Örgütsel Sessizlik Research Papers - Academia.edu (original) (raw)
Güncel bir konu olan mobbing özellikle sağlık kurumlarında önemini korumaya devam etmektedir. Mobbing, işyerinde bir bireye yönelik olarak, bireyin çaresiz ve savunmasız olmasını sağlamaya çalışılarak, düşmanca ve etik dışı iletişimi... more
Güncel bir konu olan mobbing özellikle sağlık kurumlarında önemini korumaya devam etmektedir. Mobbing, işyerinde bir bireye yönelik olarak, bireyin çaresiz ve savunmasız olmasını sağlamaya çalışılarak, düşmanca ve etik dışı iletişimi içeren psikolojik saldırıdır. Örgütsel sessizlik kavramı ise çalışanların, herhangi bir konuyla ilgili fikir, bilgi ve düşüncelerini bilinçli olarak yönetimden saklamasını kapsamaktadır. Bilinçli ve kasıtlı olarak yapılan bir davranış olan sessiz kalma davranışı örgütte yeni fikirlerin ortaya çıkmasına engel olmaktadır. İşyerinde psikolojik saldırıya maruz kalan çalışanlar ya mücadele etmekte ya da bazı nedenlerden dolayı sabretmekte ve sessiz kalabilmektedir. Bu araştırmanın amacı; mobbingin örgütsel sessizlik üzerindeki etkisini belirleyebilmektir. Sivas il merkezinde bir kamu hastanesinde çalışan hemşireler bu çalışmaya dahil edilmiş, anket yöntemi kullanılarak veriler elde edilmiştir. Araştırmanın hipotezlerini test etmek amacıyla korelasyon ve regresyon analizi yapılmıştır. Çalışmada mobbingin örgütsel sessizliğin bütün alt boyutlarının üzerindeki etkilerinin pozitif yönlü ve anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Hemşirelerin mobbinge maruz kalma durumları cinsiyet, yaş ve kurumda çalışma sürelerine göre farklılık gösterdiği saptanmıştır. Çalışmada mobbingin örgütsel sessizliği artırdığı saptanmıştır. Anahtar Sözcükler: mobbing (psikolojik saldırı), örgütsel sessizlik, örgütsel davranış, sağlık kurumları hemşireler. MOBBING ON HEALTHCARE INSTITUTIONS AND ITS EFFECT ON ORGANIZATIONAL SILENCE Abstract Mobbing is an actual and key issue on healthcare institutions. Mobbing at work place can be described as hostile and unethical behaviors towards an employee to make him/her helpless and defenseless. Organizational silence on the other hand can be described as an employee's intentional act of not informing superiors about his/her ideas, suggestions and thoughts. As a deliberate act, organizational silence prevents creativity and productivity at the workplace. The employees under mobbing can either fight back or protect the silence and patience during mobbing stages. The purpose of this study is to determinate the mobbing affect on organizational silence. Carried out with the survey method in city of Sivas, the study's sample group is a group of nurses that work at a public sector hospital. To test the hypothesis, regression and correlation analysis were conducted. As per result, it is seen that mobbing is quite affective positively on all aspects of organizational silence. In addition, were found that based on age, gender and tenure of the nurse, severity of mobbing behavior is change. In conclusion, mobbing increases organizational silence.
- by and +1
- •
- Mobbing, Organizational Silence, Örgütsel Sessizlik
Organizational silence refers to situations in which employees choose to remain silent about their thoughts, views or ideas about an organizational problem. It should also be underlined that employees withhold their ideas on purpose and... more
Organizational silence refers to situations in which employees choose to remain silent about their thoughts, views or ideas about an organizational problem. It should also be underlined that employees withhold their ideas on purpose and intentionally. Therefore, from this aspect, silence can be considered as an avoidable context. On the other hand, organizational culture can be defined as norms, beliefs, values and assumptions which lie behind the qualities that differentiate the organization from the others. Physical conditions, work-related habits, ways of behaviors, rules among employees, and priorities of the organization can be listed among the qualities which render the organization different from the others. Therefore, organizational culture plays a significant role on behaviors and attitudes of employees. In this regard, this study is to present whether organizational culture and organizational silence are related, and to indicate whether the former affects the latter. In other words, the study attempts to identify the dominant culture type within the organization, and to indicate which type of organizational culture fosters organizational silence. In order to specify the type of organizational culture, Organizational Culture Questionnaire, developed by Harrison and adapted by Mamatolu, is used as a scale in the study. Besides, silence of employees is hereby measured with Organizational Silence Questionnaire developed by Dyne, Ang, and Botero. The study likewise contributes to organizations and individuals in various aspects. By identifying the level and instances of silence within the organization, the employer or executives may have the opportunity to be informed and to take precautions. Specifying the dominant culture type also reveals the common organizational values of employees, which, in turn, may be followed by a change or improvement of the organizational culture.
Bu KONGRE KİTABININ her türlü yayın hakkı GÜVEN PLUS GRUP DANIŞMANLIK A.Ş. "GÜVEN YAYINLARI"'na aittir. Yayınevinin yazılı izni olmadan, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayını,... more
Bu KONGRE KİTABININ her türlü yayın hakkı GÜVEN PLUS GRUP DANIŞMANLIK A.Ş. "GÜVEN YAYINLARI"'na aittir. Yayınevinin yazılı izni olmadan, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayını, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
Turizm sektörü gibi insan odaklı faaliyet gösteren işletmeler canlı bir varlık gibi görülmektedir. Her canlı varlığın hastalanabileceği düşünülürse işletmeler için de bunun kaçınılmaz olduğu söylenebilmektedir. Burada önemli olan işletme... more
Turizm sektörü gibi insan odaklı faaliyet gösteren işletmeler canlı bir varlık gibi görülmektedir. Her canlı varlığın
hastalanabileceği düşünülürse işletmeler için de bunun kaçınılmaz olduğu söylenebilmektedir. Burada önemli olan
işletme ve işletme çalışanlarının hastalanmalarına büyük ölçüde engel olabilmek ya da hastalığı iyileştirebilmek
için öğrenme faaliyetlerinin yerinde ve doğru bir şekilde kullanılmasının sağlanmasıdır. Çalışmada amaçlanan en
önemli konu örgütsel körlük ve sessizlik hastalıklarının iyileştirilmesinde ne derece etkili olduğudur. Ayrıca
Örgütsel sessizliğin de örgütsel körlük üzerinde ne derece etkili olduğu da araştırılmıştır. Araştırma sonuçlarına
göre, örgütsel öğrenmenin örgütsel körlük ve sessizlik üzerinde negatif ve anlamlı etkisinin olduğunun yanı sıra,
örgütsel sessizliğin ise örgütsel körlük üzerinde pozitif ve anlamlı etkisinin olduğu saptanmıştır.
Bu araştırmanın amacı, ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin algılarına göre, okul yöneticilerinin liderlik tarzları ile öğretmenlerin yaşadıkları yıldırma ve örgütsel sessizlik davranışları arasındaki ilişkiyi saptamaktır.... more
Bu araştırmanın amacı, ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin algılarına göre, okul yöneticilerinin liderlik tarzları ile öğretmenlerin yaşadıkları yıldırma ve örgütsel sessizlik davranışları arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Araştırma, ilişkisel tarama modelindedir. Araştırma modelinde, biri bağımsız/dışsal (okul yöneticilerinin liderlik tarzı), ikisi bağımlı/içsel (yıldırma ve örgütsel sessizlik davranışı) olmak üzere üç değişken bulunmaktadır. Ancak yıldırma değişkeni, kurulan yapısal modelde, aracı (mediator) değişken olarak da ifade edilebilir. Araştırmanın evrenini Aksaray ili Merkez ilçedeki 5 eğitim bölgesinin sınırları içerisinde bulunan 60 devlet ilköğretim kurumunda görev yapan 1301 öğretmen oluşturmaktadır. Evrene ilişkin örneklem çok aşamalı örnekleme (multi-stage sampling) yöntemi ile belirlenmiştir. Birinci aşamada tabakalı örnekleme (stratified sampling) yöntemi; ikinci aşamasında basit seçkisiz örnekleme (simple random sampling) yöntemi kullanılmıştır. Örneklem için belirlenen bölgede bulunan 15 okuldaki 537 öğretmenden, 400 öğretmene ulaşılmıştır. Ancak 5 anket, analiz öncesi veri tarama aşamasında çıkartılmış, geriye kalan 395 anket ile asıl uygulamanın analizleri yapılmıştır. Araştırmada, veri toplama aracı olarak, Çok Faktörlü Liderlik Ölçeği-Değerlendirme Formu (Multifactor Leadership Questionnaire) (5x Kısa), Negatif Davranışlar Ölçeği (Negative Acts Questionnaire) ve Örgütsel Sessizlik Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizi için SPSS 18.0 ve LISREL 8.80 istatistik paket programları kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, okul yöneticileri, dönüşümcü ve işlemci liderlik tarzlarını orta düzeyde sergilemekte ve dönüşümcü liderlik davranışlarını daha fazla gerçekleştirmekte; öğretmenler arasıra yıldırmaya maruz kalmakta; örgütsel sessizlik davranışlarını orta düzeyde gerçekleşmektedir. Örgütsel sessizlik davranışları söz konusu olduğunda, öğretmen algıları en fazla okul yöneticisinde odaklaşmaktadır. Okul yöneticileri dönüşümcü ve işlemci liderlik davranışları sergiledikçe, öğretmenlerin yıldırmaya maruz kalma ve örgütsel sessizlik yaşama düzeyleri azalmaktadır. İşlemci liderlik, yıldırma ve örgütsel sessizlik üzerinde, dönüşümcü liderliğe kıyasla daha güçlü bir etkiye sahiptir. Ancak, yıldırmanın, dönüşümcü ve işlemci liderlik tarzlarına kıyasla, örgütsel sessizlik üzerindeki etkisi daha güçlü bir özellik taşımaktadır./The aim of this research is to determine the relationship between leadership styles of elementary school principals and mobbing and the organizational silence behaviors that primary school teachers experience. The research was based on the relational search model. In the research model, there are three variables consisting of one independent/external (principals’ leadership style) and two dependent/internal (mobbing and organizational silence behavior) variables. However, mobbing variable may be expressed as mediator variable in the structural model. The population of the study consisted of 60 schools and 1301 teachers working in primary schools of Ministry of National Education in 5 Central education districts of Aksaray. The sample set of research were chosen from the population with the multi-stage sampling method. The first stage was stratified sampling and the second stage was simple random sampling. There are totally 15 schools and 537 teachers in these districts. 400 teachers filled out the surveys. However, the 5 survey was removed during the preliminary data screening procedure and 395 surveys were analyzed in the study. The Multifactor Leadership Questionnaire, Negative Acts Questionnaire and Organizational Silence Questionnaire were used to collect data. LISREL 8.80 and SPSS 18.0 statistical software packages were used to analysis of the data. The findings of the research showed that school principals show mid-level transformational and transactional leadership behaviours, and they were more likely to perform transformational leadership style than transactional leadership style. Teachers are victims of bullying at low level, and they show mid-level organizational silence behaviors. Teachers’ perceptions focus on the school administrators about organizatinal silence. As long as primary school principals have more transformational and transactional leadership behaviours, teachers’ mobbing experiences and organizational silence behaviors decrease. Results also showed that transactional leadership is a stronger predictor than transformational leadership on mobbing and organizational silence. However, mobbing is a stronger predictor than transformational and transactional leadership on organizational silence.
Bu araştırmanın amacı; etik iklim ve örgütsel sessizlik değişkenlerinin birbirleriyle olan ilişkilerini analiz etmek, incelemek, birbirlerini nasıl etkilediğini ortaya koymak ve etiksel iklim algılamalarının örgütsel sessizlik üzerindeki... more
Bu araştırmanın amacı; etik iklim ve örgütsel sessizlik değişkenlerinin birbirleriyle olan ilişkilerini analiz etmek, incelemek, birbirlerini nasıl etkilediğini ortaya koymak ve etiksel iklim algılamalarının örgütsel sessizlik üzerindeki etkisini ortaya koymaktır.
Veriler anket yardımı ile toplanmıştır. Araştırma, Afyonkarahisar’da faaliyet gösteren beş yıldızlı otel personellerini kapsamaktadır.
Bu araştırmanın sonuçlarına göre; etik iklimin örgütsel sessizlik üzerinde (olumlu/olumsuz) etkilere sahip olduğu görülmüştür. Bununla birlikte etik ikliminin örgütsel sessizlik üzerindeki (olumlu etkisinin olumsuz etkisine) oranla daha güçlü olduğu kanısına varılmıştır.
Bu çalışmanın amacı, sağlık sektörü çalışanlarının örgüt kültürü ve örgüt iklimi algılarının örgütsel sessizlik algıları üzerinde etkisi olup olmadığını belirlemektir. Araştırmanın örneklemini Adana ilinde görev yapan sağlık sektörü... more
Bu çalışmanın amacı, sağlık sektörü çalışanlarının örgüt kültürü ve örgüt iklimi algılarının örgütsel sessizlik algıları üzerinde etkisi olup olmadığını belirlemektir. Araştırmanın örneklemini Adana ilinde görev yapan sağlık sektörü çalışanı 411 personel oluşturmaktadır. Araştırmada elde edilen veriler, araştırmanın amacı doğrultusunda çeşitli istatistik metot ve test teknikleri (frekans dağılımı, t-testi, ANOVA, regresyon, korelasyon) kullanılarak PSPP 0.10.2 istatistik paket programı yardımıyla değerlendirilmiştir. Anlamlılık düzeyi 0.05 olarak kabul edilmiştir. Araştırmada çalışanların örgüt kültürü ve örgüt iklimi algıları ile örgütsel sessizlik algıları arasında pozitif yönlü ve zayıf bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca örgüt kültürünün örgütsel sessizlik üzerinde zayıf da olsa bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir.
Bir kamu üniversitesinde çalışan akademik ve idari personel olmak üzere toplam 240 kişiden alınan verilerle gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı, mobbing, örgütsel sessizlik ve örgütsel sinizm arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Araştırma... more
Bir kamu üniversitesinde çalışan akademik ve idari personel olmak üzere toplam 240 kişiden alınan verilerle gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı, mobbing, örgütsel sessizlik ve örgütsel sinizm arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Araştırma sonuçlarına göre; katılımcılar düşük düzeyde mobbing algısı, orta düzeyde örgütsel sinizm ve örgütsel sessizlik tutumu sergilemektedirler. Akademik ve idari personellerin mobbinge maruz kalma düzeyleri ve örgütsel sessizlik tutumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmişken, örgütsel sinizm tutumları arasında anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Ayrıca mobbing ile örgütsel sessizlik, mobbing ile örgütsel sinizm ve örgütsel sessizlik ile örgütsel sinizm arasında istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki tespit edilmiştir.
Özet Amaç: Araştırmanın iki amacı bulunmaktadır. Bu amaçlardan ilki Kahveci ve Demirtaş (2013) tarafından öğretmenler için geliştirilen örgütsel sessizlik ölçeğinin, akademisyenler için geçerlilik ve güvenilirlik çalışmalarının... more
Özet Amaç: Araştırmanın iki amacı bulunmaktadır. Bu amaçlardan ilki Kahveci ve Demirtaş (2013) tarafından öğretmenler için geliştirilen örgütsel sessizlik ölçeğinin, akademisyenler için geçerlilik ve güvenilirlik çalışmalarının yapılmasıdır. Diğeri ise devlet ve vakıf üniversitelerinde çalışan akademisyenlerin örgütsel sessizlik algılarının sosyo-demografik değişkenler açısından farklılık gösterip göstermediğinin incelenmesidir. Araştırmada olasılığa dayalı olmayan örnekleme tekniklerinden biri olan kolayda örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Yöntem: Marmara Bölgesi'nde dört farklı üniversitede görev yapan 137 akademisyenin katılımıyla ve anket tekniği yoluyla toplanan veriler SSPS 20.0 ve AMOS 21.0 istatistik paket programında analiz edilerek yorumlanmıştır. Elde edilen veriler açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri, Mann-Whitney U ve Kruskal-Wallis H testleri ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırma sonuçlarına göre örgütsel sessizlik ölçeğinin akademisyenler için geçerli ve güvenilir olduğu görülmüştür. Ayrıca, akademisyenlerin eğitim düzeyleri ile dış çevre kaynaklı sessizlik ve korunma amaçlı sessizlik, görev yaptıkları birim ile dış çevre kaynaklı sessizlik, unvanları ile korunma amaçlı sessizlik açısından sessiz kalma nedenlerinin farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır. Abstract Objectives: The research has two aims. The first aim of the research is to make adaptation study for academicians of the organizational silence scale developed by Kahveci and Demirtaş (2013) for teachers. The second aim of this study is to examine whether there is a difference between the socio-demographic variables of academicians' perceptions of organizational silence and the academicians working at state and foundation universities. In the research, convenience sampling method is used, which is one of the non-probability-based sampling techniques. Method: The data, collected through the participation of 137 academicians at four different universities in Marmara Region and survey techniques, were analyzed using SPSS 20.0 and AMOS 21.0 statistical program. Data obtained from research has been evaluated by explanatory and confirmatory factor analysis, Mann-Whitney U and Kruskal-Wallis H tests. Findings: According to the results of the research, it was found that the organizational silence scale is valid and reliable for the academicians. Findings from the study showed that academicians differ in terms of their educational level with based on external environment silence and defensive silence, working unit with based on external environment silence and the reasons for their silence in terms of titles with defensive silence.
Article Type : Reserarch Article / Araştırma Makalesi Doi Number : http://dx.doi.org/10.26449/sssj.843 Reference : Çiçeklioğlu, H. (2018). " Mobbing Ve Örgütsel Sessizlik İlişkisi: Turizm Sektöründe Bir Alan Araştırması " , International... more
Article Type : Reserarch Article / Araştırma Makalesi Doi Number : http://dx.doi.org/10.26449/sssj.843 Reference : Çiçeklioğlu, H. (2018). " Mobbing Ve Örgütsel Sessizlik İlişkisi: Turizm Sektöründe Bir Alan Araştırması " , International Social Sciences Studies Journal, 4(23): 4468-4477. ÖZ Küresel bir köy halini almakta olan günümüz dünyasında artık çalışan faktörü en ön planda yer almaktadır. İş yaşamı içerisinde çeşitli örgütsel ve çevresel faktör ile etkileşim içerisinde olan çalışanlar yapıları nedeni ile biyolojik ve psikolojik olarak diğer bireylerden daha hassas konumdadırlar. Örgütlerde devamlılığın sağlanması çoğu üretim girdisi gibi insan unsurunun da istikrarına bağlıdır. Örgütler sürdürülebilir rekabet yarışında başarıya ulaşabilmek için öncelik vermeleri gereken, hem birey hem de örgüt açısından olumsuz etkileri içerisinde barındıran ve önlem alınmadığı takdirde işletmenin varlığını tehlikeye düşürebilecek konuların başında gelen mobbing ve örgütsel sessizlik olgusuna önem vermek zorundadırlar. Bu çalışmanın temel amacı, mobbing ve örgütsel sessizlik arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaçla, Akdeniz Bölgesinde yer alan bir ilde faaliyet gösteren beş yıldızlı bir otelde 130 çalışan üzerinde bir anket uygulaması yapılmıştır. Anket sonucu elde edilen veriler SPSS kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada veri elde etmek adına, Leymann (1990) tarafından geliştirilen 42 maddelik " mobbing ölçeği (LIPT) " ile Kahveci ve Demirtaş (2013) tarafından geliştirilen 18 maddelik " örgütsel sessizlik " ölçekleri kullanılmıştır. ABSTRACT Employee factor takes place at the forefront in today's world being a global village. Employees who interact with many organizational and environmental factors in working life are more sensitive than other peoples because of structure of the human as biological and psychological. Ensuring continuity in the organization depends on stable of human factor as well as many of production inputs. To succeed sustainable rivalry, organizations have to care about mobbing and organizational silence phenomenons which are among the leading factors including negative effect for both individual and organization and can put the business into danger unless measures are taken. The main purpose of this study is to examine the relationship between mobbing and organizational silence. For this purpose, a questionnaire was applied to 130 employees working in a five-star hotels located on the Mediterranean coast. The results obtained from the questionnaire were analyzed using the SPSS. Mobbing scale (LIPT) consisting of 42 items, which was developed by Leymann (1990) and organizational silence scale consisting of 18 items, which was created by Kahveci and Demirtaş (2013) was used to collect data.
Araştırmanın amacı, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışmakta olan öğretmenlerin örgütsel sessizlik, tükenmişlik ve işten ayrılma niyetleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Ordu ili ve bağlı... more
Araştırmanın amacı, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışmakta olan öğretmenlerin örgütsel sessizlik, tükenmişlik ve işten ayrılma niyetleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Ordu ili ve bağlı ilçelerde faaliyet göstermekte olan 18 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde çalışan toplam 174 öğretmen, araştırma evrenini oluşturmaktadır. İlişkisel tarama modelinin kullanıldığı araştırmada, öğretmenlerin örgütsel sessizlik düzeyini belirlemek için “Öğretmenler İçin Örgütsel Sessizlik Ölçeği”(ÖS), tükenmişlik düzeylerini belirlemek için “Maslach Tükenmişlik Ölçeği” (MTÖ), işten ayrılma niyetini belirlemek için ise “İşten Ayrılma Niyeti Ölçeği” (İAN) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, demografik verilerden hiçbirinin örgütsel sessizlik düzeyi üzerinde anlamlı bir farklılık yaratmadığı tespit edilmiştir. Bunun yanında, tükenmişlik düzeyinde cinsiyet, yaş, eğitim ve gelir düzeyi değişkenleri; işten ayrılma niyetinde ise cinsiyet, yaş ve eğitim değişkenleri açısından anlamlı bir farklılık olduğu belirlenmiştir. Çalışmada ayrıca, örgütsel sessizlik ile tükenmişlik ve örgütsel sessizlik ile işten ayrılma niyeti arasında anlamlı bir ilişki saptanmazken, tükenmişlik ve işten ayrılma niyeti arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir korelasyonun varlığı tespit edilmiştir. Yapılan regresyon analizi sonucunda öğretmenlerin işten ayrılma niyetlerinin %28 oranında tükenmişliğe bağlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
- by Erdal MERİÇ and +1
- •
- Tükenmişlik, Örgütsel Sessizlik, İşTen Ayrılma Niyeti
Örgütsel sessizlik, örgütlerde karşılaşılan problemler veya konulara çalışanların ortak ve kasıtlı olarak tepki vermemeleri durumu veya duygu ve düşüncelerini başkalarıyla paylaşmamaları olarak tanımlanabilir. Whistleblowing ise bir... more
Örgütsel sessizlik, örgütlerde karşılaşılan problemler veya konulara çalışanların ortak ve kasıtlı olarak tepki vermemeleri durumu veya duygu ve düşüncelerini başkalarıyla paylaşmamaları olarak tanımlanabilir. Whistleblowing ise bir işletmedeki ahlaki olmayan davranışların duyurulması yani etik olmayan davranış ve olayların açığa çıkarılması olarak tanımlanabilir. Bu çalışma, ‘Örgütsel Sessizlik’ ve ‘Whistleblowing’ arasında anlamlı bir ilişkinin mevcut olup olmadığını araştırmaktadır. ‘Örgütsel Sessizlik’ ve ‘Whistleblowing’ arasındaki ilişkiyi ölçmek için kullanılan anket çalışması Gaziantep Binevler semtinde bulunan banklardaki 46 çalışan üzerinde uygulanmıştır. Anket sonuçlarının değerlendirilmesinde “SPSS” istatistiki analiz programı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, cinsiyet değişkeni açısından kadın çalışanların erkek çalışanlara göre whistleblowing düzeylerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiş, ancak istatistiksel bakımdan anlamlı bir fark tespit edilememiştir. İşe yeni başlayan (0-5 yıl hizmet süresi) çalışanların örgütsel sessizlik ortalamaları diğer çalışanlara göre daha fazladır. Çalışanların örgüt içerisinde çalışma süreleri arttıkça örgütsel sessizlik düzeylerinin azaldığı tespit edilmiştir. Ayrıca yapılan fark analizleri sonuçlarının istatistiksel bakımdan anlamlı olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Yapılan korelasyon analizi sonucunda whistleblowing ile örgütsel sessizlik arasında negatif yönlü (r= -0.419) ve istatistiksel bakımdan anlamlı (p<0,05) bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
This research aims to define teachers’ attitudes towards undesired behaviours at school. Therefore, in which possible undesired administrative behaviours teachers would blow a whistle was examined. Second, whether the teachers would... more
This research aims to define teachers’ attitudes
towards undesired behaviours at school. Therefore,
in which possible undesired administrative
behaviours teachers would blow a whistle was
examined. Second, whether the teachers would
prefer whistle-blowing or and the kind of blowing
was questioned. Lastly, the reason of keeping
silence was examined. This research was designed
as qualitative model. The research group was 20
teachers that work at a secondary school in Darica
district of Kocaeli. The results revealed that it was
put forward that all teachers would react in the case
of various undesired behaviours. However it was
determined that teachers would mostly react in the
case of serious undesired behaviours. Teachers
mostly stated that they would prefer to whistleblow
internally, formally and by identifying
themselves. Findings of the research are thought to
contribute to the literature in terms of revealing
teachers’ attitudes towards possible undesired
behaviours at school. /
- by Hurriyet Alatas and +1
- •
- Whistleblowing, Eğitim, Organizational Silence, Örgütsel Davranış
Örgütsel sessizlik ve işgörenlerin sessizlik davranışları son zamanlarda yabancı literatürde sosyal psikoloji ve etkilediği örgütsel davranış biliminin ilgilendiği bir konudur. Ancak bilinmektedir ki sessizlik; örgüt veya toplum yapısının... more
Örgütsel sessizlik ve işgörenlerin sessizlik davranışları son zamanlarda yabancı literatürde sosyal psikoloji ve etkilediği örgütsel davranış biliminin ilgilendiği bir konudur. Ancak bilinmektedir ki sessizlik; örgüt veya toplum yapısının var olduğu süredir yaşanan göz ardı edilemez bir olgudur. Bireysel bir davranış olmasının yanında kişilerin birbirlerinden etkilenerek bir iklim haline dönüşen bir özelliğe de sahiptir.
Bu çalışmada; örgütsel sessizlik davranışının, örgütsel öğrenme üzerindeki etkileri araştırılarak, örgüt çalışanları tarafından algılanan örgütsel desteğin bu ilişkideki aracılık rolü incelenmiştir. Örgütlerde yaşanan örgütsel sessizlik... more
Bu çalışmada; örgütsel sessizlik davranışının, örgütsel öğrenme üzerindeki etkileri
araştırılarak, örgüt çalışanları tarafından algılanan örgütsel desteğin bu ilişkideki aracılık rolü
incelenmiştir. Örgütlerde yaşanan örgütsel sessizlik davranışının, örgütün öğrenme dinamiklerini
kısıtlayan ve örgütsel öğrenmeyi negatif yönde etkileyebilecek bir davranış şekli olabileceği ve örgüt
çalışanları tarafından algılanan örgütsel desteğin ise bu ilişkide bir aracılık rolünü üstlenebileceği
öngörülmüştür. Bu çalışma kapsamında yapılan görgül analizler; örgütsel sessizlik davranışının
örgütsel öğrenme ile anlamlı bir ilişkisinin olmadığını, bununla birlikte algılanan örgütsel desteğin
bu ilişkide tam aracılık rolünün bulunduğunu göstermektedir. Yapılan çalışmanın; örgütsel
sessizlik davranışının daha çok birey seviyesinde gerçekleşmesine ve kolektif bir bilinçle meydana
gelen örgütsel öğrenmeyle anlamlı bir ilişkisinin bulunmadığına dikkat çekmesi açısından, gelecekte
bu konuda yapılan çalışmalara farklı bakış açıları getirebileceği düşünülmektedir.
Öz Bu araştırmada ortaokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel sessizlik algılarının ortaya konması ve bu algının demografik değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğinin tespit edilmesi amaçlan-mıştır. Araştırmanın evrenini... more
Öz Bu araştırmada ortaokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel sessizlik algılarının ortaya konması ve bu algının demografik değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğinin tespit edilmesi amaçlan-mıştır. Araştırmanın evrenini Sivas il merkezinde yer alan tüm ortaokullar oluşturmaktadır. Kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemiyle bu okullarda görev yapan 300 öğretmen örneklem grubu olarak belirlenmştir. Araştırma verileri üç boyut ve 30 maddeden oluşan örgütsel sessizlik ölçeği ile toplan-mıştır. Elde edilen veriler SPSS 22 paket programı ile analiz edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesin-de, tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerin yanında, bağımsız örneklerde t testi ve tek yönlü ANOVA analizlerinden faydalanılmıştır. Analiz sonucunda katılımcıların örgütsel sessizlik algılarının ortala-manın üstünde olduğu belirlenmiştir. Çalışmada, genel olarak örgütsel sessizliğin alt boyutları ile öğretmenlerin cinsiyet, medeni durum, branş, kıdem yılı ve mevcut okuldaki çalışma süresi değişken-leri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Sadece öğretmen boyutu ile katılımcıların branş değişkeni arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Araştırmanın sonunda bulgulara dayanılarak öneriler sunulmuştur.Bu bağlamda okul ortamında yaşanan örgütsel sessizlik davranışının önlenme-sinde öğretmen ve yöneticilere düşen görevler olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Sessizlik, örgütsel sessizlik, ortaokul, öğretmen 1 Bu çalışma Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü'nde tamamlanan yüksek lisans tezine dayalı olarak hazırlanmıştır.
Özet Emek yoğun olan turizm sektöründe, işletmelerin rekabet avantajı elde edebilmesinde, hizmet ve ürün kalitesini arttırabilmesinde, sürdürülebilir gelişim gösterebilmesinde nitelikli çalışanların yadsınamaz bir yeri ve önemi vardır.... more
Özet Emek yoğun olan turizm sektöründe, işletmelerin rekabet avantajı elde edebilmesinde, hizmet ve ürün kalitesini arttırabilmesinde, sürdürülebilir gelişim gösterebilmesinde nitelikli çalışanların yadsınamaz bir yeri ve önemi vardır. Aynı zamanda nitelikli çalışanlar, ülkelerin uluslararası pazarda rekabet gücünü de arttırmaktadır. Nitelikli çalışanların tüm potansiyellerini kullanabilmesine fırsat sağlamak, işletmelerin rekabet avantajı elde etmesinde önemli bir yöntemdir. Bu bağlamda araştırmanın ana amacını, öz yeterliliğin örgütsel sessizlik üzerindeki etkisinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Araştırmanın alt amaçları ise; çalışanların işletmeye katkı sağlamaya yönelik fikir ve düşüncelerinin belirlenmesi, çalışanların demografik ve mesleki özelliklerine göre örgütsel sessizlik davranışı ile öz yeterlilik algılarının farklılık gösterip göstermediğinin tespit edilmesi oluşturmaktadır. Araştırmada veriler konaklama işletmelerinde gerçekleştirilen anket uygulamasıyla elde edilmiştir. Nicel paradigma temelinde, betimsel araştırma modeli, karşılaştırmalı model, ilişkisel model ve bağıntısal model yaklaşımları kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, öz yeterlilik algısının örgütsel sessizlik üzerinde belirleyici bir etkinin olduğunu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada öz yeterliliği düşük olan çalışanların fikir ve düşünlerini ifade etmeyerek sessiz kaldıkları, yüksek öz yeterliliği olan çalışanların ise fikir ve düşüncelerini paylaşmaktan çekinmediği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Öz yeterlilik, örgütsel sessizlik, konaklama işletmeleri. Abstract Qualified employees has an undeniable a place and importance in the labor-intensive tourism sector to achieve competitive advantage, improve service and product quality, carry out sustainable development. As well qualified employees increase the competitiveness of countries in the international market. Providing opportunities for using qualified employees' full potential is an important method in obtaining
Örgütsel sessizlik işgörenlerin bilinçli olarak kendi görüş ve düşüncelerini kabullenici ve korunma amaçlı üstlerinden sakınmaları ya da örgütlerini korumak amacıyla sessiz kalma davranışı olarak tanımlanabilmektedir. Bu araştırmanın... more
Örgütsel sessizlik işgörenlerin bilinçli olarak kendi görüş ve düşüncelerini kabullenici ve korunma amaçlı üstlerinden sakınmaları ya da örgütlerini korumak amacıyla sessiz kalma davranışı olarak tanımlanabilmektedir. Bu araştırmanın amacı; farklı sektörlerdeki işgörenlerin örgütsel sessizlik düzeylerini ortaya koyarak, örgütsel sessizliğin işgörenlerin demografik ve mesleki özelliklerine göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemektir. Çalışmada Dyne, Ang ve Botero (2003) tarafından geliştirilen ve kabullenici, korunma amaçlı ve koruma amaçlı olmak üzere 3 boyuttan oluşan Örgütsel Sessizlik Davranışları ölçeğinden faydalanılmıştır. Çalışmanın örneklemini, İstanbul ilinde faaliyet gösteren farklı sektörlerde çalışan 400 işgören oluşturmaktadır. Söz konusu örneklemden, konuyla ilgili bilgilerin toplanmasında anket tekniğinden faydalanılmıştır. Verilerin analizinde yüzde, frekans, standart sapma, t‐testi, tek faktörlü varyans analizi (ANOVA) testinden ve alt boyutlar arasındaki ilişkiyi açıklamak için korelasyon analizinden yararlanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular sonucunda, çalışanların örgütsel sessizlik düzeylerinin demografik faktörlere göre farklılık gösterdiği ve örgütsel sessizlik düzeylerinin kabullenici ve korunma amaçlı sessizlik boyutlarında düşük; koruma amaçlı sessizlik düzeylerinin yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Bunların yanı sıra işgörenlerin kabullenici sessizlik düzeyleri ile korunma amaçlı sessizlik düzeyleri arasında pozitif yönde yüksek bir ilişkinin olduğu sonucuna varılmıştır.
The purpose of this research is to explore the interaction of organizational silence with personality and life satisfaction. The quantitative paradigm, including descriptive, relational, and comparative models was employed. Data were... more
The purpose of this research is to explore the interaction
of organizational silence with personality and life satisfaction.
The quantitative paradigm, including descriptive,
relational, and comparative models was employed.
Data were collected from 185 participants in a public
university and in a public enterprise in Istanbul. Data
were analyzed by correlation analysis, analysis of variance,
and multi regression techniques. The findings pointed
out that as acquiscent and defensive silence increased,
life satisfaction significantly decreased. Defensive
silence explained 3.4% of the variance on life satisfaction.
When focused on personality, acquiscent silence
was predicted by extraversion (17.8%) and openness to
experience (2.6%). Defensive silence was predicted by
extraversion (3.7%). Pro-social silence was predicted
by conscientiousness (4.8%) and openness to experience
(2.6%). Introverts were more likely to experienc
eacquiscent and defensive silence. Whereas those who
have higher scores on conscientiousness and openness
to experience show most probably prosocial silence.
Prosocial silence was associated with more positively
personality characters compared to acquiscent and defensive
silence. The predictive role of defensive silence
on life satisfaction stressed that silence was not only an
organizational problem but also a problem affecting
the whole life of the individuals in a negative way.
- by Gülsün Erigüç and +1
- •
- Örgütsel Davranış, Örgütsel Sessizlik, Sağlık Yönetimi
ÖZET Son yıllarda küreselleşmenin de etkisiyle firmalarda çalışan işgörenlerin değeri gün geçtikçe artmakta ve bununla birlikte de insan kaynaklarının önemi gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaya başlanmaktadır. Bir iş alanında başarılı olmak... more
ÖZET Son yıllarda küreselleşmenin de etkisiyle firmalarda çalışan işgörenlerin değeri gün geçtikçe artmakta ve bununla birlikte de insan kaynaklarının önemi gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaya başlanmaktadır. Bir iş alanında başarılı olmak isteyen firmalar, işgörenlerinin farklı, yenilikçi, orijinal fikir ve düşüncelerini bir zenginlik kaynağı olarak algılamaktadırlar. İşgörenlerin, çalıştıkları firmaların problemleri ile ilgili endişelerini dile getirmemeleri anlamına gelen örgütsel sessizlik kavramı, örgütsel öğrenmeyi engellemekte ve işgörenlerin memnuniyetsizliğine ve işin kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Örgütsel sessizlik kavramı işgörenin sağlığını tehdit etmekle birlikte yeni değişimlere uyum sağlamasını da zorlaştırmaktadır. Bu nedenle örgütsel sessizlik, firmalarda işgören performansını etkileyen unsurlar arasında yer almaktadır. Bu çalışma kapsamında örgütsel sessizliğin işgören performansı üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Kahramanmaraş'ta faaliyette bulunan gıda işletmelerinde çalışan kişilere anket çalışması uygulanmış ve anket sonucunda elde edilen veriler SPSS programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Analiz sonucunda örgütsel sessizlik ve alt boyutlarının işgören performansı üzerinde negatif bir etkiye sahip olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. ABSTRACT With the impact of globalization in recent years, the value of the employees working in the companies is increasing day by day and the importance of human resources is getting better understood. Companies that want to be successful in a business field perceive their employees as different, innovative, original ideas and thoughts as a source of wealth. The concept of organizational silence, which means that employees should not express their concerns about the problems of the companies they work with, prevents organizational learning and causes dissatisfaction of employees and decreases the quality of work. The concept of organizational silence threatens the health of the worker and makes it difficult to adapt to new changes. Therefore, organizational silence is one of the factors affecting the performance of employees in companies. In this study, it is aimed to investigate the effect of organizational silence on employee performance. For this purpose, a questionnaire was applied to the people working in food enterprises operating in Kahramanmaraş and the data obtained as a result of the survey
Klasik yönetim anlayışı ile birlikte “İnsan”, örgütlerin vazgeçilmez bir “kıymet”i olmasına rağmen çoğu zaman bir üretim faktörü, maddi bir varlık ya da yaygın kullanımıyla bir kaynak olarak görülmekteydi. Ancak örgütsel ve yönetsel... more
Klasik yönetim anlayışı ile birlikte “İnsan”, örgütlerin vazgeçilmez bir “kıymet”i olmasına rağmen çoğu zaman bir üretim faktörü, maddi bir varlık ya da yaygın kullanımıyla bir kaynak olarak görülmekteydi. Ancak örgütsel ve yönetsel açıdan yaşanan paradigmal dönüşümler insana atfedilen anlamlarda da bir dönüşümü tetiklemiştir. İş yaşamında çalışanlar, fiziki alan işgal eden bir “kaynak” olmaktan çıkarak, duygu, düşünce ve fikirleri olan bir “değer” olarak algılanmaya başlamıştır. Örgütler de insanın bu değerinin farkına varmış ve çalışanlarının bilgi, fikir, düşünce ve tavsiyelerine büyük önem vermeye başlamışlardır. Çalışanların kurumlarına ilişkin bilgi, fikir, düşünce ve tavsiyelerini paylaşmaları çok önemliyken bazen çalışanlar sessizlik davranışına bürünebilmektedirler. Çalışanların bu davranışlarının altında yatan farklı nedenler vardır. Nitekim bu çalışmanın amacı, kültürün sessizlik davranışı üzerindeki etkilerini incelemek ve bu çerçevede temel veri kaynağı olarak kültürün yayılımında bir araç olan atasözlerinden yararlanarak sessizlik davranışının ne ile ilişkilendirildiğini ortaya koymaktır.
Çalışmada nitel araştırma tekniklerinden biri olan içerik analizinden, veri toplama yöntemi olarak da doküman inceleme tekniğinden yararlanılmıştır. Temel veri kaynağı olan atasözlerinde, ses ve sessizlik davranışlarına ilişkin atasözleri, üç farklı kaynak temelinde, dört farklı araştırmacı tarafından analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda sessizlik davranışına ilişkin 44 atasözüne ve 24 farklı boyuta ulaşılmıştır.
Öz: Bu araştırmada, ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin hangi durumlarda sessiz kaldıklarını, sessiz kalmalarının altında yatan nedenleri ve bunun sonucunda neler olduğunu derinlemesine analiz etmek amaçlanmıştır. Nitel... more
Öz: Bu araştırmada, ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin hangi durumlarda sessiz kaldıklarını, sessiz kalmalarının altında yatan nedenleri ve bunun sonucunda neler olduğunu derinlemesine analiz etmek amaçlanmıştır. Nitel araştırma desenlerinden durum çalışması kullanılarak gerçekleştirilen araştırmanın çalışma grubunu, amaçlı örnekleme yöntemlerinden kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemi ile belirlenen 20 ilköğretim okulu öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın veri toplama aracı, araştırmacı tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formudur. Görüşme formu oluşturulurken ilgili alanyazın taranmış; uzman görüşüne başvurulmuştur. Elde edilen veriler, içerik analizi tekniği kullanılarak analiz edilmiş; gruplar temalaştırılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre; öğretmenlerin örgütsel sessizliğin sükût, bencillik ve çaresizlik olduğu konusunda görüş bildirdikleri, sessiz kaldıkları konuların yönetimle ilgili olduğunu ifade ettikleri, sessiz olma nedenlerinin hem bireysel hem de yönetsel ve örgütsel sebepleri olduğunu açıkladıkları, sessiz kalma biçimlerini genellikle görmezden gelerek ya da pasif kalarak gösterdiklerini belirtmeleri, sessiz kalmalarının sonucunu bireysel ve örgütsel açıdan değerlendirdikleri ve örgütsel sessizliğin konuşmayı destekleyecek güven iklimi yaratarak aşılabileceğine ilişkin görüş bildirdikleri ortaya konmuştur. Anahtar sözcükler: sessizlik, örgütsel sessizlik, sessiz kalma nedenleri
Abstract: In this research the aim is to draw out in which situations the primary school teachers keep silent, the reasons and the results of being silent. This research was structured with qualitative research approach. Study group of this study consists of twenty primary school teachers as determined by as snowball. Data collection tool of this research is the semi-structured interview. While putting the form together related literature was scanned and supported by professionals. Outcome of the research was analyzed using content analysis technique. According to data of the research; teachers state that, organizational silence is repose, selfishness and desperation, most of the situations they keep silent is about administration, the reasons of being silent are individual, managerial or organizational, they show their silence by ignoring or remaining passive, when the results of being silence is considered organizational silence can be get over by creating a confident atmosphere supporting the communication.
AFAD personelleri yoğun çalışma temposu, uzun çalışma saatleri, fazla iş yükü sebebiyle yüksek strese maruz kalmaktadırlar. Bu şartlar göz önünde bulundurulduğunda, çalışma koşullarının personeli psikolojik anlamda zaman zaman yorduğu... more
AFAD personelleri yoğun çalışma temposu, uzun çalışma saatleri, fazla iş yükü sebebiyle yüksek strese maruz kalmaktadırlar. Bu şartlar göz önünde bulundurulduğunda, çalışma koşullarının personeli psikolojik anlamda zaman zaman yorduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda, Suriye insani krizi nedeniyle yoğun göç almış bölgelerde Adıyaman, Gaziantep, Kilis İl Afet ve Acil Durum Müdürlüklerinde görev yapan personellerinin iş doyumu, örgütsel sessizlik ve tükenmişlik düzeylerinin belirlenmesi ve iş doyumunun tükenmişlik üzerine etkisinde örgütsel sessizliğin aracılık etkisini belirlemeyi amaçlamıştır. Nicel araştırma deseni olan çalışmamız 101 çalışan ile yürütülmüştür. Araştırmada ''Tanıtıcı Bilgi Formu'', ''İş Doyumu Ölçeği'', ''Tükenmişlik Ölçeği'' ve ''Örgütsel Sessizlik Ölçeği'' kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre iş doyumu ile tükenmişlik arasındaki ilişkide örgütsel sessizliğin kısmi aracılık etkisi olup, örgütsel sessizlik bu iki olgu arasındaki negatif ilişkiyi zayıf da olsa etkisini azaltmaktadır.
Bu çalışmada Psikolojik şiddet (mobbing) ve örgütsel sessizlik arasındaki ilişki araştırılmıştır. Psikolojik şiddet örgüt içinde gerilime yol açan ve bu bağlamda iş doyumunu olumsuz etkileyen bir süreçtir. Bu bağlamda çalışanların iş... more
Bu çalışmada Psikolojik şiddet (mobbing) ve örgütsel sessizlik arasındaki ilişki araştırılmıştır. Psikolojik şiddet örgüt içinde gerilime yol açan ve bu bağlamda iş doyumunu olumsuz etkileyen bir süreçtir. Bu bağlamda çalışanların iş ortamlarında yaşadıkları sıkıntıların nedenleri belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışanların işyerlerinde yaşadıkları olumsuz davranışlar karşısında nasıl tepki verdikleri ve ne şekilde sorunlarla karşılaştıklarını anlamaya ve ayrıca iş yerlerinde yaşanan sıkıntıların önüne geçilmesini hedefleyen uygulamaların gelişmesine katkı sağlamak amaçlanmıştır. Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü'nde 22 katılımcıya yapılan bu çalışma da psikolojik şiddet ve örgütsel sessizlik kavramlarının nedenleri ve alınması gereken önlemlerle ilgili olarak katılımcıların algılarını, fikirlerini ve deneyimlerini belirlemek amacıyla nitel araştırmalarda kullanılan amaçlı örneklem yöntemlerinden en yaygın olan kartopu örnekleme tekniği kullanılmıştır. Olgu bilim ile desenlenmiş olup, yapılan görüşmeler betimsel analiz yapılarak değerlendirilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme formunda yer alan 15 sorunun 5 tanesi demografik bilgilerle, 10 tanesi de psikolojik şiddet ve örgütsel sessizlik ile ilgilidir. Araştırma deseninde sorular kolay, net ve yönlendirilemeyecek şekilde açık uçlu sorular olarak ifade edilmiştir. Araştırma sonucu göstermektedir ki bireyler çalıştıkları kurumda psikolojik şiddete maruz kalmaktadırlar. Gelecek kaygılarından dolayı işten atılma korkusu ve geçim sıkıntısı yaşayacaklarını düşünmeleri nedeniyle kendilerine ve iş arkadaşlarına yapılan bu şiddete karşı sessiz kalmaktadırlar. Bu durumdaki en önemli yönetsel faktör olarak yöneticilerden gelebilecek olumsuz geri bildirimlerin olması, en önemli örgütsel faktörler olarak da adaletsizlik ve gruplaşmaların olacağının düşünülmesidir. İşsiz kalma olgusunun var olması ise bireysel faktörlerden en önemlisidir.
ÇalıĢanların organizasyonlarda gerçekleĢtirdiği faaliyetler ve karĢılığında ortaya çıkan kazanımların dağıtılmasında uygulanan adalet ve yaratılan algı, çalıĢanların sahip olduğu bilgi ve becerilerinin iĢletme faaliyetlerine yansımasına... more
ÇalıĢanların organizasyonlarda gerçekleĢtirdiği faaliyetler ve karĢılığında ortaya çıkan kazanımların dağıtılmasında uygulanan adalet ve yaratılan algı, çalıĢanların sahip olduğu bilgi ve becerilerinin iĢletme faaliyetlerine yansımasına neden olmaktadır. Örgütsel adalet sisteminin örgütsel sessizlik ile olan iliĢkisini temel alan bu çalıĢmada amaç, organizasyonlarda gerçekleĢen faaliyetler sonucunda uygulanan örgütsel ve yönetsel prosedürlerin çalıĢanlar üzerinde yarattığı adalet algısının örgütsel sessizlik davranıĢları ile iliĢkisini belirlemektir. Bu amaçla Kars ili ve ilçelerindeki kamu ve özel bankalarında görev yapan 100 çalıĢana anket uygulanmıĢtır. Analiz sonuçlarına göre, çalıĢanların örgütsel adalet ve örgütsel sessizlik düzeylerinin orta düzeyde oldukları görülmüĢtür. Örgütsel adalet ve örgütsel sessizlik arasında ise anlamlı bir iliĢkiye rastlanmamıştır.
The purpose of this research is to explore the interaction of organizational silence with personality and life satisfaction. The quantitative paradigm, including descriptive, relational, and comparative models was employed. Data were... more
The purpose of this research is to explore the interaction of organizational silence with personality and life satisfaction. The quantitative paradigm, including descriptive, relational, and comparative models was employed. Data were collected from 185 participants in a public university and in a public enterprise in Istanbul. Data were analyzed by correlation analysis, analysis of variance, and multi regression techniques. The findings pointed out that as acquiscent and defensive silence increased, life satisfaction significantly decreased. Defensive silence explained 3.4% of the variance on life satisfaction. When focused on personality, acquiscent silence was predicted by extraversion (17.8%) and openness to experience (2.6%). Defensive silence was predicted by extraversion (3.7%). Pro-social silence was predicted by conscientiousness (4.8%) and openness to experience (2.6%). Introverts were more likely to experienc eacquiscent and defensive silence. Whereas those who have higher...
Özet İşletmelerde yürütülen insan kaynakları yönetimi uygulamalarının örgüt seviyesinde sonuçları yanında çalışan bireyler düzeyinde de bazı sonuçları görülmektedir. Bu araştırmada insan kaynakları yönetimi uygulamalarının çalışanların... more
Özet İşletmelerde yürütülen insan kaynakları yönetimi uygulamalarının örgüt seviyesinde sonuçları yanında çalışan bireyler düzeyinde de bazı sonuçları görülmektedir. Bu araştırmada insan kaynakları yönetimi uygulamalarının çalışanların işlerine yabancılaşmaları üzerindeki etkisi ve bu etki üzerinde ayrımcılık algısının ve çalışan sessizliğinin düzenleyicilik rolü incelenmiştir. Bu amaçla anket yöntemiyle bir işyerinde çalışan 281 kişiden veri toplanmış ve bu veriler kullanılarak araştırma hipotezlerinin sınandığı nicel analizler yapılmıştır. Araştırma sonucunda insan kaynakları yönetimi uygulamalarına yönelik çalışanların algısının artmasının işe yabancılaşmalarını azaltan anlamlı bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bu etkinin ayrımcılık algısı ve sessizlik düzeyi yüksek çalışanlarda anlamlı olmadığı, ayrımcılık ve sessizliğin düzenleyicilik rolünün olduğu bulgularına ulaşılmıştır. Elde edilen bulgular yazın bağlamında tartışılmıştır.
Human resource management practices in businesses have some consequences at the level of working individuals in addition to organization level results. In this research, moderated moderation role of discrimination perception and employee silence on the effect of human resource management practices on alienation of employees were examined. For this purpose, the data were collected from 281 people working in a firm by using questionnaire method and quantitative analyzes were conducted by using these data to test the research hypotheses. As a result of the research, it was found that the
increase in the perception of the employees towards the human resources management practices has a significant effect which reduces the alienation to work. Moreover, it was found that this effect was not significant when discrimination perception and silence of
employees were at high level. This finding showed that Employee Silence and Discrimination have a Moderated Moderation Role on the effect of human resource management practices on work alienation. The findings were discussed in the context of the literature.
Eğitim örgütlerinde yapılan araştırmalar incelendiğinde, örgütsel sessizliğin yüksek düzeyde yaşandığı, yönetici ve öğretmenlerin, olay ve durumlar karşısında konuşmak yerine sessiz kalmayı tercih ettikleri görülmektedir. Örgütsel... more
Eğitim örgütlerinde yapılan araştırmalar incelendiğinde, örgütsel sessizliğin
yüksek düzeyde yaşandığı, yönetici ve öğretmenlerin, olay ve durumlar karşısında
konuşmak yerine sessiz kalmayı tercih ettikleri görülmektedir. Örgütsel sessizliğin, bilgi ve
deneyimleri paylaşmama, çok yönlü perspektiflerden mahrum kalma, işlerin iyileştirilmesi
çalışmalarına kayıtsız kalma, açık iletişim ve yapıcı diyaloglar kuramama, kurumu
sahiplenmeme, performansta düşüş, haksızlığa tepki gösterme yerine pasif kalma,
görüşlerini açıklamada gönülsüz olma gibi sonuçlara yol açtığı görülmektedir. Örgütlerin
psikolojisini olumsuz yönde etkileyen sessizlik iklimi, örgütsel davranış örüntüleri üzerinde
belirleyici bir etkiye sahiptir.
Bu araştırmanın amacı, ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin
örgütsel sessizlik yaşama nedenlerini saptamaktır. Araştırma nitel araştırma modeline göre
yapılandırılmıştır. Nitel araştırma desenlerinden olan olgu bilim (fenomenoloji)
kullanılarak gerçekleştirilen bu araştırmanın çalışma grubu, amaçlı örnekleme
yöntemlerinden, kartopu veya zincir örnekleme yöntemi ile belirlenen 4 ilköğretim kurumu
öğretmeninden oluşmaktadır. Açık uçlu sorular ve yarı yapılandırılmış görüşme tekniği
kullanılarak elde edilen veriler, içerik analizi tekniği kullanılarak analiz edilmiştir.
Yapılan içerik analizi sonucunda ortaya çıkan kodlardan bazıları; yöneticinin
‘sözde’ ilgileniyor görünmesi, adil olmayan uygulamalar (ayrımcılık/kayırmacılık vb.),
meslektaşların düşük performansı, konuşmanın faydasız olduğu inancı olarak belirlenmiştir.
Araştırma sonucunda, ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin örgütsel
sessizlik yaşama durumlarının; yönetsel, örgütsel, işle ilgili ve ilişkisel nedenlerden
kaynaklandığı saptanmıştır. Öğretmenler genellikle, ilişkisel nedenlerden konuşmanın
faydasız olduğu ve yönetsel nedenlerden yöneticinin sözde ilgileniyor görünmesi sebebiyle
örgütsel sessizlik yaşamaktadırlar. Örgütsel sessizlikle başa çıkılabilmesi için, daha aktif ve
yeniliklere açık olunması, bireyselliğe önem verilmesi, uzlaşmacı bir yaklaşıma sahip olunması ve mesleğin uygulayıcılarının gönüllü ve istekli kişilerden seçilmesi gerektiği
belirlenmiştir./The purpose of this study is to determine the causes of organizational silence experienced
by primary school teachers.This research was structured with qualitative research approach.
Study group of this study consists of four primary schools teachers as determined by a
snowball or chain sampling method. The data was collected through semi-structured
interviews and open-ended questionnaires from 4 participants and were analyzed using
content analysis technique.As a result of the research, organizational silence is experienced
by primary school teachers is derived from administrative, organizational, work-related,
and relational reasons.Teachers thoughts about it would be useless to talk because of
relational reasons, and school administrators seem to be interested in the so-called because
of administrative reasons lead to organizational silence. According to participants, to deal
with organizational silence, to be more active and open to new ideas, emphasis on
individuality, to have a conciliatory approach, and selecting the practitioners of the
profession from willing and voluntary people are required.
Örgütsel sessizlik, işgörenlerin işlerini ve örgütlerini iyileştirmeyle ilgili fikir, bilgi ve düşüncelerini kasıtlı olarak esirgemeleridir. İşgörenlerin sessiz kalma nedenleri, paradoksal olarak pek çok açıklamayla belirtilmekle birlikte... more
Örgütsel sessizlik, işgörenlerin işlerini ve örgütlerini iyileştirmeyle ilgili fikir, bilgi ve düşüncelerini kasıtlı olarak esirgemeleridir. İşgörenlerin sessiz kalma nedenleri, paradoksal olarak pek çok açıklamayla belirtilmekle birlikte henüz tam anlamıyla aydınlatılabilmiş değildir. Bu çalışmanın temel amacı örgütsel sessizliği işgörenlerin duygusal tükenmişlik durumları ve iş tatmin düzeyleri ilişkileri bağlamında açıklamaktır. Başka bir ifadeyle, “iş görenlerin iş doyumları tatminkâr düzeyde olduğu için mi sessiz kaldıkları, yoksa iş doyumları düşük düzeyde olduğu için mi sessiz kaldıkları”nın belirlenmesi önemlidir. Bu araştırmada; örgütsel sessizlik, duygusal tükenmişlik, iş doyumu arasındaki etkileşimi incelemek amacıyla nicel paradigma kapsamında karma model (betimsel model, ilişkisel model, karşılaştırmalı model) kullanılmıştır. İstanbul’da faaliyet gösteren bir işletme çalışanları üzerinde ölçekler uygulanmıştır. Veri toplama sürecinde, örgütsel sessizlik ölçeği (Dyne, Soon ve Botero, 2003) duygusal tükenmişlik ölçeği (Maslach ve Jackson, 1981) ve Minnesota İş Doyum Ölçeği kullanılmıştır. Korelâsyon analizleri, varyans analizleri ve regresyon analizleri sonucunda örgütsel sessizlik, iş doyumu ve duygusal tükenmişlik arasındaki etkileşimler ortaya konulmuştur. Bu sonuçların, işgörenler ve örgütler açısından doğurguları ve çalışmanın sınırlılıkları da tartışılmıştır.