unsurdan biri... more Öz: Kütüphane binası, geçmişte olduğu gibi bugün de kütüphaneyi oluşturan beş temel unsurdan biridir. Derme,
personel, bütçe ve okuyucu unsurları ile arasında bir eşgüdüm olması, iyi hizmet verilebilmesini sağlar. Kütüphane
binası tasarlanır, inşa edilir ve kullanım aşamasına geçildikten sonra kullanıcıların gereksinimlerini karşılamaya
başlar. Binanın kullanıcıları (dermenin kullanıcısı olan okuyucular ya da kütüphane personeli) arasında engelliler
olabilir. Engelli olmak, kütüphanenin verdiği hizmetlerden yararlanma konusunda herhangi bir aksaklığa sebep
olmamalıdır. Kütüphane binaları bütün kullanıcıların bütün kütüphane hizmetlerinden eşit şekilde
faydalanabilmeleri amaçlanarak tasarlanmalıdır. Çünkü kütüphaneden herkesin eşit olarak yararlanma hakkı
vardır. Ancak bu amaç uygulamaya tam olarak yansıtılamamaktadır. Engelli kullanıcı bazen kütüphane binasına
gelene kadar, bazen de bina içerisinde (hatta bazen her iki ortamda da) sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu çalışmada
bedensel ve görme engelli kullanıcılar temel alınmış ve bu kullanıcıların bina dışındaki fiziksel dış ve iç çevrelerde
karşılaştıkları sorunları kısaca irdelenmiştir.
Değişen dünyanın hızla gelişen teknolojileri yaşantımıza önemli yenilikler ve kolaylıklar katarke... more Değişen dünyanın hızla gelişen teknolojileri yaşantımıza önemli yenilikler ve kolaylıklar katarken bazende bizi kendi doğal yapımıza uygun çevrelerden uzaklaştırarak daha yapay çevrelere sokabilmektedir. Bu yeni çevreye uymak durumunda kalan insan, yaşam koşullarını da bu yeni çevreye göre uyarlamaktadır. İnsanı doğasından uzaklaştıran bu çevre, genellikle doğal olan her şeyi yok etme, ya da en azından zarar verme yönünde bir gelişim göstermektedir. Geçen zaman içerisinde bu durumun sakıncaları fark edilmiş, teknolojinin getirdiği olanaklardan da kopmadan, yeniden doğaya dönüşün yolları aranmıştır. Doğaya zarar veren ve tükenmekte olan enerji kaynakları yerine doğadan elde edilen ve tükenmeyen kaynaklara yönelim başlamış, çevre koşulları da buna uydurulmaya çalışılmıştır.
Binalar insan eliyle oluşturulan yapma çevreler oldukları için bu durumdan olumlu ya da olumsuz yönde etkilenirler ve bu etkileri hem içerisinde bulundukları doğal çevreye, hemde kullanıcılarına da yansıtırlar. Bu çalışmanın amacı; enerji sorunundan ve çevre kirliliğinden yola çıkarak çevre dostu bir yeşil bina oluşturmanın önemini vurgulamak ve günlük yaşamının büyük bir kısmını binada geçiren kütüphaneciler açısından da böyle bir binaya sahip olma konusunda bir farkındalık yaratmak, konuya dikkat çekmektir. Sonuç bölümünde ise yeşil kütüphane olmanın gerekleri irdelenmeye çalışılmış, konuya ilişkin yasal duruma da değinilerek bundan sonrası için bazı saptama ve önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelime: Kütüphane binaları, sürdürülebilir kütüphane binaları, çevre dostu kütüphane binaları, enerji verimliliği
Key Words: Library buildings, sustainable library buildings, environmentally friendly library building, energy efficiency
Tarih boyunca toplumun bilgi gereksinimini karşılama amacıyla oluşturulan kütüphaneler, ilk ortay... more Tarih boyunca toplumun bilgi gereksinimini karşılama amacıyla oluşturulan kütüphaneler, ilk ortaya çıkışlarından itibaren her zaman bir mekana sahip olmuşlardır. Çünkü bina, kütüphaneyi oluşturan temel bileşenlerden biridir. Geçmişten bugüne bilgi kaynaklarının toplandığı bu kütüphane binaları, aynı zaman diliminde birden fazla kişiye hizmet veren, içerdikleri materyaller ile bulundukları çevreyi etkileyen ve bu çevreden etkilenen mekanlardır. Bir başka deyişle iç ve dış çevre koşullarındaki olumsuzluklar kütüphane binasını, binadaki olumsuzluklar ise çevreyi etkilemektedir. Binada kullanılan enerji kaynakları ve üretilen atıklar, enerji tasarrufu ve çevre kirliliği açısından değerlendirilmesi ve önlem alınması gereken önemli konulardır.
Halen kullanılan taşkömürü, linyit, petrol, doğalgaz gibi yenilenemez geleneksel yakıtların çevreye verdikleri zararlar ve maliyetlerindeki yükseklik, insanlığı güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, jeotermal enerji gibi alternatif enerji kaynaklarını kullanmaya yönlendirmiştir. Günümüzde binalarda kullanılan bu fosil kökenli yakıtların yerini artık bu tür yenilenebilir enerji kaynakları almaktadır. Fosil kökenli yakıtların tüketimi sonucunda atmosfere salınan zararlı gazların oluşturduğu kirlilik ve iklim değişikliklerine neden olan küresel ısınmaya çözüm olarak geliştirilen yöntemler, sürdürülebilir bir çevre oluşturma yönündedir. Sürdürülebilir mimarlık yaklaşımı ise, çevreye zarar vermeyen ve enerji tasarruflu binalar tasarlama ve üretme sürecidir. Bu çalışmanın amacı; kütüphane binalarının sürdürülebilir bir çevre içerisinde konumlandırılarak nasıl bir sürdürülebilir mimarlık yaklaşımıyla tasarlanıp üretilerek kullanılabileceğini ve var olan binalara da nasıl bu özelliklerin kazandırılabileceğini araştırmaktır. Gelişmiş ülkelerde bu yaklaşımla oluşturulmuş ya da bu özellikler sonradan kazandırılmış kütüphane binaları olmasına rağmen ülkemizde henüz “yeşil bina” sertifikasına sahip bir kütüphane binasının olmayışı, bu çalışmanın yapılması konusunda başlangıç noktası olmuştur. Kütüphane binalarının sürdürülebilir mimarlık yaklaşımıyla ele alındığı Türkçe kaynakların yetersiz oluşu nedeniyle yurtdışında yapılan çalışmalar incelenmiş, Çalışmada öncelikle kavram olarak “sürdürülebilirlik” ele alınmış, sonra sürdürülebilir mimarlık yaklaşımı incelenmiş, kütüphane binaları da bu bağlamda değerlendirilmiş ve sonuçta, kütüphane binalarının sürdürülebilir mimarlık ilkelerini taşıyarak enerji tasarruflu ve çevreye zarar vermeyen binalar olabilmelerinin koşulları ortaya konulmuştur.
Anahtar Sözcükler: Kütüphane Binaları, Sürdürülebilir Mimarlık, Sürdürülebilir Kütüphane Binaları, Enerji Etkin Tasarım, Enerji Verimliliği
Özet: İklim değişikliği, çevre kirliliği, her türlü enerji kaynağından tasarruf etmeyi gerektiren... more Özet: İklim değişikliği, çevre kirliliği, her türlü enerji kaynağından tasarruf etmeyi gerektiren ekonomik sıkıntılar vb. sorunlar, topluma hizmet veren kurumlardan biri olan kütüphanelerin bu sorunların çözümünün bir parçası olmasını gerektirir. Sürdürülebilir kütüphane olarak da bilinen yeşil kütüphane, çevreye karşı duyarlı ve enerji tasarruflu kütüphane binaları anlamına gelmektedir. Her yaşta herkesin yaşam boyu öğrenme merkezi olan kütüphanelerinin tek sorumluluğu bilgi hizmeti sunmak değil, aynı zamanda çevreye karşı duyarlılığı artırmak ve uygulamaları kendi binasında yaparak iyi bir örnek teşkil etmektir. Yeşil kütüphaneler, doğanın dengesini korumaya olan katkı sağlaması, emsalleri ile aynı kalitede, ancak daha düşük bütçelerle üretilmesi ve çevre kirliliğinde en az pay sahibi olma özellikleri ile çevre dostu bina akımının bir parçasıdır. Ancak, yeşil kütüphane uygulamalarının diğer yeşil binalara göre daha farklı ihtiyaçları ve uygulamaları bulunmaktadır. Bu çalışmada amaç, yeşil bina olgusundan yola çıkarak yeşil kütüphane uygulamasının nasıl gerçekleştiği konusunu irdelemek ve kütüphanelerin diğer yeşil binalara göre neden farklı ihtiyaçlarının olduğu ve bu ihtiyaçların nasıl karşılanabildiği hakkında bilgi vermektir.
Summary: As one of the main public buildings libraries are required to be involved in seeking solutions for environmental problems such as climatic changes, environmental pollution, energy consumption. Green library or sustainable library means environment friendly and energy saving library building. As a center of continuous education for life time it is necesseray to make library buildings to be good examples for the people in terms of awareness and approaches on environmental issues. They contribute to maintain the natural balance, produce less waste, and are built with low budget but in good quality. However, applications of green library buildings are based on different requirements comraing to the other gren buildings. The aim of this paper is to examine the green library buildings; to determine the difference between other green buildings and green library buildings in terms of requirements; and to give information on how to meet those of requirements.
This paper focuses on school libraries in Turkey. It is a general outlook on k-12 education and h... more This paper focuses on school libraries in Turkey. It is a general outlook on k-12 education and how the community perceives “the School Library” supported with statistics in relation to the public such as average education of families, literacy rates, school enrollment rates, library visiting rates, etc. (TUIK 2014) While school libraries stir a critical debate on reading habits in Turkey, it is also useful to make an overview of libraries and reading promotion programs that exist. For instance, public libraries do not necessarily offer sufficient programs and contemporary resources for children, young adults (0-18) and their families. Furthermore, preschool enrollment is much lower than Europe and emergent literacy strategies are often not utilized by general public. Since the Ministry of Education distributes text books in schools for free which is advantageous for low income families, searching for new books beyond the given ones does not turn into a vital agenda for especially these families and children. A policy entitled, 100 Basic Literary Works that have been advised by the Ministry of Education for children from 1st grade to 8th grade leads to a rich number of variations to be published while mostly leaving contemporary children’s literature out of school context. Since the list is often regarded as an approved resource, utilizing books beyond the list is at times not preferred by the teachers. In this poster, the short history of school libraries and the problems they face will be pointed. Is a school library part of the education or is it a supplementary issue? How do librarians view this issue? How does the Ministry of Education sees the school library? The country not only faces shortage of school libraries but also trained and certified school librarians which is a major issue. Z-Libraries (Z for Zenginleştirilmiş : Enriched Libraries) is a recent attempt of the government to rejuvenate school libraries in Turkey, emerged recently with almost 500 pilot libraries in schools. While this project offers attractive and colorful library atmosphere for children, strategies for building a rich collection of high quality books that will be part of these libraries is a work in progress. Given that PISA (The Program of International Student Assessment) scores of Turkey have room for improvement, and reading skills and critical thinking is an important part of the PISA assessment, new strategies have been sought. Since research draws connections between PISA scores and preschool reading habits, kindergarten libraries and reading programs in relation to them seem to be vital and under numerous organizations’ consideration in Turkey.
Yapay Zekâ: Disiplinlerarası Yaklaşımlar, 2023
Yapay zekâ her geçen gün gelişmekte, hayatımızın her köşesine nüfuz etmektedir. Özellikle akıllı ... more Yapay zekâ her geçen gün gelişmekte, hayatımızın her köşesine nüfuz etmektedir. Özellikle akıllı telefonların kullanımı ile birlikte yapay zekâ uygulamaları da yaygınlaşmış, öncesinde yapay zekâ ile hiç tanışmamış sıradan insanların bile yaşamlarında kendine yer bulmuştur. Örneğin, sadece bir kez girdiği reklam duyurusunun içeriğini oluşturan ürün ile ilgili birçok duyuruyu yine isteği dışında peşi sıra almaya başlayınca önceleri “Nereden biliyor?” diye şaşıran insanın bu işlemin ardındaki nedeni merak etmemesi elbette mümkün değildir. Hayatın bu kadar içine girmiş bir teknolojiye duyulan merakın her geçen gün artması, bu farkındalığın artık bireysel olmaktan çıkartılarak topluma mâl etme zamanının geldiğini gösteriyor. İşte bu kitap tam da bu amacı temel alarak hazırlandı. Elinizdeki bu eser, içerdiği konuların temelden başlanarak ele alınması ve yapay zekâ ile ilgili tartışmaları sadece teknik alanlar ile sınırlandırmayarak herkesin anlayabileceği şekilde sektör uzmanları ve akademisyenler tarafından hazırlanması ile yapay zekâ literatüründe öncü eserlerden biri olmaya aday. Kitap ayrıca Endüstri 4.0’ın odak noktası haline gelen yapay zekâyı, uygulama alanlarında görmek ve gerçek dünyada nasıl çalıştığını anlamak isteyenlerle birlikte yapay zekâyı kendi uygulama alanlarına dâhil etmek isteyenlerin de faydalanabilecekleri bir eser. Yapay zekânın ortaya çıkışının, bugüne kadarki gelişiminin ve günümüz örneklerinin anlatıldığı bu kitapta ayrıca, ele alınan alanlar açısından yapay zekânın mevcut ve potansiyel etkileri ile birlikte gelecekte bu alanları nasıl şekillendirebileceği üzerinde de durulmaktadır.
Satın almak için: https://www.vbky.com.tr/kitap/yapay-zeka-disiplinlerarasi-yaklasimlar
Bu kitap hem bir kütüphane tasarlamak isteyen mimarlara, hem de bunu yapacak olan mimarlara konu ... more Bu kitap hem bir kütüphane tasarlamak isteyen mimarlara, hem de bunu yapacak olan mimarlara konu uzmanı olarak destek verecek kütüphanecilere katkıda bulunması amacıyla yazılmıştır. Bu çalışmada önce bir binanın tasarım ve üretim evreleri aşama aşama yapı biyolojisi açısından ele alınmış, daha sonra bu aşamalar kütüphane binasına uyarlanmıştır. Bu evrelerde mimarlar tarafından kütüphanecilerin gereksinimlerinin belirlenmesinin gereği ortaya konulmuştur. Binanın hem dış, hem de iç çevresiden kaynaklanan olumsuzlukların kullanıcılar üzerine olan etkileri ve çözüm önerileri, önceden geliştirilmiş bir yapı biyolojisi irdeleme modelinin adımlarına uygun olarak kütüphane binalarının özelliklerine göre belirlenmiştir. Uyarlanan model, türü ne olursa olsun tüm kütüphane binalarına uygulanabilir. Kütüphane binasının tasarımı ve üretimi bu modelin adımlarına uygun olarak yapılırsa, binanın kullanıcılarının gereksinimleri rahatlıkla karşılanacak ve kullanım süresince sağlık sorunları oluşmayacaktır. Binanın sürekli ve geçici kullanıcıları kendilerine sağlıklı bir ortam sunan kütüphaneyi daha çok kullanabilecekler ve bu durum kütüphanenin kullanım verimliliğini artıracaktır.
In spite of its short history of eighteen years, Koç University has developed its library towards... more In spite of its short history of eighteen years, Koç University has developed its library towards meeting its goals of educating the most exclusive alumni and advancing the borders of art and science in addition to fulfilling its mission of serving our country and humanity. In this short period of time, Suna Kıraç Library has become one of the most established university libraries by acquiring products of universal knowledge of culture. While using the most advanced technology, it has also preserved original rare works which convey knowledge from the past. These rare books are preserved within the library building under special conditions which also allow patrons direct access to the materials.
The students in "The Art of the Book" course that was recently offered by Ilgım Veryeri-Alaca from the Media and Visual Arts Department in the College of Social Science and Humanities worked towards the same goal: to design and produce their own books. Students initially gained knowledge on the theory of book design, and then by integrating this knowledge with their own imagination, they fabricated their art works. Suna Kıraç Library would like to present to art lovers these original book designs side-by-side with a selection of rare books from our collection that may be inspirational to contemporary book design.
It is exhilarating for us to see that almost all the students enrolled in this class are majoring in different departments, a factor which enriched the creative process. By revealing the creative sides of our students and showcasing our collection of rare books- produced in different times, in differend languages, and by different people- this exhibition creates an exquisite fusion of the old and the new. I congratulate my colleague Ilgım Veryeri-Alaca, with whom I take great pride in having worked together in this organization, and her students, I thank her particularly for having led the effort for the promotion and presentation of our rare book collection.
Halk Kütüphanelerinde Mimari Uygulamalar Çalıştayı Raporu
Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü tarafından, 7-9 Aralık 2017 tarihleri a... more Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü tarafından, 7-9 Aralık 2017 tarihleri arasında başarıyla gerçekleştirilen “Halk Kütüphanelerinde Mimari Uygulamalar Çalıştayı”na ait sonuç raporu ekte sunulmuştur.
Çalıştayda, belirlenen ana konular kapsamında katılım sağlamak üzere bürokratlar, akademisyenler, yöneticiler, mimarlar, kütüphaneciler, iç mimarlar, şehir plancıları, mühendisler, restoratörler ve farklı sektörlerde çeşitli pozisyonlarda görev yapan 94 katılımcı yer almış ve iki gün süresince, ülkemizdeki halk kütüphanelerinin hizmet verdiği binaların sorunlarını daha bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesi; kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması, halk kütüphanelerinin hizmet niteliğinin yükseltilmesi ve toplumdaki kütüphane algısının arzu edilen seviyeye getirilmesi konularında değerli görüşleriyle katkıda bulunmuştur.
Genel Müdürlük bundan sonraki süreçte yakın, orta ve uzun vadeli olarak hayata geçirilecek olan proje ve programların başlangıç adımını oluşturan bu çalıştay aracılığıyla, Bakanlığa bağlı olarak hizmet veren kütüphane binalarımızın; kullanıcılarımız ve potansiyel kullanıcılarımız için “cazibe merkezi”, “buluşma noktası” ve “YAŞAYAN KÜTÜPHANE” niteliği kazanmaları hedeflenmiştir.